Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 ARALIK 1994 CUMA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
Başbakan Çiller
bakanlanm habrladı
• 55 gün aradan sonra yapılan Bakanlar Kurulu toplantısında,
insan haklan bakanlığının kurulmasına ilişkin yasa tasansının
TBMM Genel Kurulu'nda öncelikle ele alınması
kararlaştınlırken, Habur sınır kapısının açılmasıyla PKK'ye
destek sağlandığı ve kayıtdışı ekonomiye prim verildiği
iddialannı araştırmak için 6 kişilik bir komisyon oluşturuldu.
Başbakan Çiller, TMYT konusunda DYP'li b'akanlara,
"Aranızda bir an önce anlaşın ve bu yasayı çıkann" dedi.
1
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Tansu Çiller,
bakanlannı 55 gün sonra anım-
sayarak Bakanlar Kurulu'nu top-
ladı. 8. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın başbakanlığı dönemin-
de olduğu gibi Bakanlar Kuru-
lu'nu 2 aya yakın bir zamandır
toplamayan ve imzalanması zo-
nınlu kararnameleri elden dolaş-
tıran Çiller, dünkü toplantıda. in-
san haklan bakanlığının kurulu-
şuna ilişkin yasa tasansının
TBMM Genel Kurulu'nda önce-
likli görüşülmesi ve koalisyon
ortaklan arasında sorun olan Te-
rörle Mücadele Yasası değişikli-
ği (TMYT) üzerinde "bir an ön-
ce uzlaşmaya vanlmasr istemi-
ni dile getirdi. Toplantıda, Habur
sınır kapısının açılmasıyla
PKK'ye destek sağlandığı \e ka-
yıtdışı ekonomiye prim verildiği
endişesi dile getirilirken, konuya
ilişkin savlann araştınlması için
6 kişilik bir komisyon oluşturul-
du.
Çiller, yaklaşık 2 ay aradan
sonra Bakanlar Kurulu'nu top-
larken. SHP Genel Başkanı Mu-
rat Karayalçın, "yenititri"ile sa-
londaki yerini aldı. Karayalçın'a
aynlan yerde bulunan \e daha
önce üzerinde "Devlet Bakaıu ve
Başbakan Yardımcısr yazan pi-
rinç levhanın yerine, "Devlet Ba-
kanı ve Başbakan Yarduncısı Ve-
kili- Dışişleri Bakaıu" yazılı pla-
kanın yerleştirildiği dikkat çek-
ti. Bakanlar Kurulu'nun sonunda
resmi açıklama yapılmazken,
gümrük birliği, TMYT, sağlık re-
formu yasa tasansı, büyük kent-
lerin sorunlan. Habur sınır kapı-
sının açılmasıyla ortaya çıkan
sorunlar ele alındı. Toplantıda,
Habur sınır kapısının açılmasıy-
la, ekonomide canlanma olması-
na karşın, PKK terörüne prim v e-
rildiği ve örgüt destekçilerinin
haraç toplamaya başladığı, ka-
yıtdışj ekonominin gözle görü-
lür bir artış kaydettiği endişesi
dile getirildi. Habur sınır kapısı-
nın açılmasıyia, giriş-çıkış dene-
timinin iyi yapılamadığı, PKK
destekçilerinin ülkeye kolay gi-
riş-çıkış yaptıklan ve kayıtdışı
ekonominin beslendiği savlan
konusunda araştırma yapmak
üzere bir komisyon oluşturuldu.
Komisyona. devlet bakanlan Ay-
kon Doğan, Ayvaz Gökdemir, Ali
Şevki Erek, Mehmet Gükegün.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Meh-
met Dönen. Maliye Bakanı İsmet
Attila, lçişleri Bakanı Nahit
Menteşe seçildi. Toplantı sonra-
sı Menteşe, Gökdemır ve Attila,
konuya ilişkin birdeğerlendirme
toplantısı yaptılar.
Toplantıda Çiller'in, gümrük
birliğine giriş sürecini kolaylaş-
tırmak ve DEP davasının Avru-
pa'da yarattığı olumsuz imajı si-
lebilmek için TBMM'de bekle-
yen insan haklan bakanlığının
kuruluşuna ilişkin yasa tasansı-
nın genel kurulun öncelikli gün-
demine alınması talimatı verdiği
öğrenildi. Bu çerçe\ede, TBMM
Danışma Kurulu'nun bugün top-
lanarak. bütçe görüşmeleri son-
rasında zaman kalması duru-
munda, daha önce 2 maddesi ka-
bul edilen tasanyı görüşmesi
bekleniyor.
Koalisyon ortaklan arasında
sorun olan TMYT konusunda
Çiller'in, SHP ve DYP'li bakan
ve grup yöneticilerinin oluştur-
duğu komısyonun en geç gele-
cek hafta aralannda anlaşmalan
istemini dile getırdiğı belirtildi.
Toplantıda aynca. büyük kentle-
rin sorunlan ile sağlık reformu
yasa tasansının da görüşüldüğü
öğrenildi. Sağlık reformu yasa
tasansı ile Doğu ve Güneydo-
ğu'da "zorunlu hizmet"in kaldı-
nlması ve yüksek ücretlerle böl-
genin cazip hale getirilmesi
amaçlanıyor. Toplantıda. Dışiş-
leri Bakanı Karayalçın'ın, güm-
rük birliğine giriş sürecine ilişkin
bilgi sunduğu ifade edildi.
19 aralıkta Brüksel'de yapıla-
cak Türkiye ile Avrupa Birliği
arasındaki Ortaklık Konseyi top-
lantısına Karayalçın'ın katılaca-
ğı, Çiller'in de, AB büyükelçile-
rinin toplantıya gitmesi yönün-
deki istemini değerlendirdiği bil-
dirildi.
Saklıarov insan Haklan
Odülü, Teslime'nin
STRASBOURG (AA) - Av-
rupa Parlamentosu 1994 Sakha-
rov İnsan Haklan Ödülü, bugün
düzenlenen bir törenle Bangla-
deş'te hakkında ölüm cezası is-
tenen yazar Teslime Nesrin'e v e-
rildi. Avrupa Parlamentosu Baş-
kanı Klaus Haensch. ödül töre-
ninde yaptığı konuşmada. yaz-
dığı kitaplar yüzünden hakkın-
da ölüm cezası istenen Nes-
rin'in. ifade özgürlüğü konu-
sunda uluslararası bir sembol
tialine geldiğini söyledi.
Nesrin ise konuşmasında.
Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılan DEP'in eski milletve-
kili Leyla Zana'yı övdü.
Avrupa Parlamentosu Dışiş-
leri Komisyonu, insan haklan
ödülü için, Nesrin ile birlikte,
Anayasa Mahkemesi tarafından
kapatılan DEP'in eski milletve-
kili Leyla Zana ve Kübalı Se-
basrian Arcos Bergnes'i de aday
olarak göstermişti.
Sakharov ödülü. geçen yıl
Saraybosna'da güç koşullar al-
tında faaliyetlerini süıdünneye
çalışan Oslobodjenje gazetesine
veriİmişti.
Mercümek yalan söylüyor
• Baştarafı 1. Sayfada
ram diyen aşırı dincilerin banka-
lan kullanmadığı dönemler ol-
muştu. Ancak son 5 senedir bu
akım da kendisini unutturdu.
Her gün TUrk bankalannın tem-
silcilikkrinde giyim tarzından İs-
lanıi yaşamı hayat tarzı edindiği
belli olan binlere kişi Türkiye'ye
para aktarmaktadır. Bu nedenle
pratikteki uygulama ve bize ula-
şan bilgilere göre Mercümek'in
anJartıgı türde Türk işçilerinin ta-
sarruflannı belirli kişiler aracılı-
ğı ile Türkiye'ye aktardığı sav la-
n gerçekten ve ekonomik bilim-
selh'kten uzak, göz boyamak
amacı ile yapılmış açıklamalar
olarak değeriendirilmelidir" de-
diler.
Süleyman Mercümek'in açık-
lamalannda belirttiği 'tasamıf-
lannı değerlendirmek üzere gü-
venilir kişi olduğu için Mercü-
mek'eyatıran yüzkrce Türkişçi-
si'ni bulmak için Almanya'da
Cumhuriyet tarafından yapılan
araştırmalarda sonuç aîmak
mümkün olmadı. Mercümek'e
parasını yatırmış kişi ve kişileri
bulabilmek amacıyla Refah Par-
tisi çizgisi ve diğer akımlan des-
tekleyen camiler nezdinde yapı-
lan girişimlerde bu tip kişilere
rastlanmadı.
Almanya'dan Türkiye"de yatı-
nm yapmak isteyenlerin artık
aracı kullanmadığını belirten bir-
çok cami görevlisi Süleyman
Mercümek adının Almanya'da-
ki Müslümanlar arasında Bosna
skandalına bağlı olarak tanın-
dığını, daha önce bilinmediğini
belirttiler. Refah Partisi'nin
yurtdışı örgütü konumundaki ve
Mercümek ile ilişkisı değışık za-
manlarda belgelenen Avrupa
Milli Görüş Teşkilatlan'nın
(AMGT) Köln genel merkezine
yaptığımız başvuru da yanıtsız
kaldı. "Almanya'daki yatınm-
larını Süleyman Mercümek
aracılığı ile değerlendirmiş
kişileri anyoruz, bu kişileri bula-
madık bize yardımcı olun" şek-
lindeki girişimlerden sonuç
alınamadı.
Telefona çıkan AMGT'liler.
"Bu konu, sizi ügilendirmez. Bur-
nunuzu ne hakla sokuyorsunuz"
türünde yanıtlar vererek Mer-
cümek'e para yatırmış Türk iş-
çisi bulabilmek yolundaki yar-
dım taleplerimizi geri çevirdiler.
Gümrük Birliği kıskacı
I Baştarafı 1. Sayfada
kiye'ye karşı sorumluluğu bu-
lunduğunuhatırlatarak son yapı-
lan Essen zirvesinde de AB li-
derlerinin bu sorumluluğu teyit
ettiklerini bildirdi.
Türkiye'deki insan haklan ih-
lalleri iddialan ile ilgili olarak
Budapeşte'de yapılan AGİK zir-
vesinde Başbakan Tansu Çilleri-
le bir görüşme yaptığını belirten
AB komiseri, Türkiye'de de-
mokratikleşme paketinin yürür-
lüğe sokulacağına dair söz veril-
diğini. ancak bu konuda şu ana
kadar çok az bir ilerleme sağlan-
dığını ileri sürdü. Avrupa Parla-
mentosu'nun kabul edilen kara-
nnda, kapatılan DEP'in eski mil-
letvekilleri ile ilgili sona eren da-
va ve insan haklan ihlalleri iddi-
alan gerekçe gösterilerek
TBMM ve Avrupa Parlamento-
su arasında köprü vazifesi gören
Karma Parlamento Komisyo-
nu'nun (KPK) faaliyetlerinin
dondurulması yolunda daha ön-
ce alınan karann devam ettiril-
mesi istenirken demokratik gö-
rüş taşıyan Türk parlamenterler-
le resmi olmayan görüşmelerin
de sürdürülmesi kararlaştınldı.
Parlamentoda kabul edilen ka-
rarda, kapatılan DEP'in eski mil-
letvekilleri ile ilgili karann bo-
zulması ve mahkûmiyetine ka-
rar venlenlerin serbest bırakıl-
ması gerektiği ileri sürüldü.
V W
GUNDFM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Başbakan Yardımcılığı, Başbakanlık
tekkesindeki, affedersiniz konutun-
daki tarikat zirvesinin yanı sıra eko-
nomi konuştum. "Enflasyon öngör-
düğümüz rakamın üzerinde çıktı
ama" diyor, "5 Nisan Kararlan'nın
başarıyla uygulandığı iddiasında-
yım."
Iddialı bir iddia.
Temmuz-aralık enflasyonu yüzde
20 idi. Şimdiden yüzde 30'u geçe-
ceği kesinleşti. 1994 yılı enflasyonu
da yüzde 14O'ı bulacak.
Peki, 1995 hedefi ne?
Bütçe hesaplarına göre yüzde 20.
Bu kadarına pes, hatta abes...
Neden hedef yüzde 20?
Işçiye, memura enflasyon oranın-
da zam yapacaklanna söz verdiler,
yılbaşında "Hedefimiz yüzde 20
enflasyon, buyurun yüzde 20 zam"
derneye hazırianıyorlar.
Öyle görünüyor ki, 7 aydır toplu-
sözleşme farklarını, ikramiyelerini
doğru dürüst alamayan kamu işçi-
lerini 1995'te de Çiller li, kara ve
yalçın günler bekliyor.
Hükümet 1995 yılı bütçe hedefle-
rini 60 milyonun gözü önünde Mec-
lis'e yutturdu ama, millete yuttura-
madı. Bir haftadır Ankara'ya postu
seren IMF heyeti, bütçe rakamları-
IMF: Işçinin Memurun Felaketi...
nın büyük çoğunluğunu gerçekçi
bulmadı. Bunun üzerine yeni bir ça-
lışma başlatıldı. Enflasyon hedefi
halkımıza yüzde 20, IMF'ye yüzde
51. Bütçe hedefi halkımıza 200 tril-
yon, IMPye 400 trilyon.
Devam edin, nasıl olsa halk anla-
maz. %
IMF, bir yandan bütçenin gerçekçi
rakamlara oturtulmasını istiyor, di-
ğer yandan uyarıyor:
- Aman ha, işçiye memura fazla
zam yapmayın.
IMF bilindiği gibi Uluslararası Pa-
ra Fonu'nun kısaltılmışı. Ama Türk-
çeye sanırım şöyle çevirmek gereki-
yor:
- Işçinin memurun felaketi.
Hükümet IMF'ye yalancı çıkaca-
ğına, halka anlatılacak bütçeyi ayrı,
IMF'ye verilecek bütçeyi ayrı yapa-
bilirdi.
IMF herhalde DPT yöneticilerine
sormuştur:
- Kardeşim sizin okumanız yaz-
manız yok mu? Bu ne biçim planla-
ma? Rakamlann hepsi sallama.
Artık benim güvenim kalmadı.
Başta Çiller olmak üzere hükümet
üyeleri kamuoyuna açıklama yap-
madan önce yalan makinesinden
geçirilmeli. Çiller ayrıca Kuran'a el
bassın diyecegim ama, faydası ol-
maz. El basar, desteksiz atar.
Iki ders
Bugün Portekiz'in başkenti Liz-
bon'dayım. Demirelın resmi ziya-
reti var. Dün Ankara'dan Lizbon'a
gelirken uçakta TİSK Başkanı Refik
Baydur'la sohbet ettim.
Baydur'a göre hükümet ne kadar
uğraşırsa uğraşsın, ekonomiyi batı-
ramaz. "Türkiye'de hükümetlerin
dışında bir müteşebbis grubu var
ki, işi onlar götürüyor"d\yor.
Baydur'a sordum:
- Yeni bir paketten söz ediliyor,
ne diyorsunuz?
- Bunların paketi, babaevinden
geceyarısı kaçan kızın bohçasına
benziyor. Aceleyle ne bulurlarsa ko-
yuyorlar.
Baydur, Istanbul Iktisat Fakültesi
mezunlarının yemeğinde şu konuş-
mayı yapmış:
"Çiller'in Başbakanlığı iki büyük
ders verdJ; birincisi, kadından baş-
bakan olmaz, ikincisi profesörden
başbakan olmaz."
Burada kadın okurların alınması-
na gerek yok, Çiller'i 1100 erkek
delege seçti.
20 aralıkta yeni bir memur eylemi
var. Büyük kentlerde zaman zaman
düzenledikleri eylemlerle seslerini
duyurmaya çalışan memurlar, bu
kez yurt çapında belli bir süre işi
bırakacaklar.
Çiller'in bütçesi delik ama,
memurunki delikten öte. Altı açık
torba gibi.
Memurların parasal konularda üç
temel sorunu var; şu anda çok
düşük, yılbaşında öngörülen zam
yetersiz, maaş dağılımı dengesiz.
Bu sorunların kısa sürede
çözümü olası değil.
Eylemler daha çok kamu oluştur-
maya ve hükümetin dıkkatini çek-
meye yönelik.
Bunun bilincinde olan memurlar
maaşlarını Başbakan'ın iki dudağı
arasından değil, toplusözleşme
masasından öğrenmek istiyorlar.
Hükümet (özellikle DYP kanadı)
buna olmaz diyor.
Neden?
- Bu kadar demokrasi çok olur,
daha erken.
Çiller mantığının özeti şu:
- Özelleştirmede geç kaldık,
demokrasinin acelesi yok!
Namııs kavramında
sistem yanhşlığı
Almama'dan yeni gelen Aziz Nesin. insan haklan ihlalleri yüzünden Türkiye'nin onurunun ayak-
lar alünda olduğunu söyledi. İHD. vakınlannı vitiren Kürt' ana ile 'Türk' asker yakınlannı bir
araya getirdi. Toplantıda. her iki 'taraf* da kanın durmasını istedi. (Fotoğraf: KA AN SAĞANA K)
Olan, gariban çocuğuna oluyor
Türkiye, insan haklan ihlalinde dünya ikincisi
tstanbul Haber Servisi - Biri
iki evladını, biri kardeşini, diğe-
ri de amcasının oğlunu yitirmiş.
Şimdi objektife yan yana bakı-
yorlar. Ananın iki oğlu bir 'ta-
raFtan, diğerlerinin yakınlan ise
"karşı taraf'tan. Anne Kebire
Doğan. oğullanndan birini ceza-
evinde diğerini bir köyde, çatış-
mada yitirmiş. İbrahim Öksüz
amcasının oğlunu. devlet memu-
ru olduğu ıçın adını açıklamayan
diğer kişi de kardeşini askerdey-
ken yitirmiş. Üçünün de ortak di-
leği, "Bitsüı arük bu sav-aş." Ar-
dından video banttan perdeye
yansıyan gözü yaşlı ve yaslı bir
babanın görüntüsü. Oğlunun ter-
hısine birkaç gün kala telefon et-
miş, "1.5 miKon lira, sivil giysi-
ler gönderivorum sana. Dönüşte
deuçağabingel."Ertesi gün ölüm
haben gelmiş, "Şımak'ta çıkan
bir çatışmada.»" Artık kimsenin
ölmesini istemiyor. "Bir tek bi-
zim gibi garibanlann çocuklan
ölüyor. Hiç başbakanın, bakanla-
ruı, milletvekillerinin, generalle-
rin çocuklan öldü mü?"
İnsan haklan ihlalleri sırala-
masında dünya ikinciliğine
(Bosna-Hersek'ten sonra) sahip
Türkiye'de. "İnsan Haklan Haf-
tası" sürüyor. İnsan Haklan Der-
neği (IHD) ile Barış lnisi>ati-
fi'nin "Çocuklanmızölmesin,öl-
dürmesin, öldürülmesin; analar
ağlamasın artık" diyerek "kirli
savaşta' yakınlannı yitiren
•Kürt' ana ile 'Türk' asker ya-
kınlannı bir araya getirdiği Is-
tanbul TabiplerOdasf ndakı top-
lantıda, her iki 'taraf da akan
kanın durmasını istedi. "1992 ha-
ziranında askerdeki kardeşimi
ka> bettim. Bu savas önce de v ar-
dı, hâlâ da var. Demek ki vanlış
bir şey var. Bu kirli savaştan çıka-
n olanlan kınıyorum." "Kardeş
kardeşi öldürmesin." "İnsanlar
ölüme alkış tutnıasın." Bu ve
benzeri dileklerin dile getirildı-
ğı toplantıya öncekı gün döndü-
ğü Almanya'dan ayağının tozuy-
la katılan yazar Aziz Nesin. insan
haklan ihlalleri yüzünden Tür-
kiye'nin onurunun ayaklaraltın-
daolduğunubelirterek. "Bunlar,
devletten maaş alarak Türki-
ye'vi, seni, beni rezil ediyor. Biz
Türkiye'nin onuru için çalışıvo-
ruz. Bunlar onursuzluğu için mi
çalışıyor" diye sordu. Öienler
arasında da aynm yapıldığına
dikkat çeken Nesin, "Türkaske-
ri ölünce şehit, Kürt askeri ölün-
ce gömüldü, oldu bitti. Ikisi de
kardeşT dedi.
Yundışı gezisi nedeniyle top-
lantıya Hale Soygazi"nın okudu-
ğu bir mesajla katılan Yaşar Ke-
mal de veryüzündeki en kötü sa-
vaşın kardeşler savaşı olduğunu
belirterek. "Ölen Kürt halkının,
Türk halkının analan biıieşirse,
bütün dünyanın analan birleşir-
se savaşlar olmaz" dedi.
Demirtaş Cev hun, Arslan Ba-
şer Kafaoğlu, Demirtaş Ceyhun,
Lale Mansur. Şükran KurdakuL,
Ferhat Tunç, Mehmet Güler-
yüz'ün de katıldığı toplantıda.
Banş lnisiyatifi adına konuşan
Şanar Yurdatapan. ilışki kur-
dukları birçok asker ailesinin,
halk üzerinde estirilen terör yü-
zünden toplantıya katılmaktan
son anda vazgeçtiklerini belirtti.
Anne Kebire Doğan da. "Bu kir-
li savaşçabuk bitsin" dileğini yi-
neleverek. "Koltuk için niye ço-
cuklan kınyorlar? .Asker de ben-
im çocuğum" diye konuştu.
Almanya desteğîıri çekiyor
• Baştarafı 1. Sayfada
dığı, Almanya Federal Mecli-
si'nde dün yapılan görüşmelerde
ortaya çıktı. Türkiye ile Avrupa
Birliği arasında 19 aralık günü
Brüksel'de imzalanması bekleni-
len gümrük birliği anlaşmasının
Ankara açısından en önemli des-
tekçisi Alman Dışişleri Bakanı
Klaus Kinkel'in muhalefetteki
yeşiller ve SPD tarafından sert
bir dille eleştirildiği Alman Fe-
deral Meclisi'ndeki bütçe görüş-
melerinde söz alan konuşmacılar
Kohl hükümetinin DEP millet-
vekillerinin mahkûm edilmesi
olayına kesin tavır almasını iste-
diler.
Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel.
görüşmeler sırasında yaptığı ko-
nuşmada, "Şayet Türkiye, Avru-
pa'ya girmek istiyorsa. AvTupa
için önemli olan hususlara sırt çe-
virmemelidir" dedi.
Dışişleri Bakanı Kinkel, banş
ve kalkınmanın, insan haklanna
uyulmadan idamesinin doğal
olarak mümkün olmadığını be-
lirterek şunlan söyledi:
"Bunu geleneksel dostumuz ve
ortağımı/ olan Türkiye'ye de söv-
lüyoruz. Kürt milletvekillerinin
yargılanması hususu, Avru-
pa'nın hukuk devleti anlavışı ile
bağdaşmaz. Federal hükümet.
meclis başkanının bu konuda
yapmış olduğu açıklamayı des-
teklemektedir.
Kürtlerin sınırdışı edilmeleri
durdurulmuştur. Avrupa Birliği,
gözümüzün önünde cereyan eden
bu insan haklan ihlallerini sade-
ce Ankara nezdinde değil, aynı
zamanda 19 aralıkta yapılacak
Türkiye Avrupa Birliği Ortaklık
Konseyi toplantısında dile getire-
cektir. Bu konseyin toplanmasını
sağlamak ve buradan olumlu so-
nuç almak çok zor olacaktır. Tür-
kiye'ye şunu da iletmek istiyo-
rum. Şayet Türkiye, Avrupa'ya
girmek istiyorsa, Avrupa için
önemli olan hususlara sırt çevir-
memelidir. Ülkemizde çok değer
verdiğimiz yaklaşık 2 milyon
Türk yaşamaktadır. Onlan dost
ve müttefık olarak görüyoruz ve
takdir ediyoruz. Türkiye'nin si-
yasi ve stratejik öneminin farkın-
dayız.
N'ıllardan beri yakın ilişkiler
içerisinde bulunduğumuz Türki-
ye'ye, en zor günlerinde bile dost-
İuk ilişkileriyie elimizden geldi-
ğince yardım etmek istiyoruz.
Ancak Türkiye de buna katkıda
bulunmak zorundadır."
Bugünkü bütçe görüşmelerin-
de konuşan ana muhalefetteki
Alman Sosyal Demokrat Parti
(SPD) Genel Başkanı Rudolf
Scharpingde. DEPdavası karar-
lannın insan haklan ve demok-
rasiye aykın olduğunu iddia ede-
rek. "Biz bu tartışmalarımızı
Türkiye'ye ve Türk halkına kar-
şı kullanmak istemiyoruz. Ama
insan haklan ihlallerinin eleşti-
rilmesi konusunda da ABD'den
geri kalamayız" dedi.
ABD devrede
Almanva'dan sonra ABD'nin
de. Türkiye ile Avrupa Birliği
arasındaki gümrük birliği konu-
sundaki vetosunukaldırması için
Yunanistan'abaskı yaptığı bildi-
nldi.
Yunan basını, Atina'nın, Tür-
ki)e-AB gümrük birliğine
'Evet' demesi ıçın. ABD'nin.
Vvashington'daki Yunan Büyü-
kelçiliği aracılığıyla girişimde
bulunduğunu duyurdu.
Almanya'nın. AB dönem baş-
kanı olarak Türkiye lehindeki gi-
rişımıni. ortaklık dışında olması-
na rağmen ABD'nin de destek-
lemesi, Atina'da huzursuzluk ya-
rattı.
Etnos gazetesi. 'Çifte baskıla-
ra Atina'nın cevabı: Veto* başl ık-
lı haberinde. ABD'nin girişimı-
ne Atina'nın, 'vetosunu devam
ettireceği" yolunda bir cevap ver-
diğini belirtti.
Ta Nea gazetesi ise 'Yunan>e-
tosu için Amerikan girişimi" baş-
lığı altındaki haberinde, "Bu gi-
rişimden rahatsız olan Atina,
Kıbrıs ve Kürt meselesinde ısrar
edip, Türkiye'ye karşı vetosunu
sürdürmekte kararlı" ifadesini
kullandı.
ROMANVE
YAZARLIK
ONURU
Samim Kocagöz
50.000 (KDVıçınde)
Çui>rlu} YuYmları Türkocağı CııJ.
}<i-41 Cai>alt)ğlu-İ\iunbul
Ödemeli gönderilmez
• Baştarafı 1. Sayfada
lıydı. Daha çok çalışmayabaşla-
dı. Bildik, sakin bir yaşamı var-
dı kısacası; tıpkı. beklentileri ve
düşleri gibi. Ama sıradan bir
günde de her şey son buluverdi.
Gazetelere konu oldu, bir de
Kars televizyonuna kısa bir ha-
ber. Ismi iki harfe düşürüldü:
Yaşı on yediydi ve öldürüldü.
Katıl zanlısı ev sahibi Veysel
Uluğ'du. Cinayet nedenı için, 'na-
mus' denildi. O her şeyden önem-
li tutulan, rutulması için çırpını-
lan, varlığını beyinde değil, üreme
organlannda bulan 'namus'tu ne-
den. Gazetelerböyle yazdı, insan-
lar böyle konuştu. "Eveerkekab-
yordu" denildi, yetmedı. "Saçını
sanya boyatrj" denildi. o da yet-
medı. Sonunda para karşılığı er-
keklerle ilişki kurduğuna vardırıl-
dı söylenilenler. Her şey zanlıyı
korumak ıçındı. O erkektı ve evı-
nin. evinin kapılarının, duvarlan-
nın, pencerelerinın 'namusu' için
öldürmüştü F.G.'yi.
Ismi, devlet memuru olduğu
için yazılmaması gereken üç yıl-
lık ögretmeni; F.G. hakkında çı-
kanlan söylentileri, üstelik bunla-
nn gazetelere yansıtılmasını anla-
yamıyor bir türlü. O güne kadar
başanlı, öğretmenlerine karşı say-
gılı, kendi halinde öğrencisıne ya-
kıştırılanlara inanmıyor. Inaruna-
yacak da.
Küçük bir kentte. bir kez bıle
olsun 'yanlış hareket'ıne tanık ol-
madığı F. G. için 'üzüntü' duyula-
bilır ona göre.
Bir başka öğretmen, F.G.'yle
aynı odayı paylaşan arkadaşları-
nın olay sonrası kendisine anlat-
tıklannı yineliyor. Başına vurduk-
tan sonra F.G.'yi odada bırakıp çı-
kan. oda arkadaşlarına bürün so-
ğukkanlılığı içinde. "Arkadaşınız
içeride yahyor" dıyen ev sahıbi-
nın olaya intihar süsü vermek için
çaba harcadığı var bu anlatılanlar-
da.
Olay, adli makamlara aksettı.
Ev sahibi Uluğ tutuklandı.
F.G.'nin cenazesi ailesı tarafından
Akbaba Köyü'ne götürülüp top-
rağa verildi. Ama önce vücudun-
da otopsi yapıldı. Devlet hastane-
si yetkilileri, otopsi sonuçlannı ga-
zetecılerden gizlemedı. Açıkla-
mada. ne başındaki yaradan ne bi-
leklenne sonradan yerleştirilen
kesik izlerinden söz edildi; "Baki-
redeğildir"denılıpgeçildı. Birsü-
re daha konuşulacak olanlar. Son-
ra büyük ihtimal. diğer 'namus'
olaylan gıbı unutulacak. Istanbul
Ünıversitesi Kadın Sorunlan
Araştırma Merkezı Başkanı Prof.
Dr. Necla Arat ise unutulmama-
sından yana. Hem olaya hem de
gazetelerde yansıtılış bıçımıne
duyduğu tepkiyi şöyle anlatıyor
Prof. Arat:
"Genç kızlarve kadınlar, sürek-
li mahall-enin ve çevrenin denetimi
altında y aşryor. Oniara sürekli suç
işleyecek birileri gözüyle bakılıyor.
Sonra yapyabancı bir adam gelip
'Evıne erkek aiıyor' gerekçesiyle
genç bir kızı öldüriiyor. Ne ailesi-
nin ne de bir yabancının namus kı-
lıfı altında, birinin hayatını orta-
dan kaldırmaya hakkı var?
Bu olay, Türkiye'deki bir başka
sorunu daha ortaya koyuyor. Kız
öğrenciler için hem üniversitede
hem de lisede kalacak yer bulmak
sorun. Kızlar için yatılı bölge okuW
lannın ve meslek liselerinin açıl-
ması gerekiyor. İmam-hatip lisele-
ri yerine, bunlann açılması şart.
Bu olayda sorumluluk hepimize ait
ve bu cinayette hepimizin payı var."
F.G.nin, erkeklenn uyguladığı
çeşitli şıddetlere maruz kalan, dö-
v ülen. tecav üz edilen. sokağa atı-
lan. hatta öldürülen kadınlara ne
ilk ne de son örnek olduğunu vur-
gulayan Mor Çatı Kadın Sığınağı
Vakfı ise görüşlerini şöyle açıkla-
dı:
"Kadınlann öldürülerekyasam
haklan ellerinden alınması yetmi-
yormuş gibu aynı zamanda kendi
bedenleri üzerinde sahibi olama-
dıkları kullanma haklan. öldüriil-
düklerindc de "namus cınayetle-
n'ni haklı gösterme çabalanyla
gasp edilmektedir. Cansız bedeıik-
rine devletin hastaneleri tarafın-
dan yapılan bekâret kontroUeri de
bir çeşit tecavüz ve cinayettir. Ya-
pılan bu uygulamalar, 'namus uğ-
runa' öldürülen kadınlann kim ol-
dukları fark etmeyen erkekier ta-
rafından öldürülmeyi hak ettikie-
rini bir savunma biçimidir. Otop-
si. kurallan olan bir muameledir.
Bekâret kontrolü ise bu kurallar
içinde yer almaz. Otopsinin devle-
tin yetkilileri tarafından gerçekleş-
tirildiği sırada bekâret kontrolü-
nün yapılması, bu kurallara aykı-
ndır. Bunun anlamı. canlı kadın-
lara karşı gerçekleştirilmesinin ya-
nı sıra kadınlann cesetlerine de uy-
gulanan bir tecavüz şeklidir. KatÛ-
ler kadar bu uygulamayı yapan
vetkilUeri de kınıvor ve cezalan-
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
zorundadır. Çünkü Sayın
Oyan'ın görevden alınma-
sındaki haksızlığa DYP'liler
de isyan ediyorlar, tepkiler
büyüyor. Bu dönemde ilk
kez Tariş'e bağlı pamuk üre-
ticilerine kâr payı dağıtıldığı
için Izmir Ticaret Borsası
Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan Osman, durumu
şöyle vurguluyor: "Sanırım
siyasiler, buna kızdılar. Bu
paraları neden onlara (pa-
muk üreticilerine) dağıttm
da bize dağıtmadın diye kız-
dılar. Bu olay çirkin politika-
cılıktır. Çalışan insanların,
başarıya ulaşan insanların
böyle küçük düşürülmesi
hiçbir şeye sığmaz."
Olayı daha değışik boyut-
ta değerlendirenler de var.
Bir yoruma göre de yakın ar-
kadaşını Tariş'in başına ge-
çiren Sayın Murat Karayal-
çın'ın hesabı başkadır; Ta-
riş'tekı gücü, SHP kurultay
delegelerini yönlendirmek
için kullanmayı düşünmek-
tedir. Bu amaçla, iki ay ön-
ce, Oğuz Oyan'ı görevinden
uzaklaştıran kararname
Başbakan Tansu Çiller'in
masasına imza için konmuş-
tur.
Ne olursa olsun, bu savla-
rın doğru olup olmadığı ko-
nusunda bir açıklama gereği
kaçınılmaz biçımde ortaya
çıkmıştır; başarılı insanları
cezalandırarak ne SHP bir
yere varabilir, ne de koalis-
yon hükümeti.
Kamuoyu açıklamayı bek-
liyor. • • •
Türban için
Sıyuz'
oruz.
İnsan Haklan Derneği Genel
Sekreterı Hüsnü Öndül de F.G.
olayında ev sahiplerinin. kom-
şuların, nihayet okul yönetici-
lennin ve hastane yetkılilerinin
namus üzerine 'otorite'olduğunun
görüldüğünü söyledi. "Şimdi
sırada polisler. savcüar vv yargıçlar
var"diyen Öndül. görüşlerini şöy-
le açıkladı:
"Anne-baba ve kardeşlerin,
"kadın. kız namusu' üzerine söz
sahibi olduklan biliniyordu. 'Er-
kek namusu' üzerinde yalnızca
'erkekier' söz hakkına sahipti.
Türk hukuk sistemi, cinsivet ay-
rımcılığına dayalı namus' in-
dirimini (namus gerekçesı ile
cezadan ındirim) kabul ettiği
sürece, erkek egemen yasalar ve
toplumsal ilişkiler Türkiye top-
lumuna dayahidığı sürece bu tür
haberieri daha çok okuy acak ve
olaylan yasayacağız.
Howard Fast'ın 'tsyancılar' ro-
manında Spartacus'ün köle
kadınlara tecav üz eden Romalı as-
kere söy lediği söz anlambdır: ° Ro-
malı kadınlar. namuslanna çok mu
düşkünler de tecavüz ediyor-
sunuz?" "
• Baştarafı I. Sayfada
dır" diye kadınlı erkekli mevcut
yasalara uymamaktadıriar. Bu
duruma yöneticiler ve denerici-
ler kay ıtsız kalmakta, destek ot-
maktadııiar. Bu durumda yasa-
lann uygulanmasını isteyenler
dışlanmakta, suçlanmaktadır."
Denetledığı birçok okulda tür-
ban takan öğretmenleri ve oku!
vöneticilerini uvardığını ifade
eden Mehmet Akçasoy, öğret-
menlenn raporlanyla ve okul yö-
neticilerinin "Bundan ne çıkar,
idare edelim" biçimindeki sa-
vunmalarıyla karşılaştığını be-
lirtti. Akçasoy. türbanlı öğret-
menleri uyardığı için müfettiş ar-
kadaşlarının da kendisine tavır
aldıklarını vurcuiayarak şöyle
dedi:
"Öğretmenin sinüzit olduğunu
varsayalım. Hadi dışanda tür-
banı takıyor. Ama sınıfta niye
takıyor? Normal oda sıcaklığın-
da türban takmasına gerek yok
oysa. .Ama takıyorlar. Hem Kıhk
Kıyafet Yasası'na ay kın hareket
ediyorlar hem de çocuklan olum-
suz vönde etkilivorlar."
Komıklar RP'Üydi
TV Servisi- HBB'de yayımla-
nan ve 'Mercümekolayı'nın tar-
tışıldığı "Ayın Olayı" programı
büyük tepki gördü. HBB Haber
Dairesi Başkanı Selahattin Sadı-
koğlu'nun yapımcılığını. Hulki
Cevizoğlu'nun yönetmenliğini
ve sunuculuğunu üstlendiği
programın stüdyo konuklannın
ağırlıklı olarak Refah Partisi
üyeleri ve sempatizanlarından
oİuşması eleştirildi. Programın
Bosna'yayardım kampanyası adı
altında toplanan paralar konu-
sunda Refah Partisi'ni ve Süley-
man Mercümek'i 'aklayıcı' nite-
lik taşıması tepkilerin başlıca ne-
deni oldu. Konuk gazetecilerin.
kimi zaman 'savunuyor gibi ola-
cakama' sözleriyle araya girme-
leri. Süleyman Mercümek'in
kendi hakkındaki iddiaları yanıt-
lamak üzere davet edildiği bir
programda izleyici konumunda
kalması ve yenne av ukatının ko-
nuşması da tepkilerin nedenleri
arasında.
RP TBMM Grup Başkanve-
kili Şevket Kazanın. konuyu sü-
rekli "Bosna'yihJssetmeklazun"
sözleriyle, yardım kampanyası
yerine Sırp vahşetine yönlendir-
mesi, 'hedef şaşırtma' olarak ni-
telendirildi.
Diğer yandan. programın ya-
yımı sırasında Refah Partisi Ge-
nel Başkanı Necmettin Erba-
kan'ın, HBB stüdyolarıyla sü-
rekli telefon bağlantısı kurarak
"sorulan yönlendirdiği' iddia
edildi.
Konu hakkında sorularımızı
yanıtlayan HBB Haber Dairesi
Başkanı Selahattin Sadıkoğlu.
kendisine bu anlamda bir telefon
gelmedigini belirtti. Sadıkoğlu.
programın neden HBB'ye ve
özellikle Hulki Cevizoğlu'na
yaptınldığı yolundaki sorumuzu
şöyle yanıtladı: "Süleyman Mer-
cümek ile yakınlan vasıtasıyla, 6
ay önce zaten bağlantı kurmuş ve
böyle bir program için söz almış-
tik. İlkdefa TV'yeçıkma karan-
nı alınca da bize verdiği söz nede-
niyle HBB'yi'seçti. Programın
Cevizoğlu'na verilmesinin nede-
ni ise HBB y önetiminin. onun son
zamanlardaki programlannı ba-
şanlı bulması."
Programın yayını için Istan-
bul'a gelmiş olan Hulki Cevi-
zoğlu ise dün gün boyu HBB'ye
gelmedi. Kaldığı otelin adı açık-
lanmayan Cevizoğlu'nun. yor-
gun olması nedeniyle doğrudan
Ankara'ya gitmişolabileceği bil-
dirildi.
Sakık'a TGRT sansürü
TGRT'de canlı olarak yayım-
lanan "Altenıatif adlı progra-
ma telefonla konuşmacı olarak
katılan eski DEP milletvekili Sır-
rı Sakık. MHP Genel Başkanı
Alparslan Türkeş'le girdiği tar-
tışmanın program yöneticilerin-
ce kesildiğini söyledi. Ankara
Büromuzun bildirdiğine göre,
TGRT'nintavnnı 'çirkinbirdav-
ranış" olarak niteleyen Sırn Sa-
kık. "Hattı kestikten sonra, tek-
rar TG RT'yi aradım ve Türkeş'e
sormak istediğinı sonınun vanda
kaldığını belirttim. Ancak, bağ-
lantı kurmadılar. Sayın Türkeş,
yargının bağımsız olduğunu be-
lirterek bizleri PKK'li olmakla
suçladı. "Gerekirse kan dökeriz'
diye başına demeç veren Tür-
keş'e kanı kimin adına dökecek-
lerini sormak istedim. Ancak,
program y öneticileri hattı kese-
rek konuşmamı engellediler" de-
di.
ÖĞRENCİLERE
Güngören'deaile
yanında kalabilecek
pansiyoner2bayan
öğrenci.
Tel:5627085