Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART1994 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOM 11
ŞÎRKETLERDEN
• THE PRESIDENTHotel,
English Pub"da öğrenci
gürüeri faaüyetleri
dahilindeki kültür ve sanat
aktivitelerini başlaüyor.
"Haftanın konuklan müzik
ile sohbet içiçe "de bugün
saat 15:00-16:00 arasmda
Grup Gündoğarken
gençjerle bırlikte olacak.
• GÜNEŞSigorta
Marmara'nın Çanakkale
çıkışında Star 5 ve Merve 729
adlı iki geminin 6 şubatta
çarpışması ile meydana gelen
1 milyar 823 milyon liralık
hasan CYE Petrol"e ödedi.
I-BİMSA
Kamu bankalan seçim öncesinde yüzde 45-75'le kredi dağıtıyor
ÇUIer'eseçimdesteğiprojesi
Tac
Seçim öncesi kamu bankalan Başbakan Tansu
Çiller'e oy kazandıracak ucuz kredili projeleri
açıklamaya başladı.
Merkez Bankası yüzde 150-300'le faiz toplarken
kamu bankalan yüzde 45-75'le bazı projelere
kredi veriyor.
YAKUP BİLGE
Türkiye koşullanna uygun
olarak uluslararası
standarua geiiş^ürilen bilgi
işlem tekstil çözümlerini
pazarasundu.
Türkiye'nin tekstilde
uluslararası rekabet
koşullanna uygun kaliteü ve
düşük maliyetli ürünlerin
üretilmesine büyük katkı
saelavacağı belirtildi.
I-BİMSA'nın yeni çözüm
paketleri tekstilde
hammaddeden tasanma,
üretimden satışa kadar
bütün süreçlerin gelişmesine
olanak sağbyor.
• BOEING1994yılı
hedefini 260 uçak teslimi
olarak belirledi. Boeing
Yönetim Kurulu Başkanı
FrankShrontz, 1993'ü25.4
milyar liralık satış ve 1.2
milyar dolarlık net kar ile
kapatüğını söyledi.
atŞBANKASI,
Ankara, İstanbul ve
İzmir'den sonra.
Adana ve Bursa'da
da Mavihat
hizmetlerini başlattı.
İş Bankasf nın Mavihat
hizmetinden bankanın
Bankamatik, Electron, Master
Card ve Visa Kredi Kartı
müşterileri yararlanabiliyor.
• TESTAŞ Alman
Hagenuk MT 2000 tipi cep
telefonu ile, cep telefonu
piyasasınagirdi.
Başbakan Tansu Çiller, se-
çim arifesinde kamu banka-
lanna açıklattırdığı projelerle
puan toplamaya çalışıyor.
Merkez Bankası yüzde 150-
300'le bankalardan para top-
larken Emlakbank, Vakı-
fbank ve Halkbank gibi kamu
bankalannın yüzde 45-75'le
kredi vermesi, banka çevrele-
rince seçim yatınmı olarak de-
ğerlendirildi.
Bankaalar, açıklanan ucuz
kredili projelerin yürümesi
için büyük sübvansiyonlara
ihtiyaç duyulacağını vurgu-
ladı.
Aynı çevreler, hükümetin
kaynak sıkmtısı çekerken
kamu bankalanna kaynak
aktanmını da akılcı bulmadı.
Siyasi iktjdarm baskısı
Adının açıklanmasını is-
temeyen bir özel bankanın ge-
nel müdür yardımcısı, "Eğer
bu projeler vahiy yolu ile gel-
mediyse siyasi iktidardan gei-
diğini anlamak için bankacı ol-
maya gerek yok" dedi. Aynı
kaynak, bu projelerin büyük
oranda sübvansiyona ihtiyaç
duyacağını belirterek şöyle
konuştu: "Bu bankalar bu
sübvansivonları nereden bula-
caklar bilmiyonım. Ancak bu
para, bir yerden finanse edil-
mezse bu projelerin yürümesi
zor. Aynca bu bankaiarın ucuz
kaynakları varsa neden çok
Yatınmaya kredi yerinemuafiyet
• H0TM Teşvikler Genel Müdürü Gûlseren: 'Teşviklerin genişletilmesi
için çalışma yapılıyor. Ancak yeni düzenleme ile nakit şeklinde teşvik
yerine vergi muafiyeti, yatınm indirimi gibi teşvikler düşünülüyor.'
ESRA YENER
ANKARA - Kamu açıklannın artması ve
son ekonomik gelişmeler nedeniyle düşülen
kaynak sıkıntısı, yatınm teşviklerinin kredi
yerine, muafiyetlerin genişletilmesi şeklinde
sürdürülmesinj giindeme getirdi. Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığı Teşvık ve Uygula-
ma Genel Müdürü Kemal Güjseren. ekono-
mik koordinasyondan sorumlu Devlet Ba-
kanı Aykon Doğan başkanlığında yapılan
toplantılarda, yatınm teşviklerinin kap-
samının genişletilmesine karar verildiğini
söyledi. Gûlseren, "Teşviklerin genişletil-
mesi için çalışmalar yapılıyor. Ancak yeni
düzenlemelerde, nakit yerine vergi muafiye-
ti, yatınm indirimi gibi teşvikler düşünülü-
yor" dedi.
Başbakan Tansu Çiller'in, ekonomideki
son dalgalanmalardan sonra büyümede ya-
vaşlama olabileceği şeklindeki açıklama-
lannın ardından yatınmlarda başlayan
durgunluğa çözüm arayışlan sürüyor. Teş-
vik ve Uygulama Genel Müdürü Gûlseren,
Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, bir
ülkenin büyümesinde en önemli iki faktör
olduğunu vurguladığı yatınm ve ihracattan
vazgeçilemeyeceğmi söyledi.
İş çevreieri teşvike alıştırıldı
Türkiye'de yaünmalann, devletten gele-
cek teşviklere göre karar verdiklerine dik-
kat çeken Gûlseren, "İş çe>Teleri her yıl teş-
vik verilmesine auştınİdı. Ancak, kaynak
sıkıntısı olduğu için, bu sene nakit akışında
çok fazla artışagidilemeyecek. Vergimuafi-
yetleri gibi diğer teşvik yollarını da uygula-
yacağız" dedi.
Geçen yılki teşvik başvurularının değer-
lendirildiğini, yatınmlann teşvik edileceğini
anlatan Gûlseren, 94 bütçesinde. kendilen-
ne aynlan 4-5 trilyonluk ödeneğın kullanı-
Jacağını bildirdi.
ÇtLLER- Büyümede yavaşlama olabile-
ceğini açıklamıştı.
Gûlseren. bu yıJ teşvik edilecek sektörle-
rin, geçen yıla göredeğişmeyeceğini. önceli-
ğin ihracat alanında rekabet gücü olan
ürünlere ve hammadde üreten sanayi dal-
lanna venleceğini açıkladı.
kazanacakları kısa vadeli
yatınmlar yapmıyor, anlamak
mümkün değil."
Ucuz kaynaklanmız var
Gebze'de 3 bin 600 ucuz ko-
nut projesini açıklayan Em-
lakbank Genel Müdürü
Aydın Ayaydın Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, bu proje-
. lerin seçim yatınmı olarak yo-
rumlanmasırun doğru ol-
madığını belirterek, "Bu tür
projeleri ucuz kredilerle yürii-
tecek ucuz kaynaklanmız var.
Bu projeleri bu kaynaklarla
yapacağız" dedi.
Kredi dönme riski
Kendilerinin de özel banka-
lar gibi çalıştığını ifade eden
Ayaydın, diğer bankalann
kredi oranlannın aşın yüksek
olduğunu, bunun da kredi
dönme riskini arttırdığını vur-
guladı.
Ucuz kaynak yok
Ayaydın'ın bütün projeleri
ucuz kredi kaynaklan ile yap-
mayacaklannı ifade etmesi,
bu tür projelerin seçimden
sonra devam etmeyeceğinin
birgöstergesioldu.
Ayaydın, bir ay önce Çer-
kezköy'de Hazine'den aldı-
klan arsa üzerine 5 bin konut-
luk ikinci ucuz konut proje-
sini de seçimden önce açı-
klayacakiannı bildirdi.
Konuk
Yazar
Prof. Dr. BURHAN ŞENATALAR
'Adil düzen' görüşünde faizlerle ilgili
olarak sözde ekonomik bazı gerekçe-
ler ileri sürülse de asıl gerekçe ekono-
rrjik degil, dogmatiktir. Milli Gazete'-
nin bir yazan bunu çok güzel özetli-
yor: "Faize karşı mıyız? Bu sualin
cevabı evet karşıyızdır. Gerekçesi Ce-
nab-ı Allah'm haram kıldığındandır."
N. Erbakan da kitabında faizle ilgili
sözde ekonomik bazı gerekçeler ileri
sürmektedir. Bu gerekçelerin hiçbiri
bir ekonomide faizin ortadan kaldınl-
ması gerektiğini ve kaldınlabileceğini
kanıtlamaya yeter nitelikte değildir.
Bunlar daha çok günümüz Türkiyesi"-
nde faiz ödemelerinin bütçedeki yük-
sek payını ve gelir dağılımında rant ve
faizin yüksek oranını eleştiren sapta-
malardır ki, bunlan yıllardır ekono-
mik konularla ilgili herkes söylüyor.
Bu saptamalardan adil düzene geçiş
için insanın hayalgücünün hayli zen-
gin, mantığının ve ekonomi bilgisinin
de hayli kıt olması gerekir. Sayın Er-
bakan'ın ekonomi bilgisi de zaten hay-
ret uyandına derecede zayıf. Haftalik
ekonomi dergilerini izlese, yapılmaya-
cak yanlışlara düşüyor. Orneğin gelir
dağıhmı tablolan veriyor (s.5) ve bu
Adil düzende faiz kalkıyormu?/3tablolarda gelir yalnızca iki kategori-
den oluşuyor: Emek geliri ve faiz. Bu
tablolara göre 1983'te toplam gelirin
%24.8'i emeğe. %75.2"si faize gidiyor-
muş. Kullandığı sayılar S.Özmucur'-
un türettiği verilere dayanıyor. Ancak
bu ayınm aslında üçlü bir ayınm:
a) Tarım b) Ücret ve maaşlarc) Kar,
faiz. rant.
Özmucur'un hesaplanna göre
1983'te tanmın payı %20.5, ücret ve
maaşlann payı %24.8, kar-faiz-rantın
payı da %54.7. N. Erbakan biraz kav-
ramlarla, biraz sayılarla oynamış, ol-
muş size: Emeğin payı %24.8. faizin
payı 75.2. (Sayın Erbakan'ın kaynak
gösterme gibi bir adeti de yok, ama bu
kadar deforme etükten sonra, kaynak
göstermemesi belki daha doğru).
Bu tür çarpıtmalara bir örneİc daha
vermek yeter: Erbakan'a göre 1991
bütçesinin büyüklükleri şöyle: Toplam
tutar yaklaşık 104 trilyon TL. iç ve dış
borç faiz ve taksitleri 45 trilyon, bütçe
açığı 20 trilyon ve fîili bütçe' 40 trilyon.
Tam bir kavram karmaşası. Gerçekte
1991 bütçesi 104.8 trilyon olarak öngö-
rülmüş. Yaklaşık 49 trilyon cari harca-
ma. yaklaşık 15 trilyon yatınm harca-
ması öngörülmüş. Transfer harcaması
da 41 tnlyon. Transfer harcamasının
yaklaşık yansı devlet borçlannın faizi.
Devlet borçlannın anapara ödemesi ise
tanım gereği, bütçenin içinde yer almı-
yor, yani N.Erbakan'ın hesabındaki
gibi 105 trilyonun içinde kapsanmıyor.
Aynca 91 için öngörülen faiz ve anapa-
ra ödemeleri toplamı iddia edildiği gibi
45 trilyon degil. 35 trilyonun altında.
Dojayısıyla ileri sürülen tabloda ne
kavramsal tutarlılık var ne de aritmetik
tutarlılık. •
Şimdi gelelim faizin kalkması konu-
suna. Bilindiğj gibi bugünkü uygula-
mada dini bütün finans kuruluşlan
faiz yerine kar payı verdiklerini iddia
ediyorlar. Gazete ilanlannda bakıyor-
sunuz. kar payı oranlan önceden ilan
ediliyor. aynen faizlergibi. Bakıyorsu-
nuz bu kar payı oranlan hep piyasa
faiz oranlan dolayında.
Adil düzende kalkacağı iddia edilen
faizin ve faizli kredinin yerine çeşitli
kredi tipleri geliyor. "Emek karşdığı
kredi", "rehin karşılığı kredi", "öden-
miş vergi karşılığı kredi", "yatırım pro-
jesi karşılığı kredi", "selem senedi kar-
şılığı kredi" gibi. Bunlardan en iddialı-
sı selem senedi. (s. 41) "Selem senedi
olayı çok büyük bir ola>dır. Fai/ci ka-
pitalist sistemle insanlığı sömüren em-
peryalizm ve Sivonizmi atom bomba-
sıvla yıkmak mümkün değildir. Fakat
selem senedivle vıkmak mümkündür."
Emperyalizmin köküne kibrit suyu
ekecek olan selem senedi kitapta şöyle
bir örnekle açıklani' or: Bir mandıra
sahibi temmuzda ıcslim edeceği pey-
nirler için ocak aymda teklifler alıyor.
Temmuzda bir teneke peynirin
100.000 TL. olması bekleniyor. Diye-
lim ki satıcı ocakta eline geçecek
70.000 TL. karşılığında temmuzda 1
teneke peynir teslim etmeyi kabul edi-
yor. Alıcılarla anlaşırsa. sipariş sahibi-
ne bir selem senedi veriyor. Temmuz-
da peyniri veriyor, senedi geri alıyor.
Emperyalizmi yıkacak kadar orijinal
bir buluşa benzetemediniz mi? Daha
dururı, ekonomide ne kadar çok selem
senedi varsa ve vadeler ne kadar uzun-
sa. o kadar ucuzluk gelecek. Nasıl mı?
"...malın, mesela peynirin teslimine 6
ay >arsa. mandıra temsilcisi 1 teneke
peynir için 70 bin lira ister, 3 ay varsa 1
teneke pevnir için, 85 bin lira ister, böy-
lece vade uzadıkça. ucuzluk olmakta-
dır. Halbuki fai/ci kapitalist ni/amda
vade ne kadar uzunsa, pahalılık o kadar
çok olur. Çünkü vade ne kadar uzunsa,
alman borç paranın üzerine o kadar çok
faiz binmektedir." (s.42) Ve böylece
sözde selem senedi ile faiz kalkmış olu-
yor. Acaba? Gerçekte faiz hiç de kalk-
mıs olmuvor. Temmuzda 100.000 TL.
fıyatla alınabilecek bir mal için tem-
muzdan 3 ay önce 85.000 ya da 6 ay
önce 70.000 TL. ödenebilmesi. faizin
ta kendisidir. Ocakta ödenen bir
70.000 TL. temmuzda 100.000 TL'lik
bir malın karşılığı oluvorsa bu 6 aylık
faizin %43 olduğunu gösterir. İnşaat
sektöründe. diyelim ki 95 şubatında
bitecek birdaireyi bugünden almak is-
teyenlerin ödeyecekleri tutarla ödeme-
yi şubat 95'te yapacak olanlann öde-
yecekleri tutar arasındaki oran da bir
faiz ilişkisini vansıtır. N.Erbakan'ın
iddiasma göre selem senedinde "vade
uzadıkça, ucuzluk olmaktadır." Vade
uzakdıkça, ödeme tutannın düşmesi
doğaldır. Bu da faiz ilişkisinin doğal
bir sonucudur. Ama bunun gerçek bir
ucuzluk olmadığı kesindir. çünkü mal
fiili olarak satın almmış olmuyor. Bu-
gün de isterseniz, otomobil va da be-
yaz eşja firmalan bir yıl sonra teslim
alacağınız mallan size cari fıyatın al-
tında bir ödeme karşılığında satarlar.
Malı iki yıl sonra almaya razıysaruz.
daha da küçük bir ödemeyi kabul
ederler. Böyle bir yöntem ne faizin or-
tadan kalktığını gösterir ne de malın
gerçekten ucuzladığını.
Ideal
YAYINCIUK VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
YÖNETİM KURULU BASKANLJĞINDAN
Şlrketimiz pay sahipleri Genel Kurulu gündemde gosterilen maddeleri
görüşüp karara bağlamak ûzere 28.03.1994 günü saat 13.30"da Kireçocağı
Mevkii Evren Mahallesi Hürriyet Tesisleri GUNEŞÜ/İSTANBUL adresinde
toplanacaktır.
1) Pay sahiplerinin toplantıya katılabilmeleri için, sahip oldukları pay
senetleri veya ortak olduklarını gösterir kan'ıtlarını, toplantı gününden bir
hafta önce şirket merkezine getirerek giriş kartları almaları gerektiği,
2) Pay sahiplerinin toplantıda hazır bulunmaları veya kendilerine aşağıda
örneği sunulan vekâletname ile temsil ettirmeleri,
3) 1993 yılına ait Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporları ile Bilanço, kâr-zarar
hesaplarının 18.03.1994 tarihinden başlayarak şirket merkezi'nde hazır
bulundurulacağı,
Bilgiye sunulur ve ilan olunur.
VEKÂLETNAME
İDEAL YAYINOUK VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
YÖNETİM KURULU BAŞKAMUĞI'NA
Şirketin 28.03.1994 günü yapılacak pay sahipleri Genel Kuruluna sahsımı
temsilen tam yetki ile katılmaya, oy kullanmaya, TTK'nu ve Ana Sözleşme
hükümlerine göre sahip bulunduğum haklarımı kullanmaya mezun ve yetkili
olmaküzere yetkili kıldım.
GÜNDEM
1) Divan Baskanlığı, Oy Toplama Memurları ve Zabıt Kâtibinin seçimi ve
Genel Kurul tutanaklarının imzalanması için Başkanlık Divanına yetki
verilmesi.
2) Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporlarının okunup, karara bağlanması.
3) Bilanço, kâr-zarar hesaplarının incelenerek karara bağlanması.
4) 1993 yılı kârlılık durumunun görüşülerek, kâr dağıtımı ve zamanı veya kâr
dağıtılmaması konusunda karar alınması.
5) Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerln aklanması.
6) Yönetim Kurulu Üyelerinin seçimi.
7) Denetçi seçimi.
8) Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçiye katılım hakkı olarak ödenecek
ücretin belirlenmesi.
9) Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin TTK'nun ve 334. ve 335.
maddelerinde yazılı işlem ve işlerin yapılması hususunda yetkili
kılınmalarına karar verilmesi.
10) Gerekli görülecek diğer hususlar.
Hür-Gün
GAZETECİÜK VE MATBAACILIK A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANUĞI NDAN
Şirketimiz pay sahipleri Genel Kurulu gündemde gosterilen maddeleri
görüşüp karara bağlamak üzere 28.03.1994 günü saat 14.00'te Kireçocağı
Mevkii Evren Mahallesi Hürriyet Tesisleri GÜNEŞLİ/İSTANBUL adresinde
toplanacaktır.
1) Pay sahiplerinin toplantıya katılabilmeleri için, sahip oldukları pay
senetieri veya ortak olduklarını gösterir kanıtlarını, toplantı gününden bir
hafta önce şirket merkezine getirerek giriş kartları almaları gerektiği,
2) Pay sahiplerinin toplantıda hazır bulunmaları veya kendilerine aşağıda
örneği sunulan vekâletname ile temsil ettirmeleri,
3) 1993 yılına ait Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporları ile Bilanço, kâr-zarar
hesaplarının 18.03.1994 tarihinden başlayarak şirket merkezinde hazır
bulundurulacağı,
Bilgiye sunulur ve ilan olunur.
VEKÂLETNAME
HÜR-GÜN GAZETECİÜK VE MATBAACILJK A.Ş.
YÖNETİM KURULU BASKANLJĞI NA
Şirketin 28.03.1994 günü yapılacak pay sahipleri Genel Kuruluna şahsımı
temsilen tam yetki ile katılmaya, oy kullanmaya, TTK'nu ve Ana Sözleşme
hükümlerine göre sahip bulunduğum haklarımı kullanmaya mezun ve yetkili
olmaküzere yetkili kıldım.
GÜNDEM
1) Divan Baskanlığı, Oy Toplama Memurları ve Zabıt Kâtibinin seçimi ve
Genel Kurul tutanaklarının imzalanması için Başkanlık Divanına yetki
verilmesi.
2) Yönetim Kurulu ve Denetçi Raporlarının okunup, karara bağlanması.
3) Bilanço, kâr-zarar hesaplarının incelenerek karara bağlanması.
4) 1993 yılı kârlılık durumunun görüşülerek, kâr dağıtımı ve zamanı veya
kâr dağıtılmaması konusunda karar alınması.
5) Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçilerin aklanması.
6) Yönetim Kurulu Üyelerinin seçimi.
7) Denetçi seçimi.
8) Yönetim Kurulu Üyeleri ve Denetçiye katılım hakkı olarak ödenecek
ücretin belirlenmesi.
9) Yönetim Kurulu Başkan ve Üyelerinin TTK'nun ve 334. ve 335.
maddelerinde yazılı işlem ve işlerin yapılması hususunda yetkili
kılınmalarına karar verilmesi.
10) Gerekli görülecek diğer hususlar.
İŞÇİNİN EVRENENDEN
ŞÜKRAIN KETENCİ
Duyarlılık Yetmiyor
Atatürk'e saldırıya, toplumun duyarlılığı ve tepkisi gi-
derek anlam kazanıyor. Bireyler, Atatürk ve devrimleri-
nin, laikliğin, yaşamlarındaki anlamının bilincinde ola-
rak çeşitli biçimlerde tepkilerini dile getiriyorlar. Siyasi
partiler, gazeteler, Meclis'in telefon vefaksları kilitleni-
yor. Türkiye'nin heryerinde kendiliğinden protesto top-
lantı ve gösterileri oluşuyor. Türkiye, demokrasiyi, sivil
toplum örgütlenmesi ve demokratik tepkiyi öğreniyor.
Bütün bunlar çok seyinçli gelişmeler, ancak Atatürk'-
ün kimliğinde simgeleşen çatışmayı yaratan tehdidin
büyüklüğü karşısında, bu toplumsal duyarlılık yetmiyor.
Türkiye'de lakliği, demokrasiyi tehdit eden, Atatürk'ün
kimliğini düşman gören güçlerin örgütlülüğü karşısında
toplumsal duyarlılık ve tepki, ancak bir ilk adım olabilir.
Tehdidin ortadan kalkması için çok ciddi ve örgütlü, bi-
linçli mücadele vermek gerek.
Kitlelerin duyarlı ve güçlü tepkisinin belki de en önem-
li ve anlamlı yanı, toplumun kendi sorun veçıkarları için,
çözümü başkalarından beklemek yerine kendinin hare-
kete geçmesi. Hiç değilse 12 Eylül'de olduğu üzere,
demokrasiyi getirme adına demokrasinin katledildiği,
Atatürkçülük adına Atatürk devrim ve ilkelerinin çiğnen-
diği gelişmelere kapılar kapatılmaya çalışılıyor. Ancak
politikanın ikili, çirkin yüzü ile gereken mücadele yapıla-
madıkça ne şeriat ne de demokrasinin katledilmesi teh-
ditleri ortadan kalkıyor.
Tansu Çiller'in doğrudan, kişisel davranışları ile din
sömürüsüne açtığı kapı, laiklik karşıtı, Atatürk düşman-
larına katkıları bir yana, koalisyon hükümetinin sonuç
olarak sorumlu ve ortak olduğu uygulamalar yaşanıyor.
örneğin Kuran kurslarına ek derslerle geçerlilik kazan-
dırılması, çok alternatifli meslek okullarına imam hatip-
lerin de katılması, yeni açılan imam hatip okulları.. bu
iktidarın Atatürk düşmanlığı ve şeriatçılara yeni yeni ar-
mağanları, çok önemli yeni kazanımlar değil mi?
Toplumun güçlü tepkisi ve duyarlılığı, dünyanın tek la-
ik Müslüman devletinde halkın, laik çağdaş devlet düze-
nini ne kadar çok özümseyip benimsediğini gösteriyor.
Bu gerçeklik, Türkiye'de demokrasi ve insan hakları için
çok önemli bir güvence. Ancak bir yandan da ekonomi-
deki bozuk düzen. giderek boyutlanan yoksullaşma ve
eğitim eşitsizliği ve eksikliği, yoksul, eğitimsizçoğunluk
içinde oyun oynanması şansını arttırıyor. Yoksul kesim-
de giderek daha büyük kitleler, dış ve iç para kaynakları-
nı elinde tutan şeriatçı güçlerin ağına düşüyor. En kötü-
sü de devletin gücü ve kaynakları, laikliğe de aykırı
olarak şeriatçı akımların çıkarları doğrultusunda kulla-
nılıyor. imam hatip okulları, Kuran kursları, vakıfların,
tarikatların yurtları her yıl on binlerle sayılan yeni şeriat-
çı militanlar yetiştiriyor.
Şeriatçı akımlar, en çok gecekondu bölgelerınde, yok-
sullar arasmda ekonomik. sosyal güç ve dayanışma tu-
zağında gelişirken, mücadelenin de bu gerçekler göze-
tilerek yapılması gerekiyor. Ne yazık ki halkın duyarlılı-
ğının tam tersine olarak örgütlerde, değil bilinçli
mücadele, çıkarlar adına suça ortak olma olgusu yaşa-
nıyor. DYP, ANAP gibi sağ partiler için Refahın güçlen-
mesi sadece daha önce kendilerine gelmiş olan tarikat
oylarının kaçması anlamında bir rahatsızlık yaratıyor.
Taksim'de Atatürk mitingi düzenleyen Tansu Çiller hü-
kümetinin DYP kanadı, şu günlerde koalisyon ortağı
SHP'yi Terörle Mücadele Yasası'nda laiklik karşıtı suç-
larda taviz vermeye zorlamayı sürdürüyor.
Sadece siyasi partiler mi aymazlık içinde? Sol siyaset,
demokratik örgütlenmelerde bile tepki almamak adına
radikal şeriatçı akımlardan gelen baskıya karşı büyük
bir sinme, boyun eğme gözlemleniyor. En etkili müca-
dele örgütleri arasmda yer alması gereken sendikalar
ise uzayda yaşıyorlarmış gibi bir tavır içindeler. Tabii ki
bu tavırları ile işçi sınıfına, çıkarlarına, bilimine ihanet
içindeler. Ancak hesap soran olmadıkça, tavır değiştir-
meye niyetlı gözükmüyorlar.
Evet, sonuç olarak halkın duyarlılığı, tepkisi çok güzel,
ancak tehditin ortadan kalkması için pek bir anlam taşı-
mıyor. Halkın ve öncü, en bilinçli olması gereken güç
olarak işçilerin; kendi çıkarları, insan hakları, demokrasi
için, siyasi partileri, sendikaları, demokratik örgütleri
sonuç alıcı, bilinçli mücadelenin içine sokmayı başar-
maları gerekiyor.
KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ
Gelişme, özel sektörün
dinamizmine bağh
• 350 milyon nüfus yoeunluğuyla dünyanın en
geniş işbirliği alanlarından birisine sahip olan
Karadeniz Ekonomik İşbirliği'nin gelişmesi. özel
girişimcilerin bireysel ve ortaklaşa çabalanna bağh.
Ekonomi Senisi - Karadeniz
Ekonomik İşbirliği'nin (KEİ)ge-
lişmesini, özel sektörün dinamız-
mi ve girişimlerine bağlavan
Yıldırım Aktuna, özel sektör ta-
rafmdan geliştirilen girişim mo-
dellerinin desteklenmesi gerekti-
ğini vurguladı.
Türkiye İşadamlan ve Yöne-
tidleri Vakfı (Tİ\'Ö\'( ile Şıle Be-
lediyesi tarafından Şıle"dedüzen-
lenen panelde. Karadeniz Eko-
nomik İşbirliği içinde "Türkiye'-
nin yeri" tartışıldı.
Panelde aglış konuşması ya-
pan Yıldınm Aktuna. KEİ'nın
yalnızca Türkıvc'de değil. diğer
ülkeler üzerinde de yankılar
uyandırdığını söyledi. KEİ'nin
Türkiye'de fıkir ve girişim ön-
cülüğü yaptığını anlatan Aktuna.
Türkiye'nin kısa bir süre içerisin-
de geniş bir alanda işbirliği
yapmış olmasını, devletin aktıf
dış politikasına bağladı.
Panele, Yeni Parti Genel Baş-
kanı Yusuf Bozkurt Özal adına
katılan eski Milli Savunma Ba-
kanı Erean \ uralhan yaptığı ko-
nuşmada. KEİ'nin önemli bir
ekonomik hat üzerinde kuruldu-
ğuna dikkat çekti. Ekonomik
alanda ışbirliğınin. ü>e ülkeleri
önemli bir pazar konumuna ge-
tirdiğini \-urgulayan Vuralhan,
işbirliğinin devam etmesi için po-
litik istikrann şart olduğunu açı-
kladı.
Karadeniz Ekonomik İşbirliği
çerçevesınde yatınmın oldukça
riskli olduğunu belirten Rize Ti-
caret ve Sanayı Odası Yönetim
Kurulu Başkanı Yusuf Agun,
"Dış ticaret ve ihracatın geliştiril-
mesine engel teşkil eden en biiyük
faktörler arasında can ve mal gü-
venliğinin sağlanamaması, organi-
zasyon bozukluklan \e mevzuatın
çok sık değişmesi geliyor. Llaşım
hizmetlerinin ve dağıtım kanal-
lannın işlctilmemesini sayabiliriz"1
dedi. " .
Doğalgaz tesisleri
Samsun Ticaret \e Sanayi
Odası Genel Sekreter Yardımcısı
Ethem Kıvanç, Türkmenistan do-
ğalgazının Türkiye üzerinden
A\fupa"ya ulaştınlmasını. doğal-
gaza dayalı ku\vet santrallan ile
kimya metalurji tcsislerinin ku-
rulmasını istedi. Barter ticareti
kapsamında alınan hammadde-
nin Türkiye'ye getinlmeden önce
söz konusu ülkelerde mamul hale
getirilmesi gereknğini hatırlatan
Kıvanç. Türkiye'nin pazarlardan
pay alabilmek için ithalat kredisi
açması gerektiğini söyledi. Ül-
kelere açılan kredilenn geri dön-
meme riski olduğuna değinen Et-
hem Kıvanç. "Genişleyen ihracat
sebebiyle çok yönlü. ülke istih-
damına ve refahuıa y ansıy an kredi
kayıplarını fazlasıyla telafi eden
kazançlar elde edilecektir" diye
konuştu.
Karadeniz'in turizm açısından
son derece cazip olduğunu vur-
gulayan TUROB Yönetim Ku-
rulu Başkan Yardımcısı Savaş
Gürsel, insanlann Akdeniz'in
sıcağı yerine. yayla turizmi, raf-
ting. tracking ve soft tunzmini
tercih ettiklerini belirtti.
LİSAN
ÇÖZÜM
Bizimle Ingilizce
sorununuzu çok kısa
zamanda
çözebilirsiniz.
Lütfen bizi arayın.
Td: 349 59 38
BahariyeCad.62/3