08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı. Ozgen Acar • Genel Ya\ ın Koordinatöru: Hikmet Çetinkava • Genel Yayın Danışmanı: Orhan Erinç •Yazıişlen Müdürlen: tbrahim Yıfdız. Dinç Tayanç (Sorumlu),* Haber Merkea Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler Er- gun Bakı • Ekonomi: Abdurrahman Yıldınm • Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yun Haberleri: Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- kadir Yücelman • Düzeltme' Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcısr Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- van No:I25, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7 Hat). Tele\ 42344. Fax- 4195027 •İzmır Termılcisı. Serdar Kızık, H.Zıva Bl\ 1352 S.2 3 TeJ.4411220 Telex: 52359. Fax: 4419117 • Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu Jnönü Cd. 119 S No. 1 Kat: 1. Tel. 3522550-3522601-3522492. Telex- 62155. Fav 35225^0 Muessese Mudünr Erol Erkuf • Koordınatör: Ahmet Konüsan • Muhasetfe. Bûlent Yener • Idare Hüsevin Gürer • Işletme: önder Çelik • Bılgı-tşlenr Nail tnal •Bilgısayar Sıstem: MürûvetÇiler • Reklam Reha Işıtman nr "Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Ya>ıncılîk A Ş Turkıdp Cad 39 41 Cagaiogju34334 tsi PK ^46İstanbu)Tel (0 ;);)512Q5O5(2Ohat)Tele< 22246. Fax (0 212>5İ3K595 25MART1994 İmsak:5.27 Güneş:6.53 Öğle: 13.17 İkındı 16 43 Akşanr 19 28 Yatsı: 20.48 1994turizm sezonu •ANTALYA (AA)- Tunzmciler. 1994 sezonuna girerken.Avrupa Top uluğu'nun (AT] ilk turistik yaptınmz ile İtalyan pazannda karşılaştılar. Italva Mahye Balcanlığı'ııın. ATcışındaki ülk-eleretatile gideceklerıçin pasaport zorunli-iluğu getinnesı.Türk turizncilenni encüşelendırdi. Tunzmciler. bu uygulamanın, biîrokratik işlemlerle uğraşmak istemeyen İtalyan turistler üzerindecavdıncn etki yapacağını veçok sayıda Italyan'ın bu nedenle, Türkiye\egelmekten vazgececeğmi bildirdiler. "Knıl şahin" iade edildi • İSTANBLL(AA)- Türkıyedeyakalandıktan sonra, Hollanda'ya TIR içerisınde sokulmaya çahşılırken ele geçırilen "kızıl şahin" iade edildi. Milli Parklar \e Av Yaban Havatı KorumaMüdürlüğüile Doğal Ha\atı Konıma Demeğı'nın girişimlen sonucu Hollanda'dan uçakla Türkiye'vegetirilen "kıal şahin". Âtatürk Havalimanı KargoGümrüğü'nde, Doğal Hayatı Koruma Oerneği yetkililerine teslim edildi. Hollanda'dan özel kafes içinde getinlen "kızıl şahin". Hollandalı kuş uzmanı Van Leeuman tarafından basın mensuplanna göstenldi. Kanunsuztıcaret vekaçak avcılığın. y ırtıcı kuşlar gibi baa tür kuşlan olumsuz yönde etkilediğine dikkati çeken uzmanlar Türkıye'de son 20 yıldakartal. doğan. şahin gıbıurtıcı kuş türlennin sayısında önemli düşüşler gözlendiğini belıntıler İngiltere'de seks dersi skandalı • LONDRA(AA)- Ingilterede bır ılkokulda, 9 yaşındakı çocuklara cinse] bilgilerdersindeçikolataile oral seks öğretilmesı ülkede infıal yaratl). Leeds kentindeki Highbury ilkokulunda. cinsel bilgiler dersinegırenokul hemşiresinin, "Evlilik dışı cinsel ilışkılen" ışleyen piyeslerde öğrencilere rol verdıği. bu arada çikolata ile oral seks öğrettiği bildirildi. İngiltere Eğıtım Bakanı John Patten. olayla ilgili soruşturma açtırdığını ve rapor kendisine ulaştıktan sonra gerekenin yapılacağını söyledı. İlkokuldakiseks dersinde me> dana gelen olay, ana muhalefetteki Işçi Partisi tarfından da sert biçimde eleştirildi. Türkiyezaman israfında birinci • ANKARA (TJBA)- Türkiye'de bulunan yaklaşık 500 bın kahvehanede. insanlann 1 >ıl boyunca 5 milyarsaati tükettiklen belirlendı. Yapılan araştırmalara göre, Türkive'de insanlar ömürlerinin üçte biri olan 189 bin 800 saatlik zamanı kahvehanelerde. televizyon karşısında. bürokrasi \eya trafıkle uğraşarak kaybediyor Özellikle büyük kentlerde \ aşayan insanlann günün ortalama 2 saatini trafıkte. 4 saatini televizyon başında, 2 saatini de kahvehane gibi oturulacak yerlerde geçırdikleri öne sürülen araştırmada, toplam olarak günde 8 saatın boşa geçtiği belırtıldi. Bermuda'da reklam çekimi • Haber Merkezi - Kom mayolannın buyaz reklam kampanyasında kullanacağı model çekimleri. New York ve Bermuda sahillerinde yapıldı. Aralannda Susan Holmes'un da bulunduğu ünlü mankenlenn yer aldığı çekimierde. 300değişik mayc mod^eri tçullanıldı. 6O'lı yıllann çîzgilerinden esintiler taşıjan mayolarda, parlak renkler ve turuncu egemen. ÇülerBaşbakan olur olmaz, birbürokratkıyımı başlattı. İlkhedef, Merkez Bankası Başkanı Saracoğlu oldu. Onu Kesici ve Vahit Erdem izledi. Bürokrasideyapılan bu değişiklîkler milletvekillerini rahaîsızediyordu. Köşk'egidenmilleîvekillerikonuyu Baba'ya • ^% A • "% A açtılar.Demirel,biryorum i-^f / \ l"^f / \ getirmedi,sadecesordu:Leylekle M 3 1 m I 3 1 m . yılan hikayesigibimi?... ÇİLLER'EKIZTYOR Jansu çıller'ın SiyasetİJomanŞ Nursun Erel Ali Biîse -6- "» j r erkez Ban- l\ /M kası'nın "ka- / 1 /M rizmatik" l \ M başkanı -*• r - M ~ Rüşdü Sara- coğlu için Tansu Çiller"in Baş- bakanlığı "böjük sürpriz"di. Zaten Çiller'le "Bir saniye bik bartşık ol- mamışJardı" Saracoğlu, kimi zaman "telefonlanna bile çık- madığı" Çiller'in "ekonomiden hiç anlamadığı" ınancındaydı. Aslında Saracoğlu, uzun süre önce istifa karan almış, bunu görüşlerine çok değer verdiği Çumhurbaşkanı Turgut Özal'a "aylar önce" açmıştı, ama Özal ona "biraz daha beklemesinin iilke yaranna olacağı"nı tavsiye ettiği için ii- tifa gecıkmişti. Saracoğlu. Çıller'ın DYP Genel Başkanlığı'na seçildiğj gün istifa etmeyi düşündü. ama bu pek zarıf bır davranış olmayacaktı, güvenoyla- masını beklemek piyasalar açısından da daha "jerinde" olurdu. güvenoyunun ardı- ndan Çiller'den randevu istedı ama yanıt alamadı. Saracoğlu'na inceleme Başbakandan bir türlü ran- devu alamayan Merkez Ban- kası Başkanı, SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönü'ye durumu "arz efti". İstifa dilekcesini Başbakanlığa gönderecekti. İnönü, Saracoğlu'nun ka- rannı Çiller'e aktardı. Başbakan 'istifa edeceği" haberini alınca. Saracoğlu hakkında "Merkez Bankası 1 - nın vakfında usulsûzlüğe sebe- biyet vermek" nedeni\ le "nay- lon bir inceleme" başlattı. O günlerde Başbakanlık Müsteşar Vekilliği'ne getinlen Yücel Edil, Saracoğlu ile ilgili soruşturmayıgazetecilere"bal- landıra ballandıra" anlatıyor ve ilaye ediyordu: " Özel yaşamı da ilginç... Çok çapkın ve içkici... Bakalım ne kadar direnebilecek?" Saracoğlu. Çumhurbaşkanı Demirel'le de görüştükten sonra istifasını tam 6 yıl önce Merkez Bankasfna Başkan olduğu günün yıldönümünde ( 30 temmuz) kamuoyuna açı- kladı. Çüler'le olan "uzlaş- mazlığa" şöyle açıkhk getiri- \ordu: Kesici gidiyor u BLz para basılarak enflas- yonun geriletileme> eceğine inanıyonız... O ise para basıla- rak enflasyonun geriletiIebUe- ceğine inanıvor... AyTica faizle- ri suni olarak düşürmek istiyor, enflasyon düşmeden faizleri dü- şünneye kalkmak çılgınlıktır." Çiller, Saracoğlu'nun isti- fasından sonra "rahat bir nefes' "Saracoğlu ile mücadele etmek kola\ de- ğildi, üstelik adamın gazetecilerden, Çanka- ya'ya, dünya pi> asalarından İstanbuPa. iş çevTelerine IMFye , Dünya Bankasfna de- ğin bir sürii ahbabı vardı.". Sıra DPT've gelmişti... Çiller. bir süre bekledi ama Kesici'nin "istifaya niyeti ol- madığuıı" fark edince. "çok sıcak bir tem- muz günü" DPT Müsteşan'nı konutuna çağırdı: -İlhan, ben kendi kadromu kurmak is- tiyorum. sen ise zaten politikayla ilgilisin. düşüncen nedir? Şöyle bir öneriye ne dersin. Seni Paris, Cenevre veya Nevv-York'a tayin etsek? Kesici. Çiller'in önerisini kabul etmedi... Aynı günün "akşamı". hem DPT Müsteşar- lığından hem de "devlet memuriyetinden istifa ettiği"ne ilişkin dilekçeyi Başbakanlı- ğa gönderdi. Demırel'e de kızmıştı. -0>le Çankaya'ya giderken "dönüp de ar- kama bakmam" demek \ ar mı_\ dı? DYP'nin bunca > ıl bir sürü mücadeleden geçmiş deve ^dişi gibi adamlan bu kadın tarafından çerez "gibi bir bir yenilip yutulacak mıydı? İlhan Kesici. Demirel'in "Devlet Denetle- me Kurulu Başkanlığı" önerisini de kabul et- memiş, "gemileri yakmak" için de memu- riyetten istifa etmişti. çünkü 657'\e göre "me- muriyetten istifa edilmesi durumunda devlete geri dönebilmek 6 ay süreyle mümkün olamı- yordu". Sıra Vahit Erdem'de Çiller o sabah saçlannı eve Ankara Oteli'- nden getirtilen berbere taratırken aynadaki yüzüne gülümsedi. kafasından şunlan geçi- riyordu:" Nasıünış Başbakan olmak? Kong- rede o lafı boşuna mı söyledim ben? Korksun- lar benden... Sıra Vahit Erdem'egeldi şimdi... Yalçın'ı (Bürçak) müsteşar yapan kararna- Kurduğu hükümette, kendisine rakip olabilecek hiçbir güçlü isme yer vermeyen Tansu Çiller, benzer bir tavrı bürokrat kıyımında da gösteriyordu. Kendi deyimiyle, 'cumhuriyet tarihinin en iddialı başbakam' olacakti. 'aldı... meyi hazırlattun...Ö/er de öyle istedi... Allah vere de bu sefer de basında fazla güriiltü kop- masa..." Berber Çiller'in aslında "sık dalgalı" olan saçlanna fön çekerken biraz çekinerek sor- du: -Efendim boya zamanınız çoktan geldi, beyazlannız çok çıkmış.vakit ayırabilecek misiniz? Çiller gülümseyerek "bakaru" dedi. elleri- ni yüzünde dolaştınrken aynadaki görüntü- süyle diyalogunu sürdüriiyordu: " Ya Arnavutköylü kızlar kimbilir nasıl ku- duruyorlardır şimdi? Yok 1942 doğumluy- muşum da yalan söylüyormuşum... Ne yapa- lım? Kısmet... ABD'de o post doktora programına katılabil- mek için yaş sınırlaması \ardı. 1946 yaptık biz de... Ben bunu genç görünmek için değil, programa katılmak için yaptım. ama işime yaramadı değil... Genç Başbakan lafları hoşuma gidiyor... Bu kadınlar birbirlerini hiç çekemezler za- ten... Duyu> orum bir de estetik dedikodusu çıkarmışlar şimdi de... Bunlar hep Lale'nin başının altından çıkıyor zaten. Brezilya'yı, doktorun adını fi- lan sağda solda anlatıyor- muş". Berber işını bıtırmiştı... Çe- kildı... Çiller, "acil" kodu\la sınıllandırttığı evraklan o sa- bah "eve" getirtmışti. gözlü- ğünu taktı. en üstte duran "imza dosyasının" kapağını açtı. Savunma Sanayii Müste- şarlığı'ndan Vahit Erdem'ın alınması. yerine Yalçın Bur- çak'ın atanmasına ilişkin olanını sıyah mürekkepli dol- makalemiyle ımzaladı... Yılanla leylek Bir öncekı dönemde Çiller'- lc "geçinememiş" ne kadar bürokrat varsa tek tek görev- den alını\ordu. Çumhurbaş- kanı Demirel ise önüne gelen bütün kararnamelen "karşı çıkmadan" imzalıyordu. DYP'den bırgrupmılletve- kili Köşk'e "tebrik" zıyaretıne gelmışlerdı. konuyu Cumhur- başkanına açtılar: -Sayın Cumhurbaşkanım... Partinin başından siz gittikten sonra her şey alt üst oldu. Gö- rüyorsunuz bizım bugüne ka- dar gözünün ıçıne baktığımız, canımız cığerimız dediğimiz arkadaşlan hovratça savurup atıyor Çiller... Demirel, bu sözlere yorum getırmedi. milletvekilleri üste- lediler: "-Görmüyor musunuz efen- dim? Partinin jeni lideri kendi evlatlannı yemeye başladı.." Demirel dayanamadı, "Yani leylekle yılan hikayesin- deki gibi mi" dıye sordu. "Babanın" da "Çiller'e sinirli" olduğu gözden kaçmıyordu. Milletvekilleri Köşk'ten aynldılar...DYP kulislerinde Demırere atfedılerek şu hika- ye anlatılmava başlandı: "-Baba, Çiller'e çok kızıyor. .Hatta onu yılana benzetiyor. Hani şu ley lekle > ılan hikayesi var ya... Leylek havada uçar- ken yerde bir yılan gördü mü hızla pike yapar, yılanı gagası- na yerleştirirmiş... Sonra yük- selir. yükselir. ta göklerin tepe- sinden yılanı bırakı>erirmiş... Yılan o kadar yüksekten dü- şünce, omurgası parçalamr, ölürmüş..." -Yahu ne ılaisi var bunun Çiller'le 1 " Dur canım daha bitmedi... Leylek yere düşen yılanı alır, yavrulanna yem diye götü- rürmüş... Ama bazen yılan kazara canlı kalırmış. ymaya konurica leyleğin yatnı- larmı sokup öldürdüğü de olurmuş..." -Peki burada leylek kım yılan kım? " Canım onu da sen bul artık... Çiller'i "yıl- Demirerin yüan-leylek hikayesi... aba'nın dilinden düşmeyen 'yılanla leylek' hikayesi şuydu: Leylek havada uçarken yerde bir yılan gördü mü hızla pike yapar, yılanı gagasına yerleştirirmiş... Sonra yükselir, yükselir, ta göklerin tepesinden yılanı bırakıverirmiş... Yılan o kadar yüksekten düşünce, omurgası parçalamr, ölürmüş. Leylek yere düşen yılanı alır, yavrulanna yem diye götürürmüş. Ama bazen yılan kazara canlı kalırmış ve yuvaya konunca leyleğin yavrularını sokup öldürürmüş... dız yapacağım diye y ukanlara kim çıkart - tı?"" Başbakan Tansu Çiller. kendi deyişiyle "cumhuriyet tarihinin en iddialı başbakam" olacaktı. ama "terslikler " yakasmı bı- rakmıyordu. O gün Başbakanhk'taki çah- şma odasında bunu düşünürken MİT'ten bir haber iletildi: "PKK, furizmi baltalamak amacıyla kıyı kentlerinde ve turistik kasabalarda provo- kasyoniara girişecek, bombalar patlata- cak." Çiller bu haberi alınca, İçişlen Bakanlığa Müsteşan Fahri Öztürk'ü ^nakamına" ça- ğırttı... Öztürk saat 14.00'te makamdaydı. Başbakan'ın yanına kabul edildi: "Buyrun Sayın Başbakanım, beni emret- mişsiniz." Başbakan. müsteşann "hatınnı" bile sor- madan; - Bana bugün bir bilgi intikal etti... PKK baskınlar yapacakmış... Siz buna karşı ted- bir aldınız mı? Müsteşar sorguya çekiliyor Müsteşar Öztürk, sakin bir sesle yanıt verdi: "Antalya ve Muğla illerinde turistlerin yo- ğun bulunduğu konaklama tesislerine PKK militanlarmca bomba konulacağına ilişkin istihbarat bize 27 Mayts 1993 günü sabahı intikal etmiş ve gerekli tüm tedbirlerin alı- nması için sadece bu iki ilin >aliliğine değil, 76 ilin v aliliğine aynı gün şifre telsi/le talimat >erilmiştir Sayın Başbakanım." Çiller ise işjeri "çok sıkı tutmak" istiyor- du... Aynca Ozer Çiller de yaptığı temaslar sonucunda. "M/T başta olmak üzere, emni- yet teşkilatına kendi adamlanmızı koy- mamız lazun" dememiş miydi? Müsteşar Öztürk e "Siz burada bir dakika bekleyin" diyerek "arka oda"ya geçti... Sekreterlerine talimat verdi: "Bana Fethiye Kavmakamı'nı bağ- layın..." Kaymakam bulunmuştu... Genç kayma- kam titrek bir sesle konuştu: - Emrediniz Sayın Başbakan? "Yavrum, sana bir şey sormak istiyo- rum... PKK'nın bombalı baskınlar yapacağı- ndan haberiniz var mı?" - Böyle bir bilgi bize intikal etmedi Sayın Başbakanım... "Anladun ya\Tum, sağol..." Çiller yeniden Fahri Oztürk'ün bulundu- ğu odava geçtiğinde "hiddetle" bağırdı: - Bana tedbir aldık diyorsunuz, tedbir fa- lanalınmamış... Siz beni aldatabileceğınizı mi sanıyorsu- nuz? "Estağfurullah Sayın Başbakanım..." - İşte Fethiye Kaymakamı ile konuştum şimdi, "Böyle bir ihbar geldi mi size" diye sordum, adamın haberi bile yok... Hani her >ere bilgi vermiştıniz? "Sayın Başbakanım, biz İçişleri Bakanlığı olarak \alilere gerekli uyarüan yaptık, İstih- barat Daire Başkanlığı'ndan bir timi Muğla ve Antalya "ya gönderdik. Emniyet müdürle- ri ile bizzat telefonla göriiştüm... Esasen İçiş- leri Bakanlığı yazışma ve görüşmeleri vali- lerle yapar, zira ilin emniyet ve asayişinden valiler sorumludur... Bu gibi talimatların kaymakamlara ilerilmesi ise, ondan sonraki aşamada valilere ait bir sorumluluktur." Ancak Çiller, müsteşan doğru dürüst dinlemedi bile. hiddetinden ne yapacağını şaşırmıştı. şöyle dedi: - Çıkabilirsiniz... 'YıkıJ karşımdan' lafı "Başbakan'ın İçişleri Müsteşan'nı nasıl test ettiği, söy ledikleri doğru çıkmadığında ise nasd "yıkıl karşımdan' diye azarladığı" o gün Başbakanlık koridorîannda "günün konusu" olmuştu... Yücel Edil, bir grup bü- rokrata bu olayı anlatarak "gözdağı ver- mek" istemiş. "Aman başbakana böyle bir açığımz olmasın, aksi halde "yıkd karşı- mdan' denen siz olursunuz" demişti. Oysa Öztürk, bu iddiayı, "Bana yıkıl kar- şımdan lafını babam bile söyleyemez, değil ki başbakan söylesin. Böyle bir durumda ge- rekli cevabı vereceğimi nerkes bilirdi" diye kesin bir dille reddediyordu. Başbakan Çiller'in, "Türk bürokrasi lite- ratüriine geçen" bu tutumu aslında "hiyerar- şiyi bilmemekten". karşısındaki İçişleri Ba- kanlığı Müsteşan bile olsa "talebesi gibi gö- riip, "doğru söşlüyor mu' diye sınavdan ge- çirmek istemesinden" kaynaklanmıştı. Başbakan Tansu Çiller. İçişleri Ba- kanlığı'nın hiverarşik düzeyde "kaymakam- lan değil, valileri muhatap aldığını" aklına bile aetirmemişti. Lale Aytaman aranıyor İçişleri Bakanlığı Müsteşan Fahri Öz- türk. Başbakan Çiller'den aynlıp bakanlı- ktaki makamına döndükten sonra Muğla Valisi Lale Aytaman ı telefonla aradı: "Sayın V ali... 67 ilin valilerine 27.6.1993 günü gectiğimi/ şifre istihbaratını aldınız mı? PKK'nın turistik konaklama tesislerine bomba koyacağına ilişkin bilgiler taşıy an is- tihbaratır - Aldık efendim. niçin sordunuz? "Peki, aldığınız bu emri ne yaptınız?" - Duruyor efendim. "Kaymakamlıklara geçmediniz mi?" - Geçmedik efendim. "Neden geçmediniz Lale Hanım? Önemi- ni fark etmediniz mi bu bilginin?" - Efendim, panik olmasın ıstedık... Eğer kaymakamlıklara geçsek. panik doğabilir- di... Bu tunzm mevsiminde böyle bir duru- ma sebebiyet vermek istemedik. "Anlaşdidı hanımefendi..." Lale Aytaman'ın "kaymakamlıklara ge- çilmesi" için bakanlıktan gelen ıstihbaratı ''panik olur" diye "çekmecesinde tutmaşı". İçişleri Bakanhğı Müsteşan Fahn Öz- türk'ü müsteşarlıktan etti. Başbakan Çiller, Öztürk'ü görevden alan karamameyi "derhal"hazırlattırarak Köşke gönderdi... "Onunına düşkünlüğü" ile tanınan Öztürk ise "karamamenin onay- lanmasmı beklemeden" görevınden istifa etti... Çiller'in "sözüne güvenmeyip test etti- ği" Fahn Öztürk, Çumhurbaşkanı Süley- man Demirel tarafından Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı'na getinlerek "taltiF' edildi. Yarın: özal gibi Basbakan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle