27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel YayınYönetmenı.OzgenAcar •Genel Yayın • Görse! Yönetmen Ali Acar #Dış Haberler: Er- Ankara TemsilcısıMustafa Balbaj #Hdber Mıidürıı Doğan Akuı AtatürkBul- Müessese Müdürii-Erol Erfcut #Koordınatör Koordınatörii: Hikmet Çetinkaya • Genel Yayın gun BaJcı • Ekonomı. Abdurrahman Yıldırım • van No 125. Kat. 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Hau. Telex-42344. Fa,v Ahmet Korukan • Muhaset*. Bük-nt Yener Danışmanı-Oriıan Erinç •Yazıışlen Müdürlen: Istihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen. Mehmet 4195027 •İzmir Temsılcısı Serdar Kızık. H.Zıva BK 1352 S 2 3 Tel 4411220 »İdare HüsejinGûrer •tşletme önderÇeük İbrahim Yıkiız, Dinç Tayanç (Sorumlu).» Haber Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- Telex: 52359. Fax: 4419117 «Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğiu İnönüCd. 119S. • Bılgı-lşlem Nafl InsU »Bılgısayar Sıstem: Merkea Müdürü: Hakan Kara kadir Yiicelman • Duzeltme: Abdullah Yazıcı No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Tele\ 62155. Fax. 3522570 Miiriivet Çfler •Reklam Reha Işıtman l ı j m l o m ve Basan: Veny Gun Haber Ajansı. Basın ve Yd>ıncılık \ Ş TûrkocajCad 3° 41 Cagaloglu M334tst PK 246IsunbulTel (0 :i2)5i:O5O5ı:Ohdt)Tele\ 22:40. Fax lO : i 2 ) 5 26MART1994 İmsak.5 25 6 51 Öğle: 13.17 İkındı 16 44 Akşam 19.29 Yatsı: 20.49 Sanatçılar ağaç dikti Istanbul Haber Senisi - Yerel seçimleröncesı, belediye başkan adaylan son kozlannı oynadı. SHP Kadıköy Beledı>esı başkan adayı Selami Öztürk de Selamiçeşme'deki Özgürlük Parkfna sanatçılarla birlikte ağaç diktı. Öztürk"ün seçim propagandası kapsamında düzenlenen ağaç dikme kampanyasına. aralannda Edıp Akbayram. Nurhan Damcıpğlu. Atilla Atasoy. YaşarÖzeheErol Büyükburçgibiünlü sanatçılar katıldı. Sanatçılar kampanyaya."lüks uğruna ağaçlan katledip villa yapanlara inat" olsun diye katıldıklannı belirttiler. Antalya'da kiralık mezartık • ANTALYA (AA)- Antalya Belediyesi.Orman Genel Müdürlüğü'nden kiraladığı arsavı mezarhk yaptı. Antalya merkezinde bulunan 300dönümlük mezarhk alanın tamamen dolması üzerine Antalya Belediyesi. Orman Genel Müdürlüğü'nden 82 dönümlük bir alaru 49 yıllığjna kiralayarak mezarhk >aptı. Duraliler mahallesinde açılan 8 bin kişi kapasiteli yeni mezarlıkta 150 kişı kapasiteli "şehitler" ve 150 kişı kapasiteli "yabancılar" bölümü oluşturuldu. 'Akşama Doğru' davasında karar • ANKARA (AA)-Kul Ahmet' adıyla tanınan ünlü halk ozanı Ahmet Kartalkanat'ın TRT'de yayımlanan "Akşama Doğnı" programında yapılan birsövleşide. "kişilik haklanna saldında bulunduklan ve küçük düşürdüklen' gerekçesıyle program sunucusu Seynan Levent ıle sanatçı Esin Avşar hakkında açtığı dava sonuçlandı. Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesi sanatçı Esin Avşar'ı 7.5 milyon lira tazminat ödemeye mahkum etti. Program yapımcısı Seynan Levent'in adı geçen programda söylediği sözlerin hakaret niteliğı taşımadığını ifade ederek Levent hakkında açılan da\ ayı da reddetti. Ceyhan Mumcu'dan dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceyhan Mumcu. gazetemız\azan L'ğur Mumcu cinayetine ilişkin olarak, "objektif sorumluluk ve ağır hizmet kusuru" iddiasıyla İçişleri Bakanlığı aleyhıne 2.5 milyar liralık manevı tazminat davası açtı. Gerekirse konuyu İnsan Haklan Mahkemesi'ne kadar götüreceğini ifade eden Mumcu. davayı kazanması halinde elde edilecek parayı. kuruluş aşamasındakı Uğur Mumcu Vakfı'na bağışlayacağıru söyledi. Eryaman konutlarına yoğun ilgi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Toplu Konut İdaresi'nce satışa çıkartılan Eryaman 4. etap konutlan içın baş\ uru süresi dün sona erdi. Eryaman'daki 4038 konut için 12 binin üstünde başvuru olduğu bildirildi. Konut almak için başvuruda bulunanlann ellerindeki dövizleri bugün bozdurmalan nedenıyle banka şubelerinin önünde büyük izdiham yaşanırken. Ankara'daki döviz bürolannda dövız alım fıyatının oldukça düştüğü belirlendi. Yeni Başbakan, 'Turgut Bey bakanlarından istifa mektubu alır ve boş kararname imzalatırdıf siz de öyleyapın 'fikrini beğenmiştl.. ÖÖÇillerÖzal'a özeniyor Tansu Çiller'in Uilinmeyen Sivaset Uomam/ Nursun Erel Aii Bilge Turgut Özal hayranlığını her fırsatta dile getiren. ancak DYP'deki tepkilerden çeki- nerek açıkça ifade edemeyen Tansu Çiller. "Özal gibi bir başbakan olmak" istiyordu. Kendisine şu akıl verildi: - Turgut Bey. kabineye getirdiği bakan- lardan hem birer istifa mektubu alır. hem birkaç boş kararname imzalatırdı. Böylece bakanlann kaprisleri ile zaman kaybetme- den icraat yapma imkanı oluyordu. Özal, "Vural Arıkan olayı kulağıma kiipe oldu... İstifa etmecnekte direnince. cumhuriyet tari- hinde ilk defa ben bir bakanı azletmek duru- munda kaldım. gühiltü koptu. U isi mi baştan istifayı alacaksın" derdi. Siz de böyle ya- pın... Üçlü kararname Çiller, Özal'ın üslubunu taklit ediyordu... Herhangi bir üst görevliyi almak istediği za- man, hazırlanacak kararnameye "önce ken- disi" imza koyuyor, "ilgüi bakana" sonra gönderiyordu. Böylece bakan. karşılaştığı "emrivaki" nedeniyle tartışmaya bile girme- den kararnameyi imzalamak durumunda kalıyordu. Oysa o zamana değin devlette usul, kararnamelere daima "en son" başba- kanın imza koyması şeklindeydi. "Özal'uı bu buluşunu Çilİer de benimsedi." Başbakan- lık MüsteşarlığYna getirdiği Yücel Edil'i arayarak bir "üçlü karar hazıriatılması" ta- limatmı verdi: "Sağlık Bakanlığı Müsteşan İlhan Özde- mir 1 i göre\den alacağım..." Hazırlanan kararnameyi Çiller imzaladı, Sağlık Bakanı Rıfat Serdaroğlu'na gönder- di... Aslında Özdemir hem bakanlıkta çok sevilen, hem de Süleyman Demirel'e de "çok yakın" isimlerden biriydi. Serdaroğ- lu'nun gönlü de müsteşanndan yana idi, ka- rarnameyi imzalamadı. Kararnameyi "haf- talarca" bekleten Serdaroğlu'nun işi süriin- cemede bıraktığını farkeden Çiller. Sağlık Bakanı'nı aradı: - Rjfat Bey. kararname neden çıkmıyor? "Hangi kararname efendim?" - Hangisi olduğunu biliyorsun. İlhan Öz- demir'i görevden almak istiyorum, o karar- name. "özdemir benim müsteşarımdır efendim, ben kendisinin görode kalmasında yarar gö- rüyorum." - Sen bana nasıl karşı çıkarsın? Ben baş- bakanım, seni ben bakan yapmadım mı? Dediğimi yapacaksın. Serdaroğlu. Çiller'in "emrivaki"sine çok sınirlenmişti, üstelik o tahakküm eden tavır neydi öyle? Cevabı patlattı: "Ne var yani bakan olduysak... Biz de seni başbakan yaptık..." ilhan Özdemir için "gıyabında siiren bu kavga" bü>ük bir strese neden olmuştu. Çok geçmeden bir "kalp krizi geçirerek" çok genç yaşta öldü. Fıkra gibi olay Çevresindekilere. bürokratlara. hatta ba- kanlanna "tahakküm etmekten hoşlanan" Çiller'in kulağına. "özellikle askeri cenahla arasını iyi turması" fısıldanmıştı. Genelkur- may Başkanı Orgeneral Doğan Güreşı za- ten "babacan tavırlan" nedeniyle çok seven Çiller. komutanın görev süresini uzatmak istedi... Yetki kanunu buna olanak tanıyor- du. Gerçi Güreş'in bir de "yaş haddi" soru- nu vardı ama bu da aşılırdı. "Demirel de başbakanken Seçkinöz'ü yaş haddine uğrat- mamtştı ya..." Güreş meselesi koalisyonda sorun bıle yaratmadan aşıldı. Çiller gazetecilere şöyle diyordu: - Bu SHP'liler çok tuhaf insanlar... Ben Güreş'in görev süresinin uzatılması mesele- sini korka korka Bakanlar Kurulu'na getir- dim. ama gık bıle demeden ımzaladılar. Halbuki bu ne kadar önemlıydı... Sonra tu- tup çerden çöpten meseleler çıkanp bızim getirdiğimiz kararnameleri imzalamama yoluna gidiyorlar. bunu kar sayıyorlar... Çiller için Doğan Güreş'i "arkasma al- mak" büyük güvenceydi. hele komutanın gazeteve verdiği demeç ne hoştu öyle: Tak ve şak "Benim için bir hanım başbakandan tali- mat almak hiç sorun değil. O tak diye emre- diyor, ben de şak diye yapıyonım..." Çiller "askeri konular"dan pek anlamadı- ğını her fırsatta sövlüyor. bu konudakı yet- kilerini "tümü ile Genelkurmay'a devretmiş" görünüyordu. Başbakanlık görevine geldiği günlerde yapılan bir "güvenlik zirvesi"nde yaşanan olay, DYP millenekilleri arasında kulaktan kulağa vayılarak yeni bir "Çiller fıkrası" yarattı: "Güvenlik zirvesi yapılırken vüksek rütbe- li bir subav. Güneydoğu'daki durum üzerinde kritik açıklamalarda bulunu\or \e sözlerini şöyle sürdürüyor: - Sayın Başbakanım... Bizim o yörede bir de vergi sorunumuz var... - Ne vergjsi? - PKK. kunıluşlara ve kişilere vergi sal- mış... Zorla bunu topluyor... - Ha öyle mi? Onu Maliye Bakanlığı ile görüşün..." Berk'in botları Başbakan Çiller. Güne>doğu'da ilk kez bir tatbikat izleyecektı. Genelkurmay. "Ha- nım Başbakan" için hazırhk yaptırdı. Diki- mevı'ne Çiller için "44 beden sahra ünifor- ması" dikilmesi talimatı verildi... Çiller, hareketten bir gün önce ise "özel danışmanı'' Rana Noyan'a haber volladı: - Bana rahat bir çift yürüyüş ayakkabısı alsın... Avak numaramı biliyor... Ayakkabı satın alındı, Ba>an Başba- kan'a teslimedildi... Çiller, ertesi gün şık beyaz tayyörleri yine raktiği alan Çiller hemen aynı uygulamayı başlattı. Başbakanlık Müsteşarhğı'na getirdiği Yücel Edil'i arayarak bir 'üçlü karar hazırlatılması' talimatını verdi: 'Sağlık Bakanlığı Müsteşan İlhan Özdemir'i görevden alacağım.' A ncak hazırlatılan bu kararnameyi Sağlık Bakanı Serdaroğlu uygulamadı. Çiller, Bakanlık Müsteşan'nı görevden almak istemeyen Serdaroğlu'na 'Neden talimatımı tutmuyorsun? Seni bakan yaptım' diye sorunca Serdaroğlu'nun yanıtı da ilginç oldu: 'Ne olmuş bakan olduysak? Biz de seni başbakan yaptık.' Fotoğrafta VVeiszacker ile göriilen Başbakan Çiller Almany a se\ aharinde oldukça heyecanlıydı. Kola\ değil Kohl ile göriişecekri. Şık göriinmesi gereki>ordu. Hemen talimat yağdırmaya başladı \ekendisine Almanya Cumhurbaşkam'nıneşinin berberi bulundu. Ancak uzun sürc uğraşan berber bir rürlü Çillcr'in istediği saçı \ apamav ınca salondan ko\ uldu. lciK.,. Doğan Güreş'i "babacan tavırları" nedeniyle çok seven Çiller, komutanın görev süresini uzatmak istedi... Yetki kanunu buna olanak tanıyordu. Gerçi Güreş'in bir de 'yaş haddf sorunu vardı ama bu da aşılırdı.Güreş meselesi koalisyonda sorun bile yaratmadan aşıldı. Çiller için Doğan Güreş'i 'arkasına almak' büyük güvence>di. Komutan Güreş daha sonra gazeteciJere çok hoş bir demeç verdi: Benim için bir hanım başbakandan talimat almak hiç sorun değil. O tak diye emrediyor, ben de şak diye yapıyorum... üzerinde. ancak ayağında botlar. enerjik adımlarla karakol ziyaretlerinde bulunu- >ordu Sahra çadırlannı görünce çevresin- dekilere sevinçle döndü: "Ah ne güzei... Ben çadır tatilini çok seve- rim..." "50 derece sıcakta, bumundan soluyan " subav larla gazeteciler birbirlerine baktılar... Başbakan. bir ara gazetecilere ayağındakı botlar hakkında da aynntı verdi: "Bunlar Berk'in... Buraya gelirken oğlum- dan ödünç alıp giydim..." "Berk dahil" Çıller'ın bütün yakınlan bu açıklamayı duyunca şaşırdılar... Bir kere anne-oğulun ayakkabı numaralan birbirini hiç tutmazdı. "Acaba Çiller, o gezi için özel olarak çarşıdan aldırttığı ayakkabılar üze- rinde neden doğruyu söjlememişti? Berk'i bu işe kanştırmak kamuoyunda sempati mi do- ğuracaktı?" Bir saça iki berber Başbakan Tansu Çiller, gece boyunca ve o sabah çok heyecanlıydı. Alman Başbaka- nı Helmut Kohl'ün "resmi konuğu" olarak Almanya'yı ziyaret etmek kolay iş değildi. Türk ve Âlman kamuoyunda bütün dik- katler üzerindeydi... Yardımalar. Suna Pelister ıse Dana No- >an. Almanya'ya ayak basar basmaz. "ber- ber"le ilgili girişimlerini başlattılar, sonuçta Alman Cumhurbaşkanı Weiszacker'in ka- nsının berberi ile randevulaşıldı... Rahat bir nefes almışlardı... Ancak ertesi sabah işler hiç de "sanıldığı gibi" iyi gitmedi. Alman berber Türk Baş- bakam'nın saçlan ile dakikalardır uğraşı- yordu ve henüz "danke schön" yanıtını ala- mamıştı. zaten bıraz sonra Çiller'in "ba- ğırışı" duyuldu odadan: "Nereden buldunuz bunu? Baksanıza saçı- nıı ne hale getirdi?" Suna Pelister. Dana Noyan ve Nalan Ko- zan "içeriye" koşuşturdular. aynı anda da Alman berber Türk Başbakanf nın odasın- dan " kaçarcasına, alı al moru mor" çıktı... Çiller. berbenn saçını tarayış biçimini be- ğenmemıştı... Hemen bir berber daha bu- lundu... Ba\an Başbakan "göriinümü" ko- nusunda çok "titiz"di. nıhayet >apılan saçı beğendi. o gün gneceğı "yeşil ceket"li ta>- \örünü istedi. Yaşanan "berber krizi" herkesı "stres"e sokmuştu... Suna Pelister. Büyükelçi Yalım Eralp'a dert yandı: -Aman Yalım Bey... Nasıl yapacağız bu işleri? Çüler'in "gölge danışmam" diye adlandı- nlan, dış gezilerde "her an bir kriz yaşanabi- lir, bana başvnrulabilir" di\e odasından dışan adım bile atma\an Eralp ise gülerek şu yanıtı verdi: "İki ay müsaade edin, bir kuaförlük diplo- ması alayım.. .Bu sorunu da çözeriz..." Ancak berber krizi espri ile geçiştırilebile- cek türden değildi. Aynı günün akşamı Çil- ler'in danışmanlanna. Alman Protokol Ofi- sınden bir yetkili geldi: Berberden özür dileniyor "Başbakanınızın rutumu bir ratandaşunızı rencide etmiştir... Mesleğine yönelik bir ha- karet olarak algıladığı bu tutum nedeniyle >atandaşımızdan özür dilenmesi gereki- yor..." Çiller'in "özel danışmanı" Dana Noyan. o akşam, Alman Cumhurbaşkanı VVeiszac- ker'ın kansının da berberliğini >apan Al- man'ın "ayağına kadar giderek" Türk Baş- bakanı adına özür diledi. Noyan, Çiller'e "Başbakanlık Danışmanı''' sıfatıyla diktiği pelerinler için harcadığı emeğe hiç acımaz- ken "bir berberden özür dilemek zorunda kal- maya" fena halde içerlemişti. Çiller'in \'ı\ana gezisi de "olaylı" geçti... Tannva şükür ki bu gıbı durumlar dışan yansımiNor, Başbakanın "kırdığı kolların, yen içinde kalması" başanlı\ordu. Bu kez sorun. " dosvaların çok kalın"hazı- rlanmış olmasıvdı. Çiller, V'ıvana Bü>ükelçi- liği'nde önüne getınlen NATO dosvasını gö- rür göımez"ha> ay a fırlattı". kağıtlar çev reye saçılırken aralannda \'alım Eralp'ın de yer aldığı bir grup diplomat şu "zılgıt"ı vediler: "Bu yüzlerce sayfalık dosvaya siz bilgi notu mu diyorsunuz? Kaç defa söylemedim mi ben, bana getireceğiniz notlar özetin özeri olacak diyer Nefesler rutuldu Eralp, Bavan Başbakanı sakinleştirdi: -Endişe buvurmayınız efendim... Ben size hap şeklınde bir not hazırladım. derhal tak- dim ediyorum. Yalım Eralp. bir sorunu daha çözmüş ol- manın rahatlığı ile "işinin başına" döndü. o sırada "kan ter" içinde uğraştığı konu, baş- bakanın konuşma metninde yapılması ge- reken değişikliklerdi. Çiller için önceden 3 a\rı konuşma metni hazırlanmıştı. ancak sonradan toplantı programı değıştiği için ko- nuşmalann tek mennde toplanması gerekti. Eralp konuşmalan "insanüstü bir çaba" ile tek metinde birleştirdi, ancak zamandan ka- zanmak içın sayfalann üzerine " 17'den 5'e dön". "6. sayfadan 14'e geç" gibi notlar ko\ - mak zorunda kalmıştı. Çiller. kürsüye çıktığında bütün dıplomatlar "nefeslerini tu- tarak" dinlemeye başladılar. korkulan. Ba- van Başbakanın konuşması sırasında "5'e dön" "3'e geç" tarzında kimi ifadelere de yer vermesiydi, neyse ki oturum "vukuatsız" at- latıldı. Başbakan Çiller A BD gezisıne eşi Özer Çil- ler'i de götürmüştü. ABD'de 10 yıl bo>iinca zor günler gecirdikleri "kola alacak parayı bile bulamadıklan" dikkate alındığında Çil- ler'ler için VVashington'da yeniden beraber olmanın. üstelik de ABD Başkanı Bıll Clin- ton'un "resmi konuğu" olarak Blair House'- da kalmanın "çok özel ve nostaljik" bir yanı olacaktı. Çiller'ler o sabah çok heyecanhydılar. üs- telik "jetiag" nedeniyle bütün gece gözlerini bile kırpmamışlardı. Gezıde Çıller'e eşlik eden diplomatlardan Yalım Eralp da aynı durumdaydı. uyuyamadığı için "hol"e inmış. zaman öldürmeyeçahşıyordu. bırden karşısı- nda Çiller'leri görünce şaşırdı. kan koca sı- rtlanna "beyaz eşofmanlarını" çekmiş. yürü- yüş ayakkabılannı giymışlerdi: "Hayrola Yalım Bey siz de mi uvuyamadı- nızr -Evet efendim, şu jetiag günlerce insanı ra- hat bırakmıyor. "Yürüyüşe çıkıyoruz sen de gel..." Grup, Blair House'dan avnlıp, "sabahm köriinde" Washington sokaklannda yürü- > üşe çıktı, korumalar da arkalanndan seyirt- tiler... 1 mil kadar yürüdükten sonra Tansu Çiller eşine döndü: "Özerciğim bir fincan kahve icsek? Canun öyle istedi ki..." Yalım Bey lafa kanştı: -Efendim tam Blaır House'un karşısında bir Mc Donald's vardır. oraya gıdelım... Hep birlikte MCDonald'sagıdilip.makınekahve- si içildi. Tansu Çiller çok muıluydu, sürekli neşeli kahkahalar atıp. eşine ve Yalım Eralp'a takılıyordu. bir ara küçük bir kız gibi "İsterim isterim... Apple Pie isterün" dedi. Yalım Eralp, Başbakan içın derhal dumanı tüten bir "Elmalı Pay" ısmarladı. Çiller ıştah- la yedi. Çiller'ler sonunda "hesap meselesi"ni hatırladılar: "Yahu biz yammıza para da almamıştık..." Eralp gülümseyerek vanıtladı: -Eh herhalde biz varken koskoca Başba- kanla eşine hesap ödemek düşmezdi... Ben verdim paralan.. Çiller çileden çıkıyor Başbakanın "W ashington çıkarması" Türk basınında günlerce manşetlerden ın- medi, ancak ABD medyasında "tek satır bile yoktu". aynca ABD Kongre üveleri ve Dışış- leri Komisyonu Başkanı da bayan başbaka- na "çok ilgisiz" kaldılar, bu durum Çiller'i "çileden çıkarttı". "Nereye elimi atsam elimde kalıyor" divordu, bu yakınmalannı New York'ta buluştuğu eski ABD Dışişleri Ba- kanı Henry Kissinger'e da aktardı... Kissin- ger, Tansu Hanım'ın yakınmalannı dinledik- ten sonra "haklı bularak" şunu sövledi: "Bir daha ABD'ye gelirseniz haberim ol- sun... Bir medya organizasyonu da ben yapa- yım sizin için... O zaman bu kadar üzülmezsi- niz..." Çiller, gezısinın Nevv \'ork avağında o kadar "sinirliydi" kı kendisinı karşılamaya VVashington'dan gelen Büyükelçi Nüzh'et Kandemir'i görür görmez şöyle dedi: "Ne işiniz »ar sizin burada? Refakate ihri- yacım >ok... İşinizin başına dönün." Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Özdem San- berk de Başbakan'dan "benzer" bir yaklaşım görünce geziyi "yarıda kesip" Ankara'va döndü.. Bu gerginlik Plaza Otelinin "kat hizmet- çileri"ne bile yansımıştı. Başbakanın "önüne geleni haşladtğı"nı gören görevlilerden bın. Dana No>an'a sordu: "Bu bayan kimdir? Herhalde önemli birisi öyle mi?" Noyan'dan "Turkish Prime Minis- ter" yanıtını alan görevh şöyle dedi: "Yüzü güzel ama huyu çok kötü..." Çiller'in Amerika gezisi "düş kırıklığı" ile sonuçlandı. Hakkındakı tek vazı. Washing- ton Post'ta. \Villiam Safıre tarafından kale- me alınan "Satüık Müttefik" başlıklı bir ma- kalevdi. Bayan Başbakanın gezi öncesinde Nevvsweek dergisine verdiği demeçte kul- landığı. "Clinton bana aşık olacak" tarzında- ki söz doğru çıkmamıştı... Tansu Çiller'in Başbakan oluşu. eşi Özer Uçuran Çiller'e "yeni çalışma alanları" ya- ratmıştı, bürokratlann görevden alınması ve atanması. kararnamelerin gözden geçirilme- si. konutun yeniden düzenlenmesi gibi... Tansu Çiller. işlerin.daha ziyade "proto- kol" yanı ıle ilgiliydi. Özer Çiller ise "somut projejer"le uğraşıvordu. bürokratlarla "di- rekt irtibat" kuruvor. onlara talimatlar ve- riyordu. Çiller'lerin "sağ kolu" HDT Müs- teşar Vekılı Osman Ünsal. bır karar mercii olarak gördüeü Özer Çiller'i her konuda bil- gilendiriyor. Hatta kararnameler Köşk'e çı- kmazdan önce Özer Çiller in "olur"una su- nuluyordu. Başbakanlık Konutu'na. Ha- zine'den sık sık eelen fakslann kapağında şu yazı bulunuvorcfu: "Kimden:'HDT Müstesan Osman Ünsal. Kime: Özer Çiller Bevefen- di'ye..." Bir keresınde ise Cumhurbaşkanlığına gi- decek bir kararname konutta takılmıştı... Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardım- cısı Muzaffer Başkaynak. bir kararnamenin "sevk edildi" denılmesıne karşın uzunca bir süre kendilerine ulaşmaması üzerine, Başba- kanlığı aradı: "Sevk ettik dediğin kararname bizde yok... Her gün de soruyorsunuz ne oldu diye? Şu işin bir aslını öğrenin bakalım neredevmiş?" Başkaynaka haber geldi: -Kararname konuttaymış, orada takıl- mış... Başkaynak bu durumu "tuhaF' bul- muştu, bu kez konutu aradı: "-Bir kararname varmış orada takılmtş? Nedir bunun akıbeti?" -Efendim Özer Çiller Beyefendi'de kal- mış._v tncelıyorlar... "Özer Çiller de kim oluyor? Anayasada Başbakan eşleri ile ilgili bir hüküm var mı? O kararnamevi derhal buraya gönderin..." Yarın: Devlet tahslsli arazl
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle