23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 MART1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DUNYADAN fngiltcre ATDS'ii mandıranın ürünlerine boykot İneklerinde BIV virüsü saptanan iki yÜ2yılbk Green Lane çiftliği satışlarını durdurmak zorunda kaldı / ngütere'deki bır mandı- rada ineklerde başgös- teren AIDS virüsü or- tahğı kanşürdı. Kesimle gö- revli ışçiler >ok edilmesi gere- ken ineğe jaklaşmak isteme- di; yem sağlayan şirketler mandıraya girmekten çekin- dı; süt pazarlama kurumu mandırada üretilen sütün halkın tükedmine sunul- masını reddetti. Kensall'dakı Green Lane çiftJJğinı beş kuşakür calıştı- ran ailenin üyesi olan Tim Blyhting 200 yıllık bır tanhi olan çiftlığinin en aalı döne- mini geçtiğımiz günlerde ya- şadı. Blyhting, çiftliğindeki hasta hayvanlarda BIV anti- korlan bulunduğunu ve adının Tarun Bakanhğı me- murlan tarafından kendileri- ne bildirildığini dile getiren yerel gazetecilerle görüştü. Yerel, ulusal gazeteler ve teJevizyon, Blyhting ailesinin içinde bulunduğu kötü duru- mu yansıttı; hükümet görevli- lerinin çiftlikteki hayvanlann haslahğı ile AIDS virüsü arasında bir bağlantı olasıhğını araşürdıklan belirt- tildi. Süt pazarlama kurumu, BIV vırüsü taşıyan sütün in- san sağlığını etkılemediği yo- lundaki bilimsel raporlara karşın. bu sütü pazarlamak- tan kaçındı. Kimi veterinerler Blyhting'- in sürüsünde görünen, solu- num ve den hastalıklan. ülser ve nörolojik bozukluklann BIVden değıl de beslenme ye- tersızliğinden kaynaklanabi- leceğini öne sürüyor. .Zira. yapılan deneyler, bu virüsün sürü üzennde önemlı biretkısi olmadığını ortaya koyuyor. Buna karşıhk, Hayvan Sağlığı Enstıtüsü. vırüsün ha>~vanlan etkılemediğıni söylemek ıçin eldeki BIV ile ilgıli bilgilerin henüz >eterli olmadığına par- mak basıvor. Bu arada çiftlı- ğin veterineri de, beslenme so- rununun hastalığın bir nedeni değil de sonucu olabileceğine inanıyor. HayvanJarda bir ga- riplık olduğu ve çiftlik sahibi- nin hıçbır kaçışı olmadığı be- lirtihyor. Independent w Islamın barometasi: CamiTüm Müslümanlar, Şeker Bayramı dolayısıyla camilerde toplanacak îngiltere'nin dört bir > anından gelen müslümanlar, Şeker Bayramrıııda Regents Park'taki camide bir arava gelecek. M. Forsterin "Hindistan"a Bir Ge- çit" adlı romanında Dr. Aziz, terke- dilmış bir camiye saygısızlık ettiğini düşünerek Bayan Moore'u azarlar. Bu sah- ne pek çok yönden önem taşır: Bırincisi, Doğu'yla Batı'nin karşı karşıya gelmesinın yarattığı gerilim ve kaçınılması neredeyse mümkün olmayan yanlış anlaşılmalar; ikin- cisi, Müslümanlann Tann'nın evi kabul et- tikleri camiye karşı olan hislerinin derinliğı; üçüncüsü ise cami fıkrinin Müslümanlann toplumsa! ve si>asal yaşamındaki mecazi anlamı. Caminin Müslümanlann politik ve kültürel yaşantısının merkezini oluşturduğu günü- müzde aradaki tezat daha" büyük olamazdı. Hebron'da yaşanan katliamla hatırlanacak olan bu yılkı ramazanın ardından Şeker Bavramı'nı kutlamak ıçin İngiltere'nin dört bir yanından Müslümanlar. Londra'dakı Regents Park'ın içindekı camide bir araya gelecekler. Tüm dünyadakı camilerde veri- lecek vaazlarda. Hebron'daki katliamın üzerindedurulacak. Müslümanlara (Saray- bosna'da, Filistin'de, Kaşmir'de) yapılan haksızlıklar yeniden gündeme gelecek. Kendilerine karşı bir umursamazhğın sür- dürüldüğü iddiası güç kazanacak. Müslü- man hükümetler, kendilerini Batı'ya sattı- klan ve Islamiyet düşmanlanna karşı yu- muşak davrandıklan iddiasıyla suçluna- caklar. Aşın duygular harekete geçi- rilecek ve gençlerden baalan tek çözümün kana karşı kan almak olduğuna inanacak- lar. Bu durumdan ilk yara alan İsraillılcr ve Fılistinliler arasında sürmekte olan hassas banş görüşmeleri oldu. Hebron, Müslü- manlann ibadet yennin dinsel ve etnik çaü- şmalara mekan olarak kullanıldığı olaylar- dan sadece sonuncusu. Kudüs'teki Dome of the Rock, Yahudi aşın dincilerin yerine bir tapınak inşa etmek için sürekli yıkma tehdidinde bulunmalan sürekli birgerginlik kaynağı yaraüyor. Pek çok Müslüman gen- ci, bu durumu protesto etmek isterken ya- şamını yitirdi. lç anlaşmazlıklar ve dış tehditler camilerde vücut buluyor Başka ülkelerde de caminin dinler arası gerilimlerin en çok ortaya çıktığı yer olduğu görülüyor. Ayota'daki Moğol İmparatoru Babür'ün camiinin yıkılması tüm Hındis- tan'da ayaklanmalara neden oldu.Bıldiği- miz gibi, Sırplar da "etnik temizlik" kam- panyasında camilere büyük önem veriyor- lar. Cami yıkıldıktan sonra kalınülann üze- rinden buldozerle geçiliyor ve yerine ağaç- lar dikiliyor. Bu sadece bir topluma karşı iş- lenmiş bır suç değıl, bu yapılann çoğu bir kaç asırlık olduğu ve mimari açıdan önem taşıdığı için aynı zamanda mimariye karşı da ışlenmiş bır suçtur. Cami. nefretin vücut bulduğu, tehlikeli bir yer halinı aldı. 6O'lı ve 70'li yıllarda Regents Park'taki caminin inşaatı sırasında duyduğum sevinci anımsayabiliyorum. Cami, tasanmı, altın kubbesi ve geniş iç mekanıyla insana huzur vermesi amaçlanarak inşa edilmişti. Cami, yeniden doğuş, dostluk ve toplumsal uyu- mun yaşandığı bir yer olmuştu. Ancak son gelışmeler, Regents Parkı da etkiliyor. Ge- cen cuma günü Müslümanlann cuma na- mazı için toplanması hıssedilır gerilime ne- den oldu. Bazı gençler, içende politik ko- nuşmalar yapmalan yasaklandığından gruplar halinde kapının önünde beklediler. Aralannda bildiri dağıtanlar ve Cezayir ve Suudi Arabistan hükümetlerini suçlayanlar oldu. Bazılan İsrail'i ve ABD'yi kınadı. Ge- çenlerde bir çatışmaya giren Bangladeşliler ve Faslılar arasında yaralananlar oldu. Her iki ulusun da etnik ve coğrafı olarak İslam dünyasının iki ucunda bulunduklan gözö- nüne ahnırsa bu çatışmanın toplumbilimsel çözümlemesini yapmak çok zor olmaz. Ötuz yıl sonra Regents Park'taki cami, bir kuşatma. bir kriz hissini ve Jngiltere'deki Müslüman toplumunu yansıtıyor. Otuz yıl sonra ve neredeyse iki milyonu bulan bır nüfusa karşın Müslümanlann hala Avam Kamarasfnda bir tek milletvekilleri bile yok. Regents Park, Bosna, Kudüs, Ayota; tüm bu yerlerde cami, Müslüman yaşantısı- nın barometresidır; Iç anlaşmazlıklann ve dış tehditlerin. j ^ Guardian 14 MART TIP BAYRAMI Sağlıkçalışaıılamııııburukbayramı Tıp Bayramı bugün 75. kez kutlanacak. Yine törenler yapılacak, sözlerverilecek. Ancak sağlık çalışanlan sorunlannın, sıkıntılannın artarak sürdüğünü belirterek 'vaaf duymak yerine sorunlannın çözülmesini istiyor YUSUFÖZKAN ANKARA - Geleneksel "14 Mart Tıp Bayramı" bugün 75. kez kuüanıyor. Türkıye'dekı 60 bin hekim, toplam 300 bin sağlık çalışanı Tıp Bayramı'na "buruk" gjnyor. Sağlık çalı- şanlannın önceki yıllarda diJe getirdilderi sorunİar, artarak sürüyor. Tıp eğıüminın düzey- sizieşmesi, üp fakültelerindekı kontenjan artınmı, ekonomık sorunlar, meslek bağunsızhğının engellenmesi, sağlık çalışanlannın en başta gelen sorunlan. Sağlık çalışan- lan, artık **vaat" duymak yeri- ne, sorunJannın çözümlenme- sini istiyorlar. Sağlüc çalışanlan 14 Mart Tıp Bayramı'nı, bir türlü çö- zühneyen sorunlann bir kez daha dile getirildiği gün olarak algılıyorlar artık. Cumhuri- yet'in sorulannı yanıüayan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Dr. Şükrü Ha- tun, sağlık çalışanlannın yıl- lardır Tıp Bayramı'nı "coşku, mutluiuk ve umutia" kutla- yamadıklannı söylüyor. Ha- tun, sağlık sorunlan giderek büyüyen, dünyanın geri kaünış ülkeleriyle eşdeğer so- runlan yaşayan, düzenli bir sağlık poliükaa olmayan bir ülkede, tüm yükü omuzlayan sağlık çalışanı ve hekimlerin sorunlannı 5 ana başlıkta top- luyor Mesieki mutsuzluk, umut- suzluk: Tıp eğjurninde 12 Eylül yönetımının armağanı olarak bir kriz yaşanıyor. Son 10 yılda up fakültelennin kontenjanı 2 kat artınldı. Buna bağh olarak mezunlann sayısı da giderek arttı. Türkiye'deki 60 bin hekimin yansı, son 10 yılda mezun oldu. Bu "hırij gefişme" hala sürüyor. Tıp fakültesi sayısı 33'e çıkü. Dünyada bunun bir benzeri daha yok. Sahte ve çarpık bir geüşme bu. Bu carpıklıklarla birlıkte 1981 yılında üp fakültesi öğrencisi başına kaynak miktan 8 bin dolar iken. )993'de 3 bin dolara düştü. 1975'de 5 öğrenciye bir öğreüm üyesi düşerken, 1992"de 10 öğrenciye bir öğretim elemanı düşmeye başladı. 1986'dan beri uygulanan hızlı öğretim üyesi yetiş- tirme çabalan, bu rakamı düşük gösterse de ger- çekte durum daha vahim. 1990-1991 yılında 23 üp fakültesindeki 621 ana bilim dalının yüzde 11 'inde herhangi bir öğretim üyesi olmadığı saptandı. Ka- litesiz, yetersız eğiüm nedenıyle kendine güvensiz hekimler yetişti. Şu anda hekimler gizli işsizlik yaşıyor. Sağlık hizmetleri serbest piyasa dinamiklerine terk edıldı. Sağlık hizmetlerinde bıreysel çıkarlar Burası Türkiye'nin herhangi bir verindcki herhangi bir devlet hastanesi. Ydı, günü önemli değil. (, unkü her yd .her gün yaşananlar ajnı. Genellikle suçlananlar da doktorlar, hemşireler, hasta bakıcüar kısaca başhekiminden temizlikçisine kadar hastane personeli. Peki > a onların sorunları? Onlar da en az hastalar kadar dert- li. Bugün onlann bayramı ama ama hiç de mutlu değiller. Ve artık sorunları için 'çözeceğiz' sözii değilk çözüm' istiyorlar. ön plana gekli, kamuda çalışma değersiz hak ge- tirildi. Temel sağlık hizmetleri ve 1. basamak he- kimlik değersiz duruma düştü. Bircok hekim muayenehane-hasta ilişkisi ile para kazanma yo- lunu seçti. Türkiye'nin temel hekimlik değerleri paraya teslim edıldı. Güleryüz, iyi hizmet çok pa- rası olan için verilmeye başlandı. En temel amacı insanlann aasını dindirmek olan hekimler iie he- kimlik mesleğinin arası açıldı. Sayılan 30 bine ulaşan prausyen hekimler aşağılandı. Temel sağlık hizmetleri işlevini yıürdi. 3 bin 672 sağlık ocağı işlemez duruma geldi. 12 Eylül'ün ürünü zorunlu hizmet, devleün hekime baskı aracı haline geldi. Geçim Sıkıntısı: Eğitim hastanesinde şef olan 20 yıllık bır hekimin aylık maaşı 12 milyon 288 bin lira. 10 yıllık bir uzman hekim 11 milyon 562 bin lira, asistan ve pratisyen hekimler 8 milyon 430 bin lira maaş alıyor. 6 jıllık tıp eğitimi ve de- vamında uzmanlık eğitimine uygun ücretlerdeğil bunlar. Hekimler ve sağlık çalışanlan ciddi geçim sıkıntıa içinde. Üniversitede bir profesör 40 mil- yon lira ahrken, eğitim hastanesi şefi 12 milyon alı- yor. Bu da eğitim hastanesinin eğitim kaütesini bü- yük ölçüde etkiliyor. Siyasi otoriteye güvensizlik: 1983 yılından bu yana 9 tane sağlık bakanı değışti. TTB olarak sağlıktan sorumluluğu Sağlık Bakanlığfnda görü- yoruz. Kötü muamele. torpil, siyasi kavırma. rüş- vet ve siyasi baskılarla. Sağük Bakanhğı bir"perso- nel bakanlığı" durumuna geldi. Teknik kapasitesi olmavan bakanlıklann başında geliyor. 1993 >ılında başbakanın tutumu. hekimleri yok sayma gjrişimi güvensizliğimizi iyice artırdı. Cumhurbaş- kanı dışında, sorunlanmızı takip eden kimse çıkmadı. Mesleki bağımsı/Jık: Hekimlerin üp fakültesini biürirken etükleri "Hipokrat andı" ve mesleki etik kurallan. hekimlik mesleğinin bağımsız ortamda yapılmasını gösterir. Hekim, din. ırk. mezhep aynmı göstermeden, tüm insanlann sorunlanyla ilgüenmek durumundadır. Ancak özellikle Olağa- nüstü Hal Bölgesi'nde yaşanan olaylar. mesteki bağtmsızlığın kaybolmasına neden oldu. Son bir yılda 10 kadar hekim faili meçhul cinayetler so- nucu yaşamını yitirdi Bir o kadar meslektaşımız. silahlı örgüt üyelerine baküğı gerekçesiyle gözalü- na alındı, sürgüne uğradı. Zor koşullarda görev yapan hekim, hastanın sorunundan önce, kim ol- duğuna bakmak zorunda kaldı. Bölgede hekim, hem güvenük güçlerinin. hem de PKK'nın baskısı arasında sıkışıp kaldı. Yaygın işkence iddıalannın önemli kanıü hekim raporudur. Bircok yerde işkence iddiasının rapora yansımaması için hekime baskılar var. İllerdeki ve ilçelerde hekimin sicil amiri olan yöneücilerin baskısı var. Sağlık BakanuğYnm suüstimalleri: Sağlık Ba- kanlığı'nca organize edilen yatay geçış suiisümaü var. Uzmanlık eğitimi yapacak kapasiteye sahip olmayan bu hekımler yüzünden ıleride büyük so- runlar yaşanacak. Sağlık Bakanlığı'nın en üst dü- zey yöneücisi, Müsteşar Yardıması Aytun Çray hakkında, Izmir Tabib Odası'mn açüğı dava var. usulsüz şeflik sınavını kazanmayla ilgili. Ama bu insan iddialara karşın hala o mevkide kalabiliyor. 75 yıldırkuüanıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 14 Mart Tıp Bay- ramı"njn gecmişi, uzun yıllar öncesine dayanıyor. Bayram, ilk Türkçe Up eğitiminin veıüdiği günü sim- geliyor. Osmanlı Padişahı 2. Mah- mut döneminde. Hekimbaşı Mustafa Behçet'in önerisiyle 14 Mart 1827 çarşamba günü Şehzadebaşfndaki Tulum- baabaşı Konağı'nda "Tıpha- ne-i Aniire ve Cerrahhane-i Amire"nin açılması, tıp eğiti- minde önemli bir olay olarak kabul edildi. 1919 yıhnda. emperya- bstlerin İstanbu)"u işgal et- meleri, üp fakültesi öğrenci- leri arasında tepkiyle karşı- landı. Öğrenciler bir araya gelip tepkileriru göstermek amacıyla "Tıp Bayramı'nı kutiama" gö- rüşünü ortaya attılar. 1919 yılında, tıp fakültesinin kuruluş günü olan 14 Mart, ilk kez Tıp Bayramı olarak kutlandı. Kut- lamalar 1928 yılına dek sürdü. Dönemın Mılli Eğitim Baka- nı Mustafa Necati'nın 30 Aralık 1928 günü apandisıt ameliya- tından sonra ölmesiyle, tıp ala- nında tartışmalar başladı. Tıp tarihçisi Osman Şevki Uludağ- ın önerisiyle, Bursa'da ilk Türk- çe tıp eğitiminin yapıldığı tarih olan 12 mayıs, bayram olarak kabul edıld'i. 1937 yılında 14 Mart. yeniden Tıp Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Bu gelenek, günümüze değin sürdü. Dayakyiyendoktordandayanışmaçağnsı Dayakçı millefvekili Ahmet Özdemir ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk hekimleri, Tıp BayramTnı tüm olumsuz- luklara karşın kutlamaya hazırlanırlar- ken geçtiğimiz hafta içinde Tokat Devlet Hastanesi'nde. bayrama gölge düşüren bir olav yaşandı. Acil serviste görev yapan Dr-. Özge Aydın Arslan Büyük Birlik Par- tısı (BBP) öenel Başkan Yardıması ve Tokat Mılletvekilı Ahmet Özdemir tarafı- ndan. görev başında dövüldü. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, ba- \an hekim Arslan. trafık kazasında yara- lanan TEK işçilerine ilk übbi girişimde bulundu. Daha sonra da uzman hekimi aramaya koyuldu. BBP Genel Başkan Yardıması Ahmet Özdemir, öfkeli bir bi- çimde, emirler yağdırmaya başladı. Daha sonra da hızını alamayarak görevini ya- pan Arslan'ı tokatlamaya girişti. Milletvekili Özdemir, olaydan duydu- ğu "sevinci ve onuru da" bir yerel televiz- yon kanalında, "Şamarlayıverdim'' diye anlattı. Hürriyet gazetesi yazan Prof. Dr. Kurthan Flşek'in, "Yılm Hekimi olmaya aday gösterdiği Özge Aydın Arslan'la, acil servisteki görevi başında konuştuk. Yaşadığı olay yüzünden "buruk" bir bay- ram yaşadığını behrten Arslan, mesleic- taşlannı birbirleriyle dayanışmaya ça- ğırdı. Dr. Arslan, yaşadığı üzücü olayın, bir başka meslektaşı tarafından daha ya- şanmamasını isteyerek, "Tıp Bayramı bir günle sınırlı kalmasın. Tüm sağlık camiası birbirine destek olsun" dı\e konuştu. Devlet memuru olması ve olayın yargı- ya yansıması nedeniyle açıklama yapama- yan Dr. Özga Aydın Arslan. basının ve ta- bip odalannın gösterdiği ilgiden son dere- ce mutlu olduğunu belirttı. Türk Tabipleri Birliği başta olmak üze- re, tüm hekim örgütleri dayakçı milletve- kilinin dokunulmazlığının kaldınlarak. yargılanması amacıyla ginşımlere baş- ladılar. TTB demokrasi ve hoşgörüistedi • Antalya Tabip Odası hükümetin sağlık çalışanJannın sorunlanna duyarsız kalmasını protesto edip Tıp Bayramı'nj kutlamama karan ahrken İstanbul Tabip Odası 21-24 Mart tarihlerinde çeşitli etkinliklerle tıp bayramını kutlayacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabıplen Birliği (TTB) Merkez Konseyı Başkanı Dr.Selim ÖJçer. Türkiye'- nin temel sorununun demokrasının giderek tehdıt edılır hale gelmesi. toplumsal kriz ve çatışmalann ortaya çıkması oldu- ğunu belirterek, 14 Mart Tıp Bayramfnda. demokrasi ve hoşgörü önerisinde bulunacaklannı açıkladı. Hükümet başta olmak üzere tüm siyasi partileri, toplumu birbirine karşı konumlanmaya itecek davranışlardan kaçın- maya çağıran Ölçer. "Bi/ hekimler, ne ülkemizde, ne yakın cevremizde, ne de dünyanın bir başka yerinde acüara tanık ol- mak istemiyonız. İnsanlann daha sağlıklı. daha mutlu olması için çaba harcamak tstiyoruz. Ve artık bu ülkede demokrasi- nin tüm kurallarıvla uygulanmasını ve hoşgörü Lstivoru/" gö- rüşünü dile getırdi. Antalya Tabip Odası (ATO) yönetimi hükümetin, sağlık çahşanlannın tepkisine duyarsız kalmasını protesto etmek amacıyla Tıp Bayramını kutlamama karan aldı. ATO Baş- kanı Doç. Dr.Fıüz Ersel hükümetin. hekimlenn özlük hak- lannın iyileştirilmesi yolundaki istemine kulak tıkadığını be- lirterek, "Hekimlik ortamı gittikçe bozuldu. Mesleğimiz mad- di, manevi değer kavbına uğradı" dedi. 14 mart etkinlikleri İstanbul Tabip Odası tarafından, 14 Mart Tıp Ba>ramı nedeniyle bir dizi etkınlık düzenlendi. 21 Iv^art 1994 günü başlayacak olan "Tıp Haftası" etkinliklen kapsamında. Me- cidiyeköy Kültür Merkezi'nde 25.40 ve 50 yıllık hekimlere plaket verilecek. 22 mart günü. yine aynı salonda Metin Ak- pınar, Zeki Alasya, Müjdat Gezen, Hülva Kocviğit ve Kamil Masaracı'nın katılacağı, "Sanatçdar Gozöyle Sağlık" konu- lu bir toplantı düzenlenecek. Saat 19.30"dakı toplantının ardından, kokteyl verilecek. Etkınlıkler, 23 marttakı "De- mokratik Kitle Örgütleri ve Sendikalarm Sağlık Sorunları ve Hekimlere Baktşı" konulu toplantı. işyen hekımliğı sertıfıka töreni, sanatçı hekimler görsel sanatlar sereisı açılış koktevli. 24 marttaki "Tıbbi Etik Sempozyumu" ve Yaylı Çalgılar Dörtlüsü'nün programıyla sürecek. Soıııııbüyüdükçe çözümgüçleşiyor • Araştırmalara göre, Türkiye'de doğan her bin bebekten 52.6'sı yaşamını yitiriyor. 5 yaş altı çocuklarda ise bu rakam binde 60.9. Türkiye'deki aşılama ojanlan ise yüzde 60-65 düzeyinde. Batı ülkelennde bebek ölüm hızı binde 8, ABD ambargosu nedeniyle son derece zor günler yaşayan Küba'da ise binde 13civannda. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkçe eğitim veren ilk tıp fakültesinin kuruluşundan bu yana 167 yıl geçmesine karşın Türkiye'nin sağlık sorunlan. geri kalmış ülkelerdüze- yinden kurtanlamadı. Türkiye nüfusunun yüzde 30*u, hiçbir sosyal güvencesi ol- madan yaşamını sürdürüyor. Kişi başına düşen ulusal gelır- den sağhğa aynlan pay oldukça düşük Bu rakam ABD'de 2 bin 763 dolar, Japonya'da 1538 dolar, Hollanda'da 1500 do- lar, İtalya'da 1426 dolar, İspanya'da 831 dolar. Yunanis- tan'da 358 dolarken, Türkiye'de. Afrika ülkeleriyle eşdeğer düzeyde 76dolar. Bu harcamanın sadece 28.5'ıni devlet. geri kalan kısmını vatandaş yapıyor. Birinci basamak sağlık hizmetiennin yetersizhğı nedeniy- Je. büyük kent hastanelerine akın olması sonucu ortaya çı- kan yığılmalar da önemli bir- sağlık sorununu oluşturu\ or. En önemli sağlık sorunlannın başında, bebek ölüm hızı geliyor. Araştırmalara göre, Türkiye'de doğan her bin be- bekten 52.6'sı yaşamını yitiriyor. 5 yaş altı çocuklarda ise bu rakam binde 60.9. Türkiye'deki aşılama oranlan ise yüzde 60-65 düzeyinde. Batı ülkelerinde bebek ölüm hızı binde 8. ABD ambargosu nedeniyle son derece zor günler yaşayan Küba'da ise binde 13 civannda. Son yıllarda hekim sayısırun büyük bir hızla artmasına karşın, Türkiye'nin doğu ve batı bölgeleri arasındaki hekim dağılımındaki farkJılıklar da önemli bir sorun olarak kaldı. Hekimlerin büyük bölümü batıdaki kentlerde toplanmış du- rumda. Güneydoğu Anadolu'da yaşanan terör olaylan ne- deniyle, bölgede sağlık hizmetleri yok denecek kadar azaldı. Can güvenliğinin bulunmaması nedeniyle, özeilikle bölgede- ki kırsal kesimde hiçbir sağlık hizmeti verilemez duruma ge- lindi. Hiçbir hükümet döneminde, düzenli bir sağhk politikası oluşturulamadı. Kısa süreli politikalarla sağlık sorunlan çö- zümlenmeye çalışıldı. Tüm olumsuzluklar, Türkiye'nin de oldukça geri kalmış ülkelerin yaşadığı sorunlan yaşamasına neden oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle