25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet70. YILSAvı 25001 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N 20MART1994PAZM Hastalanndahaklanvardır...Tıp hizmeti ve eğitimindeki yetersiz denetimin,sistemin bozulmasma ve haklann yaşanabilmesine engel olduğu bildiriliyor.Çeşitli sorunlarla dolu olan sağbk sistemi, temel gereksinimleri karşılayamadığından hasta haklanndan söz etmek kimine göre bu aşamada "lüks"olarak değerlendiriliyor. SERAPDÎKMEN fZMÎR - Türkiye'de sağlık siste- mindeki düzensizîiklerin, hasta ve doktorlann haklannı aramasına ve sonımluluklannı uygulamasına en- gel olduğu belirtiliyor. Hasta ve doktorlann, haklannı alma yolun- da birlikte hareket etmesi gerektiği. aksi halde sistemden doğan kargaşa nedeniyle hastayla doktor ve sağlık personelinin karşı karşıya gelmesi- nin süreceği vurgulanıyor. Tıp hiz- meti ve eğitimindeki yetersiz deneti- min. sistemin bozulmasına ve hak- lann yaşanabilmesine engel olduğu bildiriliyor. Çeşitli sonınlarla dolu olan sağlık sistemi, temel gereksinımleri karşı- layamadığından hasta haklanndan söz etmek kimine göre bu aşamada "lüks" olarak değerlendiriliyor. An- cak bu genel duruma karşı çıkan uz- manlar da var. Uzmanlar evrensel ölcekte "hasta haklan"nın önemine dikkat çekerken, hasta haklannın geri plana atıldığı bu ortamda, hasta çıkarlannı koruyan tek uluslararası kuruluşun Dünya Hekimler Birüği olduğunu bildiriyorlar. Dünya Sağlık örgütü'nde, örgüt bütçesinin BM'ye üye hükümetlerce oluşturul- ması nedeniyle politik etkilenmele- rin yaşandıği vurgulanıyor. Hasta haklan konusunu incele- yen ve bu yönde çalışmalar yapan Doç. Dr. Levent Köstem önce sağlık sistemindeki sorunlan sergiliyor. Gelişmiş ülkelerde, hasta haklannı, hastalarca kurulmuş "Hasta Der- nekleri"nin savunduğunu. Tü'r- kiye'de ise bu haklan korumada ki- min önderlik ettiği sorusunun ya- nıtsız kaldığını belirten Doç Dr, Le- vent Köstem, "Bu önderliği, sağlık sistemi bir türlü belirlenememiş bir iilkede, Sağlık Bakanlığı mı. hukuk sistemi mi, hasta dernekleri mi, sağlık meslek odaları mı, sendikalar mı yoksa tabip odaları mı yapıyor? Ülkemizde yeni yeni gündeme gelen hasta haklannı, gündeme getirenlere baktığımızda doktorlan ön planda görüyoruz'" dedi. Hasta-hekim karşı karşıya Hastayla doktorun hak ve so- rumluluklannın bilinmemesi nede- niyle, sağlık sisteminin bozuk oldu- ğu Türkiye'de, bu iki grubun karşı karşıya geldiğini belinen Köstem, "Bunlar bilindiği takdirde, bu iki grup arasındaki mücadele, dayantş- maya gider" dedi. Doç. Dr. Köstem. Dünya Hekim- ler BirliğTnin, "Mesleki Bağlılık Ye- mini, Hekimlik Ahlakı Uluslararası Yasası, Bütün Llusal Bakım Sistem- leri tçin Sağlık Bakımı Sumılma- sında 12 İlke. Tutukluluk ve Hapis Sırasuıdaki İşkence ve Öteki Zalim- ce, tnsanlıkdışı ya da Aşağıla»ıcı İs- lem ve Cezalara İlişkin Olarak Tıp Doktorlan İçin Klavuz, Hasta Hak- lan" gibi bildirgeler yayımlayarak. hasta ve hekim haklannı savundu- ğunu belirtti. Levent Köstem, hasta ve hekim- lerin kendi haklan konusunda is- temlerini de şöyle sıraladı: "Hastalar, saygı görmek, özgûrce hekimini seçmek. hastalığrvla ilgili olarak veterli ve doyurucu bilgi al- mak istiyor. Sağlık kurumlarında kendine veterli süre aynlmasını, ko- layca ulaşabileceği, temiz ve çağdaş sağlık tesisleri, sağlık kurumlarında saatlerce poliklinik sırası rutmamayı Bahkneslini tüketiyoruzHaber Merkezi- Başta İstanbul olmak üzere, Türkiyeartık. bazı ba- hk türlerini ithal malı olarak yiyebi- liyor. Uskumru bunlar arasında. Bir zamanlar adeta ekmek niyetine ye- nen. en ucuz bahk türü olan pala- mut tezgahlardan çekilmiş gibi. Kalkan ancak astronomik fıyatıyla gazetelere haber konusu olabiliyor. Bu durum Türkiye'ye özgü değil. Dünya nüfusu antıkça deniz ürün- lerine yönelim giderek yoğunlaşı- yor. Yoğunlaşma denizleri ürün yö- nünden fakirleştirdikçe de avlanma yaygınlaşıyor ve bu da zor bir ikilem yaratıyor: Açlığa karşı bahk yensin, bahk tükenince ne yapılsın? Bir zamanlar yalnızca yerleşim alanlan yakınlanndaki kıyılarda av- lanmak yetip artarken şimdi balık- çılık tüm deniz alanlanna yayılmış bulunuyor. Dünya nüfusu arttıkça bahk daha çok avlanıyor. Artık açık denizler de av alanı haline geldi. Birçok balık türü ortadan kalktı. Bazılan ise yan yanya, hatta daha düşük düzeylerde azalmış bulunuyor. Buna karşı alınacak önlem konusunda ise anlaşma sağlanamıyor. Bunun sonucu olarak bazı deniz ürünleri tümüyle yok olmuş durum- da. Bazılanysa yan yanya, hatta daha düşük düzeylerde azalmış bu- lunuyor. Buna karşı alınacak önlem konusunda ise anlaşma sağlanamı- yor. Dünyada yetersiz beslenenlerin sayısı yıldan yıla artarken, açlıktan ölüm rekoru da her >ıl yenileni>or. Dünya nüfusunun beslenmesinde deniz kaynaklannın önemi dikkate alınırsa sonucun nereye varabilece- ğini kestirmek güç olmasa gerek. Bu korkutucu çizgiye doğru nasıl koşulduğunu Amerika dış ılişkiler konseyi kıdemli üyelerinden Jessica Mathevvs, Washington Post'ta ya- yımlanan bir yazısında sayılar vere- rek. karşı karşıya bulunan zorlukla- n ve gerçekleri teker teker sayarak özetle şöyle dile getirivor."Gelecek hafta Birleşmiş Milletîer'e üye dev- letler toplanarak küresel çevre so- runlannı tartışacak. Görüşmelerin bilimsel saptamalar, soyut öneriler ve genellemeler çerçevesinde geçme- sini engellemek için, üye devletler somut yaklaşımlan tercih ediyor. Bugüne dek başlatılan çevresel gö- rüşmelerden bir sonuç alınamama- sı, kuzey-güney kutuplaşmasından doğan görüş farklılıklanndan çok. dünya üzerindeki devletlerin uzağı görememeleri ve açgözlülüğüne bağlanıyor. Çevresel krize yol açan olgular- dan en önemlisi bahk avlama saha- lannın balıkçılar tarafından düşün- cesizce tüketilmesi. 17 avlanma sa- hasının 13 tanesinde bahk tüken- mek üzere. Geriye kalan 4 tanesi de tehlike sinyalleri veriyor. 1989 yılından bu yana dünya balık- çılığı bir düşüş yaşıyor. Bu tarihten çok önce başlayan düşüş. eskiden yenmeyen. ancak değerli balıklann ortadan kaybolması ile avlanmaya başlanan köpek balığı gibi balıklar- la telafi ediliyordu. Bahk avcıhğında kullanılan yeni yöntem ve tekniklere karşın, Atlas Okyanusu'nda bulunan 12 balık tü- rünün 9'unun nesli neredeyse tüken- mek üzere. Tükenmekte olan balık türlerinin başında morina, mezgit \e dilbahğı geliyor. Midye ve istiridye avcılığı ise yan yanya azalmış du- rumda. Büyük Okyanus'ta somon balığı yok edilmiş. Meksika Kör- fezi'nde de durum farklı değil. Balıkçılığın giderek tarihe kanştı- ğı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun en çarpıcı örneği ÂBD'nın Massachu- setts eyaletınde Georges kıyılannda yaşandı. Dünyada balık avcıhğının en zengin olduğu bölgelerden bıri olan bu kıyılarda bugün balık he- men hemen hiç kalmadı. Yanlış yö- netim ve bilim adamlannın uyan- lannın dikkate alınmaması, baükçı- lığınölmesineyolaçtı. Dünya nüfusunun yılda yüzde 1. 75'lik bir hızla artması sonucunda bugün 800 mılyon kişıde beslenme bozukluğu görülüyor. Dünvadaki hayvansal protein stoğunun korun- ması bu vahim tablo karşısında bü- yük önem kazanıyor. Hayvansal protein stoğu olarak balık neslinin korunması, uluslara- rası arenada acil önlem alınmasını gerektiriyor. Dolayısıyla Birleşmiş Milletîer'e bu bağlamda büyük gö- revler düşüyor. Uye devletler BM çerçevesinde alınan kararlara uy- makla kalmayıp. avlandıklan böl- genin ekosistemini de korumak zo- nında. Balık avlama yöntemlerinin yanlış seçimi. çevrede yaşayan kuş- lann. deniz memelilerinin. eti yen- meyen balıklann neslini tehlikeye düşürijyor." Adana'nın Çamlıcası seçim kurbanı oldu ADANA (Cumhuriyet Güney İUe- ri Bürosu) - Adana'nın "akciğeri" olarak tanımlanan 130 dönümlük Çamiıca'ya. "seçim gürültüsü" de- vam ederken imar verildiği ve bölge- nin yeşil alan olmaktan çıkanldığı öne sürüldü. Yeşil alan üzerinde villa yapımına olanak veren değişiklik üzerine Adana Valiliği ile Anakent Belediyesi'nin ayn ayn sonışturma açtığı bildirildi. Yüreğir Belediye Başkan Vekili Nevzat Bideratan, "BÎz yapttğumzın yasal olduğuna inamyoruz ama, bize yasal olarak 'dur' denildiğinde yanlışlığa girmeyiz" dedi. İki yıldan bu yana "İmar verildi mi, verilmedi mi" tartışmasına konu edi- len Yüreğir ilçesi sınırlanndaki Köp- riilü Mahallesi 198 pafta 1205 ada 4 no'lu parseldeki arsanın geleceği he- nüz netleşmedı. Bir ay kadar önce "Tekrar imar mı verüiyor" tar- tışmasıyla gündeme gelen, ancak ye- rel seçim havasına girildiği için üze- rinde fazlaca durulmayan Çamlıca'- yla ilgili olarak her türlü ifraz ve par- selasyon işleminin tamamlandığı. Yüreğir Belediye Encümeni'nden geçtiği ve askıya çıkanldığı öğrenildi. îddiava göre. oluşturulan imar ada- lan da Yüreğir Tapu Müdürlüğü kayıtlanna tescil edildi. Çamlıca'daki arsayla ilgili olarak biri Adana Valiliği, diğeri de Ana- kent Belediyesi tarafından olmak üzere iki ayn soruşturma başlatıldı. Anakent Belediyesi'nce yürütülen soruşturma nedeniyle Yüreğir Bele- diye Encümeni ve Meclisi tarafından Çamlıca konusunda yapılan her tür- lü işlem ve belge incelenmeye baş- landı. Yüreğir Belediyesi Hukuk İşleri Müdürii Ali Aydoğan'ın yapı- lan işlemlerle ilgili mütalaasının da yer aldığı dosya, halen Anakent Be- lediyesi Genel Sekreteri Şafak Eren ve Imardan Sorumlu Sekreter Yar- dıması Nilgün Serin tarafından in- celeniyor. Vali Parmaksız'ın talimatı üzerine Bayındırlık Müdür Mua\ini Hasret Yapıcı başkanhğındaki üç kişilik bir heyet de Yüreğir Belediyesi'ne gide- rek Çamlıca konusunda yapılan her türlü işlem ve belgeyi incelemeye aldı. Büv iik > arışın Günvş Amerika'da > apılacak finallerinde bu \ ıl 2 bayan yanşmacı da yer alacak. Gözlerini şampiyonluğa diken bayan yarışmacı- lar İstanbul'da y apılan seçimlerde başarı göstererek büyük macerada başarılı olacaklarını kanıtladılar. Camel-Trophydekudınkokusıı ARİFKIZILYALIN Büyoik macera için geriye sayım başladı... Bu yıl ilk kez üç ülkede birden; Arjantin-Paraguay-Şili'de gerçekleşecek Camel-Trophy'ye 1 aydan az bir süre kalan ülkeler son hazırlıklannı yapıyorlar. 16 ni- sandaki start öncesi 18 yanşmacı ülkenin tek hedefı bu zorlu ma- cerayı bitirebilmek.. Arjantin-Paraguay-Şili'deki bü- yük maceranın son provası geçen hafta şonu İstanbul'da gerçekleşti- rildi.. İlk kez uluslararası seçmelere ev sahipliği yapan Türkiye, trophy heyecanına ortak olurken, 18 ülke- • 15. yıhna giren Camel-Trophy, bu yıl oldukça geniş bir katılımla gerçekleştirilecek. Bu zorlu macerada ilk kez iki bayan yanşmacı ülkelerini temsil edecek. Sporun her dalında kendini gösteren bayanlann, erkeklerin bile 'katılmakta tereddüt ettiği' Camel-Trophy'ye el atması bu zorlu yanşa yeni bir hava getirecek. den 64 sporcu. fınalist olmak için büyük bir çaba harcadı. 6-12 man günleri arasındaki seçmelerde spor- cular zorlu etaplarda mûcadele etti- ler. Liderlik, dayanıklılık. mekanik bilgisi, vinçleme, dört çeker araç kullanımı, fizik kondüsyon ve yön bulmada bırbirleriyleyanşan aday- lar zaman zaman büyük tehlikeler de yaşadılar. Bilezikçi ÇiftliğTnde oluşturulan özel etaplarda gece gündüz demeden mûcadele eden 18 ülke sporcusu arasında Türkive ile birlikte Amerika ve İspanya ta- kımlan gösterdiklen üstün perfor- mansla şimdiden şampıvonluk için favori ülkeler arasında gösterilme- ye başladılar. Camel-Trophy'nin Güney Ame- rika'daki fınaİlennde bu yıl 2 bayan yanşmacı da yer alacak. İstanbuF- daki seçmelerde mûcadele eden Haluk Gözlükçü, Selim Kemahlı, Doğan Akçora ve Kemal Merkit gösterdikleri üstün performansla elemelerin en iyi ekibi arasında gös- terildiler. Bir haftalık zorlu mücadelede Doğan Akçora ve Kemal Merkit fi- nal hakkını elde ettı.. 33 yaşındaki Akçora'nın basketbolda. Merkit'in ise Windsurf şampiyonluklan bu- lunuyor. Bilim adamlan. eskimo köpeklerinin turistlere gösteri > apmak amacıyia Kanada'ya götüriilmesinden sonra üstlerinin adeta öksüz kaldığını belirtiyor. Eskimo köpekleriartıkgösteriyapacak Antarktika'nın meşhur eskimo köpekleri geçen hafta İngiltere'ye getirildi. Bundan 50 yıl önce Antarktika'da yapıTan araştırmalarda kullanılmak üzere Labrador'dan getirilen kızak köpekleri, araştıımalann sona ermesiyle işlevlerini tamamalamış oldular. Bu köpeklerin hiçbiri bugüne kadar yeşil bitki. hatta çocuk bile görmedi. Antarktika'dan yola çıkanlan köpekler. Falkland adalan üzerinden uzun bir yolculukla İngiltere'ye getirildi. Ancak 20 saatlik yolculuğun sonunda yorgunluktan ayakta duramayacak durumda olmalan beklenilen THEGUARDIAN köpekler. herhangi biryorgunluk belirtisi göstermediler Köpeklerin bakıcısı John Sweeney, "Köpeklerin değişen doğa koşullanna bu kadar çabuk uyum göstermeleri şaşırtıcı"diye konuşuyor Köpekler birkaç gün dinlendikten sonra tekrar yola çıkacak ve Kanada'da Hudson Körfezi kıyılanndaki turistik bölgeye gönderilecek. Turistlerin yoğun olarak bulunduğu bu bölgede, eskimo köpeğinin nesli yıllar önce tükendi. Turistlere gösteri yapmak amaayla bölgeye getirilen eskimo köpekleri, kızak çekmekte kullanılacak. bekliyor. Günlerce ve aylarca hasta- neye yatmaya, ameliyat sırası bekle- meye tahamülü >ok. Sağlığıyla ilgili tüm yeni teknolojilerin kullamlması- nı, hekimivle arasına parasal konuia- rın girmemesini. bilimsel düşünceli hekim istiyor. Hekimier de hastasma veterli süre ayırmak, insanlann dini ve siy asi görûşlerine, insan haklanmı saygılı davranmak, hastasının kendi- sine saygılı davranmasını ve hastala- nn istemleri arasında saydığımız tün kalemlerin gercekleşmesini istiyor." Çatışma hastamn aleyhine Türkiye'de. devletin sağlık konu- sunda finansman ve örgütlenme açı- sından görevinı yeterince yapma- ması sonucu hasta ve hekimin karşı karşıya geldiğini vurgulayan Kös- tem, bu olaydan çoğunlukla hasta- lann zararlı çıktığını belirtti. Devle- tin, sağlık hizmetlerinin aksamala- nndan sorumlu olduğunu vurguia- yan Köstem. şu görüşleri dile getir- di: "Devlet, hastalann elde edemedigi haklardan da sorumludur ve sağlric sistemini, hasta haklannı koruyacak biçimde düzenlemek zorundadır. Türkiye'de devlet, hastalann kendi- leri. hekimlerle sağlık personelimn hem kendileri hem de hüstaları için is- tedikleri düzenlemeleri vıllardır bir. rürlü yerine getirmivor. Bu durum, hastayla sağlık personelini karşı kar- şıya bırakıyor. Tabii ki sağlık perso- nelinin içerisinde de suçlular. hasta haklarına dikkat etmeyen çalışanlar vardır; olmaması olanaksızdır. An- cak bunlarla ilgili vasal düzenlemeler ve önlemleri de devlet almak zorun- dadır." Köstem, tıp alanındaki hizmette ve eğitimde bir denetimsizlik yaşan- dığını vurguladı Eğitimde denetim- sizliğın dev letın en büy ük suçu oldu- ğunu önc süren Köstem. "Başı boş biçimde, eğitim seviyelcri düşük tıp fakülteleri açmak büyük sorumsuz- luktur. Hasta hakları açısından, iyi eğitim veremeven tıp fakültelerinin açılması ve mezunivet sonrası eğiti- min olmaması en önemli sonındur" dedi. Tabip odalannın. hekimlerin öz- lük haklannın yanı sıra hasta hakla- n ile de ilgilenmeleri gerektığini be- lirten Köstem. bu kuruluşlann sağ- lık sistemınde. tabiplenn hata yap- malannı kolaylaştıracak. buna yol açacak ortamlann bulunduğu. bu ortamın hasta haklan açısından ol- dukça kötü sonuçlar yarattığını ka- muovuna duNurmasını istedi. Hasta haklan Dünva Hekimler Birhğı'nın. Has- ta Haklannı Içeren Libzon Bildirge- sı şu hükümieri içeriyor: • Hastanın hekimini özgürce seç- me hakkı vardır. • Hastanın dışandan herhangi bir kanşma olmadan klınik ve ahla- ki yargılara özgürce varabilen bir hekim tarafından bakılmaya hakkı vardır. • Hastanın. veterli bilgileri aldık- tan sonra tedaviyi kabul etmeye ya da yadsımaya hakkı vardır. • Hastanın. kendisi>le ilgili tıbbi ve kişiscl bilgilerin gızliliğine gere- ken saygıyı göstermesmi hekimden beklemeye hakkı vardır. • Hastanın. saygın bir şekilde öl- meye hakkı vardır. • Hastanın. uygun bir dine bağlı bir dın adamının yardımı da içinde olmak üzere. ruhsal ve ahlaki teselli- yi istemeye ya da vadsımaya hakkı vardır. Yatağan radyasyona mahkum ÖZCANÖZGÜR MUĞLA - Yatağan Termik Sant- ralı İşletme Müdürü .Mehmet Hoşoğ- lu, Aydm Bölge ldare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma karannın du- ruşmalı alınmadığını belirterek "Mah- kemenüı karan tek taraflı alınmtş bir karar. Bu karar uygulanmayabHir" dedi Mahkemenin yürütmeyi durdurma karannı almasına neden olan davayı açan avukatlar için 'hukuk eşkıyalafi' tanımlamasında bulunan Yatağan Termik Santralı tşletme Müdürü Mehmet Hoşoğlu, karann tek taraflı ve tartışılabilir olduğunu savunarak şunlan söyledi: "Santralın çalışma. işletme ve deşarj izni var. Evsel atık istasyonu devrede. Atık sular kül dağına gidiyor. Gayri sıhhi müesseseler ruhsatı ve emisyon iz- ni için başvnnı yaptık. Desâlfirizasyon sistemi ihale edildi. Mahkeme duruş- malı yapılsaydı. kendimi/i savunurduk. Ne duruşma vapıldı, ne de bilirkişjye başvuruldu. Yerinde incelcme de yapıl- madı. Üstelik ilk karan veren mahkeme ile ikinci karan veren üst mahkemenin başkanları aynı kişi. Bu karar elbette tartışılır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle