04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 13MART1994PAZAR KULTUR Fehmi Gerçeker, 'Piri Reis' belgeselinden sonra 'Uluğ Bey'in çalışmalanna başladı Tarihe yeni bir perde daha açdıyor ASU MARO da lürk deyınce. hemen "Midnight Expres"i soru>orlar. Bu beni sinirlen- dirr.ordu. 'Artık Türkiye'yle ilgili bir şeyler çıkmalı" diye düşünüyordum. Belgesel konusu ararken bir'kaç kişi bana "Piri Reis"ı sordu. pek bir şey bılmıyordum. Sonra ınceledim \e çok ılgınç buldum. Böylece karar verdım bu fılmi yapmaya. Önce İspan>a'yla temasa geçtım. Amerika ve Brezılya- dan da vardım aldıktan sonra Türkı- Türkiye'de Fehmi Gerçeker adı yeni yenı duyulmaya başladı. Oysa, \9~") yılından beri New York"ta yaşayan Gerçeker. dünya çapında üne sahip sanatçılarla başanjı çahşmalar yapan bir yönetmen. Cstelik. Türkive'vi dünyanın gündemıne getiren bir yö- netmen. Özellıkle belgesel fılmler üze- rinde yoğunlaşan sanatçının son çalı- şmalanndan " Piri Reis". Eğitim Ba- ye'yegeİdim. Çok sıcak karşıladılar\e kanlığYnın ıstcğiyle bugünlerde Amerikadakı tüm okullarda ders olarak okutulmaya baş- lanıvor. Fehmi Gerçeker. şu anda gene bir Türk ısmı. "Uluğ Bey"belgesel fılmınin çekim ça- hşmalan nedenıyle Türkiye'de bulunuyor. Uzun bırönçalışma ve yetkın bır ekıple gerçekleştı- rilecek bu fılmde '^Pin Reis" gibı Amenkan eğıtım progra- mınaalınacak. Sınemaya. Turkıye'de çektığı reklam filmleriyle adım atan sa- natçı. televızyonla da ıç ıçe vaşı- yor. Gerçeker'ın, çeşitli ülkeler- den ünlü sınemacılan konuk et- tıği "Behind The Camera" (Ka- mera Afkası) adlı programı da ABD ve çeşitli ülke tefevızvon- lannda gösterilıyor. Fehmi Ger- çeker. yoğun çalışmalan arası- nda." Piri Reis", "Uluğ Bey" ve diğer çalışmalanyla ilgili soru- lanmızı yanıtladi. -" Piri Reis" filmi. Amerika'- da ve diğer ülkelerde biiyük bir il- giyle karşılandı. Bize bu konuda düzenlenen etkinliklerden söz eder misiniz? Bu film içın bütün dünyada o dönemi bilen tarihçileri bir ara- ya getirdim \e konuvu tartış- maya açtım. Tarihe açılan yenı bir perde olarak kabul edifdiği içın şımdı ılk. orta ve y ükseköğ- renim içın tekstler hazırlanıyor ve filmın kaseti> le bırlikte Ame- rika'dakı okullara dağıtılıyor. Her yıl 25 milyon öğrenciye öğ- reulecek. Aynca Columbia Unıversı- tesı bır gece düzenledı. Film gösterıldı. Fılmin çekıldiğı ülkelerden gelenler bu konuyu tartıştılar. Yanı ilk defa b'r 'Piri Reis Gecesi' düzenlendi. Brezilya Kültür Bakanlığı da mari sonunda. biri Brezilya'nın başkentin- de. bın de Rio de Janeiro"da olmak üzere "Piri Reis Günleri' düzenhyor. Aynı şey İspanya \e Portekız'de de yapılacak - Bu filmi yapmak nereden aklınıza geldi? Amenka'da 82"dcn beri çahşmalar yapıyorum. Bunlar genelde Amerikan kültürüyle ilgili çahşmalar. Amenka'- imajını verecek şekilde çekeceksin" de- diler. Tabıi kı kabul etmedim. Ama demek istediğim. reklam için her şeyi yapıyorlar. bunun önemi bızde de an- İaşılmalı artık. - Sizin bir de sinemacılarla y aptığınız televizyon programınız \ar. Bu, nasıl başladı? Ben gerçek kişilerle ilgileniyorum \e onlar üzerine belgeseller yapmak isti- yorum." Behind The Camera"da da öyle. Sinema tarihmde değişiklikler Varda, Uouis Malle, John Sayles, Ge- orge Roy Hill gıbi isimleri konuk ettim. Bunlann hepsi okullara gitti. Orada ders ışlenırken kullanılıyor. Bir süre başka ışler nedeniy le "Behind The Ca- mera"ya ara verdim. Ama tekrar yap- mak istıyorum. Fellini'yleyapacaktık, tüm hazırlıklar tamamdı; ama müm- kün olmadı. Şimdı PolanskTyle yap- mayı düşünüyorum. - Bu programlar uzun bir ön çalı- şmavı gerekririvordur herhalde... Özellikle belgesel fllmler üzerinde yoğunlaşan Fehmi Gerçeker, televizyonla iç içe. (Fotoğraf: KAAN SAĞNAK) bütçenin bır kısmını karşıladılar. Sıra. kımın seslendıreceğıne gcldi. Başta Anthony Quinn ı düşünüyordum. Sonra dedını ki. bu film eğitici yanı olan bır film oldu Anthony Quinn oy- narsa bır Anthony Quinn filmi olur, daha az tanınan Ben Gazzara'yı seç- tim. - Türkiye, düny ada ne ölçüde tanını- >or? ., Çok az tanınıyor. Taniurn.ic.in son derece aktif ve bilinçh olunmafı. Ben. Pin Reıs'ı çckerken bir hükümetten il- gınç bir teklıf geldı. Önüme açık çek koydular; "Filmin bütçesinin tamamını karşılarız, ama bizim ülkemi/in olumlu yapmış kişileri seçiyorum. Televizyon üzerine inaster'ımı bitirirken tez ola- rak yanm saatlik bir belgesel yapmam gerekiyordu. Amerika'nın tarihinde ilk olarak bir sosyal içerikli belgesel yaparken tutuklanan kişiyle bır film çektim. İlk belgesel Oscar'ı bu adama veriliyor ve gene ilk olarak o reddedı- yor. Bu film çok tutuldu. televizyonda gösterildi. Bu seri>e de\am etme>e ka- rar verdım., . . - Programiarınıza bugüne kadar kimleri konuk ettiniz? Programlanmda Avrupa ve Ameri- ka sınemalan arasındaki farkhlıklan ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Agnes Elbette. kişiyi belirledikten sonra. tüm filmlerini izliyorum. hakkında yazılmış kitaplan, yazılan okuyorum. Bu. üç dört ayımı alıyor. Sonra soru- lan hazırlıyorum ve o kışi hakkında \a kıtap yazmış. ya da çok iyi tanıyan bi- rini buluyorum. Onunla sorulan tartışıyoruz. sonra ıkısıni stüdyoya alı- >orum ve sorulan o soruyor - Şu anda üzerinde çalıştığınız proje- de yine bir Türk ismini çjkanyorsunuzv*»yunu var Michael ortava... *"ÜJVununu yeni bitirdi. Aralık ayında beni UNESCO'dan aradılar. bu >ılı "Uluğ Bev Vılı" ılan ettiklerinı söyledıler. Bu konuda bir şey yapıp yapmadığımı sordular. 'Yapmıyorum' dedim, ama sonra araştırdım. Astronominin kunıcusu, yaptığı gözlemevlerı bugün bir örnek. SÂSA'yla temasa geçtim hemen. Ay'- da bır kratere adı verilmiş. Çok ilginç şeyler yapmış bir adam. Buraya gel- dim, Kültür Bakanlığı'yla görüştüm. sponsorluğunu üstleniyorlar. Şu anda bunun için buradayım. Filmi kimin seslendireceği kesinleşmedi. Anthony Quinn ile Burt Lancaster arasında se- çim yapma aşamasındayım. Senaryo- yu Daria Sommers yazıyor, kur- gusunu "The Godfather" filmi- nin kurgucusu gerçekleştirecek. Müziklerinı ise Peter Gabriel yapacak. NASA. National Geography Society. PBS tele- vizyon kanalı. USA Astrono- mers Society, ABD Eğitim Ba- kanlığı, Nevv York Eyaleti Özel Film Projeleri Yapım Bölümü ve UNESCO'nun danı- şmanlığında çalışıyoruz. Özbe- kıstan. Türkiye. Hındıstan, Mısır. Fas. Şili ve ABD'de ger- çekleştinlecek çekimlerin mayı- sta tamamlanması bekleniyor. - Fikret Mualla'yla ilgili bir film projeniz ne durumda? Uluğ Bey araya girmeseydi onu biürecektim. Şu anda Sü- heyla Acar Kalyoncu ile birlikte senaryo çalışmalanna devam edıyoruz. Film Paris, Berlin ve İstanbul'da çekilecek. Bob Hos- kins, Fikret Mualla'yı canlandı- racak. Nastassia Kinski ise sa- natçıyla Berlin Konservatu- van'nda okurken bir aşk yaşa- yan Marlene Dietrich'i oynaya- cak. - Bundan başka ne tür çaltş- malarınız >ar? Amerika'da film setlerinde ilk fotoğrafçılığa başlayan Sam Show var, şu anda Hollywood'- un en genış fotoğraf koleksiyo- nuna sahip. Marilyn Monroe'- nun tüm filmlerinin yapıması, aynca benim tüm filmlerimin de yapım danışmanı. '95 yılında Pans'teki Pompideu Merkezi'nde Sam Shovv sergisi açılacak. Kendisıyle ilgili yaptığım belgesel devamlı göste- rilecek. Yılda bir kere de Broadvvay'de bir tiyatro oyunu sahneye koyuyo- rum. Genelde Michael Sayers'ın oyunlan bunlar. Bir süredir zamansızhİüan ti- yatroyla ılgilenememiştım. ama bu yılki projelenm arasında bir de tiyatro rs en son lûl Ağıtı" Liverpoüu dörtgencin efsanesisürecek nti?CUMHUR CANBAZOĞLU Yoko Onno, Uennon'un dört parçasını arşi\den çıkardı. ROMA- Efsanevi grup Beatles'in yeni albü- mü için stüdyoya girdiğine kaç kişi inanır aca- ba? Ama haberdoğru. Beatles'in yaşay an üçele- manı Paul McCartney, Ringo Star ve George Harrisson Londra'da yeni albümleri için çalı- şmalannı sürdürüyorlar; 14 yıl önce ölen John Uennon da sesiy le onlara eşlik ediyor. Her şey grubun dağıldığı 1970 yılına kadar yaşananlara benzıyor. Beatles hayranlannı heyecanlandıran bu ha- benn geçmişi çok eski değil. \oko Onno. eşi John Lennon'un doldurduğu dört parcalık bir bandı arşivinden çıkany or ve Beatles'in menaje- ri George Martin'in kapısını çalıyor. Martin, dört parça arasından "Free As A Bird"ü seçiyor ve grubun diğer elemanlan da Beatles hayran- lanna hoş bır süpriz yapmayı kabul ediyor. Beatles'ı "diriltmek" stüdy o mühendisleri için kolay bır işlem. Bu işlemin geçmişte başka ör- neklerı yaşandı. Frank Sinatra'nın son albümü ona eşlik eden sanatçılar da. örneğin U2'nun so- listi Bono da olduğu gibi kendi bölümlerini İngiltere'de seslendirdikten sonra bant Los An- geles'e göndcrildi. Sinatra'nın kaydından sonra da miksaj tekniğiyle ünlü ikili biraraya getirildi. \'ine 1991'de büyük sükse yapan "Unforgettab- le" adlı albümünde Nataüe Cole, 30 yıl önce ölen babasıyla birlikte şarkılannı seslendirdi. Beatles'in yeni çıkacak plağı üzerine yapılan kamuoyu araştırmalan. haberin nostaljiyi se- venlerden çok. gençleri heyecanlandırdığını or- taya koydu. Yapımcılar için Liverpoollu dört gencin efsa- nesinın sürdüğünün işaretiydi bu. Plağın büyük ilgi göreceği kesin. Ancak Beat- les hayranlannın büyük bölümü grubun Len- non'suz biraraya gelip çalmasını istemiyor. Uen- non'suz Beatles'in beyinsiz bir insana benzeye- ceğini iddia eden müzikseverler. efsanenin böyle sürmesini arzu edivorlar. adında. İrlanda kurtuluş hareketiyle ilgili bir oyun. Amerika'ya dönünce onu sahneye koyacağım. - Reklamcdıkla tüm bağlarınızı ko- pardınız mı? Amerika'da bir fırmanın reklam danışmanlığını yapıyorum. Clinton'- un seçim reklamlannda da danı- şmanlık yaptım. Tamamen kopmuş sayılmam yani. - Türkiye'yle bağlannız nasıl? Bir gün dönmeyi düşunüyor musunuz? Bir sanatçının bes'lenmesi için kendi kültüründen kopmaması çok önemli. Amerika. insan ilişkilerinden uzak. maddesel değerler üzerine kurulmuş bır toplum. Derin bir kültür birikimi olmadığı için Avrupa kökenli kişi yer bulabiliyor kendine Amerika'da. Ama bir süre sonra çizgi değişimine uğru- yor. Örneğin Uouis Malle la yaptığım programda. Amerika'ya yerleştikten sonra filmlerinde oluşan çizgi değişik- liğini ortaya çıkarmak istedim. Prog- ram bitince. "Hiç düşünmemiştim, iyi ki konuşuldu bunlar. Artık Fransa'ya dönüp bir film y apmalıyım galiba" dedi ve "Au Revoir Les Enfants"ı yaptı. Amerika'da bir süre kalınca. ister iste- mez Amerika'nın hoşuna gidecek işler yapıyorsun. Bu yüzden önem veriyo- rum Türkiye'yle ilişkilerimin kopma- masına. Bence en iyisi. üç dört ay Amerika'da, üç dört ay Türkiye'de ya- şamak. Ozan ve fotoğraf sanatçısı Lütfi Özkök'ün yaşamıfilmoldu: 'Rüzgarlann Yolu' Yaşamı şiiraşkıylayönlenenbir 'dünya vatandaşı' GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Başına buyruk bır ünı\ersite öğrencısıy ken bır aşkın bura- ya sürükledığı. ya^am arkadaşıyla az kımseye nasıp olan bir evlilık kurup yu- rüttüğü. bir zamanlann İstanbullu çocu- ğu, şimdiki ozan ve fotoğraf ustası Uütfi Özkök'ün yaşamı beyazperdeye yansıtıldı. Elisabeth Marton'un uzun belgeselinde fılmin konusu şöyle tannılı- yor: "Uütfı Özkök'ün yaşamı, şür aşkıyla yönlendi. Fransız dilinc tutkun bir Türk ozanı olarak kendisi 40 yıldır İsveç'te yaşıyor. Dünya onu, yazarların \e ozan- lann portrelerini cekmesiyle tanıyor. Ozanlarla buluşmak, kendini bir fotoğ- rafta açığa verme korkusunu yenen bir çe- şit ruhların birliği oluyor." Lütfi Özkök'ün yaşamı. zaman za- man bir kara mizah gıbidir Toplu şıır- lennı ıçeren Uzaklığın Yakınlığı, geçen kasımdakı TÜYAP Kitap Fuan'nda imza gününe yetişmedi. Ozkök uçağa binmek üzereyken havaalanına yetıştı! 71 yaşmdaki Ozkök. Türkiye'ye her gi- dişınde yeni bir şey eşaşırdığmısöylüyor. Hak vermemek elde değil... Lütfi Özkök. filminin yönetmeni Elisabeth Marton'un da burada bır göçmen olduğunu anımsatarak. "Bizini gibisini ancak bir başka göçmen anlar" diyor bana Sonınun öbür ucunu Mar- ton'd soruyorunr "Neden Lütfi Özkök." "İs»eç gazetelerinde yülardır sanatçı fotoğrafları altuıda imzasını göriirdüm" dıyor. "sonra onunla yapılan bir söyleşiyi okudum. Şiir yazdığını da öğrendim. Bir kişinin y aşamının. değişik kültürlerle şe- killenmesi benim hep ilgimi çekerdi. Lüt- fi'nin şiirlerini okuyunca. Tamam" de- dim, Benim ınsanım!' Eğer şiirlerinden > ararlanmamış olsaydım. fılmim bu de- rinliğine sahip olamazdı." Elisabeth Marton'un babası Macar. annesı İsveçlı. 1952'de Almanya'dadoğ- muş.l97?"ten beri İs\eç'te yaşıyor. Psi- koloıı. sınema ve tiyatro öğrenımı gor- mu>. 1985-90 arasında Budapeşte'deyö- netmenlık okuluna atmış. Kısa belgesel filmdalında 198^'de üç. 1991 ve 1992"dedebırer ödülkazanmış."Ruzgar- ların Yolu", kendısınin en uzun ve kapsamlı çalışması. 12 ^ubatta biten Ulus- lararası Göteborg Film Festıvali'nde "Rüzgar- ların YolıTna. "Belgesel filmciliğe şiirsel bir arayış getirdiği için" burs şeklındc >>unulan jün özel ödülü verildı Film. İsveç TV'sınde de gö^terilecek. İsveç Film Enstıtüsu'nün desteğıyle çeT<ılen film basında da ılgı gördü. Sabah gazete- lennden Dagens Nyhe- ter, 16 sayfalık kültür ekinin birinci sayfasının çoğunu Öz- kök'e ve filme ayırdı. Nasıl olduysa ka- meranın ters yanında yakalanan Öz- kök'ün ıkı renklı resmının de olduğu sayfadakı. Rolf Broberg ımzalı yazının başlığı şoy le "Lütfi Özkök'le ıpasal gibi bir yaşam." Fılmin. Özkök'ün İstanbul'- dan bir Stockholm semtine ula^an ya- şamını yansıttığını yazan Broberg. sa- natçımızı "dünya \atandaşı" olarak tanı- mlayarak ^öyle devam ediyor: "Lütfi Özkök'ün tüm yaşamı, gerçek bir dünya \atandaşı olmak için gereken eksiksiz bir öğrenimden geçmişe benzi- yor. Fotoğrafa ilgi duymasına bir Ermeni neden oldu. Papazlık yapmış bir Rum ke- man çalmayı öğretti. Macar bir mimar tşık kuUanmanın inceliklerini gösterdi. Estonyalı bir komşusunun karanlık odasını kullandı. \i\ana'da bir Fransız mühendisten Paris'in onu beklediğini öğ- rendi." \'azıda, İsveç Akademisı'nın Nobel ödülü için 'unutmuş olduğu' Nazım Hik- met'ın fotoğrafının da Özkök'ün değerlı koleksiyonunda olduğu. özellikle vurgu- lanıyor. "Rüzgarların Yolu", müzik bakı- mmdan çok zengın. Türkiye'de çekılen sahnelenn muzığını Rus Vladimir Di- kanski seçmiş. Bu seçişte. Ruhi Su'dan tutun. Mesnevi müzığine dek Anadolu"- nun zengın sunusunun bırçok ömeği yer alıyor. Filmin çekimine 1989'da Pans'te baş- lanmış. Özkök'ün aynı yıl açılan sergisı görün- tülenmiş. Burada. Nobel sahibi romancı Claude Simone'la Özkök'ün söyleşısı yer alıyor. Öz- kök onu, 1961 "de yaka- lamış kamerasıyla: "O zamandan beri aramızda bir dostluk ye- şerdi" dıyor Özkök.'"O da fotoğraf \e resim sa- natına düşkün. Sergisi de açılmıştı. Benim sanatçı portrelerim için Elisa- beth'e 'Hepsı birer hey- kel" demiş. sağolsun. Eli- sabeth onunla bir saat konuştu. Valnız 5 dakikası sığabibniş filme." Fılmin çekimine 1990'da İstanbul'da ve Özkök'ün şıirlerinde anılan Anado- lu'nun çeşitli yörelerinde devam edilmış. Belh kı sevgılı Oktay'ın (Akbal) ve Hü- samettın'in (Bozok) olduğu sahnelenn çekimi Lütfi Ağabeyımizi çok etkilemış. "Oktay, Hüsamettin ve ben birlikteyken çekilmiş bir fotoğraf >ardı. Keşke onu bir yerlerden bulmersem de yazında kullan- san" diyor bana. Elisabeth Marton. film anlayışına Türkiye'de çalışmanın yeni boyutlar ka- zandırdığını söylüyor: "Lütfi'nin çocukluğunun geçtiği Fe- riköy'de >e limanda çekim yaptık. İstan- bul'un eski özelliklerinin bugüne saklana- bildiği yerlerde bulunduk. Aynca, şiirle- rinde anılan Pamukkale, Kapadokya ve Efes gibi yerleri turist gibi değil. Özkök'- ün okuru olarak gezdik." Lütfi Özkök'e. bırizley ici olarak "Rüz- garlann YohT'nu nasıl yorumladığını sordum. Her şeyden önce. Türkçedeki adı onu biraz rahatsız ediyor. Bu ad. bir süre önce burada yayımlanan kitabının başlığının doğrudan çevirisı. "Rüzgar- laruı Kavşağı" gibı bir adı daha uygun buluyor. Filmlellgili yargısı da şu: "Kızcağız benim kimliğimi aksettir- meye çalıştı. Duygusal bir çalışma yaptı. Belki bazı olaylan biraz abarttı ama, 40 yıl sonra o kadar olur." Ardından basıy or o ünlü kahkahasıru, Lütfi Özkök: ozan ve fotoğraf sa- natçısı... Anthony Caro'nun "ŞelakleY"i Ankara'da ANKARA (AA) - Aksanat ve British Gouncil'in katkılanyla. İngiliz heykdüraş Antony Caro'nun "Şelaleler" adirsergisi. 1' martta Ankara'da açılacak. Ankara Dev let Güzel Sanatlar Galerisı'nde sergilenecek yapıtlar. sanatçının 1989-90 yıllan arasmda>aratüğı toplam yedi eserden oluşuyor. 1924 yılında ingiltere'de doğan sanatçı, heykeltıraŞ ve resim öğrenimini Cambridge Christ's College'da yaptı 1944-1946'da Kraliyet Donanması'mn havacıhk dalında hizmet veren Caro, 1947-1952 yıllannda ise 1-ondra'da Kraliyet Akademi okullannda eğitim gördû Eserlerinde genellikle metal kullanmayı tercih eden sjinatçı. 1960'h yıllann başında, yeni bir tür çalışmayla. kaynakla yapılan soyut heykelin öncüsü oldu. Çeşitli şekilleri iki veya üç boyutlu bir araya getiren bu birleştirme metodu ile Caro, heykellerin tahta, taş. kil. gibı maddelerden tek parça oyulması fıknru yıkmış oldu. Sanatçının sergisi 30mart tanhine kadar izlenebilir. Monotipi baskı resim sergisi Kültür Servisi- Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü [I.sınıf öğrencilerinin monotipi baskılan. 16 Mart-21 Mart 1994tarihleri arasında fakültenin sergi salonunda izlenebilir. Sergi açılışı 16 Mart 1994Çarşamba saat 16.00'da yapılacaktır. Monotipi baskılar. ozgün baslu resim sınıflamasına girmekle beraber "tek olma" özellikleri ile diğer yöntemlerden ay nlır. Boyab cam, metal levha vb. malzemeler üzerine boya verilerek, çızilerek, basürarak eldeedilebıldiği gibi çeşitli malzemeler kullanılarak (yaprak, kabuk. kumaş vb.) pres yardımı ile de oluşturulabilir. Kalıp hazırlanmadığı için deneysel çalışmalara ve alternatif kompozisyonlann denenmesine olanak tanır. Antalya'da sergiler ANTALYA (.AA)- Ressam Nuran Keskin. 15. kişisel resim sergisini, Antalya Tenıs İhtisas Kulübü'nde açtı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Antalya Şubesi tarafından 8 Mart Dünya KadınlarGünüdolayısıylaorganizeedilen sergide, Keskin'in 28eseri yer alıyor. 1952 yılında Ankara'da doğan Keskin. Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü'nü bitirdi. Yapıtlan yan soyut figüratif olan sanatçı, desen ağırhklı çalışmalannda raks konusunu işliyor. Resmın kendısı içın bir yaşam biçimı olduğunu belirten sanatçının sergisi, iki hafta süreyle açık kalacak. Öte yandan, Yüksek Oğrenim Kredi v e Yurtlar Kurumu"na(YURTKUR)aityurtlardakalan öğrencilerin çektikleri fotoğraflann yer aldığı sergi. Antalya Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu'nda açıldı. Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Asım Enhoş tarafından açılan sergide. 1992ve 1993yıllannda YU RTKU R'un düzenledığı fotoğraf yanşmalannda dereceye gıren ve mansiyon alan. siy ah-beyaz ve renkli 60 ffl Nora Ephron 'unyeni filmi Kültür Servisi- Geçmişte "Thıs ıs My Uıfe". "When Harry. Met Sally - Harry. Sally'i Tanıyınca". "Silkvvood". "Heartburn", "Cookle" ve "My Blue Heaven - Mavi Cennetim" gibi başanlı yapımlara senanst olarak imza atan, geçen yıl ise senary osunu David S. World ve Jeff Arch ile birlikte yazdığı "Sleepless in Seattle - Sevginin Bağladıklan" adlı yapımla y önetmenliğe başlayan Nora Ephron'un TriStar Pictures adına çekilecek olan yeni filminin temel fotoğraf çekimlerine 14 Şubat 1994'te Nevv York City'de başlandı. Bu açıklama TriStar Pictures'ın Başkanı Marc Platt tarafından bizzat yapıldı. Yapımcılığını üstlendıği "Dead Poets Society - Ölü Ozanlar Derneği" ve "Golden Girls - Altın Kızlar" adlı televizyon dizisini de gerçekleştiren VV'itt Thomas Produclion adına Paul Wıtt ile Tony Thomas'ın üstlendiği fılmde Steve Martin. Kadeem Hardison. Madeline Kahn, Robert Klein, Juliette Levvıs. Adam Sandler. Lie Schreiber ve Rita VVilson başhca rolleri pay laşıyorlar. Ay nca ünlü yönetmen Rob Reiner da filmin önemli rollerinden birini canlandınyor. Konusu bir Fransız filmi olan "Le Pere Noel Est UneOrdure"edayanan fılmin senaryosuda Nora Ephron ve Delia Ephron tarafından kaleme aİındı. Adı henüz belh olmayan ve bır grup insanın tam Noel arifesinde y aşadığı aşk. doğum. ölüm ve meyveli keklerin konuedildiği bu komedı türündeki fılmin 1994yılı sonunda gösterime girmesi planlanıyor. Benetton Türkiye'yi tamtıyor!.. Kültür Servisi - Benetton, "Colors"tan sonra "Catalog" isimlı yeni bir modadergisiyayımladı. Her sayısında ilginç ve özelliği olan bir ülkeyi tanıt'acak "Catalog", ilk sayısında Türkiye'yi seçti. Genç fotoğrafçı Carlo Miari Fulcisin ülkemizin geleneksel ve sosyal yapısıyla ilgili izlenimlerinin Italyan gazeteci Valentino Martelli tarafından kaleme alındığı 6 sayfalık yazıda, İstanbul'dan çarpıcı fotoğraflar yer alıyor. Benetton kıyafetlerini giyen Türk insanlannı görüntülediği yazıda Carlo Miari Fulcis; Türkiye'nin sırtmı doğuya. yüzünü batıya veren. Asya kıtasının en Batılısı olmakla beraber Doğulu havasını da koruyan. buna karşılık Batı'yia ilişkılerinı ahşkanlıklanna v e hay at tarzına y ansıtan bir ülke olduğunu ve bu özelliğin kendisıni çok etkiledığini vurguluyor. Dergide aynca güzel sanatlar. fotoğrafçılık, seramik, grafik gibi dallarda düny anın dört bır yanından seçılen yetenekli gençlere çalışma ortamı sağlayacak olan araştırma merkezi "Fabrica" ile "Benetton"ın yeni parfümü "Tribu" tanıtılıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle