23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA • • • • CUMHURİYET 26 MART1994 CUMARTESİ 16 HABERLEREV DEVAMI TÜRKİYE'DE DÜNYADA Mana tton AJn Ankara Ancalya Aydın Burea ÇanaMtale Oyartıakır Edme Erzunjfn Eskjşefiır btanbui tzmır Kare Konya S>raun Tratozon Zonguldak A 23" 5 A 16' 1 B 6 • 2 AlC 1 A 24' 11 A 23* 7 A 17- 4 A 18' 6 A 18' 2 A 18" 2 B 7 " 1 A 13' 0 A 16" 6 A 21 ' B B 8 * -5 A 16" 1 B 15" 6 B 15" 5 B 13" 4 Meteorolojı Işlen Geoel Mudürluğunden alınan bflgıye göre. yurdun ku- zey kesımlen parçalı bulutlu. ötekı yerier az bolutlu ve açık gececek Hava sıcaklığı bıraz artacak Rüzgar, güney ve batı yönlerdei hafıf. ara sıra orta kuwette esecek Denızterımızde ruzgar Ege'de yıldsz ve karaye! Batı Ka- radenızcfe kıble ve todos dığer denızfenmızde gunbatısı ve lodostan 2-4 kuvvetjnde saatte 4-16 denız mılı hızla esecek Van Golu nue hava par- çalı ve az bulutlu geçecek Amstefdam Amman AUna Bağdat Bonfi Bruksel Cenevre Cezayır Frankfjrt Lefkoşa Petereburg Londra Maörtâ Mılano Mostova Munı'i Oslo Pans Prag Rıyad Roma Vıyana Y 9 * A22* A 21 " A23" Y 8 Y 8 B 13' A 21 ' Y 9 * A 2 2 ' K 0 ' Y 9 " A 17' B 20' K 0 ' Y 10- K -2Ü B 12° Y 8 - A 27- B 13' Y 11 * Yağmurlu Bulutlu Sislı Guneşlı § Karlı Zunigave Lopez'den gösteri İspanyol dansçılar Harold Zuniga ve Ingrid Lopez'in,23Martl994 günü, Costa Rica"da, HEPTA grubuyla birlikte sunduklan gösteri, izleyicilerin ilgisini çekti. Gösterilerini. San Jose'nin 107 yıllık tarihi tiyatro binasında gerçekleştiren grup, Uluslararası Sanat Festivali çerçevesinde ülkede bulunuyor. Nevadalı orangutan Las Vegas'lı hayvan eğitimcisi Bobby Berosini, henüz onsekiz günlük olan "ClydeBebek"i, yatak odasında öpüp kucaklıyor. 7 marttadünyaya gelen Clyde. Nevada'da doğan ilk orangutan. Annesinden süt gel- mediği için, Bobby, Clyde'i biberonla besliyor. GÜNDEM MUSTAFABALBAY ANKARA - Bir seçim döneminin daha sonuna geldik. Yarın yerleşim yerleri yeni yöneticilerine kavuşacak. Siyasi partiler de boyunun ölçüsünü alacak. Türkiye'de belediye başkanlığının işlevi değişti, gelişti. Es- kiden TBMM'ye giden yol belediye başkanlığından geçerdi. Pek çok yerel yönetici bir dönem belediye başkanlığı yaptıktan sonra gözûnü Meclis'e dikerdi. Artık öyle değil Milletvekilleri belediye başkanlığı için Meclis'i bırakabiliyor. 27 Mart için bütün gözler, üç büyük kentte ve siyasi partilerin Türkiye çapında alacağı oyda. Anketler büyük kentlerde SHP'nin önde olduğunu göste- riyor. önce, son iki yerel seçimle ilgili iki genel değerlendirmeyi aktaralım. 1- Banko adaylar kazanamadı 2- Üç büyük kenti de aynı parti kazandı. 1984'te Izmir'deydlm. Kamuoyu araştırma kuruluşları, politı- kada sözü dinlenir kişiler hep Ihsan Alyanak'ın kazanacağını söylüyordu. Biz de gazetede, seçim günu akşam saatlerinde Alyanak'ın resimlerini hazırlamıştık. Ama öyle olmadı. ANAP üç büyük kenti de aldı. 1989dabir Dalanrüzgarı esiyordu. Dalan, hızını alamamış, yüzde 60-70'lerle seçimi kazanacağını söylemişti. Ama bu kez SHP rüzgarı esti. 1994te neolur? Üç ay öncesini anımsarsak pek çok kişinin üzerinde birleşti- ği değerlendirme şuydu "SHP artık eridi. DYP'nin tek başına ne kadar oy alacağı bel- li değıl. Ne yaparlarsa yapsınlar, 1991 deki oylarının çok altına inecekler. Yerel seçim sonrası erken seçim kaçınılmaz. Eğer birleşme olmazsa da 'sol'suz bir Meclıs'e hazır olalım..." Bugün bu değerlendirme önemini yitirmiş görünüyor. Ge- rek kamuoyu yoklamaları gerekse Karayalçın'ın yurt gezileri SHP'nin bitmediğini, aksine yeni bir canlanmaya girdiğinı gös- teriyor. Karayalçın'a, bunu neye bağladığını sorduk: "7989-7994 arasında görev yapan belediye başkanı arka- daşlarımız aslında tyı iş başardılar. Samimi olarak soylu- yorum, önemli projeleri gerçekleştirdiler ya da başladılar. Halk bunu görüyor. Ikıncisı, iyi adaylar belirledik. Bu da gi- derek daha çok hissedilmeye başlandı..." Işin içine özel televizyonlar da girince seçmenin kafası iyice karıştı önceki seçimlerde halk adayı sadece alanlarda ya da TRT'nin kısıtlı programlarında görüyordu. Ama şimdi adayırt mutfağına kadar giriliyor. Her kanalın da bir adayı var istart- bul'da Dalan'ın kazandığını görmek istiyorsanız Show TV'yi, Kestai'nin kazandığını görmek istiyorsanız Interstar'ı, Ltvane- H'nin kazandığını görmek istiyorsanız atv'yi izleyin... Ankara'da durum ise daha değişik. Propaganda dönemi ge- nel olarak centilmence geçti Çiller, "Ankara için geç kaldık" deyip havlu attı. Yıtmaz da önceki gün, çok iddialı oldukları ille- ri sıralarken, "Istanbul, Adana, Bursa" dedi. Ankara'yı say- madı RP'nin adayı Melth Gökçek için ise kamuoyu yoklamala- rındançelişkilioranlarçıkıyor. Gökçek, 1984te ANAP'tan Keçi- ören Belediye Başkanı seçilmişti. Kaybedince Sosyal Hizmet- ler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlığı'na (SHÇEK) atandı. 1991de de RP'den milletvekili oldu. Gökçek'in SHÇEK'teki ic- raatı tartışmalı Hakkında pek çok soruşturma açıldı. Gökçek'in "görevi ihmal" suçu ışlediği gerekçesiyle dokunulmazhğının kaldırılması isteniyor. Başbakanlık, "B.02.0.PPG.0.12-3O4/ 4710 ve 4075" sayılı yazı ile TBMM Başkanlığı'na başvurdu Gökçek'in soruşturma dosyasında pek çok alımı usulüne uy- gun yapmadığı iddia ediliyor Anketlerin banko adayı Korel Göymen Göymen'le dün soh- bet ederken son iki seçimde banko adayların kazanamadığını anımsattık. Göymen, "Bu kez farklı" deyip şu karşılığı verdi: ''1984 'tesolyeterlipropaganda olanağı bulamadı. Kendisini anlatamadı. 1989da araştırma kuruluşları SHP ruzgarını göre- medi. O dönem, SHP anamuhalefetpartisi olarak iyi bir rüzgar estirmişti. Bu sandığa yansıdı. Bu kez, anamuhalefet olarak ANAP aynı rüzgarı estiremedi. Türkiye çapında bunu denedi, ama yapamadı. İhtiyatlı olmak isterim, ama bu kez farku ve ben kazanacağım." CHP'nin adayı Ali Dinçer, başta SHP olmak üzere tüm parti- lere kızgın. Dinçer, seçim atmosferini şöyle tanımlıyor: "Ortalık karman çorman, uyduruk kamuoyu yoklamaları... 'Yoksa Refah gelir' diye oy isteniyor. Korku oylarıyla demokra- si yaşamaz. Kamuoyu yoklamalarını en çok şaşırtan biz ola- cağız." Bizim dileğimiz ise "demokrasi, laiklik veçağdaş Türkiye" adına çalışacak adayların kazanması. Yarın akşam belediye başkanı seçileceklere Falih Rıfkı Atay'ın bir sözünü anımsatalım: "Yüksekten esen rüzgar, yelken şişirmez..." Şeriatçı örgüttentehdit • Baştarafi 1. Sayfada yıda yazar. çizer, sanatçı. ku- rum ve kuruluşa karşı "öliimle sonuçianacak" eylemlere girişe- ceğini açıkladı. Cezayir ve İran'daki radikal Jslamalarla "eykm birlikteliğT yapüğını duyurarak şeriat yanlısı Islam devleti kurmak isteyen, bu arada RP'yi ve lideri Necmettin Erbakan'ı düzenle bütünleşmek- le suçlayan tBDA-C, "göstere göstere" eylem yapıyor. Eylemle- rini gerçekleştirmeden önce bir bildiri ile duyuran İBDA-C'nin yayın organı Taraf dergisinde ya- kalanan örgüt elemanlan ise ey- lem yeri ve fotoğraflanyla birliİc- te "Gönûldaşlarınuz" diye tanıtılıyor. 1980 yılından sonra küçük çaplı molotofkokteyli saldınsı <ürü eylemlerle adını du- yuran fBDA-C. eylemlerinde ör- nek olarak Cezayir ve Iran'ı seçi- yor. Özellikle 1984 yılından son- ra "ses bombalan" ile adını du- yurmaya devam eden IBDA-C Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in konfe- rans verdiği Tank Zafer Tunaya KüJtiir Merkezı ile, aralannda camilerin de bulunduğu 13 yere birden aynı anda ses bombası atarak daha da ünlendi. Geçen şubat ayında bir bildiri yayımlayıp bunlan Beşiktaş Pos- tanesi'nden APS ile medyaya ve kurum, kuruluşlara gönderen ÎBDA-C, içkili yerlerle luristik otel ve tesisİeri bombalayacağını açıklamıştı. Bu açıklamanın ardı- ndan çok sayıda birahane ve ben- zen vere molotofkokteyli ile ses bombalan attı. Geçen hafta Fa- tih'teki bir birahaneye molotof- koktevli atan ÎBDA-C militan- lan 3 kişinin ölümüne neden ol- dular. Olaydan sonra gazetelere telefon açarak eylemi üstlenen İBDA-C militanlan dün polis ta- rafından yakalandı. Gazetemizi dün telefonla ara- yan bir kişi Kartal Samandıra'da önceki gece RP'lilerin toplantı yaptığı bir kahvehanenin tarana- rak 2 kişinin öldürülmesi eylemı- ni İBDA-C'nin gerçekleştirdiğini öne sürdü. Bu arada olayla ilgili olarak polisin çalışrnalannı sür- dürdüğü ve 16 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Güvenlik kay- nakları İBDA-C'nin bir hafta önce yayımladığı bir bildiri ile RP'yi "d'iizen partisi" ilan etmesi ve RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın "hain" ilan edilme- siyle ilgili olarak dikkatlerin bu örgüt üzerine çekildiğini belirt- tiler. İBDA- C yayımladığı bildiride şu görüşleri savundu: "Artık şeriata sövemeyeceksi- niz sayfalarınızda, sütunlarımzda ve ekranlannızda. Şeriata ve Müslümanlığa hakaret eden ya- zar ve çizerler bundan sonra anı- nda cezalandırılacaklardır. Mum- cu misali... Özellikle yuvalandı- klan karanlık paçavralannda her gün İslama ve Müslünıanlara. şe- riata küfür eden Doğu Perincek, İlhan Selçuk, Hikmet Çetinkaya, Oktav Akbal, Y.Nuri Oztürk vs.. gibi isimler." Koalîsyonun geleceği OLAYLARIV I Baştarafi 1. Sayfada lede etkili olunması için geniş tabanlı bir hükümet koşuluyla. böyle bir görev üstlenmesi olası görülüyor. Çülerin DYP Genel Baş- kanlığı ve Başbakanlık'tan uzaklaştınlması için de farklı yollar öngörülüvor. Kulislerde seslendirilen bu yöntemler. şöyle: "Çiller, umduğu oyu bu- lamayınca. istifa edip çekilebi- lir. Seçim sonuçlarına göre, par- tiiçi muhalefetin bastırması so- nutu, SH P hükümetten çckilme kararı alabilir. Böyle bir durum- da, hükümet otomatikman dü- şer. Hükümeti kurmakla Cindo- ruk'un görevlendirilmesinin ardından. partiiçi operas\on da yapılır. Çiller istifa etmez ve SHP de çekilmezse, DYP için- deki muhalifler harekete geçebi- lir. Bu durumda, DYPgrubunda yapılacak güvenoylaması ile hükümet düşürülebilir. Ya da konu Genel Idare Kurulu'nda (GİK) çözülür. GİK'te hükü- metten çekilme kararı alınabilc- ceği gibi, Çiller'in genel başkan vardımcılarını değiştirmesi için baskı vapılabilir ve olağanüstü kongre kararı alınabilir." Koalisyon ortaklannın oy kaybetmesi olasılığına dayalı seçim sonrası senarvolar için- de. milletvekili transferleri de >er alıyor. DYP'den bir grup milletvekilinin istifa ederek ANAP'a geçmesiyle. Çiller'in zor durumda bırakılabileceği öne süriilüyor. Ancak, seçim- lerde DYP'nin oylannı koru- yup ANAP'ın o\ yitirmesı du- rumunda. bu senaryonun tersi- ne işleyebileceği de belirtili\or. Böyle bir gelişme karşısında, SHP ile koalisyona karşı çıkan D\'P içindeki muhaliflerin de \ogun çabalanyla. >eni bir sağ koalisyonun gündeme gelebil- mesi üretilen senaryolar arası- nda. Böyle bir sağ koalisyonda MHP'lılerin de yer alabileceği vurgulanıyor ve Çiller'in MHP Genel Başkanı Alparslan Tür- keş ile son aylarda >aptığı 2 gö- riişme bunun işareti olarak gösteriliyor. Seçim sonuçlan, soldaki par- tiler açısından da yeni senaryo- lan gündeme getirecek. Bu se- nar>olann daha çok. DSP ile birleşmeyi artık gündemden çı- karan SHP ve CHPyi kapsa- ması bekleniyor. CHP'nin se- çimlerde başanlı olamaması durumunda, seçim öncesi ger- çekleştirileme>en birlcşmenin tabanın baskısıyla yeniden gündeme eeleceği ve birçok CHP milletvekilinin SHP've geçebileceği belirtili>or. Birleş- menin daha önce de gündeme gelen " S H P çatısı, CHP adı altında" ifade edilen formülle gerçekleştirileceği savlanıyor. Zaman'ın 'SHP kadro sattı' haberi asılsız BÜLENT ECEVİT ANTALYA - Zaman Gaze- tesi'nin "SHP Kadroları Sattı" haberi asılsız çıktı. AntaKa Ka- rayollan Bölge Müdürlüğü'ne para karşılıgı işe alındıklan öne sürülen işçiler, "Kimseye beş ku- ruş ödemedik" diyerek suçia- maya karşı çıkarken, Yol-İş Sen- dikası da kendilerine böyle bir konunun iletilmediğini belirttıler Karayollanndaişealınanlannda "kadrolu" değil, "geçici işçi" sta- tüsünde çalıştınldıklan öğrenil- di. Para ödeyenlerin listesinin dü- zenlendiği belgenin altında im- zası bulunduğu iddıa edilen SHP Antalya Merkez Ilçe Başkanı Vlusa Akgöz'ün. o tarihten önce görevden alındığı belgelendi. Zaman Gazetesı'nin dünkü savisında manşetten "Skandal" diye verilen haberde, SHP Antal- va örgütünün Karayollan Bölge Müdürlüğü'ne alınacak kadro- lan sattığı ıddia edili>ordu. Ha- berde, "Yolsuzlukta Bajındırlık ve tskan Bakanı Onur Kumba- racıbaşrnında ismi gecivor" deni- lerek bakanın kadro karşılığı toplanan 3 milyar liradan pay aldığı iddia ediliyordu. İşe alınacaklann ödedikleri para miktannı gösteren listenin altında yazılı bulunan notta Ba- kan Onur Kumbaracıbas/nın Denızcılık Bankası'ndaki hesa- bına 1 mıUar 500 milvon liranın gönderıldıği vazılnıasına karşın. o tarihte de bu bankanın ka- panmış olduğuna dikkat çekılı- yor. 500 milvon liranın da kendı- sine aktanldığı öne sürülen Ka- ra>ollan Bölge Müdürü Yalçın Çelik ise böyle bir listeden hiçbir şekilde haberinin olmadığını be- lirtirken. alınan ışçilerin bakanlı- ktan listesinin geldiğini \e işe alındıklannı. aynca geçici çalı- şmaya devam ettiklerini. kadro- nun da verilmediğini kaydetti. Yine 500 milvon lira aldığı be- lirtilen dönemin tl Başkanı Zeki Durmaz. "O dönemde Karayol- lan'na alınacak işçiler 50 milvon lirayı yan yana bubalar, iş için başvumıazlardı zaten. Bu belge tamamen asıkızdır" diye konuş- tu. Toplam 3 mil>ar 62 milyon lıra kadar para topladığı öne sü- rülen Merkez flçe Başkanı Musa Akgöz ise suclamalara karşı çıktı. Akgöz, "Partili arkadaş- larımızın yakınlannın işe alınabil- mesi için Bay ındırlık Bakanlığı'na bildirmiştik. Bu listede benim öz mü öz veğenim olan Fikriv e Özen de vardı. Kendi veğenimden de Laiklik para aldıysak ben ne diyeyim artık. O belgenin düzmece olduğu kesin" dedi. Akgöz'ün partıden ıhrac edıl- mesiyle ilgili olavı anlatan II Baş- kanı Faruk İlter. ilçe kongrelen döneminde delege seçımleri sı- rasında İdris Kuş, Bekir Atar ile birlikte Musa Akgöz'ün de parti- de kavga ettiklerini ve bunun üzerine Dısiplin Kurulu'na \en- lerek partiden ihraç edildiklerinı belirtti. Bu arada para verdiği öne sü- rülen işçilerden Hasan Sert, ha- len 1 nolu Asfaltlama Şantiyesi'- nde geçici statüde çahştığını. işe girmek için de para ödemediğini belirtti. Listede 36. sırada görü- nen Mehmet Kuş'un ağabe>i olan ve Musa Akgöz ile aynı za- manda SHP ü>elığinden ıhraç edilen İdris Kuş da "Biz niye para verelim ki... Ben partiliyim" dedi. Karavollan Personel Müdür- lüğü görevlileri ve Yol-İş Sendi- kası vöncticilen. kadrolu eleman alınmadığmı. aynca çok önceden çalışan işçilerin öncelikle kadro alrnası gerektiğini belirttiler. Öte yandan SHP Antalya ör- gütü tarafından, Zaman Gaze- tesi'nde yer alan ve 'İddiaları is- patlayan belge''' denilen kupürün altındakı Musa Akgöz imzasının da sahte olduğu belgelendi • Baştarafi 1. Sayfada Özorhon'nun da bulunduğu DSP'lilere, polis çelenk koyma- lan için izin vermedi. Anıttan aynlmak istemeyen DSP'liler. seçime kadar çelenklerinin ba- şında nöbet tutacaklannı sövle- diler. SHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Zülfü Livaneli ve Bevoğlu Beledive Başkan adavı Halil Ergün. Ge- nel Başkan Yardımcısı Önay Alpago. SHP İstanbul Milletve- kili Ercan Karakaş. SHP İstan- bul İl Başkanı Ali Özcan. DİSK'e bağh Tekstil İşçileri Sendikası Genel Başkanı Rıd- van Budak, Sevinc İnonü v e ara- lannda Aykut Oray, Nur Sürer, Melike Demirağ, L'mur Bugav, Güzin Çorağan, Orhan Ayduı, Alev Baymur. Bedri Baykam. Meral Çetinkaya'nın da bulun- duğu çok sayıda sanatçı ve a_\- dınlann katıldığı >ürmüş sıra- sında, "Sanatçılar Geliyor, Ka- ranlıklar Gidiyor". "Elbette Zülfü, Elbette Haül". "Vlolla- lar İranV şeklinde sloganlar atıldı. Taksim Anıtı önünde. \ürü- yüşlerine ve çelenk koymalan- na izin verilmeyen DSP'liler adına açıklama yapan. Beyoğlu Belediye Başkan adayı Kutlu- han Özorhon, kısa bir süre önce yüreklerinin "Atatürk sev- gisj" ile dolu olarak "Ödünsüz Laik Beyoğlu" sloganı ile yola çıktıklannı belirterek aslında bunun mücadelesinin genel başkanlan Bülent Ecevit larafı- ndan başlatıldığını söyledi. AÇIK YÜKSEK ÖĞRETİM KÖŞESİ YANITLAR İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU 1-D, 6-A, 11-A. 16-D. 21-C, 2-E, 7-C, 12-D, 17-E. 22-E, 3-E, 8-C, 13-B, 18-D. 23-A, 4-D, 9-B. 14-C, 19-E. 24-E, 5-D, 10-C, 15^;, 20-C, 25-A. AVRUPA^DA N EDİP EMİL ÖYMEN ^_ m Baştarafi 10. Sayfada Dönemi'nden bu yana gözlenen deprem fay hattını bir kez daha oluşturdular. Rusya ve Avusturya, dönemin süpergüçleriydi. Tarih tekrar etti. Ve bugün, yine üç aşağı beş yukarı aynı coğrafyada farklı süpergücler yeniden burun buruna. Gorbaçov sonrası şaşkınlığı üzerinden atan Rusya, bir ayağı topal, bir koiu çolak da olsa, epey bir süpergüç. Sırplara kol kanat germesine elbette Amerika seyirci kalmayacaktı. Bölgede Sırpların egemenliğini, dolayısıyla Rusların ta- rihi ve kültürel etkinliğini kırmanın yolu, Boşnaklarla Hırvatların ittifakıydı. Bu sağlandı. Amerikan damgalı bu barışta Türkiye'nin fiilen ne yap- tığını ise Türk kamuoyu öğrenemedi. Dışişleri Bakanı Çetin oralara gıttı geldı. Avrupa Birliği ve Birleşmiş Mil- letler arabulucuları Türkiye'ye geldiler gittiler. Ne konu- şuldu, nasıl konuşuldu, kim kime ne dedi? Bunlar, Türk kamuoyuna açıklanmadı. Sadece arabuluculukta ne ka- dar başanlı olduğumuz, bölgede vazgeçilmez, göz ardı edilemez bir güç olduğumuz gibi övünmeler kamuoyu- na yansıtıldı. Türkiye hükümeti olarak bu bunalıma ne önerdik, ne dedik, bunları bilemedik. Tek bildiğimiz, ora- lara asker göndermek istediğimizdi. Bu da, orada barışı sağlamak ve polislik yapmak gibi algılandı. Oysa askeri- miz orada BM komutasına girecek, tıpkı Somali'deki gibi bir statüde olacak. Işin psikolojik yanı bizi daha çok ilgilendiriyor. Os- manlı'nın Yükselme Döneminde engel tanımadan at koşturulan yerlere şimdi nostaljik bir ziyaret. Ama polis olarak, oralara düzen getirmek için değil. BM barışgücü bile bu yetki ile donatılmış değil çünkü. Türk Taburu da diğer BM barışgücü askerleri gibi orada pasif görev ya- pacak. Bosna Trajedisi'nin başından beri Sırpları asa- lım, keselim, bombalayalım dedikten sonra şimdi oraya asker göndermemiz, bu konudaki ruh halimizi tatmin- den uzak. Çünkü oralarda yapmak istediklerimiz ayrı, bizden istenilen görev ayrı. Türk askeri, hele bir de ba- rışgücündeki Fransızların akıbetine uğrayacak olursa, ve üzerlerine ateş açıhr, iki ateş arasında kalırsa, Bosna konusundaki şahinliğimiz, bir anda yerini elem ve esefe bırakır. İki şeyi çok iyi ayırmak gerek. Türkiye'nin Bosna'ya asker göndermesine rzin çıkması, Amerika ve Ingiltere'- nin bastırmasıyla sağlandı. Yunanistan, ve yöredeki dostları bundan çok öfkelendiler. Bizden acısını çıkart- manın yolunu hemen bulacaklardır. Hele Sırplar. Onun için, eski topraklarımıza 130 yıl sonra yine asker gönder- dik diye şişinip övünmek hoş ama, bu konuda çok çok da gerçekçi olmak zorundayız. Ve hükümet, Dışişleri, bu konudaki düşüncelerini kamuoyuna anlatmalı. Kamuo- yuna sadece Yükselme Dönemi'ne yönelik nostaljik hayıflanma ve böbürlenme kalmamalı. ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada lattıklan bombalar gözleri açtı. Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı, Atatürk'ün annesine sövdükten sonra partisinden istifa etmişti; ama, bu kesimin zamiri de ortaya çıkmıştı. Türkiyeyi Suudi Arabistan ya da İran'- daki yaşam biçiminezorlaya- cak olan şeriatçıların, gerek ' Hizbullah " ve ' İBDA'' örgüt- leriyle terörü kullanarak iç politikada yükselişleri, 27 Mart seçimlerine bir başka referandumun içeriğini ka- zandırmışgibidir. Bu referandum, laikliği yeğleyenlerle şeriata boyun eğenlerin ve göz kırpanların sandıktaki ağırlıklarını tarta- caktır. Türkiye'deki merkez sağın, Avrupa'daki merkez sağdan bir önemli farkı vardır.. Çağ- daş demokrasi kapsamında Batı'daki modeline açık gö- rünmeyen bizdeki merkez sağın, laiklik konusunda ge- reken duyarlığı göstermediği görülüyor. Seçmen, bu ince ayrımın belki bugün yeterince bilin- cinde değildir. Bu durumda en çok sosyal demokrasi ke- siminde ağırlığı belirlenen solun yerel seçimlerde ala- cağı oy oranı çok önemlidir. Bu bakımdan halk pazar gü- nü bir sınavdan geçecek... Refah Partisi'nin toplaya- cağı oyların sayısı, Türkiye'- nin geleceği açısından yapı- lacak yorumlarda önemli bir hareket noktası sayılacak... Sonuçta 27 Mart bir yerel seçim olmaktan çıkmış, çok daha değişik anlamları içe- ren birdönüm noktası niteliği kazanmıştır. • • • Amerika'dan Türkiye'yc 4 uyarı ANKARA (Cumhurivet Bü- rosu) - ABD Başkanı Bill Clin- ton'ın. kamuoyuna "Çiller'e destek mesajı" olarak yansıtılan uzun mektubunda, Türkive; Kafkaslar ve Yunaiıistan ko- nulannda uvanldı. Surive ile ilişkilerde en önemli unsurlar- dan birini oluşturan "su" konu- sunda Türkiye'nin daha esnek bir tutum sergilemesı telkininde bulunan Clınton, mektubunda ABD Eximbank'ın ıthalat des- teğı kredısının Turkive've MTÜ- mesi ıçın kola\lık sağlanacağını bclırtırken. ülkesinde üretilen savunma sanayi ürünlerinin sa- tın alınması tavsivesınde de bu- lundu. "Kürt sorununun siyasi ve insan hakları yönüne de hitap edilmesi gerektiğini dtişümiyo- ruz" di>en ABD Başkanı, "Ye- ni bağımsız devletlerden Tür- kiye'ye bağlanacak boru hattı- nın yapımı. Orta Asya ve Kaf- kaslar'ı kapsayan daha karışık ekonomik ve siyasi sorunlar or- taya çıkaracaktır" gorüşüvle. Orta Asya petrollerinın Türki- ye üzerinden Akdeniz'e ulaştı- nlması konusuna sıcak bakma- dığı mesajını verdi. Clinton. tam metni basına yansıyan mektubunda. Tür- kiye'ye ıthalat kredisi desteği konusunda yardımcı olacakla- nnı belirtirken. Ankara'nın al- mavı reddettıği savunma sılah- lan konusunda. şunlara dikkat çekti: "Bildiğiniz gibi. ABD, Tür- kiye've 10 adet P-3A uçağı öner- di. Türkiye'nin reddetmesine karşın, tekİif hala açıktır ve Tür- kiye'nin bu konunun peşine düşe- ceği inancındayım. Aynı zaman- da, eğer ilginizi çekerse, hükü- metim P-3B'lertn Türkive'ye transferinin nıümkün olup olma- yacağı ü/erinde çalışma y apabi- İir." Clınton. Türkiye'nin Yuna- nistan ile ılişkılerini anlatırken. askeri durumlar dahil "yanlış hesaplar ve kazaların" hoş ol- mayan sonuçlar doğurabileceği durumlardan kaçınılmasını is- tedi. Clinton, Yunanistan ko- nusunda şu uyanda bulundu: "Bu durum özellikle Ege De- nizi ve Kafkaslar için önemlidir. Bu bölgelerdeki gerilimi en aza indirmek için Yunanistan'la olan ilişkilerinizdeki en son gerilimle- ri azaitmak üzere hükümetiniz tarafından bazı sembolik adım- lar atılabilir. Bu konuda şu anda bazı gelişmeler kaydedilmesinin denenmesi düşüncesindeyim. Bu sembolik adımlardan bir tanesi İstanbul'daki Rum-Ortodoks Patrikhanesi olabüir." Clınton. Kürt sorununa değınirken de. "Bir taraftan be- nim ülkem her çeşit terorizmin karşısındayken, Kürt sorunu- nun, siyasi ve insan hakları yö- nüne de eğilinmesi gerektiğini düşünüvonız. Hükümetinizin bu konudan haberdar olduğunu bili- yorum. Bu çabaların desteklen- mesi için devam eden yükümlü- lüğümüze parmak basmak isti- yorum" görüşünü dıle getırdi. Clınton. Türkiye ile ABD'- nın Kafkaslar ve Âsya'da bulu- nan Bağımsız Devletler'in gele- ceği için ortak çıkarlara sahip olduğunu kaydederek. ABD'- nin. "kunetle" eski SSCB'den dağılan yeni devletlerin bağım- sızfığını ve bölgesel entegrasyo- nunu desteklediğini belirtti. Yeni Bağımsız Devletler'den Türkiye'ye bağlanacak petrol boru hattının. Orta Asya ve Kafkaslan kapsayan bölgede daha karışık ekonomik ve siya- si sorunlar doğurabileceğini sa- vunan Clinton. mektubunu şövle bitirdi: "Hükümetime bu konuyu araştırmalarını söyle- dim. Yeni düşünceler geliştirdik- çe müzakerelerde bulunmalıyız. Bu ve buna benzer fikirler geliş- tirmek üzere sizinle ve hüküme- tinizle, gelecek günlerdc ve haf- talarda çalışmayı dört gözle beklivoruz." Seçim bürolarına saldırı: 2 ölü • Baştarafi I. Sayfada Aydenız'ın bombayı koyan kişi olabileceği ihtimaîini de de- ğerlendiren yetkıliler, Aydeniz'- in vanında bulunduğu belirle- nen bir başka çocuğun bulun- ması için çahşıldığını sö> lediler MHP ve RP seçim bürolann- daki patlamalara ısç kimliğı henüz belirlenemeyen kişilenn attığı molotof koklev Uerin yol açtığı belirlendı. Bu iki patla- mada ölen ve\a yaralanan ol- mazken maddi hasar mevdana geldi. MHP İstanbul Güngören merkezi dün gece saat 21.30 sıralannda saldınya uğradı. Edinilen bilgıye göre binaya önce parça tesirli el bombası atıldı. Kirnliği belirlenemeyen ve 3 kişi olduklan belirlenen saldırganlar daha sonra içeride bulunan çok sayıdaki partilive otomatik silahlarla ateş açtılar. Olavda ilk beürlemelere göre 5 kişi yaralandı. Yaralılardan 3'ü Çapa. 2'sı de Haznedar Dev let Hastanesi'ne kaldınldı. Emni- yet yetkililen olayda Yusuf Kahraman, Mehmet Taşdelen, Şaban Kocan \e Necmettin Kı- Iıçkaya adlı kişilcrin hafıf yara- Nâzun'ın kardeşi Yaltırım'ı landığını. ağır yaralanan bir kişinin ise kimlığinin belirlene- mediğini bildirdiler. Saldından sonra kalabalık bir MHP'li grup ellerinde meşa- lelerle Güngören Beledive bina- sına doğru yürüdü. Bu arada Çevik Kuvv-et belediye binası önünde geniş güvenlik önlemle- ri alırken MHP'li gruban da kısa bir yürüyüşten sonra olay- sız olarak dağıldığı gözlendi. CANBERRA BÜYÜKELÇİLİĞİ 'Atatihrkçüanlayış,PKKve Yunanyandaşhğıylaözdef • Dışişleri Bakanı. Avustraha'day dı. Ülkenin, 65 dilde yayırt yapan radyosunun Türkçe Grubu, Çetin'le söyleşi yapmak istedi. Büyükelci ve memurlan. bakanı yanlış bilgilendi'rdikleri gibi. SBS çalışanlannı, üstelik kendi binalannda tartakladılar. yitirdik Haber Merkezi -Nâzım Hik- metin kardeşi Samiye Yaltırım. vaşamını yitirdı. Kalpvetmezlı- ği nedeniyle dün akşam saat Trafîk Hastanesı'ne kaldınlan \'altınm. tüm çabalara karşın kurtarılamadı. 1907 yılında doğan Samiye Yaltınm. kurucukığunu da yaptığ: "Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakff'nın başkanlığı- nı \ürütü\ordu. Vaşamını. Nâzım Hikmet'in şurttaşlığının ıadesi için çalış- makla geciren Samiye Yaltı- rım'ın cenazesi. \ann Karaca- ahmeı Camiı'nde kılınacak ikındı namazından sonra. Ka- racaahmet Mezarlığı'nda top- raâa venlecek. MELBOL RNE (Cumhuriyet) - Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin"- in. bu a\ başında Avustralya'ya yaptığı gezi sırasında. 65 dilde yayın yapan SBS radvosuna bağh çalışan ve 50 bin civannda dinleyiciye hitap eden Türkçe Grubu'nun görüşme istemini reddetmesi tepkilere yol açtı. Bakanın. radyo muhabirlerinin sorulannı karşılıksız bırakma nedenınin, Büyükelci Orhan Aka'dan aldığı gerçek dışı bilgi- lerden kaynaklandığı öne sü- rüldü. SBS televizyon stüdyolanna, bir röportaj için. büyükelci ve diğer Türk yetkililerle birlikte gelen Hikmet Çetin. burada, Türkçe Grubu'nun. Avust- ralya'daki vatandaşlariçin "hiç değilse kısa bir mesaj" önerisini geri çevirdi. Bunun üzerine mu- habirler, bakandan. davranışı- nın gerekçesini sordular. Araya giren büyükelçilik çalışanlan, Avustralya'nın tanınmış gaze- tecilerinin önünde. Türk rady o- culan, kendi kurumlannın için- de zor kullanarak uzaklaştırdj- lar. Daha sonra, bakanla birlikte Türkiye'den gelen gazeteci ve danışmanlann araya girmesiyle Hikmet Çetin, Türkçe görüşme yapmayı kabul etti. SBS Türkçe Grubu yetkililen konuyla ilgili olarak şunlan an- lattılar: "Atatürk devrimlerine, laikliğe ve cumhuriyete verdiğimiz önem, bazı çevreleri son derece rahatsız etmektedir. 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi önemli günlerde yaptığımız özel prog- ramlara karşı dergilerinde, ga- zetelerinde açıkça cephe açar- lar. Toplumu radyomuza karşı kışkırtmak amacıyla. önce Sov- yet, Ermeni ajanları olduğumu- zu y aydılar. Son zamanlarda ise 'PKK ve Yunan ajanı" demeye başladılar." Bu tip kesimlerin. 12 Eylül'den beri büyükelci ve konsoloslarla yakın ilişkiler içinde olduğunu vurgulayan SBS çalışanlan. ye- ni atanan diplomatlann da. bir kaç gün içinde, onlardan aldık- lan bilgiler doğrultusunda kişi ve dernekler hakkında yargıya vardıklannı belirttiler. Olayın yalnızca Avustralya'ya özgü olmadığını, Avrupa'da da yıllarca benzer çarpıkbklann yaşandığını anımsatan SBS ça- lışanlan, sosyal demokrat ba- kanın bu tür sorunlan çözmek için herhangi bir girişimde bu- lunmayı düşünüp düşünmedi- ğini de sordular. Tarafsız yayıncılık anlayışıyla, Avustralya'daki binlerce va- tandaşı her gün bilgilendirmeye çalışan SBS çalışanlan, bir kaç gün sonra bu ülkeyi ziyaret ede- cek olan Kültür Bakanı Fıkri Sağlar'ın da Çetin'le aynı yanlı- şa düşmemek için, ön bilgileri, Canberra Büyükelçiliği yerine Türkiye'de almasının daha sağ- lıklı olacağını belirttiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle