Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet70. YILSAvı 25001 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N 20MART1994PAZM
Hastalanndahaklanvardır...Tıp hizmeti ve eğitimindeki yetersiz denetimin,sistemin bozulmasma ve haklann yaşanabilmesine engel olduğu bildiriliyor.Çeşitli sorunlarla dolu
olan sağbk sistemi, temel gereksinimleri karşılayamadığından hasta haklanndan söz etmek kimine göre bu aşamada "lüks"olarak değerlendiriliyor.
SERAPDÎKMEN
fZMÎR - Türkiye'de sağlık siste-
mindeki düzensizîiklerin, hasta ve
doktorlann haklannı aramasına ve
sonımluluklannı uygulamasına en-
gel olduğu belirtiliyor. Hasta ve
doktorlann, haklannı alma yolun-
da birlikte hareket etmesi gerektiği.
aksi halde sistemden doğan kargaşa
nedeniyle hastayla doktor ve sağlık
personelinin karşı karşıya gelmesi-
nin süreceği vurgulanıyor. Tıp hiz-
meti ve eğitimindeki yetersiz deneti-
min. sistemin bozulmasına ve hak-
lann yaşanabilmesine engel olduğu
bildiriliyor.
Çeşitli sonınlarla dolu olan sağlık
sistemi, temel gereksinımleri karşı-
layamadığından hasta haklanndan
söz etmek kimine göre bu aşamada
"lüks" olarak değerlendiriliyor. An-
cak bu genel duruma karşı çıkan uz-
manlar da var. Uzmanlar evrensel
ölcekte "hasta haklan"nın önemine
dikkat çekerken, hasta haklannın
geri plana atıldığı bu ortamda, hasta
çıkarlannı koruyan tek uluslararası
kuruluşun Dünya Hekimler Birüği
olduğunu bildiriyorlar. Dünya
Sağlık örgütü'nde, örgüt bütçesinin
BM'ye üye hükümetlerce oluşturul-
ması nedeniyle politik etkilenmele-
rin yaşandıği vurgulanıyor.
Hasta haklan konusunu incele-
yen ve bu yönde çalışmalar yapan
Doç. Dr. Levent Köstem önce sağlık
sistemindeki sorunlan sergiliyor.
Gelişmiş ülkelerde, hasta haklannı,
hastalarca kurulmuş "Hasta Der-
nekleri"nin savunduğunu. Tü'r-
kiye'de ise bu haklan korumada ki-
min önderlik ettiği sorusunun ya-
nıtsız kaldığını belirten Doç Dr, Le-
vent Köstem, "Bu önderliği, sağlık
sistemi bir türlü belirlenememiş bir
iilkede, Sağlık Bakanlığı mı. hukuk
sistemi mi, hasta dernekleri mi,
sağlık meslek odaları mı, sendikalar
mı yoksa tabip odaları mı yapıyor?
Ülkemizde yeni yeni gündeme gelen
hasta haklannı, gündeme getirenlere
baktığımızda doktorlan ön planda
görüyoruz'" dedi.
Hasta-hekim karşı karşıya
Hastayla doktorun hak ve so-
rumluluklannın bilinmemesi nede-
niyle, sağlık sisteminin bozuk oldu-
ğu Türkiye'de, bu iki grubun karşı
karşıya geldiğini belinen Köstem,
"Bunlar bilindiği takdirde, bu iki
grup arasındaki mücadele, dayantş-
maya gider" dedi.
Doç. Dr. Köstem. Dünya Hekim-
ler BirliğTnin, "Mesleki Bağlılık Ye-
mini, Hekimlik Ahlakı Uluslararası
Yasası, Bütün Llusal Bakım Sistem-
leri tçin Sağlık Bakımı Sumılma-
sında 12 İlke. Tutukluluk ve Hapis
Sırasuıdaki İşkence ve Öteki Zalim-
ce, tnsanlıkdışı ya da Aşağıla»ıcı İs-
lem ve Cezalara İlişkin Olarak Tıp
Doktorlan İçin Klavuz, Hasta Hak-
lan" gibi bildirgeler yayımlayarak.
hasta ve hekim haklannı savundu-
ğunu belirtti.
Levent Köstem, hasta ve hekim-
lerin kendi haklan konusunda is-
temlerini de şöyle sıraladı:
"Hastalar, saygı görmek, özgûrce
hekimini seçmek. hastalığrvla ilgili
olarak veterli ve doyurucu bilgi al-
mak istiyor. Sağlık kurumlarında
kendine veterli süre aynlmasını, ko-
layca ulaşabileceği, temiz ve çağdaş
sağlık tesisleri, sağlık kurumlarında
saatlerce poliklinik sırası rutmamayı
Bahkneslini
tüketiyoruzHaber Merkezi- Başta İstanbul
olmak üzere, Türkiyeartık. bazı ba-
hk türlerini ithal malı olarak yiyebi-
liyor. Uskumru bunlar arasında. Bir
zamanlar adeta ekmek niyetine ye-
nen. en ucuz bahk türü olan pala-
mut tezgahlardan çekilmiş gibi.
Kalkan ancak astronomik fıyatıyla
gazetelere haber konusu olabiliyor.
Bu durum Türkiye'ye özgü değil.
Dünya nüfusu antıkça deniz ürün-
lerine yönelim giderek yoğunlaşı-
yor. Yoğunlaşma denizleri ürün yö-
nünden fakirleştirdikçe de avlanma
yaygınlaşıyor ve bu da zor bir ikilem
yaratıyor: Açlığa karşı bahk yensin,
bahk tükenince ne yapılsın?
Bir zamanlar yalnızca yerleşim
alanlan yakınlanndaki kıyılarda av-
lanmak yetip artarken şimdi balık-
çılık tüm deniz alanlanna yayılmış
bulunuyor.
Dünya nüfusu
arttıkça bahk daha çok
avlanıyor. Artık açık
denizler de av alanı
haline geldi. Birçok balık
türü ortadan kalktı.
Bazılan ise yan yanya,
hatta daha düşük
düzeylerde azalmış
bulunuyor. Buna karşı
alınacak önlem
konusunda ise anlaşma
sağlanamıyor.
Bunun sonucu olarak bazı deniz
ürünleri tümüyle yok olmuş durum-
da. Bazılanysa yan yanya, hatta
daha düşük düzeylerde azalmış bu-
lunuyor. Buna karşı alınacak önlem
konusunda ise anlaşma sağlanamı-
yor.
Dünyada yetersiz beslenenlerin
sayısı yıldan yıla artarken, açlıktan
ölüm rekoru da her >ıl yenileni>or.
Dünya nüfusunun beslenmesinde
deniz kaynaklannın önemi dikkate
alınırsa sonucun nereye varabilece-
ğini kestirmek güç olmasa gerek.
Bu korkutucu çizgiye doğru nasıl
koşulduğunu Amerika dış ılişkiler
konseyi kıdemli üyelerinden Jessica
Mathevvs, Washington Post'ta ya-
yımlanan bir yazısında sayılar vere-
rek. karşı karşıya bulunan zorlukla-
n ve gerçekleri teker teker sayarak
özetle şöyle dile getirivor."Gelecek
hafta Birleşmiş Milletîer'e üye dev-
letler toplanarak küresel çevre so-
runlannı tartışacak. Görüşmelerin
bilimsel saptamalar, soyut öneriler
ve genellemeler çerçevesinde geçme-
sini engellemek için, üye devletler
somut yaklaşımlan tercih ediyor.
Bugüne dek başlatılan çevresel gö-
rüşmelerden bir sonuç alınamama-
sı, kuzey-güney kutuplaşmasından
doğan görüş farklılıklanndan çok.
dünya üzerindeki devletlerin uzağı
görememeleri ve açgözlülüğüne
bağlanıyor.
Çevresel krize yol açan olgular-
dan en önemlisi bahk avlama saha-
lannın balıkçılar tarafından düşün-
cesizce tüketilmesi. 17 avlanma sa-
hasının 13 tanesinde bahk tüken-
mek üzere. Geriye kalan 4 tanesi de
tehlike sinyalleri veriyor.
1989 yılından bu yana dünya balık-
çılığı bir düşüş yaşıyor. Bu tarihten
çok önce başlayan düşüş. eskiden
yenmeyen. ancak değerli balıklann
ortadan kaybolması ile avlanmaya
başlanan köpek balığı gibi balıklar-
la telafi ediliyordu.
Bahk avcıhğında kullanılan yeni
yöntem ve tekniklere karşın, Atlas
Okyanusu'nda bulunan 12 balık tü-
rünün 9'unun nesli neredeyse tüken-
mek üzere. Tükenmekte olan balık
türlerinin başında morina, mezgit \e
dilbahğı geliyor. Midye ve istiridye
avcılığı ise yan yanya azalmış du-
rumda. Büyük Okyanus'ta somon
balığı yok edilmiş. Meksika Kör-
fezi'nde de durum farklı değil.
Balıkçılığın giderek tarihe kanştı-
ğı bir dünyada yaşıyoruz. Bunun en
çarpıcı örneği ÂBD'nın Massachu-
setts eyaletınde Georges kıyılannda
yaşandı. Dünyada balık avcıhğının
en zengin olduğu bölgelerden bıri
olan bu kıyılarda bugün balık he-
men hemen hiç kalmadı. Yanlış yö-
netim ve bilim adamlannın uyan-
lannın dikkate alınmaması, baükçı-
lığınölmesineyolaçtı.
Dünya nüfusunun yılda yüzde 1.
75'lik bir hızla artması sonucunda
bugün 800 mılyon kişıde beslenme
bozukluğu görülüyor. Dünvadaki
hayvansal protein stoğunun korun-
ması bu vahim tablo karşısında bü-
yük önem kazanıyor.
Hayvansal protein stoğu olarak
balık neslinin korunması, uluslara-
rası arenada acil önlem alınmasını
gerektiriyor. Dolayısıyla Birleşmiş
Milletîer'e bu bağlamda büyük gö-
revler düşüyor. Uye devletler BM
çerçevesinde alınan kararlara uy-
makla kalmayıp. avlandıklan böl-
genin ekosistemini de korumak zo-
nında. Balık avlama yöntemlerinin
yanlış seçimi. çevrede yaşayan kuş-
lann. deniz memelilerinin. eti yen-
meyen balıklann neslini tehlikeye
düşürijyor."
Adana'nın Çamlıcası
seçim kurbanı oldu
ADANA (Cumhuriyet Güney İUe-
ri Bürosu) - Adana'nın "akciğeri"
olarak tanımlanan 130 dönümlük
Çamiıca'ya. "seçim gürültüsü" de-
vam ederken imar verildiği ve bölge-
nin yeşil alan olmaktan çıkanldığı
öne sürüldü. Yeşil alan üzerinde villa
yapımına olanak veren değişiklik
üzerine Adana Valiliği ile Anakent
Belediyesi'nin ayn ayn sonışturma
açtığı bildirildi. Yüreğir Belediye
Başkan Vekili Nevzat Bideratan,
"BÎz yapttğumzın yasal olduğuna
inamyoruz ama, bize yasal olarak
'dur' denildiğinde yanlışlığa girmeyiz"
dedi.
İki yıldan bu yana "İmar verildi mi,
verilmedi mi" tartışmasına konu edi-
len Yüreğir ilçesi sınırlanndaki Köp-
riilü Mahallesi 198 pafta 1205 ada 4
no'lu parseldeki arsanın geleceği he-
nüz netleşmedı. Bir ay kadar önce
"Tekrar imar mı verüiyor" tar-
tışmasıyla gündeme gelen, ancak ye-
rel seçim havasına girildiği için üze-
rinde fazlaca durulmayan Çamlıca'-
yla ilgili olarak her türlü ifraz ve par-
selasyon işleminin tamamlandığı.
Yüreğir Belediye Encümeni'nden
geçtiği ve askıya çıkanldığı öğrenildi.
îddiava göre. oluşturulan imar ada-
lan da Yüreğir Tapu Müdürlüğü
kayıtlanna tescil edildi.
Çamlıca'daki arsayla ilgili olarak
biri Adana Valiliği, diğeri de Ana-
kent Belediyesi tarafından olmak
üzere iki ayn soruşturma başlatıldı.
Anakent Belediyesi'nce yürütülen
soruşturma nedeniyle Yüreğir Bele-
diye Encümeni ve Meclisi tarafından
Çamlıca konusunda yapılan her tür-
lü işlem ve belge incelenmeye baş-
landı. Yüreğir Belediyesi Hukuk
İşleri Müdürii Ali Aydoğan'ın yapı-
lan işlemlerle ilgili mütalaasının da
yer aldığı dosya, halen Anakent Be-
lediyesi Genel Sekreteri Şafak Eren
ve Imardan Sorumlu Sekreter Yar-
dıması Nilgün Serin tarafından in-
celeniyor.
Vali Parmaksız'ın talimatı üzerine
Bayındırlık Müdür Mua\ini Hasret
Yapıcı başkanhğındaki üç kişilik bir
heyet de Yüreğir Belediyesi'ne gide-
rek Çamlıca konusunda yapılan her
türlü işlem ve belgeyi incelemeye aldı.
Büv iik > arışın Günvş Amerika'da > apılacak finallerinde bu \ ıl 2 bayan yanşmacı da yer alacak. Gözlerini şampiyonluğa diken bayan yarışmacı-
lar İstanbul'da y apılan seçimlerde başarı göstererek büyük macerada başarılı olacaklarını kanıtladılar.
Camel-Trophydekudınkokusıı
ARİFKIZILYALIN
Büyoik macera için geriye sayım
başladı... Bu yıl ilk kez üç ülkede
birden; Arjantin-Paraguay-Şili'de
gerçekleşecek Camel-Trophy'ye 1
aydan az bir süre kalan ülkeler son
hazırlıklannı yapıyorlar. 16 ni-
sandaki start öncesi 18 yanşmacı
ülkenin tek hedefı bu zorlu ma-
cerayı bitirebilmek..
Arjantin-Paraguay-Şili'deki bü-
yük maceranın son provası geçen
hafta şonu İstanbul'da gerçekleşti-
rildi.. İlk kez uluslararası seçmelere
ev sahipliği yapan Türkiye, trophy
heyecanına ortak olurken, 18 ülke-
• 15. yıhna giren Camel-Trophy, bu yıl oldukça geniş bir
katılımla gerçekleştirilecek. Bu zorlu macerada ilk kez iki
bayan yanşmacı ülkelerini temsil edecek. Sporun her
dalında kendini gösteren bayanlann, erkeklerin bile
'katılmakta tereddüt ettiği' Camel-Trophy'ye el atması bu
zorlu yanşa yeni bir hava getirecek.
den 64 sporcu. fınalist olmak için
büyük bir çaba harcadı. 6-12 man
günleri arasındaki seçmelerde spor-
cular zorlu etaplarda mûcadele etti-
ler. Liderlik, dayanıklılık. mekanik
bilgisi, vinçleme, dört çeker araç
kullanımı, fizik kondüsyon ve yön
bulmada bırbirleriyleyanşan aday-
lar zaman zaman büyük tehlikeler
de yaşadılar. Bilezikçi ÇiftliğTnde
oluşturulan özel etaplarda gece
gündüz demeden mûcadele eden 18
ülke sporcusu arasında Türkive ile
birlikte Amerika ve İspanya ta-
kımlan gösterdiklen üstün perfor-
mansla şimdiden şampıvonluk için
favori ülkeler arasında gösterilme-
ye başladılar.
Camel-Trophy'nin Güney Ame-
rika'daki fınaİlennde bu yıl 2 bayan
yanşmacı da yer alacak. İstanbuF-
daki seçmelerde mûcadele eden
Haluk Gözlükçü, Selim Kemahlı,
Doğan Akçora ve Kemal Merkit
gösterdikleri üstün performansla
elemelerin en iyi ekibi arasında gös-
terildiler.
Bir haftalık zorlu mücadelede
Doğan Akçora ve Kemal Merkit fi-
nal hakkını elde ettı.. 33 yaşındaki
Akçora'nın basketbolda. Merkit'in
ise Windsurf şampiyonluklan bu-
lunuyor.
Bilim adamlan. eskimo köpeklerinin turistlere gösteri > apmak amacıyia Kanada'ya götüriilmesinden sonra üstlerinin adeta öksüz kaldığını belirtiyor.
Eskimo köpekleriartıkgösteriyapacak
Antarktika'nın meşhur eskimo köpekleri geçen hafta
İngiltere'ye getirildi. Bundan 50 yıl önce Antarktika'da
yapıTan araştırmalarda kullanılmak üzere Labrador'dan
getirilen kızak köpekleri, araştıımalann sona ermesiyle
işlevlerini tamamalamış oldular. Bu köpeklerin hiçbiri bugüne kadar yeşil
bitki. hatta çocuk bile görmedi.
Antarktika'dan yola çıkanlan köpekler. Falkland adalan üzerinden uzun
bir yolculukla İngiltere'ye getirildi. Ancak 20 saatlik yolculuğun sonunda
yorgunluktan ayakta duramayacak durumda olmalan beklenilen
THEGUARDIAN
köpekler. herhangi biryorgunluk belirtisi
göstermediler Köpeklerin bakıcısı John Sweeney,
"Köpeklerin değişen doğa koşullanna bu kadar çabuk
uyum göstermeleri şaşırtıcı"diye konuşuyor Köpekler
birkaç gün dinlendikten sonra tekrar yola çıkacak ve Kanada'da Hudson
Körfezi kıyılanndaki turistik bölgeye gönderilecek. Turistlerin yoğun
olarak bulunduğu bu bölgede, eskimo köpeğinin nesli yıllar önce tükendi.
Turistlere gösteri yapmak amaayla bölgeye getirilen eskimo köpekleri,
kızak çekmekte kullanılacak.
bekliyor. Günlerce ve aylarca hasta-
neye yatmaya, ameliyat sırası bekle-
meye tahamülü >ok. Sağlığıyla ilgili
tüm yeni teknolojilerin kullamlması-
nı, hekimivle arasına parasal konuia-
rın girmemesini. bilimsel düşünceli
hekim istiyor. Hekimier de hastasma
veterli süre ayırmak, insanlann dini
ve siy asi görûşlerine, insan haklanmı
saygılı davranmak, hastasının kendi-
sine saygılı davranmasını ve hastala-
nn istemleri arasında saydığımız tün
kalemlerin gercekleşmesini istiyor."
Çatışma hastamn aleyhine
Türkiye'de. devletin sağlık konu-
sunda finansman ve örgütlenme açı-
sından görevinı yeterince yapma-
ması sonucu hasta ve hekimin karşı
karşıya geldiğini vurgulayan Kös-
tem, bu olaydan çoğunlukla hasta-
lann zararlı çıktığını belirtti. Devle-
tin, sağlık hizmetlerinin aksamala-
nndan sorumlu olduğunu vurguia-
yan Köstem. şu görüşleri dile getir-
di:
"Devlet, hastalann elde edemedigi
haklardan da sorumludur ve sağlric
sistemini, hasta haklannı koruyacak
biçimde düzenlemek zorundadır.
Türkiye'de devlet, hastalann kendi-
leri. hekimlerle sağlık personelimn
hem kendileri hem de hüstaları için is-
tedikleri düzenlemeleri vıllardır bir.
rürlü yerine getirmivor. Bu durum,
hastayla sağlık personelini karşı kar-
şıya bırakıyor. Tabii ki sağlık perso-
nelinin içerisinde de suçlular. hasta
haklarına dikkat etmeyen çalışanlar
vardır; olmaması olanaksızdır. An-
cak bunlarla ilgili vasal düzenlemeler
ve önlemleri de devlet almak zorun-
dadır."
Köstem, tıp alanındaki hizmette
ve eğitimde bir denetimsizlik yaşan-
dığını vurguladı Eğitimde denetim-
sizliğın dev letın en büy ük suçu oldu-
ğunu önc süren Köstem. "Başı boş
biçimde, eğitim seviyelcri düşük tıp
fakülteleri açmak büyük sorumsuz-
luktur. Hasta hakları açısından, iyi
eğitim veremeven tıp fakültelerinin
açılması ve mezunivet sonrası eğiti-
min olmaması en önemli sonındur"
dedi.
Tabip odalannın. hekimlerin öz-
lük haklannın yanı sıra hasta hakla-
n ile de ilgilenmeleri gerektığini be-
lirten Köstem. bu kuruluşlann sağ-
lık sistemınde. tabiplenn hata yap-
malannı kolaylaştıracak. buna yol
açacak ortamlann bulunduğu. bu
ortamın hasta haklan açısından ol-
dukça kötü sonuçlar yarattığını ka-
muovuna duNurmasını istedi.
Hasta haklan
Dünva Hekimler Birhğı'nın. Has-
ta Haklannı Içeren Libzon Bildirge-
sı şu hükümieri içeriyor:
• Hastanın hekimini özgürce seç-
me hakkı vardır.
• Hastanın dışandan herhangi
bir kanşma olmadan klınik ve ahla-
ki yargılara özgürce varabilen bir
hekim tarafından bakılmaya hakkı
vardır.
• Hastanın. veterli bilgileri aldık-
tan sonra tedaviyi kabul etmeye ya
da yadsımaya hakkı vardır.
• Hastanın. kendisi>le ilgili tıbbi
ve kişiscl bilgilerin gızliliğine gere-
ken saygıyı göstermesmi hekimden
beklemeye hakkı vardır.
• Hastanın. saygın bir şekilde öl-
meye hakkı vardır.
• Hastanın. uygun bir dine bağlı
bir dın adamının yardımı da içinde
olmak üzere. ruhsal ve ahlaki teselli-
yi istemeye ya da vadsımaya hakkı
vardır.
Yatağan
radyasyona
mahkum
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Yatağan Termik Sant-
ralı İşletme Müdürü .Mehmet Hoşoğ-
lu, Aydm Bölge ldare Mahkemesi'nin
yürütmeyi durdurma karannın du-
ruşmalı alınmadığını belirterek "Mah-
kemenüı karan tek taraflı alınmtş bir
karar. Bu karar uygulanmayabHir"
dedi
Mahkemenin yürütmeyi durdurma
karannı almasına neden olan davayı
açan avukatlar için 'hukuk eşkıyalafi'
tanımlamasında bulunan Yatağan
Termik Santralı tşletme Müdürü
Mehmet Hoşoğlu, karann tek taraflı
ve tartışılabilir olduğunu savunarak
şunlan söyledi:
"Santralın çalışma. işletme ve deşarj
izni var. Evsel atık istasyonu devrede.
Atık sular kül dağına gidiyor. Gayri
sıhhi müesseseler ruhsatı ve emisyon iz-
ni için başvnnı yaptık. Desâlfirizasyon
sistemi ihale edildi. Mahkeme duruş-
malı yapılsaydı. kendimi/i savunurduk.
Ne duruşma vapıldı, ne de bilirkişjye
başvuruldu. Yerinde incelcme de yapıl-
madı.
Üstelik ilk karan veren mahkeme ile
ikinci karan veren üst mahkemenin
başkanları aynı kişi. Bu karar elbette
tartışılır."