Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet70. YtSAYI 24984 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V I Z Y O N 3MAflT1994PffiŞEMBf
Dünya Dostlan Derneği, termik santrallann olup bittiye getirilmesine karşı Türkiye çapında "karartma geceleri" eylemini gerçekleştirme hazırlığında
Mum ışığınada,karartmasınlardiyeyaşamımızı
ÜMİTOTAN
İZMIR - Dernekleşen. Dünva
Dostlan'nın ilk eylemi "Kararfma
Geceleri" ile başlıyor. Dünya Dost-
lan. "Yeter ki yaşam kararmasın"
slogaruyla 20 martta saat 20.00"de
yanm saat süreyle tiim ülkede yurt-
taşlan elektriklerini söndürüp mum
y akmay a çağıny or...
Dünya Dostian Platformu. geçen
hafta içinde dernekleşerek tüzel kişi-
lik kazandı. Dernek. antınükleer
kampanyasını "romantik" bir ey-
lemle başlatıyor. "Mum ışığına
ra/ıvtz, veter ki yaşam kararmasın"
sloganıyla tanıülan eyleme, ülkede
çevreye duyarlı tüm yurttaşlar des-
tek vermeyeçağınhyor.
Haydi mum ışığına
S.O.S Ankara Bürosu Sözcüsü
Nesrin Timur, Marmaris Gönüllüle-
ri tarafından önerilen eyleme Dünya
Dostlarfnın sahip çıktığını belirte-
rek şunlan söyledi:
"Türkiye çapında ilk büyük etkin-
lik olarak, 'mum ışığında oturma'yı
bedef olarak belirledîk. 20 mart günü
saat 20.00'de tüm yurttaşlan yarım
saat süreyle tüm elektriklerini ka-
patıp mum ışığında oturmava çağın-
yoruz. Bu eylemimiz, Gökova Ter-
mik SantraJı'nı oldu bittiye getirmek
isteyenlere, Akkuyu N'üİdeer Sant-
Elektrik üretimi
uğruna, termik
santrallarla çevrenin
kirletilmesine ve
doğanın
öldürülmesine karşı
çıkan tüm doğa
dostlannı 20 mart
gecesi, saat 20'de
ışıklannı söndürüp
mumla
aydınlanmaya
çağıran Dünya
Dostlan eylemde
kararlı.
ralı'na temel atmaya hazırlananlara vürürülen mücadelede bir yurttaş, açısından dünvaya örnek olacak tu- alamaz." S.O.S Akdenız Bürosu
verilecek en güzel cevaptır. Türkiye Çıra vakmaya razıvız' demişti. İşte tumlar alıvorlar; hep birlikte yaşamı sözcüsü Vusuf Barış da kollan şim-
insanı, yaşamını savunacaktır. Yıllar Yatağan köyiüleri, işteKozbeyliköy- savunmava kalkıştıklarında hiçbir didcn sıvadıklannı. Dünya Dosl-
önce Aliağa Termik Santralı'na karşı lüleri. İ Ikemiz insanı eko-bilgelik iktidar bu insardarı çiğnevip kararlar lan'nın örgutlü bulunduğu tüm kent
ve beldelerde mum eylemı içın
hazırlıklannsürdüğünüsöyledı. Yu-
suf Banş, yurttaşlık haklarının her
gün ihlal edıldiği ülkemizde. doğal
ve kültürel değerlerin koruna-
madığını \urgula>arak şöyle de\am
etti. "20 mart akşamı sokaklarda
mum satacağız. Özel rady o v e televiz-
yonlardan anonsJar yaptıracağız.
Mahalli basınla yakın temas sağlayıp
kamuovunu oluşturmaya çalrşacağız.
Ciökova kapatılsın. Akkuyu'ya
nükleer santral vapılmasın" başlığı
altında, tüm yurttaşlan bu etkinliğe
destek vermeye çağırnoruz. Hep bir-
likte mum ışığına bile razı olduğumu-
zu gösterelim. Yeter ki vaşamımızı
karartmasınlar, 'Bız her şcyın yolu-
nu buluru/ mesajını büyük katıJı-
mlarlav-erelim."
İzmir'den destek
Çeşıtlı kuruluşlarn katıhmıyla
oluşturulan İzmir Çevre Platformu
da karartma eylemıne tam destek
venyor. Platform. "Göko>a fçin Acil
Bildiri" başlığı ile yayımladıâ çağn-
da. şu görüşlere >er verdı:
"Anayasaya göre herkes sağlıklı,
dengeii bir çevrede yaşama hakkına
sahiprir. Öyleyse vatandaş olarak,
gelin çocuklanmız için, geleceğimiz
için, üzerinde yaşadığımız bu cenneti
kurtaralım. Onurluca. insanlık adına
yaptığımız bu çevre mücadelemizle
çocukiarımıza utanmayacağunız bir
dünya bırakmayı, doğaya yapılan
haksızlığa son verilmesini istiyoruz.
Gelin, 20 mart akşamı ışıklannızı ka-
patın, mumlarınızı yakın."
Burdur
Gölü'nde
çevreayıbı
Haber Merkezi- Burdur Gölü-
nün ekolojik dengesine büyük za-
rarlar verecek olan organize sana-
yi bölgesi ve uluslararası havaa-
lanı inşaatı. kamuoyunun büyük
tepkisine karşın sürüyor. Doğal
Hayaiı Koruma Derneği. çok
yönlü bir Çevresel Etki Değerlen-
dirmesi'run sonuçlan alınıncaya
kadar inşaatlann durdurulmasını
istedi.
Doğal Hayaü Koruma Derneği
tarafından yaprhm açıklamada,
gölün Çevre Kanunu. Başba-
kanlık Sulak Alanlar Genelgesi,
Uluslararası Ramsar ve Bern söz-
leşmeleri ile koruma altında bu-
lunması gerektiğine dikkat çekilir-
ken. "Bu yatırımlara karşı oluşan
büyük kamuoyu tepkisi, siyasi ira-
de tarafından hiçe sayılıyor" denil-
di.
Açıklamada, yöre halkjnın iti-
razlanna. açılan davalar ile ulusla-
rarası boyuta ulaşan tepkilere
karşın gölün \e Burdur"un sonu
anlamına gelen inşaatlar için Çev-
resel Etki Değerlendirmesi yapı-
lması için bir girişim de başlatı-
lmadığı bildirildi.
Yetkililerin. "yatırımlar, ÇED
yönetmdiği yayımlanmadan önce
planlandı" gerekçesıni ileri sür-
düklerini belirten dernek yetkilile-
n. "Biz pianlarımızı yaptik. Artık
doğanın konınması için geç
kalınmıştır" denilmesini "kabul
edilemez" bir durum olarak nitele-
diler. Doğal Hayatı Koruma Der-
neğfnin yazılı açıklamasında
daha sonra şu görüşlere yer \eril-
di:
"Burdur Gölü kenarına vapıl-
makta olan Isparta Havaalanı ve
lsparta Organize Sanayi Bölgesi
inşaatlan. çok yönlü bir Çevresel
Etki Değerlendirmesi'nin sonuç-
lannı alıncaya kadar durdumi-
malıdır. Böyie bir örnek ortada du-
rurken, doğanın koruıtması konu-
sunda bolca söz ve vaatlerde bulu-
nana TC Hükümeti'nin bundan
sonra ulusal ve uluslararası plat-
formda vereceği herhangi bir sözün
güvenilir olması bekleniyor.
Kediler arası
güzellik
yanşması
ANKARA (ANKA) - Doğa ve
Hayvan Sevenler Derneği tarafın-
dan Van ve Ankara kedileri. güzel-
lik yanşmasınm ikincisi 20 mart
günü shereton otelinde düzenlene-
cek.
Doğa ve Hayvan Sevenler Derne-
ği Başkanı Betül Kalemli yaptığı
açıklamada Türkiye'de ilk
kediler arası yanşmarun geçen yıl
haziran ayında çevre gününde dü-
zenlendiğini, ikincisinin ise 20 mart
günü düzenleneceğini bildirdi. Ka-
lemli geçen yıl düzenlenen yanşma-
dan 60 mılyon lira gelir sağlandığını
bu gelirle hayvanat bahçesine kedi
evi yaptınldığını soyledi. Kameli ge-
çen yıl yapünlan kedi evinin 150
milyon lıraya malolduğunu kayde-
derek, bu yıl sağlanacak gelirinde
yaptınlan kedi evinin tamamlana-
cağını ifade etti.
Yanşmanın amacının nesli tü-
kenmekte olan Van ve Ankara kedi-
lerinin belirlenerek koruma latına
alınması olduğunu vurgulayan Ka-
lemli. "Bu kediler yurt dtşında ülke-
mizi olumlu vönde tanıtıvorlar" dedi.
îslam'ın kurallannı kendine göre
yorumlayan bir tasavvuf felsefesi
YILMAZ KARABACAK
Doğu mistisizmı uzun bir dönem,
yani bütün bir ortaçağ boyunca
Anadolu topraklannda bağdaş ku-
rup oturdu. Yeniçağın çocukluk dö-
nemlerinde ise mahmur adımlarla
da olsa yürümeye kalkıp şöyle bir
sendeledi. Aynı topraklar aşkta
tannsallıktan çok tannsallıkta aşkı
arayanlann ve böylelikle tannnınen
doğru bilgisine ulaşacaklan inananı
taşıyanlann mekanı oldu.
Tasavvuf felsefesi dünyanın. ıkı
eski kıtası arasına düşen bu semtin-
de. kendisiyle aynı zaman dilimini
paylaşan diğer semtlerde olduğu
gibi. inanç merkezli bir düşünme.
kavrama, yaşama. biçimı oluşturdu.
Gelenekler mozayiği
Eski Yunan. Yahudı. Hınstiyan.
Hint ve İran gelenek ve düşünüş bı-
çimlerinin geçerlilik taşıdığı coğraf-
yada doğan yeni İslam dini kendı-
sınden önceki kültürlerle girdiği et-
kıleşimin bir sonucu olarak tasav-
vuf düşüncesini ortaya çıkardı.
Henüz yeni yeni şekillendiği 7 ve
8. yüzvıllarda Veysel Karani, Hasan
Basri, İbrahim Bin Edhem gıbı başlı-
ca temsıldlerin elinde "maddı de-
ğerlerden yüz çevirerek katıksız
bir dinsel yaşamı gerçekleştirme" il-
kesi üzerine oturmuş. \'e zamanla.
"Her dunımda tanrıva güvenme".
"Nefsin arındırılmasına. eğitilmesine
yönelik çilecilik", "Belaları gönül
boşluğu içerisinde kabullenme".
"Tanrı korkusu", "Tanrıva duyulan
suursız sevgj". "Günahlardan ve gü-
nah düşüncesi taşıyan şeylerden
uzaklaşma" gibi unsurlan banndırır
duruma geldı.
Kunımsallaşan tasavvuf
Bu dönemlerden itıbaren ıkı farklı
doğrultuda sistemleşen tasavvufun
asıl kurumsallaşma \e örgütlenme
süreci 12. Yüzyıl'da başladı. İslam
kurallanna uygunluğu önemseme-
yen ya da gerektiğinde bu kurallan
kendince yorumlayan birinci öğreti.
gelişimini bu yönde sürdürerek.
Tann"nın bütün ad ve nitelikleriyle
"İnsan-ı Kamil'dc vücut bulduğu ve
onun ağzından konuştuğu görüşü-
ne. yani "Vahdet-i Vücut" teorisine
ulaştı. Bu öğreti çerçevesindeki ta-
savvuf felsefesi İslam bilginlerinin
şiddetli eleştirilerine uğramış. bu dü-
şünceleri taşıyanlar kafirlikle suç-
lanarak. hapsedildi, sürüldü ve öl-
dürüldüler.
Bu öğretinin karşısında gelişen
ikinci öğreti ya birinci öğretinin or-
taya attığı kuramlan karşıt kuram-
iarla dengeleyerek ya da onlan İs-
lam kurallan açısından yorumlama
yolunu izleyerek daha ıhmlı ve
banşık bir yol izledi.
Hoşgöriinün sınırları
Tasavvuf düşüncesini Anadolu"-
ya yayan Mevlevi Tarikatı, 30 Eylül
1207 tarihinde Horasan'da doğan
Celaleddin-i Rumi'nin öğretilerine
dayanmaktadır. Moğol istilasının
sonucu olarak, ailesiyle birlikte
1218"de Konya'ya göçeden Mevla-
na Celaleddin-i Rumi 30 bın dize tu-
tan mistik şiirleriyle öğreti<;inı Ana-
dolu'nun dört bir yanına yaydı.
-jr -w^)şgörüsü smırsız Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin
L M kurduğu, oğlu Sultan Veled'in tarikatlaştırdığı
i i Mevlevilik, Sema törenlerinde dönen
dervişleriyle günümüzde hem dinsel özelliğini
• • • • sürdürüyor, hem de turistik bir gösteri
olarak dünyanm dört bir yanından gelen yabancılan
Mevlevihanelerde toplamayı başarıyor.
17Aralık 1273'teölümününardı-
ndan. oğlu SuJtan Veled tarafından
Mevlevilik bir tarikat haline getiril-
di. 15. Yüzyıl'daKonya veçevresin-
de yaygınlaşmaya başlayan Mevle-
vilik. 17. Yüzyıl'da başta İstanbul
olmak üzere Anadoiu'nun çeşitli
yerlerinde kurulan dergahlarla altın
çağına ulaştı.
Mevleviliğe göre dergahlarda ve-
rilen tasavvufi eğitimin amacı kişi-
nin kendisine gelmesini, kendisini
bulmasını sağlamakıır.
Gerçeğe ulaşmanın asıl yolu çilc
değil aşktır. Var görünen şeylerger-
çekte yoktur. görünen nesnelerle
varlığını duyuran Tann'dır. Tannyı
dolayısıyla kendinı bulmak için
varlıktan annmak gerekir. Bunun
başlıca yolu ise benlığinı kötülükler-
den anndırmakla ve hoşgörüyie ola-
naklıdır.
Tasavvufi yolculuk olarak da
tarumlanan tannya ulaşma süreci.
"Hahetlik", "Dervişlik", "Dede-
lik", "ÇelebiliJi", "Şeyhlik" şeklinde
adlandınlan beş ayn aşamayı içer-
mektedır. Dergahlarda verilen
Mevlcvı eğıtimınde bütün bu
aşamalardan yüzyıllann geleneksel-
leştirdiği törenlerle geçilir. Bu tören-
ler kendisine özgü formlan bulunan
Mevlevi Müziği eşliğınde Sema
avinleri ile başlayıp. "Zikir telkini",
"Tac ve hırka giyme" törenleri ile
devam eder. Zikir telkıninde şeyh.
müridi önüne oturtarak elinı tutar.
bütün günahlardan sakınacağına
dair söz alır. kelıme-ı ıcvhıdı üç kez
vüksek sesle telkın eder. mürıt de
a\nı sözleri vıneler Tefkın bıttikten
sonra şeyh. dünva ile ılgisinı kcstıği-
ni simgelemek üzere müridın saçı-
ndan birkaçkıl keser. Hahet.başka
tarikatlarda olduğu gıbı 40 gün süre
ile kesıntisiz ıbadet biçimınde değıl.
dergahta hizmet biçimınde u\gu-
lanır. Hahetıtamamla\dnkışı"İ)er-
viş" adıyla anılır. Bunu izleyen aşa-
mada ise tac gıyecek dervış. şevhın
önüne oturarak başını dızlenne da-
var. Şeyh. diğer Mevlevi şevhlennın
silsilcsini okur. bunun ardından.
Tann'dan dervışı fakırlık yolunda
başanlı kılmjsını. başına manevı bir
tac ıhsan etmesini dilcverek tacını
giydırir. Hırka ise yine şeyh tarafı-
ndan çelebılık aşamasına enşmış
münde çeşıtlı dııalar okunarak giv-
dirılir.
Sema törenleri
SövJencelere göre Mevlana Cela-
leddın Rumi. doğaya çıktığı zaman-
larda "Din ışığı'nın parlayan güzel-
lığını bulur. çıçeklerle kuşlann ken-
disinde varolan tanrı sevgısını pav-
Lıştığın' hıssederek şıırler okur \c
kendi etrafında dönerek danNcder-
di. Günümüzedck ulaşan Senu lo-
renlerıne. Mevlana'nın bu dansının
kaynaklık ellığı kavıtlarda vcra-
lıvor. Sema törenlen Mevlevi müzı-
ğının eşliğınde "selam" adı venlen
bölümler halınde yapılır. Her selam
dığerine bir ara nağme ile bağlanır
Her üç selam arasında ıse vız senuı-
sı kullanılır Sema törenlennın en
u/un en renklı \e en nıelodık bölü-
ınünde vürüksemaı eşliğınde Mes-
nevfdcnalınmışbeyilleregevılır Bu
bölum son peşrev veva son vürük-
semaı adı venlen müzıkle bitınlır
Bııv ük ölçüde tek seslı veçalgı eşlıklı
Me\le\ı mu/ığı. Türk Tasavvuf
Mii/ığının en gelüjmi} dalını o'ıışiu-
rur Mulrıp adı venlen xiz takınıı-
nda ise Ney. kLidiim. rebap. halılc.
kıinun. lambıır. ve kemençeden olu-
jan çalgılar veralır
Kulekapı Mcvlcvihanesi
Ta^avvuf düşüneesının nıme ve
müziğe vansımasını okışturan Sema
törenleri 500 vıldır taşıdığı gclenek-
sellikle Her yıl araiık ayında daha
çok turistik amaçlarla Konya ve
Istanbul'da yapılmaktadır. İstanbul
Tüneldc bulunan "Kulekapı Mevle-
vihanesi" bu törenlenn başlıca me-
kanı durumundadır. 1491-1492
yıllan arasında II. Bayezid'ın vezir-
lerinden İskerderpaşa tarafından
vaptınlan Kulekapı Mevlevıhanesi
çeşitli deprem ve yangınlarda gör-
düğü hasann ardından 1819 \ ıhnda
onanlarak bugünkü biçimini
almıştır. 19. Yüzyıldan kalma Os-
manlı barok üslubunun başlıca or-
nekleri arasında yer alan mevlevi-
hancnın avlusunda dönemin önde
gelen mevlevi dedelerinden Kudre-
tullah ve Ataullah efendinin türbele-
ri bulunmaktadır. Bu türbelerın he-
men bıtişığindekı üçüncü türbede
ise Divan Şiin'nin başvapıtı olarak
tanımlanan "Hüsn-ü Aşk"ı kaleme
alan Şeyh Galip yatmakıadır. 1960
yılında resıorasyon geçiren bina
1975 yılında Divan Edebiyatı Mü-
zesi olarak kullanıma açılmıştır.
Kısafihn
dahnda
'Zeynep'
beğettitopkuh
STOCKHOLM (Cumhuriyet) -
Öğretmen bir med\a pedagogu
Tülay Arası n. radyo ve TV
vapımcılarından Abdullah Gür-
gün'Ie birlikte yaptığı kısa metrajlı
film. ilk gösterimdcn sonra övgüy-
le karşılandı. İsveç'te film çalışma-
lan yypmak isteyenleri özendır-
mek amacıyla. ülkenın tanınmış
film kişibi Sven Björklund'un ansı-
na konulan fondan geçtiğımiz yıl
ıçınde Türkıveli genç yapımcı ve
medya pedagogu Tülay Aras ya-
rarlandı. Fonun verdığı burs. bir
hafta süreyle kazanana. profesyo-
nel film şırketlennin tesislenni di-
ledığınce kullanma hakkını tanı-
>or ve belırlı bir mıktar ham fîlmı
de kullanıma tahsis edıvor Tülay
Aras'ın çalışmasına. kcndı kay-
naklanyla sağladığı Nordart adlı
film şırketi desıek oldu ve onun
kameramanı. Bilgen Tufan. "Zey-
nep"ın çekımınc katıldı.
•'Zeynep*'te. İsveç'e yerleşmış
bıraılenın. hem buraya uyum sağ-
lamış. hem de kültürel gcvmışını
unııtmamış bir genç kızın güniük
vaşanüM göstenlıvor. İsveç'tekj
Türk eamıasının yakındun
lanıdığı. gazeıccı Mustafa Sön-
mezın kızı olan Zeynep, bu kısa
belge.selde doğal tavırlanyla ilgı
topladı. Fılmin Sinematek'tekı ilk
göstenlışıne kaulan İsveçlı belgesel
film vapımcısi ve yöneımenı Maj
\\eicselman. lllmın kendısını çok
eıkıledığını ve kısa meırajlı film-
lerın programa .ılındığı filnı fesiı-
vallerıne k.ıtılniıisı cerekiıüını NİU-
ledi
Biyoloji
dersi
tepki yarattı
STOCKHOLM (Cumhurivet) -
Bızdekı oi'U bir ve lı^e bir detıgı
olan okullann derv programmda
bulunan "cınNCİIik ve bırlıkteva>.ı-
mak" konulıı dcrslerin. valnı/ca
bırer bıvolojık olav gıbı üoriılerek
bu dersın ıçıne kaiılm.ık jsienıi7CM
lepkivaraiiı.
13-IS yjşımhıkı geııçlen ıvı ı.ını-
yan öğreımeııleı ve okullann
vtğlik görev lılerı. gençlerin gunlük
yaşammda buvük önenıı olan cın-
sel ılişkılerın. bunımla ıgılı bılgıle-
nn ve doğan sorunların. onların
dışındakı T>ır biyolojık konu gibı
ele alınmak ij.tenme.Mni eleştıriyor-
lar.
Hiikümetın. bıyolojıdersinın bu
bakımdan da yeterli olduğu görü-
şüne gençlenn danışmanlan da
karşı çıkıyorlar Aftonbladet gaze-
tesıne açıklama vapan okul hemşi-
rcsı L lla Holmström tepki eöste-
renler arasında:
Geçen hafıa bana. ilk kezcınsel
birleşmeyapmışolan 13yaşındaki
bir kız gcldi. Sevgılısine. ne prezcr-
vatif sözü edebilmış, ne de regel
durumunun ne olduğu hakkında
bilgı sahibı. diyor. Gençler. eski-
den bizım merak ettiğimiz şeyleri
merakediyorlar.
Oğlanların aklı fıkn. sınıfta kaç
kızın bakireliğıni yitinnış oldu-
ğunda. Öte yandan. bızim zamanı-
mızda olanın tersıne. cınscl ilişkı
için en erken yaşın ne olduğunu.
duruma bırakıyorlar.