03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çüler: PKK'yı Medis'ten çıkann ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Başbakan Tansu Çiller, TBMM Genel Kurulu toplanmadan, DYP grubunda milletvekillerine, "PKKMeclis'te" değerlendirmelennin yarattığı gölgenin kaldınlması talimatını verdi ve "Dokunulmazlıkların kaldınlması yerindeolur" dedi. Çiller, DEPeoy vermeyi düşünenieri. "Gelin, bolücülüğe birlikte karşı çıkalım" diyerek partisine çağırdı. Çiller. DYP Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada. dokunulmazhklar konusuna değindi ve suçlamalann araştınlabilmesi için yargı yolunun açılması gerektiğini söyledi. İfadeözgürlüğünden "özgür ifade" diye söz eden Çiller. şunlan söyledi: "Türkiye'de demokrasi vardır, olmadığını kimse iddia edemez. Elbette özgür ifade de olmalı. Demokrasi ile özgür ifade birbirine kenetlenmiştir. Demokrasi özgürliiğü, sonımlulukla dengelenmiş bir hukuk düzenidir. Eğer özgürlük diye, devletin ve milletin bölünmez bütûnlüğüne, Atatürk'ün annesine dil uzatılmaya kalkılırsa. buna demokrasi denmez. Biraz önce Türk-İş'i ziyaret ettim. Bana, PKK Meclis'in altındadır, bizi bundan kurtann' dediler. PKK'nın Meclis'te barındığı gibi bir gölge vardır. bunu Meclis'in üzerinden kaldırmakla yükümlüyüz. Kimseyi suçlamıyoruz, ama suçlamalar v ardır >e yargının önüniin açılması gereği ı ardır. Dokunulmazlık yargının öniinü tıkıy orsa ve bu da kamu vicdanını rahatsız ediyorsa, gereğini yapmak lazundır. Suçlamalann araştırüması, hukuk de> lerinin gereğidir. Dokunulmazlıklarm kaldınlması yerinde •olacaktır." Dokunulmazlıklann kaldınlmasma ilişkin karan Meclis'in vereceğini bildiren Çiller, ülke, bayrak ve ezan sözcüklerini sıralayarak RP ve seçimlerden çekılen DEP'lilere şu çağnyı yaptı: "Bu ülke, bu bayrak, bu ezan hepimizin. Dün RF*ye oy vemüş olabilirsiniz, ünan, dûhistlük bizde. DEP'e oy vermeyi düşünenler olabilir. Getin, bolücülüğe birlikte karşı çıkalım. Toprak, bayrak hepimizin. Paylaşamayacağımız bir şey yok. Hiçbir şey zorbalıkla yapılmaz. Zorbalığa birlikte karşı çıkalım. Huzur ve istikrar birliktedir. Gelin, birlik olalım." ŞHP İstanbuTda birindparti tstanbul Haber Servisi- Profil Araştırma ve Danışmanlık tarafîndan yapılan kamuoyu araştırmasına göre SHP yüzde 23.1 'le İstanbul'da birinci parti kon'imunda. RP ise yüzde 22.3'le ikinci parti. Kamar'ın Ankara için yaptığı araştırmada daSHP birinci parti çıktı. Kamar'dan sonra Profirin yaptığı kamuoyu araştırması da SHP'nin İstanbuTda oy oranını hızla yükselterek birinci parti durumuna geldiğini ortaya çıkardı. Profil Araştırma'nın Istanbul'daki 18 ilçede 2840 kişi ile yüz yûze görüşerek yaptığı anket sonuçlan yüzde olarakşöyle:SHP<23.1,RP: 22.3, ANAP: 21.2, DYP: 16.8, DSP:7.6,CHP:2.7,MHP: 2.6, Diğer: 3.7 Aynı ankette "Adaylara karşı hissettiğiniz imaj nasddır" sorusuna karşılık SHP adayı ZülfS Iivaneli ismi en fazla "olumlu" yanıtını alırken DYP adayı Bedrettin Dalan ise en fazla "olumsuz" yanıtını aldı. Dokumılmazlıkbunalımı SHP Genel Başkanı Karayalçın, MYK toplantısında yaptığı konuşmada, anlık tepkilerle karar verilmemesi gerektiğini söyleyerek ortağı DYP'ye ters düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Koalisyon or- taklan 7 milletvekilinin dokunulmazlıklannın kaldınlması konusunda ters düştü. SHP Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. "SHP, bu kritik konuda anlık tepkilere göre, toplumda ortaya çıkan öfkelere göre değil. ülkenin özellik- İe terörle mücadele konusunda elde ettiği başarıya göre, yarına, öbür güne göre po- lifikalar izlenmesinin daha doğru olduğu görüşündedir" dedi. Karayalçın aynca, PKK'nın seçimle- rin boykot edilmesi ve adaylann hedef olduğuna ilişkin açıklamasını "ciddiye almadığını", adaylannın büyük bir ka- rarlılık ve coşkuyla çalışmalannı sürdü- receğini söyledi. 8 milletvekilinin dokunulmazlıklan- nın kaldınlması konusu TBMM Genel Kurulu'na gelirken, bu konu koalisyon ortaklan arasında yeni bir anlaşmazlık yarattı. Başbakan Tansu Çiller açık ola- rak dokunulmazlıklann kaldınlmasın- dan yana tavır koyarken, Karayalçın bu görüşe katılmıyor. Karayalçın, dün partisinin MYK (Merkez Yürütme Kurulu) top- lantısının açılışında yaptığı konuşmada, SHP'nin ilke olarak ve siyasal gerekçe- lerle dokunulmazlıklann kaldınlmasma Livaneli konfeksiyon fuannda tstanbul Haber Servisi- 27 Mart yerel seçimlerine az bir süre kala. adaylar katıldıklan çeşitli etkinliklcrde seçmenleriyle bir araya gelme turlannı hızlandırdı. SHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Zülfii Livaneli de dün. Tepebaşı'ndaki TÜ YAP Sergi Sarayı'nda düzenlenen "9. Konfeksiyon, Örgü, Nakış Makinalan ve Aksesuarları Fuan"nın açılışını yaptı. Livaneli. açılış kurdelesini kesmeden önce gerçekleştirdiği konuşmada, teknolojik gelişmeyle birlikte giderek büyüyen konfeksiyon sektörünün, Türk ekonomisini hızlandıran bir "motor" işlevini yerine getırdığıni söyledi. Livaneli, "liygulanan bazı kotalara karşın, konfeksiyon sektörü gelişme ve büyüme çabalarını başarıyla yürütüyor" dedi. Zülfü Livaneli daha sonra robot giysileriyle miru bir gösteri sunan dansçılan izledi. Livaneli. "Şimdi gazeteciler burada çektikleri fotoğraflann altına. 'Zülfü Livaneli'nin seçim kampanyasında robotlarda göre\ yapıyor" diye yazacaklar"dedi. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN) karşı olduğunu söyledi. Karayalçın "anlık tepkilerle, öfkelerie" karar ver- menin doğru olmadığına dikkat çeke- rek, "SHP'nin bu konuda grup karan yoktur. Milletvekilleri önlerine gelen dosyaya göre, özgür iradeleriyle karar vereceklerdir" dedi. Karayalçın, ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'ın DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklannın kaldınlması ko- nusunda kendilerine yönelttiği eleştirile- re de dikkat çekerek. "SHP, te- rörle etkin bir mücadeleden, te- rör örgütüyle mücadele için her rürlü önlemin alınmasından ya- nadır. Güvenlik güçlerinin do- nanımlarının iyileştirUmesinden yanadır. SHP terörle mücadele edilmesini istemektedir, düşün- ceyle değil. Terdrle mücadele adı altında düşüncty le mücadele edilmesini kabul etmeyiz, içimi- ze sindiremeyiz" dedi. Başbakan Tansu Çiller'in açıkladığı terörle mücadele ko- nusunda elde edilen bazı so- nuçlara dikkat çeken Kara- yalçın. "Terörle Mücadele Ya- sası'nda değişiklik öngören tas- lağı yasalaştırmadan bu sonuç- lar âlındı. Biz ilke olarak 8. maddeyi doğru görmüyoruz. 8. maddeyle Ugili bir düzenleme yapdacaksa, laik cumhuriyetin korunmasına ilişkin bir düzenle- menin muhakkak konmasından yanayız. Terörün nereden geldi- ği önemli değil" dedi. Kara- yalçın. PKK'nın seçimlerle ilgi- li olarak yayımladığı bildiriye ilişkin olarak da. "Bildiriyi de, seçim boykotunu da hiçbirşekil- de ciddiye almıyoruz. SHP adayları büyük bir kararlüıkla, coşkuyla çahşmalannı sürdüre- cektir". SHP olarak Güneydo- ğu'da birçok engellemelerle karşılaştık. Adaylarımız kaçınldı, parti binalarımıza saldırddı. Zor bir dönemdeyiz. Ancak adaylarımız var gücüyle çalışacaklar, hükümet olarak da gerekli çaltşmalar yapıla- cak" görüşünü dile getirdi. MesutYılmaz:PKK'yı Meclis'eSHPsoktu DEP'lilerin dokunulmazlıklannın kaldınlması için hükümet ortağı SHP değil, ANAP'm oy verdiğini bildiren Yılmaz. "Bugünkü iktidar muhalefetin desteğiyleayakta duruyor. Bu Allahlık bir iktidardır" dedi. OSMAN AYDOĞAN KONYA ER- EĞLİ / KARA- MAN/NİĞDE- ANAP Genel Başkanı Mesut Ydmaz, DEP'li milletvekilleri- nin dokunulmazlıklannın kaldınlması için oy vermemesi nedeniyle eleştirdiği SHP'yi suçlarken hükümeti "Allahlık iktidar" olarak niteledi. Yılmaz, hükümetin yerel se- çimden sonra iktidarda kala- mayacağını savunarak. "Baş- bakan'a kendi mületvekili bile inanmıyor. Teker teker gemiyi terk ediyorlar. Çünkü gemi ka- raya oturdu" dedi. Yılmaz. "27 Mart'a kadar ulaşabildiğim her yere gidece- ğim. Bu hükümetin ipliğini pa- zara çıkaracağım" dediği se- çim gezilerini Konya'nın Ereğ- li ilçesi ve Karaman'da sürdür- dü. Karayoluyla yolculuk eden \e yoldaki pek çok yerle- şim birimrnde halka hıtap eden Yılmaz, koalisyon ortaklanna ağıreleştirileryöneltti. Konuş- malannda yurttaşlan "Yalana, size boş vaatlerde bulunup son- ra kendi dertlerine düşenlere destek vermeyin" di>e seslenen Yılmaz. "O partilere, becerik- siz yalancı koalisyona oy veren- lere, aldatılmış vatandaşlara so- ruyonım; hani iki anahtar. haııi yeşil kart, ucuzluk? Bunlar Tür- kiye'nin nimetlerini kendi adamlarma peşkeş çekmek için işbaşındalar. Şimdi iktidarda kalıp ötnürlerini uzatmak için sizi yeni masallarla aldatmak isteyecekler. Onlara kanmayın. Türkiye''yi ivi idare edeme>en- ler belediyeleri de iyi idare ede- mezier. Babasını bile inkar edenler size hizmet veremezler" dedi. Halkı "sahte anahtarlara" inanmamaya çağıran Yılmaz, "Bu memleketin idaresinin anahtarı sizin elinizde. Bu anah- tarı bu altın fırsatı 27 Mart'ta sandıkta kullanacaksınız. Bu seçim, Türkiye'ye altın yıüannı kaybettiren koalisyona yeter diyeceğiniz seçimdir. Bunlara derslerini verin" di\e konuştu. Taksim'de yapılan Ata'ya Sa>gı Mitingi'ni de eleştiren Yılmaz. "Ata'ya saygı falan bahane. Gündemi değiştirmek, başarısızlıklarını örtmek için buna sanlıyorlar. Örneğin, Ga- latasaray galip gelsin, Başba- kan gider üç gün kutlar" dedi. Yılmaz, Emlakbank'ın konut projesini ise "oy avcılığı" ola- rak niteledi. Yılmaz. il yapma sözü verdi- ği Konya'nın Ereğli ilçesinde yaptığı konuşmada, her şeyi bildiğini söyleyen "bilgiç lider- ler"den olmadığını belirterek. "Ben haddimi bilirim" dedi. Nazif Ülgen, ÇDler'in Sanyer sırtlanndaki arazisine gecekondu temeli attı. (HATİCE TUNÇER) Bağımsızaday Ülgen, Çiller'in arazisine gecekondu yaptı İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bağımsız adayı Nazif Ülgen. Başbakan Tansu Çiller'in Sanyer'deki arazisi üzerine gecekondu temeli attı. Temeli iplerle çe- viren Ülgen, Başbakan Çiller'in gecekondulara tapu sözü verdiğini, bu nedenle Başbakan'ın arazisine gecekondu yapmamn en güvenli yol olduğunu söyledi. Nazif Ülgen dün kendisini destekleyen Ufuk- taki Cumhuriyetçiler Grubu'yla birlikte kazma küreklerle Başbakan Tansu Çiller'in Sanyer sı- rtlanndakı Bizim Vadi'deki arazisine gitti. Ül- gen ve arkadaşlan arazinin bölümünü kazarak gecekondu temeli attılar. Kazdığı temeli iplerle çeviren Ülgen burada yaptığı basın toplanüsın- da İstanbul'a her gelen başkanın partisinin ta- banını besleyerek partisini güç odağı haline ge- tirdiğini söyledi. İstanbul'u hiçbir partinin uzantısı olmayan bir başkan tipinin kurtara- cağını belirten Ülgen "Kelle koltukta gecekondu te imar mafyasıyla mücadele edecek bir başkan lazım. Ben belediye başkanı olduğumda bütün ge- cekondulan yıkacağım" dedi. Anadolu'dan ge- len kimi insanlann binbir sıkıntı ile yaşarken bazılannın kanunlan hiçe sayarak yaptıklan ge- cekondularla rant sağladıklannı ifade eden Ül- gen "Tansu Çiller gecekohdulara tapu sözü ver- di. 60 milyon insanın malına göz dikmek yerine Başbakan'ın arazisine gecekondu yapmayı uy- gun buldum"dedi. SEÇIM NOTLARI CELAL BAŞLANGIÇ Diyarbakıv'da faflimeçhuller'dumnıyorDİYARBAKIR - Poüs telsizi çahşü: - Bir kisiyi vurdular. Telsizin başındaki, günlerdir hatta aylardır yapılan anonslardan birini da- ha duymanın deneyimiyle sordu: - Nerede? Karşısındaki sakindi. - SevTantepe'de. Minibüsün içinde. Bu yöntem belli ki diğerlerinden fark- bydı. Biraz da merakla sordu telsizin başındaki: - Nasd olmuş bu minibüste? Karşısındaki sakin bir sesle anlatıyor- du: - Doktormuş. Üniversite hastanesinde nöbetçiymiş gece. Sabah nöbeti bitmiş. Evine dönmek için Seyrantepe minibüsü- ne binmiş. Yolda durmuş minibüs yolcu indirmek için. Doktorun arkasmda otu- ran da fırlamış elinde tabancayla. Öbür yolcu inerken, basmış kurşunu doktora. Ensesinden vurmuş, sonra da diğer yol- cuyla birlikte atlayıp kaçmış. Bu tür olaylann klasik bir sorusu du- yuldu telsizden: - Eşkali belh' mi? Verilen yanıt da en az soru kadar klasikti: - On yedi. on sekiz yaşlannda. Taşjan- mış, açık renk montlu, knırcık saçlı... 'Merkez' anlamıştı. 'Tamam'dı. Günün ilk faüi meçhul'ü böyle ya- şandı polis telsizinden. Daha bir saat geçmişti ki başka bir olayı haber veriyordu telsiz: - Koşuyolu'nda olay var. Kıvnmsız bir sesle sordu karşı taraf- taki: -Neoldu? Yanıt yine aynıydı; - Bir öğretmen öldüriildü. Artık gerisi belliydi: - Görgü tanığı var mı? Eşkali belli mi?. Birçok faili mechul'de olduğu gibi çl- bette "Görgü tanığı yok"tu. Ancak "öl- düren on beş-on altı yaşlannda "ydı. Telsizin başındaki, karşısındakine "Güneydoğu'daki faili meçhuller için ya- lutianması gereken sorular" formunu doldurtuyordu sanki: - Öldürülenin kimliği saptandı mı? - Öğretmenmiş. Namık Kemal Li- sesi'nde galiba. Adı da Hasan Akay. - Neyle öldüriilmüş? - Satırla ya da dönerci bıçağıyla. - Açıklık getirin. Satırla mı, dönerci bı- çağıyla mı? Karşı tarafta kısa bir sessizlik oldu. Sonra net yanıt geldi: - Satırla. Neyse. Konunun bu yanı da 'aydın- lannuş'tı. Öğretmen Hasan Akay dö- nerci bıçagı ya da tabancayla değil de satırla öldürülmüştü. Bu konularda 'ay- dınlanmayan' hiçbir şey kalmazdı; elbet- te katilin "kimliği dışında. 'Merkez tamam'dı. 'Anlaşdmış'tı. Olayı duyan bir gazeteci hemen Na- mık Kemal Lisesi'ni aradı telefonla. Bil- gilerini doğrulatacaktı: - Biraz önce öldürülen Hasan Akay si- zin lisede mi öğretmen? Soru soranın yanıdaki diğer gazeteci kızdı: - Oğlum böyle pat diye sorulur mu? Belki okuldakiler daha öldürüldüğünü duymamıştır. Adam "Sizin lisede Hasan Akay diye bir öğretmen var mı" diye so- rar. Buruk ve gergin gülüşmelerle birlikte "Ne fark eder ki" havası gelip yerleşti ortalığa. Daha günün öğle saatleriydi ve ikinci faili meçhul' cinayet de işlenmişti Di- yarbakır'da. Akşama dek susmadı polis telsizi. Bir günde faili meçhul' cinayetlerde üç kişi öldürüldü, beş kişi de yaralandı Diyar- bakır'da. Bu sadece 1 mart gününün bi- lançosuydu. 27 Mart yerel seçimlerine bir aydan az süre kala Diyarbakır'da faüi meçhul,' krallığını yaşıyordu. 1994 yılının başın- dan bu yana geçen yaklaşık altmış gün- lük süre içerisinde altmış kişi fafli meç- hul' cinayete kurban gjtmişti. Her gün bir kişi... Olağanüstü Hal Bölgesı'nin merkezi olan Diyarbakır faili meçhul' cennetiy- di sanki. POLTTIKA GUNLUGU HÎKMET CETİNKAYA Ramazan DayağıL. Güney İmam-Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Ragıp Çe- lik, oruç tutmayan üç öğrenciyi dövmüş. Denizli Barosu 'dayak olayından' sonra Güney'e üç avukat göndermiş. Güney, Denizli'nin ilçesi. Nüfusu 7500. Denizli'nin en ge- ri kalmış yörelerinden birisi. Halkın temel geçim kaynağı üretime dayalı tarım. Şaraplık üzümleriylede ünlü. Hemen hemen her evde şarap üretimi yapılıyor. Üsteiik SHP Parti Meclisi üyesi ve Eğit-Der Genel Başka- nı Mustafa Gazalcı'nm doğup büyüdüğü bir ilçe Güney. Halkın siyasal eğilimi 'sosyal demokfat' olan Güney'de yerel yönetim SHP'nin elinde. İmam-Hatip Okulu 1979 yılında açıldı Güney'e. Soh yıl- larda her imam-hatip lisesinde gerçekleştirilen 'yatılı bö- lümü' devreye girdi. Yatılı okuyan çocukların çoğunluğu köylerden gelenlerle oluştu; tıpkı Ezine, Çorum, Çankırı, Sıvas, Turgutlu gibi yüzlerce imam-hatip okulunda olduğu gibi. Eğer bir sayı verirsek bugün 400'ü aşkın imam-hatip lisesinin 300'den çoğu yatılı. Güney İmam-Hatip Lisesi'nde 80 yatılı erkek öğrenci bu- lunuyor. Okul yönetimi yatılı öğrenciler üzerinde dinsel baskı kuruyor: "Oruç tutmayanlar kafirdir..." Tüm öğrenciler bu yüzden oruç tutmak zorunda kalıyor. Aynı yöntem diğer imam-hatip liselerinde de uygulanı- yor: "Siz din adamı olacaksınız. Eğer oruç tutmazsanız din- siz, kafir yani laik sayılırsınız..." Olay Güney'de patlak veriyor. Nedeni de grip salgını ol- masından kaynaklanıyor. Gece öğrenciler sahura kalkı- yor. Sabah derslere giriyor. Üç öğrenci ise ateşi yükseldiği içinoruçtan 'gizlice cayıyor. Müdür Yardımcısı Ragıp Çelik, yatılı öğrencileri tek tek denetliyor. Bu arada bir ihbar alıyor: "Hocam Mehmet Tokgöz, Uğur Aydındağ ve Ahmet Çelebi orucu yediler..." Müdür Yardımcısı'nın gözleri açılıyor, eli ayağı tıtriyor: "Vay kafirler, vay zındıklar, ben gösteririm onlara..." Üç öğrenciyi odasınaçağırıyor... Mehmet, Ahmet ve Uğur, Müdür Yardımcısı Ragıp Çe- lik'in odasına giriyor. Müdür Yardımcısı "geçin sıraya" dı- yor. Üç öğrenci duvarın dibine yaklaşıyor. Ragıp Çelik: "Siz dinsiz misiniz ulan, siz laik misiniz yoksa!" Ardından tekme tokat girişiyor. Üç öğrenciye bir güzel 'ramazan dayağı' çekiyor. Mehmet, Ahmet ve Uğur ne yapsınlar? Ahmet olayı anlatıyor: "Müdür yardımcımız oruç tutup tutmadığımızı sürekli kontrol ediyordu. Olay günü tutmadığımızı öğrenince bizi odasına çağırıp dövdü. Ayağımız yüzumüz kanlar içinde kalınca anlaşılmasın diye lavaboda elımizi yüzümuzü yıkattı..." Milli Eğitim Müdürü ömer Erişmişdayak olayından son- ra "Gerekçe oruç tutup tutmama değil"deyip ekliyor. Ken- disine sorulduğunda: "Bazı kişilerbu olayı körüklüyor..." Bugün 3 Mart 1994. Tam 70 yıl önce bugün Eğitim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası çıktı. Bu yasayla ulusal ve laik eğıtimde en önemli temel bir adım atıldı. Bu yasayla tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanıyordu. Musta- fa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhurıyeli- nde kulluktan yurttaşlığa geçen birey aynı zamanda de- mokratik ve çağdaş bir eğitim sistemine de geçiyordu. Artık medreseler, tekkeler, zavıyeler kapanıyordu. Bir ba- kıma Osmanlı'dan gelen ikili eğitim sistemı çağı bitiyordu. Gerekçesi ne olursa olsun çağdaş ve demokratik eğitim siteminde dayağın yeri yoktur. Ama demokrasiyi içine sin- diremeyen toplumlarda kimi Islami yaşam tarzını' uygun gören çevrelerde dayak hala 'cennetten çıkma' gibi mav- ralarla değerlendirilmektedir. Ozellikle 'şeriat düzenini' secen Islam ülkelerinde dayak bir cezadır. Kimi çevreler Güney İmam-Hatip Lisesinde yaşanan olayı önemsiz görebilir; tıpkı sendikal hak ve özgürlükleri- ni isteyen memurların polisler tarafîndan dövülmesinde olduğu gibi. Ama bu tür yöntemler çağdışıdır ve gerı kal- mışlığın göstergesidir. Türkiye'de eğitim birliği ne yazık ki bozulmuş, yozlaş- mıştır. Laik ve demokratik eğitiminyöneticileribecerilerin- den ötürü değil, siyasal ve dinsel tercihler göz önüne alı- narak göreve getirilmiştir 'Mezarcı Hasan Elendi'nin kop- yaları bugün eğitimin en üst kadrolarına yerleştirilmiştir Atatürk'ün getirdiği Eğitim Birliği'ne sahip çıkmak iste- yenlere bizim sözümüz şu olacaktır "Bırakın meydanlarda nutuk atmayı. bırakın Anıtkabir- de toplanmayı da elden giden ve karayobaz' çetelerine teslim edilen Milli Eğitim yuvalarını laik. çağdaş, demok- ratik yapısına kavuşturun." 'Haiıı' suçlamasma DEP'ten davaANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Demokrasi Partisi (DEP). Başbakan Tansu Çiller ile İçişleri Bakanı Nahit Mente- şe hakkında. DEP Genel Baş- kanı Hatip Dicle'yi "vatan hain- ügi" ile suçladıklan gerekçesiyle 500'er milyon liralık tazminat davası açtı! DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'ten de seçimler- den çekilme konusunda "Apo'- dan tebligat aldılar" sözleri nedeniyle lOOmiKon lıra tazmi- nat isteyen DEP. Hürriyet gaze- tesi yazarlanndan Emin Çöla- şan hakkında da suç duyuru- sunda bulundu. DEP Hukuk Muşaviri Av. Hasip Kaplan şunlan söyledi: "Başbakan ve İçişleri Bakanı secimle gelmiş, parlamento üyesi DEP Genel Başkanı hakkında usulü »e proscdürü işletınek yeri- ne basına yaptıklan açıklama- larla Dicle hakkında hainük suçlamasında bulunmuşlardır. Bu da\ranış, DEP'in şeref >e onunına saldırı anlamı taşımak- la birlikte, hedef göstermektir. Bulunduklan makamın ciddiyet ve sorumluluğuyla da bağdaşma- maktadır." DEP. Hürriyet gazetesı ya- zarlanndan Emin Çölaşanın. DEP Genel Merkezi'ni hedef gösteren bir nıakale yazdığını. bu yazmın yayımlanmasından sonra, genel merkezin bomba- landığını öne sürdüler ve Çöla- şan hakkında da TCK'nın 3l l. maddesi uyannca suç duyuru- sunda bulundular. PKK ile çatışma: 7 şehit Haber Merkezi - Erzurum'un Şenkaya ilçesi kırsal kesimınde PKK'h teröristlerle güvenlik güçleri arasında çatışma çıktı. Erzurum Valiliği'nden alman bilgiye göre Şenkaya ile Göle arasındaki ormanlık alandatba- nndıklan bildirilen yaklaşık' 70 kişilik terörist grubuna yönelik bir operasyon başlatıldı. Köşk. Yaylameşe ve Gülveren ilçeleri kırsal kesimlerinde gerçekleşti- rilen operasyon sırasında 4 te- rörist öldürüldü. Çaüşmada 7 er ile çığ alünda kalan 3 er şehit oldu. Çatışmalar sırasında bir vatandaş da hayatını kaybetti. Şehit düşen 7 erin kimlikleri şöyle: Tank Başar, Veysi Dere, Kemal Çankaya, Kasun Topuz, Naci Emil, Hüseyin Şen ve Zey- nel Özüren Tunceli'ye bağlı Kocakoç köyü yakınlannda güvenlik güçlerine ateş açılması üzerine geniş çaplı bir harekat düzen- lendi. PKK'lılann çok sayıda kayıp verdiği bildınldi. Tunceli'nin Çemışgezek ilçe- sinde kaymakamlık lojmanına PKK'lı teröristlerce önceki ak- şam roketli saldın düzenlendi, ölen >a dd yaralanan olmadı. Diyarbakır'da bir berber dükkanında oturmakta olan muhtar Recep Kutlay. dün saat 09.00 sıralannda kimlikleri be- lirlenemeyen iki kişinin silahlı saldınsına uğrayarak hayatınj kaybetti. Aynı saatlerde mey- dana gelen ikinci olayda, ortao- kul öğrencisi Hakkı Valçın. başından tek kurşunla vurula- rak öldürüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle