Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 ARALJK 1994 CUMA
HABERLER
Rahmi Kıımaş,
kitaplarnt
knzaHyor
• HaberMerkezi-Eski
Trabzon Milletvekili,
eğitimci, hukukçu ve yazar
Rahmi Kumaş, Çağdaş
Yayınlan'ndan çıkan
"Parlamentonun Boyutlan"
ile "Ben Değişrr.edim" adlı
kitaplannı imzalıyor.
Trabzon'daki "Of ve
Çevresi Kültür Derneği"
Jokalinde 14.00- 18.00 saat-
leri arasında gerçekleştirile-
cek olan imza günleri bugûn
ve yann olmak üzere iki gün
sürecek.
Hizbuitatiçı mafya
• MERStN(Cumhuriyet)-
Yasadışı yollarla çek ve
senet tahsilatı yapmak
isteyen yasadışı Hizbullah
örgûtü üyesi sekiz kişi
yakalandı. lçel Emniyet
Müdürlüğü'nce yapılan
açıklamaya göre
kendisinden zorla para tahsil
edilmek ıstenen ve otosu
gasp edilen bir kişinin
başvurusu ûzerine Mersin
Emniyet Müdürlüfü Terörle
Mücadele Şubesi tarafından
gerçekleştırilen
operasyonlarda çek senet
tahsilatının lideri olduğu öne
sürülen Sinan Güllü adlı
örgüt mensubu yakalandı.
Güllü'nün sorgulaması
sonucu yapılan ikinci bir
operasyonla da diğer yedi
kişi ele geçirildi.
Muftabirimize
saMni
• KÜTAHYA
(Cumhuriyet) - Gazetemiz
Kütahya muhabiri Ali
Kehribar, şeriat yanlısı
ögrermen Halit Balta'nın
ikinci kez saldınsına uğradı.
Müftülük binası önünde
önceki gün meydana gelen
olaydan sonra muhabirimiz
bir günlük rapor alırken
ögretmen Balta ise
mahkemeye sevk edildi.
DB> davasma
temyiz
• ANKARA (AA) - Ankara
DGM Başsavcısı Nusret
Demiral, DEP davası ile
ilgıli gerekçeli karann
yazımının devam ettiğini
belirterek 'Gerekçeli
karardan sonra temyiz
hazırlığımıza başlayacağız"
âedi. Başsavcı Demiral,
DEP davasında istedikleri
karann çıkmaması nedeniyle
DGM Başsavcılığı olarak
Yargıtay'a gideceklerini
hatırlattı. Demiral. "Bunun
için gerekçeli karann
yazılmasını bekliyoruz.
Temyiz hazırlığımıza,
karann yazılmasının
ardından başlayacağız" diye
konuştu
SSK'de
yolsuzhık
• ANKARA (AA)-
Yargıtay 5. Ceza Daıresi,
görev yaptıkları dönemde,
SSK Mensuplan Eğıtim ve
Dinlenme Tesisleri
Derneği'nde zimmetlerine
para geçirdikleri, evrakta
sahtecilik yaptıklan ve
görevlerini kötüye
kullandıklan gerekçesiyle
Ankara 5. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanan
Türk-Iş Gene! Mali
Sekreteri Enver Toçoğlu ile
sanıklar tbrahim Mungan ve
Rjfkı tyiaksu hakkında
verilen beraat karannı
bozdu. Yüksek Mahkeme,
davada yargılanan 11 sanık
hakkında verilen beraat
karannı da onayladı.
Oybifliği ile verilen kararda,
sanıklardan Türk-tş Genel
Mali Sekreteri Enver
Toçoğlu ile sanıklar tbrahım
Mungan ve Rıfkı
lyiaksu'nun ise 2908 sayılı
Dernekler Kanunu'nun 85-2
maddesindeki suçu
işledikleri belirtilerek
"Müfettiş raporu içeriği,
bilirkişi mütalaası. Hesap
Tetkik Komisyonu raporu
eklerine göre sanıklar
hakkında mahkûmiyet karan
verilmesi gerekirken,
haklannda beraat karan
verilmesi yasaya aykındır"
denildi.
RP, Anıtpark'a
otopark yapıyor
• DÜZCE (Cumhurrvet) -
Bolu'nun Düzce ilçesinde
bulunan 'Anıtpark'ın RP'li
belediyece otopark alanı
olarak belirlenmesi sert
tepkilere yol açtı. SHP ilçe
örgütünce yapılan basın
toplantısında, bunun
Atatürk'e hakaret anlamına
geldiği savunuldu. Toplantıda
"Atamızın anıtının araç
yoğunluğu ortasında
kalmasına asla izin
vermeyiz" denildi. Düzce
Çevre Koruma ve Geliştirme
Demeği de karara ilişkin
bildiri yayımladı.
Avukat Candan'ın katilleri için Menteşe ve Demiral dilek diledi:
Katili uışallalı yakalarız• Iki hafta önce kaçınlan ve
önceki gün cesedi bulunan
avukat Faik Candan cinayeti
ile ilgili soruşturma, Balâ
Cumhuriyet Savcılığı 'nca
sürdürülürken Ankara DGM
Başsavcısı Nusret Demiral,
'lnşallah failleri bulunur' diye
konuştu. Içişleri Bakanı Nahit
Menteşe de İnşallah faillerini
tespit ederiz' dedi.
GÖKSEL POLAT
ANKARA - Iki hafta önce ka-
çınlan ve önceki gün cesedi bu-
lunan eski HEP Ankara ll Başka-
nı ve Ankara Barosu avukatla-
nndan Faik Candan'ın öldürül-
mesiyle ilgili soruşturma. Balâ
Cumhuriyet Sa\ cılığı'nca sürdü-
rülürken, Ankara De\ let Güven-
lik Mahkemesi (DGM) Başsav-
cısı Nusret Demiral, *Bu für ci-
nayetler, insanı korkuya götürii-
yor. Ortada bir terör havası var"
dedi. Içişleri Bakanı Nahit Men-
teşe ise "Bu defa izier bulundu.
İnşallah faillerini tespit ederiz"
diye konuştu.
Soruşturmayı yürüten Balâ
Cumhunyet Savcısı Cihat İpek-
çi, soruşturmanın, avukat Can-
dan'ın cesedini bulan çobanın
verdiği ifade dogrultusunda ge-
nişletildiğini söyledi. Ipekçı,
"Cesedi bulan çoban, ifadesinde
'cesedi bulduğu saatten yarım
saat önce beyaz renklı bir araba-
dan iki kişinin ındiğini ve birsü-
re cesedın bulunduğu yerde do-
laştıktan sonra aynldıklannı'
söyledLJandarma, sılah sesi du-
yanolupolmadığınf araşönyor.
Aynca, cesedin bulunduğu böl-
gedeki kamyon şorörlerinin bil-
gisine başvuruyoruz" dedi.
Savcı fpekçi, Adli Tıp, otopsı
ve balistik raporlannın henüz
kendilenne ulaşmadığını, bu ra-
porlar geldikten sonra dosyanın
DGM'ye sevk edilip edilmeye-
ceğine karar vereceğini bildirdı.
Demiral: İğrenç bir şey
DGM Başsavcısı Nusret De-
miral da Cumhuriyet'in sorusu
üzerine, avukat Candan cinaye-
tinde örgüt parmağı bulunduğu-
na ilişkin henüz bir ipucu görül-
mediğini söyledi. Son bir yılda
işlenen cinayetlerin ardında.
"özel nedenler" bulunabileceğı-
ni kaydeden Demiral. "Burada
bir örgütün üstlenmesi diye bir
şey yok. Bizim görev alanınıızbel-
IL Eğer böyle bir şey ortaya ÇH
karsa soruşturmayı "biz yürütü-
rüz"dedı. Candan'ın öldürülme-
sini, "Çok iğrenç bir şey" olarak
nitelendıren ve "Alıp görürüyor-
lar adamı, kurşuna diziyoriar.
Birçok cinayet böyle" görüşünü
dile getiren Demiral, "Bu rürci-
Candan'ın cenaze törenine katılanlar cinayeti protesto ederek, "Başbakan Çiller, sıra kimde?" diye
slogarüar atarak sorumlunun kontgerilla olduğunu söylediler. (Fotoğraf: A A)
Demokratik kitle örgütleri saldırıyı protesto etti
Candan cinayetine tepki büyük
ANKARA/tZMİR (Cumhuriyet) - Faili
meçhul cinayetler zincinne Ankara'nın Balâ
ilçesi yakmlannda cesedi bulunan eski HEP
Ankara tl Başkanı avukat Faik Candan'ın da
eklenmesi, demokratik kitle örgütlerinin
tepkisine neden oldu. Türkiye Barolar Birliği
(TTB). savunma mesleğine yönelik saldınlann
önlenmesini ısterken, SHP Jçel Milletvekili
Fikri Sağiar, terörün bittiğı söylenmesine
karşın, karanhk güçlerin başkentte
çahşmalannı yürüttüklerini kaydetti. Çağdaş
Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı
avukat Şenal Sanhan ve ÇHD Ankara Şubesi
Başkanı avukat Kazım Genç. yaptıklan ortak
açıklamada. faili meçhul cinayetler zincinne
avukat Candan'ın da katılmasına karşı
tepkilerini, "Ötümlere yeter, banşa evet"
diyerek dile getirdiler. Ankara Barosu Başkanı
avukat Tuncay Alemdaroğlu, açıkJamasında.
bulunması yönünde büyük çaba harcadıklan
Candan'ın öldürülmesinin son olmayacağını,
faillenn bulunamamış olmasının canilere
cesaret verdiğinin anlaşıldığını kaydederek
"Kim ya da kimier. hangi güç, öldüren ama iz
bırakmayan hangi prufesyonel Örgüt,
meslektaşlanmızı neden öldürüyor" sorusunu
yöneltti. İşlenen her faili meçhul cinayetin
cinayetin demokrasiye, hukuk devletine
ındırilen birer darbe olduğunu kaydeden
Alemdaroğlu, "Hangi nedenle olursa olsun
savunma mesleğini yapan avukatlara karşı
işlenen cinayetler kesinlikle ayduılannıalıdır"'
dedi. İHD de yaptığı açıklamada cinayetlerin
sır ve gizlilik perdesi altında unutturulmak
istendigini kaydederek "Kürt işadamlan ve
avukatiara yöneük bu cinayetler. belli bir
merkezden, planlı ve sistemli olarak organize
edikliğine dair kanıian güçlendiriyor. Herkesi
yaşam hakkını savunmava çagınyoruz" dendi.
Türkiye Insan Haklan Vakfı Genel Sekreteri
.Mahmut Tali Ongören de yaptığı açıklamada,
Candan'ın önce kaçınlması ve arkasından
öldürülmesinin, devletin ve hükümetin
acızliğinı kanıtlayan birbaşka faili meçhul
cinayet olduğunu kaydetti. Birleşik Sosyalist
Parti'den yapılan açıklamada, iktidann, Kürt
sorununun çözümünde militarist yöntemleri
benimsediği ve bu politıkalannın
çözümsûzlüğünü göremeyecek kadar
körleştiği iddia edildi. Izmir Barosu Başkanı
Kasnn Sönmez de konuyla ilgili olarak yaptığı
açıklamada. "Böylesine insanhk dışı bir olay ın
cereyaruna devletin seyirci kaidığını görmek,
demokrasi adına üzüntü verickür" dedi.
nayetler, insanı korkuya gStürfi-
yor. Ortada bir terör havası
var"dedi. Demiral, isminin faili
meçhul cınayetlerle birlıkte anıl-
masını da eleşrirerek şunlan söy-
ledi: "Cinayetleri çözemedi diye
bir siirii şey var. Nusret Demiral,
cinayeti çözmez, evrakı çözer. "
Demiral. cinayet için.
u
İnşallah
failleri bulunur" dileğini dile ge-
tirdi. Menteşe de gazetecılenn
cinayetle ilgili sorulannı yanıt-
larken. "Bir tuzağa düşürülme
olayı üzerinde durayoruz" diye
konuştu.
Cinayetin bütün yönleri ile
araştınldığını kaydeden Mente-
şe. avukat Candan'ın öldürülme-
sinin diğer cinayetlerle bir bağ-
lantısı olup olmadığı yönündeki
soruya. "Hayır. geçen defa bili-
yorsunuz.Saglık Bakanlıgı leftiş
Kunılu Başkan Yardımcısı (Na-
mık Erdoğan) bir başka şekilde
böyle kaçınldı. Belki ikna edile-
rek götürüldü, bilmiyorum. O, iz
bırakmadı. Bunda iz tespit edil-
di. Parmak izi var, kovan var. İn-
şallah failleri tespit ederiz"
yanıtını verdi.
Tören
Cenaze
polis
zoruyla
kaldınldı
• 2 aralıkta kaçınlan
HEP Ankara II Başkanı
Avukat Faik Candan'ın
cenazesi polisin
baskısıyla yakınlannın
isteğine rağmen bir gün
önceden kaldınldı.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara'da, avukat ve
bürokratlara yönelik faili
meçhul cinayetler zincirine
kurban giden avukat Faik
Candan'ın cenazesi, polıs
baskısıyla yakınlannın
isteğinden bir gün erken
kaldınldı.
Ankara Barosu avukatlanndan
Faik Candan için ılk olarak
adlıye binası önünde. tören
düzenlendi. Cüppelenyle
toplanan avukatlar, daha sonra
Maltepe Camisi'ndeki cenaze
törenine katıldı. Avukatlar,
Candan'ın yakınlan ve çok
sayıda yurttaşın. cenaze arabası
eşliğinde Maltepe Camisi'nden
Sıhhiye Köprüsü'ne kadar
yürüyüşünde. "Başbakan
Çiller sıra kimde?". "Faik'in
katili kontrgerilla". "Faik'ler
ölmez"sloganları atıldı. Tören
sırasında. cenazeye katılanlann
kimlik kontrolünü yapmak
isteyen polis, dırenmeler
üzerine vazgeçti.
Eski DEP Muş Milletvekili
Sım Sakık. Bağımsız Şırnak
Milletvekili Mahmut Alınak
ile Bağımsız Muş Milletvekili
Mehmet Emin Sevw, Insan
Haklan Derneği Başkanı Akın
Birdal. Türkiye Barolar Bırlıği
Başkanı Önder Sav ve Ankara
Barosu Başkanı Tuncay
Alemdaroğlu'nun da katıldığı
törenin ardından. Candan'ın
cenazesi Karşıyaka
Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Yakınlan, polisin. cenazenin
erken kaldınlması için baskı
yaptığını belirtırken, emniyet
yetkilileri, cenazenin cuma
günü kalkması sırasında
provokasyon olabileceğı
kaygısıyla uyanda
bulunulduğunu ıfade ettiler.
El-Ezher'den aldıklan sahte belgeyle, Türkiye'deki ilahiyat fakültelerine geçiş yaptılar
Şeriatçı sahtekârlığa suçüstü
YUSUFÖZKAN
ANKARA - "Şeriatçıya sahte
diploma" olayı boy-utlandı. Tür-
kiye'de liseyi bıle bitiımemiş çok
sayıda şeriat yanlısının sahte bel-
gelerle dipkoma aldıklan Kahi-
re'dekı El-Ezher Üniversite-
si'nden 700 kişinin kaydının sı-
linmesinin ardından, şeriatçıla-
nn yasadışı yollardan Türki-
ye"deki ilahiyat fakültelerine ya-
tay geçiş yaptıklan ortaya çıktı.
Türkiye'nin Kahire Eğitım
Ataşeliği'nin uyansı üzerine,
sahtekârlık yaptıklan belirlenen
ve şeriatçı olduklan öne sürülen
çok sayıda kişinin 19 Mayıs ve
Erciyes üniversıtelerinden kay-
dı silindi.
Yaptığı incelemeler sonunda,
şeriatçı olduklan savlanan 700
kişinin sahte belgelerle Mısır'da
öğrenci olmadıklan halde. öğ-
rencı gibı göründüklerini belge-
leyerek, El-Ezher Üniversite-
İstanbul Haber Servisi - Adını 12 Mart ve Sa-
n Zeybek belgesellerine yaptığı bestelerle duyu-
ran Fahir Atakoğlu, "İstanbul 2000 OlimpiyatT
isimli bestesinin Yeni Demokrasi Hareketi tara-
fından izinsiz kullanılmasına tepki gösterdi. Ko-
• Türkiye'nin Kahire Eğitim Ataşeliği'nin çalışmalan sonucu, sahte diploma
olayının yatay geçiş boyutu da ortaya çıkanldı. Ataşelikten tüm üniversitelere
uyan yapıldı. Erciyes ve 19 Mayıs üniversiteleri de sahte belgelerle yatay geçiş
yapan çok sayıda şeriatçıyı saptayarak kaydını sildi.
si'ndenilişiğinikesenvebuyüz- çok sayıda kişinin kaydının si- gi nedenle gitmiş bümiyoruz.
den şeriatçılann boy hedefi ha- lindiği saptandı. Burda üniversiteyi kazanama-
mış, gitmiş. Bunlara iyi gözle
bakmıyoruz. Oyüzden konsolos-
luk tasdikini şart koşuyoruz"gö-
rüşünü dile getırdı.
Erciyes Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi'nden de El-Ezher'den
sahte belgelerle yatay geçiş yap-
tığı belirlenen 7 kişinin kaydının
silindiği öğrenildı.
Şanlıurfa Harran Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dekanı İbra-
him Canan da fakültelerine. El-
Ezher'den yatay geçiş yapmak
için başvurular bulunduğunu
söyledi. Canan, bu öğrencilerin
Türkiye"deki öğrencilere oranla
yetersiz ve başansız olduklannı
vurgulayarak şöyle konuştu:
"Başvurular var, ama bunlar
kuruldan geçmedi. Oğrenci de-
vamsızlık yapıyor, ama yinede SH
nıfi gecri görünüyor, bu şekilde
yatay geçiş yapmak istiyor. 5-6 ki-
zel, şeriatçı olduklan savlanan
çok sayıda kişinin sahte belge-
lerle Türkiye'deki ilahiyat fakül-
telerine yatay geçiş yaptıklannın
belırlendiğini bildirdi. Güzel, en
son 9 Eylül 1994 tarihinde, sah-
te belgelerle El-Ezher'den Izmir
9 Eylül Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi'ne yatay geçiş yapmak
isteyen Hafiz Kara'nın, uyanlar
üzerine kaydının yapılmadığını
söyledi.
Güzel'in açıklamalan doğrul-
tusunda Cumhuriyet'in yaptığı
araştırmalar sonucu, 19 Mayıs
ve Erciyes üniversitelerine sah-
te belgelerle yatay geçiş yapan
19 Mayıs Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dekan Yardımcısı Hü-
seyin Peker, sahte belgelerle ya-
tay geçiş olayını doğrulayarak
"Oldu. Biz birkaç kişinin kaydı-
nı sildik" dedi. Şu anda yatay ge-
çiş yapmak isteyenlerden Kahi-
re Büyükelçiliği'nden onay yazı-
sı getirmelerini istediklerini söy-
leyen Peker. "Konsotosluktasdi-
ki oknadan üniversitenin gön-
derdiği yazıyı kabul etmiyoruz.
Bu tür belgeİeri işleme koymuyo-
ruz"dıye konuştu.
El-Ezher'den yatay geçişlen
"tasvip etmediklerini" vnrgula-
yan Hüseyin Peker, "Zaten han-
Fahir Atakoğlu bestesine sahip çıktı
nunun telif ücretı boyutunu aştığını söyleyen Ata-
koğlu,"Ben adınun müflğimle duyulmasını iste-
rim. Bir politik akını ya da partiyle değil" dedi.
Atakoğlu. 2000 Olımpıyatlan için bir reklam
evinin hazırladığı "tstanbul 2000 Olimpiyatı"
bestesinin izin vermediği halde
Yenı Demokrasi Hareketi tarafın-
dan kullanıldığını söyledi. Yeni
Demokrasi Hareketi'ni saygısız
davranmakla suçlayan Fahir Ata-
koğlu, "Bestemi kullanan bir par-
ti ya da vakıf ounuş önemli değil.
Önemli olan benim iznim olnıa-
dan kulianılmış olmasıdır" dedi.
Hıçbır polıtık akım ya da partiy-
le bağının olmadığını vurgulayan
Atakoğlu, şöyle devam etti: "Be-
nim dilim müzik. Düşüncelerimi
bu şekilde ifade ederim. Bestele-
rimin izinsiz olarak kullanılması
da benim ağzundan konuşmaknr.
Hem bestelerim izinsiz olarak
kullanılıyor, hem de bu politik ha-
reketle bir bağım otduğu sonucu
ortaya çıkıyor. Tüm bunlara son
verilmesini, yaratıcıhğa saygı gös-
terilmesini istivorum."
şi var. Sınava tabi tutruk, yeter-
sizler. Yıllardan beri bu tür istek-
ler var. Ben Erzurum'dan gel-
dim. Atarürk ÜnKersitesi'ne de
benim dönemimde 40'a yakın
müracaatoldu. Bunlardan sade-
ce 2'si işeyarar bulundu. Duydu-
ğumuza göre bunlar, okula de-
vam etmiyor. Röşvet verip beige
alıyor, yeniden Türkiye'ye geli-
yorlar. Hile olduğu bilgisindeyiz.
Çok müracaat var. Ama biz ön-
celiği Türkiye'de okuyan öğren-
cilere tanıyoruz."
Ancak Canan'ın açıklamala-
nnın aksine, Harran Üniversite-
si İlahiyat Fakültesi'nin de El-
Ezher'den yatay geçiş yapan ve
şeriatçı olduklan öne sürülen ki-
şilen kabul ettiği öğrenildi. Tür-
kiye'nin Kahire Eğitim Ataşesi
Abdülhadi Güzel. El-Ezher de 3
yıl üst üste sınıfta kalan ve 1111
sayılı Askerlik Yasası gereği öğ-
rencılik hakkı kalmayan Salih
MürşitEmek'ın. sahte belge dü-
zenleyerek, geçen eylül ayında
Harran Üniversıtesf ne yatay ge-
çi^ yaptığını söyledi. Güzel,
"Universitenin kayıt öncesi bize
sorması lazım. Ama sormadılar.
100. Yıl, Erzurum Atarürk ve
Harran üniversiteleri bize sor-
madan öğrencilerin getirdikleri
belgeler dogrultusunda kayıt ya-
pıyoriar" dedi.
Ankara Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi'nin de Ezher'den yapı-
lan yatay geçişleri kabul etmedi-
gi belirtilirken. Van 100. Yıl
Unıversitesi dışındaki tüm üni-
versitelerin, yatay geçiş için ge-
len öğrencilerden Kahire Büyü-
kelçiliği'nden alınmış onay yazı-
sı istedikleri belirtildi. Ancak,
100. Yıl Üniversitesi İlahiyat Fa-
kültesi'nin böyle bir belgeye ge-
reksinim duymadan, sahte bel-
gelerle yapılmış çok sayıda ya-
tay geçişi onayladığı belirtildi.
Türkiye'nin Kahire Eğitim
Ataşesi Abdülhadi Güzel, Cum-
huriyet'in kamuoyuna duyurdu-
ğu sahte diploma olayjarının ar-
dından, Van 100. Yıl Üniversite-
si tlahiyat Fakültesi Sekreteri
İbrahim Başar ile ö^retim üyesi
Ali İhsan Pala'nın 12 kasımda
Kahire'ye giderek, El-Ez-
her'den, yatay geçiş yapan kişi-
lerin belgelerini istediklerini
söyledi. Güzel, fakülteyetkilile-
rinin, yatay geçişler sırasında ol-
duğu gibi, Kahire'ye gidişlerin-
de de kendilenne başvurma ge-
reğı duymadıklannı belirterek,
şunlan söyledi:
"İbrahim Başar ve Ali İhsan
Pala, yatay geçiş yapanlann bel-
gelerini istemek üzere El-Ezher'e
başvurmuşlar. OkuL bunlan 15
gün ovalamış. Sonunda belgeyi
alamayacaklannı anlayınca ba-
na başvurdular. 'Efendım, 15
gündürburadayız. Belge verme-
diler. Siz bir yazı yazın da ver-
sinler' dediler. "Beyefendi, 15
gündür neredeydıniz? Erzurum
Atarürk ve Kayseri Erciyes üni-
versitelen benden yazı istedi bu
konuda, onlara gerekli bilgiyi
verdık. Sıze de gönderirdik' ded-
im. İstedikleri vazıyı verdik. an-
cak El- Ezher hâlâ belge vermedi.
Van'a belgeİeri biz gön-
dereceğiz.*'
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Banşı Denemek...
DEP davası sonuçlandı.
8 aralık günü verilen karann dışarıda da büyük yankılan
oldu ve elbette olumsuz yankılardı bunlar. Ünlü Le Monde
gazetesinin, 10 aralık günlü nüshasında yayımlanan Türki-
ye Çıkmazda adlı başyazı bunlardan biriydi.
Şu görüşlere yer veriyordu gazete:
"Devlet Güvenlik Mahkemesi, bölücülükle suçlanan se-
kiz Kürt milletvekiline karşı yöneltilmiş en ağır suçlamalan
son anda kaldırarak, kellelerini kurtardı onlann. Ancak, ara-
lanndan beşini on beş yıl hapis cezasına çarptıran bu "gü-
dük' davanın sonunda verilmiş karar, kimi doyurabilir ki?
"Türkiye'nin, Avnjpa Birliği'nin kapılannı yeniden çaldı-
ğı; Kürt hareketinin başlıca gücü olan PKK yöneticilerinin,
silahlı mücadele ve terorizm olmasa bile, bölücülükten vaz-
geçtikleri bir sırada, söz konusu karann sonuçlan şunlar ola-
cak: Biryandan, Ankara'nın dışardaki saygınlığını azaltır-
ken; öte yandan, Kürtlerin hınçlarını çoğaltacak ve arala-
nndan en aşın olanlan yeniden şiddeti başlatmakta yürek-
lendirecek. Bir şeyi daha yapacak: Başlarda, bugünkü ni-
teliği taşımasa bile, 'ulusal duygu'yu canlandınp körükte-
yecek. Türkiye'nin Kürtleri, kültürlerinin tanınmasıyolunda
hep mücadele etmiş de olsalar, çoğunlukla ve Irak'taki N-
sımlannın tersine, ülkesel bir özerkliğin arkasında değiller.
Savaşın on üç bin kurbanı, yerle bir edilen köyler, yerin-
den yurdundan edilmiş insanlar, felakete uğramış birhale
getirmiştir bu bölgeyi. Her şey şunu gösterir gibidir: Tür-
kiyeli yetkililer, güce dayanan bu politikalanndan vazgeç-
me niyetinde görünmüyohar. Bunun gibi, bu azınlığa kül-
türel bir özerkliğin en azını bile tanımak için hazırlanmışa
benzemiyohar. Anadolu'daki bu savaş sayesinde, oysan-
dıklarında yitirdikleri saygınlığa yeniden kavuşan orduyla
karşı karşıya kalmış, gitgıde bastıran Islamcı tehlikeyi gö-
ğüslemek zorunda bulunan, ülkenin genelinde geçerli ak-
çe olan milliyetçiliğin egemen olduğu bir ortamda, Sayın
Çiller, öyle görünüyor ki, Kürtler karşısında bir 'başka po-'
litika'yv benimseme yolunda gerekli otoriteye sahip değil.
öyle olunca da, Çiller, on yıldan beri bırbirini izleyen hükü-
metlerin gelip saplandıklan çıkmazdan sıynlıp, -o uğursuz-
baskı ve terorizm diyalektığıne son verebılecek bir açılış si-
yaseti öneremeyecek durumda.
Ankara'da verilmiş olan karar, yalnız insan haklannı sa-
vunan kuruluşlann tepkisiyle karşılaşmadı, Avrupa'daki bir-
çok hükümetler de yehnde bulmadılar bunu. Bu hükümet-
ler, vanlan karardan somutsonuçlarçıkaracaklarşimdi, ör-
neğin Avrupa Birlığı'ne girmeyolunda Türkiye'nin istemi-
ne venlecek yanıtlara ağırlıklarını koyacaklar. Aslında kolay
olmayacak bu; çünku, bu ülkenin, ozellikle duyarlı ve teh-
likeli bir bölgede oynadığı yaşamsal rolu göz önünde tuî-
malı. Bu bölgede Batı'nın güvenlıği açısından önemli bir
konumdaki Türkiye, Batılılann kendisine ne denli muhtaç
durumda olduklarının farkında. Ankara, Avrupa Birliği'nde
hayali bir yer tutmakla yetinmekten çok, bölgedeki güçlü
konumuna oynamayı yeğlemişe benzer şimdi.
Kuşkusuz, garipyazgılı birülke Türkiye: Diktatörlükle de-
mokrasi, Islamla laiklik, Doğu 'yla Batı arasında istediğini se-
çebilmiş durumda değil. Bu çifte görünüm de, kendisine
kur yapılan ve çekinilen bir ülke olmayı sağlıyor ona."
Işte, Le Monde'un başyazısında söyledikleri!
Eklemek isterım: Kürt sorunu, çok boyutlu bir gerçekli-
ğin içinde yer alan -yine çok boyutlu- bir sorundur. öyle ol-
duğu için de, onu çözmeye kalkacak poWikalar, sıradari'pe—
litikalar olamaz. • • • ' W
Türkiye'nin bugün geltpgırdiğı çıkmazda, bu tür poütika- •
ların payı büyük.
Nitekim, DEP davası, aptalca açılmış bir davadır. Görü-
şü sığ çevrelerin, sıyasal amaçlarla bilerek tezgâhladıkları
bir oyundur Bu yüzdendir ki. elimizde, hâşâ hukuksal de-
ğil, siyasal bir karar vardır; kimse kimseyi aldatmasın!
Kürt sorununun çözümünü yokuşa sürme yolunda, ne la-
zımsa yapılmıştır bugüne degin; ama çözümü dogrultu-
sunda bir yol vardır ki, denenmemiştir hiç: Banşçı yoldur
bu!
Önce silahları susturmak ve akan kanı durdurmak; son-
ra da, aklın ve tarihsel gerçeklerin ışığında, soruna eğilmek.
Aydınlığa bu yol çıkaracak bizi!..
Habur'da Cekic Cüc skandalı
îki yardım görevlisi
hakkında dava açıldı
ERGÜN AKSOY
ANKARA - Diyarbakır Dev let
Güvenlik Mahkemesi'nde
(DGM), HaburSınır
Kapısı'ndan Türkiye'ye silah
ve mermi sokmak isterlerken
yakalanan bin ABD'lı, dığen
Ingiliz vatandaşı iki kişi
hakkında "teşekkiil
oluşturarak silah kaçakçılığı'*
yapma savıyla dava açıldı.
Çekiç Güç denetiminde
olduğu bildirilen Uluslararası
Yardım Koordinasyon
Merkezi'nde görevlı ABD'lı
Joseph Michael Donahue ile
İngiliz Christopher James
King'in adreslerinde
bulunamaması üzerine, DGM
gıyabi tutuklama karan
çıkardı. Diyarbakır DGM
yetkilileri, sanıklarla ilgili
ABD ve İngiliz elçiliklerine
yazı yazdıklannı, ele geçirilen
malzeme arasında, genelde
PKK'lilerin suikast
eylemlerinde kullandıklan
Kanas tipi silahın
mermilerinin de buiunmasının
dikkat çekici olduğunu
söylediler. Geçen mayıs
ayında Habur Sınır
Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş
yaparken araçlannda silah
yakalatan ve Silopi'deki adli
makamlarca ilk sorgulan
yapıldıktan sonra tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakılan Joseph Michael
Donahue ile Christopher
James King hakkında dava
açıldı.Diyarbakır DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı'nca
sanıklar hakkında hazırlanan
iddianamede, sanıklann
Kuzey Irak'taki Uluslararası
Yardım Koordinasyon
Merkezi'nde (UN-RCC)
görevlı olduklan belirtilerek.
şöyle denildi: "Sanıklar,
haksız kazanç temin etmek
için önceden aralannda
anlaşarak, Türkiye'ye, kaçak
olarak silah, mermi ve şarjör
sokmak istemişlerdir.
Habur'da güvenlik güçlerince
yapılan kontroller sırasında
yakalannıışlardır. Araç içinde
özel bölme ve zuia oimamakla
biriikte, şarjör ve mermiler Uk
bakışta fark edümeyecek
şekilde, araçtaki mühtelif
yertere gizlenmiş olarak
bulunmuşlardır. Sanıklann
önceden aralannda bir
anlaşmanın var olması,
kaçakçıuk konusunda
iradelerinin birieşmesine
neden olmuşrur. Fiili haksız
kazancın temini için, suçu
biriikte işlemiş bulunmalan
karşısında teşekkülün
varlığının kabulü gerektiği
bilirkişi raporu ve tutanağı
düzenleyenlerin bfvanlan
sonucu anlaşılmıştır."
Araçtaki kontrol sırasında,
38'i Kanas, 217'si Kaleşinkof
olmak üzere, toplam 276
mermi, 3 adet Kaleşinkof
şarjörö. bir adet tabanca ve
80'lik Tambora şarjöriinün
bulunduğuna dikkat çekilen
iddianamede, Joseph Michael
Donahue ve Christopher
James King'in 6136 sayılı
Ateşli Silahlar Kanunu'nun 1.
3. ve son maddeleri uyannca
yargılanmalan gerektiği
belirtilerek, sanıklar hakkında
5-15 yıl arasında değişen
hapis cezalannın verilmesi
istedi.Adreslerinde
bulunamadıklan için DGM'ce
haklannda gıyabi tutuklama
karan çıkanlan sanıklar.
yakalandıktan sonra
Silopi'deki ilk
sorgulamalannda, Kuzey
Irak'ta Çekiç Güç'ün
denetimindeki uluslararası
yardım kuruluşlannda
çalıştıklannı, menni ve
şarjörlerin kendilerini
korumakla yükümlü
peşmergelere ait olduğunu
savunmuşlardı.