25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20MART1994PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Maskeli BaloŞeriatçı olarak ortaya çıkan milletvekili, koca bir buzdağının su üstünde görünen küçücük bir parçasıdır sadece. Buzdağının su altında kalan büyük parçası unutuldu. tepki bir gösteriye dönüştürüldü. HÜSNÜA.GÖKSEL G eçtiğımiz günlerde Atatürk çe\resinde oluş- turulan \e geliştirilen Rlavlan öğelerine ayıra- rak çözümlemekte sanı- nm varar vardır. Bunla- n, "Atatürkçülük", "Politikada din sömiiriisii" v e "Tepkileı" ara başlıklan ileirdeleyebiliriz. Önce "Atatürkçûlük" kavramını ele alalım. "Atatürkçûlük" bir öğreti (doktrin). bir ideoloji. bir disiplin mi- dir? Bunlann hiç bın değildir. Bence bir düşünce sistemidir Atatürkçûlük \e bu düşünce sistemi de "ilericilik"tir. Atatürkçûlük, Atatürkçü düşünce sis- teminin kısa adıdır. Nedir Atatürkçü düşünce? İlericilik nedir? İlericilik. hızı gittikçe artan bir devinimdir. bir ivmedir Atatürkçü dü- şünce. Atatürk 1938 yılında öldü. Atatürk- çü düşünce, Atatürk'ün öldüğü günde kalmak değil. onun başladığı yolda ilerlemektir. O'nun izinde değil önünde ilerlemektir. Başka bir devimle Ata- türk'ü aşmaktır Atatürkçülük. Cum- huriyetçilik ve laiklik gıbi kavramlan bağınp çağırmak Atatürkçü olmaya yetmez. Politikada din sömürüsü yeni bir şey değil. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde de zaman zaman el atılan bir yöntem olmuş din sömürü- sü. Benım burada üzerinde durmak istedığim dönem, çok partili demokra- siye geçişle başlayan dönemdir. Bilindiği gibi. Demokrat Parti'nin doğum sancılan Toprak Yasası'nın konuşulduğu zamana rastlar. Bu tasa- n. Demokrat Parti'nin doğumunda kullanılan forseps olmuştur denebilir. Demokrat Parti, "ben köylüye top- rak dağjtımına karşıyım' diyemediği ıçin, Hanımefendi'nin de yaptığı gibi Kuran. ezan. din iman sloganlanna sanlarak politika meydanlanna daldı. Fakat 1946 seçimleri CHP'nin baskısı altında geçti ve DP, hakkı olan sayıda milletvekili çıkaramadı. Demokrat Parti dört yıl boyunca bu seçim ayıbını CHP'nin yüzüne vurdu ve din propa- gandasına tüm gücü ile yüklendi. Dört yıl boyunca CHP bu propagandaya zaman zaman açıklama getirirken, hiç bir zaman dini politikaya alet etmedi. DP dönemi ödünleri Demokrat Parti, 14 Mayıs 1950'de ezici bir çoğunlukla iktidara geldi ve ilk iş olarak. o zamana kadar Türkçe okunan ezanı Arapçaya çevırdı. İkıncı işi de. anayasanın dilini Osmanlıcaya çevirmek oldu. Bundan sonra din. si- yaset ıle sarmaş dolaş yürüdü. O kadar ki. hükümeti düşürmek isteyen DP Meclisgrubunda tüm bakanlar tek tek istifa zorunda bırakılarak düşürülür- ken. Menderes kendisinın başbakanlı- ğını kurtarabilmek içın "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirebilirsiniz" dedi. dıyebildi ve bunlann hepsi bugün unu- tuldu. Hilafet deyınce usuma başka bir şey geldi. I. Selim'den başlayarak bütün Osmanlı padişahları halife olduklan halde hiç biri hacca gitmemiştir. Kim- bilır. belki de o zamanlar televizyon olmadığı için gitmemişlerdir. Pekiyı. Bugün Türkiye'de din politi- kaya alet ediliyor mu? Hay ır. o dönem çoktan geçtı. Bugün Türkiye'de din politıkaya değil. politika dıne alet edi- liyor. Türkiyc'nin üzerinde büyük he- saplar yapılmakta. "Türkiye, İran değildir" gibi tekerlemelerle avunma- yalım. Unutmayalım ki İran da İran değildi bir zamanlar. Gelelim şu son Atatürkçülük göste- rilerine... Atatürk'ün annesine ve ken- disine yakışıksız sözler içeren mektup- lann parlamenterlerin posta kutulan- na bırakılması. bardağı taşıran son damla oldu. Bir milletvekilinin bu söz- leri yineler gibi konuşup bir de önerge vermesi ortalığı iyice kanştırdı ve şim- şekler bu kişi üzennde toplanıverdi. Bu zat şeriatçı olduğunu söylüyor. Eğer demokrasiye bağlı isek, demok- rasinin olmazsa olmaz nitcliği düşünce özgürlüğüne ve düşünceyi açıklama özgürlüğüne inanıyorsak bu adama kızmaya hakkımızın olmaması gere- kir. Eğer laik cumhunyeti yıkıp. yerinc şeriat düzeni getirmek gibi bir girişimi ya da bunu sağlayacak gizlı bir örgüt kurma eylemi \arsa bunun yasalarda vaptınmı vardır. Atatürk'e ya da baş- ka birinin onurunu kıracak sözler kul- lanmışsa bunun da vaptırımı vardır. Savcıların girişimi ile parlamentogcre- ken ışlemi vürütür. Burada elbet. bu zatın namus \c şerefı üzerıne içmış ol- duğu milletvekili andı akla geliyor ki bu da onun namus ve şcref anlayışını gösterir. Olav. tepki yaratan olay. elbet bu mıllet\ekılınin davranışı değildir yal- nız. Asıl neden. yıllar yılı süregelen. zaman zaman din terörii nıteliğine dö- nüşen. devlet ıçinde ve de\ let güvence- sinde gelişen. Cumhuriyet'in laiklik ilkesine karşı açıktan ya da sinsice ya- pılan yıkıcılığın birikimidir. Şeriatçı olarak ortaya çıkan milletvekili. koca bir buzdağının su üstünde görünen küçücük bir parçasıdır sadece. Buzda- ğının su altında kalan büyük parçası unutuldu. tepki. bir gösteriye dönüş- türüldü. Burada. olaydan büyük üzüntü duyan. içten duygularla. göz- yaşlan ile Anıtkabir'e giden. meydan toplantılanna katılmayı görev bilen kişileri ayn tutuyorum. Onlara büyük saygım olduğunu, onların cumhuriye- tin. laikliğin güvencesi olduğu inancı- mı açıklamak istiyorum. Ne yazık ki bu duygulanm, bu saygım birçok kişi- ler için sınırlı kalıyor. Evet, tepki bir gösteriye dönüştürül- dü ve politikaya bulaştınldı. Başbaka- run yetki zorlaması ve güç denemesi ile başladı gösteri. Ezan. Kuran platoniz- mi gibi. Atatürk platonizmi de yatınm malzemesi yapıldı. Bundan sonraki günlerde kimin içtenlikle. kimın dev let zoru ve göstermelik olarak meydanla- ra, Anıtkabir'e gıttıği anlaşılmaz oldu. Okullar. memurlar. hatta anaokulu öğrencileri pikniğe gider gıbi otobüsle- re taşındılar. Çarşaf çarşaf ilanlar ve- rildi gazetelere. demokrasi düşmanlan lanetlendi. Başbakan Yardımcısı. Cumhuriyet'in kuruluşundan 70 \ıl sonra. "Cumhuriyetçiler!.." diye hay- kırarak başladı konuşmasına. Kendı- mi. Fransız ihtilalindeyım sandım: Slogan atılıyordu Taksim Meydanı- nda: "Türkiye laiktir, laik kalacaktır." Özel. resmi kuruluşlar, üniversiteler. rektörleri ile profesörleri ile Anıtka- bir'e taşınıyor. toplantılar yapılıjor. "demokrasinin sahibi halktır. halk Atatürk'ü kucaklıyor" diye manşetler atılıvor. Her şey iyi güzel de. bu halk değil miydı, 12 Eylül Anayasası'nı % 92 ço- ğunlukla kabul eden? 12 Evlül paşası ramazan günlcnndeki meydan nutuk- lan arasındu su içerken, o tatlı gülüm- semesi ıle alay eder gibi. "Seferivim de ondan içiyorum" dediği zaman onu al- kışlayan halk bu halk değil miydi? V'ıne 12 Eylül paşası. ayetler. hadisler sıraladığı konuşmasının arasında "Şe- riatın kestiği parmak acımaz" derken Mezarcı'dan daha mı az şeriatçı idi? Atatürk'ün vasiyeti hıçedilir. öğretim birliği kaldırılır. okuliara zorunlu din dersleri konurken Atatürkçü ve laik değildi de şımdı mi Atatürkçü ve laik oldu bu halk. Ünıversiteninaçılışder- sine gelen bir orgenerali, eteklenni sa- vura savura koşarak kampusün orta- sında karşılayan rektör, bu üniversite- nin rektörü değil mıydi? Bu üniversite değil miydi. hukuk bilgisi "Asmavalım da besleyelim mi' çizgisinde olan bir adama "Fahri Hukuk Profesörii" pa- yesi \erip rektörünün elı ılecüppegiy- diren. alkışlayan?.. Bu üniversiıe değil miydi 12 Evlül faşizminin karşısına di- kilebilen bir avuç insan arasındakı öğretım üvelerinin profesörlük. do- çentlik haklannj ellerinden alıp, onlan tepeden gelen komutla sorguya çekip cezalandıran?.. Atatürk ilkc ve inkılaplan deniyor da. devriınleri dcnemiyor nedense. Ov - sa Atatürk devnmci ıdi. büyük dev- rimci idi. O. devrım denılemeyen dev- nmlerden bırı de Dıl Devrımi idi. Her neyse! Hanımlar, bev ler. maskelerinizı çıkarabilirsinizartık. balo bitti. Neeğ- lendik değil mi? Hadi biraz da Halide Edip'çilik oy- navalım isterscniz. PENCERE ünc ile Bilinc?.. TARTIŞMA Bugünleri de "gören" Atatürk... B üyük insanlann en önemlı özelliklennden biri, ileriyıde görmeleridir. Atatürk'ün, kendisine yapılan bazı hareketler nedeniyle söy lediği sözler -bütünü ile ele alındığında- adeta bugünün tablosunu oluşturmaktadıl". Düşmandan kurtanp bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin özgür insanlan yaptığı bazı kişilerin haince davranışlanna 1924 yllıfıda şöyle yanıt veriyordu: "Bir ülkeırin, bir ülke halkının düşmandan zarar görmesi acıdır. Fakat, kendi ırkından. büyük tanıdığı ve başlarında taşıdığı insanlardan vefasızlık ve felâket görmesi ondan daha acıdır. Bu. kalp ve \icdanlar için onulmaz bir j aradır." 1927 yılında. "Büyük Söylev"ini verirken, bu tarihsel konuşmasının bir yerinde, adeta geleceğe ait bir vasiyeti andıran istemlerini şöyle dile getiriyor: "Saygıdeğer ulusuma şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek, başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevneri çok iyi incelemek dikkarmden bir anbile vazgeçmesinler." Yine aynı söylevinde. dünyaya şunu da ilan ediyor: "Bizim yüzümüz her zaman temiz ve pak idi. Ve daima öyle kalacaktır. Yüzü çirkin, vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar, bizim vatanseverce, vicdanlıca ve namusluca hereketlerimizi, küçük ihtiraslan yüzünden çirkin göstermeye kalkanlardır." Ant içmeyi "kutsal sözleşme" sayıp, namuslu kişilerin sözlerinden dönmeyeceklerini vurguladıktan sonra. bütün insanlığa şöyle seslenir: "Biz kimsenin düşmanı değiliz. Biz insanlığın düşmanı olanlann düşmanıyız." Atatürk, "Mustafa Kemal" tanımlamasını eşsiz bir anlatımla şöyle yapıy or: "tki Mustafa Kemal vardır. Biri 'ben', et ve kemikten geçici Mustafa Kemal.. İkinci Mustafa Kemal'i 'bcn' kelimesi ile ifade edemem. O, 'ben' değil, biz'dir.O.ülkeninher köşesinde, j eni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı topluluktur. Ben onlarınriiyasınıtemsil ediyorum. Benim girişimlerim onların özlemini çektikleri şey leri tatmin içindir. 'O', Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, y aşaması ve başarı göstermesi gereken Mustafa Kemal O'dur." Daha sonra, ancak çok büyük insanlara has alçakgönüllülükle vekendisinihalkıile özdeşleştirerek, insanlık tarihindeçokazgörünen şu tanımlama) ı yapar' "Benim şan ve şereflmden bahsetmek hatadır. Mensup olduğum Türk ulusunun şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatı ile, şanım ve şerefim v ardır. Asla bundan başka bir şey değilim." Bu şekilde. ikıncı Mustafa Kemal'leri temsil eden. en kutsal varlıklan aynı potada eriyen namuslu ve vicdanlı bütün ulus bireylerinin bu değerlere sahip çıkmalan, aynı zamanda kendi onurlandır. Ancak Mustafa Kemal Atatürk. ölümünden kısa zaman önce bu "sahip çıkmayı" şu sözleriyle ilkin kurduğu devletin emanetine bırakmışür: "Şayet ölecek olursam, ülkeye ait söy leyecek bir şeyim yoktur. Zira, mevcut Cumhuriyet kanunları bu işleri sağlamaya yeterlidir." Cumhuriyet kanunlannın uygulayıcılannı en büyük duy arlıhkla harekete davet ederek sana şöyle sesleniyoruz sevgilı Atatürk: Kurduğun cumhuriyetin laik ve demokratik çizgisi içinde •"İkıncı Mustafa Kemal'ler" olarak, ilkelerinin ydmaz bekçileriyi/. Dost da, düşman da bunubövlebjle... Hikmet Şimşek (Atatürk Müzik Devrimi Sanatçısı) Sabahın koru.. Çetin Altan'la telefonda konuşuyoruz, görevlıler benı al- mayagelmışler... - Eyvallah, dedım, gıdıyoruz... - Bızede geldıler... - Içerde belkı görüşürüz... - Goruşuruz. 12 Mart ara rejiminde gözaltına alınmak, sonu bılinme- yen bir seruvene bılet almak demekti, zamanın Cumhur- başkanı Sunay da fırsat kolluyordu: "-Ben..."demıştı, "Doğan'sız (Avcıoğlu), llhami'sız(Soy- sal), Çetin'sız (Altan), ilhan'sız (Selçuk) bir basın istiyo- rum..." Içerı gırdık. 1971 ın ilkyazı. 1974 güzüne dek sürecek bir öykü başlıyordu İlk günler dışarda kıyamet. bir dost eve gelıp kapıyı çalmış. Adamın gözleri parlıyor, çok önemlı bir şeyi haber verecekmış; esrarlı bir sesle, pes perdeden, eşıme. - Bıliyor musun neolacak?.. - Hayır.. - llhan la Çetin7asacaklar... lyı haber!. Her yanda fısıltılar, çok bilmişler. laf taşıyanlar, Ankara adına konuşanlar. ıktidarın sozcüsu kımlığıne gırenler, savcılığın görevını ustlenenler, fırsat bu fırsattır dıyenler kazan kaynatıyorlar Sonunda bütün davalardan aklandık, ust üste katlanan bütün tutuklamalar bırer bırer kalktı. dostum Abdi İpekçi, Mılliyetgazetesınde "Madanoğ/uDavas/'nın ıddıanamesi- nı günlerce tefrıka etmıştı; beraat kararı devam sayfasında uç satırlık bir haberle yayımlandı. Boşver deyıp işe yenıden başladım; ama, 12 Mart'tan beş unıversıteden dıploma al- mış gıbi çıktım; 12 Eylül'e hazırlıklıydım • DEP'lılertutuklandılar... Allah nazardan esırgesm. medyamızda yorumdan ve haberden geçılmıyor Hukumetımız boş durmuyor... Başbakan konuşuyor.. Neler soylenıyor neler?.. Tozkoparandan göz gözü gör- müyor; daha şimdıden adamların boynuna ıpı geçırdık; bir yandan yazılı ve görsel yayınlarda kıyamet kopuyor; ote yandan fıskosların haddı hesabı yok; devlet ıçındekı devle- tın kuytuluklarından kaynaklanan ıskambıl falını açanların bını bir para . Lınç yasası ışlıyor.. Öyle bir ruhsal fokurdama kı adamları ıpe çekmek ıçin surükleyenlere karşı çıkarak sağduyuya çağrı çıkarsan; - Durun baylar. bir dakıka'. Senı de parçalarlar En lyısı seyretmek, bulaşmamak, görüntülerin fotoğraf- larını çekmek mı?.. • Hayır'. ISKI olayında medyanın siyasal amaçlı turetımı, çoğun- lukla ciddı bir dava dosyasına girebılecek ıçerıkten yoksun dedıkodulardı. Gazetede yazı. televızyonda goruntu, rad- yoda laf olan her şey, mesleğını bilen bir savcının terazısın- de yasa açısından tartılır; savcı dosyayı şışırse bıle. dava mankemeye geldığinde duruşma yargıcı ışe el attı mı, du- rum değışebılır. Ustelık bunun Yargıtayı da var Ceza hukuku diye bir şeyın varlığını yok saymak, ancak ilkel toplumun göreneğıdır. DEP'lı millervekıllerıni daha yargılamadan Türk Ceza Kanunu'nun 125'ıncı maddesıne göre asamayız; savunma- larını almadan mahkûm etmenın anlamı yoktur Yargıçların ne dıyeceklerını beklemeden dısardan ahkâm kesmek,. adaletı etkılemeye çalışmaktır kı uygar bir toptuma yakış- maz... Son 1 5 yılda, dünyada gerçekleştirilen en büyük yapınt. Kurtuluş Savaşımızın Destanı. Yönetmen : Ziya OZTAN Senaryo : Turgut ÖZAKMAN Müzik : Muammer SUN Yapım : TRT Rutkay AZIZ... Mustafa Kemal Savaş Dinçel... İsmet Paşa AydaAKSEL... Halide Mahmut CEVHER.. .Fevzi Paşa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle