07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17MART1994PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 TURKİYE'DE Adana Afyon Ajn Ankara Antalya Aydın Bursa ÇanakfcaJe Dcyartmfcır Edıme Erzurum Estaşebır slanbul zmır Kare Konya Safnsun Trabzon Zonguldak A 20 A 16 K 1 A 14 A 18 A 19 A 17 A 15 A 15 A 17 K 0 A 14 A 13 A 18 K 0 A 14 B 14 Y 13 B 14 • « ' 1 5 • -9 • 2 * • $ ' • «• ' 4 " • 6 - 1 0 - 1 5' ••10 " 1 ' ' 5 * 1 7 1 •-10 " 0 * • 4 * ° 4 ' " 5 ' DÜNYADA Metfioro(o)! Işlen Genel Mudurluğu nden aiınan bılgıye göre yurdun kuzeydo- ğu kesımlen çok bulutlu. Dogu Karadenız kıyilan yağmurîu, Do$u Anadolu nun kuzeydofiiisukaryağtşlı dığeryerleraz bulutlu veaçtkgeçeceK Havasıcatüığı artacak Deni2tenmızde rüzgar, Akûenız de gunbatısı ve lodos, diğer derifZfdo mızde kıble ve lodostan. AKdenız ve Marmara'da 2-4 dıger denızierımı*Je 3-5 Kuwetır>de saatte 10-21 denız mılı htzla esecek Van Gölu nde hava parçatı bu- lutlu geçecak Amsterdam Amman Atına Bağdat Bonn Brûksel Cenevre Cezayır Frankfurt Leftoşa Pelertburg Londra Madnd Mılano Moskova Munıh Oslo Pans Prag Rıyad Roma Vyar.a K 4 A 18 A 2 0 B 18 Y 12 K 5 B 13 A20 Y 11 A 20 K 2 Y 10 A 16 A22 K 0 Y 11 K 2 B 12 K 5 A28 B 13 Y12 j Yağmurîu Bulutlu Sıslı $ Güneşh § K a r İ 1 Anne sevecenliği FLORİDA,ABD-Peg Riape adlı kadın, tam 28 yıldır yavru karacakn bir anne sevecenliği içinde besleyip koruyor ve sağlıklı biçimde büyümelerini sağlıyor. Yavrulan eliyle besleyen Riape "çevrenin kirlenmesi, motorlu taşıtlann çoğalması ve avcılann zalimliği karşısında benim gibi düşünen herkesi yavrulan korumaya çağınyorum" diyor. Çarpıcı defîle NEVVYORK- Modacı Gossard. bütün dünyada kapışılan sutyenlerine yeni modellerekledi. New York'taki son defılesinde, geriye dönüşyapan Gossard'ın mankenleri, 1960'lan anımsatanve göğüsleri kaldıracak şekilde tasanmlanmış sutyenleri izleyicilere sundular. GUM)EM MTJSTAFA BALBAY ANKARA-Koalisyon hükümeti, "Kürt realitesini tanıyo- ruz'dan şu noktaya geldi: "Bugünkü sınırlar içinde yaşayan Türk ulusu, yaklaşık bin yıldan bu yana bir arada yaşayan toplulukların kayna- şarak meydana getirdiği bir bütündür..." Başbakan Tansu Çiller'in dün düzenlediği basın toplantı- sında dağıtılan "Terör ve Ekonomi Üzerine Dobra Dobra" başlıklı kitabın 6. sayfası aynen böyleydi. Demirel-İnönü koalisyonu işbaşına geldiğinde Demirel'- in ilk demeçlerinden birisi, "Kürt realitesini tanıyoruz" o\- muştu. Koalisyon protokolünde de demokratikleşmenin yanı sıra, Güneydoğu'da korucu sısteminin kaldırılması, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin kaldırılması gibi vaatler yer almıştı. Bunlar bugün de geçerli. Koalisyon Demirel- İnönü ikilisinden, Çiller-Karayalçın ıkilisine yumuşak geçiş yaptığında, Çiller'in ilk demeçlerinden biri de şöyleydi: "Güneydoğu da yaşanan terörü yok edeceğim. O yörede yaşayan yurttaşlarımıza kültürel haklar verilmesini sağla- yacağım, Kürtçe radyo-televizyona izin vereceğim..." Çiller o noktadan bu noktaya geldı. Anlaşılan, herkes iş- başına gelirken başka, işin içine girince başka düşünüyor. Başbakanlarınyaklaşımlarındakıbudeğışimlerde, daha Güneydoğu'da yaşananların "teşhis" bile edılemediğini ortaya koyuyor. Aynı kitapçıkta PKK için, bir yerde eşkıya, bir yerde terör örgütü, bir yerde katil sürüsü, bir yerde maf- ya deniyor. Uzatmamak için bunların anlamlarını açmıyo- rum, ama her biri farklı içerikteki tanımlamalar bunlar. Ger- çekçi olmak zorundayız. Avrupa'da büro açmış bir örgütün ne olup ne olmadığını açıkça ortaya koyup, "Bu, budur" demekgerekiyor. Bugün yapılanıse "durumagöretanım"- dır. Başbakan'ın övünerek anlattığı bir başka konu ise, son on yıl ile son yedi ayda öldürülen teröristlerin sayısı. Baş- bakan, "Bizim yedi ayda ölü ya da sağ ele geçirdiğimiz te- rörist sayısı rekor düzeydedir. Onların yedi yılda yapama- dığını, biz yedi ayda yaptık" diyor. Dağıtılan rakamlara bakıyoruz, son 10yı Ida6 bin 313'ü ölü, 10bin389terörist"ef- kisiz hale getirilmiş". Bu rakam 50. hükümet döneminde ise toplam (ölü ve sağ) 4 bin 306 olmuş. Çiller, bu rakamları gurur kaynağı olarak verdi, ama tab- loya tersinden bakmak gerekirse, demek ki, terör örgütü- nün gücü ve boyutu giderek büyümüş... Niçin büyüyor? Yapılamayan bir şey mi var? Araştırılması gereken budur. Terör örgütü, daha çok as- ker, daha çok vatandaş öldürmeyi varJık nedenı sayabilir, ama devlet, hükümet, adam öldürmekle övünemez! Çiller'in basın toplantısmm başrolünde yine Mesut Yıl- maz vardı. Yanlış saymadıysam tam 21 kez adını andı. Yıl- maz kaçtı, Yılmaz hızımı kesıyor, Yılmaz'ın genel başkanlı- ğı tartışılacak, DEP'te Yılmaz bızi yalnız bıraktı... Başbakan ekonomiyle ilgilı soruları yanıtlarken kendimi üniversitede Genel Ekonomi dersinde hissettim. Başbakan önce kendisine soru sordu, sonra yanıtladı. Ekonominin özetı şu: Merak edecek bir şey yok, 94te tamirat, 95'te rahatlama, 96'da refah... Bunun sonucunda da halk koalisyon ortakla- rını ödüllendirecek... Çiller basın toplantısına değışik bir yöntemle başladı. Yedi ay önce ilk Başbakanlık günlermde gazete manşetle- rini yanında getirmiş. Bazılarını okudu: "Güneydoğu alev alev", "Sarsılıyoruz", "Moral sıfır", "Ülke nereye gidiyor?", "Tehlikeli tırmanış." En son da kendi demeçlerinden birisini gösterdi: "PKK ile savaşı kazanacağım." Başbakan sonra da yukarıda sözünü ettiğimiz rakamları özetledi. Gerçeği söylemek gerekirse, bir yandan ne kadar çok adam öldürüldüğünü anlatıp övüneceksiniz, Güneydoğu'- da "Kürtsorunuyoktur, salt terör sorunu vardır" diyeceksi- niz, bir yandan da 21 mart arifesınde "Nevruz'u resmi bay- ramyapacağım "deyipbazıkesimleremaviboncukdağıta- caksınız. Bunlar samimi politikalar değil... Bu topraklardan bugüne kadar tam 42 uygarlık geçmiş. Bütün bu uygarlıklardan süzülüp gelen gelenekler, yaşam biçimleri Anadolu insanına yerleşmiş. Anadoju'nun yüzde 98'i Müslümandır, ama pek çok gelenek hala İslamiyet ön- cesine aittir. örneğin Şaman dininin bazı gelenekleri hala yaşamaktadır. Küçük bir Anadolu kasabasına gidin, adının Asurlularca verilmiş olduğunu görebilırsınız. Anadolu bir gökkuşağı gibidir, hiçbir rengini yadsıya- mazsınız. "Hepsikarıştı Türkoldu"demek, gökkuşağını tek renge boyamaktır. Gökkuşağı gıbı, bütun renklerı kabul et- meli ve bir arada tutmalıyız. 380 kadın öğretim üyesinden Başbakan'a kaygı mektubu • Baştarafi 6. Sayfada Kûçûker, B. Soytürk, Ç. Atak, M. Rjdvanoğullan, B. Yaylalı, A. Seven, S. Dervişoğlu, O. Do- ğubay, S. Göksel, M. Öztürk, F. Güler Kahraman, M. Değer, R. Okamur, F. Aksoy, B. Öz, A. D. Erten. Z. özaydın, P. Uygar, Z. Güven, T. Atabek, N. Akyolcu, M. Kabanibağolu. S. Erdoğan, Z. Duma, S. Savaşer, B. Yürü- gen, N. Tuncel, Y. Ozsoy, G. Ye- uer, N. Cesur, K. Akküçük, S. Er- gun, N. Ural, Y. Anü, N. Y. Ateş, D. Ü. Anboğan, U. Uras, Y. Yıldız, D. Dedepğlu, H. Çatalca, N. Kjratiı, Y. Üresin, Ş. An, A. Olgun, G. Uakoğlu, Ş. Balkent, B. Demiriş, A. Z. Ergün, K. Meli- koğlu, G. Gönen, K. Akin, N. Seyrek. D. Uçaner, B. Katipoğlu, ö . Tunceli, F. Ö. Çavuş, Z. YazKi, A. G. Arkan. D. O. Yıllar, A. Barlas, Y. Yeğenoğlu, G. Özarmağan. A. Sanca, G. Kü- lekçi. D. İ. Yaylalı, S Ince. M. Büyfikakyüz, N. Yüzbaşıoğlu. H. Romanlannız ve ansikJopedileriniz yerinizden alırur. Tel:5540804 Gürdal, C. Alatlı. B. Özer, Z. Çebi, A. Apaydın, M. Konan, K. Babadağ, G. Aksoy, G. Taşocak, G. Görak, A. Kavakb, A. Coş- kun, S. Oktay, T. Tunçel, F. Me- riçli, A. Kat. S. Atmaca, E. Toru- noğlu, K. Alpınar, N Akev. Z. Tıınca, M. Erk, N. DirekçigiL, Z. İpşiroğlu, A. Topal, S. Kamer, Y. Ceyhan, S. Altınsaçlı, K. Akgün, Z. Uygar, Ş. CeMr, S. Birsel,M. Atıcı, A. N. Akbulut, D. Koou- koğlu, G. Kiiçükhüseyin, S. Cive- lek, G. Güldamla, K. Ushı, Y. Tüter. S. Sandıkçı, A. Songül, S. Memıertaş, G. Andiçan, H. Uzun, A. Berkmen, G. Baloğlu, Ç. Ç. Uygur. Z. Calay, N. Uy- gun, O. Balkaıüı, Z. Artvinli, Z. N. Tütüncü, H. Alzager. H. Ko- çak, S. Gürkan. N. Enç, R. Aca- roğlu, B. Çakıroğlu, N. Bahçecik, S. Erişkan. M. Oraliş, S. Özdiyar, F. L. Tektunah, Y. Yıldız, O. YağLZ, A. Sömer, A. Dindar, N. Ortayü, A. Mayır, N. Bilge, O. Kıbç. G. Gü\enflirA H. M. Duru, G. Yıtaıaz, A. K. OzeL Z. Çiçek, M. Kalkan, S. Yöney, T. Çalla- vun, L. Üner, A. Man, B. Gihbay, O. A. Algan, H. Y. Caner, Ş. Gök, M. Erderer, Z. Yılmaz, F. Dirçer, A. Çınar, B. Mosellim, F. D. Ozden, L. Akalın. Çe\refaciasuıuıeşiğindeyiz Baştarafi 1. Sayfada linti. Bu durumda binlerce ton petrolün tam birçevre faiası ya- ratacağını ifade eden bu kişi. sızan petrol nedeniyle denizde 5 ayn noktada yanşn çıküğını söyledi. Yetkili. sürüklenmenin durdurulamaması ve rüzgann ters esmesi halinde tankerin "serseri mayın" gibi Boğaz'a gi- rebileceğine dikkat çekti. Kazayla ilgili soruşturma Sa- nyer ve Beykoz cumhuriyet savcılıklannca sürdürülüyor. Sanyer Cumhuriyet Savcısı tl- han Denizsu, kazanın kendi gö- rev bölgelerinde gerçekleştiğini, Beykoz'daki soruşturmanın yardımcı nitelikte olduğunu be- ürtti. Beykoz Cumhuriyet Sav- alığı'nın karaya oturan Sea Broker gemisinin sağ kurtulan personeîînin ifadesini alarak hazırlayacağı dosyayı kendile- rine göndereceğini belirten De- nizsu, soruşturmanın bilirkişi ön raporu aşamasında oldu- ğunu kaydetti. Denizsu, hazır- lanacak ön raporla kazadaki sorumluluk paylannın sapta- nacağını ve ilgjliler hakkmda Türk Ceza Yasasfnın ilgili raaddeleri uyannca gerekli işle- min yapılacağını bildirdi. Deniz kazasının yol açtığı tehlike nedeniyle Rumelika- vağı'ndaki Kilavuzluk İstas- >onu"nda ilgililer, bir durum değerlendirme toplantısı yaptı- lar. Devlet Bakanlığı Müsteşan Timıır Erkman, tankerin rüzga- nn yönü de dikkate alınarak açığa çekildiğini ve yangının kontrol altına alınmasına çalı- şıldığını, İstanbul Boğazj'nın tehlike geçene kadar bir süre daha kapalı tutulacağını belirt- ti. Toplanüdan sonra vapılan açıklamada vatandaşlar. kıyı- larda binken petrol atıklan ko- nusunda uyanldı. Açıklamada, bu atıklann üzerine herhangi bir yanıcı madde atılmaması is- tenirken deniz ürünlen üzerin- de yapılan incelemelerde bun- lann yenmesini engelleyecek herhangi bir bulguya rastlan- madığı kaydedildi. Yetkililerin tehlike olmadığ] yönündeki açıklamalanna kar- şın İstanbul Üniversitesi Su Urünleri Fakültesi Dekanı Prof. İsmet Baran. kirlenmenin su ürünlerinde kanserojen etki yaratabileceğine dikkat çekti. Denize yayılan petrolün su ile havanın bağlantısını keseceğini ve havanın suya kanşmasını önleyerek sudaki oksijenin azalmasına yol açacagını ka>- deden Baran. bölgede Yunus araştırma gemisinin de kirlilik saptaması için çalışma > aptığını ifade etti. Boğaziçi Cniversitesi öğretim üyesi Prof. Kriton Curi de denize yayılan petrolün, böl- gedeki deniz canlılanvla kuşla- ra zarar verdiğini açık'ladı. Samatya, Beşiktaş, Büviik- dere, İstinye ve Beykoz balıkçı dernekleri adına açıklama va- pan Beşiktaş Bahkçılar Derneği Başkanı Zafer Murat Çetintaş. yayılan petrolün kullandıklan deniz araçlannı, ağlan ve tek- neleri kullanılamaz hale getirdi- ğini söyledi. Çevre kirliliğinin av alanlan, deniz urünleri ve bahklara zarar verdiğini kayde- den Çetintaş, petrol tankerleri- ne kapatılmaması halinde Bo- ğaz'da trafıği engelleyecek ey- lem yapacaklannı belirtti. Anadolukavağı'nda karaya oturan Sea Broker adlı kuru yük gemisinde sürdürülen en- kaz kaldırma çahşmalan sıra- sında yeni bir ceset daha bulun- du. Bulunan son cesetle birlikte 18'i Sea Broker. biri Nasia ge- misinden olmak üzere ölü sayısı 19"a vükseldi. Çiller'den 3 mavi boncuk ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Tansu ÇiUer "1994 ydının seçim ydı değil, eko- nomide tamirat ydı" olacağını vurgulaj arak "Daha işin başuıda- yız. Biz olnıadan. DYP olmadan Türki>e'de hükümet çıkarmak münıkün değildir. Biz bırakıp kaç- mayız" dedi. Çiller aynca gece- kondulara "SOB kez" af vaat etti. Mevcut yasalarla kaçak yapılaş- marun önlenemediğine dikkat çe- ken Çiller, "Ortada iki tercih vardır. Ya yıkacaksın veya affede- ceksin. Biz affetmeyi, ama son kez affetmeyi ve ondan sonra da >a- saklayıcı ve önleyici gerekli riim tedbirieri almayı "tercih ediyonız" dedi. Çiller "iki yıl önce iki anah- tar hayalini dile getirdiğini" de anımsattı ve "2001 ydında herke- sin mutlaka kendi konunı olsun, ama kira öder gibi taksitlerk evle- ri obun istiyoruz" sözleriyle iki anahtardan biri olan konutun anahtannın 2001 yılına kaldığını ifade etti. Çiller, özelleştirmeden bu yıl 3.5 milyar dolarhk gelir el- de edileceğini açıkladı. Başbakan Tansu Çiller'in dün düzenlediği basın toplantısı sıra- sında gazetecilere. Başbakanlık tarafından haarlatılan ve koalis- yon hükümetinin 8 aylık icraatını kapsayan 3 ayn kitapçık dağiül- dı. "Dobra Dobra" adlı kitapçık- ta, terör ve ekonomideki gelişme- lere ilişkin görüşlerini dile getiren Çiller, "Daha işin Başındayız" isimli broşürde ise. 8 aylık icraat- lannın "doğnıluğu >e haklılığuıı" vurguladı. Çiller, "Vatandaşlanmla Soh- bet" adlı kitap>çıkta ise "zaman ve destek" beklediğini dile getirdı. Bu kitapçıkta, DYP'nin "Laik ve Müsiüman Türkiye'yi, Atatürk- çüJüğü savunan" bir parti olduğu- nu kaydeden Çiller, pariı ıçı mu- halefete, "Böyle bir partinin men- supian olarak kırgınlıklarunız, küskünlüklerinıiz olmasın. Aramızda küskünlerinüz varsa banşsın, birbirine sanlıp kucak- laşsın" mesajını gönderdi. "Terör ve Ekonomi Czerine Dobra Dobra" adlı kitapçıkta, Türkiye'de "Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır" diyen Çiller. DEP milletvekillerinın dokunul- mazlıklannın kaldınlraası konu- sunda da "Uzun zamandan beri TBMM çatısı altında miUetin ve- kili srfatı ile bulunan, öte yandan be\»lrrwrBavnmış!an ile açıkça böİücülük yapmaktan >e bo'lücü örgütün kanlı eylemlerini kına- mak yerine destekler >e hatta kış- kırtır göriinüm sergilemekten vaz- geçmeyen bazı kişllerin dokunul- ma/lıklarının kaldırılması gerçek- teşmiştir" 'PKKterörünün hakkından geliriz' Çiller, 1994 yılı yaz aylannın terörle mücadelede dönüm nok- tası olacağını kaydetti. Çiller, "Biz PKK teröriinün hakkından geliriz. Yeter ki hızımızı kesmesin- ler" diye konuştu. Çiller ekono- mideki sorunlara değinirken. "tüm sonınlann temelinde ANAP iktidarlarının 1980-1989 yıUarı arasında aldığı dengesiz kararlar'- *ın yattığını savundu. Çiller, eko- nomideki terörün bitırilmesinin çözümünün "özelkştirme" oldu- ğunu söyledi. Çiller "1994 yılı ekonomide tamirat ydıdır. Elimiz- de sihirli değnek yok. ama ekono- mideki terörü sona erdirecek çö- zümleri biüyoruz" derken. ANAP lıden Mesut Yılmaz"ın "kaçtığını" yineledi. Ekonomiye neşteratarken büyük halk kitlele- nne hiç zarar vermediklerini sa- vunan Çiller. devalüasy onun ge- niş halk kitlelerine zarar vermedi- ğinı. faizden yararlanmak için büyük oranda dövizle borçlanan bankalara, büyük sermayeye za- rar verdiğini söyledi. Çiller, PTTnin "T" sinin özel- leştirilmesinden 2.2 ile 2.7 milyar dolar civannda kaynak sağlana- cağını. özelleştirmeden 2001 yılı- na kadar toplam 37 milyar dolar beklediklerini ifade etti. Çiller, gecekondu konusunda- ki görüşlerini aktanrken de. bu- gün yalnız İstanbul'da evinin ne zaman yıkılacağı korkusunu ya- şayan 1 milyon 300 bin insanın olduğuna dikkat çekti ve "Yani bunlan yıkıp yerle bir etmek miimkün müdür? Sebebi ne olursa olsun hangi vicdan sahibi btınu ya- pabilir. Biz hem yeni gecekondıila- ra izin vermeyeceğünizi hem de çö- zümü söylüyomz. Mevcut yasa- larla kaçak y apılaşma belli ki ön- lenemiyor. Bugüne kadar yapdan- lar varsa da bu günah bize ait de- ğil. Ortada iki tercih vardır. Ya yı- kacaksın veya afTedeceksin. Biz affermeyi. ama son kez affetmeyi ve ondan sonra da yasaklayıcı ve önleyici gerekli tüm tedbirieri al- mayı tercih ediyoruz" dedi. Çiller "İki yıl önce dile getirdiği iki anahtar hayaline" dikkat çe- kerken de konut anahtan için 2001 yılını hedef gösierdı Kira öder gibi Çiller "2001 yüuıda herkesin mutlaka kendi konunı olsun, ama kira öder gibi taksitlerle evleri ol- sun istiyoruz. Bu alanda önemli gi- rişûnleri de başlaftık. Mesela, Emlak Bankası dar gelirlüeri ko- nut sahibi yapacak bir dizi projeyi tstanbul'da. Ankara"da ve Izmir'- de ve bütün yurt sathında hayata geçimıek için gerekli hazırlıkları tamamladı. Konut açığının büyük olduğu kentlerden başlayarak yur- dun her köşesinde modern, her tür- lü alry apıy a sahip konurJarı sürat- le hazırlayıp, dar ve sabit gelirli vatandaşlarunızın istifadesine su- nacağız" dedi, Çiller. nevnızun resmi bayram ilan edilmesine iliş- kin sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Nevruz resmi bayram olacak. Bu konudaki çalışmamız sürüyor. Ben ısrarla bu yıla yetişmesini iste- dim. ama olmadı. Önümüzdeki yıl nevnızu resmi bayram olarak kut- layacağız." Kültür Bakanlığıharekete geçiyor MEHMET DEMtRKAYA Kültür Bakanlığı ve Çekül Vakfı ile Uluslararası Anıtlar ve SİTler Konseyi'nin(ICOMOS) Türkiye temsilcileri, îstanbul Bo- ğazı'nın deniz kazalanyla yok ol- maması için harekete geçti. Kültür Bakanlığı müsteşan Prof. Emre Kongar, bakanlık olarak. dünya mirasının en güzel örneklerinden biri olan İstanbul Boğazı'nı petrol taşımacılığına kurban edilmesine izin vermeye- ceklerini söyledi. Mimarlar Odası İstanbul Bü- yükşehir Şubesi, İstanbul Bo- ğazı'nın uluslararası petrol ve gaz taşımacıhğına kapaülmasını iste- di. Anadolu ve Rurneli hisarlan, Boğaz'ın en dar yerinde bulunu- yor. Aynı zamanda kültürel zen- ginliğimiz önemli örneklerinden olan yablar da Boğaz'ın hemen kıyısında yer alıyor. Petrol tan- kerlerinin tarihi hisarlara verece- ği zarar, dünya petrol tröstlerinın bütün varhklannı ortaya koyma- lanyla giderilebilir mi? Montreux Anlaşması'nın sağ- ladığı serbest geçiş hakkı nede- niyle bir gün yok olma tehlikesiy- le karşı karşıya kalan, tarih. kül- tür ve tabiat zenginlikleriyle dolu İstanbul Boeaz'ı nasıl koruna- cak? Kültür Bakanbğı. bu konuda harekete geçti. Kültür Bakanlığı müsteşan Emre Kongar, İstan- bul 3 Nolu Koruma Kurulu'na gönderdiği faks talimatında. kül- türel ve doğal SİT alanı olan Bo- ğaz'ın korunabilmesi için. ulusal ve uluslararası sözleşmelerden doğan yasal olanaklann araştın- Imasını istedi. Yurt içinde ve dışında harekete geçeceklerini belirten Emre Kongar görüşlen- ni şöyle anlattı: "Konuyu incele- meleri için 3 nolu kurula talimat verdiriyorum. Gerekirse uluslara- rası düzeyde harekete geçilebile- cek, milletlerarası anlaşmalann maddeleri arasnnlacak. Bütün Boğaz, bizim SIT alanımız. Kül- tür Bakanlığı olarak Boğaz'ı. dün- ya mirasının bu en güzel örnek- lerinden birini petrol taşımacılığı- na kurban edilmesine izin \erme- yeceğiz. Bu konuda Bakanlık ola- rak tavrınıız çok açıkfır." Tanker kazasıyla birlikte acil olarak harekete geçen bir diger kuruluş ise Çekül Vakfı. Vakıf OLAYLARIV ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada diye öğrencileri zorlayabilir miyiz? ilk bakışta bu yaklaşım haklı görünebilir; ama, dün- yanın her yerinde, çeşitli okulların ya da fakültelerin kendine göre görenekleri oluşmuş, kurallan benimsen- miştir. Bir kız öğrenci, aşırı mini etekle derse gelirse, ya- kışıksız olmaz mı? Çevresi bu giyimi yadırgayabilir. Kara çarşafın yadırgandığı da kuş- kusuzdur. Hele bu giyim ku- şam bir siyasal gösteri için bayrak gibi kullanılıyorsa, hoş olmaz. Kimi okulda öğrencilerin belirli bir üniforma giymeleri zorunludur. Üniversitelerde, bu kadar olmasa bile, ortak bir paydada buluşmamn ge- reği açıktır. Kara çarşaf, öğ- rencinin kimliğini saklayacak ve gizleyecek bir giysidir, kullanılmasında çeşitli sakın- calar vardır. Ancak şeriatçılar bunun gi- bi olayları bir "siyasi müca- delearacı "sayıyorlar. islam- cıların din devleti kurmak yo- lundaki politikaları gün geç- tikçe daha çok açığa çıkıyor, şeriatı toplum düzeni olarak benimsetmek yolunda yeşil bayrak açılmıştır. Yapılacak iş, şeriatçılara demokratik cumhuriyetin ya- salarını anımsatmak ve uy- gulamaktır. Eğer üniversite- de kara çarşaf isteniyorsa, şeriatçı siyasal partinin de- mokratik düzende iktidara geçerek, bu yolda yönetme- liklerini ve yasalarını koyma- sı gerekir. Demokrasilerde anayasa, yasa, tüzük, yönet- melık gibi kurallara bütün yurttaşlar uymak zorundadır- lar. Devlet dairelerine, ilkokul- lara, liselere, üniversitelere, camilere, kışlalara devam eden insanlardan belirli gi- yim kuşam kurallan na uyma- larını istemek ve beklemek demokrasinin gereğidir; öz- gürlüklere karşıt bir davranış değildir. • • • DGM'den DEP'lüereidam istemi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gözaltı süreleri dün do- lan DEP milletvekilleri ve Şır- nak Bağımsız Milletvekili Mah- mut Alınak, sorgu hakimlennın dosyalan yeterince inceleyeme- mesi üzerine yeniden gözaltına alındılar. Ankara Devlet Gü- venlik Mahkemesi'nin (DGM) milletvekillerinın dokunul- mazlıklannın kaldınlmasına neden olan dosyalar dışında. yeni savlar içeren dosy alar hazı- rladığı öğrenıldi. Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, tutuklu millet- vekillerinin idam istemiyle yar- gılanacağını belirterek. "Tüm sanıklan, Türk Ceza Kamınu'- nun 125. maddesine muhalefet- ten haklarında tutuklama kararı veriunek üzere mevcuden yedek üyeliğe sevk ettik" dedi. DEP Genel Başkanı Harip DicJe'nin "susma hakkını" kullanması üzerine diğer sanıklardan ayn bir bölümde tutulduğu ve 5 gündür açlık grevinde bulundu- ğu ileri sürüldü. DGM Başsavcısı Demiral, İsviçre parlamentosunun Lo- zan kanadından Irene Gardiel ve Zürih kanadından Ernst Sie- ber'e milletvekilleriyle görüşme izni vennedi. İsviçreli parla- menterler. İsviçre parlamento- sunun temsilcisi olarak Tür- kiye'ye geldiklerini ileri sürdü- ler ve tutuklu mılletvekillerine destek ziyareünde bulunmak istediklerini söylediler. 15 gündür Eözaltında tutulan DEP Genel Başkanı Hatip Dic- le. DEP milletvekilleri Leyla Zana. Orhan Doğan. Sırrı Sa- kık, Ahmet Türk ve Şırnak Ba- ğımsız Milletvekili Maiunut Alınak, dün sabah 06.30 sırala- nnda DGM'ye getirildiler ve DGM savcılığınca yeniden sor- gulandılar. Milletvekillerinin sorgusu öğlen saatlerine doğru tamamlandı. Milletvekillerine ilişkin dosya saat 13.30'da iki DGM yedek üyesine iletildi. Yargıçlar. 19 klasörü aşan dos- yalan incelemek için süre istedi- ler ve gece boyunca dosyalar üzerindeçalışacaklannı belirtti- ler. Yargıçlann isteği üzerine, DEP milletvekillerinin gözaltı süresi uzatıldı ve milletvekilleri bir minibüse bindirilerek Anka- ra Emniyet Müdürlüğü'ne geri götürüldüler. Yeni iddialar DGM'ye gelen avukatlar DEP'lilerle görüştürülmedi. Avukatlann. DGM binasına girerek sanıkJara ulaşma çaba- lan sonuçsuz kaldı. DEP'lilerin avukatı Hasip Kaplan, müvek- killeriyle görüşmesine ızin veril- mediğini belirterek DGM'nın tutumunu vasadışı olarak nite- ledi. DGM'de bulunduğu süre içensinde kendisine kötü dav- ranıldığını savlayan Kaplan, "Bize avukat gibi da>ranmadı- lar. Şuraya orurma. buraya git- me gibi kısıtlamaiar karşısında kendimi kışiada hissettim" dedi. Kaplan. şu açıklamada bulun- du: "Avukat arkadaşlarla bir di- lekçe verdik. MiUetvekillerinin, eğer >ermişlerse, ifade rutanak- lanndan birer örnek istedik. Bunu da hakimler kararından sonra vereceklerini söylediler. Bizim gördüğümüz, Meclis'te görüşülen dosyaların dışında ek dosyalarm bulunduğu. Avukat arkadaşlarla birlikte TBMM Başkanlığı'na başvunıp, Baş- kaıilık Divanı'nın bir karar ver- mesini isteyeceğiz. Dokunul- mazlıkJar toplam 19 dosya için kalktı ve yalnızca bunlar için yargüama yapılabilir." TRTden bilirkişi Milletvekillerine yöneltilen suçlamalann büyük ölçüde te>p ve video kasetlerine da- yandınldığı öğrenıldi. DGM. kasetlerde tahrifat, montaj. oy- nama olup olmadığının belir- lenmesi için TRT'den ses vç gö- rüntü uzmanı istedi. Uzmaft- lann görüşlerini bilirkişi raporu olarak DGM'ye sunacaklan belirtildi. Belediye • Baştarafi 1. Sayfada hasar gördü. Üç kişi olduklan belırlenen saldırganlardan Mustafa Sancak (43), olava müdahale eden bina güvenlik görevhlerince yaralı oiarak ya- kalandı. Bacağından y aralanan Sancak. kaldınldığı Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Saldırganlann iki- sı kaçmayı başardı. Saldırgan- lann molotofkokteyli dolu sandığın yanı sıra vanlannda getirdikleri benzin bidonlanyla belediye binasını kundaklama- ya çalıştıklan belirtildi. Boşnak-Hırvat anlaşması yarın • Baştarafi 1. Sayfada koyacaklanm. bu ülkeler dışında Rusya. AB "troykası" ve Türki- ye'nin tanık olarak katılacak- lannı bildirdiler. AB "troykası". birliğin şu anki dönem başkanı Yunamstan. evvelki dönem baş- kanı Belçika ve haziran ayında dönem başkanlığını devralacak Almanya'dan oluşuyor. ABD Büyükelçiliği'ne dün ak- şam saatlerinde. Çetin'in yann geleceği ve gerekli hazırlık'lann yapılmasını içeren bir talimat gönderildiğı öğrenildı. Çetin. ABD'de yann Türk gazeteciler için bir basın toplantısı da düzen- leyecek. îmza töreni için davetın dün ABD Başkanı B0I Clinton tarafından yapıldığını bildiren kaynaklar. Fransa Dışişlen Ba- kanı Alain Juppe'nın Ankara'da yapacağı göriişmeler nedeniyle Çetin'in programının ayarlan- masında güçlük yaşandığını bil- dıriyorlar. Dışişlen kaynaklan. Türkiye'- nin imza törenine davet edilmesı- nin. Ankara"nın Bosna-Hersek sorununun çözümü ıçın yaptığı yapıa katkılann \e Hırvatlarla Boşnaklar arasındaki diyaloğun kesılmemesınde oynadığı rolün onaylanması anlamına geldiğıni kavdettiler. Başkanı ve aynı zamanda TBMM Kültür ve Sanat Danı- şmanı olan Metin Sözen, ulusla- rarası sözleşmeler ne olursa ol- sun. bağımsızlık ve kullamm hakkı olan bir ülkenin boyundu- ruk altında bırakılmaması gerek- tiğini söyledi. îstanbul Barosu ve Mimarlar Odası ile ilişkıye gire- rek. uluslararası alanda nelerin yapılabileceğini tartışacaklannı açıklayan Metin Sözen, uluslara- rası mahkemelere başvurmanın pratik yolannı arayacaklannı be- lirtti. Konunun uİuslararası hu- kuk içerisine girmesi nedeniyle. bu alandaki uzmanlann gönîşle- rine gereksimleri olduğunu vur- gulayan Sözen şunlan söyledi: "Uluslararası alanda yapacağı- mız girişimlerin hangi sahadan ge- çeceğini hızla saptamamız gereki- yor. îkincisi bize bu konuda kolay- İık sağlayacak bireyleri harekete geçirmemiz lazım. Bunların arka- sından, bizim ayranı kabarmış siyasilerin üç gün süren heyecamn durdurulmaması lazım. Herkes olaya farklı tarafından bakıyor. Balığıydı, yalısıydı, yeşiliydi. Evet bunlar gerekli. Âma bir dağınıklık var. Bütünü kaybetmememiz lazım. Onları yadsımıyorum. Der- li toplu olmamız, gücümüzü birleş- tirmemiz lazım. Bütün bunlara uluslararası destekde bulmamız lazım. Bir SİT alanımn yok olma tehlikesine Avusturalva'daki in- san da tepki göstermeli. Rusya'nın direncini kıracak uluslararası güç odağmı oluşturmamız gerekir. Uluslararası kazanım hakkı nere- den çıkabilir. Anlaşmalara karşın hukuk yollannın denenmesini araştıraeağız." Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi ve ICOMOS Türkiye Daimi Komi- tesi üyesi Prof. Dr. Haluk Sezgin. 25 Mart'ta İtalya'da uluslararası bir toplantı yapılacağını ve İstan- bul Boğazı ile ilgili konuyu gün- deme getirerek bir ara karar çı- kartılması için her yolun denene- ceğini söyledi. Şimdiye kadar katıldıklan uluslararası toplantı- larda İstanbul Boğazı'nın taşıdığı kültürel ve mimari değerleri. taşıdığı doğa güzelliklerini her za- man anlattıklannı belirten Haluk Sezgin şunlan söyledi: "Gecenlerde bir amıatör arka- daşla, Boğazdaki bütün tarihi ve doğa varlıklarının sigorta edilmesi gerektiğini tartışıyorduk. Sigorta parası o kadar çok tutacaktır ki, Türkiye'yi Boğaz'dan tanker ge- çirmek için zorlay anlara bu yolla bir cevap verebîür. Boğaz'daki vaıiıkların sigortalanması o kadar çok çıkacaktır ki, tanker geçir- mek için ısrar edenlerin petrolün tankerlerle değil de bonılarla taşı- nmasma yanaşabilecektir belki. Bu bizim konuşurken doğan bir düşünceydi. Boğazı kullanmak is- teyenler burasını sigortalasınlar şekUnde." Sigonanın yapılabil- mesi için Boğaz'da bulunan bü- tün değerlerin bir env anterinin çı- kartılması gerektiğini belinen Prof. Sezgin. İtalya'daki toplantı da alınacak bir ara karann Tür- kiye için bir destek teşkil edebile- ceğirü söyledi. Boğaziçi'ni, "Dün- ya SfTi" olarak nitelendiren Mi- marlar Odası İstanbul Büyük- kent Şubesi, Boğaziçi'nin ulusla- rarası petrol ve patlayıcı gaz taşı- maahğına kapatılmasını istedi. Mimarlar Odası'ndan yapılan açıklamada. "Boğaziçi'ni petrol rrafiğine kapatmak Türkiye'nin 'evrensel' hakkıdır. Sadece nisar- lara gelebilecek zaran, dünyanm bütün petrol tröstleri birleşseler bile ödevemezler"denildi. Hırvatlarla Boşnaklar ara- sında ittıfak kurulması planı Tür- kiye tarafından 1991 yılından bu yana savunuluyor. Ankara bu amaçla, Hırvatıstan ve Bosna- Hersek 'le birlikte ıkı kez üçlü toplantı düzenlemışti. Dışişlen Bakanı Çetin. iki toplum arası- nda diyaloğun kopma noktasına geldıği çeşitli dönemlerde gerek telefonla, ıkı kez de "anında"' uça- ğa atlayarak Saraybosna'ya git- mışti. Imzalanan anlaşmayla yürür- lüğe gırecek olan plana göre Hı- rvatlarve Boşnaklar. Bosna-Her- sek içinde bir birim oluştumıayı kabul ediyorlar. Sırplar ise diğer birimı oluşturacaklar. Plan. uzun dönemde Bosna-Hersek ile Hı- rvatıstan arasında da bır federas- yon oluşturulmasını öngörüyor. Dışişlen Bakanı Hikmet Çetin dün gece Fransa Dışışlen Bakanı Juppeonuruna konutundaverdi- ği yemek öncesınde Cumhuri- yet'in sonılannı yanıtlarken, "Yann flx^ün) Amerika'ya gidi- yorum. Imza töreninde ben de bu- İunacağım. Bu, Türkiye'nin bölge- deki ve dünyadaki konıımu açısı- ndan son derece önemli. Tıpkı Fi- lisrin-İsrail barışında katkıda bu- lunan ülkelerin anlaşmada bulun- ması gibidir olay" diye konuştu. AÇIK 1 1 / YUKSEK \\( ÖĞRETİM f | \ YANITLAR İS İDARESİ (2. Sınıf)ı.û 9.a 2.c 1O.d 3.b n.d 4d I2.d 5.d 13.c 6e 14c 7,c 15b 8.b 16e HiıAri oB I7.c 18.a 19,c 2O.b 21d 22e 23.C 24.a 25e
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle