Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16ARAUK1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Avustralya sinemasından ilginç bir pop-epik denemesi
Travestüi, transseksüeDi yol fihııi...
En büyük aile başka biiyük yok!
1990'lann
aşk hikâyesi
Erkak StVOPSa (When A Man Loves A Women)
Yönetmen: Luis Mandoki / Senaryo: Ronald Bass,
Al Franken / Kamera: Lajos Koltai / Müzik:
Zbignievv Preisner / Oyuncular: Meg Ryan, Andy
Garcia, Lauren Tom, Philip Seymour Hoffman, Tina
Majorina, Ellen Burstyn / 1994 ABD (UIP) Maslak
Mövenpick, Beyoğlu Fitaş, Bakırköy Avşar,
Altunizade Capitol, Teşvikiye AFM sinemalannda.
Evlilıgın tekdüze rotasına
ayarlanarak yıllannı geçıren çıft-
lerin, çeşitli nedenlerle kıstınl-
mış yaşamlannda kımı değışık-
liklerle ayarlamalar yapabilme
kapasitesi üstüne tezgâhlanmış,
mendil ıslatan bırdoİuınaklılık-
ta seyreden yepyenı bır aile me-
todramı "ErkekSeverse." Erkek.
havayollannda çalışan bir pilot.
kadınsa bır okulda görevli. Ör-
nek bır kan-koca izlenimi edın-
diğimiz Alice ve Michael Green
(Meg Ryan, Andy G«rria) çıftı-
nin, ikı şinn kiz çocuğuyla tac-
landinlmış, görünürdeki güllük
gülistanlık mutlu aile tablosu,
kadının alkol bağımlılıgı nede-
niyle gölgeleniyor. Percy Sled-
ge'in söylediği fîlmin adını taşı-
yan unutulmaz şarkıyla başlayan
"Erkek Severse". giderek ağda-
lı bir melodramın karanlık labı-
rentlenne hapsettiği seyircisını
bczdirip ıllallah dedirtiyor yer
yer. Sevinç ve tasada ortak bir
hayatı paylaşan kan-kocadan bi-
rinin ruhsal bunalıma girmesı.
çıkmaza saplanması, kötü alış-
kanlıklar edınmesi ya da
bir maddeye bagımlı ha-
le gelmesi vb gibı sorun-
lar yüzünden günömüz-
de aılenın artık dagılma-
ması gerektığinı vurgula-
yan "ErkekSeverse", ka-
nnın ya da kocanın aıle-
yi parçaianmadan bır ara-
da tutabilmek ıçın bütün
kalpieriyle mücadele et-
melerinı alabıldığine
duygusal ve dokunaklı
taranndan hıkâye ediyor.
Kadın her derde deva,
yumuşak, anlayışlı, müş-
fik, pılot kocasının yakın
ilgısındM ve 'otorhVsırt-
den aslında şıkâyetçı ol-
duğu için ezikligini alkol
şişelennde çözüm araya-
rak giderirken, kocayla
çocuklar da beklenme-
dık bir kaosun içinde bu-
dağa Karşı"da Bifiy Crvstal'le
"When Harry Met SaU>"de,
"The Doors"da ya da "Sfeepien
inSeartie- Sevginin Bağladıkla-
n"nda seyrettığımız 600 çeşit
gülüşüyle ve ışıklar saçan güzel-
liğıyle özel hayranlar edinmiş
1962 doğumlu Margaret Mary
Emiry Anne Hyra. yani herkesin
bildiğı adıyla MegRyan, melod-
ramın koyu karanlık sulanna de-
mır atan bu aşk ve baghlık öy-
küsünün alkolik kadını. Özellik-
le kadın seyırcının gönlüne taht
kurmuş, Kiiba asıllı Andy Gar-
cia da fazla anlayışlılığı veseye-
cenlığıyle kansını adeta içkiye
sığınmaya yönelten pilot koca.
Hollywood'un Latın duygusal-
lığı üstüne iş tutan >enı yönet-
menlerinden LuisMandoki'nın.
alkolizm sorunsalından çok, ev-
lıliğı sürdürebılmek, bir arada
yaşayabilmek ıçın yenı yollar
arayan, ilişkilenne yenı boyutlar
katan bu çıftın beraberlığını öne
çıkaran anlatımı ve ikı şınn kız
çocuguyla, ister istemez aile so-
runlanna kanşan, Çinli bakıcı
Andy Garcia ve Meg Ryan
luyorlar kendılenni. Alkol ba-
ğımlılığını hastaneye kapanarak
tedavi ettınp grup terapiler saye-
sınde her gün kendınden utanan,
kendı kendısıyle banşık olma-
yan kadının değişerek evıne dö-
nüşünden sonra da kımse artık
eskisi gibi değildir Krizler, ay-
nlıklar, acı ve gözyaşlannm ar-
dından, yıpratıcı bir kâbus trenı
gıbı üstlerinden geçen (çağdaş
toplumun büyük ılletlerinden)
alkol sorununun hakkından ge-
lerek sonunda yeniden kaçınıl-
maz biçimde vıcık vıcık tarafın-
dan bır aşk ve evlılık övgüsüne
dönüşüyor. Malum Hollyvvood
söylemınin bu yenı duygusal
uzantısı. sonuna kadar evlilik
kurumunun yüceltılmesinden
ibaret bir sabun köpüğü kısaca-
sı.
Son yıllarda Tom Hanks'la
"Joe Vfersus the \fotcano - Yanar-
dadıyı da ekleyecegimız başrol
oyunculannın katkısıyla katlanı-
lan filmde bol bol gözyaşı tüke-
tımi var. Anne, baba, çoluk ço-
cuk, herkesin sık sık ağladığı.
dokunaklı ve sulu gözlü "Erkek
Severse", kontrolden çıkmış ai-
le içi sorunlann nasıl çözümle-
neceğıne ılişkin ders veren, iç
baydıncı bır melo. Bazen ınsanı
iç çamaşırlarıyla gece vakti ka-
pıda bıraktıran alkol sorunundan
yeniden keşfedilen aşkın gücüne
kadar, bildik duygusal kalıplara
yenı gözlemler getiren Ronald
Bass - Al Franken imzalı senar-
yodan çekılmış, sorumluluklan
paylaşıp sevgiye devam ederek
tümengelleriaşan 1990'lann aı-
lesıne alkış tutan bu sulugözlü,
mızmız, duygusal film. melod-
ram meraklılannın içinedüseee-
ği, göz yaşartıcı. yenı bır 'pem-
be tıraş' özetle.
, ÇMar KniÇSSİ (The Adventures of Priscilla,
Quenn of the Desert) Yönetmen: Stephan Elliott /
Senaryo: S.Elliott / Kamera: Brian J.Breheny ' Müzik:
Guy Gross / Oyuncular: Terence Stamp, Hugo VVeaving,
Guy Pearce, Bill Hunter / 1993 Avustralya yapımı
(Standard Film) Beyoğlu Beyoğlu Sineması'nda.
Çocukluğundan beri kafayı yö-
netmenliğe takmış, 30 yaşındakı
Avustralyalı Stephan Elliott, alı-
şılmamış bir şantaj öyküsünü an-
latan ve Cannes'da gösterilmiş
filmi "Frauds"tan sonra büyük
Amerikan şirketlerinden aldığı
teklifleri geri çevirerek yazıp yö-
nettiği yeni filmi "PrisdnVyla
turnayı gözünden vurdu artık.
"Priscilla", Sydney'lı üç 'kafa-
dar shovvgirl'ün. Bemadette (Te-
rence Stamp), Mitzi Tick (Hugo
Weaving) ve Felicia-Adam'ın
(Guy Pearce), aldıkları bir çagrı-
ya uyarak. Alice Spnngs'teki bir
otelde gösteri yapmak üzere yol-
lara düşüp, ıssız-bucaksız çöller-
den, sadece sürüngen sınıfından
irıli-ufaklı kertenkelelerin mes-
ken tuttuğu dağ başlanndan geçe-
rek ülkeyi baştan başa katettiği,
gözalıcı bir müzikal komedi tar-
zında karşımıza gelen, farklı bir
yol filmi. Genelde herkesin ön-
yargıyla yaklaştığı travestiliği be-
nimsemiş, âdeta boya küpüne
düşmüş gibi, rengârenk makyaj-
lan sürüp sürüştürmüş, şallar, tül-
ler, püsküller içinde kadın kılığı-
na girerek takmış takıştırmış. sah-
nede play back eşliğınde bacak
sallayıp şarkı söyleyen bu üç 'fıs-
tık', marjinal yaşamlannm getir-
diği sorunları geride bırakarak
leylak rengine boyanmış, konfor-
lu karavanlanyla taşjanın taşlı-di-
kenli yollanna düşüyorlar ki gör-
melere değer.
Kızlanmızdan Mitzi ve Felicia,
travesti (yani kadın kılığına bü-
rünmüş erkek), gerektiğinde çok
sıkı içki içebilip kavga edebilen
Bernadette ise transseksüeldir
(yani ameliyat masasına yatıp
kestirmiş erkek!). Avustralyalı
taşra halkı. AIDS'li etiketiyle
damgalayıp taciz ettiği kızlan-
mızdan hıç hazzetmez tabii. He-
le bir de kat kat. alacalı-bulacalı
kadın kostümlerinı giyip de orta-
larda dolanan, boyalı, süslü-püs-
lü erkeklerle yüz yüze gelivermek
pek sıkça rastlanan durumlardan
değildir.
Priscilla adında vaftiz edilmiş,
sonuna kadar açılmış teypten
bangırbangırmüziklerin yayıldı-
ğı, dikiş-nakış, yemek işlerini
görmeye de elverişli, boş zaman-
larda kâgıt oynanan. binbir çeşit
zevksiz giysi, iç çamaşın. ayak-
kabı, vb. kadın aksesuvanyla tı-
ka basa dolu, içki dolabı da eksik
olmayan, pembe-leylakımsı ka-
ravanlarında, 'bırimiz hepimiz.
hepimizbirimiz için' ilkesi çerve-
sınde toplaşmış, dayanışma için-
deki bir aile gibi lakılarak yolcu-
luk yapan, kraliçe hazretlerinin
uyruğundan kızlanmızı. tüm in-
sanca yanlanyla görüntülüyor
film.
Kafalanna her şeyin atıldıgı
sahne üstünde sanatlannı uygu-
larken türlü rezillikleri göğüsle-
yip bol bol sala$ sahne tozunu yıı-
tan, âdeta bambaşka bir gezegen
izlenimi veren birçölde, karavan-
lan bozulunca ıpıssız dogada,
yardımsız, yalnız başlanna kalan
güzellerimizin 'tribine', kamp
ateşleri, renkU uçurtmalar, yeri-
göğüçınlatanjaryalar. Benny Hill
taklitleri, Johh O'Connell'ın ko-
reografisini düzenledigi danslı-
SUNGU ÇAPAN
YEDIRENK
UĞUR KÖKDEN
1 %0'lann jönü Terence Stamp, ghtikçe yaşlanıp çirkinleşen bir transseksüeli o\ nuwr 'Priscilla' da
müzikal göstenler vb. olaylar ka-
nşıyor. Ve yine de her şeye kar-
şın neşelerinı bozmayan, kıntkan
kahramanlanmızın süreklı olarak
komik, tuhaf. kimi zaman da teh-
likeli durumlann tam göbegine
yuvarlandıklan bu "pop-epik'im-
si yolculuk, güler mısin. aglar mı-
sın dedirten cınsten. hüzünlü ve
uçuk bir serüvene dönüşüyor gi-
derek...
Erkek olduklan halde kadın kı-
lığında. rollerine fedakârca ken-
dılerini vermış üç güzelımızden
Bemadette' i oynayan, bir zaman-
ların unutulmaz Kolkksiyon-
cu'su. Pasolini'nın Teorera'ınin
bütün aileyi sıradan geçiren yakı-
şıklısı ya da Schlesinger'in, Tho-
mas Hardy uyarlaması "Çügın
Kalabauktân Lzakta"sının kah-
ramanı olan. 1960'lann dayanıl-
maz jönlerınden Terence Stamp,
gıtgide yaşlanıp çirkinleşen.
gamlı ve yalnız bir transseksüel
karakten (Bernadette) canlandı-
nrken. âdeta kariyerine yeniden
başlangıç yaparcasına, başarılı
bir zenne kompozisyonu çiziyor.
Kadınların Allah'ın hergünüya-
şamak v e katlanmak zorunda kal-
dıkları durumlann ve duyumsa-
dıklannın güçlügünü bu rol saye-
sındebirölçüdealgılayabildigini,
ancak bır kez daha kesinlikle böy-
lesi bir rolü üstlenmeyeceğini be-
lirten Terence Stamp'in yani sıra,
Avustralya sinemasının tanınmış
oyuncularından ve yönetmen
Stephan EUiott'ın takımından
olan Hugo VVeaving ve Guy Fear-
ce'in de. yüksek topuklara tırma-
nıp maske gibi makyajlara bula-
narak aşın zevksiz kadın kılıkla-
nna bürünmenın üstesınden gel-
dikleri "Priscilla'*, son dönemde
iyice çıkışa geçmış Avustralya si-
nemasından çızgj dışı bır örnek.
Daha önce de, sahnede alabıldı-
ğine uçuk. gözalıcı kadın kılıgm-
da şarkı söyleyip dans eden tra-
vesti ler üstüne "Drag Quenns
Show"gibı, Hollyvvood tarzı gör-
kemli muzikallergelenegını sür-
düren çekici bir film yapmış yö-
netmen Stephan Elliott'ın abartı-
Jı, marjinal âlemıni tanıtan bu
farklı yol filmıni seyredıp de ta-
dına varanlann bundan boyle en
azından travesti ler ve (ve trans-
seksüeller) hakkındaki katı ön-
yargılannı değıştirip yumuşata-
bilecekleri düşünülebilir. "Çöl-
lerin Kraliçesi Priscilla" pop-
epik bir yolculuğa çıkmak is-
teyenlere önerilir.
Wole Soyinka'nın Süpgünü
Nijeryah şair, oyun yazan, film yapımcısı ve romancı Wo-
le Soyinka, ülkesindeki ağır baskılardan kaçarak Fran-
sa'ya sığındı. Soyinka, bağnazlığa, tutuculuğa ve diktatör-
lere karşı savaşımını yurtdışından sürdüreceğini söylüyor.
Wole Soyinka, 1986 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü ka-
zanmıştı. Ona göre 1986'da, Afrika ödüllendirılmedi. Ter-
sine Üçüncü Dünya'nın yazarian, büyük çabalarla edebi-
yatlannı Nobel Akademisı'nrn ayağına getirdiler. Gerçek-
ten Nobel 1994 ün sahibi Japon Kenzaburo Oe de ben-
zer görüşler ileri sürmüştü, kısa bir süre önce.
Nijeryalı yazar, 'zamanımızda yazarlann üretiminin cid-
di biçimde tehlikeli bir iş haline dönüştüğü'inancmöa.
"Onlar, mesleklerinin ne derece tehlikede olduğunu gö-
rüyoriar. Sık sık bu yüzden ölümle korkutuluyorlar" diyor.
"Bu tehdit odaklanna karşı yapılacak tek şey" diyor So-
yinka, "geçmişte faşist rejimlere karşı gösterilen tepkiyiay-
nı şekilde göstermek."
Nijeryalı yazar, bir yengeç. Bu yıl altmışıncı yaşına ulaş-
tı. Gününün belli bir bölümünü siyasal etkinliklere ayırıyor.
Öbür saatlerini -Nobel'i aldığından bu yana daha çok ça-
lışarak- yaratıcı verim için kullanmakta. Oysa Voltaire -bu
yıl doğumunun üçyüzüncü yıldönümü kutlanıyor- aynı yaş-
larda, sıyasetı bırakıp Femey Malikânesı'nde kendisıni ya-
zılar.na bırakmıştı. Bır çeşit sryasetlerüstü hakemlik ve bil-
gelik rolü benimsemişti.
Soyinka bu konuda diyor ki, "Zulme karşı sessiz kalan
insan, zaten çoktan ölmüştür".
Daha otuz yaşında ilk tutuklulugu tatmıştı Soyinka. Ni-
jerya iç savaşı sırasında -1965 yılı güzü- bu savaşın an-
lamsız ve insafsız olduğunu söylemesi tutuklanmasına
yetmişti. Ancak dört yıl sonra özgürlüğüne kavuştu VVole
Soyinka. Bu dönemin cezaevi anılannı, 'The Man Died
(1973) - Adam öldü' adıyla yayımladı. Anılannoa tutuklu-
iuğuna yol açan olayları, yalnızlık içinde geçen uzun tutuk-
luluk günlerini anlatır. Yazık ki bu kitap -tıpkı Soyinka'nın
öbür kitaplan gibı- dilimize çevrilmedi.
Cezaevinde geçen karanlık ve belirsız dönem içinde ya-
zar, iki yıl boyunca kimseyle görüştürülmemiş. Bır kez ka-
nsıyla görüşmenin dışında hiç kimseyle. Gene iki yıl bo-
yunca kendisine kâgıt verilmemiş. "İki yıl kafamdan baş-
ka herhangı bir malzemem yoktu" diyor Soyinka.
Bununla birlikte siyasal kararlılığı ve inancı degişmıyor
bu süre içinde. Mandela'nın özgürlükten uzak yirmi altı yı-
lını düşünmelı bir kez. Mandela, parlak bir örnek, tüm ka-
ra Afrika için. Soyinka da benzer bir direngenlikle, "Ben
bu topraklann şaihyim; benim ona, o topraklann da bana
gereksinimı var" demişti özgürlüğüne kavuştuğu zaman.
Nobel'i almadan çok önce tutucu Ingilız gazetesı The 77-
mşs, onu "çürümeye karşı haykıran tutkulu ses" olarak ni-
telemişti. Gerçekten, 'Mevsim'şıırı bu çürumeyi yansıtır:
"Pas, olgunluktur pas
Ve solmuş mısır tûyleri;
(...) Şimdi biz toplayıcılar
Beklerken püsküllerdekı pası, '
Çekilir karanlıktan uzun gölgeler,
(...) Su yüklü saplar
Yürür tohumun çürüğüne: Bekleriz
Pasın verdiği sözü tutmasını."
Şaşırtıcı ürünleriyle çok yönlülüğünü kanıtlayan Soyin-
ka'ya göre, Afrika sanatçısı 'Afrika toplumunda toplum cte-
neylerinin bır kayıtçısı' olarak görev yapmakta. O halde
VVole Soyinka, ne gibi temel ve yakıcı bir nedenle ülkesinj.
bırakıp gitmek zorunda kaldı? Gerçi Goethe'nin dediğı gi-
bi, "Kendizamanının üstüne çıkabilen düşünüriçin vatan
her yer ve hiçbir yerdir." Kaldı ki yad eldeki şaır de tüm şa-
irlerden oluşmuş tek bir varlık değil mi?
Ama kara anakaranın yüz milyonu aşan nüfusuyla pet-
rol üretıcisı bu dev ülkesindeki iç koşulları ve siyasal ha-
vayı tam olarak bilmekten yoksunuz elbet. Dolayısıyla So-
yinka'nın gönüllü ve süresi belirsiz sürgün yolunu seçmek
gibi dramatik karannın ardında yatan gerçek nedenlerı de.
Soyinka'nın serüveni, bir bakıma yıllar öncenın Nâzım
Hikmet örneğiyle benzeşmiyor mu?
Kötümserliği, yazınsal ürünü açısından eleştiri konusu
olan Nobel ödüllü bu ılk kara derili şair, aslında daranlam-
da bır siyasal yazar da değil. Karmaşıklığı geniş kesimler-
ce anlaşılmasını engellese bile. Afrika'nın şanlı geçmişinin
yeniden tanınması yolunda ılk önemli durak sayılır. Hüzün-
le yüzü damgalanmış kara anakaranın engin ve sınırsız ge-
cesinde, Soyinka'nın sesı, artık ıçerıden dışanya doğru
yansımayacak. Artık o sesi kakao ağaçlarının hıçkırıklan-
nı taşıyan rüzgâr da getirmeyecek.
Soyinka'nın ülkesinden istemeden kopuşu, Nijerya-Bi-
afra Savaşı sırasında genç yaşta ölmüş -Ingilizce yazan
Afrikalı şairlerin en önemlilerinden- Christopher Okig-
bo'nun dizelerinı çağrıştırıyor: "Diyorlar ki I gelip elimiz-
den alacaklar I gökgürültümüzü."
Gerçekten, Nijerya'nın 'gökgürültüsü' uzak ufuklarda
artık.
Kavga ve şiddetten tiksindiren bir 'action'...
I Pui«l (Time Cop) Yönetmen:
Peter Hyams / Senaryo: Mark
Verheiden / Kamera: Peter Hyams /
Müzik: Mark Isham /
Oyuncular: Jean - Claude Van
Damme, Ron Silver, Mis Sara,
Bruce McGill, Scott Lavvrence / 1994
ABD (UIP) Beyoğlu Atlas,
Kadıköy Süreyya, Maslak
Mövenpick, Etiler Akmerkez,
Osmanbey Gazi, Bakırköy Renk,
Altunizade Capitol
sinemalannda.
Amerikan sinemasını egemenliği altına ala-
rak grttikçe günümüzûn sihirbazlığı haline dö-
nüşen şu bilgisayar teknolojısınden artık gına
geldi gerçekten. Bir de şu zaman içinde geçmi-
şe ve geleceğe gidip gelme numarası da yetti ya-
ni.
Yine bir çizgi romandan uyarlanan ve 2004 yı-
lından günümüze, 1994'e gelerek, geçmişe dö-
nüp bazı hatalan düzeltmek görevini yüklenmiş,
iki boyutlu karton bir süper kahramanın vurdu-
lu kırdılı serûvenlerini özel efekt bombardıma-
nıyla kanşık. şiddetli ve kanlı dövüş sahneleriy-
le gözümûze sokan "Time Cop - Zaman Polisi"
kuşkusuz dünyanın en aptalca türü diyebı leceği-
miz 'action' modasının bilimkurgu cilasıyla par-
latılmış, şamatah, yeni bir örneği.
Şiddet ve tahribatın ayyuka çıktığı bu zeka
özürlü sinemasal gösterinin lokomotifı, 7-8 yıl
önçesine kadar Amerikan sinemasmın, gelişmiş
kaslanyla her seferinde dünyayı kurtaran, göz
kamaştıncı süper kahramanlan ve gişe şampiyo-
nu agır toplan olan Sytvçster Stallone ve ArnoM
Schwarzenegger'lara figüranlık yapıp şimdi de
başa güreşen Belçikah karate ustası Jean-Claude
Van Damme. Yönetmense yıllar önce "Busting
- Infîlak", "Capricorne One - Hükmedenler",
"2010 gibi ilginç serüven ve bilimkurgusal fılm-
Zaman Poösi'nde Jean-Claude Van Damme ve 'kötü senatör' Ron Siher var.
leriyle dikkati(mizi) çekmiş Peter Hyams.
Film süresince sıçrayarak attığı korkunç tek-
vermeksızin kafamızı habire ütüleyen Van Dam-
me'ın fiziksel performansı, baştan ayağa taklıt
meleri, devirici yumruklan, yenilmez dayanık- ettiği Schwarzanegger ya da Stallone gibi kas
lılığı ve süper gücüyle gürültü-patırtı içinde ara şampiyonu ilahlann çizgisinde.
GÖSTERİMDEKİ FİLMLERİN DEĞEERLENDİRİLMESİ
•
•
• • •
•A*
•
•
• • •
•
•
Açık Tehlike/ Clear and Present Danger/ R Noyce
Albay Chabert/ Le Colonel Chabert/ Yves Angelo
Bebek Firarda/ Baby's Day Out/ Patrick R. Johnson
Erkek Severse/ When a Man Loves a VVoman/ L. Mandoki
Forrest Gumpl Robert Zemeckis
Gerçek Yalanlar/ 7"rue Lies/ James Cameron
Hız Tuzağı/ Speed/ Jan DeBont
Olümsüz Aşk/ The Crowl Alex Proyas
Urga/ Nikita Mikhalkov
Uzman/ The Specialist/ Luis Llosa
Priscilla, Çöller Kraliçesi/ Adventures of Priscilla/ S. Elliott
Zaman Polisi/ Time Cop/ Peter Hyams
Filmin hareketli, beceri isteyen mizansenlerle
düzenlenmiş kavga-dövüş sahneleri. başlarda
spor olarak biryere kadarçekilirken. giderek do-
zu arttınlan şiddet öğesiyle ortalığın kan gölü ha-
lini almasına dayanmak her babayiğidin harcı
değil.
Bezdirici bir şiddetin ve artık yalamaya dönüş-
müş geçmişe seyahat motifinin iyice kabak tadı
verdiği filmde, zaman polisi Van Damme'ımız.
zenginleri daha zengin yapmak isteyip yoksul-
lan da toptan Meksika'ya postalamaktan dem
vuran ve ABD Başkani seçilmek için de her tür-
lü kötülüğü yapan, haris bir senatörün (Ron Sil-
ver) çevirdiği dolaplann tekerine de çomak so-
kuyor, tabii ki beklendiği üzere.
2004'ün msanı, günümüz insanına göre za-
man içinde yolculuk yapabılme lüksüne sahip
fılmde.
Ve tarihi değiştirebilme gücünü eline geçir-
miş, kötü niyetli birsenatöre karşı mücadele eden
zaman polisimiz, teknoloji sayesinde. zaman
kapsülüne atladığı gibi, öldürülmüş olan, çok
sevdiği kansını (Mia Sara) görmeye gidiyor.
Bilimkurgu özentili, zamanda yolculuk numa-
rasıyla destekli bu yüzeysel aşk, macera. cinayet
kokteylinin şematik olay örgüsü, en aşın ve sun-
turlu biçimlerde sergilenen tahribatın. kavganın,
yakıp kınp yıkıp dökmenin çekimlerine, sürek-
\'\ yinelenen usandıncı vur-kır sahnelerine \e bü-
yük ölçüde kasıntı Van Damme'ın gövde göste-
risine dayanıyor.
Tıpkı Stallone gibi sürekli terleyen, gelişkin
kaslı bedeni her zaman terden pırıl pınl parlayan
Van Damme hazretlerinin, önüne geleni patak-
lamakta üstüne yok.
Geçen yüzyılın Amerikan iç savaşından 1929
Wall Street bunalımına kadar değişik zaman di-
lımlerine de seyahat ettiğimiz film. yönetmeni-
nin bilinen teknik ustalığıyla sürükleyicilik ka-
zanan, oldukça gürültülü patırtılı kof bir 'action'
sonuçta.
"Time Cop" ancak bu türün meraklısına salık
vcrilebilir.
Cemal Reşit Rey Konser
Salonu'nun özerkliği için
imza kampanyası (21)
Viedat Türkali. Erdal Öz. Şu-
le Aşık\usuf. Burak Gürpınar.
Satari Karata>. Adile Uğurlu-
kan. Helin Erdoğan. Ya\ uz Öz-
güngürdür. Kaan Karaman. Pü-
ren Ozdemir. M.Ömer Hüdayi-
oğlu. A.Bülent >apıcılar. Nur-
dane Diken. Hasan Özen. Ayşe-
gül \Jana\. Yael Navan. Han-
dan Özdemir. Y'eşim Özdemir.
İhsan troğlu. Neriman Çak-
mak. S.İIkerVılmaz. Y.Başaran.
CazibeDirican. llhan Demirtaş..
Murat Aktaş. Ender Eren. De>-
rim Arslan. Gaye Dinçel, Arda
Tonay, Şule Bahar, Ozgür Erya-
rar, Nilüfer Durmaz Yalçı. Â\-
sm Çaaiboğhı, Tülay Solak Eşer.
Fatma Budak. Hüseyin Eryıl-
maz. Ebnı Bogenç. Nilüfer Şa-
hinler, Bilge Bogenç. Semih Bul-
gu. Neslihan Baş, Hülya Özde-
mir, Zühal Çelebi. Muammer
Uçarer. O>a Aka. Funda Yıldı-
rım. Seval Karataş, Mehmet
Baltacı, Tülav Çelik. Melihan
Savaş, Serkan Devrimci, Deniz
Şahin. Baran Güngordü, Oya
Coşkun. Banş Akar. Ayşe Nur
Yağız. Ali Karakaş. tlter Sayın,
Seven Boragan. Duygu Akşen,
Özer Temizel, Murat Aras, Zeh-
ra Sevenler. Nurser Öztunalı,
Mcsude Kumbasar. Süha Kum-
•basar, Ersun Ergüven, Selma
Yorgancı, Uğur Kocolu, Mah-
mutTezel. KemalCül. Elif Bay-
kara. Erdoğan Kanyaoglu. Er-
kut Baykara. Dikk Kesan. Bü-
lent Keşan. Atilla Çelik. Hatice
Kayabav. Mustafa Tuncer, So-
nay Şener. Cülcin Karayel. Me-
te Yıldız. Günav Enginöz. Esin
Tunalı. Lğur Ataç. Neslihan
Karagöz. Osman Nazlı. Mihn-
ban Nazlı. Afet Lostar. Kemal
Caner. Prof.Beyhan Saldıray
Memnune Bertuğ. A>fer Akkal.
Der>a Altıner. Semra Demînn.
Aydın Geylanı. Bora Yıldız.
Gürkar. Günaltay, Aslı Okur.
Tuğba Dalyan. Jasmine Le-
mons. Inanç Değer Fidancı,
Sevgi Gültekin. Neslihan Ger-
çek. GülSedaGöksu. Kübra Ye-
şildaü. Eralp Atabek. Fatoş Gü-
ler. fpek Özdem. Yaşar Kara-
bağ. F.Dilek Çalışır. Sümer Er-
gelen. Zafer Kozanoğlu. Hayri-
ye Midillioğlu. Güllü Bu'lut.
Şükran Ural. Firde\s Törkyıl-
maz. Ümran Güneş. B.Kuilu.
Birgül llık, Ayhan Tetik Metin
Kontart, Güben Şerafettinoğiıı.
Emel Bolluk. Gül Yavuz. Leyla
Korkmaz. Oya Demirkan. Ayla
Aksoy. lcbl Denizmcn. Gülüm-
ser Gülener. Fatma Göndağ.
Abdullah Baysal. Nihat Akbu-
lut. Sema Şalikoğlu. Soley Ak-
kaya. Oya Midillioglu. HilalÖz.
Ahmet F.Melek. BiîgeGülel. Ar-
zu Ülker. Hüha Korkmaz. Ay-
nur Santan Şentürk. Özlem Çe-
likcr. Ahmct Can. İbrahim
Önal. Ayşın Yılmaz. Oziem
Bohcalı. Reyhan Tokat, Esin Çe-
lebi Ozalan, Banu Ulusoy. Şe-
nbTopçu. Kader Başaran, Pth'n
Osmanağaoğlu. Arzu Yığit.
SÜRECEK