25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 2 14 MART1994 PAZARTESİ Ölümsüzolmanındasorunlan varGÜRHANTÜMER Ölmekten korkar mısınız? Evet. Peki o zaman, hiç ölmemek, son- sıra dek yaşamak. yani ölümsüz ol- mdc ister misiniz? Evet. Evet. ama ölümsüzlüğûn de bir soaın olabileceğini düşündünüz mü hiç? lşte birkaç örnek: Yunan mitologyasına göre, Ken- taır'lann, \ansı at yansı insan olan buyarauklann biri. i>i yürekli Khei- ror. bir gün Herakles"in oklanyla yaralanır. Öteki at-adamlar gibi Kheiron da ölümsüzdür. Ama ya- ras o kadar acımaktadır ki, sonun- da, ölümsüzlüğü kahraman Promet- heus'a bırakarak ölmeyi yeğler. Yine aynı mitologyaya göre, ateşi Olympos'tan çalıp insanlara veren bu Prometheus. bu suçu nedeniyle tannlar tannsı Zeus tarafmdan ce- zalandınlmıştır. Cezası da şudur: Bir kayaya baglanmıştır. Sonsuza kadar örada karacakür ve bir kartal onu sürekli gagalayacaktır. Apollon TapınağYnda bilicilik ya- pan Sibylla da ölümsüz olduğu için ölmez. ama o kadar yaşlanır, o ka- dar yaşlanır ki. sonunda bir cırcırbö- ceğine dönüşür. Ve çocuklann, "Ne istersinT" sorusuna. insanın içini burkan. insanı derin derin düşündü- ren şu yanıtı verir: "ölmek Lsterim." Batı edebiyatının en ünlü ya- pıtlanndan biri olan Gulliver'in Se- yahatleıfnde de ölümsüz insanlara, Struldbruglar'a rastlanz. Bu zavallılar da, bir cenaza alayı A pollon Tapınağı'nda bilicilik yapan Sibyllada ölümsüz olduğu için ölmez, ama o kadar yaşlanır, o kadar yaşlanır ki, sonunda bir cırcırböceğine dönüşür. ile karşılaştıklannda, ölenin. ölü- mün dingjn ülkesinde rahat etmeye gittiğini, kendilerinin ise böyle bir ola- naktan yoksun bulunduklannı bil- diklerinden ağlayıp sızlarlar, göz- yaşı dökerler. Ya Simone de Beauvoier'ın bir ro- marundaki Raymond Fosca?.. O da öyle. Fosca, bir Musevinin Mısır'- dan getirdiği, ancak sonsuza dek ya- şamaktan ürktüğü için bir türlü içe- mediği iksiri, hükümdarlann böyle bir şeyden korkmayacaklannı söy- leyerek içer. Bu iksir, aynı zamanda sonsuz gençlik iksiridir de. Böylece ölüm- süzlüğü elde eden Fosca, önceleri mutludur. Kanlan, çocuklan, to- runlan, torunlannın torunlan yaş- lanıp birer ikişer ölürken, o sapasağ- lam ve gepegenç kalır. Kalır. ama canı da sıkılır, sıkıntıdan patlar. Sev- gilileri, önce ölümsüz biri tarafından sevilmenin iyi bir şey olduğunu, öl- dükten sonra da sonsuza dek anı- msanacaklannı düşünerek Fosca'ya karşı büyük ilgi duyarlar, ama bir süre sonra, kendini yaşama doya doya veremediğinı, ka>ıtsız kaldığını görerek ondan soğurlar, uzaklaşırlar. Alman fılozofu Schopenhauer de şöyle demiştir: Insana sonsuz yaşam verilmiş ol- saydı (...) karakterinin değişmezliği ve zekasının dar sınırlarından ötürü, öyle bir tekdüzelik du\ gusuna kapıla- cak ve öyle tiksinecekti ki, sonunda hiçliği tercih etmek zonuıda kala- caktı. Sonra, Ahasverus adında bir adam. İsa Peygamber"e kötü dav- randığı içincezalandınlmıştır. Ahas- verus'a verilen ceza, sonsuza dek ya- şamaktır. Ama öyle ki, zavallı Ahas- verus. yaşadığı sürece istediği gibi davranamayacak, dur otur bil- meksizin sürekli yürüyecektir. Dola- yısıyla bu sonsuz yaşam, onun için bir mutluluk değil. bir mutsuzluk olacaktır. tlginç bir ceza Aynca Ahasverus'a bundan çok daha ilginç bir ceza daha biçilmiştir: Bu insan, sonsuz yaşamı boyunca, günde beş metelikten fazla para har- cayamayacaktır ki, bunun da, hele zamanın