Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çüler:
PKK'yı
Medis'ten
çıkann
ANKARA
(Cumhuriyet
Bürosu)-
Başbakan
Tansu Çiller,
TBMM Genel Kurulu
toplanmadan, DYP
grubunda milletvekillerine,
"PKKMeclis'te"
değerlendirmelennin yarattığı
gölgenin kaldınlması
talimatını verdi ve
"Dokunulmazlıkların
kaldınlması yerindeolur"
dedi. Çiller, DEPeoy
vermeyi düşünenieri. "Gelin,
bolücülüğe birlikte karşı
çıkalım" diyerek partisine
çağırdı. Çiller. DYP Meclis
grup toplantısında yaptığı
konuşmada.
dokunulmazhklar konusuna
değindi ve suçlamalann
araştınlabilmesi için yargı
yolunun açılması gerektiğini
söyledi. İfadeözgürlüğünden
"özgür ifade" diye söz eden
Çiller. şunlan söyledi:
"Türkiye'de demokrasi vardır,
olmadığını kimse iddia
edemez. Elbette özgür ifade de
olmalı. Demokrasi ile özgür
ifade birbirine kenetlenmiştir.
Demokrasi özgürliiğü,
sonımlulukla dengelenmiş bir
hukuk düzenidir. Eğer
özgürlük diye, devletin ve
milletin bölünmez
bütûnlüğüne, Atatürk'ün
annesine dil uzatılmaya
kalkılırsa. buna demokrasi
denmez. Biraz önce Türk-İş'i
ziyaret ettim. Bana, PKK
Meclis'in altındadır, bizi
bundan kurtann' dediler.
PKK'nın Meclis'te barındığı
gibi bir gölge vardır. bunu
Meclis'in üzerinden
kaldırmakla yükümlüyüz.
Kimseyi suçlamıyoruz, ama
suçlamalar v ardır >e yargının
önüniin açılması gereği ı ardır.
Dokunulmazlık yargının
öniinü tıkıy orsa ve bu da kamu
vicdanını rahatsız ediyorsa,
gereğini yapmak lazundır.
Suçlamalann araştırüması,
hukuk de> lerinin gereğidir.
Dokunulmazlıklarm
kaldınlması yerinde
•olacaktır."
Dokunulmazlıklann
kaldınlmasma ilişkin karan
Meclis'in vereceğini bildiren
Çiller, ülke, bayrak ve ezan
sözcüklerini sıralayarak RP
ve seçimlerden çekılen
DEP'lilere şu çağnyı yaptı:
"Bu ülke, bu bayrak, bu ezan
hepimizin. Dün RF*ye oy
vemüş olabilirsiniz, ünan,
dûhistlük bizde. DEP'e oy
vermeyi düşünenler olabilir.
Getin, bolücülüğe birlikte karşı
çıkalım. Toprak, bayrak
hepimizin.
Paylaşamayacağımız bir şey
yok. Hiçbir şey zorbalıkla
yapılmaz. Zorbalığa birlikte
karşı çıkalım. Huzur ve
istikrar birliktedir. Gelin,
birlik olalım."
ŞHP
İstanbuTda
birindparti
tstanbul Haber Servisi- Profil
Araştırma ve Danışmanlık
tarafîndan yapılan kamuoyu
araştırmasına göre SHP
yüzde 23.1 'le İstanbul'da
birinci parti kon'imunda. RP
ise yüzde 22.3'le ikinci parti.
Kamar'ın Ankara için yaptığı
araştırmada daSHP birinci
parti çıktı. Kamar'dan sonra
Profirin yaptığı kamuoyu
araştırması da SHP'nin
İstanbuTda oy oranını hızla
yükselterek birinci parti
durumuna geldiğini ortaya
çıkardı. Profil Araştırma'nın
Istanbul'daki 18 ilçede 2840
kişi ile yüz yûze görüşerek
yaptığı anket sonuçlan yüzde
olarakşöyle:SHP<23.1,RP:
22.3, ANAP: 21.2, DYP: 16.8,
DSP:7.6,CHP:2.7,MHP:
2.6, Diğer: 3.7
Aynı ankette "Adaylara karşı
hissettiğiniz imaj nasddır"
sorusuna karşılık SHP adayı
ZülfS Iivaneli ismi en fazla
"olumlu" yanıtını alırken
DYP adayı Bedrettin Dalan
ise en fazla "olumsuz" yanıtını
aldı.
Dokumılmazlıkbunalımı
SHP Genel Başkanı Karayalçın, MYK toplantısında yaptığı konuşmada, anlık
tepkilerle karar verilmemesi gerektiğini söyleyerek ortağı DYP'ye ters düştü
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Koalisyon or-
taklan 7 milletvekilinin
dokunulmazlıklannın
kaldınlması konusunda
ters düştü. SHP Genel
Başkanı. Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın. "SHP, bu kritik konuda
anlık tepkilere göre, toplumda ortaya
çıkan öfkelere göre değil. ülkenin özellik-
İe terörle mücadele konusunda elde ettiği
başarıya göre, yarına, öbür güne göre po-
lifikalar izlenmesinin daha doğru olduğu
görüşündedir" dedi.
Karayalçın aynca, PKK'nın seçimle-
rin boykot edilmesi ve adaylann hedef
olduğuna ilişkin açıklamasını "ciddiye
almadığını", adaylannın büyük bir ka-
rarlılık ve coşkuyla çalışmalannı sürdü-
receğini söyledi.
8 milletvekilinin dokunulmazlıklan-
nın kaldınlması konusu TBMM Genel
Kurulu'na gelirken, bu konu koalisyon
ortaklan arasında yeni bir anlaşmazlık
yarattı. Başbakan Tansu Çiller açık ola-
rak dokunulmazlıklann kaldınlmasın-
dan yana tavır koyarken, Karayalçın
bu görüşe katılmıyor.
Karayalçın, dün partisinin MYK
(Merkez Yürütme Kurulu) top-
lantısının açılışında yaptığı konuşmada,
SHP'nin ilke olarak ve siyasal gerekçe-
lerle dokunulmazlıklann kaldınlmasma
Livaneli konfeksiyon fuannda
tstanbul Haber Servisi- 27 Mart yerel seçimlerine az bir
süre kala. adaylar katıldıklan çeşitli etkinliklcrde
seçmenleriyle bir araya gelme turlannı hızlandırdı. SHP
İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Zülfii
Livaneli de dün. Tepebaşı'ndaki TÜ YAP Sergi
Sarayı'nda düzenlenen "9. Konfeksiyon, Örgü, Nakış
Makinalan ve Aksesuarları Fuan"nın açılışını yaptı.
Livaneli. açılış kurdelesini kesmeden önce gerçekleştirdiği
konuşmada, teknolojik gelişmeyle birlikte giderek
büyüyen konfeksiyon sektörünün, Türk ekonomisini
hızlandıran bir "motor" işlevini yerine getırdığıni söyledi.
Livaneli, "liygulanan bazı kotalara karşın, konfeksiyon
sektörü gelişme ve büyüme çabalarını başarıyla yürütüyor"
dedi. Zülfü Livaneli daha sonra robot giysileriyle miru bir
gösteri sunan dansçılan izledi. Livaneli. "Şimdi gazeteciler
burada çektikleri fotoğraflann altına. 'Zülfü Livaneli'nin
seçim kampanyasında robotlarda göre\ yapıyor" diye
yazacaklar"dedi. (Fotoğraf: MUHARREM AYDIN)
karşı olduğunu söyledi. Karayalçın
"anlık tepkilerle, öfkelerie" karar ver-
menin doğru olmadığına dikkat çeke-
rek, "SHP'nin bu konuda grup karan
yoktur. Milletvekilleri önlerine gelen
dosyaya göre, özgür iradeleriyle karar
vereceklerdir" dedi.
Karayalçın, ANAP Genel Başkanı
Mesut Yümaz'ın DEP milletvekillerinin
dokunulmazlıklannın kaldınlması ko-
nusunda kendilerine yönelttiği eleştirile-
re de dikkat çekerek. "SHP, te-
rörle etkin bir mücadeleden, te-
rör örgütüyle mücadele için her
rürlü önlemin alınmasından ya-
nadır. Güvenlik güçlerinin do-
nanımlarının iyileştirUmesinden
yanadır. SHP terörle mücadele
edilmesini istemektedir, düşün-
ceyle değil. Terdrle mücadele
adı altında düşüncty le mücadele
edilmesini kabul etmeyiz, içimi-
ze sindiremeyiz" dedi.
Başbakan Tansu Çiller'in
açıkladığı terörle mücadele ko-
nusunda elde edilen bazı so-
nuçlara dikkat çeken Kara-
yalçın. "Terörle Mücadele Ya-
sası'nda değişiklik öngören tas-
lağı yasalaştırmadan bu sonuç-
lar âlındı. Biz ilke olarak 8.
maddeyi doğru görmüyoruz. 8.
maddeyle Ugili bir düzenleme
yapdacaksa, laik cumhuriyetin
korunmasına ilişkin bir düzenle-
menin muhakkak konmasından
yanayız. Terörün nereden geldi-
ği önemli değil" dedi. Kara-
yalçın. PKK'nın seçimlerle ilgi-
li olarak yayımladığı bildiriye
ilişkin olarak da. "Bildiriyi de,
seçim boykotunu da hiçbirşekil-
de ciddiye almıyoruz. SHP
adayları büyük bir kararlüıkla,
coşkuyla çahşmalannı sürdüre-
cektir". SHP olarak Güneydo-
ğu'da birçok engellemelerle
karşılaştık. Adaylarımız
kaçınldı, parti binalarımıza
saldırddı. Zor bir dönemdeyiz.
Ancak adaylarımız var gücüyle
çalışacaklar, hükümet olarak
da gerekli çaltşmalar yapıla-
cak" görüşünü dile getirdi.
MesutYılmaz:PKK'yı
Meclis'eSHPsoktu
DEP'lilerin dokunulmazlıklannın kaldınlması
için hükümet ortağı SHP değil, ANAP'm oy
verdiğini bildiren Yılmaz. "Bugünkü iktidar
muhalefetin desteğiyleayakta duruyor. Bu
Allahlık bir iktidardır" dedi.
OSMAN AYDOĞAN
KONYA ER-
EĞLİ / KARA-
MAN/NİĞDE-
ANAP Genel
Başkanı Mesut
Ydmaz, DEP'li milletvekilleri-
nin dokunulmazlıklannın
kaldınlması için oy vermemesi
nedeniyle eleştirdiği SHP'yi
suçlarken hükümeti "Allahlık
iktidar" olarak niteledi.
Yılmaz, hükümetin yerel se-
çimden sonra iktidarda kala-
mayacağını savunarak. "Baş-
bakan'a kendi mületvekili bile
inanmıyor. Teker teker gemiyi
terk ediyorlar. Çünkü gemi ka-
raya oturdu" dedi.
Yılmaz. "27 Mart'a kadar
ulaşabildiğim her yere gidece-
ğim. Bu hükümetin ipliğini pa-
zara çıkaracağım" dediği se-
çim gezilerini Konya'nın Ereğ-
li ilçesi ve Karaman'da sürdür-
dü. Karayoluyla yolculuk
eden \e yoldaki pek çok yerle-
şim birimrnde halka hıtap eden
Yılmaz, koalisyon ortaklanna
ağıreleştirileryöneltti. Konuş-
malannda yurttaşlan "Yalana,
size boş vaatlerde bulunup son-
ra kendi dertlerine düşenlere
destek vermeyin" di>e seslenen
Yılmaz. "O partilere, becerik-
siz yalancı koalisyona oy veren-
lere, aldatılmış vatandaşlara so-
ruyonım; hani iki anahtar. haııi
yeşil kart, ucuzluk? Bunlar Tür-
kiye'nin nimetlerini kendi
adamlarma peşkeş çekmek için
işbaşındalar. Şimdi iktidarda
kalıp ötnürlerini uzatmak için
sizi yeni masallarla aldatmak
isteyecekler. Onlara kanmayın.
Türkiye''yi ivi idare edeme>en-
ler belediyeleri de iyi idare ede-
mezier. Babasını bile inkar
edenler size hizmet veremezler"
dedi.
Halkı "sahte anahtarlara"
inanmamaya çağıran Yılmaz,
"Bu memleketin idaresinin
anahtarı sizin elinizde. Bu anah-
tarı bu altın fırsatı 27 Mart'ta
sandıkta kullanacaksınız. Bu
seçim, Türkiye'ye altın yıüannı
kaybettiren koalisyona yeter
diyeceğiniz seçimdir. Bunlara
derslerini verin" di\e konuştu.
Taksim'de yapılan Ata'ya
Sa>gı Mitingi'ni de eleştiren
Yılmaz. "Ata'ya saygı falan
bahane. Gündemi değiştirmek,
başarısızlıklarını örtmek için
buna sanlıyorlar. Örneğin, Ga-
latasaray galip gelsin, Başba-
kan gider üç gün kutlar" dedi.
Yılmaz, Emlakbank'ın konut
projesini ise "oy avcılığı" ola-
rak niteledi.
Yılmaz. il yapma sözü verdi-
ği Konya'nın Ereğli ilçesinde
yaptığı konuşmada, her şeyi
bildiğini söyleyen "bilgiç lider-
ler"den olmadığını belirterek.
"Ben haddimi bilirim" dedi.
Nazif Ülgen, ÇDler'in Sanyer sırtlanndaki arazisine gecekondu temeli attı. (HATİCE TUNÇER)
Bağımsızaday Ülgen, Çiller'in
arazisine gecekondu yaptı
İstanbul Haber Servisi - İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı bağımsız adayı Nazif Ülgen.
Başbakan Tansu Çiller'in Sanyer'deki arazisi
üzerine gecekondu temeli attı. Temeli iplerle çe-
viren Ülgen, Başbakan Çiller'in gecekondulara
tapu sözü verdiğini, bu nedenle Başbakan'ın
arazisine gecekondu yapmamn en güvenli yol
olduğunu söyledi.
Nazif Ülgen dün kendisini destekleyen Ufuk-
taki Cumhuriyetçiler Grubu'yla birlikte kazma
küreklerle Başbakan Tansu Çiller'in Sanyer sı-
rtlanndakı Bizim Vadi'deki arazisine gitti. Ül-
gen ve arkadaşlan arazinin bölümünü kazarak
gecekondu temeli attılar. Kazdığı temeli iplerle
çeviren Ülgen burada yaptığı basın toplanüsın-
da İstanbul'a her gelen başkanın partisinin ta-
banını besleyerek partisini güç odağı haline ge-
tirdiğini söyledi. İstanbul'u hiçbir partinin
uzantısı olmayan bir başkan tipinin kurtara-
cağını belirten Ülgen "Kelle koltukta gecekondu
te imar mafyasıyla mücadele edecek bir başkan
lazım. Ben belediye başkanı olduğumda bütün ge-
cekondulan yıkacağım" dedi. Anadolu'dan ge-
len kimi insanlann binbir sıkıntı ile yaşarken
bazılannın kanunlan hiçe sayarak yaptıklan ge-
cekondularla rant sağladıklannı ifade eden Ül-
gen "Tansu Çiller gecekohdulara tapu sözü ver-
di. 60 milyon insanın malına göz dikmek yerine
Başbakan'ın arazisine gecekondu yapmayı uy-
gun buldum"dedi.
SEÇIM NOTLARI CELAL BAŞLANGIÇ
Diyarbakıv'da faflimeçhuller'dumnıyorDİYARBAKIR - Poüs telsizi çahşü:
- Bir kisiyi vurdular.
Telsizin başındaki, günlerdir hatta
aylardır yapılan anonslardan birini da-
ha duymanın deneyimiyle sordu:
- Nerede?
Karşısındaki sakindi.
- SevTantepe'de. Minibüsün içinde.
Bu yöntem belli ki diğerlerinden fark-
bydı. Biraz da merakla sordu telsizin
başındaki:
- Nasd olmuş bu minibüste?
Karşısındaki sakin bir sesle anlatıyor-
du:
- Doktormuş. Üniversite hastanesinde
nöbetçiymiş gece. Sabah nöbeti bitmiş.
Evine dönmek için Seyrantepe minibüsü-
ne binmiş. Yolda durmuş minibüs yolcu
indirmek için. Doktorun arkasmda otu-
ran da fırlamış elinde tabancayla. Öbür
yolcu inerken, basmış kurşunu doktora.
Ensesinden vurmuş, sonra da diğer yol-
cuyla birlikte atlayıp kaçmış.
Bu tür olaylann klasik bir sorusu du-
yuldu telsizden:
- Eşkali belh' mi?
Verilen yanıt da en az soru kadar
klasikti:
- On yedi. on sekiz yaşlannda. Taşjan-
mış, açık renk montlu, knırcık saçlı...
'Merkez' anlamıştı. 'Tamam'dı.
Günün ilk faüi meçhul'ü böyle ya-
şandı polis telsizinden.
Daha bir saat geçmişti ki başka bir
olayı haber veriyordu telsiz:
- Koşuyolu'nda olay var.
Kıvnmsız bir sesle sordu karşı taraf-
taki:
-Neoldu?
Yanıt yine aynıydı;
- Bir öğretmen öldüriildü.
Artık gerisi belliydi:
- Görgü tanığı var mı? Eşkali belli mi?.
Birçok faili mechul'de olduğu gibi çl-
bette "Görgü tanığı yok"tu. Ancak "öl-
düren on beş-on altı yaşlannda "ydı.
Telsizin başındaki, karşısındakine
"Güneydoğu'daki faili meçhuller için ya-
lutianması gereken sorular" formunu
doldurtuyordu sanki:
- Öldürülenin kimliği saptandı mı?
- Öğretmenmiş. Namık Kemal Li-
sesi'nde galiba. Adı da Hasan Akay.
- Neyle öldüriilmüş?
- Satırla ya da dönerci bıçağıyla.
- Açıklık getirin. Satırla mı, dönerci bı-
çağıyla mı?
Karşı tarafta kısa bir sessizlik oldu.
Sonra net yanıt geldi:
- Satırla.
Neyse. Konunun bu yanı da 'aydın-
lannuş'tı. Öğretmen Hasan Akay dö-
nerci bıçagı ya da tabancayla değil de
satırla öldürülmüştü. Bu konularda 'ay-
dınlanmayan' hiçbir şey kalmazdı; elbet-
te katilin "kimliği dışında.
'Merkez tamam'dı. 'Anlaşdmış'tı.
Olayı duyan bir gazeteci hemen Na-
mık Kemal Lisesi'ni aradı telefonla. Bil-
gilerini doğrulatacaktı:
- Biraz önce öldürülen Hasan Akay si-
zin lisede mi öğretmen?
Soru soranın yanıdaki diğer gazeteci
kızdı:
- Oğlum böyle pat diye sorulur mu?
Belki okuldakiler daha öldürüldüğünü
duymamıştır. Adam "Sizin lisede Hasan
Akay diye bir öğretmen var mı" diye so-
rar.
Buruk ve gergin gülüşmelerle birlikte
"Ne fark eder ki" havası gelip yerleşti
ortalığa.
Daha günün öğle saatleriydi ve ikinci
faili meçhul' cinayet de işlenmişti Di-
yarbakır'da.
Akşama dek susmadı polis telsizi. Bir
günde faili meçhul' cinayetlerde üç kişi
öldürüldü, beş kişi de yaralandı Diyar-
bakır'da. Bu sadece 1 mart gününün bi-
lançosuydu.
27 Mart yerel seçimlerine bir aydan az
süre kala Diyarbakır'da faüi meçhul,'
krallığını yaşıyordu. 1994 yılının başın-
dan bu yana geçen yaklaşık altmış gün-
lük süre içerisinde altmış kişi fafli meç-
hul' cinayete kurban gjtmişti.
Her gün bir kişi...
Olağanüstü Hal Bölgesı'nin merkezi
olan Diyarbakır faili meçhul' cennetiy-
di sanki.
POLTTIKA GUNLUGU
HÎKMET CETİNKAYA
Ramazan DayağıL.
Güney İmam-Hatip Lisesi Müdür Yardımcısı Ragıp Çe-
lik, oruç tutmayan üç öğrenciyi dövmüş. Denizli Barosu
'dayak olayından' sonra Güney'e üç avukat göndermiş.
Güney, Denizli'nin ilçesi. Nüfusu 7500. Denizli'nin en ge-
ri kalmış yörelerinden birisi. Halkın temel geçim kaynağı
üretime dayalı tarım. Şaraplık üzümleriylede ünlü. Hemen
hemen her evde şarap üretimi yapılıyor.
Üsteiik SHP Parti Meclisi üyesi ve Eğit-Der Genel Başka-
nı Mustafa Gazalcı'nm doğup büyüdüğü bir ilçe Güney.
Halkın siyasal eğilimi 'sosyal demokfat' olan Güney'de
yerel yönetim SHP'nin elinde.
İmam-Hatip Okulu 1979 yılında açıldı Güney'e. Soh yıl-
larda her imam-hatip lisesinde gerçekleştirilen 'yatılı bö-
lümü' devreye girdi. Yatılı okuyan çocukların çoğunluğu
köylerden gelenlerle oluştu; tıpkı Ezine, Çorum, Çankırı,
Sıvas, Turgutlu gibi yüzlerce imam-hatip okulunda olduğu
gibi. Eğer bir sayı verirsek bugün 400'ü aşkın imam-hatip
lisesinin 300'den çoğu yatılı.
Güney İmam-Hatip Lisesi'nde 80 yatılı erkek öğrenci bu-
lunuyor. Okul yönetimi yatılı öğrenciler üzerinde dinsel
baskı kuruyor:
"Oruç tutmayanlar kafirdir..."
Tüm öğrenciler bu yüzden oruç tutmak zorunda kalıyor.
Aynı yöntem diğer imam-hatip liselerinde de uygulanı-
yor:
"Siz din adamı olacaksınız. Eğer oruç tutmazsanız din-
siz, kafir yani laik sayılırsınız..."
Olay Güney'de patlak veriyor. Nedeni de grip salgını ol-
masından kaynaklanıyor. Gece öğrenciler sahura kalkı-
yor. Sabah derslere giriyor. Üç öğrenci ise ateşi yükseldiği
içinoruçtan 'gizlice cayıyor.
Müdür Yardımcısı Ragıp Çelik, yatılı öğrencileri tek tek
denetliyor. Bu arada bir ihbar alıyor:
"Hocam Mehmet Tokgöz, Uğur Aydındağ ve Ahmet
Çelebi orucu yediler..."
Müdür Yardımcısı'nın gözleri açılıyor, eli ayağı tıtriyor:
"Vay kafirler, vay zındıklar, ben gösteririm onlara..."
Üç öğrenciyi odasınaçağırıyor...
Mehmet, Ahmet ve Uğur, Müdür Yardımcısı Ragıp Çe-
lik'in odasına giriyor. Müdür Yardımcısı "geçin sıraya" dı-
yor. Üç öğrenci duvarın dibine yaklaşıyor.
Ragıp Çelik:
"Siz dinsiz misiniz ulan, siz laik misiniz yoksa!"
Ardından tekme tokat girişiyor. Üç öğrenciye bir güzel
'ramazan dayağı' çekiyor.
Mehmet, Ahmet ve Uğur ne yapsınlar?
Ahmet olayı anlatıyor:
"Müdür yardımcımız oruç tutup tutmadığımızı sürekli
kontrol ediyordu. Olay günü tutmadığımızı öğrenince bizi
odasına çağırıp dövdü. Ayağımız yüzumüz kanlar içinde
kalınca anlaşılmasın diye lavaboda elımizi yüzümuzü
yıkattı..."
Milli Eğitim Müdürü ömer Erişmişdayak olayından son-
ra "Gerekçe oruç tutup tutmama değil"deyip ekliyor. Ken-
disine sorulduğunda:
"Bazı kişilerbu olayı körüklüyor..."
Bugün 3 Mart 1994. Tam 70 yıl önce bugün Eğitim
Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası çıktı. Bu yasayla ulusal ve
laik eğıtimde en önemli temel bir adım atıldı. Bu yasayla
tüm okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlanıyordu. Musta-
fa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhurıyeli-
nde kulluktan yurttaşlığa geçen birey aynı zamanda de-
mokratik ve çağdaş bir eğitim sistemine de geçiyordu.
Artık medreseler, tekkeler, zavıyeler kapanıyordu. Bir ba-
kıma Osmanlı'dan gelen ikili eğitim sistemı çağı bitiyordu.
Gerekçesi ne olursa olsun çağdaş ve demokratik eğitim
siteminde dayağın yeri yoktur. Ama demokrasiyi içine sin-
diremeyen toplumlarda kimi Islami yaşam tarzını' uygun
gören çevrelerde dayak hala 'cennetten çıkma' gibi mav-
ralarla değerlendirilmektedir. Ozellikle 'şeriat düzenini'
secen Islam ülkelerinde dayak bir cezadır.
Kimi çevreler Güney İmam-Hatip Lisesinde yaşanan
olayı önemsiz görebilir; tıpkı sendikal hak ve özgürlükleri-
ni isteyen memurların polisler tarafîndan dövülmesinde
olduğu gibi. Ama bu tür yöntemler çağdışıdır ve gerı kal-
mışlığın göstergesidir.
Türkiye'de eğitim birliği ne yazık ki bozulmuş, yozlaş-
mıştır. Laik ve demokratik eğitiminyöneticileribecerilerin-
den ötürü değil, siyasal ve dinsel tercihler göz önüne alı-
narak göreve getirilmiştir 'Mezarcı Hasan Elendi'nin kop-
yaları bugün eğitimin en üst kadrolarına yerleştirilmiştir
Atatürk'ün getirdiği Eğitim Birliği'ne sahip çıkmak iste-
yenlere bizim sözümüz şu olacaktır
"Bırakın meydanlarda nutuk atmayı. bırakın Anıtkabir-
de toplanmayı da elden giden ve karayobaz' çetelerine
teslim edilen Milli Eğitim yuvalarını laik. çağdaş, demok-
ratik yapısına kavuşturun."
'Haiıı' suçlamasma
DEP'ten davaANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Demokrasi Partisi
(DEP). Başbakan Tansu Çiller
ile İçişleri Bakanı Nahit Mente-
şe hakkında. DEP Genel Baş-
kanı Hatip Dicle'yi "vatan hain-
ügi" ile suçladıklan gerekçesiyle
500'er milyon liralık tazminat
davası açtı! DSP Genel Başkanı
Bülent Ecevit'ten de seçimler-
den çekilme konusunda "Apo'-
dan tebligat aldılar" sözleri
nedeniyle lOOmiKon lıra tazmi-
nat isteyen DEP. Hürriyet gaze-
tesi yazarlanndan Emin Çöla-
şan hakkında da suç duyuru-
sunda bulundu.
DEP Hukuk Muşaviri Av.
Hasip Kaplan şunlan söyledi:
"Başbakan ve İçişleri Bakanı
secimle gelmiş, parlamento üyesi
DEP Genel Başkanı hakkında
usulü »e proscdürü işletınek yeri-
ne basına yaptıklan açıklama-
larla Dicle hakkında hainük
suçlamasında bulunmuşlardır.
Bu da\ranış, DEP'in şeref >e
onunına saldırı anlamı taşımak-
la birlikte, hedef göstermektir.
Bulunduklan makamın ciddiyet
ve sorumluluğuyla da bağdaşma-
maktadır."
DEP. Hürriyet gazetesı ya-
zarlanndan Emin Çölaşanın.
DEP Genel Merkezi'ni hedef
gösteren bir nıakale yazdığını.
bu yazmın yayımlanmasından
sonra, genel merkezin bomba-
landığını öne sürdüler ve Çöla-
şan hakkında da TCK'nın 3l l.
maddesi uyannca suç duyuru-
sunda bulundular.
PKK ile çatışma: 7 şehit
Haber Merkezi - Erzurum'un
Şenkaya ilçesi kırsal kesimınde
PKK'h teröristlerle güvenlik
güçleri arasında çatışma çıktı.
Erzurum Valiliği'nden alman
bilgiye göre Şenkaya ile Göle
arasındaki ormanlık alandatba-
nndıklan bildirilen yaklaşık' 70
kişilik terörist grubuna yönelik
bir operasyon başlatıldı. Köşk.
Yaylameşe ve Gülveren ilçeleri
kırsal kesimlerinde gerçekleşti-
rilen operasyon sırasında 4 te-
rörist öldürüldü. Çaüşmada 7
er ile çığ alünda kalan 3 er şehit
oldu. Çatışmalar sırasında bir
vatandaş da hayatını kaybetti.
Şehit düşen 7 erin kimlikleri
şöyle: Tank Başar, Veysi Dere,
Kemal Çankaya, Kasun Topuz,
Naci Emil, Hüseyin Şen ve Zey-
nel Özüren
Tunceli'ye bağlı Kocakoç
köyü yakınlannda güvenlik
güçlerine ateş açılması üzerine
geniş çaplı bir harekat düzen-
lendi. PKK'lılann çok sayıda
kayıp verdiği bildınldi.
Tunceli'nin Çemışgezek ilçe-
sinde kaymakamlık lojmanına
PKK'lı teröristlerce önceki ak-
şam roketli saldın düzenlendi,
ölen >a dd yaralanan olmadı.
Diyarbakır'da bir berber
dükkanında oturmakta olan
muhtar Recep Kutlay. dün saat
09.00 sıralannda kimlikleri be-
lirlenemeyen iki kişinin silahlı
saldınsına uğrayarak hayatınj
kaybetti. Aynı saatlerde mey-
dana gelen ikinci olayda, ortao-
kul öğrencisi Hakkı Valçın.
başından tek kurşunla vurula-
rak öldürüldü.