Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27ARALIK1994SAU
HABERLER
Yibaşmenetimi
• tstanbul Haber Senisi -
Zeytinburnu Belediyesi'ne
bağlı zabıta ekipleri dün
yaptıklan denetimlerde
Saray Çikolata Fabrikası'nı
kapattılar. Yeni yıün
yaklaşması nedeniyle yiyecek
ûrelimi yapan ve satan yerleri
denetlemeye, Zeytinburnu
Belediye Başkaru Dr. AdiJ
Emecan da katıldı.
Zeytinburnu MaJtepe
Mahallesi'nde bulunan Ünal
Sağra'ya ait Saray Çikolata
Fabrikası'nda denetim
yapan ekipler, işyerini sağhk
kurallanna aykın üretim
yapüğı gerekçesiyle Umumi
Hıfassıhha Kanunu'nun
191. maddesi gereğince
süresiz kapattılar
Sanyer 3 gûndûr
• tstanbul Haber Servist -
Sanyer Çayırbaşı'nda bir
inşaat fırmasinın çalışmalan
sırasında elektrik
şebekelerinin tahrip olması
sonucu 3 gündür
elektrikJerin kesik olduğu
öğrenildi. Çayırbaşı
Büyükdere Caddesi'nde,
Topser adh bir inşaat
şirketinin yapmakta olduğu
villakr için do2erlerin kaam
yapması sırasında elektrik
şebekeleri zarar gördü.
Çayırbaşf nın tümünü üç
günden bu yana elektriksiz
bırakan bu olaydan sonra
anza halen giderilemedi.
"Din ve devtet
I tstanbul Haber Servisi-
"Çarşamba Toplantılan"
kapsamında, Prof Dr. Tank
Zafer Tunaya anısına
düzenlenen, "Osmanirdan
Günümüze Din ve Devlet
Ilişkileri" konulu konferans
yann, Tünel'deki Tank Zafer
Tunaya Kültür Merkezi'nde
gerçekleştiriiecek. Saat
1
17.30'dabaşlayacakolan
; konferansın sunuş
konuşmasını Bogaziçi
Üniversitesi öğretim
görevlisi Rıdvan Akın
yapacak.
Paflama
soruşturuluyor
• İZ MİR (C umhuriyet Ege
Bürosu)- Hilton Oteli önünde
iki kişinin yaralanmasıyla
sonuçlanan patlamayla ilgili
soruşturma sürdürülüyor.
Patlamanın meydana geldiği
taksinin sahibi gözaltına
alınıp salıverilirken taksi
şoförünün arandığı bildirildi.
Önceki gece Hilton önünde
park haÜnde bulunan 35 T
5900 plakalı otomobilde
patlama olmuş, Ali Özüsakız
ileSurettinVardar
yaralanmışlardı.
Soruşturmayı yürüten terörle
mücadele şubesi görevlileri,
taksinin sahibi Metin
Aslan'ın sorgulamasında
taksiyi asıl şoförü gelmediği
için İzmir Gümriik
Müdürlüğü'nde memur
olduğu belirlenen Emin
Alaca'nın kullandığının
anlaşıldığını söylediler.
AtevhBektaşi
örgütlepi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Alevi ve Bektaşi
örgütlerinin temsilcilerinden
oluşan Alevi-Bektaşi
Temsilciler Meclisi, bugün
dûzenleyeceği basın
toplantısıyla Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nin
(DGM), Sıvasdavasmda
verdiği karara ilişkin
görüşlerini açıklayacak.
Alevi-Bektaşi Temsilciler
Meclisi, bugün saat 10.00'da,
PirSultan A bdal Kültür
Derneği'nde düzenJeyeceği
basın toplantısıyla DGM'nin
Sıvas davası sanıklan için
verdiği karara ilişkin bir
açıklama yapacak.
BelediyeleptJe
yolsuzluk
• ANKARA (ANKA)-
İçişleri Bakanlığı bir yıllık
süre içinde belediyelerde en
az yanm trilyonluk yolsuzluk
yapıldığını belirledi. İçişleri
Bakanlıgı'nın Mülkiye
Müfettişleri ve Mahalli İdare
Genel Müdürlüğü
kontrolörleri aracılığıyla
yüriittüğü denetim
sonuçlanna göre
belediyelerde 7.5 milyar lira
zimmete geçirildi, kişilerin
belediyelere 319 milyar liralık
borcu var ve belediyeler bir
yıl içinde 113 milyar liralık
usulsüz ödeme yapü.
Koalisyon protokolünde askerlik süresinin 12 aya indirileceği açıklanmıştı
Hükümet sözünii tutmadıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DYP-SHP koalisyon hü-
kümeti askerlik süresi için verdi-
ği sözü tutamadı. 1992 yılında
askerlik süresini ilk aşamada 15
aya indiren, ikinci aşamada da
12 aya indirme sözü veren hükü-
met, vaadıni yerine getiremez-
ken, askerlik süresi yeniden 18
aya çıkanldı. Bakanlar Kurulu
üyelerinden sadece Devlet Ba-
kanı Önay Alpogo'nun imzasını
bekleyen karamame, yedeksu-
baylık süresinin 16 aya, kısa dö-
nem askerliğin de 8 aya çıkanl-
masını öngörüyor. Bakan Alpa-
go'nun, Ankara dışında olması
Hükümet ikinci aşamada süreyi 12 aya indirmek
yerine, askerlik yükumlülüğünü yeniden 18 aya çıkardı. Askerlik süresinin 18
aya çıkanlmasmı öngören Bakanlar Kurulu kararnamesi, Devlet Bakanı Önay
Alpago'nun imzası dışında hazır bulunuyor. Bugün Istanbul'dan dönecek olan
Alpago'nun kararnameyi imzalamasmın ardından, tezkere, onay için Çankaya
Köşkü'ne gönderilecek. Kararname 1995'ten itibaren geçerli olacak.
nedeniyle kararnameyi imzala-
yamadığı, bugün imza vermesi-
nin ardından, tezkerenin, onay
için Çankaya Köşkü'ne gönderi-
leceği bildirildi.
Milli Savunma Bakanı Meh-
met Cölhan, askerlik süresinde-
ki yeni düzenlemeye ilişkin ola-
rak dün bir basın toplantısı dü-
zenledi. 1992'deiktidaragelme-
lerinin ardından, soğuk savaş
sonrası yaşanan yumuşama or-
tamının da etkisiyle, askerlik sü-
resinin erbaş ve erler için 15 aya,
yedeksubaylar için 12 aya, kısa
dönem erler için de 6 aya indiril-
diğini anımsatan Gölhan, yeni-
den eski sisteme dönülme gerek-
çelerini şöyle anlattı:
"Askerlik süresinin ihtiyaç ne-
deniyle uzatılmasının kamu-
oyunda meydana getirmiş oldu-
ğu huzursuzluklan, uzatmaya ta-
bi tutulan erbaş ve erlerde görü-
hO'den Çiller'e protesto telgrafı
İnsan HakJan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Yönetim
Kurulu üyeleri dün, derneğin Diyarbakır Şubesi
yöneticilerinden üç avukatın tutuklanmasını protesto etmek
için Başbakanlık ve İçişleri BakanJığTna telgraf çektiJer.
Olağanüstü Hal Bölgesi'nde 1992 yılında meydana gelen insan
haklan ihlaJlerini kapsayan bir rapor haiıriayan avukatlar
Abduilah Çağır, Mahmut Şakar ve Nimetullah Gündtiz
hakkında Diyarbakır DGM'de açılan dava rutuklanmayla
sonuçlandı. Karan protesto eden İHD yöneticileri. dün
12.00'de Sirkeci'deki Büyük Pbstane'den çektikJeri telgrafta,
karann insan haklan mücadelesine inen bir darbe olduğunu
vurguladjlar. Şube Başkaru Avukat Ercan Kanar, karann
insan haklan ihlaileri için mücadele eden kişi, kurum ve
kuruluşiara yönelik engelleme gayretlerinin bir parçası
olduğunu beîirterek, arkadaşlannın serbest bırakılmalannı
talepertiklerinisöyledi. (Fotograf: AHMET ŞIK)
Çefrfç Güç oylaması ertelendiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Hükümet. "kritik" Çekiç Güç
oylamasında köşeye sıkıştı. TBMM Genel
Kurulu'nda bugün oya sunulması beklenen
ve Çekiç Güç'ün görev süresinin 6 ay daha
uzatılmasını içeren hükümet tezkeresinin
görüşülmesi yanna ertelendi. Ertelemeye
"resmigerekçe"olarak TBMM Genel
Kurulu'nda Çeçenistan'daki gelişmelere
ilişkin genel göriişme yapılacak olması
gösterilmesine karşın, DYP ve SHP'den
bazı milletvekillerinin Çekiç Güç
oylamasına katılmayacağı endişesinin
etkin olduğu öğrenildi. Hükümetin
TBMM Genel Kurulu'na bugün getirmesi
beklenen Çekiç Güç tezkeresinin
görüşülmesi, bazı muhalif DYP ve SHP
milletvekillerinin "ret oyu" ya da
oylamaya katılmama karan aldığı
haberlerinin yayılması üzenne yanna
ertelendi. SHP'den 20"ye yakın
mılletvekılının Çekiç Güç oylamasına
katılmayacağı ya da ret oyu vereceği
belirtilirken, DYP'li bazı muhaliflerin de
oylamaya katılmama eğiliminde olduğu
öğrenildi. Duyumlan değerlendiren
Başbakan Tansu ÇOIer'in, bugün grubunu
toplayarak, milletvekilJerine "tam kadro
oylamaya kaüluT çağnsı yapacağı
belirtildi. DYP grup yönetıcileri,
Çeçenistan'la ilgili genel göriişme
nedeniyle "gündemin yoğun olması" ve
Dışişleri Bakanı Murat KarayaJçm'ın, iki
•Bugün TBMM Genel Kurulu'na
getirilmesi beklenen Çekiç Güç
oylaması, ani bir karar
değişikliğiyle yanna ertelendi.
Erteleme nedeninde SHP ve
DYP'den bazı milletvekillerinin
oylamamaya katılmayacağı
endişesinin etkin olduğu
öğrenildi.
ayn konuda konuşma yapmak zorunda
kalması nedeniyle erteleme karan
alındığını bildirirken, Çiller'in, grubunu
ikna etmek için görüşmenin ertelenmesi
talimatı verdiği öğrenildi.
Bu çerçevede yann TBMM Genel Kurulu
gündeminde oya sunulacak olan tezkere ile
hükümet, sekizinci kez, Çekiç Güç'ün
görev süresinin uzatılmasını isteyecek.
Ancak, daha önce Çekiç Güç'ün görev
süresinin uzatılması yönünde oy kullanan
ANAP'ın, bu kez "ret cephesi"ne geçmesi.
SHP'den 20'ye yakın millervekili ile
DYP'li muhaliflerin uzatma karanna karşı
tavır alması, oylamayı kritik hale getirdi.
Dışişleri eski Bakanı Mümtaz Soysal da
Çekiç Güç oylamasına katılmayacak.
Soysal, bir toplantıya katılmak üzere
tstanbul'a gidecegini beîirterek "Ancak
oylamaya katılsaydun da ret oyu
kullanırdım" dedi. Hükümetin "gizb"
ortağı'' dunımundaki MHP de Çekiç Güç
konusunda DYP'den aynldı. Oylamada
MHP milletvekilleri de Çekiç Güç
aleyhinde oy kullanacaklar. Kürt kökenli
bagımsız milletvekilleri MuzafTer Detnir,
Mahmut Alınak, Mahmut (Jyanık ve
Mehmet Emin Sever'in de oylamaya
katılmalan durumunda, "kabul oyu"
kullanmalan bekleniyor. Oylamada,
ANAP ve MHP'nin yanı sıra. RP, BBP,
CHP, DSP de Çekiç Güçe karşı oy
kullanacak. Oylamada belirleyici olacak
parlamentodaki sandalye dağılımı ve
kullanılacak oylann durumu şöyle:
Retcephesi: ANAP-96, RP-38, MHP-16,
CHP-15, DSP-10, BBP-7, YP-3. MP-2.
Kürt kökenli 4 bağımsız millervekili,
SHP'den de 20 dolayında millervekili.
Kabul cephesi. DYP-181, SHP'den 30
dolayında millervekili, 6 bağımsız
milletvekili. Milli Savunma Bakanı
Mehmet Gölhan da dün düzenlediği basın
toplantısında, bugün TBMM'de 6 ay süre
uzatımı öngörülen Çekiç Güç konusunda,
"Bu konuyu düşündiik, değeriendirdik.
Daha menfi bir durumun çıkma olasılığına
karşı bu gücün görev süresinin uzatılması
karannı akdık. Bu gücün etkin ve başanlı
olması için bir süre daha devammda yarar
var"açıklamasını yaptı. TBMM'de
oylamanın tamamlanmasından sonra, RP
grubunun "Çeçenistan'daki olaylar"
konusundaki göriişme istemi görüşülecek.
len psikolojik etkilenmeleri orta-
dan kaldırmak, tecrübeli perso-
nelden Olağanüstü Hal Bölge-
si'ndc daha fazla istifade süresi-
ni arrrjrmak, silahlı kuvvetlerde
dış tehditkre karşı cevap verebi-
lecek yeterti personel gücünü her
zaman elde bulundurmak, Rus-
ya'nın Kafkaslar'da AKKA Ant-
İaşması'vla belirlenmiş olan per-
sonel tavanlannın üzerinde kuv-
vet arrfınmına gjtmesine ilişkin
politikalan ve teşebbüsleri gibi
gerekçeler, askerlik süresinin as-
kerlik kanunlarındaki normai
sürelerine tekrar çıkarnlmasuıı
gerekli kılmtşrar."
Seferbertik için direkten
dönüldü
Gölhan konuşmasında, asker-
lik süresinin bugünkü haliyle de-
vamı durumunda, TSK'deki per-
sonel mevcudunun 1995 Şubat
ayından itibaren yüzde 80 ora-
nında azalacağını, bu durumda
da, "devletin ülkesi ve miUetivie
bölünmez bütünlüğü ve bağım-
sızlığına karşı içten ve dıştan ge-
lebilecek tehdittere karşı yeterin-
ce caydırıcı olunamayacağmı"
söyledi. Gölhan'ın verdiği bilgi-
ye göre, sürenin yeniden uzatıl-
masını öngören kararname
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel tarafından onaylandıktan
sonra 1995'ten itibaren geçerli
olacak. Ancak kararnamenin bu
tanhten itibaren geçerli olması,
herhangi bir şekilde şu anda si-
lah altında bulunanlann 15 ay as-
kerlik yapmalannı içermiyor.
Daha önceden yapılan uzat-
malarla, askerlik süreleri bugün
belirlenen limitlenn de üzerinde
olan celplerle ilgili olarak Göl-
han şu açıklamayı vaptr
"- 238. dönem tabip sınıfı ye-
deksubaylardan itibaren tabip,
sağhk ve karışık sınıf jedeksu-
baylann yetistirilme sünelerinin 3
avdan 4 aya (tabipler için 2 av),
toplam askerlik süresinin 16 aya
çıkanlmasına,
- Önceden askerlik hizmet
süreleri uzatılan yedeksubay-
lar arasındaki dengeyi ve eşit-
liği sağlamak maksadıyla, 234
ve 236. dönem tabip sınıfı ile
235 ve 237. dönem karışık ve
sağlık sınıfı yedeksubayların
uzatılan askerlik sürelerinin
bir ay kısaltılmasına,
- 1973/4 tertip erbaş ve erler
ile bunlarla işİeme tabi olup
da, aynı celp döneminde silah
altına alınan erbaş ve erlerden
itibaren 15 ay olan hizmet sü-
resinin 1111 sayılı Askerlik
Kanunu'nun 5. maddesinde
yer alan 18 aylık sürey e çıkanl-
masına dair karar, Bakanlar
Kurulu'nun imzasına açılmış-
tır^
Pini eğitim tatebi
DYP Genel Başkan Yardımcı-
sı ismail Köse'nin. "Her birliğe
imam kadrosu vereceğiz. Erler
cuma günü düıi eğitim görecek"
şeklındekı açıklamasıyla ilgili
soruya Gölhan, "Türk Silahlı
Kuv\etleri'nde askerin ibadeti-
ne mani olacak herhangi bir en-
gel yok. Ama imam kadrosu gibi
bir şey söz konusu degil. İhtiyaç
varsa geregine bakarız, ama ba-
na böyle bir talepgeunedi.Ordu-
da zaten cami ve mescit var. Ama
şu an böyle bir şey söz konusu
değil" yanıtını verdı.
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET ANDAY
Felsefeyle İlişkimiz
Felsefesiz toplum, politikasını, ekonomisini, eğitimini,
ahlâkını düzeltemez, yoluna koyamaz, iyileştiremez. Bu iş-
leri başarabilmek için bilinçli olmak gerekir ve bilinçlenme-
nin tek yolu felsefeden geçer; çünkü felsefe soru sorma
sanatıdır.
Bizde soru sorma ayıptır, çocuklanmızı bu yasakla eği-
tiriz. Gene de sormayı sürdüren kişinin ise başına çorap
örülür.
Felsefe, özgürlüğün, laikliğin, eşitliğin temelini oluşturur.
özgüıiüğe, laikliğe, eşitliğe kuşku ile bakılan yerde felsefe
seyilmez, dahası ondan nefret edılir.
Üniversitemizde felsefe dersinin 1912'de başladığını göz
önüne alırsak, bu alanda ne denli gecikmiş olduğumuzu
anlanz.
Buna karşın, bir avuç felsefecimiz, felsefe eğitiminin yay-
gınlaşması için çırpınıp duragelmıştir. Felsefeci dostum
Sayın Arslan Kaynardağ'ın yeni kitabı, "Bizde Felsefenin
Kurumlaşması ve Türkiye Felsefe Kurumu'nun Tarihi", bu
alanda ne gibi etkinlikler gerçekleştirildiğini topluca göz
önüne koyması bakımından bana çok ilginç geldi, merak-
la okudum ve yararlandım.
Bu kitapta verilen bilgileri okurtanma özetle aktarmak is-
tiyorum.
Felsefe ve bilim etkinliklerinin bizim tarihimizdeki yerine
değinirken Sayın Kaynardağ şöyle diyor:
"Osmanlı tarihine bakıldığında, bilim ve felsefe çalışma-
lannın geciktiği görülür. Okullarda (medreselerde) bilim ve
felsefeye uzun süre yer vehlmemiştir. Medreseler dışında
da, bu alanlara yönelik çalışmalar yok denecek kadar az-
dır." Bizde bilim ve felsefe çalışmalan ilk olarak 1820'ler-
de "Beşiktaş Cemiyet-i llmiyesi" (Beşiktaşlı Ulema Grubu)
ile başlıyormuş, bilmezdim.
Bu dernekte Batı kültürüne açık birkaç kişi bilim ve fel-
sefeye yönelik çalışmalarda bulunuyorlar. Bu durum dev-
letçe iyi karşılanmadığı için cemiyet kapatılıyor.
Bundan sonra, 1851'de Encümen-i Dâniş, arkasından
1861 'de Cemiyet'i llmiye-i Osmaniye kuruluyor. Bunlan da
Sultan Abdülhamrt kapatıyor.
Felsefe ile ilgili çalışmalar Cumhuriyetle başlamış ve hız-
lanmıştır.
"Batılılaşma, çağdaşlaşma sorunsalı ile karşı karşıya ge-
len Cumhuriyet aydını, bu konuda soru sormak, konunun
temelindeki felsefeyi o felsefenin ilkelerini öğrenmek, bir
yandan da öğretmek hevesindeydi."
İlginç olan, felsefe etkinliklerinin sosyoloji ile başlaması-
dır. Bunun temsilcisi, Fransız düşüncesinin etkisi ile orta-
ya çıkan Ziya Gökalp'tir.
"Mütareke yıllannda yani 1918 ile 1921 arasında, ülke-
deki sosyalizme karşı ilk tepki kendini gösterdi. Bu tepki
Bergson'ı/n yaşama atılımı (elan vitale) düşüncesinden ve
onun gibi dinamik psikoloji akımlanndan esinlenen felse-
fe hareketi olarak ortaya çıktı. Üniversitede Mustafa Şe-
kip (Tunç), Prof. Mehmet izzet, Mehmet Emin (Erişir-
gil) felsefenin bu tepkisinı dile getirdiler."
Kitabı baştan sona özetlemek degıl elbette niyetim, me-
rak edenler alıp okusunlar. Ben yazımı bitirirken şunun al-
tını önernle çizmek istiyonjm, bugün bir felsefe kurumu-
muz vardır, bunun başında da Felsefe Profesörü loartna
Kusuradi bulunmaktadır.
"Sonunda çoğu Ankara üniversitelerinden sekiz felse-
fecinin biraraya gelip l^urucu üye olmasıyla 1974'te Fel-
sefe Kurumu adı altında bir dernek ortaya çıktı."
Köyleri yakılanlara
yardım ulaştınlamıyor
NAZIM DEMİR
TUNCELİ - 17 eylülde
PKK'ye karşı başlatılan ope-
rasyonlar sırasında köyleri yı-
kılan ya da göç etmeye zorla-
nan köylülere yardım ulaştın-
lamıyor. Tunceli ve ilçelerinde
bannmaya çalışan vatandaşla-
nn çok güç koşullarda yaşam
mücadelesi verdiği belirtiliyor.
Tunceli'de PKK'ye karşı çok
yönlü olarak başlatılan operas-
yonlarda merkez ve ilçelere
bağlı 30 köy ile bu köylere bağ-
lı çok sayıdaki mezrada güven-
lik güçlerinin evleri ateşe ver-
diği ve köylüleri göçe zorladı-
gı iddia edılmişti. Konu gün-
lerce Türkiye ve dünya kamu-
oyunu meşgul etmiş, köylüler,
evlerinin askerler tarafından
yakıldığını iddia ederken gü-
venlik güçleri de PKK'nin köy-
leri yaktığını öne sürmüştü.
Operasyonlar sırasında ara-
lannda iki çocuğun da bulun-
duğu ve dördü öldürülmüş 17
kişi kaybolmuştu. Bütün bu
olaylardan sonra İçişleri Ba-
kanlığı. bölge ve Tunceli Vali-
lıği yetkilileri evleri yakılan ve
köylerinden zorla aynlmak zo-
runda bırakılan vatandaşlara
yardım yapılacağını açıklamış-
tı. Ancak bu güne kadar bölge-
ye gözle görülür bir yardım ya-
pılmadı.
İmar ayncalığı kentsel tahribatı hızlandıracak. Yasa tasansınm bir an önce Anayasa Mahkemesi'nce iptali tek çare
Ozefleştirmeyle kamu yararı zedelenecek
•Özelleştirme Yasası'ndaki arazi
yağmaşına yeşil ışık yakan imar
haklanyla ilgili maddelerin;
şehircilik, çevre ve belediye
mevzuatı açısından anayasal
hukuka uygun hiçbir yanı
bulunmuyor...
OKTAYEKİNCt
Özelleştirme Yasası'na son anda eklenen ve
KlT'lere ait arazilerin satışında Özelleştirme
tdaresi Başkanlığı'na 'imar planı değjşikliği
yapmayetkisi'de veren hükümler. kent planla-
masında 'kamu yaran' ilkesini ortadan kaldı-
nyor. Özellıkle toplumsal gereksinmeleri kar-
şılamak üzere imar planlannda bir für 'rezerv
alan' olarak tutulan kamu arazilerinin özel
mülkiyete geçmesi ise sağlıklı kentleşme he-
defleri açısından elde kalan son olanaklann da
yitirilmesi anlamına gelecek.
Günümüzde kent plancılannın karşı karşıya
kaldıklan sorunlar arasında, yoğun yapılaşma-
dan ötürü kamusal kullanım alanı olarak ayn-
labılecek yerlerin bulunmasındaki zorluklaren
başta geliyor.
KlT'lere ait araziler de bu nedenle yine top-
lumsal gereksinmelerin imar planlanndaki
'kurtancılan' olarak değerlendiriliyor.
Ne var ki yeni yürürlüğe giren Özelleştirme
Yasası, yaygın olarak uygulanmaya başlandı-
ğı takdirde, ne plancılar ne de belediyeler, hal-
kın kullanımına yönelik sosyal ve kültürel dü-
zenlemeler için kamu arazisi bulabilecekler.
Ostelik bu araziler satılırken. 'imar hakkj*
da verilmesi yine yasada yer aldığından, bir-
çok kentte halen 'nefes alma yerleri'olarak iş-
lev gören kamu alanlan, betonlaşmaya 'enteg-
re' olacaklar.
Öte yandan yine Özelleştirme Yasası'nda
parantez içinde yer verilen ve satılacak KfT
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu mücadele kararı aldı
Mimarlardan özelleştirme savaşımı
İstanbul Haber Servisi- Mimarlar Odası
Merkez Yönetim Kurulu, Özelleştirme
Yssası'na karşı mücadele karan aldı. KİT
arazilerinin özel mülkiyete devredilmesi
yerine kentsel rezerv alanlan olarak
korunmasını isteyen Mimarlar Odası, 4046
sayıh ÖzeHeştirme Yasası'nın 19 ve41.
maddelerinin Anayasa Mahkemesi'nde
iptal edilmesı için hazırhklara başladı.
Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu,
Ankara'da yaptıgı toplantıda, ÖzeHeştirme
Yasasj'nm, kendilerini ügilendiren 19.
maddesinin E fikrası ile 41. maddeyi
inceledi. Toplantıdan sonra kamuoyuna şu
açtklama yapıldı:
"1- KlT'lere ait arazilerin özeBeştirilınesi
amacıyla hazırianacak mevzâ imar planian
değişadikierinin yürürKiğe girmesi
sörecjnde, .Mimarlar Odası'ndan da görüş
ahnması hükmü ile kuruhışumuza
gösterilen güven nedeniyle yasama
organmuz oian TBMM'ye teşekkürlerimizi
Betryoruz ve aynı gfivenin kentiesme, imar ve
mimarbk mesleği Be ilgili her alanda
çıkaniacakyeniyasalardadagösteriLmeye
devam edeceğini umuyoruz.
2- Ancak, Mimarlar Odası, genelde bu
tflr kamu arazilerinin özel mülkiyete
devredilmesi yerine, kentsel rezerv
aJaniarı olarak korunması görüşûndedir.
Aynca 3194 sayılı tmar Kanunu'nun
öngördüğü planlama ve plan onama
sürecltri dışında her türlii ayrıcaiıkli
imar koşullanna da karşıdır.
3- 4046 sayılı yasanın 19 ve 41. madde
hükümlerinin, SİT alanlanndaki KİT
arazileri açısından, ayrıca Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'na da
aykın olduğu görfişündedir.
6- Bu nedenlerte Mimarlar Odası,
hükümetin bu yasaya dayanarak
yapılacak ilk uygufamasında konuyu,
daha önce 3194 sayılı yasanın 9.
maddesüıe 1987'de eklenen fıkranın iptal
ettirilmesi sürecinde olduğu gibi, idari
mahkemelerde iptal davası açnıak
suretiyle ve anayasaya aykınhk iddiası ile
Anayasa Mahkemesi'ne götürerek, 19 ve
41. maddelerinin iptali için çaba
harcayacaktır."
Mimariar Odası kendisine bağlı bütün
birimlere gönderdıği yazıda, Türkiye'nin
herhangi bir yerinde, kendilerine bağlı
birimlerden bir görüş ıstenmesi durumunda.
görüş verilmeyerek konuyla ilgili genel
merkezin haberdar edilmesini önemle
istedi. Söz konusu yasa maddeleri,
özeileştirilecek KtT'lere ait arazilerdeki
mevzii imar planian ve buna uygun imar
durumiannın Başbakanlık Özelleştirme
ldaresi Başkanhğı'nca hazırianmasıru
öngörüyor. Özeileştinne Yüksek
Kurulu'nun onayı ile yûrürlüfe girecek olan
söz konusu arazilerle ilgili imar
fonksiyonlannı belediyelerin beş yıl süreyle
değiştiremeyeceğı hükmü de yasada yer
alıyor.
Her ne kadar yasada, "Ptentar
hazuiamrken tSKİ, ASKJ, beiediyeler ve
Mimarlar Odası'ndan görüş abmr"
deniyorsa da olumsuz bir görüş bildiriimesi
durumuna bir açıklık getirilmiyor. flgililer,
söz konusu yasa maddeleriyle ayncalıklı
imar izinlerinin verilmesinin gündeme
gelebileceğini savunuyor.
arazilerinin yeni imar durumlanna ilişkin 'gö-
rüşlerinin alınacağı' vurgulanan kuruluşlann
da 'kendi mevzuatlan açısından' bu tür talep-
lere olumlu yanıt vermeleri hukuken mümkün
değil.
Orneğin fSKl ve ASKİ, su havzalanndaki
KlT'lerin arazileriyle birlikte satılmalan duru-
munda ya da aynı bölgelerdeki diğer kamu ara-
zilerinin özelleştirmeleri gündeme geldiğinde,
yine su havzalannın her türlü yapılaşmaya kar-
şı korunmasına dair 'vürürlükteki' mevzuata
uyarak yeni imar haklanna 'hayır' diyecekler.
Benzer şekilde belediyelerin de birçok KlT
arazisindeki imar hakkına dönük plan değişik-
liği önerilerine olumlu yanıt vermeleri ya da
bu tür değişiklikleri 'belediye meclisleri'nde
onaylamalan İmar Yasası'na göre kolay değil.
Örneğin bu mevzuata göre, bir arazide yapı
yoğunluğu yükseltildiği zaman. bunun yarata-
cağı 'yeşil alan, otopark, yol, sosyal ve kültürel
tesisler' vb kamusal gereksinmelerin aynı böl-
gede, aynca düzenlenmesi gerekiyor. KİT ara-
zilerinin çoğu ise zaten 'çevresi yapılaşmış
alanlar' olarak kaldıklanndan ve yine bu ara-
ziler imar planlannda zaten 'kamusal rezerv
alan' niteliği taşıdıklanndan, imar mevzuatı-
na göre imar durumlannı değiştirmek pek ola-
sı görünmüyor.
Yasada görüş alınacak kurumlar arasında sa-
yılan MimarlarOdası ise öteden beri bu tür ran-
ta dönük mevzii imar planı değişikliklerine
karşı sürekli savaşım veren birkuruluş.
Mahkemeden dönen yasa
Dahası, 1987'de yine imar Yasası'nın 9.
maddesine eklenen ve kamu arazilerinde hü-
kümete özel imar yetkisi tanıyan madde, Mi-
marlar Odası'nın açtığı dava sürecinde anaya-
saya aykın bulunarak iptal edilmişti. Şimdi
benzer ıçerikli bir yasa maddesine göre yapı-
lacak uygulamalarda Mimarlar Odası'nın
olumlu görüş vermesi de olası değil.
Bütün bu yasal ve kurumsal engellerin yanı
sıra özellikle SfT alanianndaki KlT arsalan-
nınve kamu arazilerinin yeni'imar haklan ve-
rilerek pazarianması'da 2863 sayılı Kültür ve
Tabiat Varlıklannı Konıma Yasası 'yla taban
tabana çelişen bir durum yaratacak. Özelleş-
tirme Yasası'nda 'unutulmuş' olmasına kar-
şın, bu tür koruma alanlanndaki satış ve imar
değişikliği taleplerinde 2863 sayılı yasa gere-
ğince 'koruma kurullan'nın onayı gerekecek.
Kurullar ise öncelıklc 'kendi yasaİanna'uyarak
StT alanlannda yapılaşmaya ve yoğunluk ar-
tışına onay vermeyecekler.
Sonuç olarak denebilir ki Özelleştirme Ya-
sası çıkmış ve Türkiye'de 'sosyaüzm yıkılnuş'
olsa bile, başta anayasa olmak üzere birçok ya-
sa, yönetmelik ve kurumun oluşturduğu 'ka-
mu yararuıa hukuk düzeni', bu yasadan bek-
lenen yeni imar ve rant sürecini pek de özgür
bırakmayacak. Bu nedenle yasanın bir an ön-
ce Anayasa Mahkemesi'nce iptali sağlanarak,
'geriHmli' bir uygulama sürecine ve hukuksal
çatışmalara şimdiden engel olmak, en doğru
yol olarak göriinüyor...