ilerlemesi. "enflasyonun" artmasıyla hiç de küçümsenmeye- cek bir zorluk, koskocaman bir so- run oluşturacağı gün gibi açıktır. Evet, şimdi yine aynı soru: Ölmekten korkar mısınız ve yu- kandaki satırlan okuduktan sonra da, hiç ölmemek. sonsuza kadar ya- şamak. yani ölümsüz olmak ister misiniz? Charles'm eşyalarmdan bazılan bulundu LONDRA (AA) - İngiltere tahtının varisi Prens Charles'ın St James Sarayı'ndaki odasından çalınan özel eşyalanndan bir kısmı bulundu. İki hafta önce Prens Charles İsvıçre'de kayak tatilinde iken meydana gelen hırsızlık olayında maddi ve manevi değen yüksek özel eşyalan çalınmıştı. Londra"da altın ve gümüş eşya alım saümıyla uğraşan bir işadamı çalınan eşyalardan dört çift kol düğmesi ve bir yakalığı kendisinin satın aldığını bildirerek polise teslim etti. Yaklaşık 10 bin sterlin değerindeki altın ve gümüş kol düğmelerini. 450 sterline hurda fîyaüna satın aldığını bildiren işadamı, bozuk aksanla İngilizce konuşan satıcının önerdiği diğer eşyalan almadığını bildirdi. Polis, kol düğmelerini gazetelerde cıkan resimlerden tanıdığını ve satın alırken çahntı olduklannı bilmediğini söyleyen işadamı hakkında herhangi birişlem yapılmayacağını açıkladı. Oltutaşı5 köyde600 ocaktan çıkartılıyor OLTL' (AA) - Çok sayıda süs ve kadın ziynet eşyasmın yapıldığı meşhurOltu taşının Erzurum'un Oltu ilçesine bağlı 5 köydeki 600 ocaktan çıkanldığa bildirildi. Erzurum Tıcareı ve Sanayi Odası (ETSO) Başkanı Lütfîi Yücelik, kara elmas olarak adlandınlan Oltu taşının > alnız Oltu'da bulunduğunu, bu kıymeth madenin de giderek azalmaya yûz tuttuğunubelirtti. Yüceîik, Oltu taşı işlemeciliği ıle Erzurum ve yöresinde 8 bin kişinin geçımini sağîadığını kaydetti. Oltu taşından çeşitli tespih. yüzük. kolye, küpe. bilezik, ağızlık ve daha birçok süs ve kadm ziynet eşyası yapıldığını belirten Yücelik. şövledevametti: "Böylesine önemli bir madenin üretim ve işlenmesi konusunda ne yazık ki bölgede bir organizasyon söz konusu değil. Bu yönde çaltşmalar y apılmasının zamanı henüz geçmiş değildir. Biz oda olarak Oltu taşının üretim. işleme ve pazarlama organizasyonunu üstlenmeye hazırız." Ölümden dönenleröteki dünyayı anlatıyor FRANKFURT (AA) - Trafık kazasında. ameüyatta ya da kalp krizi geçirerek bir süre kalbi duran kişilerin. kalp atışlan yeniden başlayana kadar geçen süre içinde yaşadıklannın gercek olduğu ileri sürüldü. Bremen Merkez Hastanesi Anestesi Bölümü Başhekimi Dr. Lutz Lessner, ölüm ile yaşam arasında bir süre kalan insanlarla bizzat konuştuğunu ve hepsinin de birbirine çok benzer şeyler yaşadığını tespit ettiğini söyledi. Almanya'nın en çok okunan TV dergilerinden Hörzu'ya demeç veren Dr. Lessner. kalp krizi geciren ve elektro şok ile kalbi yeniden çalıştınlmak istenen bir kadın hastasının kendine geldikten sonra anlattıklannı dile getirdi. Dr. Lessner'in hastası. kalbi durduğu süre içinde ruhunun vücudundan aynldığmı, kendisini diriltmek için >apılan çalışmalan izlediğini ve bir ara pencereden dışan süzülüp yükseldiğiru, hastanenin beşinci katındaki bir pencerede beyaz bir spor ayakkabı gördüğünü söylediğini kaydetti. Uçyanardağ arasınasıkışmış birkent: Antigua Çocukolupkentteyaşamanınzorluğu Hem çocuk olmak hem de kentte yaşamak ne kadar zor... Çocuk evden çıktı. tşıkta durursa ve çocuk çok dikkatii davranırsa karşıya geçip. parka gidecek. Evin önü merdiven. Çocuk, teker teker inmeye başladı basamaklan. Güneş Park küçük, kalabalık. Büyükler çoğunlukta. Olsun. çocuk parka gidecek. tştğı sırtında yumuşak bir el gibiydi; ittiri\ ordu sanki. Pembeye çalan paltosu Kentlerde y aşam zor. Trafik. her rürden kirlilik ve karmaşayla baş etmek zor. neredeyse yerlere sürünecek. Merdivenin bittiği yer, cadde. Araçlar kırmızı Ama en zoru çocuk olmak >e kentte yaşamak...(Fotoğraf: ÜMİT OTAN) GÖNÜL DÖNMEZ COLİN Guatemala'nın dağlık bölgesin- de üç yanardağın arasına sıkışmış Antigua, doğanın tanhlc sonsuz bir savaşa giriştığı sapınadek İspanyol bir kenttır. Nıce deprem- lerin, krater patlamalannın aklına estıkçe yerle bir ettıği bu kentte hiç beklemediğiniz bir an karşınıza ınce örgeli bir tahta kapı çıkabılır. Arnavut kaldınmı sokaklanna ser- pılmiş Avrupa stili kah\eler bu- günlerde lek tük uğra\an turisılere tere\ağlı. ballı, francalalı. voğurtlu kahvaltı sunar. Loş ışıklı avlulara gızlenmiş lokantalarda İtalyan şa- rabı yudumlavarak toz toprak ve hayvan pisliğinden geçilmeyen Kızılderili köylerinde çektiğiniz cefanın acısını çıkarmaya çalışır. Sonra 400 >ıllık Poscdalann sedef oymalı yataklannda kristal avıze- lere dalıp yorgun senyörlerin uyku- sunu tadarsınız. Tüm karaborsacılar da burda. Kentte birkaç dil okulu bu- lunduğundan uzun süre kalmaya gelen yabancılara sık rastlanıyor. Bunların çoğu Amerikalı. Hiçbır kente ben/cmez Antigua. Merkezdeki Plaza De Armas'ta es- kiden \anşlar. boğa güreşleri. şen- likler yapılır, asılacak ddamlar tö- renle asılırmış. Bugün ağaçlarla çerçevelenmiş bu meydanda ilginç bir çeşme var: Kadını simgeleyen \ontulann göğsünden su akıyor. Tüm karaborsacılar da burda. Kentte birkaç dil okulu bujundu- ğundan uzun süre kalma\d gelen yabancılara sık rastlanı\or Bun- lann çoğu Amerikalı. Kentin bir başka albenisı ıse ya- nardağlardan bırinin kraterindeki futbol sahası. Doluna\ın egemen olduğu gecelerde burada futbol o> - nanıvor. Çe\resinde bir alay kö> var An- tigua'nın. Bunlardan binnde. zel- zelenın \erle bir ettiğı eskı Anti- gua'da kalıntılar arasına kurulmuş derme çatma okulda çocuklar ders görü\or. Birkaç sınıia bir öğret- men yetişemediğinden öğretmensiz sınıflan bir üst sınıftan e!i sopalı bir öğrenci bekliyor. Santa Maria De Jesus kö\ünün otobüsü pazann arkasından kalkı- yor. Oturacak tek kanepe yok için- de. Hepsi kınk dökük Tekerleğin üstünde bir yer buluyorum. Tozlu yollarda yine hop hop gideceğiz. Bir yerlerden keskin bir sidik ko- kusu geli>or. Yolculann çoğu kadın. El işi gömleklerinin yaka ve kol ağızı kadifeyle çevrilmiş. Kara saçlannı örüp çember etmişler baş- lanna. Bol renkli bohçalar, çıkınlar sıra sıra dizili. Bu kadınlar daha küçük >aştan öğreniyor çıkını ka- falannda taşımayı. Başlannda koca bir zembıl ya da bohca, bo- yunlanndan sarkan torbada be- bek, yine de çalımlan yennde. Hele şöyle hafiften yere bakan utangaç bir gülümsemeleri var ki, benim di- yen erkek da\anamaz. Santa Maria De Jesus'ta pazar var bugün. Oraya vannca çıkınlar açılacak. mallar serilecek. Başımın üstünde çeşitli böcek si- nek uçuşuvor. Arada bir otobüsün tavanından ayak sesleri geliyor. Tavuk sepetlerini yerleştiriyorlar yukanya. Ve bekliyoruz. Üç ya- nardağdan esen hafıf meltem ol- masa dayanılacak gıbı değil sıcak. Sınırda gerillalan vuruyorlar. Antigua. yanardağlann büyüsüne kapılmış. İspanyol bahçelerinde papağanlar gizemli öyküler anlatı- yor. Plaza De Armas"ta otobüs tel- lallan 'Guate Guate' diye bağın- yor. Ycni bir kente ulaşmanın o bol beklentili duyguları içinde yola çıkı>orum. Ana \ol boyunca pro- paganda afışleri görülüyor: Kuna- yacağına çalış. Guatemala'yı eleş- tirmeyelim. Büyük bir kent Guatemala. Karmakanşık on bölgeye aynl- mış. Sokaklann adı yok. Her şey numaralı. Sevimsiz, pis bir kent. Ha\a kirli, insanlar zevksiz \e so- ğuk. Erkeklerin bakışlan aç. De- vamlı laf atıyorlar. Pahalı otellerin bulunduğu genış caddede insan kendini kuzey Ame- rika'run herhangi bir büyük ken- tinde sanıvor. Otel barlannda bir- takım zengın çocuğu kadın avına çıkmış. Her şey sahte ve yavan. Quiche dağlanndaki Kızılderililer- den ne denli farklı bu insanlar. De- ğişik nedenlerle bu otellerde kalan. çoğu Amerikalı birtakım yabancı da bu senaryoya katılıp katılma- makta kararsız. Bir de CIA'nin adamlan göze çarpıyor. Hep aynı saç modeli. Elde a>nı çanta. aynı givsı. Babalannın çiftliğinde gezer gibi açıkça ortalığı kolluvorlar. Dedım ya sevemedim bu kenti. Sabah pazar yennden ıvır zıvır alı- >orum. Ortalık yine karaborsacı dolu. Yankesici de çok yaygın di- yorlar. İlk otobüse atla>ıp Anti- gua'va dönü\orum sonra. 250 yıllık Poseda De La Rodrigue Ote- İi'nde odam hazır. Çiçeklerle be- zenmiş aviuya açılan penceremden doluna> vuruyor sedef oyalı İspan- yol vatağıma. Ve yüzyıllar birleşi- vor. Karadenizhamsiyedoydu CEMİL CtĞERİM SAMSUN - Karadeniz"de hamsi avı hemen hemen sona erdi. İnsan- lar, kilosu beş bin liraya kadar inen hamsiye adeta doydular. Salt insan- lar mı?.. Martılar da, hamsi ağının çekildi- ği balıkçı teknelerine adeta saldıra- rak doydular. Balıkçılar da, denizin bu yıl bol av vermesi üzerine hem ıyi para kazandılar hem de geçmiş yı- 1lardan kalma borçlannın bü>ük bir bölümünü ödediler. Karedeniz'e bereket getirdi Bu yıl hamsinin bol çıkacağı. ilk avından belli oldu. Hamsi. Karade- niz"e bereket getirdi. Hamsi. Karadeniz'in canı, malı. Çorbasından konservesine kadar en az yılın yansında Karadenizlinin gözünde, elinde. dilinde. sofrasında ve tüm yaşamında yenni alır. Hamsi. denizden kıyıya yalnız gelmez. Peşine taktığı diğer balık çe- Martılar da, hamsi ağının çekildigi babkçı teknelerine adeta saldırarak doydular. Balıkçılar da, denizin bu yıl bol av vermesi üzerine hem iyi para kazandılarhemde borçlannın büyük bir bölümünü ödediler. şitlerini de insanoğlunun ayağına getirir. Ancak sofralan önce kendi süsler. Bu nedenle olsa gerek, Kara- denizliler de vefalıdır hamsiye karşı. Hamsi varken diğer balıklara pek alıa gözü ile bakmazlar. Hamsi. bir yerde fakir yiyeceğidir de. İlk avını verdiği günden bu yana 5 bin lira ile 20 bin lira arasında de- ğişen fıyatlarla satılan hamsi, başka yemeklere bile ihtiyaç göstermeden doyurdu insanlan. Ekonomik önemi büyük Sinop'tan Hopa'ya kadar oluşan Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yaşa- yan milyonlarca insanın başlıca ge- çim kaynağı olan fındık. tütün ve çayın yanında hamsi de ekonomik alanda büyük önem taşıyor. Kı»a- cası hamsi. Karadeniz'in bereketi. tadı ve tuzu... Hamsi avı sezonu sona ermek üzere olduğundan, balıkçılar avla- yıp satmak. insanlar da yemek için yeni av sezonunu daha şimdiden beklemeye başladılar. Bu arada. "her çeşit besini yiyen ve doymak bflmeyen kuşlar" oİarak tanınan martılan da unutmamak gerek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle