Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel YayınYönetmenı.OzgenAcar •Genel Yayın • Görse! Yönetmen Ali Acar #Dış Haberler: Er- Ankara TemsilcısıMustafa Balbaj #Hdber Mıidürıı Doğan Akuı AtatürkBul- Müessese Müdürii-Erol Erfcut #Koordınatör
Koordınatörii: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın gun BaJcı • Ekonomı. Abdurrahman Yıldırım • van No 125. Kat. 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Hau. Telex-42344. Fa,v Ahmet Korukan • Muhaset*. Bük-nt Yener
Danışmanı-Oriıan Erinç •Yazıışlen Müdürlen: Istihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen. Mehmet 4195027 •İzmir Temsılcısı Serdar Kızık. H.Zıva BK 1352 S 2 3 Tel 4411220 »İdare HüsejinGûrer •tşletme önderÇeük
İbrahim Yıkiız, Dinç Tayanç (Sorumlu).» Haber Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- Telex: 52359. Fax: 4419117 «Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğiu İnönüCd. 119S. • Bılgı-lşlem Nafl InsU »Bılgısayar Sıstem:
Merkea Müdürü: Hakan Kara kadir Yiicelman • Duzeltme: Abdullah Yazıcı No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155. Fax. 3522570 Miiriivet Çfler •Reklam Reha Işıtman
l ı j m l o m ve Basan: Veny Gun Haber Ajansı. Basın ve Yd>ıncılık \ Ş
TûrkocajCad 3° 41 Cagaloglu M334tst PK 246IsunbulTel (0 :i2)5i:O5O5ı:Ohdt)Tele\ 22:40. Fax lO : i 2 ) 5 26MART1994 İmsak.5 25 6 51 Öğle: 13.17 İkındı 16 44 Akşam 19.29 Yatsı: 20.49
Sanatçılar
ağaç dikti
Istanbul Haber Senisi - Yerel
seçimleröncesı, belediye
başkan adaylan son
kozlannı oynadı. SHP
Kadıköy Beledı>esı başkan
adayı Selami Öztürk de
Selamiçeşme'deki Özgürlük
Parkfna sanatçılarla birlikte
ağaç diktı. Öztürk"ün seçim
propagandası kapsamında
düzenlenen ağaç dikme
kampanyasına. aralannda
Edıp Akbayram. Nurhan
Damcıpğlu. Atilla Atasoy.
YaşarÖzeheErol
Büyükburçgibiünlü
sanatçılar katıldı. Sanatçılar
kampanyaya."lüks uğruna
ağaçlan katledip villa
yapanlara inat" olsun diye
katıldıklannı belirttiler.
Antalya'da
kiralık mezartık
• ANTALYA (AA)-
Antalya Belediyesi.Orman
Genel Müdürlüğü'nden
kiraladığı arsavı mezarhk
yaptı. Antalya merkezinde
bulunan 300dönümlük
mezarhk alanın tamamen
dolması üzerine Antalya
Belediyesi. Orman Genel
Müdürlüğü'nden 82
dönümlük bir alaru 49
yıllığjna kiralayarak
mezarhk >aptı. Duraliler
mahallesinde açılan 8 bin kişi
kapasiteli yeni mezarlıkta
150 kişı kapasiteli "şehitler" ve
150 kişı kapasiteli
"yabancılar" bölümü
oluşturuldu.
'Akşama Doğru'
davasında karar
• ANKARA (AA)-Kul
Ahmet' adıyla tanınan ünlü
halk ozanı Ahmet
Kartalkanat'ın TRT'de
yayımlanan "Akşama
Doğnı" programında yapılan
birsövleşide. "kişilik
haklanna saldında
bulunduklan ve küçük
düşürdüklen' gerekçesıyle
program sunucusu Seynan
Levent ıle sanatçı Esin Avşar
hakkında açtığı dava
sonuçlandı. Ankara 5. Asliye
Hukuk Mahkemesi sanatçı
Esin Avşar'ı 7.5 milyon lira
tazminat ödemeye mahkum
etti. Program yapımcısı
Seynan Levent'in adı geçen
programda söylediği sözlerin
hakaret niteliğı taşımadığını
ifade ederek Levent
hakkında açılan da\ ayı da
reddetti.
Ceyhan
Mumcu'dan
dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ceyhan Mumcu.
gazetemız\azan L'ğur
Mumcu cinayetine ilişkin
olarak, "objektif sorumluluk
ve ağır hizmet kusuru"
iddiasıyla İçişleri Bakanlığı
aleyhıne 2.5 milyar liralık
manevı tazminat davası açtı.
Gerekirse konuyu İnsan
Haklan Mahkemesi'ne
kadar götüreceğini ifade
eden Mumcu. davayı
kazanması halinde elde
edilecek parayı. kuruluş
aşamasındakı Uğur Mumcu
Vakfı'na bağışlayacağıru
söyledi.
Eryaman
konutlarına
yoğun ilgi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Toplu Konut
İdaresi'nce satışa çıkartılan
Eryaman 4. etap konutlan
içın baş\ uru süresi dün sona
erdi. Eryaman'daki 4038
konut için 12 binin üstünde
başvuru olduğu bildirildi.
Konut almak için başvuruda
bulunanlann ellerindeki
dövizleri bugün
bozdurmalan nedenıyle
banka şubelerinin önünde
büyük izdiham yaşanırken.
Ankara'daki döviz
bürolannda dövız alım
fıyatının oldukça düştüğü
belirlendi.
Yeni Başbakan, 'Turgut Bey bakanlarından istifa mektubu alır ve boş
kararname imzalatırdıf
siz de öyleyapın 'fikrini beğenmiştl..
ÖÖÇillerÖzal'a özeniyor
Tansu Çiller'in
Uilinmeyen
Sivaset Uomam/
Nursun Erel
Aii Bilge
Turgut Özal hayranlığını her fırsatta dile
getiren. ancak DYP'deki tepkilerden çeki-
nerek açıkça ifade edemeyen Tansu Çiller.
"Özal gibi bir başbakan olmak" istiyordu.
Kendisine şu akıl verildi:
- Turgut Bey. kabineye getirdiği bakan-
lardan hem birer istifa mektubu alır. hem
birkaç boş kararname imzalatırdı. Böylece
bakanlann kaprisleri ile zaman kaybetme-
den icraat yapma imkanı oluyordu. Özal,
"Vural Arıkan olayı kulağıma kiipe oldu...
İstifa etmecnekte direnince. cumhuriyet tari-
hinde ilk defa ben bir bakanı azletmek duru-
munda kaldım. gühiltü koptu. U isi mi baştan
istifayı alacaksın" derdi. Siz de böyle ya-
pın...
Üçlü kararname
Çiller, Özal'ın üslubunu taklit ediyordu...
Herhangi bir üst görevliyi almak istediği za-
man, hazırlanacak kararnameye "önce ken-
disi" imza koyuyor, "ilgüi bakana" sonra
gönderiyordu. Böylece bakan. karşılaştığı
"emrivaki" nedeniyle tartışmaya bile girme-
den kararnameyi imzalamak durumunda
kalıyordu. Oysa o zamana değin devlette
usul, kararnamelere daima "en son" başba-
kanın imza koyması şeklindeydi. "Özal'uı
bu buluşunu Çilİer de benimsedi." Başbakan-
lık MüsteşarlığYna getirdiği Yücel Edil'i
arayarak bir "üçlü karar hazıriatılması" ta-
limatmı verdi:
"Sağlık Bakanlığı Müsteşan İlhan Özde-
mir
1
i göre\den alacağım..."
Hazırlanan kararnameyi Çiller imzaladı,
Sağlık Bakanı Rıfat Serdaroğlu'na gönder-
di... Aslında Özdemir hem bakanlıkta çok
sevilen, hem de Süleyman Demirel'e de
"çok yakın" isimlerden biriydi. Serdaroğ-
lu'nun gönlü de müsteşanndan yana idi, ka-
rarnameyi imzalamadı. Kararnameyi "haf-
talarca" bekleten Serdaroğlu'nun işi süriin-
cemede bıraktığını farkeden Çiller. Sağlık
Bakanı'nı aradı:
- Rjfat Bey. kararname neden çıkmıyor?
"Hangi kararname efendim?"
- Hangisi olduğunu biliyorsun. İlhan Öz-
demir'i görevden almak istiyorum, o karar-
name.
"özdemir benim müsteşarımdır efendim,
ben kendisinin görode kalmasında yarar gö-
rüyorum."
- Sen bana nasıl karşı çıkarsın? Ben baş-
bakanım, seni ben bakan yapmadım mı?
Dediğimi yapacaksın.
Serdaroğlu. Çiller'in "emrivaki"sine çok
sınirlenmişti, üstelik o tahakküm eden tavır
neydi öyle? Cevabı patlattı:
"Ne var yani bakan olduysak... Biz de seni
başbakan yaptık..."
ilhan Özdemir için "gıyabında siiren bu
kavga" bü>ük bir strese neden olmuştu.
Çok geçmeden bir "kalp krizi geçirerek"
çok genç yaşta öldü.
Fıkra gibi olay
Çevresindekilere. bürokratlara. hatta ba-
kanlanna "tahakküm etmekten hoşlanan"
Çiller'in kulağına. "özellikle askeri cenahla
arasını iyi turması" fısıldanmıştı. Genelkur-
may Başkanı Orgeneral Doğan Güreşı za-
ten "babacan tavırlan" nedeniyle çok seven
Çiller. komutanın görev süresini uzatmak
istedi... Yetki kanunu buna olanak tanıyor-
du. Gerçi Güreş'in bir de "yaş haddi" soru-
nu vardı ama bu da aşılırdı. "Demirel de
başbakanken Seçkinöz'ü yaş haddine uğrat-
mamtştı ya..."
Güreş meselesi koalisyonda sorun bıle
yaratmadan aşıldı. Çiller gazetecilere şöyle
diyordu:
- Bu SHP'liler çok tuhaf insanlar... Ben
Güreş'in görev süresinin uzatılması mesele-
sini korka korka Bakanlar Kurulu'na getir-
dim. ama gık bıle demeden ımzaladılar.
Halbuki bu ne kadar önemlıydı... Sonra tu-
tup çerden çöpten meseleler çıkanp bızim
getirdiğimiz kararnameleri imzalamama
yoluna gidiyorlar. bunu kar sayıyorlar...
Çiller için Doğan Güreş'i "arkasma al-
mak" büyük güvenceydi. hele komutanın
gazeteve verdiği demeç ne hoştu öyle:
Tak ve şak
"Benim için bir hanım başbakandan tali-
mat almak hiç sorun değil. O tak diye emre-
diyor, ben de şak diye yapıyonım..."
Çiller "askeri konular"dan pek anlamadı-
ğını her fırsatta sövlüyor. bu konudakı yet-
kilerini "tümü ile Genelkurmay'a devretmiş"
görünüyordu. Başbakanlık görevine geldiği
günlerde yapılan bir "güvenlik zirvesi"nde
yaşanan olay, DYP millenekilleri arasında
kulaktan kulağa vayılarak yeni bir "Çiller
fıkrası" yarattı:
"Güvenlik zirvesi yapılırken vüksek rütbe-
li bir subav. Güneydoğu'daki durum üzerinde
kritik açıklamalarda bulunu\or \e sözlerini
şöyle sürdürüyor:
- Sayın Başbakanım... Bizim o yörede bir
de vergi sorunumuz var... - Ne vergjsi?
- PKK. kunıluşlara ve kişilere vergi sal-
mış... Zorla bunu topluyor...
- Ha öyle mi? Onu Maliye Bakanlığı ile
görüşün..."
Berk'in botları
Başbakan Çiller. Güne>doğu'da ilk kez
bir tatbikat izleyecektı. Genelkurmay. "Ha-
nım Başbakan" için hazırhk yaptırdı. Diki-
mevı'ne Çiller için "44 beden sahra ünifor-
ması" dikilmesi talimatı verildi...
Çiller, hareketten bir gün önce ise "özel
danışmanı'' Rana Noyan'a haber volladı:
- Bana rahat bir çift yürüyüş ayakkabısı
alsın... Avak numaramı biliyor...
Ayakkabı satın alındı, Ba>an Başba-
kan'a teslimedildi...
Çiller, ertesi gün şık beyaz tayyörleri yine
raktiği alan
Çiller hemen
aynı
uygulamayı başlattı.
Başbakanlık
Müsteşarhğı'na
getirdiği Yücel Edil'i
arayarak bir 'üçlü
karar hazırlatılması'
talimatını verdi: 'Sağlık
Bakanlığı Müsteşan
İlhan Özdemir'i
görevden alacağım.'
A
ncak
hazırlatılan bu
kararnameyi
Sağlık Bakanı
Serdaroğlu uygulamadı.
Çiller, Bakanlık
Müsteşan'nı
görevden almak
istemeyen
Serdaroğlu'na 'Neden
talimatımı
tutmuyorsun? Seni
bakan yaptım' diye
sorunca Serdaroğlu'nun
yanıtı da ilginç oldu:
'Ne olmuş bakan
olduysak? Biz de seni
başbakan yaptık.'
Fotoğrafta VVeiszacker ile göriilen Başbakan Çiller Almany a se\ aharinde oldukça
heyecanlıydı. Kola\ değil Kohl ile göriişecekri. Şık göriinmesi gereki>ordu. Hemen talimat
yağdırmaya başladı \ekendisine Almanya Cumhurbaşkam'nıneşinin berberi bulundu. Ancak uzun
sürc uğraşan berber bir rürlü Çillcr'in istediği saçı \ apamav ınca salondan ko\ uldu.
lciK.,.
Doğan Güreş'i "babacan
tavırları" nedeniyle çok
seven Çiller, komutanın
görev süresini uzatmak
istedi... Yetki kanunu buna
olanak tanıyordu. Gerçi
Güreş'in bir de 'yaş haddf
sorunu vardı ama bu da
aşılırdı.Güreş meselesi
koalisyonda sorun bile
yaratmadan aşıldı. Çiller
için Doğan Güreş'i
'arkasına almak' büyük
güvence>di. Komutan
Güreş daha sonra
gazeteciJere çok hoş bir
demeç verdi: Benim için bir
hanım başbakandan
talimat almak hiç sorun
değil. O tak diye emrediyor,
ben de şak diye
yapıyorum...
üzerinde. ancak ayağında botlar. enerjik
adımlarla karakol ziyaretlerinde bulunu-
>ordu Sahra çadırlannı görünce çevresin-
dekilere sevinçle döndü:
"Ah ne güzei... Ben çadır tatilini çok seve-
rim..."
"50 derece sıcakta, bumundan soluyan "
subav larla gazeteciler birbirlerine baktılar...
Başbakan. bir ara gazetecilere ayağındakı
botlar hakkında da aynntı verdi:
"Bunlar Berk'in... Buraya gelirken oğlum-
dan ödünç alıp giydim..."
"Berk dahil" Çıller'ın bütün yakınlan bu
açıklamayı duyunca şaşırdılar... Bir kere
anne-oğulun ayakkabı numaralan birbirini
hiç tutmazdı. "Acaba Çiller, o gezi için özel
olarak çarşıdan aldırttığı ayakkabılar üze-
rinde neden doğruyu söjlememişti? Berk'i bu
işe kanştırmak kamuoyunda sempati mi do-
ğuracaktı?"
Bir saça iki berber
Başbakan Tansu Çiller, gece boyunca ve
o sabah çok heyecanlıydı. Alman Başbaka-
nı Helmut Kohl'ün "resmi konuğu" olarak
Almanya'yı ziyaret etmek kolay iş değildi.
Türk ve Âlman kamuoyunda bütün dik-
katler üzerindeydi...
Yardımalar. Suna Pelister ıse Dana No-
>an. Almanya'ya ayak basar basmaz. "ber-
ber"le ilgili girişimlerini başlattılar, sonuçta
Alman Cumhurbaşkanı Weiszacker'in ka-
nsının berberi ile randevulaşıldı... Rahat bir
nefes almışlardı...
Ancak ertesi sabah işler hiç de "sanıldığı
gibi" iyi gitmedi. Alman berber Türk Baş-
bakam'nın saçlan ile dakikalardır uğraşı-
yordu ve henüz "danke schön" yanıtını ala-
mamıştı. zaten bıraz sonra Çiller'in "ba-
ğırışı" duyuldu odadan:
"Nereden buldunuz bunu? Baksanıza saçı-
nıı ne hale getirdi?"
Suna Pelister. Dana Noyan ve Nalan Ko-
zan "içeriye" koşuşturdular. aynı anda da
Alman berber Türk Başbakanf nın odasın-
dan " kaçarcasına, alı al moru mor" çıktı...
Çiller. berbenn saçını tarayış biçimini be-
ğenmemıştı... Hemen bir berber daha bu-
lundu... Ba\an Başbakan "göriinümü" ko-
nusunda çok "titiz"di. nıhayet >apılan saçı
beğendi. o gün gneceğı "yeşil ceket"li ta>-
\örünü istedi.
Yaşanan "berber krizi" herkesı "stres"e
sokmuştu... Suna Pelister. Büyükelçi Yalım
Eralp'a dert yandı:
-Aman Yalım Bey... Nasıl yapacağız bu
işleri?
Çüler'in "gölge danışmam" diye adlandı-
nlan, dış gezilerde "her an bir kriz yaşanabi-
lir, bana başvnrulabilir" di\e odasından
dışan adım bile atma\an Eralp ise gülerek
şu yanıtı verdi:
"İki ay müsaade edin, bir kuaförlük diplo-
ması alayım.. .Bu sorunu da çözeriz..."
Ancak berber krizi espri ile geçiştırilebile-
cek türden değildi. Aynı günün akşamı Çil-
ler'in danışmanlanna. Alman Protokol Ofi-
sınden bir yetkili geldi:
Berberden özür dileniyor
"Başbakanınızın rutumu bir ratandaşunızı
rencide etmiştir... Mesleğine yönelik bir ha-
karet olarak algıladığı bu tutum nedeniyle
>atandaşımızdan özür dilenmesi gereki-
yor..."
Çiller'in "özel danışmanı" Dana Noyan.
o akşam, Alman Cumhurbaşkanı VVeiszac-
ker'ın kansının da berberliğini >apan Al-
man'ın "ayağına kadar giderek" Türk Baş-
bakanı adına özür diledi. Noyan, Çiller'e
"Başbakanlık Danışmanı''' sıfatıyla diktiği
pelerinler için harcadığı emeğe hiç acımaz-
ken "bir berberden özür dilemek zorunda kal-
maya" fena halde içerlemişti.
Çiller'in \'ı\ana gezisi de "olaylı" geçti...
Tannva şükür ki bu gıbı durumlar dışan
yansımiNor, Başbakanın "kırdığı kolların,
yen içinde kalması" başanlı\ordu.
Bu kez sorun. " dosvaların çok kalın"hazı-
rlanmış olmasıvdı. Çiller, V'ıvana Bü>ükelçi-
liği'nde önüne getınlen NATO dosvasını gö-
rür göımez"ha> ay a fırlattı". kağıtlar çev reye
saçılırken aralannda \'alım Eralp'ın de yer
aldığı bir grup diplomat şu "zılgıt"ı vediler:
"Bu yüzlerce sayfalık dosvaya siz bilgi notu
mu diyorsunuz? Kaç defa söylemedim mi ben,
bana getireceğiniz notlar özetin özeri olacak
diyer
Nefesler rutuldu
Eralp, Bavan Başbakanı sakinleştirdi:
-Endişe buvurmayınız efendim... Ben size
hap şeklınde bir not hazırladım. derhal tak-
dim ediyorum.
Yalım Eralp. bir sorunu daha çözmüş ol-
manın rahatlığı ile "işinin başına" döndü. o
sırada "kan ter" içinde uğraştığı konu, baş-
bakanın konuşma metninde yapılması ge-
reken değişikliklerdi. Çiller için önceden 3
a\rı konuşma metni hazırlanmıştı. ancak
sonradan toplantı programı değıştiği için ko-
nuşmalann tek mennde toplanması gerekti.
Eralp konuşmalan "insanüstü bir çaba" ile
tek metinde birleştirdi, ancak zamandan ka-
zanmak içın sayfalann üzerine " 17'den 5'e
dön". "6. sayfadan 14'e geç" gibi notlar ko\ -
mak zorunda kalmıştı. Çiller. kürsüye
çıktığında bütün dıplomatlar "nefeslerini tu-
tarak" dinlemeye başladılar. korkulan. Ba-
van Başbakanın konuşması sırasında "5'e
dön" "3'e geç" tarzında kimi ifadelere de yer
vermesiydi, neyse ki oturum "vukuatsız" at-
latıldı.
Başbakan Çiller A BD gezisıne eşi Özer Çil-
ler'i de götürmüştü. ABD'de 10 yıl bo>iinca
zor günler gecirdikleri "kola alacak parayı
bile bulamadıklan" dikkate alındığında Çil-
ler'ler için VVashington'da yeniden beraber
olmanın. üstelik de ABD Başkanı Bıll Clin-
ton'un "resmi konuğu" olarak Blair House'-
da kalmanın "çok özel ve nostaljik" bir yanı
olacaktı.
Çiller'ler o sabah çok heyecanhydılar. üs-
telik "jetiag" nedeniyle bütün gece gözlerini
bile kırpmamışlardı. Gezıde Çıller'e eşlik
eden diplomatlardan Yalım Eralp da aynı
durumdaydı. uyuyamadığı için "hol"e inmış.
zaman öldürmeyeçahşıyordu. bırden karşısı-
nda Çiller'leri görünce şaşırdı. kan koca sı-
rtlanna "beyaz eşofmanlarını" çekmiş. yürü-
yüş ayakkabılannı giymışlerdi:
"Hayrola Yalım Bey siz de mi uvuyamadı-
nızr
-Evet efendim, şu jetiag günlerce insanı ra-
hat bırakmıyor.
"Yürüyüşe çıkıyoruz sen de gel..."
Grup, Blair House'dan avnlıp, "sabahm
köriinde" Washington sokaklannda yürü-
> üşe çıktı, korumalar da arkalanndan seyirt-
tiler... 1 mil kadar yürüdükten sonra Tansu
Çiller eşine döndü:
"Özerciğim bir fincan kahve icsek? Canun
öyle istedi ki..."
Yalım Bey lafa kanştı:
-Efendim tam Blaır House'un karşısında
bir Mc Donald's vardır. oraya gıdelım... Hep
birlikte MCDonald'sagıdilip.makınekahve-
si içildi. Tansu Çiller çok muıluydu, sürekli
neşeli kahkahalar atıp. eşine ve Yalım
Eralp'a takılıyordu. bir ara küçük bir kız gibi
"İsterim isterim... Apple Pie isterün" dedi.
Yalım Eralp, Başbakan içın derhal dumanı
tüten bir "Elmalı Pay" ısmarladı. Çiller ıştah-
la yedi. Çiller'ler sonunda "hesap meselesi"ni
hatırladılar:
"Yahu biz yammıza para da almamıştık..."
Eralp gülümseyerek vanıtladı:
-Eh herhalde biz varken koskoca Başba-
kanla eşine hesap ödemek düşmezdi... Ben
verdim paralan..
Çiller çileden çıkıyor
Başbakanın "W ashington çıkarması"
Türk basınında günlerce manşetlerden ın-
medi, ancak ABD medyasında "tek satır bile
yoktu". aynca ABD Kongre üveleri ve Dışış-
leri Komisyonu Başkanı da bayan başbaka-
na "çok ilgisiz" kaldılar, bu durum Çiller'i
"çileden çıkarttı". "Nereye elimi atsam elimde
kalıyor" divordu, bu yakınmalannı New
York'ta buluştuğu eski ABD Dışişleri Ba-
kanı Henry Kissinger'e da aktardı... Kissin-
ger, Tansu Hanım'ın yakınmalannı dinledik-
ten sonra "haklı bularak" şunu sövledi:
"Bir daha ABD'ye gelirseniz haberim ol-
sun... Bir medya organizasyonu da ben yapa-
yım sizin için... O zaman bu kadar üzülmezsi-
niz..." Çiller, gezısinın Nevv \'ork avağında
o kadar "sinirliydi" kı kendisinı karşılamaya
VVashington'dan gelen Büyükelçi Nüzh'et
Kandemir'i görür görmez şöyle dedi:
"Ne işiniz »ar sizin burada? Refakate ihri-
yacım >ok... İşinizin başına dönün."
Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Özdem San-
berk de Başbakan'dan "benzer" bir yaklaşım
görünce geziyi "yarıda kesip" Ankara'va
döndü..
Bu gerginlik Plaza Otelinin "kat hizmet-
çileri"ne bile yansımıştı. Başbakanın "önüne
geleni haşladtğı"nı gören görevlilerden bın.
Dana No>an'a sordu:
"Bu bayan kimdir? Herhalde önemli birisi
öyle mi?" Noyan'dan "Turkish Prime Minis-
ter" yanıtını alan görevh şöyle dedi:
"Yüzü güzel ama huyu çok kötü..."
Çiller'in Amerika gezisi "düş kırıklığı" ile
sonuçlandı. Hakkındakı tek vazı. Washing-
ton Post'ta. \Villiam Safıre tarafından kale-
me alınan "Satüık Müttefik" başlıklı bir ma-
kalevdi. Bayan Başbakanın gezi öncesinde
Nevvsweek dergisine verdiği demeçte kul-
landığı. "Clinton bana aşık olacak" tarzında-
ki söz doğru çıkmamıştı...
Tansu Çiller'in Başbakan oluşu. eşi Özer
Uçuran Çiller'e "yeni çalışma alanları" ya-
ratmıştı, bürokratlann görevden alınması ve
atanması. kararnamelerin gözden geçirilme-
si. konutun yeniden düzenlenmesi gibi...
Tansu Çiller. işlerin.daha ziyade "proto-
kol" yanı ıle ilgiliydi. Özer Çiller ise "somut
projejer"le uğraşıvordu. bürokratlarla "di-
rekt irtibat" kuruvor. onlara talimatlar ve-
riyordu. Çiller'lerin "sağ kolu" HDT Müs-
teşar Vekılı Osman Ünsal. bır karar mercii
olarak gördüeü Özer Çiller'i her konuda bil-
gilendiriyor. Hatta kararnameler Köşk'e çı-
kmazdan önce Özer Çiller in "olur"una su-
nuluyordu. Başbakanlık Konutu'na. Ha-
zine'den sık sık eelen fakslann kapağında şu
yazı bulunuvorcfu:
"Kimden:'HDT Müstesan
Osman Ünsal. Kime: Özer Çiller Bevefen-
di'ye..."
Bir keresınde ise Cumhurbaşkanlığına gi-
decek bir kararname konutta takılmıştı...
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardım-
cısı Muzaffer Başkaynak. bir kararnamenin
"sevk edildi" denılmesıne karşın uzunca bir
süre kendilerine ulaşmaması üzerine, Başba-
kanlığı aradı:
"Sevk ettik dediğin kararname bizde yok...
Her gün de soruyorsunuz ne oldu diye? Şu işin
bir aslını öğrenin bakalım neredevmiş?"
Başkaynaka haber geldi:
-Kararname konuttaymış, orada takıl-
mış... Başkaynak bu durumu "tuhaF' bul-
muştu, bu kez konutu aradı:
"-Bir kararname varmış orada takılmtş?
Nedir bunun akıbeti?"
-Efendim Özer Çiller Beyefendi'de kal-
mış._v
tncelıyorlar...
"Özer Çiller de kim oluyor? Anayasada
Başbakan eşleri ile ilgili bir hüküm var mı? O
kararnamevi derhal buraya gönderin..."
Yarın: Devlet
tahslsli arazl