Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC70. m 3A 26006 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N
Yerel seçimlerde'çevredüşmanlığı'OKTAY EKÎNCİ
Seçim kampanyalannun "çevreye
verdiği zarar" salt naylon bayraklar
>a da duvarlardaki afış kırliliği ola-
rak görülüyorsa da kirni adaylann
halka verdıkleri bazı "vaatler" çok
daha tehlikelı ve "kalıca'' bır çevre
tahnbatına yol açacağa benayor.
Özellikle imar alanın&a kısıtlama-
lar bulunan bölgelerdeka propagan-
dalar sırasmda. bazı adajlar "yapı-
laşma özgürlüğünü" savunarak oy
toplamaya çalışıyorlar. SİT alanla-
nnı imara açmaktan inşaat yasakla-
nnın kaldınlacağına dek. doğal ve
küJtüreJ çe\ redeğerlerine karşı "düş-
manlığı" politik geleceklen ıçin en
güçlii "güvence" olarak görmeye
başlayan adaylar. toplumdaki çevre
duyarlılığının da "rant l»eklentileri"
ile birlikte eerilemesine yol açıyor-
lar.
Bayramiç'te 'seçim yıkımı'
Yerel seçim öncesindeki kampan-
ya döneminde, "kente hizmet" adı-
na acımasızca yok edilen tarihsel
mirasa en son örnek Bayramiç'teki
Konak Oteli.
Çanakkale'nin bu şirin ilçesinde.
"yol açmak" için gözden çıkartılan
tarihi bina. "yenidcn aday olan"
DYP'li Belediye Başkanı Zeki Şim-
şek'in yerel seçim öncesindeki "pro-
jeşovu"na kurban gitü. IConak Ote-
li'nin kesinlikle yıkılamayacağı yö-
nündeki Kültür Bakanlığı'nın "ive-
di" talimatı geçenlerde Cumbnriyet'-
te haber olurken, Bayramiç'in "kim-
liğini" oluşturan bina çoktan yerle
bir edilmişti.
Eğer Zeki Şimşek, bu kültür kat-
liamıyla seçimleri kazanırsa. Bayra-
miç halkı "geçmişlerini yok eden"
bir anlayışa, yeniden geleceklerini
de emanet etnîiş olacaklar. Kuşku-
suz bu yıkıma yeşil ışık yakan kimi
"uzman" yetkililer ise seçim kam-
panyasına "omuz vermenin" güna-
hıru taşıyacaklar...
Foça'da 'SİT düşmanlığr
Arkeolojik değerlerin, sivil mi-
marhk kültürünün ve doğal zengin-
Iiğin "iç içe" ve "üst üste" olduğu
ender Akdeniz yerleşmelerinden biri
olan Foça'da da, yine kimi adaylar
seçimi kazanabilmek için "yağma-
ya" prim veriyorlar.
Eski belediye başkanhğı döne-
minde. yani 1984-1989 arasında.
Foça'daki 1. derece SİT alanını. 3
dereceye çevirterek, antik kenti "in-
şaat cennetine" dönüştüren ANAP"-
lı Serdar Mersiıı, şimdi yeniden
aday.
Seçildiği takdirde "1989'da bırak-
tığı sistemle, o yıldaki imar planının
devamını sağlayacağına" söz vercn
Serdar Mersin. son yıllarda getirilen
koruma kararlan nedeniyle "yağma
projelerini" uygulayamayan çevrele-
re şu müjdeyi veriyor: "SİT alanı-
nı benden sonra 1. derece yaptılar.
Oysa müktesep haklar var. Ben ana-
yasal haklan, mülkiyet haklannı ver-
mek için gerekeni yaparım..."
m w
u.
Ülkenin kültür zenginlikleriyle bezcli kentleri, 'İmar vaadi" dağıtan bele-
diye başkan adaylannın yıkım tehdidi altındalar. Ömeğin Foça'da bu
\aatler gerçekleşirse, tarihsel doku yerini betonlaşmaya terk edecek.
(Fotoğraf: OKTAY EKİNCİ)
Foça'daki yerel seçim şimdiki
Belediye Başkanı Nihat Dirim za-
manında başlatılan "uygarlığın ko-
nınması" çabalanyla. buna karşı
"imar talanını" savunan kesimlerin
yıkım planlan arasında halkın terci-
hini belirleyecek Yerel demokrasi
"tarih ve doğa" yenne "rant ve be-
tonlaşma" derse. kimileri çok para-
lar kazanacak; ama. Foça da kımli-
ğini yitirmiş olacak.
Bozcaada'da
4
talana kredi'
Seçimi kazanabilmek için. yerel
halka "yağma olanaklan" sağlama-
lkenin
birçok
köşesinde,
kültür ve doğa
değerlerini
korumak için
getirilen imar
yasaklannın
İcaldınlması,
kimi belediye
başkan
adaylan
tarafından
'seçim kozu'
haline getirildi.
ya söz verilen güzel yörelerimizden
biri de Bozcaada.
DYP'nin belediye başkan adayı
Vedat Peşte, bır tek köyü bile olma-
yan 2000 nüfuslu Bozcaada'yı "il
merkezi" yaptıracağına söz verir-
ken, seçildiği takdirde sağlayacağı
"kolaylıklan" ıse broşürlerde şöyle
sıralıyor:
"- Hazine arazileri halka komıt ye-
ri olarak dağjtdacak;
- İmar projeleri hiçbir ücret alın-
madan çizilecek;
- Arsaları sorunlu olanlann sorun-
lan çözülecek..."
Görüldüğü gibi Bozcaada'da da
yerel seçim kampanyası. "arsa ve
arazj pazariamasıyla" sürdürülü-
yor. Sadece 'imar iznine" bağlı bir
belediyeciliğin Bozcaada'yı ne hale
getireceği ise şimdiden gözler önüne
gelebiliyor...
Burdur'da 'çevreciliğin
faturası'
Dünyanın sayılı kuş cennetlerin-
den olan ve sulak alanlann korun-
masıyla ılgili uluslararası sözleşme-
lerde Türkiye'nin "övünerek" örnek
gösterdiğı Burdur Gölü, komşu il Is-
parta'ya ait bir "organize sanayi böl-
gesi" yatınmı nedeniyle "zor durum-
da."
Gölün, Isparta ili sınırlanna giren
kıyısında kurulmaya başlanan sa-
nayi bölgesi, "deri ve kozmetik"
imalathaneleriyle bu cennet havzayı
cehenneme çevirebilecek. Aynı yer-
de planlanan ve yine Isparta'nın
adını taşıyan ha>aalanı ise. bu kır-
lenmeyi daha da pekiştırecek.
Yörenin duyarlı ınsanlannın aç-
tıklan davalarsayesinde, idaremah-
kemesi "şündilnV' bu yatınmlan
durdurdu ise de. bu kez "zordunım-
da" kalan Burdur'un SHP'li Beledi-
ye Başkanı Armağan İlci oldu.
Sinsi
düşman:
üurultu
ADANA (AA) - Halk sağJığı
uzmanı Dr. L'mur Gürsoy, gürültü
kırliliğinin insanlar üzerinde fızıksel,
fızyolojik. psikolojik ve performans
yönünden olumsuz etkiler yaptığını
belırterek "İnsanlar giderek kendi
yapımı çevrenin esiri oluyorlar"
dedi.
Dr. Gürsoy, günden güne
yoğunîaşan görültü ve diğer çevre
sorunlan nedeniyle, insanlann
giderek "cam kavanozdakî balığa"
benzediğini kavdederek şunlan
söyledi:" İnsanlar. elleriyle bozarak
kendi yaprniı haline getirdiği
çevresinin esiri olmaktadır. Sağlığa
zararlı gürültü kaynaklarının her
türlüsünün temclinde. insanın hızlı iş
görme isteği yatmaktadır."
Gürültünün. tarihin çeşıtli
dönemlerinde bir işkence yöntemi
olarak kullanıldığını hatırlatan Dr.
Gürsoy, etkisinin de şiddetine.
süresine, kişinın yaşına, cınsıyetine
ve sağhk durumuna göre değjştığinı
söyledi. Dr. Gürsoy'un verdiği
bilgiye göre gürültü insanlar
üzerinde şu olumsuz etkileriy le
kendini gösteriyor:
- Geçici veya süreklı ışıtme hasarlan
ve çeşitli şiddetlerde kemık ağnlan.
- Alkol alanlarda daha şiddetli
olmak üzere. kan basına artışı.
dolaşım bozukluklan. kalp aüşı ve
solunum sayısında hızlanma. ani
refleksler. kalp krizine kadar varan
damar büzülmeleri. vücut ısısının
düşmesi, terleme. mide salgısının
azalması, göz kırpmalan. göz
bebeklerinin donuklaşması. anne
karnındaki bebeklerde
prematürelik. başağnsı. yüksek
lansıyon. iştahsızlık, bulantı. cinsel
bozukluk. uykusuzluk.
- Korkma, öfkelenme. sıkılma, genel
rahatsızlık duygusu şeklinde
görünen da\ ranış bozukluklan,
algılama ve dikkat zayıflığı.
hoşgörünün azalması, saldırgan
davranışlar.
Harman her zaman harmandır
Bahar iyiden iyiyegelmişgibi... Isınan havalarla birlikte, kırsal kesimdedeahır ve
ağıllardaki otlann havalandırma çalışmalan başladı. Kışboyu hayvaniann altına
serilen yada beslenmelen ıçın verilen samanlar. önce harmanlanıyor, sonra da
balyalanıp güneşe bırakılarak gelecek sonbahar ve kışın islak günleri için
kurutuluyor. Eğer mart, son günlerinde martlığını gösterip de kazma kürek
yaktıracak bir soğuk dalgası getırmezse. sığır ve koyunlar yakında kırlara çıkıp taze
ötlabeslenebilecekler... (Fotoğraf: UĞURGÜNYÜZ)
TurisÜer Türkiye'ye gelmeye çekiniyor
BÜLENT ECEVtT
ANTALYA - Alman Thomas
Morus Akademisi'nin. bu yılkı tu-
rizm araştırması. Türkiye üzerine
yapıldı. "Türkiye'nin Turizmdeki
Geleceği" konusunu taşıy an araştır-
mada. Türkiye'run turizmde ilerle-
diği vurgulanırken 1994 yılının da
kayıp bir yıl olduğu vurgulandı. İkı
Alman gazetecinin. terörden kork-
tuklan ıçin. Türkiye'deki bu toplan-
tılara katılmadığı öğrenildi.
Thomas Morus Akademi yöneti-
cisi Dr. VV'olfgang Isenberg, son 6 yıl-
dır turizmde büy ük aşamalar yapan
Türkiye'yi seçtiklerini dile getirdi.
14 martta İber Otel Sangerme"de
başlayan ve Antalya Göynük'tekı
İber Ötel ART'de devam eden top-
lantıya. 89 basın mensubu. bılım
adamı ve uzman katıldı.
Türkıye'ye en çok turist getiren
Alman seyahat acentesı TUI yöneti-
cisi Dr. Martin Müllermeister, Tür-
kiye'de turizmin bitmedığini. PKK
korkusundan insanlann Türkiye'ye
gelmckten çekindiklerini dile getir-
di Geçen yıl Antalya'da meydana
gelen patlamalann belleklerden sili-
nemediğinı, bunlann unutulmasın-
dan sonra her şeyin normale döne-
ceğini vurgulayan Müllermeister.
sejahat edecek Almaniarda yüzde
30 oranında bir artış olduğunu ve
ağırhkiı olarak İspanya ve Yunanıs-
tan'ı seçtiklerini söyledi.
TUI yönetıalennden Dr. Jürgen
Fischer de Türkiye'ye yapılan rezer-
vasv onlarda geçen yıla oranla yüzde
30-40 oranında bir gerilemenin ol-
duğunu. ancak TUI olarak rezer-
vasyonlann gittikçe düzeleceği bek-
lentisi ıçinde olduklannı ifade ettı.
Fischer'e göre Almanlar Türkiye'ye
gelmek istiyorlar.
Aynca İspanya ve Yunanistan'da
da doluluk çok fazla olduğu için yer
bulunamadığından. tatil ıçin Türki-
ye terah edilecek. Fischer. "Alman
vatandaşı Türkiye'yi emniyetli gör-
müyor. Genel olarak emniyetli bir
ülke aslında, ama kişilerin kendi fî-
kirlerini değiştirmek çok zor. Aynı
durumla IVIısır'da da karşı karşı-
yayız. Bu ülkede de terör yüzünden
turizm sıfıra inmiş durumda. Eğer
saldın olduğunda insanlara zarar ve-
rüirse \e gazetelerde de y ayımlanırsa
bunun olumsuz etkileri mutlaka ola-
caktır" diye konuştu.
Bu arada toplantı\a katılan Al-
A lman Thomas Morus Akademisi'nin
bu yılki turizm araştırma konusu olarak
seçtiği Türkiye için tehlikenin PKK olduğu
vurgulandı. Gazeteci, bilim adamı ve
uzmanlann katıldığı toplantılarda, Türk
turizminin ilerlediği vurgulanırken TUI
yetkilileri, 'Terörnedeniyle Türkiye'ye
gelmeyen turistleri, fıyat düşürerek çekmeyi
uygun bulmuyoruz' dediler.
man gazeteciler. bölgedeki güvenlik
önlemlerini öğrenmek için Antalya
Emnıyet Müdürü Mete Altan ile de
görüştüler.
"Fiyat düşürûbnesinin turizme et-
kisi" konusundaki soruya Jürgen
Fischer şu yanıtı verdi:
"Türk turizmcilerinden böyle bir
istek geldi. Ve ben de karşı bir mek-
rup yazdım. Şu anda fiyat düşürmek
yanlış olur. Biz. Türkiye'ye emniyet
açısından tedirginlik duyarak gelme-
yen müşteriyi çekmek için, fiyat dö-
şürülmesini uvgun bulmuyoruz. Ayn-
ca fiy at düşürdükten sonra, bir daha-
ki yıl aynı fiyatlan tutturmak zor
olur. Zaten Türkiye'ye gelen miişte-
riler diğer ülkelere oranla oldukça iyi
koşullarda geliyor."
Türkiye Araştırmalar Merkezi
yetkilileri tarafından. toplantıya ka-
tılanlar arasından 61 kişi üzerinde
yapılan anket sonuçlannda. Türk
turizminin gelişmesinin olumlu ol-
duğu ortaya çıktı. Ancak ankete
katılanlardan 57"sine göre Türkiye'-
de turizmin daha hızlı gelişememesi-
nin nedeni "PKK". Çevre konusun-
da da henüz fazla bir bozulmanın
olmadığı ortaya çıkarken 61 kişi de
Türkiye"de tatil yapmanın keyifli ol-
duğunu belirtti.
Politik istikrar gerekli
Bir hafta süren bu toplantının so-
nucunda bir kitapçığın hazırlanaca-
ğını belirten Thomas Morus Akade-
mi Temsilcisi Wolfgang Isenberg.
bunun gazetelere ve TV kuruluşlan-
na gönderileceğini belirtti.
Türk turizminin olumlu yönleri-
nin ağır bastığını vurgulayan Isen-
berg, "Diğer Akdeniz ûİkeleriyle
karşılaştırdığımızda ktsmen doku-
nulmamtş bir çevre, iyi hizmetier ve
misafirperverük ile karşılaşıyonız.
Bu husûsJar isrikrarlı bir şekilde ko-
runabUirse, Türkiye'de turizmin iler-
leyeceği görülüyor. Yapılan bir baş-
ka ankete göre, Türkiye'de politik
istikrar olursa turizm gelişecek"
diye konuştu.
Doğal Hayatı Koruma Derne-
ği'nden Nergis Yazgan da bakanlı-
klar arasında koordinasyon eksik-
liğinin bulunduğunu. kitle turizmi
değil. özel. kaliteli turizme yöne-
linmesı gerektiğini vurguladı.
"Türkiye'de yeni yataklara ge-
reksinimin olup olmadığı" şeklin-
deki soruya ise uzun yıllar Türki-
ye'de görev yapan iber Otelleri
Genel Müdürü Rüdiger W. Fölske,
politik durum düzeldikten sonra
yeni yataklann yapıiabileceğini
belirtti. Fölske. şu anda yataklann
çoğunun 4-5 yıllık olduğunu. an-
cak 8-9 yıllık tesislerin yenileştiril-
mesi ile standartlara uygun hale
getirilmesi gerektiğini ve yeni yata-
ğa da gerek duyulmayacağmı vur-
guladı.
Antalya Kültür Sanat ve Tu-
rizm Araştırmalan Vakfı (AK-
SET) Başkanı Yusuf Örnek de
"Yeni yatak değil, daha kaliteli
hale getirilecek eski yataklan yük-
sek fiyatla satabilmeliyiz. Bu daha
akıllıca, Türk turizmi için" dedi.
Yörede yatınmlann "engellenme-
tnesi" gerektiğini savunan diğer bazı
partilerin belediye başkan adaylan,
Burdur Gölü'nü kurtarmak için or-
ganize sanayi bölgesine ve havaala-
nı projesine "savaş açan" Armağan
İlci'nin bu tutumunu. "kentin geliş-
mesine engel olmakla" eleştırıyorlar.
Adana'da seçim yağması
İki yıldır ımara açılmaması için
çaba göstenlen Adana'nın Çamlıca
denen yeşil alanlanna. seçim öncesi-
nin tozu dumanı arasında YüreğJr
Belediyesi'nce inşaat ıznı vcnldi.
Seyhan nehri kıyısında. kentin el-
de kalan az sayıdaki "rekreasyon
arazisi" olan Çamlıca, daha önce
Büyükşehir Belediye Başkanı Sela-
hattin Çolak'ın "kurşunlanması pa-
hasuıa" yağmadan kurtanlabılmiş-
ti. Ne var ki şimdi Adana'nın bu gü-
zelim köşesi de "27 Mart gelmeden"
ilçe belediyesinin hışmına uğramış
durumda.
İstanbul'da 'son dakika golü'
Anadolu'nun tarihsel kentlerinde
seçim kampanyası "yıkım sözleriy-
le" sürerken, İstanbul'da da yine
yağmaya dönük "son dakika goüe-
ri" atılıyor.
Önceki hafta Bakırköy Belediye
Meclisi'nde kabul edilen bır imar
planı değışıklığiyle. Yedikule-Yeşil-
köy arasmdakı kı\ı kuş;ığı "turizm
ye ticaret alanı" olarak imara açıldı.
Üstelik, yüksek yoğunlukt? yapılaş-
ma haklan\ la ve Turizm Bakanlığı'-
nın da "isteği" üzerine. Eğer Büyük-
şehir Beledi^esı bu taiana geçit ve-
rirse. son yılların "övünç kaynağı"
olan bir kıy ı düzenlemesı. \ ıne "rant
böjgesi" olarak halka kapatılacak.
İstanbul'da kimi adaylann da se-
çim kazanmak ıçin kentin değerleri-
ni çiğneyen projelerle propaganda
yapmaları sürüyor Örneğın Bey-
kozdakı bır "sosyal demokrat"
dday. Boğazıçikıyısına"kazıklıyol"
sözü verirken. "überal" adaylar da
bir SİT alanı olan bölgedcn mevcut
fabrikalann çıkartılmayacağını söy-
lüyorlar...
Asıl sorun 'ana yüreğinde'
Talanı hedefleycn bütün bu pro-
pagandalar. hıç kuşkusuz en güçiü
dayanaklannı "ana yüreğinden" alı-
yorlar.
Geçenlerde, Başbakan Tansu Çil-
ler'in. İstanbul'un "apartman-kon-
dulu" yasadışı semtlenni dolaşıp,
"ana kalbim bu binalarmızı yıkmaya
engeldir" demesi. ülke düzeydeki
kaçak yapılaşma\ı "oya çevirmek"
isteyenleri de hareketegeçırdi.
Kentlerin doğal zenginliğini ko-
rumak için imar yasağı getirilen böl-
gelerde yaygınlaşan kaçak inşaatlar.
sadece imar suçu değil. aynı anda
olağanüstü çe\re zaran vercn "kent
ve yaşam suçu" nıtelığı de taşıyorlar.
Bu suçu "özendirerek" sağlanacak
oylarla göre\e gelebılecek vönetici-
ler ıse, Türkı>e"nın u>garlıkdeğerle-
ri için en ciddı "çevre sorunumı"
oluşturuyorlar...
Çikolata
sevmek
müzmin
hastalık
LONDRA(AA)-
İngiltere'de ulusal bılim
haftasıdolavısıyla Bnstol
Üniversitesi'nde düzenlenen
•çikoloji' seminennde.
insanlann her zaman şıddetle
arzuladıklan gıda
maddelennin başında
çikolatanın geldiğı \ e
'çikolatakolikliğin' müzmin
bır hastalık olduğu belirtıldi.
150 çikolata düşkününün de
dinleyiciler arasında \er
aldığı seminerde konuşan
Bristol Üniversıtesı'nden Dr.
Peter Barham \ e Dr. Sue
Pringle, bir haftada ortalama
12 parça çikolata yiyen
kişinin bu miktan azaltrnaya
kalktığında bunahma
girdiğini belirttiler.
Bilim adamlan. kadınlann
âdet dönemlerinde, ınsanların
moral bozukluğu veya
bunalımlı zamanlannda
çikolata yemey i şıddetle arzu
ettiklerini kaydettiler.
Çikolata içinde 300'den fazla
kimyasal madde
bulunduğuna dikkat çeken
Dr. Pringle. çikolatadaki
kafeıne benzer theobromine'
adlı maddenin v ücutta
uyancıetkisi bulunduğunu
belirtti.
17. y üzyılda Güney Amerika
ülkelerinde askerlere nöbct
sırasında uvumamalan için
çekirdek kakao çiğnetildiğini
söyleyen Dr. Pringle. ay nca
amfetaminlerle bağlantısı
olan 'phenylethyiamine' adlı
kimyasal maddenin de
çikolata yıyenlerde teskin
edid biretki yarattığını
vurguladı.