30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALJK 1994 CUMA HABERLER Rahmi Kıımaş, kitaplarnt knzaHyor • HaberMerkezi-Eski Trabzon Milletvekili, eğitimci, hukukçu ve yazar Rahmi Kumaş, Çağdaş Yayınlan'ndan çıkan "Parlamentonun Boyutlan" ile "Ben Değişrr.edim" adlı kitaplannı imzalıyor. Trabzon'daki "Of ve Çevresi Kültür Derneği" Jokalinde 14.00- 18.00 saat- leri arasında gerçekleştirile- cek olan imza günleri bugûn ve yann olmak üzere iki gün sürecek. Hizbuitatiçı mafya • MERStN(Cumhuriyet)- Yasadışı yollarla çek ve senet tahsilatı yapmak isteyen yasadışı Hizbullah örgûtü üyesi sekiz kişi yakalandı. lçel Emniyet Müdürlüğü'nce yapılan açıklamaya göre kendisinden zorla para tahsil edilmek ıstenen ve otosu gasp edilen bir kişinin başvurusu ûzerine Mersin Emniyet Müdürlüfü Terörle Mücadele Şubesi tarafından gerçekleştırilen operasyonlarda çek senet tahsilatının lideri olduğu öne sürülen Sinan Güllü adlı örgüt mensubu yakalandı. Güllü'nün sorgulaması sonucu yapılan ikinci bir operasyonla da diğer yedi kişi ele geçirildi. Muftabirimize saMni • KÜTAHYA (Cumhuriyet) - Gazetemiz Kütahya muhabiri Ali Kehribar, şeriat yanlısı ögrermen Halit Balta'nın ikinci kez saldınsına uğradı. Müftülük binası önünde önceki gün meydana gelen olaydan sonra muhabirimiz bir günlük rapor alırken ögretmen Balta ise mahkemeye sevk edildi. DB> davasma temyiz • ANKARA (AA) - Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, DEP davası ile ilgıli gerekçeli karann yazımının devam ettiğini belirterek 'Gerekçeli karardan sonra temyiz hazırlığımıza başlayacağız" âedi. Başsavcı Demiral, DEP davasında istedikleri karann çıkmaması nedeniyle DGM Başsavcılığı olarak Yargıtay'a gideceklerini hatırlattı. Demiral. "Bunun için gerekçeli karann yazılmasını bekliyoruz. Temyiz hazırlığımıza, karann yazılmasının ardından başlayacağız" diye konuştu SSK'de yolsuzhık • ANKARA (AA)- Yargıtay 5. Ceza Daıresi, görev yaptıkları dönemde, SSK Mensuplan Eğıtim ve Dinlenme Tesisleri Derneği'nde zimmetlerine para geçirdikleri, evrakta sahtecilik yaptıklan ve görevlerini kötüye kullandıklan gerekçesiyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Türk-Iş Gene! Mali Sekreteri Enver Toçoğlu ile sanıklar tbrahim Mungan ve Rjfkı tyiaksu hakkında verilen beraat karannı bozdu. Yüksek Mahkeme, davada yargılanan 11 sanık hakkında verilen beraat karannı da onayladı. Oybifliği ile verilen kararda, sanıklardan Türk-tş Genel Mali Sekreteri Enver Toçoğlu ile sanıklar tbrahım Mungan ve Rıfkı lyiaksu'nun ise 2908 sayılı Dernekler Kanunu'nun 85-2 maddesindeki suçu işledikleri belirtilerek "Müfettiş raporu içeriği, bilirkişi mütalaası. Hesap Tetkik Komisyonu raporu eklerine göre sanıklar hakkında mahkûmiyet karan verilmesi gerekirken, haklannda beraat karan verilmesi yasaya aykındır" denildi. RP, Anıtpark'a otopark yapıyor • DÜZCE (Cumhurrvet) - Bolu'nun Düzce ilçesinde bulunan 'Anıtpark'ın RP'li belediyece otopark alanı olarak belirlenmesi sert tepkilere yol açtı. SHP ilçe örgütünce yapılan basın toplantısında, bunun Atatürk'e hakaret anlamına geldiği savunuldu. Toplantıda "Atamızın anıtının araç yoğunluğu ortasında kalmasına asla izin vermeyiz" denildi. Düzce Çevre Koruma ve Geliştirme Demeği de karara ilişkin bildiri yayımladı. Avukat Candan'ın katilleri için Menteşe ve Demiral dilek diledi: Katili uışallalı yakalarız• Iki hafta önce kaçınlan ve önceki gün cesedi bulunan avukat Faik Candan cinayeti ile ilgili soruşturma, Balâ Cumhuriyet Savcılığı 'nca sürdürülürken Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral, 'lnşallah failleri bulunur' diye konuştu. Içişleri Bakanı Nahit Menteşe de İnşallah faillerini tespit ederiz' dedi. GÖKSEL POLAT ANKARA - Iki hafta önce ka- çınlan ve önceki gün cesedi bu- lunan eski HEP Ankara ll Başka- nı ve Ankara Barosu avukatla- nndan Faik Candan'ın öldürül- mesiyle ilgili soruşturma. Balâ Cumhuriyet Sa\ cılığı'nca sürdü- rülürken, Ankara De\ let Güven- lik Mahkemesi (DGM) Başsav- cısı Nusret Demiral, *Bu für ci- nayetler, insanı korkuya götürii- yor. Ortada bir terör havası var" dedi. Içişleri Bakanı Nahit Men- teşe ise "Bu defa izier bulundu. İnşallah faillerini tespit ederiz" diye konuştu. Soruşturmayı yürüten Balâ Cumhunyet Savcısı Cihat İpek- çi, soruşturmanın, avukat Can- dan'ın cesedini bulan çobanın verdiği ifade dogrultusunda ge- nişletildiğini söyledi. Ipekçı, "Cesedi bulan çoban, ifadesinde 'cesedi bulduğu saatten yarım saat önce beyaz renklı bir araba- dan iki kişinin ındiğini ve birsü- re cesedın bulunduğu yerde do- laştıktan sonra aynldıklannı' söyledLJandarma, sılah sesi du- yanolupolmadığınf araşönyor. Aynca, cesedin bulunduğu böl- gedeki kamyon şorörlerinin bil- gisine başvuruyoruz" dedi. Savcı fpekçi, Adli Tıp, otopsı ve balistik raporlannın henüz kendilenne ulaşmadığını, bu ra- porlar geldikten sonra dosyanın DGM'ye sevk edilip edilmeye- ceğine karar vereceğini bildirdı. Demiral: İğrenç bir şey DGM Başsavcısı Nusret De- miral da Cumhuriyet'in sorusu üzerine, avukat Candan cinaye- tinde örgüt parmağı bulunduğu- na ilişkin henüz bir ipucu görül- mediğini söyledi. Son bir yılda işlenen cinayetlerin ardında. "özel nedenler" bulunabileceğı- ni kaydeden Demiral. "Burada bir örgütün üstlenmesi diye bir şey yok. Bizim görev alanınıızbel- IL Eğer böyle bir şey ortaya ÇH karsa soruşturmayı "biz yürütü- rüz"dedı. Candan'ın öldürülme- sini, "Çok iğrenç bir şey" olarak nitelendıren ve "Alıp görürüyor- lar adamı, kurşuna diziyoriar. Birçok cinayet böyle" görüşünü dile getiren Demiral, "Bu rürci- Candan'ın cenaze törenine katılanlar cinayeti protesto ederek, "Başbakan Çiller, sıra kimde?" diye slogarüar atarak sorumlunun kontgerilla olduğunu söylediler. (Fotoğraf: A A) Demokratik kitle örgütleri saldırıyı protesto etti Candan cinayetine tepki büyük ANKARA/tZMİR (Cumhuriyet) - Faili meçhul cinayetler zincinne Ankara'nın Balâ ilçesi yakmlannda cesedi bulunan eski HEP Ankara tl Başkanı avukat Faik Candan'ın da eklenmesi, demokratik kitle örgütlerinin tepkisine neden oldu. Türkiye Barolar Birliği (TTB). savunma mesleğine yönelik saldınlann önlenmesini ısterken, SHP Jçel Milletvekili Fikri Sağiar, terörün bittiğı söylenmesine karşın, karanhk güçlerin başkentte çahşmalannı yürüttüklerini kaydetti. Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı avukat Şenal Sanhan ve ÇHD Ankara Şubesi Başkanı avukat Kazım Genç. yaptıklan ortak açıklamada. faili meçhul cinayetler zincinne avukat Candan'ın da katılmasına karşı tepkilerini, "Ötümlere yeter, banşa evet" diyerek dile getirdiler. Ankara Barosu Başkanı avukat Tuncay Alemdaroğlu, açıkJamasında. bulunması yönünde büyük çaba harcadıklan Candan'ın öldürülmesinin son olmayacağını, faillenn bulunamamış olmasının canilere cesaret verdiğinin anlaşıldığını kaydederek "Kim ya da kimier. hangi güç, öldüren ama iz bırakmayan hangi prufesyonel Örgüt, meslektaşlanmızı neden öldürüyor" sorusunu yöneltti. İşlenen her faili meçhul cinayetin cinayetin demokrasiye, hukuk devletine ındırilen birer darbe olduğunu kaydeden Alemdaroğlu, "Hangi nedenle olursa olsun savunma mesleğini yapan avukatlara karşı işlenen cinayetler kesinlikle ayduılannıalıdır"' dedi. İHD de yaptığı açıklamada cinayetlerin sır ve gizlilik perdesi altında unutturulmak istendigini kaydederek "Kürt işadamlan ve avukatiara yöneük bu cinayetler. belli bir merkezden, planlı ve sistemli olarak organize edikliğine dair kanıian güçlendiriyor. Herkesi yaşam hakkını savunmava çagınyoruz" dendi. Türkiye Insan Haklan Vakfı Genel Sekreteri .Mahmut Tali Ongören de yaptığı açıklamada, Candan'ın önce kaçınlması ve arkasından öldürülmesinin, devletin ve hükümetin acızliğinı kanıtlayan birbaşka faili meçhul cinayet olduğunu kaydetti. Birleşik Sosyalist Parti'den yapılan açıklamada, iktidann, Kürt sorununun çözümünde militarist yöntemleri benimsediği ve bu politıkalannın çözümsûzlüğünü göremeyecek kadar körleştiği iddia edildi. Izmir Barosu Başkanı Kasnn Sönmez de konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada. "Böylesine insanhk dışı bir olay ın cereyaruna devletin seyirci kaidığını görmek, demokrasi adına üzüntü verickür" dedi. nayetler, insanı korkuya gStürfi- yor. Ortada bir terör havası var"dedi. Demiral, isminin faili meçhul cınayetlerle birlıkte anıl- masını da eleşrirerek şunlan söy- ledi: "Cinayetleri çözemedi diye bir siirii şey var. Nusret Demiral, cinayeti çözmez, evrakı çözer. " Demiral. cinayet için. u İnşallah failleri bulunur" dileğini dile ge- tirdi. Menteşe de gazetecılenn cinayetle ilgili sorulannı yanıt- larken. "Bir tuzağa düşürülme olayı üzerinde durayoruz" diye konuştu. Cinayetin bütün yönleri ile araştınldığını kaydeden Mente- şe. avukat Candan'ın öldürülme- sinin diğer cinayetlerle bir bağ- lantısı olup olmadığı yönündeki soruya. "Hayır. geçen defa bili- yorsunuz.Saglık Bakanlıgı leftiş Kunılu Başkan Yardımcısı (Na- mık Erdoğan) bir başka şekilde böyle kaçınldı. Belki ikna edile- rek götürüldü, bilmiyorum. O, iz bırakmadı. Bunda iz tespit edil- di. Parmak izi var, kovan var. İn- şallah failleri tespit ederiz" yanıtını verdi. Tören Cenaze polis zoruyla kaldınldı • 2 aralıkta kaçınlan HEP Ankara II Başkanı Avukat Faik Candan'ın cenazesi polisin baskısıyla yakınlannın isteğine rağmen bir gün önceden kaldınldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da, avukat ve bürokratlara yönelik faili meçhul cinayetler zincirine kurban giden avukat Faik Candan'ın cenazesi, polıs baskısıyla yakınlannın isteğinden bir gün erken kaldınldı. Ankara Barosu avukatlanndan Faik Candan için ılk olarak adlıye binası önünde. tören düzenlendi. Cüppelenyle toplanan avukatlar, daha sonra Maltepe Camisi'ndeki cenaze törenine katıldı. Avukatlar, Candan'ın yakınlan ve çok sayıda yurttaşın. cenaze arabası eşliğinde Maltepe Camisi'nden Sıhhiye Köprüsü'ne kadar yürüyüşünde. "Başbakan Çiller sıra kimde?". "Faik'in katili kontrgerilla". "Faik'ler ölmez"sloganları atıldı. Tören sırasında. cenazeye katılanlann kimlik kontrolünü yapmak isteyen polis, dırenmeler üzerine vazgeçti. Eski DEP Muş Milletvekili Sım Sakık. Bağımsız Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak ile Bağımsız Muş Milletvekili Mehmet Emin Sevw, Insan Haklan Derneği Başkanı Akın Birdal. Türkiye Barolar Bırlıği Başkanı Önder Sav ve Ankara Barosu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu'nun da katıldığı törenin ardından. Candan'ın cenazesi Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verildi. Yakınlan, polisin. cenazenin erken kaldınlması için baskı yaptığını belirtırken, emniyet yetkilileri, cenazenin cuma günü kalkması sırasında provokasyon olabileceğı kaygısıyla uyanda bulunulduğunu ıfade ettiler. El-Ezher'den aldıklan sahte belgeyle, Türkiye'deki ilahiyat fakültelerine geçiş yaptılar Şeriatçı sahtekârlığa suçüstü YUSUFÖZKAN ANKARA - "Şeriatçıya sahte diploma" olayı boy-utlandı. Tür- kiye'de liseyi bıle bitiımemiş çok sayıda şeriat yanlısının sahte bel- gelerle dipkoma aldıklan Kahi- re'dekı El-Ezher Üniversite- si'nden 700 kişinin kaydının sı- linmesinin ardından, şeriatçıla- nn yasadışı yollardan Türki- ye"deki ilahiyat fakültelerine ya- tay geçiş yaptıklan ortaya çıktı. Türkiye'nin Kahire Eğitım Ataşeliği'nin uyansı üzerine, sahtekârlık yaptıklan belirlenen ve şeriatçı olduklan öne sürülen çok sayıda kişinin 19 Mayıs ve Erciyes üniversıtelerinden kay- dı silindi. Yaptığı incelemeler sonunda, şeriatçı olduklan savlanan 700 kişinin sahte belgelerle Mısır'da öğrenci olmadıklan halde. öğ- rencı gibı göründüklerini belge- leyerek, El-Ezher Üniversite- İstanbul Haber Servisi - Adını 12 Mart ve Sa- n Zeybek belgesellerine yaptığı bestelerle duyu- ran Fahir Atakoğlu, "İstanbul 2000 OlimpiyatT isimli bestesinin Yeni Demokrasi Hareketi tara- fından izinsiz kullanılmasına tepki gösterdi. Ko- • Türkiye'nin Kahire Eğitim Ataşeliği'nin çalışmalan sonucu, sahte diploma olayının yatay geçiş boyutu da ortaya çıkanldı. Ataşelikten tüm üniversitelere uyan yapıldı. Erciyes ve 19 Mayıs üniversiteleri de sahte belgelerle yatay geçiş yapan çok sayıda şeriatçıyı saptayarak kaydını sildi. si'ndenilişiğinikesenvebuyüz- çok sayıda kişinin kaydının si- gi nedenle gitmiş bümiyoruz. den şeriatçılann boy hedefi ha- lindiği saptandı. Burda üniversiteyi kazanama- mış, gitmiş. Bunlara iyi gözle bakmıyoruz. Oyüzden konsolos- luk tasdikini şart koşuyoruz"gö- rüşünü dile getırdı. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden de El-Ezher'den sahte belgelerle yatay geçiş yap- tığı belirlenen 7 kişinin kaydının silindiği öğrenildı. Şanlıurfa Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı İbra- him Canan da fakültelerine. El- Ezher'den yatay geçiş yapmak için başvurular bulunduğunu söyledi. Canan, bu öğrencilerin Türkiye"deki öğrencilere oranla yetersiz ve başansız olduklannı vurgulayarak şöyle konuştu: "Başvurular var, ama bunlar kuruldan geçmedi. Oğrenci de- vamsızlık yapıyor, ama yinede SH nıfi gecri görünüyor, bu şekilde yatay geçiş yapmak istiyor. 5-6 ki- zel, şeriatçı olduklan savlanan çok sayıda kişinin sahte belge- lerle Türkiye'deki ilahiyat fakül- telerine yatay geçiş yaptıklannın belırlendiğini bildirdi. Güzel, en son 9 Eylül 1994 tarihinde, sah- te belgelerle El-Ezher'den Izmir 9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi'ne yatay geçiş yapmak isteyen Hafiz Kara'nın, uyanlar üzerine kaydının yapılmadığını söyledi. Güzel'in açıklamalan doğrul- tusunda Cumhuriyet'in yaptığı araştırmalar sonucu, 19 Mayıs ve Erciyes üniversitelerine sah- te belgelerle yatay geçiş yapan 19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Hü- seyin Peker, sahte belgelerle ya- tay geçiş olayını doğrulayarak "Oldu. Biz birkaç kişinin kaydı- nı sildik" dedi. Şu anda yatay ge- çiş yapmak isteyenlerden Kahi- re Büyükelçiliği'nden onay yazı- sı getirmelerini istediklerini söy- leyen Peker. "Konsotosluktasdi- ki oknadan üniversitenin gön- derdiği yazıyı kabul etmiyoruz. Bu tür belgeİeri işleme koymuyo- ruz"dıye konuştu. El-Ezher'den yatay geçişlen "tasvip etmediklerini" vnrgula- yan Hüseyin Peker, "Zaten han- Fahir Atakoğlu bestesine sahip çıktı nunun telif ücretı boyutunu aştığını söyleyen Ata- koğlu,"Ben adınun müflğimle duyulmasını iste- rim. Bir politik akını ya da partiyle değil" dedi. Atakoğlu. 2000 Olımpıyatlan için bir reklam evinin hazırladığı "tstanbul 2000 Olimpiyatı" bestesinin izin vermediği halde Yenı Demokrasi Hareketi tarafın- dan kullanıldığını söyledi. Yeni Demokrasi Hareketi'ni saygısız davranmakla suçlayan Fahir Ata- koğlu, "Bestemi kullanan bir par- ti ya da vakıf ounuş önemli değil. Önemli olan benim iznim olnıa- dan kulianılmış olmasıdır" dedi. Hıçbır polıtık akım ya da partiy- le bağının olmadığını vurgulayan Atakoğlu, şöyle devam etti: "Be- nim dilim müzik. Düşüncelerimi bu şekilde ifade ederim. Bestele- rimin izinsiz olarak kullanılması da benim ağzundan konuşmaknr. Hem bestelerim izinsiz olarak kullanılıyor, hem de bu politik ha- reketle bir bağım otduğu sonucu ortaya çıkıyor. Tüm bunlara son verilmesini, yaratıcıhğa saygı gös- terilmesini istivorum." şi var. Sınava tabi tutruk, yeter- sizler. Yıllardan beri bu tür istek- ler var. Ben Erzurum'dan gel- dim. Atarürk ÜnKersitesi'ne de benim dönemimde 40'a yakın müracaatoldu. Bunlardan sade- ce 2'si işeyarar bulundu. Duydu- ğumuza göre bunlar, okula de- vam etmiyor. Röşvet verip beige alıyor, yeniden Türkiye'ye geli- yorlar. Hile olduğu bilgisindeyiz. Çok müracaat var. Ama biz ön- celiği Türkiye'de okuyan öğren- cilere tanıyoruz." Ancak Canan'ın açıklamala- nnın aksine, Harran Üniversite- si İlahiyat Fakültesi'nin de El- Ezher'den yatay geçiş yapan ve şeriatçı olduklan öne sürülen ki- şilen kabul ettiği öğrenildi. Tür- kiye'nin Kahire Eğitim Ataşesi Abdülhadi Güzel. El-Ezher de 3 yıl üst üste sınıfta kalan ve 1111 sayılı Askerlik Yasası gereği öğ- rencılik hakkı kalmayan Salih MürşitEmek'ın. sahte belge dü- zenleyerek, geçen eylül ayında Harran Üniversıtesf ne yatay ge- çi^ yaptığını söyledi. Güzel, "Universitenin kayıt öncesi bize sorması lazım. Ama sormadılar. 100. Yıl, Erzurum Atarürk ve Harran üniversiteleri bize sor- madan öğrencilerin getirdikleri belgeler dogrultusunda kayıt ya- pıyoriar" dedi. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nin de Ezher'den yapı- lan yatay geçişleri kabul etmedi- gi belirtilirken. Van 100. Yıl Unıversitesi dışındaki tüm üni- versitelerin, yatay geçiş için ge- len öğrencilerden Kahire Büyü- kelçiliği'nden alınmış onay yazı- sı istedikleri belirtildi. Ancak, 100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fa- kültesi'nin böyle bir belgeye ge- reksinim duymadan, sahte bel- gelerle yapılmış çok sayıda ya- tay geçişi onayladığı belirtildi. Türkiye'nin Kahire Eğitim Ataşesi Abdülhadi Güzel, Cum- huriyet'in kamuoyuna duyurdu- ğu sahte diploma olayjarının ar- dından, Van 100. Yıl Üniversite- si tlahiyat Fakültesi Sekreteri İbrahim Başar ile ö^retim üyesi Ali İhsan Pala'nın 12 kasımda Kahire'ye giderek, El-Ez- her'den, yatay geçiş yapan kişi- lerin belgelerini istediklerini söyledi. Güzel, fakülteyetkilile- rinin, yatay geçişler sırasında ol- duğu gibi, Kahire'ye gidişlerin- de de kendilenne başvurma ge- reğı duymadıklannı belirterek, şunlan söyledi: "İbrahim Başar ve Ali İhsan Pala, yatay geçiş yapanlann bel- gelerini istemek üzere El-Ezher'e başvurmuşlar. OkuL bunlan 15 gün ovalamış. Sonunda belgeyi alamayacaklannı anlayınca ba- na başvurdular. 'Efendım, 15 gündürburadayız. Belge verme- diler. Siz bir yazı yazın da ver- sinler' dediler. "Beyefendi, 15 gündür neredeydıniz? Erzurum Atarürk ve Kayseri Erciyes üni- versitelen benden yazı istedi bu konuda, onlara gerekli bilgiyi verdık. Sıze de gönderirdik' ded- im. İstedikleri vazıyı verdik. an- cak El- Ezher hâlâ belge vermedi. Van'a belgeİeri biz gön- dereceğiz.*' BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Banşı Denemek... DEP davası sonuçlandı. 8 aralık günü verilen karann dışarıda da büyük yankılan oldu ve elbette olumsuz yankılardı bunlar. Ünlü Le Monde gazetesinin, 10 aralık günlü nüshasında yayımlanan Türki- ye Çıkmazda adlı başyazı bunlardan biriydi. Şu görüşlere yer veriyordu gazete: "Devlet Güvenlik Mahkemesi, bölücülükle suçlanan se- kiz Kürt milletvekiline karşı yöneltilmiş en ağır suçlamalan son anda kaldırarak, kellelerini kurtardı onlann. Ancak, ara- lanndan beşini on beş yıl hapis cezasına çarptıran bu "gü- dük' davanın sonunda verilmiş karar, kimi doyurabilir ki? "Türkiye'nin, Avnjpa Birliği'nin kapılannı yeniden çaldı- ğı; Kürt hareketinin başlıca gücü olan PKK yöneticilerinin, silahlı mücadele ve terorizm olmasa bile, bölücülükten vaz- geçtikleri bir sırada, söz konusu karann sonuçlan şunlar ola- cak: Biryandan, Ankara'nın dışardaki saygınlığını azaltır- ken; öte yandan, Kürtlerin hınçlarını çoğaltacak ve arala- nndan en aşın olanlan yeniden şiddeti başlatmakta yürek- lendirecek. Bir şeyi daha yapacak: Başlarda, bugünkü ni- teliği taşımasa bile, 'ulusal duygu'yu canlandınp körükte- yecek. Türkiye'nin Kürtleri, kültürlerinin tanınmasıyolunda hep mücadele etmiş de olsalar, çoğunlukla ve Irak'taki N- sımlannın tersine, ülkesel bir özerkliğin arkasında değiller. Savaşın on üç bin kurbanı, yerle bir edilen köyler, yerin- den yurdundan edilmiş insanlar, felakete uğramış birhale getirmiştir bu bölgeyi. Her şey şunu gösterir gibidir: Tür- kiyeli yetkililer, güce dayanan bu politikalanndan vazgeç- me niyetinde görünmüyohar. Bunun gibi, bu azınlığa kül- türel bir özerkliğin en azını bile tanımak için hazırlanmışa benzemiyohar. Anadolu'daki bu savaş sayesinde, oysan- dıklarında yitirdikleri saygınlığa yeniden kavuşan orduyla karşı karşıya kalmış, gitgıde bastıran Islamcı tehlikeyi gö- ğüslemek zorunda bulunan, ülkenin genelinde geçerli ak- çe olan milliyetçiliğin egemen olduğu bir ortamda, Sayın Çiller, öyle görünüyor ki, Kürtler karşısında bir 'başka po-' litika'yv benimseme yolunda gerekli otoriteye sahip değil. öyle olunca da, Çiller, on yıldan beri bırbirini izleyen hükü- metlerin gelip saplandıklan çıkmazdan sıynlıp, -o uğursuz- baskı ve terorizm diyalektığıne son verebılecek bir açılış si- yaseti öneremeyecek durumda. Ankara'da verilmiş olan karar, yalnız insan haklannı sa- vunan kuruluşlann tepkisiyle karşılaşmadı, Avrupa'daki bir- çok hükümetler de yehnde bulmadılar bunu. Bu hükümet- ler, vanlan karardan somutsonuçlarçıkaracaklarşimdi, ör- neğin Avrupa Birlığı'ne girmeyolunda Türkiye'nin istemi- ne venlecek yanıtlara ağırlıklarını koyacaklar. Aslında kolay olmayacak bu; çünku, bu ülkenin, ozellikle duyarlı ve teh- likeli bir bölgede oynadığı yaşamsal rolu göz önünde tuî- malı. Bu bölgede Batı'nın güvenlıği açısından önemli bir konumdaki Türkiye, Batılılann kendisine ne denli muhtaç durumda olduklarının farkında. Ankara, Avrupa Birliği'nde hayali bir yer tutmakla yetinmekten çok, bölgedeki güçlü konumuna oynamayı yeğlemişe benzer şimdi. Kuşkusuz, garipyazgılı birülke Türkiye: Diktatörlükle de- mokrasi, Islamla laiklik, Doğu 'yla Batı arasında istediğini se- çebilmiş durumda değil. Bu çifte görünüm de, kendisine kur yapılan ve çekinilen bir ülke olmayı sağlıyor ona." Işte, Le Monde'un başyazısında söyledikleri! Eklemek isterım: Kürt sorunu, çok boyutlu bir gerçekli- ğin içinde yer alan -yine çok boyutlu- bir sorundur. öyle ol- duğu için de, onu çözmeye kalkacak poWikalar, sıradari'pe— litikalar olamaz. • • • ' W Türkiye'nin bugün geltpgırdiğı çıkmazda, bu tür poütika- • ların payı büyük. Nitekim, DEP davası, aptalca açılmış bir davadır. Görü- şü sığ çevrelerin, sıyasal amaçlarla bilerek tezgâhladıkları bir oyundur Bu yüzdendir ki. elimizde, hâşâ hukuksal de- ğil, siyasal bir karar vardır; kimse kimseyi aldatmasın! Kürt sorununun çözümünü yokuşa sürme yolunda, ne la- zımsa yapılmıştır bugüne degin; ama çözümü dogrultu- sunda bir yol vardır ki, denenmemiştir hiç: Banşçı yoldur bu! Önce silahları susturmak ve akan kanı durdurmak; son- ra da, aklın ve tarihsel gerçeklerin ışığında, soruna eğilmek. Aydınlığa bu yol çıkaracak bizi!.. Habur'da Cekic Cüc skandalı îki yardım görevlisi hakkında dava açıldı ERGÜN AKSOY ANKARA - Diyarbakır Dev let Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM), HaburSınır Kapısı'ndan Türkiye'ye silah ve mermi sokmak isterlerken yakalanan bin ABD'lı, dığen Ingiliz vatandaşı iki kişi hakkında "teşekkiil oluşturarak silah kaçakçılığı'* yapma savıyla dava açıldı. Çekiç Güç denetiminde olduğu bildirilen Uluslararası Yardım Koordinasyon Merkezi'nde görevlı ABD'lı Joseph Michael Donahue ile İngiliz Christopher James King'in adreslerinde bulunamaması üzerine, DGM gıyabi tutuklama karan çıkardı. Diyarbakır DGM yetkilileri, sanıklarla ilgili ABD ve İngiliz elçiliklerine yazı yazdıklannı, ele geçirilen malzeme arasında, genelde PKK'lilerin suikast eylemlerinde kullandıklan Kanas tipi silahın mermilerinin de buiunmasının dikkat çekici olduğunu söylediler. Geçen mayıs ayında Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yaparken araçlannda silah yakalatan ve Silopi'deki adli makamlarca ilk sorgulan yapıldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Joseph Michael Donahue ile Christopher James King hakkında dava açıldı.Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nca sanıklar hakkında hazırlanan iddianamede, sanıklann Kuzey Irak'taki Uluslararası Yardım Koordinasyon Merkezi'nde (UN-RCC) görevlı olduklan belirtilerek. şöyle denildi: "Sanıklar, haksız kazanç temin etmek için önceden aralannda anlaşarak, Türkiye'ye, kaçak olarak silah, mermi ve şarjör sokmak istemişlerdir. Habur'da güvenlik güçlerince yapılan kontroller sırasında yakalannıışlardır. Araç içinde özel bölme ve zuia oimamakla biriikte, şarjör ve mermiler Uk bakışta fark edümeyecek şekilde, araçtaki mühtelif yertere gizlenmiş olarak bulunmuşlardır. Sanıklann önceden aralannda bir anlaşmanın var olması, kaçakçıuk konusunda iradelerinin birieşmesine neden olmuşrur. Fiili haksız kazancın temini için, suçu biriikte işlemiş bulunmalan karşısında teşekkülün varlığının kabulü gerektiği bilirkişi raporu ve tutanağı düzenleyenlerin bfvanlan sonucu anlaşılmıştır." Araçtaki kontrol sırasında, 38'i Kanas, 217'si Kaleşinkof olmak üzere, toplam 276 mermi, 3 adet Kaleşinkof şarjörö. bir adet tabanca ve 80'lik Tambora şarjöriinün bulunduğuna dikkat çekilen iddianamede, Joseph Michael Donahue ve Christopher James King'in 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'nun 1. 3. ve son maddeleri uyannca yargılanmalan gerektiği belirtilerek, sanıklar hakkında 5-15 yıl arasında değişen hapis cezalannın verilmesi istedi.Adreslerinde bulunamadıklan için DGM'ce haklannda gıyabi tutuklama karan çıkanlan sanıklar. yakalandıktan sonra Silopi'deki ilk sorgulamalannda, Kuzey Irak'ta Çekiç Güç'ün denetimindeki uluslararası yardım kuruluşlannda çalıştıklannı, menni ve şarjörlerin kendilerini korumakla yükümlü peşmergelere ait olduğunu savunmuşlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle