Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART199* CUMARTESİ CUMHURİYET2 SAYFA
KULTUR
Tiyatrocular, sanatsal bağımsızlıklannı korumak için bir 'Müdafaa-i Hukuk' derneği kurdu
Artık 'sahicimuhalefet' yapılacakHANDAN ŞLNKÖKEN
'Tiyatroda devriın' tartışmalan
kapsamında öcenekli tiyatrolar-
da özerk modele geçiş konusu
tartışıladursun. çok gecikmiş de
«olsa, sonunda İstanbul Büyükşe-
lıir Belediyesi Şehir Tiyatrosu sa-
natcılan birara\a gelerek bır der-
mek kurdular: I'ŞTISAN. Kadro-
lu \e kurumdan emekli sanatçı-
lann oluşturdağu, kuruculuğunu
23 sanatçının üstlendıği Şehir
Tiyatrosu Sanatçılan Demeği'-
nde şu anda 43 üye bulunuyor.
İŞTİSAN'ın amaa: -İstanbul
Şehir Tivatrolanmn kumluş
tımacına uvgun olarak. Türk iı-
yatrosunm yaratıa atılunlarma
önderlik edecekyönde sanatsalge-
iişmesine kaikıda bulunmak; ku-
rumun geleneksel yaratma özgür-
lüğü ilkesini kollarnak ve gözet-
mek, bu görevler doğrultusunda,
Şehir Tiyatrosu sanaıçtlarmm ku-
rumun vönetımine etkinlikle
katılımını sağlamak, üyelerinin
yasal, sosyal, ekonomik, özKik
haklarmı, meslek saygınlıklarmı
koruyııp geliştirerek, Şehir Tiyat-
rosu sanatçıiarınm birlik ve da-
yanışmalarmı sağlamak" olarak
özetleniyor.
Türk Tiyatrosu'nun yüzünün-
-hem ülke genehnde, hem de Şehir
Tıyatrosu'nda- daha çok ya-
ratıcılığa kaynaklık edecek bı-
çimde gelişmesi \e değişrnesi ge-
rektiğini düşünenler İŞTİSAN'a
katılmaya çağnlıyor.
"Önümüzdeki yıllarda ülkemiz
iktidarına talip olanların büyük
çoğunluğunun, temelli-tenıelsiz bir
sürii kurumu "özeUeştirmek", sat-
mak. kendi siyasal görüşlerijle
donatmak eğUiminde' olduğunu
vurgulayan IŞTİSAN üjeleri. Şe-
hir Tiyatrosu'nun 80 yıllık sanat-
sal serüveninin daha da etkin bir
biçimde sürmesıni ıstıyor.
IŞTİSAN- öncelikle İ.B.B. Şe-
hir TiyatrolarTnın kültür ve sa-
nat politıkası ile sanatsal eylemi-
nin- artık- yönetmenlığindekı
amaa sorgulatmayacak bır nıte-
lik taşıması gerektiğjni savunu-
yor. Bu amacın yaşama aktan-
İması ıçin de" Gündem" oluştur-
ma görevini üstlenmiş. Ülkemi-
zin en köklü sanat kurumu. 80'lik
"delikanlı" îstanbu! Büyükşehir
Muhsin Ertuğrul'un yazı masasının bulunduğu oda, İŞTİSAN'a yönetim kurulu kararı ve belediyenin onayıvla "tahsis edilmiş'.
(Fotoğraflar: K.AAN SAĞANAKl
rak. Bu sindirilme politikası da
bir anlamda amacına ulaştr.küs-
künlükle bırleşerek, herkesin üs-
tüne bir yılgınlık çöktü. Bu yöne-
tim tamna neredeyse 'abştdar'.
Sonunda yerel seçimler, bu
derneğin kuruluşunu hızlandırdı.
Seçimler sonrasında pek demok-
ratik olmayan bir yönetimin ış-
başına gelme olasılığı, 'büsbütün
başımız belaya girer' korku.su
sonunda "müdafaa-i hukuk'der-
neğıni doğurdu.
Öncelikle tiyatro konusunda
yaratıcıların önündeki engellerin
kalkmasını; özellikle yazarlarla
tıyatroculann. yöneimenlerin.
bir yönetim kademesinden, re-
pertuar kurulundan, genel sanat
başlamışlardı.Yapılan yönetim muhalefet' sürdürulmedi. Bir
değişikliğinde yönetim kuruluna oyuncunun belirttığı gibi "davak
bırjinekologdoktorla. bırbeledı- yiyip oturdular'.. Yayın organ-
ye meclisi muhasebeeısinın lannda görüş bildırenler disiplın
Belediyesi Şehir Tiyatrolan'nın
sanatsal hedeflenne ulaşması yo-
lunda- kurumun çağdaş bir yöne-
tim tarzına kavuşması yollannı
da sorgulayarak- "gündenV'ini
tartışmaya açıyor.
Repertuar, çocuk tiyatrosu.
araştırma deneme. çevre semt
tiyatrolan. yaz oyunlan acık-
ha\ a gösıenlen, kültürel etkinlik-
ler. eğitım ve yayın ana başhklan
altında toplanan "Gündem'de.
yaratıolığa öncelık verecek bır
sanat politikası öngörülüyor.
Çok gecikmiş de olsa gerçek-
leştınlen bu örgütlenme, bır-
denbire ortak bir şeylerden ra-
hatsız olanlann biraraya gelme-
siyle oldu. 1980'de çıkan 'Tiyat-
royu thatrocular yönetir' sloganı.
1990da yöneımeîıkte yapılan 'ta-
lihsiz' değjşıkliklerle kısa zamanda
mutlaka onanlması gereken ya-
ralar almıştı. Bu durumdan. geri-
leyen sanatsal demokrası adına
ve kendi sanatsal kimlik ve onur-
lan adına tedireinlik duvmava
girmesiy le sorun daha da alevlen-
mişti. Bundan sonra gerçekten
bir umutsuzluk dönemi yaşandı.
Tam dört vıl bovunca
4
sert bir
kuruluna sevkedildı ve bu âdet ha-
line dönüştürüldü. Ard arda bi-
rincı cezayı. ikincisi izledi. iki
katı. dört katı biçimde katlana-
yönetmeni gibi 'padişahlık' kav-
ramından da geçmeden doğru-
dan yüzyüze gelmelenru ıstiyor-
lar. Çok temel istek olarak; gele-
cek beledıye başkanından 1990'-
da yapılan değişiklikle konulan.
tiyatro dışından iki kişinın atan-
masına olanak tanınan madde-
c
nin ışletilmemesi talep edilecek.
Ondan sonra da yönetmelik için
'asgari bir program' var.Öncelikle
tek kişi' yönetimme son verilme-
si, Şehir Tiyatrolan yönetim ku-
rulunun tamammı tiyatrocular-
dan ve secilmiş üyelerden oluş-
turmak ve yetkilerin bu kurula
devredilmesi ... Elbette Şehir Ti-
yatrolan'nda bir radikal düzen
değişıkliğı tartışmasını başlata-
bilmek, özgür bir tartışma ortamı
yaratmak için bunu sağlayabil-
mek gerekiyor. Çıinkü tiyatroda
'özgür bir tartışma ortamı' yok.
Bu nedenle önce y apısal değişikli-
ği tartışacak olan özgür birplat-
form oluşturmak amaçlan.
Tüm ödenekli tıyatrolar 1994'-
te çağdaş yeri ve işlevi bakımı-
ndan kısırlık ve tıkanıklık yaşı-
>or. Yaşayan tiyatro yapılamı-
yor. Devlel Tiyatrolan gibi Şehir
Tiyatrolannda da taklitçT ve
'vamalı bohça'ya benzer repertu-
ar egemen.
Yöntem. dısıplin ve değer yö-
nünden, Türkıye'nın ilk örnek ti-
yatro topluluğu olan Darülbeda-
yi. şimdiki adıyla Şehir Tiyatro-
su, artık 'tophonun kültürel ya-
ratımının, eğitiminin, sanat düzeyi
ve bilincinin çağdaş düzeye eriş-
mesiode öncü olmak; \e yarattcı
gücü harekete geçirmek' amacı-
nda.
Devlet Tıyatrolan'nda yasal dü-
zenleme beklenmeksizin, genel
müdürün DT çabşanlannca secil-
mesi. tartışmalı dd olsa gerçekleş-
tirildi. Yerinden yönetim uygula-
tnasına gecildi. Oysa Şehir Tiyat-
rosu'nda daha once 1976- 80
yıllan arasında yerinden yönetim
uygulaması yaşanmıştı. Şimdi, 12
Eylül'den sonra Vasfi Rıza Zo-
bu'ya. daha sonra da Gencav Gü-
rün'e göre veniden düzenlenen
yönetmelıkle geriye götürüldü
Şehir Tiyatrolan İŞTISAN da,
acil olarak yapısal değişıklıği
tartışacak özgür platformu isti-
yor. Bundan böylekamuovunda
hem yönetim biçımi. hem de yö-
netmeliğe ılişkın bu tartışma sü-
recek ve Şehir Tıyatrolan'nda on
yıldır süren 'yolsuzluk dosyalarf
yeni belediye başkanının önünc
konulacak.' baskı düzeninin' sü-
rekli altı çızilecek kısacası artık
'sahici muhalefet' yapılacak.
ORUSLER
BROLKESKİN
3ır derneğİH varohış nedenı bireyin kendi
varhğının kültürel. etik. eğıtimsel. düşsel ve
daha birçok fıkri açılardan farkına vararak.
hemcinslerivle toplumsallaşma dürtüsünü ka-
zanmasına dayanır. Bu oluşumun tek bir tanfi
vardır: Uygarhk. Örgütlenme. uygarlığın kök
nedenidir. Bu. her türlü insan toplumunda en
başlıca ihtiyaçtır. Bunu yapmamak bir bakımı-
ndan toplumsal tembellikten öteye geçmez. Bu
siyasi yapısından. estetik yapısına kadar hepsini
içeren bir davranıştır ve bir kültür sorunudur.
Çağımızın en önemli sorunlanndan bin olan
kültürlerarası ilintinin çıkış noktasıdır. Böyle-
sine bir meka-
nizma kurul-
mazsa bır cc-
miyetin ıçinde,
kaldı ki, eski
adıyla Darül-
bedayı bugün-
kü adıyla Şehir
Tiyatrosu.
dünyanın en
büyük kentle-
nndcn. kültür
merkezlenn-
den olan bu
kentin tiyatro-
su niteliğinde.
Burada yaşa-
yan insanlar
uluslararasının ötesınde kültürlerarası bır so-
rumluluk taşırlar. Böyle bır teşkilattan yoksun
olduğunuz vakit. bırey naralanndan öteye git-
mez bu gibi istek feryatlan... Toplumsal olmak
için böyle bir örgüte kesinlikle ihtiyaç vardır.
Şehir Tiyatrolan gibi. ülke kültürünün en
önemli kaynama noktalarından olan bir top-
luluğun bireylerinin birarava gelerek. ulus gibi.
devlet gibi, belediye gibi hükmi şahsiyetlere mu-
hatap olabilecek. hükmi bir şahsiyet oluşturma-
lan. en aandan saydığjm güçler ile Şehir Tiyat-
rolan arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinde
olumlu gehşmeler sağîayacaktır.
ZîHNİ KÜÇÜMEN
Artık kimsenin kimseyi tanıyamaz hale geti-
rildiği, rol dağınmlannın fotoğraf albümlerine
bakılarak yapılabildiği. baskılar sonucunda
çalışanlann işlevlerine yabanalaştınldığı bir ku-
rumda. sanatçılann örgütlenmesi kaçınılmazdı.
Şimdi ilk he-
def. 12 Evlül-
ün allayıp pul-
layarak
bıraktığı pis-
liklen yıka-
mak, sonra da
Şehir Tiyatro-
lan'nın kasten
\e taammüden"
saptınlmış ku-
ruluş amacına
\ eniden yönel-
mesini sağla-
mak...Halk ti-
yatrosunu geri
vermektir.
HALDUN ERCÜVENC
Örgütlenmek. toplumsal bir zorunluluk oldu-
ğu kadar da. demokratik bir haktır. Şehir Tiyat-
rolan'nda 80'li yıllardan bu yana Gencay Gü-
rün yönetiminde süregelen sanatçılann büyük
çoğunluğuna (öncelikle de 1402'Uk sanatçılara)
yönelik baskı uygulamalanna karşı, bu demok-
ratik hak ÎŞTİSAN ile kullanılmıştır.
CANDANSABUNCU
Şehk Tiyatrolan. ucuz eğknce değıl kültür
hizmeti sunan bır kamu kurumu nıtehğinı ye-
niden kazansm: demokratik ve katılımcı bır yö-
netime kavuşsun; sanatçılann özgürlüğü önün-
deki engeller kaldınlsın diye İŞTİSAN hareketi-
ne katıldım.
HA$M
Çağımız, örgütlenme ve demokratik katılım
çağıdır. "Demokratik katılım" ıse. kışisel değil.
örgütlü katıhmdır elbette; tiyatroculann. tıyat-
rolannın yöneti-
mine katılmalan
da örgütlü ola-
caktır.
İŞTİSAN. İs-
tanbul Şehir Ti-
yatrolan" nda. ti-
yatroculann yö-
netime katı-
lımlarının öncü-
lüğünü üstlene-
cek bir sanatçı ör-
gütü olarak de-
mokratik yaşam-
dakı yenni alıyor.
B E R C İ S FESCİ
Tiyatromun daha güncel sorunlara eğilen ve
halkı bilinçlendirenyöndeyapıtlarla işlevinisür-
dürmesi; kurumda yaratıcı. katılımcı bir yönetı-
mın kurulabılmesi amacıyla İŞTİSAN'lıyım.
MACITKOPER
Şehir Tiyatrolan'nın 80 yıllık seriivenıne, bu-
günden. veniden bakmanın ve bu bakışın geıire-
ceği yenilik ve değişiklikleri gündeme getirmek
için...
BEKLANALCAN
Temelde ıçinde bulunduğumuz Darülbedayi
olarak başlamış sonra da Şehir Tiyatrolan adı
altında yürüyen şey. tarihine baktığımızda ken-
di toplumu içinde önder olmuş. yalnız sanatsal
değil. kültür boy utunda v e hatta daha ileriye de
götürürsek. kısaca söylenecek nokta dünya li-
yatrolannı hatta sanat anlayışını. sanatın so-
rumluluğu meselesine de ışık tutmuştur. Dört yıl
öncesine kadar Şehir Tiyatrosu dünya tıyatro-
lannda görülmeyecek bir şekilde siyasete kapı-
lannı ka-
patmıştı. Siya-
sal kişilerin.
buraya öde-
nekli tiyatro
olarak para
\eren kişilerin
buraya müda-
halesi önlen-
mişti. Bunun
için korkunç
bir savaş veril-
mişti. Zaman
zaman insan-
lar istifa edip
çıkmışlardı
böyle bir du-
rum tersine
döndüğü vakit. Gene düzelmiş, gen gelmişlerdi.
Maalesef dört sene evvel görülmeyecek bir
yüzkarası onanlmayacak bir yara olarak burası
belediyenin de kanştığı. sanat dallannda söz
hakkı kazandığı bır statüye döndürülmüştü.
İşte dernekler kültürel vazifelenn ötesinde. ken-
di kimliklerine. içinde bulunduklan kurumun
kımliğini korumak için böyle topluluklara, ör-
gütlere. kenetlenmelere. birleşmelere gereksinim
vardır, Biz dört yıl önce bu derneği kurmuş o)-
sâydAv^rvaşrmızı çok daha sağlam verecektik.
Daha iyi anlatacaktık. Bundan sonra da anlata-
cağız fakat yazık olan şey bu yara açılmıştır.
Şimdi bundan sonraki seçimlere ve sonrasına
endişeyle bakıyoruz.
Repenuar Kurulu 40 yıl önce kaldınlmış bu-
rada. gene getirilmiş konulmuş. Bu toplumun 80
yıllık kültür-sanat topluluğu. birliği birdenbire
altından ayakları kesilmiş şekilde havada
bırakılmıştır. Kimler idare edecektir? Hepimizin
bildiği gibi. bir işkolunu. sanat kolunu ona men-
sup olan kişiler idare eder.
Mesele. bu Şehir Tiyatrolan'na tarihi boyun-
ca layık olduğu çağdaş kimliğini veniden ka-
zandırmak.
Bunun için de hızla değişen dünyamızda ih-
sanlann biraraya gelip meselelerini konuşması.
önermesi yeni yeni boyutlar kazandırmak için
kafalarında çahştırması ve işbirliği yapması
lazım. Derneğin ana amaa budur.
LEYLAALTIN
Çocuk yıllarda girdiğim İstanbul Şehir Tıyat-
rolan'ndd, sevgıli hocam Muhsin Ertuğrul'un
doğru>u aramak". 'güzeli > aredebilmek', 'çalı-
şmak, çalı-
şmak...' ilkele-
ri, giderek ya-
şamımın tümü
haline dönüş-
müştü. 1980'in
12 Eylül'ünde
1402' sayıh
y asa ile acı bir
şekilde nokta-
lanıverdı bu
yaşam. Yıllar
yılı tiyatroma
kav uşabilece-
ğim umuduyla
ayakta kala-
bildikten son-
ra. ancak 1988'de Şehir Ttyatrosu'na dönebil-
dim...Meğer dönememişimf Özlemini çektiğim
tiyatro ortamının yerinde yeller esiyormuş me-
ğer. Şimdi. tiyatromuzu benim gözlerimle gören
arkadaşlanmla birlikte kurduğumuz derneği-
mizle 'tiyatromuzu bulmaya' çahşacağız.
yaratıa gelişimine doğrudan katkıda bulun-
maktır. Amacımız haksızlıklann. yolsuzJuk-
lann. adaletsizliklerin. çifte standardın karşısına
çıkmaktır.
Amacımız
tiyatronun
daha iyi bir ge-
leceğe doğru
ilerleyebilmesi
için her türlü
yasal. sanatsal
önerileri ve çö-
zümlen toplu-
ca bulabilmek-
tir. Amacımız
elimizdeki ti-
yatro sa-
natının meşa-
lesini elden ele
geçirerek ka-
ranlıklan yar-
mak. topluca düşünebileceğimiz, banş içinde
yaşayabileceğimiz. hoşgörüyü öğrenebileceği-
miz, sevmeyi bir yaşam biçimi haline getirebile-
ceğimiz mutlu yannlara taşıyabilmektir.
riAMITAKINLI - ^ r
Türkıye'nın en köklü sanat kurumlanndan
biri olan İstanbul Şehir Tıyatrosu'nun. gösteriş
ve göz boyayıcıhktan anndınlarak temel görevi
olan gerçek tiyatroya dönüşmesine; tıyatroyu,
kişisel ve kariyerist tutumlara karşı sanatçılann
daha katılıma bir yapı içinde kendi kurumlan-
na sahip çıkmalanna olanak sağlamak yolunda
mücadeleyi bireysel değil. örgütsel olarak sür-
dürmelerinin daha olumlu sonuçlar vereceği dü-
şüncesiyle derneğin gereğine inandığım için ku-
rucu üye olmaya karar verdim.
ÜŞÜ
AYLA
:UNCU
İŞTİSAN bir 4t
ınüdafaa-i hukuk" derneğidir
öncelikle. Clkenin en köklü sanat kurumu
İstanbul Şehir Tiyatrolan'nı- 10 yıldır. egemen
çevreler ve
medyanın des-
teği ile gözardı
edilen- toplum-
sal işlevine
veniden kavuş-
turmak; kuru-
mun sanatsal
bağımsızlığını
siyasal ve baş-
ka güçlere karşı
korumak; ti-
yatro sanatçı-
lannın yaratma
özgürlüklerini
savunmak
amacıyla ku-
ruldu.
BuRCİN ORALOĞLU
Amaamız tiyatromuzun ve sanatımızın ku-
rallanna. yöntemlerine. bilgilerine. bırikimıne
ve üretiminc sahıp çıkmak ve bunlann çağdaş
Bizimki gibi ödenekli tıyatrolann sanatçılan-
''memıır" konumlan yüzünden- kamuoyu
önünde söz haklan sınırlı. kişisel haklan ile sa-
natsal özgür-
lükleri sendi-
kal koruma-
dan yoksun-
dur. Derneği-
miz işte bu
eksikliğı gide-
recek.
Sendikamız
olmayınca. bir
meslek odalan
var. Biraraya
gelip kendi
problemleri-
mizi konu^-
mahytz. Şimdi
burada olu-
şan, şimdi
buradan tarihe bakıp. şimdi buradan yanna ba-
kacağımız problemlerimiz var. sanatta ve pra-
tikte oluşan. Mesela TGRT bana kaç milyar ye-
rir gitmem ama eski bir fılmimi alıp oynatıyor.
Şimdi sendikamız olsaydı bir daha oynata-
mazdı. sorardı ya da parasını verirdi. Dublaj ya-
pan arkadaşlanmız öyle.
Biz Avrupa'da ağır işçi sayılıyoruz. Tabii ki,
özel tiyatrolara göre daha iyi durumdayız. Bi-
zim bir sendikamız olsaydı. haklanmız neyse
onlan sanatsal yönden koruyarak. böyle bir
derneğin çok ıhtiyacı olduğunu ve desteklenme-
si gerektiğini görürdük.
Çünkü biz hurada 40 kışiyiz fakat her birimiz
bir Türk kültürünü içeride ve dışanda yaymak
için çok zengıniz o zaman. O zaman. bütün dün-
ya bizim. Biz bir kişiyiz ama bütün dünya bizim
kültür yönünden.
DÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Gene Kitap Tasarımı
Reklam şirketlerinin yayımcılık alanındaki etkinlikleri
kitap tasarımı konusuna yeni yaklaşımlar getirdi.
Olanaklar geniş... En iyisine ulaşma özlemi yaptıklart
işin dayattığı gündelik alışkanlıkları... "Haydi bir kitap
tasarlayalım" dediler mi. ortaya inanılmaz güzellikte
şeyler çıkıyor...
Bir de şu var- Reklam şirketleri basımevlerinin en
gözde müşterileri, eli açık iş kaynakları; onlar parayı sa-
kınmaz, dizenler, basanlar, ciltleyenler de emeklerini
sakınmazlar... Herhangi bir kimsenin kolay kolay yaptı-
ramayacağı oyuncaklı işleri onlar kolaylıkla yaptırabilir-
ler...
Aynı gün elime geçen çok iyi tasarlanmış, çok özenli
basılıp ciltlenmiş, reklamcı işı iki yapıt, bana kitap tasa-
rımcılığında iki ayrı anlayışın yetkin örnekleri gibi görün-
dü.
Biri Emily Dickinson'un Şiirler"\... iyi Şeyler Yayıncı-
lık'ın yayımladığı bu kitap öncekilerden oldukça değişik:
6x16 cm. boyutlarında. Bez ciltli, iplik dikişli, ceketli...
Yazılarının puntosuna kadar, her şey küçük tutulmuş.
Şiirler Ingilizce-Türkçe karşılıklı basılmış. Dört dize de
olsa, her sayfada bir tek şiir... Çeviri Selahattin özpala-
bıyıklar'ın. Tasarımcı Timuçin Unan girişle çıkıştaki
renkli sayfalarda. cekette görünmüş; içerde, şiirlerin su-
nuluşunda okuru oyalayacak aykırılıklara sapmamış.
Daha açık söyleyeyirrr Şiirleri okurken şairle çevirme-
nin yanında onu görmüyorsunuz. Gene var, ama "alışıl-
mış"\r\ arkasına saklanmış...
Kitabın tasarım açısından ele ahnamamış yanı kalıp-
laşmış kunye sayfası. O yüzden de şiirlerle gıriş sayfala-
rı arasında gereksiz bir kopukluk olmuş. Bir de teknik
yetersizlik söz konusu Gildin sırtına yazı basılamamış.
Ceketi çıkardınız mı kitabın adı yok..
Bu yapıtta tasarımcı "Grafik Tasarım: Timuçin Unan"
diye tanıtılıyor. Yaptığı katkı da kitaba ortak olduğunu
düşünmemize yol açmıyor.
İkinci yapıt Aykut Köksal'ın Zorunlu Çoğulluk adlı kita-
bı. Bu kitapta bambaşka bir tasarım anlayışıyla karşıla-
şıyoruz...
Basın bülteninde, "Önsozunu Enis Batur'ı/n yazdığı
Zorunlu Çoğulluk'un kitap tasanmını Bülent Erkmen
gerçekleştirdi" denmiş. Ama önsöz yazmak, kapak yap-
mak, yapıtı sayfaya derli toplu dökmek filan gibi bir iş
değil Bülent Erkmen'in kitap tasarımcılığt... Yadırgan-
mayacak bir çerçeve içinde yapıtı öne çıkarıp kendisi
"ğeri çekilmiyor Göze batan bir yaratıcılık sergiliyor...
Aykut Köksal'ın Zorunlu Çoğulluk'unu elime aldığım
zaman uzun süre kitabın tasarımıyla ilgilenmek gereği-
ni duydum. Kitap deyınce aklımıza gelen alışılmış, gele-
nekselleşmiş her şey aşılmış, her şey yeniden düşünül-
müş, yeniden tasarlanmış. Harflerin seçilişinden resim-
lerin düzenlenişine kadar bütun ayrıntılarda aykırılığa
düşkün belli bır beğeninın yansıdığını görüyorsunuz.
Tasarımcı olarak Bülent Erkmen, yazar Aykut Kök-
sal'ın yazılarını derli toplu sunmanın, okuru onlara yak-
laştırmanın ötesınde bir iş yapıyor, ortaya bir resim, bir
yontu gibi, kitap biçiminde, kitap özellikleri taşıyan bir
sanat yapıtı koyuyor.
Böylece elinizdeki kitabın bir yanıyla Aykut Köksal'ın
bir yanıyla da Bülent Erkmen'in olduğunu düşünüyorsu-
nuz. Ama tasarımcının adı kapakta yok, o dördüncü say-
fada, basımevinin yanında...
Kitapta ilk bakıştaanlaşılmayan, baktıkça kendini or-'
taya vuran birtakım incelikler, gizli güzellikler de var.
Kapalı şiirler gibi...
Bu arada Enis Batur'un kitaba özel olarak bir önsöz
yazıp yazmadığım bile öyle bir çırpıda anlayamıyorsu-
nuz.
Aykut Köksal aslında bir mimar. bir ara İTÜ Mimarlık
Fakültesi'nde öğretmenlik de etmiş, ama 1985'te bu gö-
revinden ayrılarak bir reklam ajansı kurmuş... Yirmi yıl-
dır çeşitli dergilerde gazetelerde mmarlık, kent koru-
macılığı. grafik tasarım, tiyatro, müzik, resim gibi sanat-
larla, yazınla ilgili yazılar yayımlıyor. Bülent Erkmen'in
"Kitap özdeştir tasarım"a kadar giden anlayışını anla-
yan, değerlendiren bir kişi. Yazılarının. özellikle seçtiği
resimlerin tasanmcıya büyük olanaklar sağladığı söyle-
nebitir. Ne var kı kitap tasarımına bu ikıncı anlayışla yö-
nelindiğinde. kanımca, tasarımcının adı da kitabın ka-
pağınayazılmalıdır...
Şunu da söylemeliyirn: Aykut Köksal'ın yazılarını kita-
bı iki gün doya doya karıştırdıktan sonra okumaya başla-
dım. Çok iyi bir yazar Tasarıma ezilmemiş.
Zorunlu Çoğulluk'ta bana en ters gelen şey satırbaşı
açılmaması oldu. Dilın işe yarayan bir kuralıyla oynanı-
yor. Üstelik de artık cıcığı çıktı bu işin, ne yeniliği, ne
aykırılığı, ne de güzelliği kaldı...
Esin Afşar A tatürkçü Düşünce
Derneği için söylüyor
Kültür Senisi - Esin Afşar. bu akşam saat 18.00"de
Atatürk Kültür Merkezi Küçük Salon'da bir konser
verecek. Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul Şubesi
larafından düzenlenen konscrde. sanatçı Nazım
Hikmeı'in şiirlerinden bestelediği şarkılan. Atatürk'le
ilgili beslelerı ve Bosna için yazdığı şarkıy ı seslendirecek.
'Şürleriyle Hüseyin AvniDede'
Kültür Senisi - Yapıtlannı kendi imkanlan ile bastıran ve
satan. yaklaşık 25 yıldan bugüne kadar I00.000'in
üzerindekı. sokaklardayapmışolduğu kitap satışıyla
kınlması zor bir rekoru elinde bulunduran. şiirleri
İngilizce'ye de çevrilmiş olan şair Hüseyin Avni Dede'nin
kendi sesinden oluşan "Şiirleriyle Hüseyin Avni Dede" adlı
kascti çıktı.
"Schindler'in ListesV'neyasak
LONDRA(AA)-MalezyaHükümetı.7adetOscarödülü
alan "Schindler'ın Listesi" adlı fılmin "Yahudi
propagandası yaptığı" gerekçesiyle ülkedeki sinemalarda
gösterilmesını yasakladı. İngiltere'deyayımlanan Daily
Exprcss gazetesinde yer alan habcrde. Stev en Spielberg'in.
yönetmenliğini yaptığı fılmin Malezya'da gösterilmesi
konusunda alınan y asaklama karannı Oscar ödüllerinin
dağıtıldığı gece öğrendiği, yönetmenin bu karara olan
itirazını Malezya hükümeti nezdinde yapacağı kaydedildi.
Haberde. Malezya'nın 'Schindler'in Lisıesi" adlı fılmi
"Bir ırka sempati toplamaya çalışırken. diğer ırkı
(Almanlar) kına.v an propagandalarla dolu olduğu"
gerekçesiy le y asakladığı bildirildi. Bu arada. haberde,
îngiliz Muhafazakar Partili Yahudi asıllı David Sumberg
ile Işçi Partili Gerald Kaufman. Malezya hükümetinin
"Schındler'in Lıstesi" adlı fılm yasaklama karanndan
duyduklanüzüntüyüdilegetirdikleri bildirildi. İngiliz
Milletvekili Kaufman, "Malezya halkının. birinsanlık
trajedisini yansıtan bu filmı görme fırsatından mahrum
bırpkılması oldukça acı" şeklinde konuştu.
Ismail Dümbüllü ödülü Ferhan
Şensoy'un
Kültür Servisi - On dördüncü Geleneksel İsmail Dümbüllü
Ödülü bu yıl sanatçı Ferhan Şensoy'a verildi. Her yıl 27
Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nde verilen ödül. seçimler
dolayısıyla 28 mart pazartesi saat 13.00'de sanatçıya
Müjdat Gezen Sanat Merkezi Sadık Şendil Salonu'nda
venlecek.
i