27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
/ SAYFA CUMHURİYET 14 MART1994 PAZARTESİ 12 DIZIYAZI /NASIL KLER Y e z i d > Türk'ün kanıyla değirmen döndürüyorMUSLUMANLAŞTIRILDI? A. Erdoğan Aydîn Kıtierbe'nin ölümü sonrasımla Türk yuıtlıımtı vönelik Hılafet polilikası vtmıiıru. Tıiıklıalkma umelık zıılümde de bır tztıbno olmaz. Adına "Müslü- manhğıu yayılması" denilen bu polıli- kuyı \ıın lıalıfe Süleynıun ve ycııi Ho- rasan \JIISI Yezid de sürchirür. Deyi- nıııı gt»\ek ımlamıyla gelen gideni arutır. öyle ki )ezıd'm sadcıe Cür- c an da Murdıiğıi kirmelerin sayısı 40 bin kijicieıı fazlaydı. Daha önemlisi kılıçtan get,irılen hu msaıüarm kan- larıyla değirmen do'ndiırmeye kalkılu- tak denlihüyuk bir sogukkanidık sergı- ler Araf!İslam ordusu. Kbu Haccac'ın uteybe'nin ölümü son'rasında Türk yurtlarına yönclik Hilafct polıtikası yanısıra, Türk halkı- na yönelik zulümde dc bir dcğişim olmaz. polıtika Kutcybe veya keyfıyetinden kaynak- lanmıyordu; aksıne lüm bu yaşanan- lar. ürclımcı olmayıp. gıderlcrini talan ve haraç gclırlcri temelınde karşıla- yan, bunun da gcreğı olarak kenüı de- ğcrlerinı dığcr toplumsal değerlere karşı kutsuy ıp zorla onlara cgcnıcn kı- Imaya çaiışan politıkanın basit ve zo- runlu sonucuydu. (1) Nilekmı. adıııa "Mtislümanlığın yayılması" denilen bu poliıikayı yeni halrfe Süleyman da aynen sürdürür. Yani; yeni alanların işgali, öneeden iş- gal edılmiş alanlarda Müslüman Arap hakımiyetınin güçlcndirılmcsi. yerli halkın haraca bağlanması. her direnişin kitlescl k;.:lıamlarla e/ilmesi. köle olarak Araplaştınlmış toprakla- ra gönderilıp saulması \e zorla Müsîıimanlaşiırma1 .. Yezid vali oluyor Özetlc Türklere karşı Araplardaki korkunun kınlnıasıyla başlayan ve her yol kullanılarak sürdürülen yayı- lma. bu yeni dönemde de aynen de- vam eder. Süleyman'ın Kutcybe'yc düşmanlığı ayn sorundur, Islameı po- liükanın gereği Türk yurtlanna (ve ulaşılabilcn her yere) yönelik yayı- Inıacı politika ayn sorun. Halit'e Sülcyman, Yezid b Mühel- leb'i Horasan'a \ali atar. Yıt 716. Bu Yezid. öneeden de Horasan valisi olup. Havarizem'dcn ele geçırilen esir Türkleri. Kendi askerleri üşümesin diye soyup donarak öldürten Yezid'- tir. Yıne bu Yezid. bir müncccimin. yerinc gcçeceğını söylemest üzerine Haccac tarafından görevinden el çck- tirilip. çok ağır ışkencelcrden gcçiri- len, üstelık Haccac'ın da kayınbırade- ri olaıı Ye/id'tir. (2) Kuieybe'nin şöhrctının ezikliği ıçinde olan Yezıd. onun alamadığı yerleri, özellikle de Cürcan'ı (Kirkan) ele geçırmeyi kendisi için neredeyse bir kişilik sorunu haline getirmişti. Yezid önce Dağıslan'ın işgaline yö- nelir. Dağıstan lideri Sol Türk (Sal- Tekin) ile uzun çarpışmalara girer. nihayet onu kuşatır. Sol Türk önce teslinı olmaz. ancak ku- şatmayı yanp besin sorununu da birtürlü çöze- mez. Nihayet Türkler açhkla cebclleşir duru- ma diişünce dc Sol, Yezid'ten barış istemek zo- runda kalır. Yezıd, Sol'dan lanı teslımıyct istiyordu. Sol; "bcniın taallukatımdan ve malımdan el çekersen öjle olsun" dedi. Yezid kabul ettiğinı söyleyin- ce dc, Sol teslim oldu. Ancak "Dağtstan'a girince o kadar çok mal buldu ki hesabı >ok idi"; Tabiı Yezit sözünde durmadı. Şehn baştan sona yağmalattı ve tam 14 bin kışıyı katleturdı. (3) Ardından Cürcan'a yöneldi. Şehir 300 bin dirhem haraç karşılığında teslim oldu. Ancak Müslümanlar şehrc girdikten sonra, yine söz- lerinde durmadılar ve orayı da yağmalamak- tan kendılerini alamadılar. Bu geleneksel uy- gulama sonrasmda Yezid. Cürcan'ın bu kolay ele gecinlişınin keyfıyle oraya 4 bin jandarma yerleştırıp Taberislan'ı ele geçırmek için yolu- na devam etti. Durumu öğrenen Taberistan meliki İsfehbed tedbir almaya başladı. Deylem Melikinden de 10 bin kişilik yardım aldı. llk çarpışmada Araplar üstün olunca Türkler dağlaraçekildilcr. Yezid'in yemini Mevzilendikleri bu yeni yer çok uygun oldu- ğundan Müslümanlar hem çok zayiat verdiler hem de geri çekilmek zorunda kaldılar. İsfeh- bed. bir yandan yıpratma savaşı sürdürürken diğer yandan Cürcan melikinden de yardım is- ter. Bu talep. talan sonrası süregelen baskılar nedeniyie zaten artık dayanamaz hale gelmiş olan Cürcan halkı için bir kıvılcım olur; ayak- lanan halk. Esed b. Abdullah komutasındaki ezid, Cürcan'da gerçekleştirdiği katliamla, kendince "Allah'a verdiği sözü yerine getiriyordıT. Peki ama o savunmasız insanları asan, kılıçtan geçiren, o korkunç çığlıklara rağmen bunu sürdürmeye devam edenlere ne denir? Daha önemlisi bu vahşeti Allah'a verdiği sözün gereği sayan İslam valisine? Y Müslüman jandarma kuvvetini imha eder. Yezid, öfke içindedir: "Cürcanlılan mağlup ettiğinde üzerlerinden kılıcı kaldırmava: da ki akan kanlarından değirmen döndürüp unundan ekmek pişjrip yemedikçe" diye yemın eder. (4) Ancak öncelikle İsfehbed'in hakkından gel- mesi gerekmektedir; ki onu da oyun yoluyla halletme yoluna gider. İsfehbed'le yakın ilişkısi olan Hayyan Nebiti'den yardım ister. Yanına çağırtıp ona; "Ey Eba Mamer, gerçi ben sana > aramazlık ettim ama sen Müslümanlar hakkında iyilik ev- le. (...) İmdi Tann aşkına bir iş et ki benimle fs- fehbed arasında bir sulh edeşin" (5) der. Bunun üzerine Hayyan, İsfehbet'in huzuru- na çıkar: "Gerçi ben din-i İslam ü/erineyim ama aslında ben ve sen birliğiz. Ve ben sana iyilikten başka birşe> düşünmem. Şimdi Yezid'le Müslü- manlar arasında sulh etmek dilerim. Sen de ka- bul eyle ve sakın ki Müslümanların bozulduğuna mağrur olmayasın. \ ezid, Sülevman b. Abdül- melik'ten yardım dilemiştir. Ve her yerden asker gelmesi yakındır. İmdi bu vakitte Yezid seninle sulhe razıdır. yardım geldiği zaman razı olmaz. İmdi ben senin onunla sulh etmeni doğru görii- rüm" (6) diyerek aldatma yoluna gider. Önce kendisine güvenmesini sağlayan Hay- yan, bu sayede onu, halifeden gelmekte olan ordular masalına inandırarak gözünü korkut- mayi başardı. Banş için Yezid'e. 100 bin dir- hem. 400 yük zaferan . herbirinin başında bir simin tabak ve üstlerinde bır top ipek ve bır al- ün veya gümüş yüzük olan 400 oğlan vermeye ikna etti. Öyle ki Yezid'in yanına vanp ona. "sulh ma- Ima adam gönder" dediğinde Yezit şaşkınlıkla: "Bizden mi yoksa onlardan mı?" diye sormaktan kendini alamadı. İçınde bulunduğu durumdan kurtulmak için böyle bir diyeti bile ödemeye razıydı çünkü. İsfehbed'e gelince o. kandınl- makla kalmamış. işgalcilerle anlaşmakla Cür- can halkına da ihanet etmişti. Yezid artık Cürcan"a yönelebilirdi. İsfeh- bed'in ihanetine uğrayan Cürcan beyi, bu sal- dınyı atlatabilmek amacıyla şehirden çıkıp ka- leye çekildi. Bu yolla hem etkili bir dıreniş ver- meyi düşünüyor hem de saldınyı şehir hal- kından uzaklaştırmayı umuyordu. İlk anda başanya da ulaşır gibi oldu. Yezid gercekten de şehri bırakıp kaleye yöneldi. Ancak kaleyi dü- şürmek de bir türlü mümkün olmuyordu. Tam 7 ay boyunca savaş oldu. dışanya kuş uçurulmayan kale, sürekli mancınık ateşiyle ve saldınlarla düşürülmeye çalışıldıysa da düşü- rülemedı. Kalenin sırtını dik kayalara vermiş olmasının avantajlanndan da yararlanan Türkler. açlık yorgunluk demeden olağanüstü bir kahramanlıkla Müslüman saldınsını etki- siz kılıy orlardı. Araplar arasında moral bozuk- luklan had safhaya ulaşmıştı. Yezid çaresizlik içinde ve öfke doluydu. Türkler teslim oluyor İşte tam bu sırada ava çıkmış olan Yezid'in yaranlanndan Heyyac b.' Abdurrahman'ın, kalenin arkasındaki dağdan içeriye gizli bir gi- riş yolu bulmasıyla savaşın kaderi değişti. Seçme bir birlik tepeye yerleştirildikten son- ra. dikkatleri dağıtmak için her zamanki gibi karşıdan saldın başlatıldı; "ögle namazından ikindi namazına kadar dehşetli cenk ettiler"(7). Bundan faydalanan tepedeki birlik kaleye gire- rek kaleyi ele geçirdi. Türkler teslim olmak zo- runda kaldılar. "İmdi hepsi dışarı cıkıp Yezid'in yanına geldi- ler. Yezid buyurdu avTetlerini >e oğuUannı esir ettiler ve beylerinin başını kesip ve hisan viran ettiler. Oradan dönüp tekrar Cür- can''a geldiler. Ve şehri muhasara etti- ler. Ve mancınıkiar kurdular ve bu- yurdu ateş attılar. N e meeal vermeyip zorla aldüar." (8) Bundan sonrasını bizzat bir şeri- atçmın ağzından dinleyelim: "Fatih Arap konıutanı şehre girince şehrin bütün erkeklerinin bir araya getirilmesini emretti. Gençlerini esir aldı. Eli silah tutanlann hepsini kılıçtan geçirdi. Geçeceği yolun sağ ve soluna 4 fersah (24 kilometre) uzunlu- ğunda bir mesafeye darağacı diktire- rek bu Türkleri astırdı. Diğer taraftan şehri Araplara istedikleri gibi yağma ettirmeyi de ihmal etmedi. • Kuteybe'nin ölümü, Türklere yönelik zulmü azaltmadı. Yeni Horasan valisi Yezid, ondan da baskın çıktı.Öyleki.sadece Cürcan'da öldürdüğü insan sayısı 40 binden fazlaydı ve Yezid, bu insanlann kanıyla değirmen döndürüp, öğüttüğü undan ekmek yapıp yiyecek kadar vahşiydi. Şimdi sıra Allah'a verdiği sözü yeri- ne getirmeye gelmişti. Bu maksat için de 12 bin kişi ayırdı. Onlan C ürean'ın vadilerinden biri olan F.nderhiz'e doğ- ru sevketti. Akibetlerinin ne olacağı- ndan ve niçin toplandıklarından tama- men habersiz olan bu zavallılar En- derhiz vadisine gelince orada durdu- ruldular. Ondan sonra Yezid yanında- ki Arap askerlerine dönerek: "Bunlardan intikamını almak iste- yenler alsın!" emrini verdi Enderhiz vadisinde kendılerini mü- dafaa edecek en küçük bir silahları bile olmayan bu esir Türklere Araplar büyük bir hışımla saldırdılar. Her Arap bir hamlede 4-5 Türkün birden işini biririyordu. Yezid 12 bin kişiyi böyle feci bir şe- kilde kılıçtan geçirdikteo sonra tepe- Jer gibi yığılıp kafan bu tf&fa. kol >e" gövdeler üzerine doğru suyun mec- rasını değiştirdi. Bu kan nehri ilerdeki bir değirmene ulaşıyordu. En sonunda Yezid. bu kanların öğüttüğü unlardan yapüan ekmeklerden yedi. Böylelikle Allah'a verdiği sözü yerine getirmiş oluyordu. "Kaynaklarda Yezid'in sadece Cürcan'da öldürdüğü kımse- lerin sayısmın 40 bin kişiden fazla ol- duğu kaydedilmiştir." (9) fnsan olan her insanın ancak ür- pertiyle. tiksintiyle, insanlık adına utançla okuyabildiği satırlar bun- lar... Peki ama o savunmasız insan- lan asan, kılıçtan geçiren, o korkunç çığlıklara rağmen bunu sürdürmeye devam edenlere ne denir? Daha önemlisi bu vahşeti Allah'a verdiği sözün gereği yapan İslam valisine? Peki ama bir tannnın, kendı adına, insanın yap- maya değil, bakmaya bile dayanamayacağı bir vahşetle yapılan katliama seyirci kalması nasıl dü- şünülebilir? Kendine atfedilen dinin zorla, hele ki işgal ve katliamlarla yay ılmasına göz yuman, hele ki bunu "ciluıd" adı altında bir ideoloji haline geti- ren bir Allah fıkri düşünebiliyor musunuz? Üste- lik Allah birilerinin Müslüman olmasını isterse, Onun herşeye kadir olduğu ınancı çerçevesınde bunu zaten gerçekleştireceği açık değil midir? O halde Onun adına birilennin. hem de talancı ve katil süriisü birilerinin bunu kaüıamlar ve soy- gunlarla yapmasına. kendi dininin masum ınsan kanlanyla kirlenmesine göz yumacağı nasıl düşü- nülebilir? Bütün bu sorulann yanıtı açıktır; yeter ki evren- sel insanlık değerlerinden (ahlakından) biraz ol- sun nasiplenmiş olalım; yeter ki mantığımızı soka- ğa atmış olmayalım. Gerçeklik buyken artık ken- dimize sorabiliriz: Sakın bınleri kendı talancı çı- karlannı meşru kılabilmek ıçın "Allah adına" ya- lanının ardına saklanıyor. Allah fikrini kendileri- ne kılıf yapıyor olmasınlar? Her neyse. katliam faslı bittikten sonra sıra ta- lan malı ve esirlerin sayımı \e paylaştınlmasına gelir. Beşte biri halifenin payına aynldıktan sonra kalanlar Müslüman askerler arasında pay- laştmhr. (I/ Bkz. İslamivet Gerçeği. c.4, 2. Bölüm (2 i Bkz.Tarih- i Taberi, c.3, s.332 ve 354 (3) Bkz, Tarih- i Taberil c.3, s.380-81 (4) Taberi'den akt. Sabri Gündüz, Islamlık Türklük, s.135 (5) Tarih- i Taberi, c.3, s.382 (6) Tarih- i Taberi, c.3, s.382 (7) Tarih- i Taberi, c.3, s.383 (8) Tarih- i Taberi, c.3, s.384 (9) Z. Kitapçı, Yeni İslam Tarihi ve Türkis- tan.c.l.s. 262-3 Yarın:Türklerln payına kılınc ve kırbac düçüyor CALISANLAREV SORULARI/SORUNLARIYILMAZ SİPAL Asistan olarak memuriyete girdim Soi'U Bir özel yüksekokulda asistan olarak çalışrken, 1971 yılın- da bu ckul devletleştirildi. Ben aynı sürede bir başka fırma- da çalışmakta idim. SSK primlerim bu firma tarafından ve tavan ücretten odeniyordu. Daha sonra devletleştirilen bu üniversitede asistan olarak memuriyete girdim. Şu anda, ay- nı üniversitede emeklilik hakkımı almış durumdayım. 1971 yılında devletleştirilen ve bugün de çalıştığıın bu üniversite- de. 1971 yılı ile 1972 yılı arasında geçen ve SSK primlerimi başka bir fıırnanın ödediği, 1 yıl 4 aylık süre tazminatım he- saplanırken göz önüne alınır mı? E.S. YANIT: Çalışmakta olduğunuz üniversitede statünüzün, 1475 sayılı İs V asası kapsamında mı, yoksa 2914 sayılı Yükseköğretim Personcl Yasası kapsamında rru olduğu net olarak anlaşılama- mıştır. SiMunu/u. çahşmanızın 1475 sayılı İş Yasası kapsamında geç- . tiğiıii \e bu nedenle Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli ola- cağınızı varsayarak yanıtlayalım. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan yaşlılık aylığı almak amacıyla iş aktinizi feshettiğinizde. işveren olan üniversite size. kıdern taz- minatı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 1971 ile 1972 arasında geçen 1 yıl 4 aylık süre için son çalıştığınız üniversite işvereninin. kıdem tazminatı ödemek zorunda olup olmadığı sorusu. İş Ya- sası'nın 14. maddesinde şöyle yanıtlanmaktadır: "İşyerlerinin devir veva intikali vahut herhangi bir suretle bir iş- verenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli ha- linde işçinin kıdemi, işyeri vey a işyerlerindeki hizmet akitleri süre- lerinin toplamı üzerinden hesaplanır. 12.7.1975 tarihinden itibaren işyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işle- miş kıdem tazminatlanndan her iki işveren sonımludur. Ancak, işyerini devreden işv erenlerin bu sonımlulukları, işçiyi çalıştırdıkla- rı sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınır- lıdır. 12.7.1975 tarihinden ev>el işyeri devrolmuş veya herhangi bir suretle el degiştirmişse, devir mukavelesinde aksine bir hüküm yok- sa işlemiş kıdem tazminatlanndan yeni işveren sonımludur." İşyeriniz 1.7.1975'ten önce devrolunduğuna göre ve devir söz- leşmesinde de aksine hüküm yoksa, kıdem tazminatmıza 1971 ile 1972 yıllan arasında geçen 1 yıl 4 aylık süre de eklenecektir. Şimdi de, 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Yasası kapsa- mında ve TC Emekli Sandığı'na bağlı olarak çalıştığınızı ve bu sandıktan emekli olacağınızı varsayalım. Bu kez soruyu, 2829 sa- yılı yasanın uygulama yönetmenliğinin "Emekli İkramiyesi" baş- lıklı 8. maddesi yanıtlayacaktır. "Ancak, sigortalı sürelerin ikramiye ödenmesinde nazara alına- bilmesi için bu sürelerin, TC Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda geçnûş olması gerekmektedir." Sosyal Sigortalar Kurumu'na bağlı özel üniversite statüsünde geçen süre için emekli ikramiyesi ödenmesi söz konusu olmaya- caktır. POLITİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Bu Gidisin Sonu.. Öğretmen, yazar Ali Dündar, arada sırada bana mek- tuplar yazar, beni uyarır, dalgınlıkla yaptığım yanlışlar varsa onları düzeftir. Ali Dündar'ın son bir mektubu var. Onu buraya alacağım; almadan önce Behzat Ay'ın son çıkan kitabı "Atatürk'ten Sonra Kir, Kin ve Yalan'dan söz etmek istiyorum. Kitapta kimi dergi ve gazetelerde çıkan yazıları yer almış. Behzat Ay, son günlerde pek "velut" bir yazar oldu. Bir yıl içinde bir kaçkitabı birden çıktı. Şu satırları yaz- madan edemeyeceğim: "Bizim ülkemizdeki mutlu azınlık para ve mal bollu- ğundan çıldırıyor; halkın büyük kesimi yani işsiz, emek- li, küçük memur, dar gelirli de gün geçtikçe biraz daha oynatıyor... Neredeyse koca Türkiye bu gidişle tımarha- neyedönecek..."(P.K. 935 Karaköy-lstanbul 80020) Değerli yazar Ali Dündar'a gelince, değerli dostum "Ağabey" diye başladığı mektubunda şunları yazıyor: "Bugünkü (2.3.94) yazınızı, her yazmızı olduğu gibi, dikkatle okudum. Orada ezanın Arapça'ya dö'nüştürül- mesini, Kemalizm'den verilen ilk ilk ödün olarak vurgu- luyorsunuz. Hakkınız var. Ancak bence Kemalizm den verilen ilk ödün, 1946 Kurultayı'nda CHP'nin ilkokullann 4. ve 5. sınıflanna 'isteğe bağlı din dersi' konulmasını kabul etmesidir. Atatürk devrim ve ilkelerine vurulan ilk kazma budur. O uğursuz karara başkaldıran tek kişi rah- metli Behçet Kemal Çağlar olduydu. Çağlar, 'Böyle bir karar alan bir partide ve Meclis'te kalmam, hem Ata- türk'e saygısızlık, hem de siyasal ahlakıma aykırıdır' diyerek, CHP den ve milletvekilliğinden çekilmişti. Söz konusu kararda 'Çocuklarına din dersi aldırmak isteyen velilerin okul yönetimine yazılı olarak başvurmaları' ön- görülmüştü. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tahsin Ban- guoğlu, sonradan övünçle çevresine anlatacağı bir kurnazlık yaptı. Din dersi yönetmeliği hazırlanırken, 'Çocuklarına din dersi verilmesini isteyen' yerine 'Ço- cuklarına din dersi verilmesini istemeyen velilerin okul- lara yazılı olarak başvurmaları' hükmünü koydu. Böyle- ce, dar çevrede kimsenin ben din dersi istemiyorum, diyemeyeceğini biliyordu. Buna da sözde aydınlar kesi- minden tek bir kişi karşı çıktı. Rahmetli Prof.Dr. Bülend Nuri Esen, çocuğunun okuduğu okula gitti ve yazılı ola- rak 'Ben dinimi de, ibadet usullerini de anamdan ve babamdan öğrendim. Çocuğuma da kendim öğretebili- rim. Okulunuzda çocuğuma din dersi verilmesini istemi- yorum' diyebildi. Sayın Abiciğim, bilirsin bir atasözümüz var. Orada şöyle denir Bir duvara delik açarsanız, oradan yılan da işler çıyan da.' Delik açıldı ve yılanlar, çıyanlar, akrepler doluşuverdi. Şimdi tutmuş Kemalist türküler söyleme- ye, laiklik davulları çalmaya kalkışıyorlar. Kim getirdi bunca melaneti insanlanmızın başına? Gene kendileri. Atatürk, o bortu böceğin üreyip çoğalabileceği bütün bataklıkları kurutmuş, delikleri tıkamıştı. Din eğitimini laik eğitimin dışına atmış, zaviye ve tekkeleri kapatmış, namaz çağrısını Türkçeleştirmiş, din ve tapınma belge- lerinin Türçeleştirilmesini başlatmış ve 'Hayattaen ger- çek yol göstericı bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak, umar peşinde olmak aymazlıktır, sapkınlıktır' demişti. Bugün saltbiryerlerine, biryanlan- na dokunduğu için Ataturkçü görünenlere ye da laiklik davulları çalanlara ben inanmıyorum. Sayın Milli Eğitim Bakanı, alelacele Olağanüstü Atatürk Haftası' ilan etti. Sayın Bakan bilmez mı, irnam okullarının laik okullan solladığı, imam okulu çıkışlı kimselerin laik okullarda yönetici ve öğretmen olarak kol gezdiği ve ramazanda oruç tutmayan öğretmen ve öğrencilerin din uğruna kat- ledildiği bir çarpık eğitim düzeninde bu 'Olağanüstü Atatürk Haftası'ndan bir sonuç alınamayacağmı... Bilir. Fakat ustüne gidemez. İşte bizim ulusçak, toplumcak açmazımız burada. Ne dersin? Sağlık ve esenlik dileklerimle saygılar sunarım." Aydın din adamı yetiştirmek gerekiyordu; Kuran kurs- ları, imam-hatip okullan bunun için açıldı, özendirildi. Bu okullardan çıkan bunca yarım okur-yazar ne olacak? DYP ve SHP'nin 7 aylık iktidar döneminde açılan imam- hatip okulu sayısı 32 oluyor. Her aya 5 okul düşüyor. Bu yıl toplam öğrenci sayısı da 396 bin 408'dir. İmam-hatip liselerinde kadınlı erkekli okunduğuna göre kadınlar da imam olacak mı? Oysa islamda kadın imam yok. Ankara'dan çekilen telgraflarla Atatürk törenleri kızış- tırılırken, hız geçince Atatürk günleri unutulacak mı? Her yıl bir Hasan Mezarcı çıkmaz ki!.. Böylesi ortalığı karıştırmaz ki!.. BULMACA 1 2 3 4 1 SOLDAN SAĞA: 1/ İşlemeli ya da işlemesiz olarak yatak üzerine ko- nulan yastık. 2/ Sınır ni- 2 şanı... Yufka ekmeğinin. ^ içine türlü katıkiar konu- larak sanlrruş biçimi. 3/ 4 Ramazan gecelerinde. iki j- mınare arasına gerilen ıp- ler üzerine ampullerle 6 yazılan yazı... Yapısına gırdiği sözcüğe "•yakışır L şekilde" anlamı katan so- nek. 4/ Bır yöne eğilmiş. 5/ Asy a ile Av rupa'yı ayı- ran dağ sırası... Kar fırtınası. 6/ Kolyos. uskumru. sardalye gibi balıklann ufağı... Dar. uzun ve ha- fıf bir yanş kayığı. 7/ Şöhret... Her iki Kore'nin de para birimi... Su. 8/ Tombul, iri yapılı. 9 Tavlada bir sayı... "Acele. ivedi" anlamın- da kullanılan yerel bir sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Çin ve Japonya'da yetişen, por- takala benzer meyvesi olan bir ağaçcık. 2/ Karakter... Yunanis- tan'a ait bir ada. 3/ Herkese, her canlıya merhamet eden Tan- n... Bir nota. 4/ İstanbul'un bir ilçesi. 5/ İlgeç... Doğu veGüney- doğu Anadolu'da konar-göçerlerin kıl çadırlanndan oluşan yayla yerleşmesi. 6/ Çıplak vücut resmi... Utanma duygusu... Kimileri uğur sayar. 7/ Seyrüsefer... Sodyumun simgesi. 8/ Ses... Metal saplama. 9/ Şerif Gören'in yönettiği, başrolünü Şe- ner Şen'in oynadığı bir film. SECIMLER, ALEVILBR LAİKLİK VE REFAH PARTİSİ NEVRUZ... FRANSAVACEM... BADEMLER KOYU...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle