04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yay ın YonetmenrÖzgen Acar •Gencl \ ay ın Koordınatöru Hikmct Çetinkaya • Gcncl \ayın Danı^manı Orhan Frinç •>a/ıışlcn Mudurlen İbrahim Vüdız. Dinç Tayanç ıSorumlul.* Haber Merkea Müduru Hakan Kara • Gorsel Ydnetmerr Ali Acar • Di} Haberler. Er- gun Balcı • Ekonomi \bdurrahman Yıldırım • Ktıhbaraf Valçın Çakır • "t urt Haberlen Mehmet Saraç • Makalcler Sami Karaören • Spor Abdiil- kadir Yücelman • Düzeltme. Abdullah Yazıcı Ankara Temsilcisı. Mustafa Balbay •Haber Mudüru: Ooğan Akın AlaturkBul- \an No-125. Kai 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl 419502u (" Hat). Telex. 42344. Fav 44195027 •İznıır TemMİciM Serdar Kızık. H Zıya B!\ 1 >52 S 2 ? Tel 44! 122u Telex. 52359. Fax 4419117 •Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu İnonu Cd 119 S No 1 Kal 1. Tel- 3522550-3522601-3522492. Telev 62155. Fa\ 3522570 Muc^ese Muduru Lrolf rkut • Koordınator Ahmet KoruLvan •Mutu^Hfc Bülent Yener • İdjrc Huse\in Gürer •İjlctmc ÖnderÇelik • Bılgı-blem Nail lnal •Bılgisayar Sıstetn: Mürii\et Çiler •Rcklam Reha Işıtman YaymlıvanveBasjuu Y'enıGun Haber Ajansı. BaMn\f"ı a>!ncı!ık \ Ş TurkOcaâCdd.39 41 Cağaloğlu 34334lst PK 246İstafıbulTel (0 : i : > 5 i : 13MART1994 İmsak:4 48 Güneşö 13 Öğle-12.21 İkındı: 15 37 Akşam-18 15 Yatsı 19.34 "Irkçılıkla Mücadele Haftasj" • İZMİR (AA) - Av rupa'da 100'eyakın gönüllü örgütün katıhmıyla oluşturulan. Trkçılığa ve Milliyetçiliğe KarşıBirlik"(UNITED) adlı kuruluşun, 19-27mart larıhlerini "Irkçılıkla Mücadele Haftası" ilan ettiği büdırildi.SOSAkdeniz Bürosu Av rupa Temsilcisi ÜmitÖztürk. 19martta Viyana'dan başlayarak. bir hafta boyunca ırkçılık karşıtı etkinlikler dûzenleneceğini duyurdu. Türkiye'deki gönüllü kuruluş temsılcilennin de destek \ereceği etkinlikler, hafta süresince Avrupa'nın çeşitli kentlerine yaygınlaştınlacak. Hafta boyunca Viyana, Londra, Paris ve Brüksel'de bü>ükmitingler düzenlenecek. Diğer Avrupa kentlerinde de ırkçılığa karşı etkinlikler gerçekleştirilecek. Çağdaş İngiliz Edebiyatı Konferansı • ANKARA (ANKA)- İngilız Yazar Malcolm Bradbury. İngıliz Kültür Heyeti'nin da\ etlisı olarak Türkiye'yegelerek 16-17 ve 19 mart gürdennde "Çağdaş İngiliz Edebiyatf'ru anlatan 3 konferans verecek. ShefTıeld"del932>ılında doğan Bradbury. Leicester Ünıversitesi'ni bitirdi. 1959 yılında Hull Üniversıtesi'nde öğretım görev lisi olarak çalışmalarabaşlayan Bradbury. aynı yıl "Eating People ıs Wrong" (İnsan Yemek Yanlıştır" adlı kitabınıyayımladı. Bradbury "in ödüllü eserleri arasında "History Man" (TanhAdam). "Ratesof Exchange" (Döviz Kurlan), "Dr. Criminale" bulunuyor. Bradbury "Willıam Goldıng Semineri" konulu konferansı lömarttaODTÜ'de. "Çağdaş İngiliz Romanı" konulu konferanslan ise 17 martta Ankara"da TÜBİTAK salonunda. 19 martta ıse İstanbul İngiliz Kültür Hey eti salonunda sunacak. HidroelektPikte isbipligi •I ANKARA (ANKA)- Türkiv e ile A vustury a hidroelektrik enerji alanında >oğun işbirliği yapacak. türkiye Ulaştırma Bakaru Onur Kumbaracıbaşı ile Av ustury a Kamu Ekonomi ve Ulaştırma Bakanı Viktor Klima arasında Ağustos 1992'deViyana'da imzalanan protokol Resmi Gazete'de yayımlandı. Protokole göre. Türkıye tarafından çeşitli projelerin elektromekanik malzemelerin Avusturya'nın işbirliğiy le sağlanması önerildi. Bu öneriyi olumlu karşilayan Avustury a. Türkıye'deki demiryolu projelerine ilgi gösterdi. Ucakdenizden çıkarılacak • ANTALYA(AA)- Antalya'mn Manavgat ilçesi açıklannda. İkinci Dünya Savaşı yıllannda denize düşen bir Amerikan savaş uçağı. balık adamlar tarafından, balonlar takılarak su yüzüne çıkanlacak Savaş batıklan konusunda uzman Oğuz Altunseçen. bu konudaki çahşmalara mayıs ayı sonunda bahk adam olan üç oğluilebirlıkte başlayacaklannı bıldirdı. Altunseçen, batık uçağa dört balon takarak su yüzüne çıkarmayı planladıkJannı söyledi. Memup sendikaları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Memurlara sendika kurma hakkı tanıyan yasa taslağının 15 mart sah günü toplanacak Bakanlar Kurulu'nda karara bağlanacağı bildınldi. Çalışma v e Sosyal Gü\ enlik Bakanı Mehmet Moğultay. üzennde çalışılan taslakta. gre\ \ e toplusözleşme hakkının bulunduğunu belirtti.Memura toplusözleşme ve gre\ hakkı tanınması içın Anayasa değişikliği yapılması gerektığı görüşünde ısrar eden DYPgrubunun. taslağın Bakanlar Kurulu'ndan geçmesı durumunda. TBMM komısyonlannda muhalefetle birlikte hareket edeceği bildiriliyor. V İ I I l U v Türkiye yetübir yerel seçimedoğruyaklaşırken.toplamkentsel nüjusunun vüzde 35 7gecekondulardayaşıyor. Bu oran İztnir 'deyüzde 50 yi, Istanbul'da vüzde6O'ı, Ankara'dayiizde 70'ibuluyor. Öteyandany ine Türkiye,hemenherseçim _ dönemi öncesinde vaşadığı "gecekonduyaaf söylemlerinin de sarsıntılanm yaşıyor. Ozel- likle son vülarda yaygmlaşan kaçak yapüaşmayı ve kentyağmasım da ' ödüllendirme düzevine vuran busövlemlerin sonucunda,''rant terörii"belediyebaşkam öldürüyor; görevli mimarlan bıçaklıyor; kamu hizmetlilerinin can güvenliklerini telıdit ediyor... Bütün bunlann yanı sıra, Itala önemsenmeyen bir sosyal gerçek daha var ki, oldukça düşündüriicü ve bir o kadar da sarsıcı • Yaklaşan yerel seçimlerde, sonucu artık bu ' 'yasa dışı yapüaşmanın sakinleri'' belirleyecekler. Kaçak yapüaşmanın yaraltığı ya da kaçak yapüaşmayla "bütünleşen"ekonomik ve polıtik beklcnııler, büyük kentlerimızde yüzde 50 'nın üzerindekibir "toplumsaltabana" davanarak verelvönelicilerin seçiminde etkili olacaklar... Yaklaşık ''50 vılın üriinü'' olan bu sonuca nasılgelindi? Gecekondulaşmanın ve kaçak vapüaşmanm. kime. neyararı vardıkihephoşgörüylekarşılandı vehepbağışlandûBugün vaşanan ' rant terörii "nereden cesaret alıyor?.. Dos vamızda. bu sorularm yanıtı ıçin derlediğimiz bilgüerı. belgeleri ve değerlendirmeleh bulacaksınız... A \i X EıTT LE •! il E II Nl Göçlebirliktebaşlamıştı artıkgöçükörüklüyor... Yıllar öncegöçle başlayıp, göçle sürengecekondulaşrıa, bugütî artıkgöçü de özendiren biryatırun aracına dönüşüyor. Özellikle deyüzde 50 'sindenfazlcısıgecekondu semtlermden oluşan İstanbul'da... undan 10 gün evvel Meclis'- ien \üriirlükteki gecekondu >asasına >eni ek maddeler getirdiler. Parlamentonun. çıkarmak istediği bu >asa\ı yeni bir sefalet pianİaması olarak görmek gerekir. Gecekondu soru- nunu biraz daha kanştırmak için getiril- miş bu >asa. '1 Mart 1976'ya kadar yapılmış olan gecekondular. \ıkılma\a- caktır; ama ondan sonrakıler de vıkıla- caktır' diyor. Toplumun cevabı kesin ola- caktır. Ondan sonrakileri de kimse \ ıka- mayacaktır..." 1991 >ılının Martayında bir trafık kazası>la aramızdan aynlan, >üksek mimar Vedat Daloka\.'3 Mayıs 1977"de Mül- kiyeliler Birliği"nce düzenlenen bir sempozyumda söylüyordu bunlan. Sempoz\umun konu- su, "Büyükşehir belediyeleri >e sorunları" olarak saptanmışu %e bildiri sunan hemen her be- lediye başkam. örneğın İstan- bul Beledive Başkam Ahmet İsvan. İzmir Beledı\c Başkam Osman Kibar. Ankara Beledı\e Başkam Vedat DaJokav'ın bu sözlenne sonuna dek katılmı- şlardı. Türkişe'de kentlerın. özellikle de "bü\ük şehirlerin" en önemli sorunu gecekondu- laşmavdı. Meclis'in gündemın- deki af vasasımn "bundan son- rakiler yıkılacaktır" bıçimınde- kı arrur hükmü ıse > ıne kesınlık- le uygulanamavacaktı Tüm vasalarda avnı ilke Gerçekten de Türkıyede "ge- cekondulaşma olayı" başladığı- ndan bu yana. yanı neredeyse son yanm yüzyıİ içensinde. ge- cekondularla ilgili yürürlüğe gı- ren hemen tüm y asalar hep ay nı ilkeyi temel aldılar: O güne ka- dar yapılanlan "yasallaştı- rmak", yani affetmek. ama on- dan sonrakilere "kesiıüikle" izin vermemek. Nevarki yine tüm buyasalar ilgdli tüm kurumlara "yeni gece- kondu yapımını engelleme" yö- nünde görev ve yeıkıler verdı- lerse de ne bu görev ler yetennce yerine getırilebildi. ne de yetki- İer sonuna dek kullanılabıldi. Nıtekim ülkede ılk gecekondu- laşmamn başladığı 1940'h yıllann başlanndan tam ellı yıl sonra yeni bir yerel seçim önce- sinde de aynı "geleneksel söy- lem" hükümet çevrelerinden ve kimı adaylardan yüksek sesle dile geliy or: "Bugüne dek y apılanlar bağı- şlanacak, bundan sonrakilere ise izin verilmeyecek!..." İnanalım rm?... Ve. artık "bağışlanacak" ya da tapu verilecek olanlar. ger- mu~ toprağa da ancak "'konmuş" olabilirdi. O nedenle gecekondu. hem "yasadışı- lığı". hem "gizliliği". hem de "geçiciliği" bir arada anımsatan \e mükemmel bir ses \e anlam u\umu içinde çağnştıran. Türkçe"nın en güzel "yeni" sözcüklenn- den bın olarak dilımıze yerleştı. Ne var kı gecekondular. zamanla bu sözcük anlamlannı terkettıler \e ilk çağ- nştırdıklan süreçlerle. tümüvle çelişen bir niteliğe dönüştüler. Örneğin "gizli- lik" ortadan kalktı: her şey açıkça ve gözler önünde gerçekleşme>e başladı. Kimi kentlerimizin vüzde 50"sinden faz- naklamayı çağnştıran "kondu" sözcüğü de bu yeni ıçenğı artık tammla>amaz oldu. 1980'den sonra Paris, Londra. Ne» York gibi kentlerin "slums" denilen Şoksulluk yuvalannda'. kırsal kesimden göç edip gelen >oksul köylüler değil. doğnıdan doğruy a o kentin yoksul insanlan yaşıyorlar. T Oysa ki. Türkıye'de özellikle 1940'h yıllardan sona başlayan "kırdan kente göç" olayı ile. tanritekı "göçebe ya- şam" arasında bir bağ kurmava kalkı- şmak. hem gerçekçılikten uzak. hem de -asıl önemlısi- "gerçek nedenin" gö- Böylece gecekondu. 98O'lı yıllara ka- zardı edilmemesi tehlıkesinı. belkı de dar salt "bannma hakkı" ile yorumla- "amacını" taşıyor Çünkü gecekondu- nan ve buna bağlı çözümler düşünülen lar. tarihte olduğu gibi bıryaşam bıçi- bir toplumsal sorun olarak görülürken. mi olan ve kendıne has zengın "kültü- son on yılda ve özellikle bugünlerde. ar- rü" bulunan bir göçebelığın sonucun- tık. "kaçak y apılaşma" y a da "rant terö- da değıl. "dengesiz kalkınma" ıçerısın- rü" denilebılecek bir "kent suçu" salgı- de yoksul ve çaresız kalan kırsal nüfu- nınıdaaynıandaçağnştınyor... sun, "iş bulabilmek ve yaşayabilmek icJn" kentlerc göç etmelen. daha doğrusu. "sığınmalan" sonucunda ortaya çıktılar. Nitekım dünyada da buna benzer ve temelde ay nı neden- lere dayanan gecekondulaş- ma olayı, özellikle Türkiye gibi kalkınma yanşında "geri kalan" ülkelerde yaşandı ve yaşaruyor. Sanay ileşmenin hem çok yetersiz, hem de salt "büyük kentlerde" ve çevrele- rinde gerçekleşebildiği ülke- lerde. tanhsel geçmişlerinde hiçbir zaman göçebe olmamış toplumlann köylüleri de çare- yi kentlere göçmek ve yaşam- lannı sürdürebılmek için "der- me çatma barınaklara" sığın- makta buluyorlar. Örneğin bizdeki "sözcük anlamına uygun" gecekondu türii bannma konutlanna Kalküta'da "basti". Cezayir'- de"bidonville".Peru da"pueb- lotaria". İran'da "zurabad". Arjantin'de "favela". Pana- ma'da "rancbo" deniyor. Yine bu tür kalkınmada "geri kalan" ülke kentlennden Li- ma'nın vüzde 36'sı. Caracas'- ın vüzde 35'i. Manila'nın vüz- de 35'i. Kalküta'nın vüzde 33'ü gecekondularda yaşıyor. Gelişmiş ülkelerde ise dar gelirli ve yoksul halkın kent- lerde yaşadıklan semtler ve o semtlerdeki konutlar. bir ge- cekondu karakteri ya da gece- kondulaşma denilebilecek bir sürecin özelliklerini taşımı- yorlar. Prof. Dr. Ruşen Keleş. İmge Kitabevı yayınlan arasında 1990'da çık'an "Kentleşme Po- litikası" adlı kitabında bu aynmın özellikle altını çıziyor ve Batı kentlerindeki "slums" adı venlen "yoksulluk yuva- ları" ile Türkiye'deki y a da di- ğer az gelişmiş ülkelerdeki ge- cekondulaşmayı birbirine kanştırmamak gerektiğini ürkiye'de "gecekondulaşma olayı" başladığından bu yana, yani neredeyse son yanm yüzyıl içerisinde, gecekondularla ilgili yürürlüğe giren hemen tüm yasalar hep aynı ilkeyi temel aldılar: O güne kadar «rebiimek yapılanlan "yasallaştırmak". yani affetmek, ama ondan içın önce dünyaya bir göz ata- sonrakilere "kesinlikle" izin vermemek. Geleneksel söylem, caaz: sonra da ulkemıze do- . . . J nüp.yanmyüzyıhngeiışmeien- bugun 1994 yerel seçımien oncesınde de aynı... ni tartışacağız Hiç kuşkusuz. Türkçe'nin en yalın. en duru ve enanlamhsözcüklerindenbiri"gecekon- lasıgecekondusemtlerindenoluştu. Çevrecilerin mücadelesi hukuk mücadelesinedönüştü Termik santrallara yeni davalar • Muğla Barosu, Gökova Termik Santralf nın, İzmir Barosu Çevre Komisyonu da Yeniköy Termik Santralı'nın kapanması için Aydın Idare Mahkemesi'nde dava açtı. du" olsa gerek. Köyden kente göç eden bir insamn, üstelik "yoksul \e çaresiz" bir insanın başını sokabıleceğı bir "barı- nağı" yasadışı yollardan ve kendıne aıt olmayan bir arazide "kimse görmeden" inşa edebilmesi. ancak "gece" olabilirdi. Ve yine bu yoksul ve çaresız insan. köyünü ya da memleketinı bırakıp. bir "göçmen kuş" gibi daha iyı yaşayabıle- ceğini umduğu diyarlara doğru yöneldı- ğinde, yerleşmeye karar verdığı yeni Böylece "gece" sözcüğü de etkısini ve anlamım yıtırdi. Benzer biçımde "geçicilik" de geçmış- ie kaldı: gecekondular önce apartman- lara. derken villalara ve dahası "tapulu mülklere" dönüştüler. Hele 1980"li yıllann ünlü "ıslah imar planlan" buluşundan sonra. kentsel yağmanın da "en güçlü gü>enceleri" ya da "yasal dayanaklan" hahne geldıler. O nedenle goçebelığe bağlı bir ko- Denebilir ki yıllar önce göçle başla- van ve göçle süren gecekondulaşma, bu- gün artık. "göçü de özendiren" bir ya- tınm aracına dönüşüyor. Özellikle de İstanburda... Türkiye'deki yaygın bir kanı. gece- kondulaşma olayının salt "bize özgü" bir kentleşme karakteri olduğu şeklin- dedır. "Türklerin. tarih içinde göçebelik- ten gelen bir geleneğe sahip oldukları" yönündekı değerlendırmeler. bu kanıyı güçlendirmış ve "inandıncı" kılmıştır. Çünkü Paris. Londra. Nevv York. Hamburg v b. gibi kent- lerin "slums" bölgelerinde. kırsal kesimlerden göç edip gelen "yoksul köylüler" değil. doğrudan doğruya o kentin "kendi yoksul insanları" yaşı- yorlar. Yanı hem köken ola- rak. hem de "kültür" olarak "kentliler" bannıyorlar. O ne- denle, kullandıklan konutlar da öyle "kaçak" falan değil. Kentin diğer binalanna göre oldukça düşük standarttakı "yasal" konut blok- lannda yaşıyorlar ve kapıtalist toplum- daki sosyal dengesizliğin "gelişmiş kent dokusuna yansıyan" görüntülennı sergı- liyorlar. ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Çevreciler, termik santrallann kapatılmasi için davanın biri sonuçianmadan yenısıni açmaya başladılar. Ay- dın Bölge İdare Mahkemesi'nin Yatağan Termik Santralı ıçin verdıği yürütmeyi durdurma karannın ardından. Muğla Ba- rosu Gökova Termik Sanlralf- nın. İzmir Barosu Çevre Ko- misyonu da Yeniköy Termik Santrah'nın kapanması ıçin ay- nı mahkemede dava açtı. Yıllardır çevreciler tarafın- dan termik santrallara yönelik sürdürülen çev re mücadelesi. hukuk mücadelesine dönüştü. Yatağan Tennık Santralı ıçin Aydın Bölge İdare Mahke- mesi'nin verdiği 90 günlük' Yü- rütmeyi durdurma karan'nın ardından. aynı mahkemede Gökova-Kemerköy Termik Santrah'nın çalışmasının engel- lenmesi ve hemen yakınındakı Yeniköy Termik Santrah'nın çalışmasının durdurulması ıçin davalar açıldı. Bılindığı gibi da- ha önce de Orhaneli Termık Santralı v e Alıağa Termik Sant- ralı ıçin davalar açılmış ve Bur- sa Bölge İdare Mahkemesı ka- ran ile Orhaneli Santralı üreıım dışı bırakılırken. Danıştay ka- ran sonucu da Alıağa Termik Santrah'nın yapımı cngcllen- mışti. Aydın Bölge İdare Mahke- mesi'nin Yatağan Termik Sant- ralı içın verdiği 90 gün süreyle kapatma karan. sessizce uygu- lanmaya konuldu. Geçen cuma geccsı 'bayram süresince' olmak üzere dev re dışı bırakılan Yata- ğan Santrah'nın İşletme Müdü- rü Mehmet Hoşoğlu, "SantraJ, bayramdan sonra üretime geç- meyebilir" dedi. Yatağan Ter- mik Santralı için verilen karann tartışma konusu olduğunu sa- vunan Hoşoğlu. şunlan söyle- di: "\ anlış anlaşılmasın. Huku- ka saygılıyız. O nedenle mahke- me kararını da uyguluyoruz. Bayram süresince kapattığımı/ santralı, bayramdan sonra aç- may ıp. mahkeme kararı doğrul- tusunda 90 gün süreyle kapalı tutabiliriz. Ancak bu karar, tar- tışılmalıdır. Çünkü karar, duruş- malı olarak, bilirkLşi raporlarına ve yerinde incelemeye dayanıla- rak alınmamıştır. Üİkemiz ener- ji darboğazına girebUir. Ayrıca bin işçi, üç a> boyunca düşük üc- ret alacaklar." Aydın Bölge İdare Mahke- mesi'nin 90 gün kapatma kara- n gerekçesinde yer alan yasal ve teknik eksiklık'lerin. bu süre içinde gıdenlip gıdenlmeyeceği konusundaki sorumuz. santral işletme müdürü Mehmet Ho- şoğlu tarafından yanıtsız bıra- kılırken. Gökova Termik Sant- ralı'nın çalıştınlmasının engel- lenmesi için Aydın Bölge İdare Mahkemesi'nde dava açan Muğla Barosu Başkam Av. Bir- dal Erruğrul şunlan söyledi- "Bir ülkede hukuk, hukukun verdiği kararlar tartışma konusu olmaya başlarsa. bu demokrasi için zaafa neden olur. Eğer orta - da jasa \e yönefmdikler »arsa bunu uygularsınız. Lygulanma- yacak yasa \e yönetmelik çıka- rümaz. Clkemizdeki bütün ter- mik santrallar. y asa ve yönetme- liklere aykırıdır. Hiçbirisinin in- şaat ruhsatı dahi yok. Hiçbiri- sinde ÇED raporu yok. Yine hiç- birisinde Çevre Kanunu'na ve Gayri Sıhhi Müesseseler Ka- nunu'na uyuimuşdeğildir. Bir ül- kede kanunların yerini kanun- suzluk alırsa »e bu kanunsuzluğu devletin kendisi yapmaya baş- larsa, işte o zaman her şey tartı- şılır hale gelir ki bu da kaosa ne- den olur." Muğla Barosu Başkam Av. Birdal Ertuğrul, hukukun üs- tünlüğüne gölge düşürülmeme- si içın Aydın Bölge Idare Mah- kemesi'nin Yatağan Termik Santralı ile ılgılı verdığı yürüt- meyi durdurma karannın he- men uygulanması gerektiğini savunarak şöyle devam etti: "Üstelik, bu 90 günlük süreyi uygulamak da yetmiyor. Bu 90 günlük süre içinde santraldaki bütün eksikliklerin giderilmesi gerekir. Aynı eksiklikler \eni- köy Termik Santralı'nda ve Gö- kova Termik Santralı'nda da ge- cerlidir. \eniköy Termik Sant- raiı'nın da eksikleri giderilinceye kadar kapatılmasi ve Gökova Termik Santrah'nın da çalı- şmasının engellenmesi gerekir. Enerji açığı oiacaksa >e işçiler işsiz kalacaksa. bunu düşünmek hükümetin, de\ letin görevidir." KÜLTÜREL İŞBİRLİĞİ "Bosnavahşetf'ni TRT fîlm yapıyor • Küitiir Bakaru Fikri Sağlar. Bosna-Hersek'le imzalanan Kültürel Işbirliği Protokolüçerçevesinde. bir fotoğraf albümü, bir antoloji hazırlanacağını söyledi. YARiN:Yapılanlara af; yapılacaklara özgürlük İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)- Kültür Bakanı Fikri Sağ- lar. Bosna-Hersek ile imzalanan Kültürel İşbirliği Protokolü çer- çevesinde Sırplar tarafından yok edilmeye çalışılan kültürel mı- rasın eskı ve yeni durumlannı gösteren bir fotoğraf albümü hazırlanacağını bildirdi. Kültür Bakaru Fikn Sağlar. Bosna-Hersek Büyükelçisi Hay- nıddin Somun ile birlikte düzenle- dığı basın toplantısında. Anka- ra'da imzalanan Kültürel İşbırlı- ğı Protokolü çerçevesinde ger- çekleştirilecek projeleri açıkladı. Projelerden en önemiisinin İstan- bul'da bir Bosna-Hersek kültürel enformasyon merkezi açılması olduğunu belirten Sağlar. nısan ayı ortalannda yapılacak merke- zin açılışına Bosna-Hersek Kül- tür Eğitım Bilim ve Spor Bakanı Enes Durakoviç'ın de katılacağını söyledi. Yıldız Sarayı içerisinde yer alacak ve Bosna-Hersek ile il- gılı her türlü bılgı. belge vedokü- mantasyonun bulundurulmasına çalışılacak olan bu merkezin. aynı zamanda Türk ve Boşnak halkı içın bir buluşma ve karşılıklı iletişimi pekiştirme işle- vi göreceğinı vurgulayan Sağlar. diğer projelere ilişkin şu bilgıleri verdi: "Bir diğer önemli projemiz de Bosna Kampı adlı ortaklaşa ürete- ceğimiz filmdir. Bu proje, Ba- kanlığımız ile TRT Genel Müdür- lüğü işbirliği sonucu gerçekleştiri- lecektir. Senaryo ana hatlarıyla değerlendirilmiş, çekimlerin Mar- mara Bölgesi'nde. Bosna-Hersek- lilerin yoğıın olarak bulundukları Bursa. Tekirdağ, Kırklareb" gibi il- lerde gerçekleştirilmesi >e filmde mülteci olarak ülkemizde bulunan Boşnak kardeşlerimi/den yarar- lanılması kararlaştırılmıştır." İkı yıldır Sırp saldınlan altında bulunan Bosna-Hersek'te tarihi ve kültürel varlıklann da yok edildiğıni vurgulayan Kültür Ba- kanı Sağlar. Ülusİararası Anıtlar ve Sıtler Konseyı ICOMOS'un belırlemelenne göre bu ülkede 600'den fazla cami. turbe. han. hamam. müze. çeşme. mescid. köprü ve benzen tanhı yapıtlann büyük bölümıinün cıddi hasar gördüğıinü. bir bölümünun de tamamının yıkıldığını söyledi. Yalnızca Saraybosna'da yıkılan çoğu Osmanlı döneminden mi- ras. tanhı yapıt sayısının 116 ol- duğunu kaydeden Sağlar sözlen- ni şöyle sürdürdü: "Şimdi biz bu >anşeti nesilden nesile aktaracak bir ibret belgesi hazırlıyoruz. Sırplar tarafından yok edilmeye çalışılan bütün kül- türel mirası. eski >e yeni halleriyle gösterecek fotoğraflarla dolu bir kitabunız olacak. Bu arada çağ- daş Türk ve Boşnak edebiyatuıı karşılıklı olarak halkianmıza tanıtabilmek amacıyla da Türkçe ve Boşnakça birer antoloji yayı- mlayacağız. Öte yandan De>let Tiyatrolarımız gelecek yıl reper- tuaruıa, Bosna-Hersek'i konu alan bir piy esi daha alıy or. Bosna'- da 18. yüzvıi başlarında yazümış anonim bir halk destanını, Bosna- Hersekli ünlü yazar Alija İsako- >iç, 'Bayan Hasan Ağa" adı altın- da tiyatroya adapte etmiş bulunu- yor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle