Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yönetmeni. Orhan Erinç #
Genel Vayın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya # Yazıişlen Müdürlerı
Ibrahim Vıldız (Sorumlu). Dinç Tayanç
• Haber Merkezı Müduni. Hakan Kara
• Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dı:> Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çakır
• Ekonomı Bülent Kı/anlık • Radyo-TV Uygar
Eremektar 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor
Abdülkadir ^ ücelman 0 Yun Haberler Mebmet
Saraç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çevın
Sofettin Turhan 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı
Yayın Kurulu: llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç. Oktay
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun
Balcı. Dinç Tayanç. Ibrahim V ıldız,
Orhan Bursalı. Muslafa Balba>.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay 0 Haber Müdurü Doğan
Akın Atatürk Bulvarı No 125, Kat 4, Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020(7hat). F'aks. 4195027 0izmırTemsılcısı. SerdarKızık,
H Zıya Blv 1352 S. 23 Tel 4411220. Faks. 4419117 0 Adana
TerriMİciM- Çetin Yiğenoğlu. Inönu Cd 119 S No I Kat I. Tel
3522550. Faks. 3522570
Muessese Müdurü: Erol Erkut 0 Koordınatör.
Ahmet Koruban 0 Muhasebe Bülent Y'ener
0 idare Hüsevin Gürer 0 Işletme Önder
Çeiik 0 Bılgı-lşlem Nail Inal 0 Bılgısayar
Sıstem Mürüvet ÇUer 0 Reklam Reha
lşıtman 0 Halkla lhşlaler N'urten Berksoy
^•yımiavan >e Basan: 'îenı Gun Haber Ajansı. Basın \e Yd>ıncılık A 5
Türkocagı cad 39 41 Cagalogiu 34334 lst PK 246 Isıanbul Tei (0.212) 512 05 05 (20 hat) Faks 10 211ı 513 85 95
I6ARALIK 1994 Imsak: 5.43 Güneş: 7.15 Ogle: 12.07 Ikındı: 14.23 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.10
Nükleer karşıtı
belediyelep
Mrleşti
• SİIİFKE - Akkuyu'da
nükleer santral yapılmasına
karşı çılcan ilçe ve belde
belediye başkanlan, ortak
hareket etmek amacıyla
"Nükleer Karşıtı
BelediyelerBirliği"
oluşturdu. Çeşitli çevreci
kuruluşlarca da desteklenen
belediye başkanlan, 24
arahkta Ankara'da yürûme
karan aldılar. Oluşturulacak
"faks zinciri" ile devletin
üst düzey yetkililerine
"nükleer protestolan"
iletilecek.
BM temsilcisine
ffahri doktora
• İstanbul Haber Servisi-
Birleşmiş Milletlereski
Ortadoğu Özel Temsilcisi
Gunnar Jarring'e, Türk dili
ve Türkoloji bilimine yaptığı
katkılar nedeniyle Marmara
Üniversitesi tarafından fahri
doktora unvanı verildi. Fahri
doktora unvanının verilmesi
nedeniyle dün, üniversitenin
Sultanahmet'teki rektörlük
binasında bir tören
dûzenlendi. Yaş haddi
nedeniyle törene
katılamayan Gunnar
Jarring'in fahri doktora
unvanı, iletmek üzere Isveç
Büyûkelçisi Erik Cornell'e
verildi.
Sendikadan
Srplara protesto
• tstanbul Haber Servisi -
Tüm Belediye Memurlan
Sendikasi (Tüm Bel-Sen)
istanbul 1 Nolu Şubesi'ne
baglı bir grup memur dün,
Sırplann Bosna'daki
katliamlannı protesto ettiler.
Aksaray'daki metro
istasyonunun önünde
12.00'de toplanan memurlar,
"Ülkemızdakı ve Bosna'daki
soykınma son", "Yaşasın
halklann kardeşliği" yazılı
dövizler taşıyarak "Bosna
halkı yalnız değildir",
"Kahrolsun emperyalizm"
şeklinde sloganîar attılar.
Hakları
şmesi
• ANKARA (AA) - Devlet
Bakanı Önay Alpago, Çocuk
Haklan Sözleşmesi'nin
parlamentoda kabul edilmesı
nedeniyle, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'a bir
teşekkür ziyaretinde
bulunacak. TBMM Başkanı
Cindoruk tarafından bugün
kabul edilecek olan Devlet
Bakanı Önay Alpago'ya,
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun
koruması altındaki bir grup
çocuk da eşlik edecek.
Cumhuriyet
Ormanı
• TEKİRDAĞ(AA)-
Tekirdağ'ın Mahramlı köyü
yakınındaki 200 dekarlik
alanda "Cumhuriyet Ormanı"
oluşturuldu. "Cumhuriyet
Ormanf'na. Tekirdağ Vali
Yardımcısı Selahattin
Alpdoğan. Belediye Başkanı
Osman Tabak, 8. Mekanize
Tugay Komutanı Tuğgeneral
Nevzat Bekaroğlu, kamu ve
özel kuruluşlann yetkilileri,
öğrenciler. askerler ve
vatandaşlann katılımıyla,
törenle fidan dikildi.
KaraUtPilyon
• ERZURUM (Cumhuriyet)
- Dogu Anadolu Bölgesi'nde
10 ilin ilçe ve köyleriyle
birlikte kış mücadelesi için
1.7 trilyon lirapara
harcanacak. Köy hizmetleri,
karayollan ve belediyeler
tarafından sürdürülen
çalışmalarda 4 bin personel
bin 700 araçla kış boyunca
kar mücadelesi yapacak.
Bölgede bulunan Erzurum,
Kars, Agn. Ardahan, Igdır,
Erzincan, Tunceli, Van, Muş
ve Bingöl illeri ve bu illere
bağh 85 ilçe ile 4 bin 200 köy
yolunun ulaşıma açık
tutulması için yoğun bir çaba
gösteriliyor.
Süs bttkileri ve
• KAYSERİ (AA) - Erciyes
Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklan
Anabilim Dalı öğretim üyesi
Prof. Dr. Selim Kurtoğlu,
evlerdeki bazı süs bitkilerinin
çocuklar tarafından yenilmesi
halinde zehirlenmelere yol
açabileceğini söyledi. Prof.
Dr. Selim Kurtoğlu,
çocuklarda ağız yoluyla
zehirlenme vakalannda; çiçek
ve acı badem ile kayısı
çekirdeğinin önemli bir oran
oluşturduğunu belirtti.
Sokak Çocuklan Derneği, bu çocuklarm 'kaybedilmiş' değil, 'kazanılabilecek' olduğunu göstermeye çalışıyor
sokağa itiyorMUHARREM AYDIN
Çocuk her zaman ve her koşulda ço-
cuk. Kimi zaman, bir anne kucağının
sıcaklığında, kımı zaman soğuk kış ge-
celennin korkutan yalnızlığında; çoğu
zaman da başıboş sokaklann ürküten
karanlığında...
Atatürk" ün çabalanyla, 'dünya üze-
rinde yalnızca çocuklara yönelik resmi
bir bayram kutlayan tek ülke' unvanı-
na sahip Türkiye'de. "devtet baba'. 23
Nisan'ın dışında, özellikle kimsesiz ve
yardıma muhtaç sokak çocuklannı
'üvey evlat' olarak görüyor.
15 bini Istanbul'da olmak üzere, ti-
ner gibi uçucu madde bağımlısı 60 bin
sokak çocuğu. 'buruk' bir yılbaşı da-
ha geçirmeye hazırlanıyor...
Biz de 'devlet baba'nın ıhmal ettigi
binlerce sokak çocuğunu korumak
amacıyla, 1992 yılında kurulan Sokak
Çocuklan Derneği"nin Başkanı Yusuf
Ahmet Kulca ile tüm boyutlanyla 'ge-
lecegimizi', yani 'çocuklan
1
konuş-
tuk...
Kendisı de 11 yıl kaldığı yetiştirme
yurdunda büyüyen, onlar gibi 3 yıl da
sokakta yaşayan, pedagoji bölümün-
den mezun, gazetecı YusufAhmet Kul-
ca'ya öncelikle kuruluş amaçlannı sor-
duk.
-Sokak çocuklan bugüne kadar ka-
muoyuna hep yanlış tanıtıldılar. Bu
yüzden hep toplum tarafından itildi,
örselendi, tartaklandı, sahip çıkılmadı.
Suçlu olarak toplumun karşısına çık-
tıklannda ise hep zarar verildi. şiddet
uvgulandı, cezalandınldı. yalnız bıra-
kildı. Adam olmayacak gözüvle bakıl-
dt Toplum hâlâ bu izlenim ve önyargı-
dan kendisini kurtaramadı. Biz bu hak-
sız imajı vıkmaya çalıştık. Bu çocukla-
rm tiyatro, resim, spor ve müzik yapa-
bildiklerini, çizdikleri resimleri kart-
postaüara dönüştürebileceklerini, ge-
rekirseçağdaş koşullarda çauşabilecek-
lerini, okuma yazma öğrendiklerini, il-
kokul diploması alabilmek için çırpın-
dıklannı gösterdik. Bu çocuklarm
'kaybedilmiş' degiK "kazanılabile-
cek insanlar olduğunu göstermeye ça-
hştık. Yaşadıklan sorunlann ailevi de-
ğil toplumsaL birev sel değil evrensel ol-
duğunu anlatmava çalıştık. Yerel vöne-
timlerin,devleh'n\egönüllü kuruluşla-
nn işbiriiği vapnıası gerektiğinin öne-
mini vurgulamaya çahştık. Çiinkii, bu
üçgen kurulmadıkça, başarıva ulaş-
makçokzor. Hakn 15 bini İstanbul'da
olmak üzere Türkiye'de 64ı bin uçuçu
madde bağımüsı sokak çocuğu var. An-
cak demek olarak 130 çocuğa bakabi-
livonız."
•Sokak Çocuklan Derneği'nin Başkanı Yusuf Ahmet Kulca,
"Sevgisiz kalan çocuk, sokaktaki yaşantının çok güç ve
tehlikeli olduğunu görüyor ve sokak çocuklanyla tanışmak
istiyor. Tiner, bali, hırsızhk, gasp, ilaç gibi ahşkanlıklara
yöneliyor. Onlarla birlikte yaşamak için onlar gibi yaşamak
zorunda kalıyor. Çünkü, evinde bulamadığı sevgi ve sıcaklığı
bu çocuklarda buluyor" diyor.
Kulca'ya dünden bugüne Türkiye'de
çocuk haklannı sorduk. Aldığımızya-
nıt ise şu oldu:
"Atatürk'ten sonra, çocuklar için
hiçbir şe>' yapılmamış. Alkolik baba-
dan davakyiyen, aile içinde 'kazanç ka-
pısı' olarak görülen, sokakta dilendiri-
len, özellikle sanayi sektöründe, ağır
koşullarda çaltşbrilan çocuklara kim-
se sahip çıkmamtş. Böv k-si istismarla-
n önleyecek herhan0 bir yasa çıkanl-
madıgi için, çocuklar hep günümüze
kadar ailenin' kopmaz bir parçasf ola-
rak kabul edilmiş. Ancak öyle aUeier
var ki. çocuklarm gerçekten o ailelerde
'olmaması', o ortamlarda yetişmeme-
si gerekiyor. Bunu sağlayacak hiçbir
ciddi önlem alınmamış. .\ncak. Çocuk
Haklan Sözleşmesi'nin bir süre önce
TBM.M'den geçmesi bizleri mutlu eden
bir geüşmedir. Çünkü, bu sözleşmeye
göre, çocuk ailesine karşı "resmen" ko-
runabilecek. Fakat daha önemlisi ise
sözleşmeye koşullannı yerine getirecek
bir toplum ya da eğirilmiş aile modeli-
nin olmaması. Bu durumda, Çocuk
Mahkemeleri Yasası'nda olduğu gibi
kanunlar hep *ha\ada',sonınlar 'ma-
sada" ve çocuklar 'sokakta' kalıyor-"
Kenara itilen çocuklar
Pekı çocuğu sokağa iten sorunlar?:
"Türkiye'de gerek aile içinde gerek-
se sokakta yaşayan çocuklar sürekli ke-
nara itilmiş, istismar edilmiş. Boşan-
mış, ekonomik ve kültürel düzev leri dü-
şük ailelerde yetişen, zorta çalıştınlan
çocuklar hep ailesinden uzak yaşıyor.
Sevgiden uzak yaşıyor. Sonuçta çocuk,
sokaktaki yaşantının çok güç ve tehli-
keli olduğunu görüyor ve sokak çocuk-
lanylatanışmak istiyor. Tiner, bali, hır-
sızhk, gasp, ilaç gibi ahşkanlıklara yö-
neliyor. Onlarla birlikte yaşamak için
onlar gibi yaşamak zorunda kalıyor.
Çünkü, evinde bulamadığı sevgi ve st-
cakhği bu çocuklarda buluyor. Bu yüz-
den sokak çocuklan köpekleri çok se-
veıier. Bunun tek nedeni ise köpeklerin
çok sadık hayvanlar olmasıdır. Asünda
çocuklar öncelikle ailelerinden böyle
bir sevgi ve sıcaklık bekh'yorlar."
Kulca, sözlerinı şöyle sürdürüyor:
"Sokaktaki çocuklann yüzde 99'u
günün birinde karşımıza suçlu çocuk
ve toplurna zarar vcren bireyîer olarak
çıkacaL l'nutmayalım ki bu çocukla-
nn içinden biri de sizin kendi çocuğu-
nuz olabilir. Çocuklaraduyarsız birzih-
niyetle karşı karşıya kaldığımı/da, bu
çocuklan kesinlikle hiçbir şekilde kur-
taramavız."
Bu noktada "Neyapmalıyız" sorusu
gündeme geliyor. Kulca bu konuda da
şunlan söylüyor:
"Devlet, 'çocuk sıgınma evleri'ni
gündeme getirmek zorunda.- Toplu-
ma, 'bakıp, yetiştırebileceğınız kadar
çocuk yapalım" felsefesiniyerieştirme-
miz gerekiyor. Çocuk bir gelecektir. Ge-
leceğimiz dediğimiz insanlara gerçek-
ten ciddi olarak 'vatırım' yapmak zo-
rundayız. Hükümerin istatistik yapma-
sı gereki>or. l'yuşturucu kullanan ço-
cuklaıia ilgili bir merkezimiz bile yok.
Bcn çocuklann ve gençlerin geleceğini
karanlık görüyorum. DPT, '500 bin
korunmaya muhtaç çocuk \ar" diyor.
20 binine sahip çıkıyor. Peki, kalan 480
bin çocuk ne olacak? Eger geleceğüni-
n karartmak istemiyorsak, bunlara sa-
hip çıkmamız gerekiyor. Çünkü 2000'li
vıllarda Türkiye'nin en büyük sonınu
sokak çocuklan olacak. Buradan yet-
kilileri, yerel yönetimleri, hükümeti ve
gönüllü kuruluşlan uyanyonım. Bu
çocuklann gerçekten mutlu olduğu bir
dünya yaratmak zonındayız.."
Peki sokak çocuklan yeni yılı nasıl
karşılayacak, yılbaşında neler yapa-
caklar?
Kulca dıyorkr
"Kendi dünvalannda buruk biçim-
de kutlayacaklar! Ama kendilerinden
daha iyi giyinmiş, pahalı partilerle vıl-
başını kutlayan insanlara nefretle ba-
kacaklar. Ben bu çocuklann yeni yıla
nefret dolu bakışlarla girmesini istemi-
yorum. Bu çocuklar yapayalnız kaç yıl-
başı geçirdiler, bilmiyoruz. Çünkü dö-
nüp bakmıvoruz oniara. Sevmivoruz,
iç dünyalanna girmiyoruz. Dokunmu-
yoruz oniara..."
Kulca son olarak 'büyükler'e şu çağ-
nda bulunuyor:
" Eğeryılbaşı gecesi yolunuz örnegin
Beyoğlu'na düşerse İsriklâl Cad-
desi'ndeki sokak çocuklanna bir
dokunun, bir' merhaba' deyin. Nekay-
bedersiniz..."
'Savaş ortadan kalkmalı'
GÜNDÜZ tMŞİR
"Çocuklar ölmesin... Yaşasın_"
Tüm dünyanın ortak özlemi olan bu ıstemin
yaşama geçirilmesi. yeryüzünde savaş denen il-
kelliğin ortadan kalkmasına bağh.
UNICEF Türkiye Temsilcisi Dr. Claudk) Se-
pulveda, 'Dünya Çocuklannın Durumu 1995'
konulu raporu dün tanıtırken ısrarla bu gerçeğin
altını çizdi. SepuKeda'ya göre "Bir zamanlar
savaşlar, ordular arasuida yapilırdı. Oysa, son 10
yüın savaşlannda askerierden çok çocuklar öl-
mekte, sakat kalmaktadır. Son 10 vılda savaşlar-
da ölen çocuk sayısı yaklaşık 2 milyondur. 4-5 mil-
yon sakat kalmıştir. S
milyonu aşkın çocuk
müİteci kamplanna yol-
lanırken 12 milyon ço-
cukevsiz kalmış.savaşın
yarattığı ruhsal sarsıntı
çok daha fazlasını ciddi
biçünde etkilemiştir."
Yapılan araştırmalara
göre 1990'larda milyonlarca çocuğun norma) ge-
lişimini olumsuzetkileyen tek olgunun silah ol-
madığının belirtildiği raporda şu görüşe yer ve-
riliyor: "Gerek en yoksul durumdaki ülkelerin,
gerekse tek tek ülkelerdeki en yoksul nüfus kesim-
lerinin ekonomik ve toplumsal anlamda sürekli
olarak marjinalleşmeleri, alttan alta işleyen, sin-
si bir süreçtir. Bu süreç, savaşlara göre çok daha
fazla saytda çocuğu etkilemektedir. Sonuçta bu ço-
cuklar öyle yoksunluklar içinde büyümektedirier
kionlardan yaruun sorunlannuı çözümlerini bul-
malannı beklemek şöyle dursun. bizzat kendile-
ri bu sorunlann parçası haüne gelmektedirier.."
Raporda özetle şu sonuçlar sıralandı:
- Bağışıklamada büyük başanlarelde edilmiş-
•ÜNICEF Türkiye Temsilcisi Dr.
Claudio Sepulveda, "Bir zamanlar,
savaşlar ordular arasında yapıhrdı.
Oysa, son 10 yılm savaşlarmda
askerierden çok çocuklar ölmekte,
sakat kalmaktadtr" dedi.
tir. Bunun sonucu olarak kızamık ölümleri yüz-
de 80 azaltılmıştır.
-Batı yanküresinin tamamı dahil olmak üzere
dünvada birçok bölgede çocuk felcinin kökü ka-
zınmaktadır.
-lyot yetersizliği ve A vitamini yetersızligi ön-
lenmektedir. 35 ülke, 1995 yılı sonuna kadar A
vitammi eksikligini ortadan kaldırma hedefine
çok yaklaşmış olacaktır.
- Ağızdan srvı tedavisi giderek yaygınJaşmak-
tadır. Bu sayede her yıl 1 müyondan fazla çocuk
ölümü önlenebilmektedir.
- Bütün bu ilerlemelerin sonucu 1996 yılında,
1990 yılına göre 2.5 milyon daha az çocuk öle-
cektir. Her yıl sakat ka-
lan, kör olan, kötürüm
kalan ya da zekâsı geri
kalan çocuk sayısında
yaklaşık 700 binlik bir
azalma sağlanacaktır.
- Ishal ve zatürreeden
her yıl yaklaşık 3 milyon
çocuk ölmektedir. Bu iki
hastalık, 5 yaş altı bütün çocuk ölümlerinin yan-
suıa neden olmaktadır. Bu iki hastaüğın önlenme-
süıde başlatılan mücadelede alınan yol çok azdır.
Başan sağlananıadığı takdirde bu son 10 yıkla bo-
şu boşuna ölecek toplanı 5 vaş altı çocuk sayis»yak-
laşık 30 milyona ulaşacaktır.
Dr. Claudio Sepuheda, bütün bu istenmeyen
ölümlere son veımek için gelişmekte olan ülke-
lere yapılan 30 milyar dolarlık yardımın 80 mil-
yar dolara çıkanlmasının yeterli olacagını belir-
tiyor. Istenen bu rakamın her yıl dünya ülkeleri-
nin askeri harcamalannın sadece üçte ikisini
oluşturduğu düşünülecek olursa dünya çocukla-
nnın o kadar da fazla şey istemedigi söylenebilir.
Sizce de öyle değil mi?
'Koruyucu aile', kimsesiz çocuklann aile ortamında yaşamasını sağhyor
Tüm çocuklar gülümsesin
FİGEN ATALAY
Bu yazı. çocuklan sevenlere.
Özellikle 'korunmaya muhtaç'
küçük çocuklar ıçın 'bır şey-
ler'yapmak isteyip. ne yapacağı-
nı bilemeyenlere. Kucaga, doku-
nulmaya, okşanmaya, kısacası
sevgiye hasret bebekleri gülüm-
setmek isteyenlere...
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun yuvala-
nnda haklannda korunma kara-
n alınmış 0-6 yaş arasındaki 3
bin 500 çocuk. sizleri bekliyor.
Onlan ziyaret edersenız, yatak-
lannda sessizce yatan bebekle-
rin kucaklanmak için kollarını
nasıl uzattıklannı, daha büyükle-
rin kucagınıza oturmak, saçınıza
dokunmak için nasıl çabaladık-
lannı göreceksiniz. Belkı o za-
man onlardan birini yanınıza al-
mak. koşulsuz sevgi lerine -geçi-
ci bir süre için bile olsa- karşılık
vermek isteyeceksiniz.
Geçen yıl başlayan •koruyucu
aile uygulamasf. ailesi olmayan
ya da ailesinin yanında kalama-
yacagı durumlarda çocugun ge-
•'Koruyucu aile' olmak için evli olmak
gerekmiyor, yalnız yaşayanlar da bu uygulamaya
katılabiliyor. Koruyucu ailelere çocuğun bakımına
katkı için ayda yaklaşık 1 milyon 500 bin lira
veriliyor.
çici bir süre aile ortamında yaşa-
masını sağlıyor. 'Koruyucu aile'
olmak için evlı olmak gerekmi-
yor, yalnız yaşayanlar da bu uy-
gulamaya katılabiliyor. Koruyu-
cu ailelere çocugun bakımına
katkı ıçın ayda yaklaşık 1 mil-
>on 500 bin lira veriliyor. Bura-
kam yılbaşında arttınlacak. Ko-
ruyucu aile olmak için başv uran-
lar. titizlikle ınceleniyor \e baş-
vuru kabul edildikten sonra da
aile ile ilişki devam ediyor
SHÇEK jetkilileri. şimdiye ka-
dar 21 çocuğun koruyucu aile
yanına yerleştinldığıni. çocuk-
larla ailelerin birbirlerine alıştık-
lannı ve hiçbir sorun yaşanmadı-
ğını belirtiyorlar.
Yetkililer. uygulamanın yarar-
lannı şövle anlatıyorlar:
"Koruyucu aile modelinde ço-
cuk, bir aile ortamında bulundu-
ğu için aile bireyleriyle birebir iliş-
ki kurar. Aüedeki anne-babayı
kendi annesi \e babası yerine ko-
yar. Bu, çocuğun psikolojik geli-
şimi için çok önemlidir. Çocuk,
sorumluluk duvgusunu aile için-
de vaşayarak öğrenir. Kurumlar-
da çocuklar her şey i hanr buiur-
lar, her şev önlerine gelir. Örne-
ğin. bakkala gidip de ekmek al-
mazlar. Aile içi sorunlar hakkm-
da hiçbir fikiıieri yoktur. Aile
içinde vetişen çocuk, toplumsal
değer yargılannı daha çabuk öğ-
renir."
SHÇEK İstanbul ll Müdurü
Figen Umur. uygulamayla ilgili
olarak şunlan söylüyor:
"Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'nun kurum-
lan artık eskinin 'yetimhane'le-
ri değil. Kurumlardaki çocukla-
nn hiçbir maddi eksiği yoktur.
Yerler, içerler, giysileri oyuncak-
lan vardır. Doktor, ilaç, aşı, hep-
si tamamdır. Okula giderler, eve
döner gibi kuruma gelirler. Pik-
niğe giderler. yazın kampa gider-
ler. Ama bu çocuklar mutlu değil-
lerdir, çünkü anne-babalan yok-
tur. Kurum herşev i verebilir ama
anne-baba veremez. Anne-baba-
nuı yerini de hiçbir şey tutmaz.
Çocuğun aile içinde yetişmesi ge-
rekmektedir.
Uygar ülkelerde de problem
çözülmüş değildir. Şimdi yeni bir
anlayışla çocuklar başka aileler
içinde yetiştirilmektedir. tşte bu
'koruyucu aile sistemı'dir. koru-
yucu aile, çocuğun aile ortamı
içinde yetişmesini sağlayacaktır.
Yani bu çocuklann, kurum yeri-
ne geçici bir süre için de olsa bir
aile ortamında büyümesi amaç-
lanıyor. Bu aile kendi ailesi degü,
fakat bir süre kendi ailesi yerine
geçiyor. Amaç, çocuklann kendi
ailel'eri varsa çocuğun sonunda
kendi ailesinin vanına dönmesi-
dir. Ailesi voksa çocuk, en önem-
li gelişme yaşlannı bir aile yanın-
da geçirmiş olacaktır."
Çocuk Esirgeme'ye bütçe darbesi
BÜLENT SARIOĞLL
ANKARA - Yardıma muhtaç yaşlı, çocuk
ve özürlü 30 binin üzerinde yurttaşın bakı-
mını üstlenen Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu'na (SHÇEK), bütçeden
Diyanet Işleri Başkanlığı'nınaltıdabiri ora-
nında pay aynldı. Yıllık yüzde 110'u aşma-
sı beklenen enflasyona karşın, bütçesi 1993
yılına göre yüzde 40 oranında arttınlan ve
Güneydoğu Anadolu'daki göç olaylan sonu-
cu artan ihriyaçlan da karşılamakta zorlanan
kurumun. 1995 yılı için hedeflediği pek çok
projesinin gerçekleşmeyeceği belirtildi.
5 Nisan ekonomik önlemlerinın ardından,
harcamalan büyük oranda kısılan ve bazı il-
lerde yurtlann ısıtma masraflannı bile zor
karşıladığı belinılen SHÇEK, bütçesınde
yapılan yüzde 40'lık artışla yeni bir darbe al-
dı. TBMM Genel Kurulu'nda sörüşülen büt-
çe yasa tasansında. Diyanet fşlen Başkan-
hğı'na 12 trilyon 323 milyar lira pay aynlır-
ken, SHÇEK'ye 2 trilyon 184 milyar liralık
harcamaöngörüldü. Kurum bütçesinin 1 tril-
yonluk 465 milyar lirası, zorunlu olarak per-
sonel giderlerine aynlırken. yatınm harca-
malan olarak da 175 milvar liralık masraf
İSO çevre toplantısı
6
Ruhsatsız kömür
ocakları kapatılııuıb'
•Sorunlar artıyor, bütçe azalıyor;
30 bin yardıma muhtaç, yaşlı,
çocuk ve özürlü yurttaşın
bakımını üstlenen Sosyal
Hizmetler ve Çocuk Esirgeme
Kurumu'na, Diyanet tşTeri
Başkanlığf nın 6'da 1 'i oranında
bütçe aynldı.
öngörüldü.
SHÇEK'nin. bütçedeki artış oranıyla
1995 yılı için planlanan projelerden büyük
bölümünü gerçekleştırme olanağının orta-
dan kalktığı belirtildi. SHÇEK Genel Mü-
dürü Bülent 1lik. butçenm yeni açılımlara ve
sosyal hizmet alanında artan ihtıyaçlara ya-
nıt \erecek düzeyde olmadığını belırterek.
şunlan söyledi: "Tasarruf edeceğimiz her
noktada tasarruf yapıyoruz. Yurt gezileri-
mizde. bütün kuruluşlanmızı, depolanna
kadardenetledik. Birinde bir gram fazla olan
şeyi diğerine naklettik. O anlamda tasarruf
tamam, yurttaşlann katkısı da tamam, ama
daha ciddi olan bir şey var; kurumun kay-
naklan süratle çok, ama çok büyütüknekzo-
runda. Onun için kesinlikle sosyal htzmetle-
re yönelik kav naklann çok artmasu özel bir
çerçevede ele ahnması gerekir."
Sekteye uğrayacak^rojeler
SHÇEK'nin, 1995 yılı için planlanan \e
ekonomik bunalımdan etkilenecek olan ba-
zı projeleri şöyle:
- SHÇEK ile Emnıyet Genel Müdüriüğu
arasında imzalanan protokolle, çocuk suçu
ve suçluluğunun önlenmesi ve engellenmesi,
savıca azalhunası, evinden kaçan, terk edilen
çocuklann aileleriv le ihşkilerinin düzenlen-
mesi amaçlanıvor. Bu kapsamda, 'Madde
Bağımlısı ve Özel Sorunlu Çocuklar Mer-
kezi' açılacak.
- Nüfusta meydana gelen artış ve buna
bağh olarak korunmaya muhtaç çocuk sayı-
sındakı artışla \erilen hızmette meydana ge-
len artışın hedef gruba ulaşmayı engelleme-
si nedeniyle koruyucu ve önleyici hızmetle-
re ağırlık \enlecek.
- 10 ilde, zihinsel özürlülerin ve ailele-
rinin eğitiminin yapılabileceği Gündüz-
lü Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi' ve
çeşitli illerde çocuk ve erişkin özürlülere
yönelik 'Sürekli Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi' kurulacak.
tstanbul Haber Servisi - Çevre
Bakanı Rıza Akçalı. tstanbul Sa-
nayi Odası (İSO) Çevre Danışma
Kurulu'nun 8. toplantısında yap-
tığı konuşmada, tstanbul'daki
ruhsatsız kömür ocaklannın ve
Kilyos'tan Istrancalara kadar
uzanan bölgedeki ocaklann tü-
münün kapatılarak boşalan alan-
lann yeşıllendirilmesi gerektiği-
ni söyledi.
Hava kirliliğinin çevre sorun-
lan içerisinde en ciddisi ve teh-
lıkelisı olduğunu belırten bakan,
"Sorunun çözümü. yalnızca ilgi-
li kuruluşlann sorumiuiuğunda
değildir. Tüm vatandaşlann, or-
tak büinçle hareket ederek oto-
kontrol mekanJzmasını isletmesi
gerekir" dedı.
Vali Hayri Kozakçıoğlu ise.
yasaklara karşı olduğunu belirte-
rek hava kırliliği sorununun baş-
lıca etkeni olan kömür için. ts-
tanbul'da kesinlikle lyileştirme
ve zenginleştirme tesisi kuracak-
lannı ve 1995 temmuzundan
sonra da. bu tesisten geçmeyen
kömürü kente sokmayacaklannı
söyledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı
R. Tayyip Erdoğan, bugün çevre
sorunu açısından geri dönülmez
noktalaragelindiğini kaydederek
hava kirliliği başta olmak üzere,
tüm sorunlan merkezi hükümet-
le çözmek istediklerini söyledi.
İSO Meclis Başkanı Ömer
Diçkök ise, nüfus artışı ve eko-
nomik gelişme sonucunda dün-
yada ekolojik dengenın bozuldu-
ğunu belirtti ve "Hızhgelişmenin
doğal sonucu olarak İstanbul'da
hava ve su kirliliği yaşıyoruz"
dedi.
İSO yönetim Kurulu Başkanı
Hüsamettin Kavi. dünyada ser-
best piyasa ekonomisı düzeni
içinde yaşanan rekabet ortamın-
da, çevreye saygılı olarak yapılan
üretimin büyük avantajlar sağ-
ladığını dile getirdi.