Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ARALIK 1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYF*
HABERLER
Insan hakJannm
temel iftesi
• BURDUR(Cumhuriyet)
- Burdur valiligi ve
belediyesinın ortaklaşa
düzenlediği insan haklan
konuiu konferansa katılan
Başbakanhk tnsan Haklan
Yüksek Kurulu üyesi Prof.
Dr. Tahir Hatipoğlu, insan
haklan bildırgesine ılk imza
atan ülkelerden biri olan
Türkiye'nin insan haklan
yönünden iyi sınav
vermediğini vurguladı.
Özgür doğan bireyin önce
zincir vurularak sonra
korkutularak
.küçültüldüğünü belirten
Hatipoğlu, "Korku üzerine
demokrasiyi kurmaya
kalktığınızda da insan
haklannı neredeyse
tamamen ortadan
kaldınyorsunuz. Insan
haklannın temel ilkesi bu
zincirlerin kınlmasıdır"
diye konuştu.
"Türkçeden
taviz veremeyiz"
• ANKARA (Cumhuriyet)
-MHPGenelBaşkani
Alparslan Türkeş,
Türkiye'nin resmi dilinin
Türkçe oldu|unu. devletin
de yerel lehçelere saygı
duydugunu anımsatarak
Türkçeden taviz
verilmemesı gerektiğini
savundu. MHP Genel
Başkanı Türkeş, partisinin
merkez yönetim kurulu
toplantısında yaptığı
konuşmada, "Ülkenin
doğusunda. batısında,
kuzeyinde, güneyinde
yaşayan herkes eşittir ve
birbirlerinden üstûnlükleri
yoktur. Resmi dil Türkçedir,
eğitim Türkçe
yapılmaktadır. Milli
kültürümüz Türkçeyle
gelişecektir. Bunun
dışındakı görüşlere itibar
edilmemelıdir" dedi.
'Çekiç Güç'e
hayır'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yeniden Doğuş
Partisi(YDP) Genel
Başkanı Hasan Celal Güzel,
Çekiç Güç'ün Türkiye'de
konuşlandınlması ve
süresinin uzatılmasının
anayasaya aykın olduğunu
vurgulayarak "Çekıç Güç'e
hayır" kampanyası
başlattığını açıkladı. Güzel,
düzenlediği basın
toplantısında Çekiç Güç'ün
"Milli egemenliğe,
bağımsızlığa indirilmiş bir
darbe" olduğunu savunarak
bu gücün Kuzey lrak'ta
bağımsız Kürdistan'in
kurulması veTürkıye'den
toprak talep edılmesini
amaçladığını öne sürdü.
Bütçe
görüşmeteri
başlıyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -1995 bütçe yasa
tasansının TBMM Genel
Kurulu'nda görüşülmesine
bugün saat 10.00'da
başlanıyor. TRT1 'den naklen
yayımlanacak olan
görüşmelerin ilk gününde
bütçenin sunulmasından
sonra sırasıyla RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan
ve SHP Grup Başkam Seyfi
Oktay birer konuşma
yapacak. DYP adına grup
baş.kanvekilleri, ANAP
adına da Genel Başkanı
Mesut Yılmaz görüşlerini
belirtecek. TBMM'de grubu
bulunmayan CHP. DSP ve
MHP liderlennin ise ancak
kişisel söz alma haklan
bulunuyor.
Hükümet adına eleştirileri
ise Başbakan Tansu Çiller
yanıtlayacak. Genel
kuruldaki maraton 24 aralık
günü sona erecek.
Menuırdan
bütçeye tepki
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - PTT çalışanlan,
1995 mali yılı bütçe yasa
tasansını, bugün Meclis'in
telefonlannı kilitleyerek
protesto edecek. TBMM
santrah. TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk,
TBMM başkanvekilleri,
parti gruplan, Anayasa,
Adalet, Plan ve Bütçe ve
KİT komisyonlanna telefon
edecek olan PTT çalışanlan,
"Ben PTT çalışanıyım.
1994yılında resmi
rakamlarla açıklanan
enflasyon oranı yüzde 120
iken maaşlanmıza yüzde 27
zam yapılmıştır. 1995 yılı
bütçesinde de sözleşmeli
çalışana yüzde 0 zam
düşünülmektedir Bu
politikayı kınıyor, yapılan
hareketi biz çalışanlara
yönelik bir saldın olarak
kabul ediyoruz. Çözümü de
grev ve toplu iş sözleşmesi
hakkının kullanılmasında
görüyoruz" mesajını
okuyacaklar.
Cumhuriyet, İstanbul Bankası dosyasını açıyor...
Hazine'ııin hatası Cifler'eANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - İstanbul Banka-
sı 'nın. kamuya bugünkü
rakamlarla 6 trılyon 600
milyar lira borç bırakarak
batısında kasıtlı olduklan
kanıtlanan yöneticiler, Ha-
zine'nin "hatalı başvunı-
su" üzerine mahkûmıyet-
ten kurtuldular. Başbakan
Tansu Çiller'in eşi Özer
Uçuran Çiller'in de arala-
nnda yer aldığı istanbul
Bankası yöneticileri, Türk
Ceza Yasası'nın "emniyeti
suiistimal" hükümlen ye-
nne. 70 sayılı kanun hükmünde
kararnamenın "şahsi iflas" mad-
desinden açılan davada beraat et-
tikten sonra servetlerini "defa-
larca katlamayı" başardılar.
Batışın öykttsfl
Cumhuriyet, Türk bankacılık
mevzuatına "örnek olay" olarak
yansıyan ve "şahsi iflas*l
hükmü-
nün yasaya konulmasına yol
açan İstanbul Bankası dosyasını
"tozlu raflardan" indirerek, bü-
yüteç altına aldı. "Çiller çifrinin
bugünkü servetinin kaynağı"
olarak gösterilen İstanbul Ban-
kası'nın "esrarir batışı ile batış
sonrasında yaşanan dava süreci-
nin çok sayıda kuşkulu noktayı
beraberinde getirdiği beiirlendi.
12 Eylül sonrasında yaşanan
servet kazandırdıtakİpSİZİİk karari: İstanbul Bankasf nın battşmda "kasıtlı"
davrandıklan raporlarla belirlenen Başbakan'ın eşi Özer Uçuran Çiller'in de
aralannda bulunduğu yöneticiler, Hazine'nin yaptığı "hatalı" başvuru nedeniyle
mahkûmiyetten kurtuldular. Bankanm genel müdürlüğü görevinden aynlmasının
ardından çıkarılan bir kararname ile hakkında "şahsi iflas" istenen Ozer Çiller,
"kanunlar geriye işlemez" hükmünü dikkate alan mahkemenin "takipsizlik" karan
vermesinin ardından servetini defalarca katladı.
"banker skandalı" sürerken.
Kastelli'ye aktanlan karşılıksız
mevduat sertifikalan, Hisar-
bank, Odibank ve İstanbul Ban-
kasf nı da iflasın esiğine getırdi.
27 Ekim 1993 günü, Başbakan
Bülend L'lusu başkanlığında top-
lanan Bakanlar Kurulu, bu 3 ban-
kanın bütün borç ve alacaklan
ile birlikte Ziraat Bankası'na
devredilmesini kararlaştırdı. İs-
tanbul Bankası. bugünkü döviz
kurlan üzennden hesaplandığın-
da. kamuva 6 trilyon 600 milyar
lira borç bırakarak bankacılık
dünyasından silindi. 13 Ekim
1983 tarihinde iktidara gelen
Turgut Özal hükümetınin Mali-
ye Bakanı olan Kaya Erdem. İs-
tanbul Bankası sorununu da üst-
lendi. Hazine'nin "'veminli mu-
rakıplan"nı görevlendiren Er-
dem. bankalann hesap ve işlem-
lerini incelemeye aldırdı.
Bankalar yemınli murakıpla-
nnın yaptıklan ıncelemeler.
1983 yılında devlete yaklaşık 50
milyar lira borç bırakarak batın-
lan İstanbul Bankası"nın tasfiye
noktasına getirilmesinde, banka
yöneticilerinin ve pay sahıpleri-
nin "kasıthtutumlarrolduğunu
ortaya koydu. Bankanın Genel
Müdürü Ozer U. Çiller ile pay
sahibi Mete Hasoğlu'nun kur-
dukları 8 şirkete, yasanın 41.
maddesine aykırı olarak 2 mil-
yar 125 milyon 971 bin II lira
kredi aktarılmıştı. Murakıplar.
hazırladıklan raporda bu kasıtlı
tutumu açıkça ortaya koydular ve
İstanbul Bankası vönetıcılen
hakkında dava açılmasını istedi-
ler. Murakıplann önensi, banka
yöneticilerinin "şahsen iflaslan-
nın istenmesi" yolundaydı.
'HatalT başvuru
Hükümetin aldığı kararla Ma-
liye Bakanlığı bünyesinde kuru-
lan ve Başbakanlığa bağlanan
" Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar-
lığı", avukatlan Babür Özpa-
muk, Gûngör Denizmen ve Tay-
fun Kaya aracılığı ile aralannda
Özer Çiller'in de yer aldığı 29
banka yöneticisi hakkında "şah-
si iflas" ısteminde bulundu. Ha-
zine'nin bu istemi, bankalarla il-
gili 70 sayılı kanun hükmünde
kararnamenin 68. maddesine da-
•yandırıldı Madde şöyle:
- Birbankanın ortaklan, vöne-
tim kurulu ve kredi ko-
mitesi başkan ve üyeteri
ile menıurlan, kanuna
aykın karar ve işlemleri
ile bankanın iflasına ve-
ya hakkında 63. madde-
nin 3. ve 4. fıkralannın
uygulanmasına sebep
olmuşlarsa, maliye ba-
kanının talebi üzerine,
bunlann şahsen iflasla-
nna mahkemece karar
verilebilir."
Hazine, başvuruyu
yaparken o dönemde,
50 milyar lira olarak be-
lirlenen, bugünkü rakamlarla 6
trilyon 600 milyar lira olarak he-
saplanan kamu alacaklarının
banka yöneticilerınden tahsıl
edilmesi planından yola çıktı.
Hazine'nin 1983 yılında yap-
tığı başvuru. 1991 yılında sonuç-
landı. İstanbul 1. Ticaret Mahke-
mesi hâkımlen. ŞefikŞengüL,Şe-
rafettin Şirin ile Salter l'çar,
"Türk ulusu adına" başlığını ta-
şıyan karar metninde, 70.sayı11
kanun hükmünde kararnamenin
Özer Çiller'in İstanbul Bankası
Genel Müdürlüğü'nden aynlma-
sından sonra çıkanldığını vurgu-
layarak, şahsi iflas hükmünün
genye işletilemeyeceğini belirt-
tıler. Kararda şöyle dendi "Yu-
kanda açıklanan nedcnlerden
ötürü davanın reddine.dava aça-
nın sıfatına göre harç alınmasına
gerek olmadığına, dava tarihin-
deki tarifesine göre 6 bin 500 lira
maktu avukatlık parasının dava-
cıdan alınarak davalılara veril-
mesine oybirligi ile karar veril-
miştir."
Hazine. bugünkü rakamlarla
900 bin liralık cezayı ödedikten
sonra Yargıtay'a "temyiz" baş-
vurusunda bulundu Yargıtay da.
aynı gerekçelerle Özer Çiller ıle
arkadaşlannın şahsen iflaslannın
ıstenemeyeceğini hükme bağla-
dı.
Dava hatalı açüdı
İstanbul Bankası yöneticilerr-
nin yargılanması sürecinde rol
alan Hazine yetkilılen ıle İstan-
bul Bankası ve Ziraat Banka-
sı "nda o dönem görev yapan yö-
neticıler, Cumhurıyet'le vaptık-
lan görüşmede. "Ozal hüküme-
ri, banka yöneticilerini kolladı"
görüşündebirleştiler Eskıvöne-
ticiler. "Davaaçılırken. Bankalar
Yasası'miaki şahsen iflas hüküm-
len değil, Türk Ceza Yasası'nda-
ki emniyeti suüstimal hükümlen
dayanak olmalıydı" dediler
TCK.de "Emniyeti Suüstimal"
başlığı altında yer alan 508.509.
510 ve 511 numaralı maddeler
meslek nedeniyle suiıstimale yol
açan görev liler hakkında ağırpa-
ra cezalannın yanı sıra 5 yıla de-
ğın hapis mahkûmiyeti de öngö-
rüyor.Çiller çiftinin servetinin kaynağı olarak gösterilen İstanbul Bankasf nın "esrarlı" batışı çok sayıda kuşkulu noktavı beraberinde getirdL
Çillerİn arsasına 10 kat imar izni
Başbakan'ın bakıcısı GÖnül Pelister adına alınan arsanın bulunduğu Kuşadasf nın Çamtepe
bölgesinde arsa fiyatlan ikiye katlandı. CHP'li belediyenin kat izni tepkilere yol açtı
LATİFSANSÜR
KUŞADAS1 - Başbakan Tansu ÇUlerin
bakıcısı Suna Gönül Pelister adına aldığı
araziye altyapı götürüldükten,
belediyenin de 10 kat imar iznini
vermesınden sonra Çamtepe bölgesinde
arsa fiyatlan ıkıye katlandı. Daha önce
metrekaresi 70 bin liradan satılan
araziler şımdi 150 bin liraya alıcı
buluyor. On kat imar ıznı, ilçedekı
siyasi partı temsilcileri ve demokratik
kitle örgütü temsılcilerinın sert tepkısıne
neden oldu. Çamtepe bölgesinde 90
dönümlük araziyı bir süre önce Hadi
Baş ve Balatuoğlu varislerinden 13
milyar liraya bakıcılan Suna Gönül
Pelister adına alan Çiller aılesı. arazınin
fiyatını 1 milyar 400 milyon göstererek
vergı kaçırmışlardı. Arazinin satın
alınmasından bir hafta sonra ise Köy
Hızmetleri'ne aıt araçlar arazide altyapı
çalışmalarını başlatarak, su kuyusu
açılması için çalışmalara başlamıştı.
Belediye meclisinin geçen günlerde
yöre ile ılgilı aldığı karar ise arsa
fiyatlannın ikiye katlanmasına neden
oldu. Daha önce metrekaresi 70 bin
liradan satılan arazıler, Çiller ailesinin
Çamtepe'de 90 dönüm arazi almasından
sonra 150 bin liraya çıktı. Emlakçı Salih
Güncü fiyatlann daha da yükseleceğıni
belirterek "Bu jörede araziler yol, su
altyapı olmadığından ucuz sahiıvordu.
Ancak Çiller ailesi burada arazi aldıktan
sonra yol vapıidı böylece fiyatlar ikiye
kattandı" dedi. Geçen hafta
Kuşadasf na gelen Özer Çiller'in
turizmci Erol Özbaş ıle birlikte araziye
gittiği ve arazi çevresinın çıtlenmesıne
başlandığı ögrenildi. Öte yandan
belediye meclisinin 5 kaı imar izni olan
bölgeye on kat izni verrr.esinin
tarttşmalan büyüyor. On kat imar ıznine
karşı olduğunu belirten Kuşadası
Belediye Meclısi üyesi CHP'li Ahmet
Altunsoy imar komisyonundan istıfa
etri. Altunsoy, "Kesinlikkon kata
karşıyım. Bu benim ilkekrime ters. Bu
durumda, sorunlar daha karmaşık hale
getecek. Turizm ve Kuşadası bu
karardan zarar görecek'" dedi. Mımarlar
odasının alınan karara karşı çıkması
üzerine daha önce imar izni verilmesini
onaylayan oda ile belediye arasındakı
sözleşme belediye tarafmdan tek taraflı
olarak feshedildi. Mimarlar odası ise
iptal kararı için kaymakamlık ve
belediye başkanlığına başvurdu. Eskı
Belediye Başkanı Lütfı Suyolcu, imar
nazım planının kendi dönemlerinde
yapıldıgını belirterek "Bu planda
yoğunluk 5 kat ile sınırlandınlmıştır.
Aksine kararlar için idare mahkemesine
baş\ unılduğunda iptal karan alınabilir.
Konunun bir diğer vönü de şehircilikle
ilgili altvapıdan üstyapıva kadar tüm
planlamalar bu nazım planına göre
vapılır. Napılacak her değişiklik kentin
geteceğine ters düşen bir karar olacaktır.
Onemli bir diğer konu da şudur: alınan
karar uvannca voğunluğu
de^ştirmediğiniz tadilat yaptnaya gerek
yoktur" dedi. ANAP \e SHP ılçe
başkanları da yayımladıklan birer bildıri
ile karan eleştırdiler.
POLtTİKA GÜNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Suskun Bir Tıtreyiş...
Inceden yağmur yağıyor.
Sis mi yoksa hava kiriiliği mi Istanbul'un üzerine çö-
ken?..
Insanın içinde bir tuhaf yalnızlık. Belki kişinin kendi ken-
dini kandırması, bu yalnızlığı hüzne dönüştürüyor...
Kız Kulesi, koyu gri bir rengin içinde maviyle beyazı ya-
kalamaya çağırıyer. Işte tuhaflık burada başlıyor. Biraz
umut, biraz sevgi insanın içinde anlatılması güç duygula-
n pekiştiriyor.
Harem Iskelesi'nde yalınayak bir çocuk, simsiyah göz-
lerinde tüm acıları önünüze getiriyor.
Diyor ki:
"Tunceli'den geldik ağabey. Anam hasta. Bir ekmek
parası..."
O bana, ben ona bakıyorum...
Yıllar önce Malabadi Köprüsü'nde fotoğrafını çektiğim
çocuğu düşünüyorum.
Acımasız resimler, bir pazar sabahında kopup geliyor an-
sızın masanın üzerine.
Biraz düş, biraz da gerçek geçmişe dönük bir takvimde
karşınıza çıkıyor. Zaman, kendi iç evreninde, Tuncelili ço-
cuğu yakalıyor. Geçmişte saklanan acılar, ansızın betiriyor.
Hugo Von Hofmanstbalın bir şiirı (Leyla Serdaroğ-
tu'nun çevirisi) basılmış, ama henüz dağıtılmamış 'Kitap
Dergi'üe karşıma çıkıyor:
Doluydu yüzün düşlerde
Ben sustum ve suskun bir titreyişle baktım sana
Nasıl da birden canlandı geçmiş
Gecelerde kendimi tümüyle bir kez verdiğim.
• • •
Kız Kulesi, günün ortasında maviyle beyazı yakala-
maya çağırırken araba vapuru kalktı... Iskelenin çatısın-
dan martılar havalandı. Islak bir Üsküdar sabahı, tüm
yalnızlıkları kucakladı.
Tüm anlatılanlar bir masal mıydı yoksa yaşamın bir dili-
mi miydi?
Gazeteleri açtım ve okumaya başladım...
Insan Hakları Bildirgesi'nin 46. yıldönümüydü...
Bir gece önce pop müztğiyle ilgili tartışmayı izlemiştim...
Böylesine bir kavram karmaşasının insanı çileden çıka-
ran görüntüsüne hangi ülkede rastlanırdı?
Timur Selçuk en başta olayı noktalamıştı zaten...
Tartışmaya gerek yoktu...
Zürfü Livaneli, Yavuz Top, Ali Kocatepe ve Onno Tunç
aklı bir karış havada olanlara güzel bir ders vermişlerdi.
Yavuz Top neden tepki almıştı gençlerden?
Gerçeğı vurguladığı için...
Ideolojisi olmayan genç insanımız, bu eksikliğini tepkiy-
le yansıtıyordu. Onun evreni 12 Eylül 1980 sonrasının 'yük-
selen değerlenne' teslim olmuştu.
Kaç kişi farkmdaydı bu gerçegin?
Temel hak ve özgürlüklere kavuşmak için toplumlar ne
denli mücadele etmişler, ne bedeller ödemişlerdi. Acaba
o gençlerimizden kaçı, yaptıkları işin 'bir eğlence' olma-
dığını, sanatın evrensel bir boyutu olduğunu kavramışlar-
dı.
Tartışmacıların arasında var mıydı bilmiyorum, ama uzun
saçlı güzel yüzlü bir genç, geçen akşam, bir özel televiz-
yonda şöyle diyordu:
"Elhamdülillah Müslümanım, namazda kılanm..."
Birileri gözdağı vermişti gence. Birileri "Erkek, vücudu-
nu teşhir etmez" demiştı bellı. O da "Müslüman sanatçı-
yım" demek zorunda kalıyor ve aklınca kendini savunu-
yordu.
Yavuz Top. çile çekmişti, bedel ödemiş, demokrasi uğ-
runa mücadele etmıştı. Ama sıralarda oturan genç insan-
lar, kendi iç evrenlerinde saklı ve hiçbır zaman farkına va-
ramayacaklan bu kavramlarj anlayamayacaklardı.
• • •
Harem iskelesi'ndeki Tuncelili çocuk, düşlerin resmini çi-
ziyordu yağmurlu bir sabahta.
O, bir şiirde saklıydı Hozat'tan kopup geldiği gün. Dize-
lerde kendi yüzü. elleri, ayakları aydmlık bir güne koşuyor
gıbıydı.
Bir incı kolyeden sonra görkemlı.
Ve sabah rüzgârında genç deniz kadar cesur.
Böyleydi yüce bir düş, ben onu bulduğum zaman...
Son vapur düdüğü çaldığında ona bir kez daha el salla-
dım...
Kız Kulesi sağımdaydı...
Hâlâ maviyle beyazı arıyordu...
Avukat Faik Candan gözaltında mı kaybolmuştu yok-
sa?
10 gündür haber alınamıyordu...
Emınönü'nde gazete satan çocuklar, simitçi ve ayakka-
bı boyacıları vardı.
içımdeki hüzün yalnızlıkla yarış ediyordu...
Yayımlanmamış dergideki Hugo Von Hofmanstbal'ın di-
zelerinedaldım...
Malabadi Köprüsü'nü, Hozat'ı düşündüm...
Düş yüzlü kızlar gördüm...
Solgun ufukta, içıne kapanmış, titreyen fırtına var şim-
di.
Hasta şimdi düşünüyor: "Gün ağardı! Artık uyuyaca-
ğım." Veyanan gözkapaklarım kapatıyor...
Şimdi ahırda genç inek, burun deliklerini serin şafak
kokulanna uzatıyor. Şimdi sessiz ormanda hiç yıkanma-
mış serseri, bahar yapraklarından yapılmtş yatağından
kalkıyor ve küstah eliyle bir taş daha atıyor uyku serse-
mi uçan bir güvercine ve taş tek bir sesle ağır, yere dü-
şünce korkuyor...
Şimdi su, sanki uzaklaşmış gecenin ardından gitmek
istercesine...
Bütünleşme kurultayı
Köse: Yeni lider gerekli
1ŞIK KANSU
ANKARA - SHP Amasya
Milletvekili Tahir Köse, SHP-
CHP bütünleşme kurultaylann-
dan, yeni bir lider ve yapılan-
mayla yeni bir parti havasında
çıkılması gerektiğini savunarak
kadrolann güven vermesinin şart
olduğunu söyledi. SHP Parti
Meclisi (PM) üyesi Hasan Belo-
vacıklı da solun en büyük parti-
sini ortaya çıkarmanın önem ka-
zandığını dile getirdi ve "Sayın
Ba>kalve Karavalçın'ın kendi şa-
hısları ile ilgili bir tartışma vara-
tarak eğjlim kurultav ında bir çö-
zümsüzlük yaratacaklanna inan-
mıyorum. Zaten ö> le bir şey olur-
sa,CHP'nin veSHP'nin delege-
leri, sağhklı karar verecektir" de-
di.
Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı
Tahir Köse, SHP-CHP bütünleş-
me kurultaylanndan yeni yapıy-
laçıkmanınzorunluluğunaişaret
ederek "Kurultav başladığında,
iki genel başkan, karşılıklı veni-
den aday olup da çekişme içinde
olurlarsa, o hiçbir şey getirmez.
İki partinin tabanı da bu şekilde
• SHP Amasya Milletvekili Tahir
Köse, bütünleşme kurultaylanndan,
yeni bir lider, yeni bir
yapılanmayla yeni bir parti
havasında çıkmalan gerektiğini
söyledi. Tahir Köse, "Yeni partiyi
yönetecek kadrolann güven
vermesi şart" dedi.
düşünüyor. Yeni bir lider ve yapı-
lanmay İa, yeni bir parti bavasın-
daçıkmamızlazım" diye konuş-
tu. Her iki liderin de aday olarak
çıkması halinde, bunun teke in-
dirilmesi gerektiğine değinen
Köse, "Ama ben, yeni bir isim
üzerinde duruyorum. Benim
gönlümde yatan o. Araştınvoruz.
Arkadaşlaıia toplanıp, konuşa-
cağız. Bu aravışı, özellikle birinci
kumltavı atlattıktan sonra baş-
latacağız" dedi. Köse, şu görüş-
lere yer verdi:
"Her şeyden öte, kadrolann
güven vermesi şart.Tüzüğe ya da
programlara çeşitli sövlcmleri
koymakta mutlaka fayda var,
ama kadrolann güven vermesi,
hepsinden önemli. Üve yapılan
da düzenlenmeli. Partililerin eği-
tilmesi ve delege yapısuıın daha
düzgün hale getirütnesL,parti ya-
pısının sağhklı olması bakımın-
dan da çok önemli."
Güçlü parti isteniyor
SHP PM üyesi Hasan Belova-
cıklı da partiler ve ınsanlann, ar-
kalanna dönüp bakmaksızın. po-
litıka yapamayacaklanna dikkat
çektı. Türkiye'deki sosyal de-
mokratlar ve solun, güçlü bir sos-
yal demokrat parti, hatta onun da
sınırlannı aşan bir sol parti iste-
diklerini vurgulayan Belovacık-
lı. "Böyle bir isteğe, böyle bir
beklentîye, kulaklanmızı tıkaya-
rak politika vapamavız. Bu kitle-
sel isteğin üzerine, kişisel ihtiras-
lanmta, politikçıkarlanmızı. ka-
riyerlerimizi öne çıkararak bun-
lara kulak vermemezlik yapama-
yız"dedı.
Belovacıklı, bütünleşmenin
tek bir parti haline gelmesinin.
kaçınılmaz toplumsal ve kitlesel
birtalepolduğunubelirtti ve şun-
lan söyledi "Hiçbir CHP'li ve
SHP'li, liderliğini, parti içindeki
konumunu koruma pahasına, bu
bütünleşme>i engelleyici bir e>-
lem içine girmemelidir. Solun ye-
ni ve bıi> ük partisinin genel baş-
kanı ve yönetici kadroları elbet-
teki en nitelikli kişilerden oluşa-
caktır. Önemli olan, burada solun
en büyük partisini oluşturmaktır.
Bir eğilim kurultavı, yani tek
genel başkan adayı ile bütün-
leşme kurultayına gidilecek.
Orada tek aday olarak seçile-
cek genel başkan önemlidir.
Bu, Deniz Baykal da olabilir,
Murat Karayalçın da olabilir
veya bir üçüncü kişi olabilir."
Belovacıklı. solun büyük par-
tisi olma uğruna hiç kimsenin
koalısyonda kalarak bütünleş-
meyi engelleme durumuna dü-
şemeyecegini de söyledi.
Karayalçın örgüte çattı
CENGİZ DEMİREL / MLRAT KÖSE
KASTAMONL-SİNOP-SHP il başkanlan
toplantısı için Sinop'a gelen SHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat
Karayalçın. örgütüne yüklendi \e eleştin
yağmuruna tuttu. Halka açık olan salon
toplantısında konuşan Karayalçın. bırkaç gün
önce çıkan 'Rekaberi Koruma Yasası'nın
örgütü tarafından hiç duyulmadığını anlayınca
"Bu yasa çıktı, örgütümden tek bir telgraf
almadım. Sanayi ve Ticaret Bakanım tek bir
telgraf almadı. Tekelciliğe karşı yasa, yıllardır
sosyal demokratlann büyük bir projesi değil
miydi? Niye sosyal demokratlann bu büyük
hülyası yasallaştı da kimsenin haberi yok.
Bırakınız Türkiye'yi, sosyal demokratlann bile
habeıieri yok" dedi. Geceyi Kastamonu'da
geçiren ve ilk kadın mitinginin 75. yıldönümü
nedeni ile hazırlanan eğlence programına
katılan Karayalçın, Kastamonu'da demokratik
kitle örgütlenyle vaklaşık 4 saat süren bir
toplantı yaptı. SHP Genel Başkanı Karayalçın.
demokratikleşme paketıne destek verilmediği
takdirde, bunun için referandum yolunu
deneyeceklerini kaydettı. Karayalçın: SSK.
Emekli Sandığı ve Bağ-Kur gibi sosyal
güvenlik kurumlannın tek çatı altında
toplanması için çalışma yaptıklarını ve bunun
Türkiye'de devrim nıtelıği taşıdığını belirterek
bunun 1995 Nısanf nda yasalaşmasını
sağlayacaklarını söyledi. Karayalçın. dün sabah
karayolu ile Sinop'a geldi. Saat 10.00 sulannda
kalabalık bir araç konvoyu ile Sınopun Kabalı
mevkiinde karşılanan Karayalçın, havanın da
güzel olmasından yararlanarak bir sahil
kahvesinde çay içti. ANAP tl Başkanı Zeki
Yılmazer'in de kendisıni karşılaması.
Karayalçın'ı sevindırirken Yılmazer. Sinop'un
bazı sorunlannı Karayalçın'a iletti. Buradan
Yakamoz Düğün Salonu'ndaki toplantıya
giden Karayalçın'ı. salonda nükleer santral
karşıtı pankartlar karşıladı. Salonda sosyal
demokrasiyi anlatan tek bir pankart olmaması
dikkat çekti. Karayalçın'ın konuştuğu
kürsünün arkasında "Sinop, Çernobil ofanak
istemiyor'" pankartı yer alırken diğer pankartlar
da "Nükleer gölge etmesinler, başka ihsan
istemeyiz", "Cennet Sinopumuzu nükleer
santraia kurban etmesinler'1
şeklindeydı.
Tansu Çiller ıle ortak yaptıklan açıklamada
1994 yılı sonuna kadar güvenlik
soruşturmalan, özelleştirme, antitekel yasası
ve düşünce özgürlüğü yasalannın çıkacağının
açıklandığını anımsatan Karayalçın, bunlardan
düşünce özgürlüğü yasası dışında diğer üç
yasanın çıkanldığını söyledi.
'Merak etme bey amca!'
Karayalçın'ın salon toplantısında hemen her
konuya değinmesi. ancak CHP ile birleşmeye
yer vermemesı basının ve koriuşmayı izleyen
kalabalığm dikkatini çekerken 90 yaşındaki
Şükrü İlnlütürk adlı vatandaş, Karayalçın'ın
konuşmasını keserek "Bırak bunlan
bütünleşme ne oiuyor, onu anlat" şeklinde çıkış
yapınca SHP lideri. "Merak etme bey aınca,
fazla bekletmeyiz' yanıtını verdi.