30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16ARAUK1994CUMA 10 DIŞ HABERLER 1 Ocak 1995'teyürürlüğegirmesi öngörülen Mali IşlerProtokolü için hâlâ anlaşmayok Çözülemeyen düğüm: MaliprotokolÖZGEN ACAR Avmpa Birliği ile Tûrkiye arasında 1 Ocak 1995'te yürûrlüğe girmesi öngörülen Cûmriik Biriigi Anlaşması'yla eşdeğerlı MaB tşler Protokolü ıie ılgıli anlaşmazlık hâlâ sürüyor. Tûrkiye, Gümrük Birliği anlaşmasının kabulüyle gümrüklen, damga resmini ve Toplu Konut Fonu'nu (TKF) kaldıracagı için kamu gelirlerinde önemli kayba uğrayacak. Anlaşmaya göre TKF, 1995 yılı içinde kaidınlacak. Aynı yıl içinde sadece TKF'den beklenen değer, 56 trilyon lira (yaklaşık 1.5 milyar dolar) olarak öngörülüyor. Vergi ve rüsumlar ile öteki sektörel kayıplann ve aynca AB'ye uyum için gerekli olan altyapılanma giderlerinın Türkiye'ye yaklaşık 3-4 milyar dolarlıkbir yük gerireceği hesaplanıyor. Bu nedenle Tûrkiye sadece Gümrük Birliği'nin değıl, aynı anda Mali tşler Protokolü'nün de 19 araiıktaki AB Ortaklık Konseyi'nde imzalanması gerektiğinde ısrar ediyor. Ankara, bugüne degin yapılan karşılıklı toplantılarda Gümrük Birliği'nin başanyla işlemesi için komisyon tarafına daima "mali işbirtiğine işlerlik ka/andınlması gerektiğini'" vurguladı. Aksı halde bu birliğin Türkiye"nin kendı fınans kaynakları ile gerçekleşmesinin olanağı bulunmadığı ve anlaşmanın "ödemeler dengesi" üzennde yük olacağı anlatıldı. AB. Türkiye'nin vergi ve TKF kaybını karşılamayı ve aynca ekonomik destek vermeyi ilke olarak kabul ediyor. Ancak Yunan vetosundan kurtulmak için bunun bırprotokolle imzalanması yerine. bir "büdirinTle yapmavı düşünüyor. Ancak Tûrkiye, Yunanistan'ın AB'ye girişinden sonra 1982'den ben askıya alınan beş yıl kapsamlı 600 milyon ECU'luk 4. Mali Protokol gibi sürüncemede kalmasından kaygı duyuyor. AB, daha önceki 1964- 82 yılları arasında Türkıye'ye toplam 827 milyon ECU'luk yardım gerçekleştırmişti. Ankara bu konuda önceden belırlenmış, kesin tarihlerin saptanmasını ve her zaman Yunan vetosu ile mücadele etmemeyi amaçııyor. Şu ana kadar henüz çözümlenmemiş bu sorun üzerinde Brüksel ve Ankara'da formüller aranıyor. Mali Işbirlıği Protokolü'nde Yatay Akdeniz Siyasası (YAS) ve Avrupa Yatınm Bankası ile ilişkiler de düzenlenivor. Yunanistan 'ın çekinceleri 1. Kıbns sorunu çözümlenmeden Tûrkiye ile anlaşmaya gidilmemeli ya da Kıbns (Rum tarafi) Avrupa Birliği'ne (AB) tam üye olarak kabul edilmelidir. 2. Tûrkiye'de başta Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak iizere tüm bölgelerde insan haklanna saygılı davranılması sağlanmalıdır. 3. Yunanistan, Mali îşbirliği Protokolü'ne, 4. Mali Protokolde olduğu gibi itirazını sûrdürüyor. AB'NtN ANKARA TEMSİLCtSİ MICHAEL LAKE: Avrupa'da Türldye 'ye bir yer bulunacaktır Avrupa Birliği Ankara Baş Temsilcisi Bü- yükelçi Michael Lake, eski lngiliz gazete- cisi. Yıllar sonra Ortak Pazar'ın Brüksel ka- rargahında görev yaptıktan sonra AB adına dış görevlerde bulundu. Dört yıldır AB'yi Ankara'da temsil ediyor. Baharda görev sü- resi biteceği için Türkiye'den aynlacak. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin gelişme- sinde önemli ve olumlu katkılarda bulundu. Büyükelçi Lake bir diplomatın davranış bi- çiminden çok, bir gazetecinin açıksözlülü- ğu ile gerçekleri dile getiriyor. Son üç ay boyunca, tstanbul'da, Anka- ra'da ve Bursa'daki değişik kapsamlı top- lantılarda (21 ekim, 15 kasım, 21 kasım ve aralık tarihlerinde) yaptığı konuşmalardan derlediğimiz bazı paragraf- lan gelişigüzel alt alta sıra- lıyoruz: - 1996 ne getirirse getir- sin, evrim içindeki Avru- pa'da Türkiye için bir yer bulunacaktır. Yeter ki Tür- kiye, gerekli ölçütleri sağ- lasın. - Gerçekten de Türkiye 'Gümrük Birliği' yolunda oldukça yol almıştır. 1987 yılından bu yana gümrük tarifeleri öylesine düşürül- müştür ki geriye yaklaşık yüzde 10'luk bir bölüm kalmıştır. Ortak ticaret tari- felerinin benimsenmesi yo- lunda da aynı ilerleme gö- rülüyor. Şu anda, ülkenin dört kolla sanldığı, herke- t ~. « ••—e sin diline dolanmış olan yoksul bir Ülke değildır ve olan, belligüçte bir ortası- ünlü Toplu Konut Fo- Avrupa'ya ekonomik katkl nıfpazanna sahipolduğu- nu'nun AB üyelerindensa- sağlayabilir" <^ur. Bu da Avrupalı için sından felaketlere neden olmadan, bu bütün- leşmenin çözülmesi çok güç olacaktır. - Tûrkiye'de özel sektör, disiplini hıçe sa- yan ve kamu parasını seçim dönemlerinde har vurup harman savuran Ankara hükü- metlenni daha sıkı bir mali ve ekonomik di- siplin altında tutacağından, genelde güm- rük birliğini desteklemektedir. - AB gecikmeli de olsa, Gümrük Birliği ile gelişmekte olan büyük bir pazan kazan- maktadır. - Tûrkiye, Batı Avrupa'da bilindiği gibi yoksul bir ülke değildır. Banker ve işadam- lan kendi deneyimlerinden, gri ekonomi olarak adlandınlan vergilendirilememiş (ka- yıtdışı) yeraltı ışleri (mafya) biçimindekı resmi Türk ekonomisinin üzerine yüzde 50 ek gelir sağlanabileceğine inan- maktadır. Resmi olarak belirtilen yaklaşık 2000 dolarlık kişi başına ulusal gelır yerine bunun tam iki katının gerçekleşmesi iş- ten değildır. Kimı uzman- lara göre göre yakiaşık 15 milyon Türk vatandaşının kışı başına yıllık geliri 20 bın dolann üstündedir, ki bu da AB'ye üye birçok küçük ülkenin ortalaması- nın oldukça üzerindedir. Benim üstünde durduğum nokta, Türkiye'nin giderek " T " L-' D büyüyen ve Gümrük Birli- 1 urkiye öatl ği sağlandığında satın al- Avrupaaa sanıldıgı glbl m a gücü daha da artacak tın alınan mallar kapsamı dışında tutularak yasadışt dışalım vergilerinin kaldınlması bu yolda çok önemli bir adım olacaktır. - Tanmda bile Türkiye'nin AB üyelerine yaptığı dışsatımın yüzde 94'ü ayncalık söz- îeşmelerine bağlı olup, yüzde 80'i de tü- müyle vergi dışı tutulmuştur. Topluluğun hâlâ vergi uyguladığı 44 ürünün en önemli- si olan fındıktan kesilen vergi bile yalnızca yüzde 4 oranındadır. - Üye ülkelerin Birliğe üye olmadan ön- ceki dış ticaretlerine göz atacak olursanız, o günlerde toplam dış ticaretlennin yalnızca yüzde 35-45'ini Avrupalı komşulan ile ger- çekleştirdikleri görülür. Örneğin, Porte- kiz'in dış ticaretinin yüzde 75'ini ortaklan olusturur. Tûrkiye için bu oran, daha şimdi- daha çok iş anlamına geli- yor. - Bana sık sık Türkiye'nin AB'ye katılı- mı ile ilgili beklentilerimin ne olduğu soru- luyor. Tek söyleyebileceğim, beklenti- lerimin, öncelikle tam anlamıyla sivil düşüncelerin özgürce dile getirilebildiği ve AB sözleşmesınin F-2 maddesi gereğince, Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nde belir- tilen insan haklarının tümüyle gözetildiği biranayasanm varlığma bağlı olduğu...O za- mana dek tam üyelik sorusu yanıtsız kalacaktır. Gerekli koşullann sağlanıp sağ- lanmaması Türkiye'nin bilecegi bir konudur. Bu konuda bir adım atıldığında karşılıklı kuşku ve kaygılann silineceğin- den eminim. - Japonlar ve Koreliler Tûrkiye'de yatınm RÜTgarlartersyönden esiyor den yüzde 50'dir, ki bu da her yıl iki taraf yapmaya başladılarsa bunu sadece Tür- için 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluş- turmakta ve bu ülkeyi (Tûrkiye) şimdiden en büyük 10 ticari ortak arasına sokmaktadır. - Tûrkiye'de köktenci siyasal değişiklik- ler olmakla birlikte, yatınm ve işgücü açı- kiye'nin iç tüketimine yönelik olduğunu düşünmeyiniz. Bunun, Ortadoğu'da banş süreci ile Orta Asya cumhuriyetlerinde baş- layan fırsat ve gelişme olasılıklanndan kay- naklandığını da unutmayınız. Türkiye'nin Avrupa Birliği ile gümrük birliğine girip giremeyeceğinı belirleyecek olan Ortaklık Konseyi toplantısı yaklaşırken, rüzgarlar ters yönden esmeye başladı. Bir süre öncesıne kadar Yunanistan'm vetosu gümrük birliğinin önündeki tek engel olarak görülürken Avrupa Parlamentosu da birlik için ayak sürümeye başladı. AB'nin yasama organı olan parlamentoda gözlenen Tûrkiye karşıtı güçlü eğılimin en önemli nedeni, insan haklan alanında Türkiye'nin son günlerde yitirdiği puanlar. Avrupa Birliği liderlerini bir araya getiren Essen Zirvesi'nden bir gün önce DEP milletvekillerinin ağır hapıs cezalanna çarptınlmalan. zirvede Türkiye'ye karşı bir tavır gelışmesıne neden oldu. 'Türkiye'yi gümrük birliğine kabul efmek' için ortak lanna baskı yapma niyetıyle zırveye gelen Almanya Başbakanı Helmut Kohl bile Ankara'yı savunamadı. Başbakan Tansu Çiller'in AB liderlen nezdınde başlattığı seferberligın Türkiye'yi gümrük birliğine taşımaya yetip yetmeyeceği henüz belırsiz, ancak gözlemciler Türkiye'nin Avrupa ile yakınlaşmak için Yunanistan'm vetosundan önce kendısini aşmak zorunda olduğu görüşünde birleşiyorlar. Cümrük Birliği muhasebesi / 2 Yabancı sermaye akışı artacak Yabancı sermaye ve teknoloji girdisl • 7. Türkıye'dekı ucuz emek. (güvenilır ekonomik ortam ve • demokratik koşullar olduğu takdirde) önemli oranda yabancı sermayeyi çekecekttr. Türkiye'ye yabancı sermaye ve teknoloji girdisi artacağı için AB ile rekabet edebilecek daha kalıteli, yüksek standartlı mal ve hizmet üretilebilecektir. Bu ilışkıler, AB'nin iş anlayışını ve disiplinini zaman içinde Türk ışletmelennde de yaymış olacaktır. Bu yatınmlardaki üretim. yerlı tüketım dışında, AB ya da 3. ülkelere ihraç edıleceğı ıçın Türkiye'ye önemli rekabet, döviz ve kaynak gırdısı ile istihdam artışı sağlanacaktır. Canı sıkılanlar 8. Tûrkiye'de AB ile yapılacak bu anlaşmadan zarar görecek "™ sektörlerin başında rekabet gücü zayıf olan beyaz eşya, demir-çelik, elektrıklı araçlar ve kımyasal maddeler geliyor. Ancak Tûrkiye Ingıltere'ye 300 bin, Fransa'ya 200 bin buzdolabı satarken. Almanya'ya bir tane bile ihraç edememıştir. Bunda Almanya'nın buzdolabı standartlannda. örneğin bir vida değışikliği. Türk bıızdolaplannın Almanya'ya gırişinı önlemektedir. Türk yapımcılar bu standartları yerine getırdiklen takdirde zamanla sıkıntılan kalmayabılecektir. Ancak ne olursa olsun. bazı yabancı mallar. kalıtesız ve yüksek fiyata satılan. onanm ve bakım güvencesi bulunmayan bazı yerlı ürünleri devre dışı bırakabılecektir. 9. A) Avrupa'da yaşayan 2.5 milyon Türkün AB üyelen arasında serbest dolaşımı gerçekleşebilecektir. Bir AB ülkesinde yaşayan T Türk, (Tûrkiye'dekiler değıl) öteki ülkelere vıze almadan gidebilecektır. (Ancak 11 ülke bu konuyu benimserken, Almanya'nın henüz "evet"demediği bıldıriliyor.) B) Avrupa'daki Türk ışçılenne AB'nın her ülkesinde değişik uygulanan "toplumsal güvenlik"tekı dağınıklık gıdenlecek ve AB'nin "tek tip"uygulamasına geçilecektır. 10. Gümrük duvarlannın kaldınlması ile Türkiye'nin AB'den mal ve hizmet alımı artacağı için Dış Ödemeler Dengesi'ndeki açık ^ büyüyecektir. Bu nedenle dövize olan ıstem artacak. TL zayıflayacak ve ekonomik ıstikrann sağlanmasında güçlüklerle karşılaşılabilecektir. Korsanlığa paydos 12. Bundan böyle TRT de dahil olmak üzere. özel televizyonlar ya da yazılı basın. isteryerli, ıster yabancı. bir sanat \e fikireserini ^ dilediğı gibi kullanıp makaslayamayacaktır. "Korsan kaset korsan kitap, korsan video" ve gazetelerde uygulanan "makas > p azı ve resim'" olaylarına bundan böyle yaptınmlar uygulanacaktır. ^ " 13. Bazı sektörlerde önemli ölçüde ışçı çıkanmlan yaşanırken. bazı + sektörlerdeki genişleme yeni istihdam olanaklan yaratılacaktır. Türklere söz hakkı yok 14. Türkıye. AB'ye "tam üye"olmadıgı için Avrupa Parlamentosu'nda ve AB'nin öteki karar organlannda oy hakkı ile ^m temsil edılemeyecek, kendısı ile ılgili kararlara "Gümrük Birliği Anlaşmasrçerçevesinde boyun eğmek zorunda kalacaktır. Antik Yunan'da kent içinde yaşayanlann seçme ve seçilme gibi siyasal haklan bulunmasına karşılık. sur dışında yaşayanlann 2. sınıf vatandaş kabul edilmelerinden dolayı bunlara sivasal hak tanmmayışına benzer bir durum yaşanacaktır. Bir başka deyişle, örneğin Yunanistan AB'de kapalı kapılar ardında "veto" dahil her türlü oy hakkını kullanırken Türkıye verilecek karan -şu anda yaşandığı gibi- kapının dışında beklemek zorunda kalacaktır. , 15. Tûrkiye. bu maddelerden herhangi binnde önemli sıkıntı çektiği T takdirde Gümrük Birliği Anlaşması'nın 60. maddesi gereğince AB ile işbirliği yaparak söz konusu sektördeki sorunu çözmek için bazı geçıci önlemler alma yetkisine sahip olacaktır. TÜrkiye-AB iliskileri /2 Birliğin önündeki dikenli yol insan haklanTürkiye ile Avrupa Birliği arasında işbir- kara'da ımzaladılar. liği yapılmasmı öngören ve AB Komisyo- nu tarafından Konsey'e sunulan 'tşbirliği Programı", şu dört bölümden oluşuyordu: 1.1995 sonuna değin Gümrük Birliği'nin tamamlanması, 2. Türk ekonomisinin AB ile bütünleş- mesini kolaylaştırmak amacıyla, işbirliği- nin sanayi, teknoloji, bilim gibi alanlarda yoğunlaştınlması, 3. Ancak bu, 11 üyenin desteğine karşılık Yunanis- tan'm karşı çıkmasından do- layı gerçekleşemedi. 4. Siyasal ve kültürel iş- birliğinin geliştirilmesi. Programın, konseyde ele alınmasının beklendiği bir dönemde Türkiye, ilişki ve işbirliğinin siyasal karar ge- rektirmeyen konularda ge- liştirilmesini sağlama ama- cıyla topluluklar komisyo- nuna bir girişimde bulundu ve geniş bir liste verdi. 3 0 ^ E y ' ? ! ^ 1 : T Ü r k İ y e ' Pn>f.Dr.Erdaltnöııü AB Ortaklık Konseyi top- landı. 9-10 Anüık 1991: Türkiye, Hollanda'nın Maastricht kentinde yapılan AB doğruğun- da alınan kararlan desteklediğini açıkladı. Dorukta ekonomik ve parasal birliği ger- çekleştirecek bir takvim kabul edilmişti. Birliğin genişlemesi yolu açıldı. 21 Ocak 1992: Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Erdal lnönü ile Komisyon Başkanı Yar- dımcısı Martin Bangemann Türkiye'nin listesini içeren 'Çalışma Programı'nı An- 24 Hanran 1992: AB, Akdeniz ülkeleri ile 'Yenileştirilmiş Akdeniz Siyasası' (YAS) adıyla bir çalışma yürütmekteydi. YAS içinde Türkiye'ye *tam üyeliği' he- defleyen bir 'Ortaklık' ilişkisi içinde olan bir Akdeniz ülkesi olarak yer verildi. Kon- seyin 18-19 Aralık 1990 tarihli toplantısın- da YAS için 4 milyar405 milyon ECU'luk bir mali paket kabul edildi. Bunun 2.03 mil- yar ECU'luk bölümü, Ak- deniz ülkeleri arasındaki ya- tay işbirliği projeleri için ay- nlmıştı. Atina, Ankara'nın bu 'yatay' işbirliğinden ya- rarlanmasına başlangıçta •çekince' koydu. Ancak 24 haziranda kaldınldı. Bunda, Dublin Konferansı'nda Kıbns bildirisinde yer alan sözlerin yinelenmesi, Tür- kiye ile ilgili projelerin bir üye ülkenin başvurusu üze- rine topluluğun karar örgü- tünce ele alınabilmesinin benimsenmesi ve Yunanis- tan'm Karadeniz Ekonomik İşbirliği'ne üye olarak alın- masının etkili olduğu biliniyor. 26-27 Haziran 1992: Lizbon Doruğu'nda 'Avrupa ve Genişleme Meydan Okuması' başlıklı rapor görüşüldü, Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde Komisyonun Türki- ye'njn katılma başvurusu hakkında daha önce hazırlanmış avis'e gönderme yapıla- rak, Türkiye'nin özellikle AB'ye ekono- mik ve siyasal katılımmı kolaylaştıracak bi- çimde teşvik edilmesi ve siyasal diyaloğun derinleştirilmesi öngörüldü. "Başkanlık So- nuçian" belgesinde A\Tupa'nın bugünkü si- yasal durumu içinde Türkiye'nin rolünün son derece önem kazandığı \ urgulandı. 'İş- birliği PTogramf ndaki öneriler yinelendi. Türkiye'nin Avrupa'nın gelecekteki yapı- lanması ile sıkı biçimde bağlanmasl için her türlü önlemin alınması önerildi. Bu bil- diriler. Türkiye ile AB ilişkilerinde olumlu bi l i i d ü k ld l i l yalog kurulması, ortakhk anlaşmasına uy- gun olarak yoğunlaştınlması ve geliştiril- mesinin gereğine dikkat çekildi. 16 Ekim 1992: AB-Türkiye Ortaklık Ko- mitesi toplandı. 9 Kasım 1992: Brüksel'de Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplandı. Uzun süredir kopuk olan AB-Türkiye ilişkilerinin geliş- tirilmesi amacı güdüldü. Basın bildirisinde k i k l d öül l i l r i bbir gelişmenin dönüm noktası oldu. lngil- ekonomik alanda öngörülen gelişmeleri birg tere, Portekiz'in dönem baş- kanlığında AB Konseyi'nin verdiği görev çerçevesinde 'Türkiye-AB iliskileri ko- nusunda bir 'çalışma kâğı- dı" hazırladı. Bu kâğıtta. Türkiye'nin bölgesel güç olarak anan önemi vurgu- landı ve AB'nin çıkannın Türkiye ile ilişkilerinin ge- liştirilmesinde olduğu belir- tildi. Siyasal diyalog, gü- venlik işbirliği ve ekonomik ilişkiler başlığında incele- nen ilk iki konu AB çıkarla- n, ekonomik işbirliği ile 'İş- birliği Programı' açısından ele alındı ve Türkiye'nin YAS'dan yatay yararlanması öngörüldü. 12-13 EylüJ 1992: AB Dışişleri Bakanla- n'nın resmi olmayan birtoplantısında AB- Türkiye siyasal diyaloğunun gerektiğinde devlet ve hükümet başkanlan düzeyindeki doruk toplantılannı da kapsayacak biçim- de geliştirilmesi kararlaştınldı. 5 Ekim 1992:Lüksemburg'daki AB Dışiş- leri Bakanlan toplantısında. Türkiye ile iliş- kilerin özellikle en üst düzeyde siyasal di- Sir Leon Brittan g g plana bağlayan raporda da yer verildi. Ortaklık Komi- tesi sonuçlanna dayanılarak ortaklık anlaşmasının ola- ğan işleyişine giren Gümrük Birliği, Kişilerin Serbest Dolaşımı. Hizmet Sektörü Rekabet Hukuku ile Ekono- mik ve Toplumsal alanlarda Konsey'le ilişkiler gibi tek- nik düzeydeki çalışmalar belirlendi. Aynca Türkiye ile AB Komisyonu arasındaki Ça- lışma Programfnın uygu- lanması ve geliştirilmesi, Türkiye'nin Trans-Avrupa şebekelerine katılması ola- naklannın incelenmesi, Bağımsız Devletler Topluluğu'na yapılacak yardımlara ilişkin olarak Türkıye ve AB arasında ortak giri- şim olanaklannm araştınlması, YAS'dan yararlandmlması gibi konular üzerinde du- ruldu. 11-12 Araük 1992: Edinburgh Doru- ğu'nda, AB devlet ve hükümet başkanlan, dışişleri bakanlarına 'Türkiye, Kıbrıs ve Malta gibi ülkelerle Lizbon'da kararlaştın- lan çizgilere uygun olarak spesifik bağlar geliştirmeyi sürdürmeleri" çağnsında bu- lundular. 25Ocak 1993: Brükselde AB Komisyo- nu yetkilileri ile teknik düzeyde olumlu \e yapıcı görüşmeler gerçekleştirildi. Özellik- le Ortaklık Konseyi karan çerçevesinde toplumsal alanda. AB üyesi ülkelerde ya- şayan Türk vatandaşlannın çalışma ve top- lumsal güvenlik koşullannm serbest dola- şıma uyğun olarak iyileşti- rilmesine yönelik görüş- meler yapıldı. Görüşmeler 15-16 nisanda Ankara'da sürdü. 11-12 Mart 1993: Brük- sel'de AB Komisyonu ile hizmet ticareti göıüsmele- ri yapıldı. Bu görüşmeler daha sonra nisan ve mayıs- tada yinelendi. 16 Nisan 1993: Türkiye- AB Ortaklık Komitesi Brüksel'deki toplantıda ka- bul edilen 'sonuç belge- si'nde Türkiye'nin 'Güm- rük Birliği'nin tamamlan- masıyla ilgili çalışmalann izlenmesi ve bunlara ivme kazandınlması amacıyla bir 'Gümrük Birliği Yönlendirme Komitesi' kurulmasının kararlaştırıldığı açıklandı. Haziran 1993: Kopenhag'da AB doru- ğunda kabul edilen Sonuçlar Bildirisi'nde Türkiye ile ilişkilere de yer verildi. Türki- ye ile ilişkilerin uzun birgeçmişi bulundu- ğu, içerikli ve özel bir ilişki yarattığı belir- tildi. Hans Van Den Broek 8 Kasım 1993: Brüksel'de yapılan Türki- ye-AB Ortaklık Konseyi toplantısında 12 yıldan beri ilk kez siyasal bir karar alınarak Türkiye ile AB arasında bütünleşme yolun- da yenı ve önemli bir adım atıldı. Taraflar Gümrük Birliğinin 1995 yılı içinde tamamlanması amacıyla bu yönde- ki iradelerini ortaya koyan bir 'karar' met- nini kabul ettiler. Çalışma programı da onaylandı. 9-11 Şubat 1994: Türkiye- AB Ortaklık Konseyi karan çerçevesinde, AB Dış Ekono- mik llişkiler ve Ticaret Siya- sası'ndan Sorumlu AB Ko- misyonu Başkan Yardımcısı Sir Leon Brittan Ankara'ya geldi. 15-17 Haziran 1994: Aynı çerçevede Dış Siyasal Ilişki- lerden ve Genişlemeden So- rumlu üyesi Hans Van Den Broek Ankara'ya geldi. Her iki ziyarette Gümrük Birli- ği'nin 1995 sonunda tamam- lanması konusunda iki tarafın da kararlı olduğu karşılıklı olarak doğrulandı. 24-25 Haziran 1994: Korfu'da AB Doru- ğu'nda Sonuçlar Belgesi'nde Ortaklık An- laşması'nda öngörülen Gümrük Birliği'nin gerçekleştirilmesi konusunu ele almak üze- re toplantıya çağrıldığı açıklandı. 9-10 Aralık 1994: Essen'deki AB Doru- ğu'nda DEP'lıler hakkındaki mahkeme ka- ran kınandı. Yunanistan veto edeceğini açıkladı. Bununla birlikte Türkiye ile iliş- kilerin sürdürleceğine bildiride yer verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle