Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İnıtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Özgen Acar • Genel Yav m
Koordinatönr Hikmet Çetinkaya 9 Genel Yavın
Danışmam: Ortıan Erinç • Yazı^len Müdürlen.
• Görsel Yönetmen: Ali Acar #Dış Haberler: Er-
gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldırım •
Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri: Mehmet
Ankara Temsilcısı Vlustafa Balbay •Haber Müdürü Doğan Akın AtatürkBul-
\anNoi25. Kat 4. Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7 Hal).Telex 42344. Fax:
44195027 •İzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H.Zıva Bl\. 1352 S.2 3 Tel:4411220
Müessese Miıdürü Erol Erkut #Koordınatör
Ahmet Korulsan • Muhaset* Büfefit Yener
0 İdare Hüsevin Gürer • Işletme önder Çetik
İbrahim YUdız, Dinç Tayanç (Sorumlu).» Haber Saraç • Makaleler: Saıni Karaören • Spor: Abdül- Telex: 52359. Fax. 4419117 »AdanaTemsilcısı. Çetin YiğeooğluİnönüCd. 119 S. •Bılgı-Işlem. Nail tnal «Bılgısayar Sıstem:
Merkezi Müdürü: Hakan Kara kadir Yiicelman t Düzeltme. Abduliah Yazıcı No: 1 Kar 1, Tel- 3522550-3522601-3522492. Tdex. 62155. Fax: 3522570 Mürüvet ÇUer •Reklam: Reha Işıtman
Vaiunlavaa rt Sasan: Yenı Gün Haber Ajana. Basın \e Yaj mcılık A Ş
TükocağıCad 39 41 Cağaloğlu343341si PK 246İslanbulTgl 10 212)5l2O5O5COhaı)Telex : : : » . F J \ |iı : i : 17MART1994 İmsak:4.41 Güneş: 6 06 Öğle: 12.2tt İkindi: 15.39 Akşanr 18.19 Yatsı: 19.38
16 Mart
katliamına
ppotesto
• İstanbul Haber Şervisi -16
Mart 1978 yılında İstanbul
Üniversitesi Eczacılık
Fakültesi'nden toplu halde
çıkarken. ülkücülerin
bombah ve silahlı saldınsı
sonucunda hayatını
kaybeden 7 öğrenci anıldı.
Birleşik Sosyalist
Alternatif, Sosyalist Birlik
Partisi(SBP) İstanbul
Büyükşehir Belediyesi
başkan adayı Arslan Başer
Kafaoğlu, Zeytinburnu
Belediyesi başkan adayı
Mustafa Bilgiç. Eminönü
Belediyesi başkan adayı
Bülent Uyguner, Bakırköy
Belediyesi başkan adayı
Saffet Uygur ve bir grup
öğrenci. dün Eczacılık
Fakültesi'nin önüne gelerek
katliamda hayatını kaybeden
Hatice Özen. Çemil Sönmez.
Ahmet Turan Önen.
Abduliah Şimşek. Abduliah
İlkiz. Hamit Akıl ve Murat
Kurt adlı öğrenciler anısma 7
adet karanfil bırakülar.
Arslan Başer Kafaoğlu , "Bu
davayı sonuna kadar
sürdüreceğimize ant içerim"
dedı.
Doğu Akdeniz
'94 Tatbikatı
• ANKARA (AA) - Deniz
Kuvvetleri Komutanbğı'nın
1994yıhplanh
tatbikatlanndan
"Doğu-Akdeniz94
Tatbikatı" bugün başlıvor.
Tatbikat. Ege ve Doğu
Akdeniz'in uluslararası
sulannda yapılacak.
Tatbikata, Türk Deniz ve
Hava Kuvvetleri'ninyanı
sıra ABD, Fransa, Hollanda
ve İtalya Deniz Kuvvetleri'ne
ait gemi ve deniz karakol
uçaklan katılacak.
Halepçe katliamı
kınandı
• DİYARBAKIR
(Cumhuriyet)-SHPnin
Diyarbakır Anakent ve üç
belde başkan adaylan
yaptıklan ortak açıklamada,
1988 yılında yaşanan
Halepçe katliamını kınadılar.
Adaylar yaptıklan
açıklamada şöyle dediler:
"Bu anlamlı günde kirli,
haksız savaşlara bir kez daha
'hayır' diyor; banş ve
demokrasi çabalanna
herkesi omuz vermeye
çağınyoruz."
'Kadınve
Sorunlan'
• Kültür Servisi - Ankara
Mülkiyehler Birliei yann saat
16.30'da"Kadınve'
Sorunlan" başlıklı bir panel
düzenliyor. Selma Acuner,
Erendüz Atasü. Yıldız Ecevit
veAylaKutlu'nun
konuşmacı olarak
katılacaklan panel, Vakıflar
Bankası Genel Müdürlüğü
toplantı salonunda yapılacak.
(Atatürk Bulv. no: 207
Kavaklıdere Ankara)
Ahmet Yesevi
Vakfı kuraldu
•I ANKARA (AA) - Büyük
Türk mutasa\"vıfı Hoca
Ahmet Yesevi'nin fıkirlerini.
eserlenni ve hatırasını
yaşatmak, yiiceltmek ve
gelecek nesillere aktarmak
amacıyla bir vakıf kuruldu.
Merkezi Ankara'daki
"Ahmet Yesevi VakfVnın
kuruluşuna ilişkin Vakıflar
Genel Müdürlüğü ilanı
dünkü Resmi Gazete'de
yayımlandı. Vakıf, Hoca
Ahmet Yasevi'nin fıkirlerinde
yerini bulan milli kültür
anlayışı çerçevesinde Türk
cumhuriyetleri ve
topIulukJannı birleştirmek
yönünde de çalışmalar
yapacak.
Avitamini
yetersizliği
• İSTA.NBLL (ANKA) - A
vitamini yetersizliği,
gelişmekte olan ülkelerde her
yıl 250 bin çocuğun kör
kalmasına yol açıyor.
UNICEFin-Ulûslann
Gelişimi" adlı raporuna göre
dünyadaki çocuklann
yaklaşık üçte biri A vitamini
alımınm yetersiz kaldığı
yörelerde yaşıyor.
GazeteciöliimüııdeTürkiye6. sırada
Gazetedleri Koruma Komitesi raporuna göre, 1993'te görevi başında öldürülen 56 gazeteciden 4'ü Türk
Dış Haberler Servisi-1993 yıhdaga- >er \enlirken 37 Türk aydınınm şeri- I , =3~]
v a
'
d a
De
v
'et Başkanı Boris Yeitsi
. ı • «ı ! • - - . • ! • ı . r- ı — ı ı - " » i " > - - t - ı ı - ı jm ^ik^ik mm m a « _ :
m— a> m • KK , K . _ . K a navocaı/i rAcnptm^ci ıi7Pnnp r*t
Dış Haberler Servisi -1993 yılı da ga-
zetelerin sansürlendiği. gazetecilerin
öldürüldüğü ya da gözaltına abnarak
baskı gördükleri bir yıl olarak geçtı.
Dünyada 56 gazetecinin öldürüldüğü
1993 yıbnda, Türkiye'de dört gazeteci
görevi başındayken öldürüldü. Türki-
ye, geçen yıl da basın özgürlüğünün ol-
madığı ülkeler arasındaki yerini koru-
du. Merkezi New York'ta olan Ga-
zetecileri Koruma Komitesi'nın (CPJ)
1993 yılı raporunda geçen yıl içinde 56
gazetecinin görevleri başında öldürül-
düğüne yer venldi. Gazeteci ölümünün
yüksek olduğu ülkeler arasında Bosna-
Hersek. Cezayir ve Tacikistan bırinci
sırada yer alırİcen Rus> a'da geçen ekim
ayında çıkan çatışmalarada 8 gazetecı-
nin öldürüldüğü belirtildi.
Türkiye'de geçen yıl da basırun bü-
yük bir baskı altında çalıştığı belirtilen
CPJ raporunda. Türkiye'de basına uy-
gulanan baskıda hala Kürt sorununun
önemlı bir yer tuttuğuna dikkat çekilir-
ken son yıllarda büyük bir artış göste-
ren şeriatçı-laik çatışmasına da yer ve-
rildı. Raporda. Sıvas katliamına genış
yer \enlirken 37 Türk aydınınm şeri-
atçılar tarafından öldürüldüğü bildıril-
dı. Sıvas katlıamında asıl hedefın, Şey-
tan Ayetlen tartışmaiinı yazan olduğu
Aydınkk'ta başlatan ve dünyada san-
sasyonlara >ol açmış kıtabı basacağını
açıklayan Aziz Nesin'in olduğu belirti-
lırken Cumhunvet yazan, araştırmacı
gazeteci Lğur Mumcu'nun da aşın din-
aler tarafından öldürüldüğüne değinıl-
dı. Mumcu'nun arabasına bındiğı bır
sırada. arabaya konulan bombanın
patlaması sonucu olay yerinde öldüğû
bebnildi.
PkK nın engeli
Raporda. Türkiye'de geçen yıllara
oranla farklı düşüncelere sahip İcesim-
lerin yayınlan basabildikleri, ancak
hükümetın onlan susturmak için şımdi
farklı yöntemler geliştirdiğine değinil-
di. Raporda aynca PKK'nın Türk ga-
zetelennın Güneydoğu'da dağıülma-
sını ve Türk gazetecilerin de bölgede
çalışmalannı yasakladığı belirtılirken
bazı sol dergılerin ıse hem devlet hem
1993 yılında basının basına gelenlerden örnekler
Hasan Tepe: Özgür Halk'ın eskı genel yayın yönetme-
ni. Antiterör yasasını ihlal etmekten 2 yıl hapis, 14 bin
dolar da para cezasıpa çarptırıldı.
Haydar Demir: Ozgîir Halk dergisinin sahibi. Anti-
törer Yasasfnı ihlal etmekten 14 bin S para cezasına
çarptınldı.
Sedat Karakaş: Azadi'nin eski yazı işleri müdürü. 3.5
>il hapis ile 42 bin $ para cezasına çarpıtınldı.
Zana Sezen: Azadi'nin genel yayın vönetmenı, Yayı-
mlanan makaleleri nedeniyle hapiste.
Emeğin Bayrağı: (Haftalık sol gazete) Geçen yıl yayı-
mlanan 21 sayısından 18'ı toplatıldı. Sava yazı işleri mü-
dürlerinın 500 yıl hapis. 125 bin S da para cezasına
çarptınlmalannı istiyor.
Yücel Özdemır: Gerçek'in eski genel yayın yönetmeni.
80 bin S para ile 8 yıl 11 ayda hapis cezasına çarptınldı.
Kemal Tekın Sürek: Gerçek'in eski sahibi. Geçen yıl
sonuçlanan davada 94 bin $ para cezasına çarptınldı.
Aydınlık: Toplatılan 31 sayının 13'ü Şcytan Ayetleri'ni
yayımlamaya başladıklan için toplatıldı.
Özgür Gündem: (Kürt yanlısı günlük gazete) Yaaişleri
müdürlenne 246 aava açıldı. Davalann çoğunluğu Devlet
Güvenlık Mahkemelenne görülürken. Antiterör Yasası'nı
ihlal etmekten acılan davada vargılanan insan sayısı 73'e
ulaştı. Bunlardan 41'ı bölücü propaganda yapmaktan suç-
lu bulundu.
Yaşar Ka\a: Gazete sahibi 170 bin S para cezasına
çarptınldı.
Davut Karadağ: Eski yazı işleri müdürü. 2 yıl 3 ay hapis,
8 bin S para cezasına çarptınldı.
Uğur Mumcu: Cumhunyet yazan, araştırmacı gazeteci.
24 ocakta Ankara'da arabasına konulan bombanın patla-
ması sonucu öldürüldü.
31 martta bütün özel radyo ve televizyonlar kapatıldı. 8
temmuzda parlamentoda alınan karar uyannca yayınlan-
na tekrar başladılar.
de İslami kesımlerin hedefı haline gel-
dıklenneyer venldi.
CPJ raporunda. 1992 yılında öldü-
rülen 9 gazeteci gibi geçen yıl öldürülen
4 gazetecinin de kimler tarafından öl-
dürüldüğünün hala bilinmediği. açılan
soruşturmalann devam ettıği belirtildi
CPJ raporuna göre. etnik çatışmalar
nedeniyle öldürülen gazeteci sayısının
en yüksek olduğu Bosna-Hersek'te
1993 yılında 9 gazeteci öldürüldü. Ra-
porda. ıkı yildır süren savaşın hala bit-
memesı nedeniyle gazetecilerin hayat-
lannın hala tehlıkede olduğu belirtildi.
Raporda. geçen ekim ayında Rus-
ya'da Devlet Başkanı Boris Yeitsiıı'in
anayasayı feshetmesi üzerine çıkan
çatışmalarda görevienni yapmaya çab-
şan 8 gazetecinin öldüğü, bu sayının ise
ülke tarihınde şimdiye kadarki en yük-
sek rakam olduğu bildirildi.
Raporda. en fazla gazetecinin öl-
dürüldüğü ülkelerden biri olan Taci-
kistan ile Cezayir'de ise dini çatışma-
nın ön planda olduğu, Tacikıstan'da
dinci kesimler ile komünist hükümet
arasında çıkan çatışmada toplam 15
gazetecinin öldüğü, ancak ll'ınin halen
neden öldürüldüğünün bibnmediği be-
brtilerek Tacikistan'da öldürülen 11
gazetecinin neden öldürüldüğünün
araştınldığı kaydedildi.
CPJ raporunda, Cezayir'de ise bu yıl
içinde 9 gazetecinin öldürüldüğü belir-
tilerek İslami şiddetin giderek tırman-
masına dikkat çekildi. Öte yandan,
1993 yılında Somab'de 5, Angola'da 3.
Kolombiya'da 4, Kongo'da 1, El Sal-
vador'da 1. Gürcistan'da 3. Hondu-
ras'da 1. Hindistan'da 2, Lübnan'da 1,
Litvanya 1, Peru'da 1, Fibpınler'de 1,
Rvvanda'da 1. Güney Afrika'da 1 ve
ABD'de ise 1 gazeteci öldürüldü.
ürkiye'de sağ partiler, yağmayı
oya çevirmek için kaçak yapılara
gözyumdular; kimi "sol" çevreler
ise "sefaletin örgütlenmesi" için
gecekondulaşmaya bel bağladılar.
Kaçakyapı Geçmişte y aşanan bu man/ara pek hoş değil, ancak kaçak yapıları affetmek de sorunu çözmü) or.
sağın'oy' araa, solun 'kitie' tabanı
"Benim yoksul vatandaşımın, dişin-
den tımağından arttırarak >aptırdığı
kaçak konutlar için imar affı çıkarta-
cağız..."
1 Kasım 1992'dekı bazı belediyelen
içeren "yerel secimler öncesinde". dö-
nemin Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu,
Istanbul'da katıldığı bir toplantıda
halka yine aynı "müjdeyi" veriyordu.
Her zaman "oy deposu" olarak görülen
yoksul vatandaşın "dişinden tırnağı-
ndan" arttırarak yaptığı kaçak konut-
lar, yani gecekondular, bannma konu-
sunda devletin kuramadığı "sosyal
adaletin". doğrudan "halk tarafından"
sağlanmasının ürünlenydıler. O ne-
denle bunlan affetmek. topluma karşı
bir "vicdan borcunun"da yerine getiril-
mesıdemektı..
Aslında. bu "toplumsal söylem".
özellikle 197O'lı yıllardakı "sol sö.vlem"
içinde de oldukça yaygın ve " etkilh-
di."
Örneğın. yine 1977'deki. Mülkiye-
liler Birliği'nin düzenlediği "Büyük
Kent Belediyeleri ve Sorunlan" konulu
sempozyumda. "De»Tİmci Belediveler
Derneği" adına bir bildin sunan Der-
nek Genel Sekreteri Sahir Kocak şun-
lan söylüyordu:
"- Kuş bile, hay\an bile evini kendisi
yapar, fakat Türkiye'de insan evini ya-
parsa bu iş suctur. Gecekondu, genel sis-
temin çözmesi gereken konut sorununa,
bu sorunla karşı karşıva kalan yoksul
sınıfın bulduğu bir çözümdür. Bu İilkede
vaşama hakkı olan her vatandaşın en
doğal hakkıdır..." (Sempozyum Bildiri-
leri kitabı, s.166)
Bugünlerde de, özellikle yeni bir ye-
rel seçim öncesinde yine "patlama"
gösteren kaçak yapılaşmayla ilgili
tartışmalar içerisinde. gecekondular
için aynı "sol söylemin" taraftar bula
bildiği hala gözlenıyor. Örneğin, son
villarda yaşanan olayın artık bir "ban-
nma sorunu" değil. gecekondu olgusu-
na sığınılarak. "kent vağmasr* olduğu-
nu savunan Mimarlar Odası, haftalık
Express dergisinin 20 Şubat 1994 tarih-
li savısında oldukça sert bir dille eleşti-
riliyor. Oda'yı "sol gösterip sağ »ııran
yeni sağ akımın" başını çekmekle suç-
İayan^ve "yargüayan" E.\press yazar-
lan. Ümraniye'deki gecekondu semtle-
rinde süren "sefaleti" belgeleyerek
tartışmayı yine "elli yılın genel söyiemi"
ile smırlandınyorlar. Ünlü "1 Mayıs"
Mahallesı'nın muhtan Sabri Koçyiğit'-
in şu sözlerinı benimseyerek ve "yeter-
U" sayarak:
'"- Gecekondu yapan insanlar, ger-
çekten insanüstii fedakarlıklar göste-
rerek insanlık dışı vaşama kosuUaruıa
razı olmak pahasına gecekondu vapa-
biliyor (...) Devlet. Türkiye'de konut so-
nınunu çözmediğj sürece, gecekondu
yapmak en meşru haktır..."
Aslında. "zor durumda kalan" va-
tandaşlann. kendı sorunlannı kendi-
lennin çözmelenni: ve bunun giderek
yavgın bir "imar durumu" haline gel-
mesinı "doğal" ya da "meşru bir hak"
Osmanlılar döneminde gecekondu, kacak insaat ve sahli yağması sorunlan*
3. Ahmet'ten, istanbul Kadısı, Yeniçeri Ağası, Binaemini, Şehremini ve Hassa Mimarbaşıya ferman:
'Surlardakiyapılan yıkın, yoksa azarlanırsınız'
ORHAN ERİNÇ
Büyük şehirler sürekli bır gelişme
gösterirler. Dertler \e sorunlar bu
ilerlemeye göre ya zamanla çözüm-
lenir ya da yerlerinı yenılerine bıra-
kır. Halen dünyanın 40 önemlı met-
ropolünden biri olarak kabul edilen
İstanbul ise bu yönden ayn bir özel-
lik taşımaktadır. Çünkü her geçen
yıl biraz daha modern hüviyete bü-
rünmüş. fakat dert ve sorunlan hiç
değişmemiştir.
Şimdiye kadar yapılan araştırma-
lara göre et. ekmek. yol. su. pahalı-
lık gibi sorunlann asırlardan beri
sürüp gittiği bilinmektedir. Başba-
kanlık Arşivi'nde bulunan üç yeni
belge ise özellikle İkinci Dünya Sa-
vaşı'ndan sonra ortaya çıktığı ve
önde gelen sorunlar arasma girdıği
sanılan gecekondu. kaçak inşaat,
kanalizasyon, kamuya ait arazinin
halka kapatılması gibi konulann ıki
buçuk asırlık bir geçmışe sahip ol-
duğunu ortaya koymaktadır.
Bugün resmi istatistikler üzerinde
yapılan bir inceleme İstanbul'dakı
gecekondulann. bütün binalann
yüzde 40"ını, sakinlerinin ise nüfu-
sun yüzde 45'ini teşkil ettiğini orta-
ya koymaktadır. Başbakanlık Arşiv
Genel Müdürlüğü'nde bulunan 130
sayılı Mühimme Defterinin 379"-
uncu sahifesinde kayıtlı Şaban 1134
(Haziran 1722) tari'hli fermanda 3.
Ahmet şöyle demektedir:
"İstanbul Kadısı'na ve Yeniçeri
Ağası'na ve Binaemini ve Şehremini
ve Hassa Mimarbaşrv a hüküm ki:
Bütün kaleler ve özellikle saltanat
merkezi ve hilafet şehn olan 'Allah
bütün afetlerden konısun' İstanbul
suru üzerinde bına yapmak ve ağaç
dikmek eskiden beri
yasak olduğundan
başka. mezkûtsur sal-
tanat merkezi ve hila-
fet ülkesının çevresıni
örttüğünden. üzerin-
de bina ve ağaç bu-
lunması. muhtelif
ülke v e köşelerden ge-
len Hıristivan memle-
ketler elçilennın ve
halkının küçük gör-
me. alay ve devlet
adamlanmı avıpla-
malanna sebep olur
bir kötü durum oldu-
ğundan, çeşitli fer-
manlanmla yasak
olunmuşken kısa bir
süreden beri. seferle-
rin devamından do-
layı bazı kimseler
fırsat bulup ver yer
binalar ve barakalar
y apmış ve diğerleri de
birbinnı görerek
artmış olup Ahı-
rkapfdan Yedikule'-
ve kadar. sur üzerin-
de baraka. oturacak
ver ve kafesler koyup
ve bağçe ve ot kurut-
ma verleri yapıp ve
meyveli ve me>"vesiz
ağaçlar dikip ve nice-
leri dahi mecralannı
eskiden yapılan bu işe
aynlan özel büvük mecralara akı-
tmak ve bağlamak kendilenne bü-
yük masraf olacak düşüncesi ile ve
kalenın yıkılmasına sebep olacak-
lannı akıllanna getınnediklerinden.
kale duvarlannın dıledıklen yennde
delikler açıp mecralannı akıtmalan
ile çirkefleri esas kaleye sızıp kalenin
bazı bölümlerinin yer yer yıkılması-
na. bazı bölümlerinin de yıkılmak
üzere hale gelmesine sebep olmalan
ile bu durumun önlenmesi ve surun
tamınvebundan sonra. bugüneka-
darkı kötü durumu meydane getı-
ren yakışıksız işlerden
korunması. devîetimin
önemlı ışlerinden ve
saltanat namusumun
gerektırdiklerınden ol-
duğundan. siz kı yu-
kanda belirtilen kişiîer-
siniz, açıklanan mahal-
lere vanp. yukanda
yazılı olduğu üzere. es-
kiden ben oturulan ev-
lerden mada. kale
duvan üzennde meyda-
na getırilen barakalar.
oturacak yerler vc ka-
fesler ve bağçe ve ot ku-
rutma yerleri ve ağaç-
lann hepsını yıktınp.
bozdurup. söktürerek
ve ana mecradan baş-
ka. sonradan kale du-
vannda açtıklan delik-
leri dahi gizlice ve ko-
laylıkla açılmayacak
şekilde gereğı gıbı ört-
türüp kapattırarak bır
tekinin bile şimdi oldu-
ğu gibi kalmasına hıç-
bir şekilde izin vermek-
ten kaçınınız. Bundan
bövle ehliyetli adamlar
tayinı ile kontrolü ka-
rarlaşünlmış olup şöyle
ki; bundan sonra Ariır-
kapı'dan Yedikule'ye
kadar sur üzerinde ih-
das olunan binalar ve
ağaçlar ve diğerleri. sahiplennin ko-
runması için yıktınlmayacak ve
söktürülmeyecek ve yahut sonra-
dan açılmış mecralardan biri ka-
paülmayıp olduğu gibi bırakılacak
olursa azarlanırsınız. Ve bundan
sonra araştırma uzun sürmez dü-
şüncesiyle, ferman-ı hümavunumda
yusaklanan durumlardan birinin
yenıden mevdana geldığı duyulacak
ve öğrenılecek olur ise zaman geçi-
rilmeden çok şıddetli ceza ile sahıp-
lerinin cezası verileceği ve binasının
y ıkılacağı ve arsasına dev letçe el ko-
nulacağı kesınlıkle kararlaştınlmış
olduğunu da sahıplenne güzelce ılan
ederek duyurmanız ve bu mühim
emirden aynlmaya asla nza ve mü-
samaha göstermemeniz hususunda
ulu emnm çıkmıştır. Buyurdum ki...
Evasıt-ı Şaban 1134 (Haziran
1733)"
L tanılacak durum
Halen hemen herkesın. turizm
konusunun her ortaya atılışında
söylediği "Suriarın üzerine yapılan
ev İer > e dikilen ağaçlar şehrin yüz ka-
rasıdır. Gelen turistlere ayıp oluyor"
şeklindeki sözlerin de asırlarca önce
ve belki de ilk defa 3. Ahmet tarafın-
dan söy lenildığini ay nı belgeden öğ-
reniyoruz. Yine bugün Istanbul'u
baştan aşağıv a kaplayan bir kat mo-
dası bulunduğu herkes tarafından
bilıniyor. Bazı kimseler. şehrin
muhtelif yerlerindeki ahşap köşkle-
rin sahiplerine başvurarak arsalan-
na apartman yapmayı ve kendileri-
ne de istedikleri kadar kat vermeyi
teklıf ediyorlar. Eski köşkler
yıkılıyor. yerlerine yüksek apart-
manlar kuruluyor. İşte bu modanın
İstanbul'da ilk görüldüğü tarih de
1
7
19 v ılına kadar uzanıyor.
*Belselerle Türk Tarihi Dergisi.
Temmıız 1968
Sürecek
olarak gören anlayış, ülkemizde artık
salt gecekondu olayında da gözlenmi-
yor. Türkiye, giderek. bannma soru-
nunun ötesinde. "konut ticareti" ve
hatta "sanayi sektöriinde" bile yatı-
nmcılann yasadışı ve "nıhsatsK" yapı-
laşmayı yeğledikleri; dahası bu tutu-
mun da bir "hak" olarak kabul edile-
bildiği, açık bir "yağma ve talan" süre-
cini yaşıyor.
Demirerin yorumu
Örneğin, 3 Eylül 1992 tarihinde Lü-
leburgaz'daki Eczacıbaşı flaç Tesisle-
ri'ni hizmete açan dönemin Başbakanı
Süleyman Demirel, törenden önce. yö-
redeki 59 fabrikadan 49'unun "nıh-
satsız" olduğu ve o nedenle kurdelasını
kestiği tesisin "yasalara da saygüı" inşa
edıldiğıkendisinebildınldığınde."övgü-
lerini" şu yönde dıle getırmıştı:
"- Devlet bu vatınmlara engel ol-
mamalı. Demek ki 49 fabrikamız dev-
letin gereksiz formaliteierini aşmav ı ba-
şarmıslar, kalkınma varışına katıl-
mışlar. Bundan ders almalıvız..."
Bu anlayışı. gecekondulara da yansı-
tacak olursak. hiç kuşkusuz üpkı fabri-
katörler gibi, voksul halkın da "gerek-
siz formaliteleri" aşmayı başardıklannı
ve "ruhsat engeiini aşarak" konut yap-
ma "yanşına" katıldıklannı söylemek
olası. Ne var ki. ister fabrika olsun, is-
terse de milyarlık bir vılla ya da ilkel
yaşam koşullan taşıyan bır gecekondu
olsun. "ruhsat" denilen belgenin ne ol-
duğunu, neyi amaçladığını ve neye ya-
radığını tartışmadan, bunlann kaçak
olarak yapılmalannın getirdiği "kent-
sel ve toplumsal çöküntüvü" de görebil-
mek. değerlendirebilmek pek olası de-
il
'Ruhsatlı* olmak sorunu
"Ruhsat" sözcüğünün Türkçe kar-
şıbğı 'izin" demek. Ruhsatsız yapı,
imar mevzuatına göre gerekli izinler
alınmadan inşa edilen bina anlamına
geliyor. Bu tür yapılar ise elbette ki ön-
celiİcle 'izin verüemeyecek" yerlerde ya
da konumlarda inşa ediliyor.
Kimi yapılaşmaya neden izin veril-
miyor; ya da hangi tür yapılar "ruh-
saıa" bağlanabiliyor? Asbnda, bu so-
runun yanıtı, tmar Yasası'nın "amaç"
maddesinde özetlenmiş durumda.
3.5.1985 tarihinde yürürlüğe giren
3194 sayilı yasanın 1. maddesi şöyle:
"Bu kanun, yerleşme yerleri ile, bu
yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen,
sağlık ve çevTe şartlanna uygun tesek-
külünü sağlamak amacıyla düzenlen-
miştir."
Görüldüğü gibi. bir yapının "yasal"
olması demek. yani İmar Yasası'nın
kurallan içerisinde 'İzin alınarak"
yapılmış olması demek. sıradan bır
"ruhsat formalitesinin" ötesinde. çok
daha geniş ve önemli anlamlar içeriyor.
Kısa açıklamalarla irdelemeye calı-
şabm:
Birincisi: Bir yapıya izin verilebilmesi
için, bulunduğu arsanın. "imar piamna
göre" bellı bir inşaat hakkını taşıması
gerekiyor. İmar planlannda ise bu
haklar. öncelikle "kamu yaran" ve
"kentin, bölgenin genel çıkarlan" göze-
tilerek saptanıyor. Dolayısıyla. bir pla-
na dayanılarak ruhsat alan her yapı,
aynı anda "toplumsal haklara" da bellı
oranda "saygüı" bir imar koşuluyla
inşa edilmiş sayılıyor. Buna karşın. bir
plana dayanmayan ya da "planda imar
yasağı getirilen" bir alanda inşa edilen
her yapı ıse. ruhsatsız olmasının ötesin-
de. yine toplumun. kentin ve cevrenin
genel çıkarlannı "çiğneyen" bir nıtelik
ta^rnış oluyor.
Ikincisi; yine bir yapıya inşaat ızni
verilebilmesi için. "fen ve sağlık şart-
lanna uygun" projelerinın düzenlenmiş
olması: ve bu projelerin de "imar duru-
muna uygunluğunun" denetlenerek
onaylanması gerekiyor. Kaçak yapılar
ıçınse bu kural genelbkle verine getıril-
medığinden. kente ve çevreye verilen
zararlann ötesinde. yapılann doğru-
dan kendi nitebkleri de "uygarca" ve
'insanca" olamıyor.
Bütün bunlann ötesinde, aslında her
ruhsatsız inşaat. aynı anda "işçi sağlığı
ve iş güvenliği" açısından da gerekli ya-
sal yükümlülüklerin yerine getirilmedi-
ği, "sosyal haklardan yoksun" birer iş-
yeri özelliği taşıyor. Çünkü, inşaat ruh-
satlannın bir kopyası SSK ve Maliye'-
ye gönderilerek. o inşaatta çabşan işçi-
lerin "sigorta primlerinin" ödenmesi; ve
yine o inşaattan elde edilen gelirin
"vergüendirUmesi" yönünde denetim
olanağı elde ediliyor. Kaçak inşaatta
ıse , her ruhsatsız yapı, aynı anda çalı-
şanlann sosyal güvencelerinin sağlan-
madığı ve açıkça vergı kaçınlan bir faa-
liyete dönüşüyor...
YARIN:Artık
affedenlersuclu