30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 ARALIK 1994 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 19 Başbakan Çiller bakanlanm habrladı • 55 gün aradan sonra yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında, insan haklan bakanlığının kurulmasına ilişkin yasa tasansının TBMM Genel Kurulu'nda öncelikle ele alınması kararlaştınlırken, Habur sınır kapısının açılmasıyla PKK'ye destek sağlandığı ve kayıtdışı ekonomiye prim verildiği iddialannı araştırmak için 6 kişilik bir komisyon oluşturuldu. Başbakan Çiller, TMYT konusunda DYP'li b'akanlara, "Aranızda bir an önce anlaşın ve bu yasayı çıkann" dedi. 1 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tansu Çiller, bakanlannı 55 gün sonra anım- sayarak Bakanlar Kurulu'nu top- ladı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın başbakanlığı dönemin- de olduğu gibi Bakanlar Kuru- lu'nu 2 aya yakın bir zamandır toplamayan ve imzalanması zo- nınlu kararnameleri elden dolaş- tıran Çiller, dünkü toplantıda. in- san haklan bakanlığının kurulu- şuna ilişkin yasa tasansının TBMM Genel Kurulu'nda önce- likli görüşülmesi ve koalisyon ortaklan arasında sorun olan Te- rörle Mücadele Yasası değişikli- ği (TMYT) üzerinde "bir an ön- ce uzlaşmaya vanlmasr istemi- ni dile getirdi. Toplantıda, Habur sınır kapısının açılmasıyla PKK'ye destek sağlandığı \e ka- yıtdışı ekonomiye prim verildiği endişesi dile getirilirken, konuya ilişkin savlann araştınlması için 6 kişilik bir komisyon oluşturul- du. Çiller, yaklaşık 2 ay aradan sonra Bakanlar Kurulu'nu top- larken. SHP Genel Başkanı Mu- rat Karayalçın, "yenititri"ile sa- londaki yerini aldı. Karayalçın'a aynlan yerde bulunan \e daha önce üzerinde "Devlet Bakaıu ve Başbakan Yardımcısr yazan pi- rinç levhanın yerine, "Devlet Ba- kanı ve Başbakan Yarduncısı Ve- kili- Dışişleri Bakaıu" yazılı pla- kanın yerleştirildiği dikkat çek- ti. Bakanlar Kurulu'nun sonunda resmi açıklama yapılmazken, gümrük birliği, TMYT, sağlık re- formu yasa tasansı, büyük kent- lerin sorunlan. Habur sınır kapı- sının açılmasıyla ortaya çıkan sorunlar ele alındı. Toplantıda, Habur sınır kapısının açılmasıy- la, ekonomide canlanma olması- na karşın, PKK terörüne prim v e- rildiği ve örgüt destekçilerinin haraç toplamaya başladığı, ka- yıtdışj ekonominin gözle görü- lür bir artış kaydettiği endişesi dile getirildi. Habur sınır kapısı- nın açılmasıyia, giriş-çıkış dene- timinin iyi yapılamadığı, PKK destekçilerinin ülkeye kolay gi- riş-çıkış yaptıklan ve kayıtdışı ekonominin beslendiği savlan konusunda araştırma yapmak üzere bir komisyon oluşturuldu. Komisyona. devlet bakanlan Ay- kon Doğan, Ayvaz Gökdemir, Ali Şevki Erek, Mehmet Gükegün. Sanayi ve Ticaret Bakanı Meh- met Dönen. Maliye Bakanı İsmet Attila, lçişleri Bakanı Nahit Menteşe seçildi. Toplantı sonra- sı Menteşe, Gökdemır ve Attila, konuya ilişkin birdeğerlendirme toplantısı yaptılar. Toplantıda Çiller'in, gümrük birliğine giriş sürecini kolaylaş- tırmak ve DEP davasının Avru- pa'da yarattığı olumsuz imajı si- lebilmek için TBMM'de bekle- yen insan haklan bakanlığının kuruluşuna ilişkin yasa tasansı- nın genel kurulun öncelikli gün- demine alınması talimatı verdiği öğrenildi. Bu çerçe\ede, TBMM Danışma Kurulu'nun bugün top- lanarak. bütçe görüşmeleri son- rasında zaman kalması duru- munda, daha önce 2 maddesi ka- bul edilen tasanyı görüşmesi bekleniyor. Koalisyon ortaklan arasında sorun olan TMYT konusunda Çiller'in, SHP ve DYP'li bakan ve grup yöneticilerinin oluştur- duğu komısyonun en geç gele- cek hafta aralannda anlaşmalan istemini dile getırdiğı belirtildi. Toplantıda aynca. büyük kentle- rin sorunlan ile sağlık reformu yasa tasansının da görüşüldüğü öğrenildi. Sağlık reformu yasa tasansı ile Doğu ve Güneydo- ğu'da "zorunlu hizmet"in kaldı- nlması ve yüksek ücretlerle böl- genin cazip hale getirilmesi amaçlanıyor. Toplantıda. Dışiş- leri Bakanı Karayalçın'ın, güm- rük birliğine giriş sürecine ilişkin bilgi sunduğu ifade edildi. 19 aralıkta Brüksel'de yapıla- cak Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki Ortaklık Konseyi top- lantısına Karayalçın'ın katılaca- ğı, Çiller'in de, AB büyükelçile- rinin toplantıya gitmesi yönün- deki istemini değerlendirdiği bil- dirildi. Saklıarov insan Haklan Odülü, Teslime'nin STRASBOURG (AA) - Av- rupa Parlamentosu 1994 Sakha- rov İnsan Haklan Ödülü, bugün düzenlenen bir törenle Bangla- deş'te hakkında ölüm cezası is- tenen yazar Teslime Nesrin'e v e- rildi. Avrupa Parlamentosu Baş- kanı Klaus Haensch. ödül töre- ninde yaptığı konuşmada. yaz- dığı kitaplar yüzünden hakkın- da ölüm cezası istenen Nes- rin'in. ifade özgürlüğü konu- sunda uluslararası bir sembol tialine geldiğini söyledi. Nesrin ise konuşmasında. Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DEP'in eski milletve- kili Leyla Zana'yı övdü. Avrupa Parlamentosu Dışiş- leri Komisyonu, insan haklan ödülü için, Nesrin ile birlikte, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan DEP'in eski milletve- kili Leyla Zana ve Kübalı Se- basrian Arcos Bergnes'i de aday olarak göstermişti. Sakharov ödülü. geçen yıl Saraybosna'da güç koşullar al- tında faaliyetlerini süıdünneye çalışan Oslobodjenje gazetesine veriİmişti. Mercümek yalan söylüyor • Baştarafı 1. Sayfada ram diyen aşırı dincilerin banka- lan kullanmadığı dönemler ol- muştu. Ancak son 5 senedir bu akım da kendisini unutturdu. Her gün TUrk bankalannın tem- silcilikkrinde giyim tarzından İs- lanıi yaşamı hayat tarzı edindiği belli olan binlere kişi Türkiye'ye para aktarmaktadır. Bu nedenle pratikteki uygulama ve bize ula- şan bilgilere göre Mercümek'in anJartıgı türde Türk işçilerinin ta- sarruflannı belirli kişiler aracılı- ğı ile Türkiye'ye aktardığı sav la- n gerçekten ve ekonomik bilim- selh'kten uzak, göz boyamak amacı ile yapılmış açıklamalar olarak değeriendirilmelidir" de- diler. Süleyman Mercümek'in açık- lamalannda belirttiği 'tasamıf- lannı değerlendirmek üzere gü- venilir kişi olduğu için Mercü- mek'eyatıran yüzkrce Türkişçi- si'ni bulmak için Almanya'da Cumhuriyet tarafından yapılan araştırmalarda sonuç aîmak mümkün olmadı. Mercümek'e parasını yatırmış kişi ve kişileri bulabilmek amacıyla Refah Par- tisi çizgisi ve diğer akımlan des- tekleyen camiler nezdinde yapı- lan girişimlerde bu tip kişilere rastlanmadı. Almanya'dan Türkiye"de yatı- nm yapmak isteyenlerin artık aracı kullanmadığını belirten bir- çok cami görevlisi Süleyman Mercümek adının Almanya'da- ki Müslümanlar arasında Bosna skandalına bağlı olarak tanın- dığını, daha önce bilinmediğini belirttiler. Refah Partisi'nin yurtdışı örgütü konumundaki ve Mercümek ile ilişkisı değışık za- manlarda belgelenen Avrupa Milli Görüş Teşkilatlan'nın (AMGT) Köln genel merkezine yaptığımız başvuru da yanıtsız kaldı. "Almanya'daki yatınm- larını Süleyman Mercümek aracılığı ile değerlendirmiş kişileri anyoruz, bu kişileri bula- madık bize yardımcı olun" şek- lindeki girişimlerden sonuç alınamadı. Telefona çıkan AMGT'liler. "Bu konu, sizi ügilendirmez. Bur- nunuzu ne hakla sokuyorsunuz" türünde yanıtlar vererek Mer- cümek'e para yatırmış Türk iş- çisi bulabilmek yolundaki yar- dım taleplerimizi geri çevirdiler. Gümrük Birliği kıskacı I Baştarafı 1. Sayfada kiye'ye karşı sorumluluğu bu- lunduğunuhatırlatarak son yapı- lan Essen zirvesinde de AB li- derlerinin bu sorumluluğu teyit ettiklerini bildirdi. Türkiye'deki insan haklan ih- lalleri iddialan ile ilgili olarak Budapeşte'de yapılan AGİK zir- vesinde Başbakan Tansu Çilleri- le bir görüşme yaptığını belirten AB komiseri, Türkiye'de de- mokratikleşme paketinin yürür- lüğe sokulacağına dair söz veril- diğini. ancak bu konuda şu ana kadar çok az bir ilerleme sağlan- dığını ileri sürdü. Avrupa Parla- mentosu'nun kabul edilen kara- nnda, kapatılan DEP'in eski mil- letvekilleri ile ilgili sona eren da- va ve insan haklan ihlalleri iddi- alan gerekçe gösterilerek TBMM ve Avrupa Parlamento- su arasında köprü vazifesi gören Karma Parlamento Komisyo- nu'nun (KPK) faaliyetlerinin dondurulması yolunda daha ön- ce alınan karann devam ettiril- mesi istenirken demokratik gö- rüş taşıyan Türk parlamenterler- le resmi olmayan görüşmelerin de sürdürülmesi kararlaştınldı. Parlamentoda kabul edilen ka- rarda, kapatılan DEP'in eski mil- letvekilleri ile ilgili karann bo- zulması ve mahkûmiyetine ka- rar venlenlerin serbest bırakıl- ması gerektiği ileri sürüldü. V W GUNDFM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Başbakan Yardımcılığı, Başbakanlık tekkesindeki, affedersiniz konutun- daki tarikat zirvesinin yanı sıra eko- nomi konuştum. "Enflasyon öngör- düğümüz rakamın üzerinde çıktı ama" diyor, "5 Nisan Kararlan'nın başarıyla uygulandığı iddiasında- yım." Iddialı bir iddia. Temmuz-aralık enflasyonu yüzde 20 idi. Şimdiden yüzde 30'u geçe- ceği kesinleşti. 1994 yılı enflasyonu da yüzde 14O'ı bulacak. Peki, 1995 hedefi ne? Bütçe hesaplarına göre yüzde 20. Bu kadarına pes, hatta abes... Neden hedef yüzde 20? Işçiye, memura enflasyon oranın- da zam yapacaklanna söz verdiler, yılbaşında "Hedefimiz yüzde 20 enflasyon, buyurun yüzde 20 zam" derneye hazırianıyorlar. Öyle görünüyor ki, 7 aydır toplu- sözleşme farklarını, ikramiyelerini doğru dürüst alamayan kamu işçi- lerini 1995'te de Çiller li, kara ve yalçın günler bekliyor. Hükümet 1995 yılı bütçe hedefle- rini 60 milyonun gözü önünde Mec- lis'e yutturdu ama, millete yuttura- madı. Bir haftadır Ankara'ya postu seren IMF heyeti, bütçe rakamları- IMF: Işçinin Memurun Felaketi... nın büyük çoğunluğunu gerçekçi bulmadı. Bunun üzerine yeni bir ça- lışma başlatıldı. Enflasyon hedefi halkımıza yüzde 20, IMF'ye yüzde 51. Bütçe hedefi halkımıza 200 tril- yon, IMPye 400 trilyon. Devam edin, nasıl olsa halk anla- maz. % IMF, bir yandan bütçenin gerçekçi rakamlara oturtulmasını istiyor, di- ğer yandan uyarıyor: - Aman ha, işçiye memura fazla zam yapmayın. IMF bilindiği gibi Uluslararası Pa- ra Fonu'nun kısaltılmışı. Ama Türk- çeye sanırım şöyle çevirmek gereki- yor: - Işçinin memurun felaketi. Hükümet IMF'ye yalancı çıkaca- ğına, halka anlatılacak bütçeyi ayrı, IMF'ye verilecek bütçeyi ayrı yapa- bilirdi. IMF herhalde DPT yöneticilerine sormuştur: - Kardeşim sizin okumanız yaz- manız yok mu? Bu ne biçim planla- ma? Rakamlann hepsi sallama. Artık benim güvenim kalmadı. Başta Çiller olmak üzere hükümet üyeleri kamuoyuna açıklama yap- madan önce yalan makinesinden geçirilmeli. Çiller ayrıca Kuran'a el bassın diyecegim ama, faydası ol- maz. El basar, desteksiz atar. Iki ders Bugün Portekiz'in başkenti Liz- bon'dayım. Demirelın resmi ziya- reti var. Dün Ankara'dan Lizbon'a gelirken uçakta TİSK Başkanı Refik Baydur'la sohbet ettim. Baydur'a göre hükümet ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ekonomiyi batı- ramaz. "Türkiye'de hükümetlerin dışında bir müteşebbis grubu var ki, işi onlar götürüyor"d\yor. Baydur'a sordum: - Yeni bir paketten söz ediliyor, ne diyorsunuz? - Bunların paketi, babaevinden geceyarısı kaçan kızın bohçasına benziyor. Aceleyle ne bulurlarsa ko- yuyorlar. Baydur, Istanbul Iktisat Fakültesi mezunlarının yemeğinde şu konuş- mayı yapmış: "Çiller'in Başbakanlığı iki büyük ders verdJ; birincisi, kadından baş- bakan olmaz, ikincisi profesörden başbakan olmaz." Burada kadın okurların alınması- na gerek yok, Çiller'i 1100 erkek delege seçti. 20 aralıkta yeni bir memur eylemi var. Büyük kentlerde zaman zaman düzenledikleri eylemlerle seslerini duyurmaya çalışan memurlar, bu kez yurt çapında belli bir süre işi bırakacaklar. Çiller'in bütçesi delik ama, memurunki delikten öte. Altı açık torba gibi. Memurların parasal konularda üç temel sorunu var; şu anda çok düşük, yılbaşında öngörülen zam yetersiz, maaş dağılımı dengesiz. Bu sorunların kısa sürede çözümü olası değil. Eylemler daha çok kamu oluştur- maya ve hükümetin dıkkatini çek- meye yönelik. Bunun bilincinde olan memurlar maaşlarını Başbakan'ın iki dudağı arasından değil, toplusözleşme masasından öğrenmek istiyorlar. Hükümet (özellikle DYP kanadı) buna olmaz diyor. Neden? - Bu kadar demokrasi çok olur, daha erken. Çiller mantığının özeti şu: - Özelleştirmede geç kaldık, demokrasinin acelesi yok! Namııs kavramında sistem yanhşlığı Almama'dan yeni gelen Aziz Nesin. insan haklan ihlalleri yüzünden Türkiye'nin onurunun ayak- lar alünda olduğunu söyledi. İHD. vakınlannı vitiren Kürt' ana ile 'Türk' asker yakınlannı bir araya getirdi. Toplantıda. her iki 'taraf* da kanın durmasını istedi. (Fotoğraf: KA AN SAĞANA K) Olan, gariban çocuğuna oluyor Türkiye, insan haklan ihlalinde dünya ikincisi tstanbul Haber Servisi - Biri iki evladını, biri kardeşini, diğe- ri de amcasının oğlunu yitirmiş. Şimdi objektife yan yana bakı- yorlar. Ananın iki oğlu bir 'ta- raFtan, diğerlerinin yakınlan ise "karşı taraf'tan. Anne Kebire Doğan. oğullanndan birini ceza- evinde diğerini bir köyde, çatış- mada yitirmiş. İbrahim Öksüz amcasının oğlunu. devlet memu- ru olduğu ıçın adını açıklamayan diğer kişi de kardeşini askerdey- ken yitirmiş. Üçünün de ortak di- leği, "Bitsüı arük bu sav-aş." Ar- dından video banttan perdeye yansıyan gözü yaşlı ve yaslı bir babanın görüntüsü. Oğlunun ter- hısine birkaç gün kala telefon et- miş, "1.5 miKon lira, sivil giysi- ler gönderivorum sana. Dönüşte deuçağabingel."Ertesi gün ölüm haben gelmiş, "Şımak'ta çıkan bir çatışmada.»" Artık kimsenin ölmesini istemiyor. "Bir tek bi- zim gibi garibanlann çocuklan ölüyor. Hiç başbakanın, bakanla- ruı, milletvekillerinin, generalle- rin çocuklan öldü mü?" İnsan haklan ihlalleri sırala- masında dünya ikinciliğine (Bosna-Hersek'ten sonra) sahip Türkiye'de. "İnsan Haklan Haf- tası" sürüyor. İnsan Haklan Der- neği (IHD) ile Barış lnisi>ati- fi'nin "Çocuklanmızölmesin,öl- dürmesin, öldürülmesin; analar ağlamasın artık" diyerek "kirli savaşta' yakınlannı yitiren •Kürt' ana ile 'Türk' asker ya- kınlannı bir araya getirdiği Is- tanbul TabiplerOdasf ndakı top- lantıda, her iki 'taraf da akan kanın durmasını istedi. "1992 ha- ziranında askerdeki kardeşimi ka> bettim. Bu savas önce de v ar- dı, hâlâ da var. Demek ki vanlış bir şey var. Bu kirli savaştan çıka- n olanlan kınıyorum." "Kardeş kardeşi öldürmesin." "İnsanlar ölüme alkış tutnıasın." Bu ve benzeri dileklerin dile getirildı- ğı toplantıya öncekı gün döndü- ğü Almanya'dan ayağının tozuy- la katılan yazar Aziz Nesin. insan haklan ihlalleri yüzünden Tür- kiye'nin onurunun ayaklaraltın- daolduğunubelirterek. "Bunlar, devletten maaş alarak Türki- ye'vi, seni, beni rezil ediyor. Biz Türkiye'nin onuru için çalışıvo- ruz. Bunlar onursuzluğu için mi çalışıyor" diye sordu. Öienler arasında da aynm yapıldığına dikkat çeken Nesin, "Türkaske- ri ölünce şehit, Kürt askeri ölün- ce gömüldü, oldu bitti. Ikisi de kardeşT dedi. Yundışı gezisi nedeniyle top- lantıya Hale Soygazi"nın okudu- ğu bir mesajla katılan Yaşar Ke- mal de veryüzündeki en kötü sa- vaşın kardeşler savaşı olduğunu belirterek. "Ölen Kürt halkının, Türk halkının analan biıieşirse, bütün dünyanın analan birleşir- se savaşlar olmaz" dedi. Demirtaş Cev hun, Arslan Ba- şer Kafaoğlu, Demirtaş Ceyhun, Lale Mansur. Şükran KurdakuL, Ferhat Tunç, Mehmet Güler- yüz'ün de katıldığı toplantıda. Banş lnisiyatifi adına konuşan Şanar Yurdatapan. ilışki kur- dukları birçok asker ailesinin, halk üzerinde estirilen terör yü- zünden toplantıya katılmaktan son anda vazgeçtiklerini belirtti. Anne Kebire Doğan da. "Bu kir- li savaşçabuk bitsin" dileğini yi- neleverek. "Koltuk için niye ço- cuklan kınyorlar? .Asker de ben- im çocuğum" diye konuştu. Almanya desteğîıri çekiyor • Baştarafı 1. Sayfada dığı, Almanya Federal Mecli- si'nde dün yapılan görüşmelerde ortaya çıktı. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 19 aralık günü Brüksel'de imzalanması bekleni- len gümrük birliği anlaşmasının Ankara açısından en önemli des- tekçisi Alman Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel'in muhalefetteki yeşiller ve SPD tarafından sert bir dille eleştirildiği Alman Fe- deral Meclisi'ndeki bütçe görüş- melerinde söz alan konuşmacılar Kohl hükümetinin DEP millet- vekillerinin mahkûm edilmesi olayına kesin tavır almasını iste- diler. Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel. görüşmeler sırasında yaptığı ko- nuşmada, "Şayet Türkiye, Avru- pa'ya girmek istiyorsa. AvTupa için önemli olan hususlara sırt çe- virmemelidir" dedi. Dışişleri Bakanı Kinkel, banş ve kalkınmanın, insan haklanna uyulmadan idamesinin doğal olarak mümkün olmadığını be- lirterek şunlan söyledi: "Bunu geleneksel dostumuz ve ortağımı/ olan Türkiye'ye de söv- lüyoruz. Kürt milletvekillerinin yargılanması hususu, Avru- pa'nın hukuk devleti anlavışı ile bağdaşmaz. Federal hükümet. meclis başkanının bu konuda yapmış olduğu açıklamayı des- teklemektedir. Kürtlerin sınırdışı edilmeleri durdurulmuştur. Avrupa Birliği, gözümüzün önünde cereyan eden bu insan haklan ihlallerini sade- ce Ankara nezdinde değil, aynı zamanda 19 aralıkta yapılacak Türkiye Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi toplantısında dile getire- cektir. Bu konseyin toplanmasını sağlamak ve buradan olumlu so- nuç almak çok zor olacaktır. Tür- kiye'ye şunu da iletmek istiyo- rum. Şayet Türkiye, Avrupa'ya girmek istiyorsa, Avrupa için önemli olan hususlara sırt çevir- memelidir. Ülkemizde çok değer verdiğimiz yaklaşık 2 milyon Türk yaşamaktadır. Onlan dost ve müttefık olarak görüyoruz ve takdir ediyoruz. Türkiye'nin si- yasi ve stratejik öneminin farkın- dayız. N'ıllardan beri yakın ilişkiler içerisinde bulunduğumuz Türki- ye'ye, en zor günlerinde bile dost- İuk ilişkileriyie elimizden geldi- ğince yardım etmek istiyoruz. Ancak Türkiye de buna katkıda bulunmak zorundadır." Bugünkü bütçe görüşmelerin- de konuşan ana muhalefetteki Alman Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı Rudolf Scharpingde. DEPdavası karar- lannın insan haklan ve demok- rasiye aykın olduğunu iddia ede- rek. "Biz bu tartışmalarımızı Türkiye'ye ve Türk halkına kar- şı kullanmak istemiyoruz. Ama insan haklan ihlallerinin eleşti- rilmesi konusunda da ABD'den geri kalamayız" dedi. ABD devrede Almanva'dan sonra ABD'nin de. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki gümrük birliği konu- sundaki vetosunukaldırması için Yunanistan'abaskı yaptığı bildi- nldi. Yunan basını, Atina'nın, Tür- ki)e-AB gümrük birliğine 'Evet' demesi ıçın. ABD'nin. Vvashington'daki Yunan Büyü- kelçiliği aracılığıyla girişimde bulunduğunu duyurdu. Almanya'nın. AB dönem baş- kanı olarak Türkiye lehindeki gi- rişımıni. ortaklık dışında olması- na rağmen ABD'nin de destek- lemesi, Atina'da huzursuzluk ya- rattı. Etnos gazetesi. 'Çifte baskıla- ra Atina'nın cevabı: Veto* başl ık- lı haberinde. ABD'nin girişimı- ne Atina'nın, 'vetosunu devam ettireceği" yolunda bir cevap ver- diğini belirtti. Ta Nea gazetesi ise 'Yunan>e- tosu için Amerikan girişimi" baş- lığı altındaki haberinde, "Bu gi- rişimden rahatsız olan Atina, Kıbrıs ve Kürt meselesinde ısrar edip, Türkiye'ye karşı vetosunu sürdürmekte kararlı" ifadesini kullandı. ROMANVE YAZARLIK ONURU Samim Kocagöz 50.000 (KDVıçınde) Çui>rlu} YuYmları Türkocağı CııJ. }<i-41 Cai>alt)ğlu-İ\iunbul Ödemeli gönderilmez • Baştarafı 1. Sayfada lıydı. Daha çok çalışmayabaşla- dı. Bildik, sakin bir yaşamı var- dı kısacası; tıpkı. beklentileri ve düşleri gibi. Ama sıradan bir günde de her şey son buluverdi. Gazetelere konu oldu, bir de Kars televizyonuna kısa bir ha- ber. Ismi iki harfe düşürüldü: Yaşı on yediydi ve öldürüldü. Katıl zanlısı ev sahibi Veysel Uluğ'du. Cinayet nedenı için, 'na- mus' denildi. O her şeyden önem- li tutulan, rutulması için çırpını- lan, varlığını beyinde değil, üreme organlannda bulan 'namus'tu ne- den. Gazetelerböyle yazdı, insan- lar böyle konuştu. "Eveerkekab- yordu" denildi, yetmedı. "Saçını sanya boyatrj" denildi. o da yet- medı. Sonunda para karşılığı er- keklerle ilişki kurduğuna vardırıl- dı söylenilenler. Her şey zanlıyı korumak ıçındı. O erkektı ve evı- nin. evinin kapılarının, duvarlan- nın, pencerelerinın 'namusu' için öldürmüştü F.G.'yi. Ismi, devlet memuru olduğu için yazılmaması gereken üç yıl- lık ögretmeni; F.G. hakkında çı- kanlan söylentileri, üstelik bunla- nn gazetelere yansıtılmasını anla- yamıyor bir türlü. O güne kadar başanlı, öğretmenlerine karşı say- gılı, kendi halinde öğrencisıne ya- kıştırılanlara inanmıyor. Inaruna- yacak da. Küçük bir kentte. bir kez bıle olsun 'yanlış hareket'ıne tanık ol- madığı F. G. için 'üzüntü' duyula- bilır ona göre. Bir başka öğretmen, F.G.'yle aynı odayı paylaşan arkadaşları- nın olay sonrası kendisine anlat- tıklannı yineliyor. Başına vurduk- tan sonra F.G.'yi odada bırakıp çı- kan. oda arkadaşlarına bürün so- ğukkanlılığı içinde. "Arkadaşınız içeride yahyor" dıyen ev sahıbi- nın olaya intihar süsü vermek için çaba harcadığı var bu anlatılanlar- da. Olay, adli makamlara aksettı. Ev sahibi Uluğ tutuklandı. F.G.'nin cenazesi ailesı tarafından Akbaba Köyü'ne götürülüp top- rağa verildi. Ama önce vücudun- da otopsi yapıldı. Devlet hastane- si yetkilileri, otopsi sonuçlannı ga- zetecılerden gizlemedı. Açıkla- mada. ne başındaki yaradan ne bi- leklenne sonradan yerleştirilen kesik izlerinden söz edildi; "Baki- redeğildir"denılıpgeçildı. Birsü- re daha konuşulacak olanlar. Son- ra büyük ihtimal. diğer 'namus' olaylan gıbı unutulacak. Istanbul Ünıversitesi Kadın Sorunlan Araştırma Merkezı Başkanı Prof. Dr. Necla Arat ise unutulmama- sından yana. Hem olaya hem de gazetelerde yansıtılış bıçımıne duyduğu tepkiyi şöyle anlatıyor Prof. Arat: "Genç kızlarve kadınlar, sürek- li mahall-enin ve çevrenin denetimi altında y aşryor. Oniara sürekli suç işleyecek birileri gözüyle bakılıyor. Sonra yapyabancı bir adam gelip 'Evıne erkek aiıyor' gerekçesiyle genç bir kızı öldüriiyor. Ne ailesi- nin ne de bir yabancının namus kı- lıfı altında, birinin hayatını orta- dan kaldırmaya hakkı var? Bu olay, Türkiye'deki bir başka sorunu daha ortaya koyuyor. Kız öğrenciler için hem üniversitede hem de lisede kalacak yer bulmak sorun. Kızlar için yatılı bölge okuW lannın ve meslek liselerinin açıl- ması gerekiyor. İmam-hatip lisele- ri yerine, bunlann açılması şart. Bu olayda sorumluluk hepimize ait ve bu cinayette hepimizin payı var." F.G.nin, erkeklenn uyguladığı çeşitli şıddetlere maruz kalan, dö- v ülen. tecav üz edilen. sokağa atı- lan. hatta öldürülen kadınlara ne ilk ne de son örnek olduğunu vur- gulayan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ise görüşlerini şöyle açıkla- dı: "Kadınlann öldürülerekyasam haklan ellerinden alınması yetmi- yormuş gibu aynı zamanda kendi bedenleri üzerinde sahibi olama- dıkları kullanma haklan. öldüriil- düklerindc de "namus cınayetle- n'ni haklı gösterme çabalanyla gasp edilmektedir. Cansız bedeıik- rine devletin hastaneleri tarafın- dan yapılan bekâret kontroUeri de bir çeşit tecavüz ve cinayettir. Ya- pılan bu uygulamalar, 'namus uğ- runa' öldürülen kadınlann kim ol- dukları fark etmeyen erkekier ta- rafından öldürülmeyi hak ettikie- rini bir savunma biçimidir. Otop- si. kurallan olan bir muameledir. Bekâret kontrolü ise bu kurallar içinde yer almaz. Otopsinin devle- tin yetkilileri tarafından gerçekleş- tirildiği sırada bekâret kontrolü- nün yapılması, bu kurallara aykı- ndır. Bunun anlamı. canlı kadın- lara karşı gerçekleştirilmesinin ya- nı sıra kadınlann cesetlerine de uy- gulanan bir tecavüz şeklidir. KatÛ- ler kadar bu uygulamayı yapan vetkilUeri de kınıvor ve cezalan- OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada zorundadır. Çünkü Sayın Oyan'ın görevden alınma- sındaki haksızlığa DYP'liler de isyan ediyorlar, tepkiler büyüyor. Bu dönemde ilk kez Tariş'e bağlı pamuk üre- ticilerine kâr payı dağıtıldığı için Izmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Osman, durumu şöyle vurguluyor: "Sanırım siyasiler, buna kızdılar. Bu paraları neden onlara (pa- muk üreticilerine) dağıttm da bize dağıtmadın diye kız- dılar. Bu olay çirkin politika- cılıktır. Çalışan insanların, başarıya ulaşan insanların böyle küçük düşürülmesi hiçbir şeye sığmaz." Olayı daha değışik boyut- ta değerlendirenler de var. Bir yoruma göre de yakın ar- kadaşını Tariş'in başına ge- çiren Sayın Murat Karayal- çın'ın hesabı başkadır; Ta- riş'tekı gücü, SHP kurultay delegelerini yönlendirmek için kullanmayı düşünmek- tedir. Bu amaçla, iki ay ön- ce, Oğuz Oyan'ı görevinden uzaklaştıran kararname Başbakan Tansu Çiller'in masasına imza için konmuş- tur. Ne olursa olsun, bu savla- rın doğru olup olmadığı ko- nusunda bir açıklama gereği kaçınılmaz biçımde ortaya çıkmıştır; başarılı insanları cezalandırarak ne SHP bir yere varabilir, ne de koalis- yon hükümeti. Kamuoyu açıklamayı bek- liyor. • • • Türban için Sıyuz' oruz. İnsan Haklan Derneği Genel Sekreterı Hüsnü Öndül de F.G. olayında ev sahiplerinin. kom- şuların, nihayet okul yönetici- lennin ve hastane yetkılilerinin namus üzerine 'otorite'olduğunun görüldüğünü söyledi. "Şimdi sırada polisler. savcüar vv yargıçlar var"diyen Öndül. görüşlerini şöy- le açıkladı: "Anne-baba ve kardeşlerin, "kadın. kız namusu' üzerine söz sahibi olduklan biliniyordu. 'Er- kek namusu' üzerinde yalnızca 'erkekier' söz hakkına sahipti. Türk hukuk sistemi, cinsivet ay- rımcılığına dayalı namus' in- dirimini (namus gerekçesı ile cezadan ındirim) kabul ettiği sürece, erkek egemen yasalar ve toplumsal ilişkiler Türkiye top- lumuna dayahidığı sürece bu tür haberieri daha çok okuy acak ve olaylan yasayacağız. Howard Fast'ın 'tsyancılar' ro- manında Spartacus'ün köle kadınlara tecav üz eden Romalı as- kere söy lediği söz anlambdır: ° Ro- malı kadınlar. namuslanna çok mu düşkünler de tecavüz ediyor- sunuz?" " • Baştarafı I. Sayfada dır" diye kadınlı erkekli mevcut yasalara uymamaktadıriar. Bu duruma yöneticiler ve denerici- ler kay ıtsız kalmakta, destek ot- maktadııiar. Bu durumda yasa- lann uygulanmasını isteyenler dışlanmakta, suçlanmaktadır." Denetledığı birçok okulda tür- ban takan öğretmenleri ve oku! vöneticilerini uvardığını ifade eden Mehmet Akçasoy, öğret- menlenn raporlanyla ve okul yö- neticilerinin "Bundan ne çıkar, idare edelim" biçimindeki sa- vunmalarıyla karşılaştığını be- lirtti. Akçasoy. türbanlı öğret- menleri uyardığı için müfettiş ar- kadaşlarının da kendisine tavır aldıklarını vurcuiayarak şöyle dedi: "Öğretmenin sinüzit olduğunu varsayalım. Hadi dışanda tür- banı takıyor. Ama sınıfta niye takıyor? Normal oda sıcaklığın- da türban takmasına gerek yok oysa. .Ama takıyorlar. Hem Kıhk Kıyafet Yasası'na ay kın hareket ediyorlar hem de çocuklan olum- suz vönde etkilivorlar." Komıklar RP'Üydi TV Servisi- HBB'de yayımla- nan ve 'Mercümekolayı'nın tar- tışıldığı "Ayın Olayı" programı büyük tepki gördü. HBB Haber Dairesi Başkanı Selahattin Sadı- koğlu'nun yapımcılığını. Hulki Cevizoğlu'nun yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği programın stüdyo konuklannın ağırlıklı olarak Refah Partisi üyeleri ve sempatizanlarından oİuşması eleştirildi. Programın Bosna'yayardım kampanyası adı altında toplanan paralar konu- sunda Refah Partisi'ni ve Süley- man Mercümek'i 'aklayıcı' nite- lik taşıması tepkilerin başlıca ne- deni oldu. Konuk gazetecilerin. kimi zaman 'savunuyor gibi ola- cakama' sözleriyle araya girme- leri. Süleyman Mercümek'in kendi hakkındaki iddiaları yanıt- lamak üzere davet edildiği bir programda izleyici konumunda kalması ve yenne av ukatının ko- nuşması da tepkilerin nedenleri arasında. RP TBMM Grup Başkanve- kili Şevket Kazanın. konuyu sü- rekli "Bosna'yihJssetmeklazun" sözleriyle, yardım kampanyası yerine Sırp vahşetine yönlendir- mesi, 'hedef şaşırtma' olarak ni- telendirildi. Diğer yandan. programın ya- yımı sırasında Refah Partisi Ge- nel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın, HBB stüdyolarıyla sü- rekli telefon bağlantısı kurarak "sorulan yönlendirdiği' iddia edildi. Konu hakkında sorularımızı yanıtlayan HBB Haber Dairesi Başkanı Selahattin Sadıkoğlu. kendisine bu anlamda bir telefon gelmedigini belirtti. Sadıkoğlu. programın neden HBB'ye ve özellikle Hulki Cevizoğlu'na yaptınldığı yolundaki sorumuzu şöyle yanıtladı: "Süleyman Mer- cümek ile yakınlan vasıtasıyla, 6 ay önce zaten bağlantı kurmuş ve böyle bir program için söz almış- tik. İlkdefa TV'yeçıkma karan- nı alınca da bize verdiği söz nede- niyle HBB'yi'seçti. Programın Cevizoğlu'na verilmesinin nede- ni ise HBB y önetiminin. onun son zamanlardaki programlannı ba- şanlı bulması." Programın yayını için Istan- bul'a gelmiş olan Hulki Cevi- zoğlu ise dün gün boyu HBB'ye gelmedi. Kaldığı otelin adı açık- lanmayan Cevizoğlu'nun. yor- gun olması nedeniyle doğrudan Ankara'ya gitmişolabileceği bil- dirildi. Sakık'a TGRT sansürü TGRT'de canlı olarak yayım- lanan "Altenıatif adlı progra- ma telefonla konuşmacı olarak katılan eski DEP milletvekili Sır- rı Sakık. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş'le girdiği tar- tışmanın program yöneticilerin- ce kesildiğini söyledi. Ankara Büromuzun bildirdiğine göre, TGRT'nintavnnı 'çirkinbirdav- ranış" olarak niteleyen Sırn Sa- kık. "Hattı kestikten sonra, tek- rar TG RT'yi aradım ve Türkeş'e sormak istediğinı sonınun vanda kaldığını belirttim. Ancak, bağ- lantı kurmadılar. Sayın Türkeş, yargının bağımsız olduğunu be- lirterek bizleri PKK'li olmakla suçladı. "Gerekirse kan dökeriz' diye başına demeç veren Tür- keş'e kanı kimin adına dökecek- lerini sormak istedim. Ancak, program y öneticileri hattı kese- rek konuşmamı engellediler" de- di. ÖĞRENCİLERE Güngören'deaile yanında kalabilecek pansiyoner2bayan öğrenci. Tel:5627085
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle