Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ARALIK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ABD'li hekimler, Türk meslektaşlanndan 30 kat, Avrupalı hekimler de 10 kat fazla ücret alıyor
Eii yoksıü lıelvfaıı Tiüiv lıeldmi
VUSUFÖZKAN
; ANKARA - Insan sağlığının
en önemli güv encesi olan hekim-
lerin. son lOyılınenolumsuzdö-
• nemini yaşadıklan bildirildi.
! Türk hekimlen. ABD ve Avru-
! pa'daki meslektaşlan arasında en
1
yoksul duruma düştü. ABD'li
hekimler. Türk meslektaşlann-
dan 30 kat daha fazla maaş alır-
ken Avrupalı meslektaşlan da en
' az 10 kat daha fazla kazanıyor-
', lar. ABD'li bir hekimin yıllık or-
Italama kazancı 120 bin dolar
[olurken Türk hekimlennde bu
• rakam yaklaşık 4 bin dolar.
• Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Merkez Konseyi Başkanı Selim
lölçer, hekimler \e sağlık çalı-
şanları için 'ufukta eylem görün-
düğünü' belırterek meslektaşla-
nnın 'ne gerekirse yapmaya' ha-
zırolduklannı bildirdi. TTB, pa-
. rasızlık nedeniyle hekimlerin ka-
tılamaması üzerine. çok sayıda
kurs ve mesleki etkinliği iptal et-
ti.
TTB Genel Merkez Konseyi
Sekreteri Dr. AtaSo>r
er, Cumhu-
riyet'e yaptığı açıklamada. sağ-
lık personelı ve hekimlerin, uzun
süren bir sessizlik sonunda yeni-
den eylem hazırlıklanna başla-
dıklannı belirtti. 1980öncesinde
919 dolar olan hekim maaşları-
nın. 12 Eylül askeri darbesinden
sonra. asken cunta yönetimı ta-
rafından 186 dolara düşürüldü-
ğünü belirten Soyer, şu görüşle-
ri dile getirdi:
"Bu durum, 1. ANAP hükü-
meti dönemindc aşağı yukan ko-
runmuştu. 2. ANAP hükümeti
dönemindcoluşan toplumsal tep-
kiler, maaşlann y ükselmesineyol
açmış, y ükseliş, 1992 y ılına kadar
sürmüştü. Ancak Tansu Çiller-
Murat Karayalçın hükümeti dö-
nemindc, son 10 yılın en düşiik
düzeyine indi. Çiller-Karayalçın
hükümeti dönemindeki maaş ar-
•Askeri cunta yönetiminin düşürdüğü hekim
maaşlan, 2. ANAP hükümeti tarafından yükseltildi.
Çiller-Karayalçın hükümeti döneminde ise son 10
yılın en düşük düzeyine indi. TTB Başkanı Ölçer,
ufukta eylem göründüğünü belirterek. hekimlerin
'ne gerekiyorsa yapmaya' hazır olduklannı bildirdi.
tış. oranlan askeri darbe yöneti-
mi ile benzertikgösteıiyor. Otori-
ter bir dönemdeki duruma ben-
zemesi bu dönemin de demokra-
tikliği" konusunda yeterince fi-
kir veriyor olsa gerek."
Ata Soyer, yaptığı araştırma-
nın, Türk hekimlerinin aldığı üc-
retin ABD \e Avrupa'daki mes-
lektaşlannın maaşlan karşısında
ne kadar "gülünç' durumda oldu-
ğunu ortaya koyduğunu belirtti
v e "Bu ülkelerdeki hekimlerin aJ-
dıgı maaş, Türk hekimlerinden
10 ile 30 kat daha fazla" dedi.
Araştırmaya göre, bazı ülkeler-
deki yıllık ortalama hekim ücret-
leri şöyie:
ABD; 119 bin 500 dolar. lsviç-
re; 118 bin 500 dolar, Almanya:
91 bin 244 dolar. Kanada; 70 bin
144 dolar, Japonya; 56 bin 437
dolar. Danimarka: 39 bin 61 do-
lar, Finlandiya: 35 bin 558 dolar,
Avustralya; 34 bin 191 dolar, In-
giltere; 33 bin 615 dolar, Nor-
veç: 31 bin 664. Türkiye; yakla-
şık 4 bin dolar.
Dr. Ata Soyer, bu veriler ışı-
ğında başka yoruma gerek olma-
dığını söylerken TTB Merkez
Konseyi Başkanı Dr. Selim Öl-
çer, hekimlerin ve diger sağlık
çalışanlannın büyük bir ekono-
mik bunalım içinde olduklannı
belirtti. 5 Nisan Kararlan'nın.
halk üzerindeki etkilerinin yeni
görülmeye başlandığını dile ge-
tiren Ölçer. "Hekimler artık ge-
çinemiyor. Aylardır üstüne başı-
na bir şey alamamış. gerekli olan
bir kitabı edinememiş arkadaşla-
nmız var"dedı.
Hekimler: Açız
Sağlık çalışanlannın bir yıldır
gözlerini.TBMM'yedikereköz-
lük haklanyla ilgili yasal düzen-
lemenin çıkmasını bekledikleri-
ni anımsatan Ölçer, "Hekimle-
rin genel yaklaşmıı Ne gereki-
yorsa yapalım" yönünde. Biz de
örgüt olarak bu insanlann önün-
de yer alacağız. L'fukta yeniden
bir eylem görünüyor. Bu kez, so-
nuç alınana kadar ne gerekiyor-
sayapmaya haanz. Çünkü açız"
görüşünü dile getirdi.
Ölçer, hekimlerin 'parasızlık
nedeniyle katılamamalarT yü-
zünden TTB'nin, hcryıl gerçek-
leştirdiği •rurizm hekimllği kur-
su\ 'işyeri hekimliği kursu' gibi
eğitici çalışmalarlaçeşitli mesle-
ki toplantıları iptal ettiğini de
vurgulayarak şöyle konuştu:
"Geçen yıllarda bu kurslara
yoğun başvuru olurdu. Kimileri
kurslara katılabilmek için torpil
bulmaya uğraşırdı. Bu yıl para-
sızlık nedeniyle başvuru bile ya-
pılmadı. Bu: mesleki açıdan. he-
kimlerin kendilerini yenilemele-
ri geliştirmeleri açısından acı ve-
rici bir tablodur."
Özlük haklannın iyileştirilme-
si için geçen yıl ekim ayında 'be-
yaz eylemler'e başlayan hekim-
ler, bir yıldır sorunlannın çö-
zümlenmesini sağlayamadılar.
Geçen yıl dönemin Sağlık Baka-
nı Rıfat Serdaroğlu tarafından,
bu konuda bir tasarı hazırlandı.
Ancak bir yılda 3 sağlık bakanı-
nın değişmesine karşın, sağlık
personelinin özlük haklannın
iyileştirilmesi konusunda olum-
lubıradım atılmadı.
Memur sendikalannın örgütlenmesinin ele alındığı 1. Ankara Kamu Çalışanlan Kurultayı başladı
Kamu çalışanlan yol aynmında•Örgütlenme mücadelelerini beş yıldır sürdüren
memur sendikalarının tartışıldığı 1. Ankara Kamu
Çalışanlan Kurultayf na Aksaray, Kınkkale, Konya,
Bolu, Karaman. Niğde ve ÇankırTdan gelen 500
delege katıldı. Delegeler, konfederasyonun 'sihirli
. anahtar' olarak görülmemesini istediler.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su)- 1. Ankara Kamu Çalışanlan
Kurultayf nda; 5 yıldır örgütlen-
me mücadelelerini sürdüren me-
mur sendikalarının. kamu çalı-
şanlan mücadelesine ilışkin öze-
leştırileri \e sendikalann gelece-
ğine yönelik strateji polıtıkalan
gözden geçınldı. Sendika genel
merkezleri düzeyınde. üç ay ön-
ce alınan "konfederasyonlaşma
1
"
kararının ele alındığı kurultayda.
"örgütlenme sürecinin geldiği yol
aynmı'* tartışma konusu oldu.
Kurultayda. sendıkal harekctin
"hantallaşmave irtifa kayberme"
sürecıne gırdıği kaydedilerek, bü-
rokratik \e hiyerarşik örgütlenme
modelinin aşılması ıçın "sendi-
kal modd" belirlenmesi gerekti-
ği vurgulandı. Sendikal mücade-
lenin. TBMM gündemindekı ya-
sa tasarısına endekslenmesinin
eleştirı konusu olduğu kurultay-
da, bazı delegeler konfederasyo-
nun "sihirli anahtar" olarak gö-
rülmemesı gerektiğini savunur-
ken; bir grup delege de kalıcı ve
süreklibtrörgütselbırlığinadım-
lannın bugünden atılmasını iste-
di.
Ankara'nın yanı sıra Aksaray.
Kınkkale, Konya. Bolu, Kara-
man, Nığde ve Çankırfdan 20
sendikaya üye 50 bin kamu çalı-
şanı adına Ânkara'ya gelen 500
delegenin katıldığı kurultayda.
kamu çalışanları mücadelesinın
dünü. bugünü \e gelecegi değer-
lendirildi. Sendıkalann. kitlesiy-
le yabancılaşma sürecine girme-
si ve bürokratik mekanizmalar
yaratılması konulannda eleştiril-
di|i kurultayda. sendikal örgüt-
lerde devletin dayatmasıyla sür-
gün yoluyla kadro değişıkliklerı
yapıldığı kaydedıldı. Devletin.
"kendi denetimi dışında bulunan
kamu çalışanlan mücadetesini,
belirli kurum ve kurallara bağla-
yarak kendisinin kurumsallaştır-
masT tehlıkesıne dıkkat çekildi.
Dev letın. "Türk-İş benzeri milli
tip konfederatif yapı oluşmasını el
altından desteklediği'" görüşü di-
le getırıldı
Devnmcı Kamu Çalışanla-
n'nın (DKÇ) sunduklan bildin-
de, "devletin memurunun" dü-
şünsel \e fiılı olarak dev letten ko-
puş sürecıne gırdigıne dikkat çe-
kılerek, örgütlenme ve mücadele-
nin birlikte ele alındığı sendikal
harekete ıvme kazandınlması ge-
rektıği dile getınldı Uzunvade*;
dc "çalışanlann en geniş üst birİF
ğinin yaratılmasınr sav unan
DKÇ bildınsinde. "Konfederas-
yonlaşma işçi-memur aynmını
kabul etmek anlamına gelmez.
Kaldı ki işçi-memur aynmını or-
tadan kaldıracak tek etken, aynı
çatı altında oima değildir. Bu ay-
nlık, düşünsel temellere dayan-
maktadır. \ok edilmesi. bilinçli,
sistemli çabalan «erekririr. Mü-
cadele içerisinden çıkanlacak sı-
nıfsal birliktelik. kamu çahşanla-
n hareketinin, iç sorunlannı aş-
mış. merkezi, güçlü, etkili bir ya-
pılannıasına da bajlıdır" denildi.
Tüm Banka-Sen'ın bıldirisinde
ise, kamu çalışanlannın sokak
mücadelesıyle kendı meşrutiyet-
lerinı sağlamalarına karşın. taba-
nın söz ve karar sahibi olmasının
sağlanamadığı belirtildi.
Ener-Sen Ankara 2 No'lu Şu-
besı de, konfederasyonlaşma sü-
recıne ilişkın tartışmada. kararla-
rın yukandan aşağı doğru şekil-
lendiğine dıkkat çekerek, kararla-
rın tabandan üretilmesi ve daha
fazla kıtlenin bu sürece katılma-
Adana'daki mitinge Adıyaman, Malatya, Mersin, K. Maraş, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep'ten de katılım oldu.
'Güdümlü sendikaya hayır' mitingiADANA (Cumhuriyet Güney İlleri
Bürosu) - Kamu çalışanlan, 'grev hakkı'
için yürüyüş yaptı, miting düzenledi ve
"Devlet güdümlü sendikaya hayır" diye
bağırdı. Genel-Sağ!ık-tş Sendikası Şube
Başkanı AN DinigüzeU Çumurbaşkanı
Demirerı kastederek. "Bir devlet
büyüğumüz 1991'de "Sana göre demokrasi
bana göre demokrasi olmaz. Tam
demokrasi olur' diyordu. Dört yıldır
engelleniyonız ve bizi engelleyenin kûn
olduğu da belli" diye konuştu.
Adana'da ilk kez düzenlenebilen
'Demokrasi MHingi'ne yaklaşık 6 bin kişi
katıldı. Hastaneler Kavşağı önünden
başlatılan yürüyüşün en önünde Türk-
lş'ten temsilci ve sendıkacılar, arkasında
ise pankart açan DtSK'liler vardı.
Adıyaman, Malatya. Mersin, K.Maraş.
Diyarbakır, Şanlıurfa. Hatay ve
Gaziantep'ten de kısmen katılanlann
olduğu yürüyüş boyunca "Memuruz,
haklıyız, kazanacağız", "İşçi memur el ele
genel greve", "Suskun toplum
istemiyoruz". "Sadaka değil,
toplusözleşme" ve "Yaşasui halklann
kardeşlifi" diye sloganlar atıldı. Adana
Emniyetf nde bütün izinlerin
kaldınlmasına bağlı olarak çok sıkı
önlemlerin alındığı yürüyüş boyunca polis.
not tuttu. sloganlan teybe kaydetti ve
video ile çekim yaptı.
Yol boy unca arada "Ozgür Ülke
susturulamaz" diye de slogan atılırken
polis, önceden saptanmışlann dışında
slogan atılmasına tepki göstermedi. Iki
saat süren yürüyüşe DSP bayrağı altında
bir grup da katılırken, eylem Uğur Mumcu
Alanı'ndaki mitingle son buldu. Miting
Tertıp Komıtesi Başkanı V'ehbi Yıldınm,
Tüm-Sağlık-Sen'den FarukOnukve
Genel Sağlık-lş Sendikası'ndan da Başkan
Ali Dinigüzel bırer konuşma yaptılar.
Dinigüzel. "Yüzde 130 enflasyon varken
yüzde 15 zamma 'hayır' diyoruz. De\let
büyügümüze de sormak isteriz.
Memuruna sendika hakkı vermeyen
Liberya ve Bolivya ile aynı
yerde olnıak ne kadar saygınlık
kazandınyor" dedi. Emeklıler adına
konuştuğunu belirterek kürsüye çıkan
demiryollan emeklisi Ozan Şahin de "Bir
baba e>ladının ihtiyacını karşılayama7-sa o
evlat ne olur" diye sordu ve şöyle devam
etti. "Hırsızolurhırsız. Açitfınnyakar.
Devlet memuruna, isçisine hak ettiğini
veremiyorsa 'Hırsızlık yap' demek
istiyordur. Memuruna, isçisine hakkını
veremeyen devletin yöneticisi, istifa eder.
Her ay telefon, su, elektrik parası
ödüyoruz. ama icradan kurtulamıyoruz.
Tansu Çiller yeter artık, istifa, istifa,
istifa.-"
CUMHURIYET'TEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
Lotarya Öldü!
Yaşasın LotaryaL
Geçen haftanın satış raporları, lotarya ya da promos-
yona bel bağlayarak "en fazla satan gazete" olma haya-
linin sönmekte olduğunu gbsteriyordu.
TV'lerdeki reklam bombardımanına ve hediyeleri ikiye
katlama girişimlerine karşın bir önceki haftaya göre sa-
tışlarda önemli sayılarda azalma olmuştu. Trilyonlarayak-
laşan ve gerçekte büyük bölümü okurların ceplerinden
ve basın çalışanlannın ücretlerinden kesilerek harcanan
paralar, artık boşa gıtmeye başlamıştı. Medya, kendi ya-
rattığı ve tutku ile büyüttüğü canavann elinde tutsak ol-
muştu.
Lotaryadan vazgeçme konusunda uzlaşma sağlanma-
sı kaçıncı kez gündeme geüyor. Medyanın üst düzey yö-
neticileri, açıklamalarında artık bir uzlaşmaya vanlması
görüşünde olduklannı kimbilir kaçıncı kez belirtiyorlar.
Ama anlaşılan içlerinde gizli bir korkuyu da taşıyorlar. "Va
tirajlanmız daha da düşerse" korkusu.
Lotaryanın etkisizleşme sürecine girmesınin bir başka
nedeni de etkili reklamların ardındaki gerçeği okuriann
belki de yaşayarak ya da yaşayanlardan duyarak anla-
mış olmalan. Çünkü kazanılan her lotarya nesnesi, mad-
di değeri üzerinden veraset ve intikal vergisi kapsamın-
da. Degeri 1 milyar lıra olan bir gazete hediyesıni alabil-
mek için önce maliye veznesine yaklaşık 400 milyon lira
yatırıp makbuz atınması gerekıyor. Buna göre de hediye
parasız değil, indirimli olarak gazete okuruna ulaşıyor.
Ege Üniversitesi lletişim Fakültesı öğretim üyeleri ile ög-
rencilerinın, promosyonun kaldırılması ve gazetelere ge-
tırdiği ek yükten doğan fiyat yüksekliğinin önlenmesi için
başlattıkları kampanya, diğer fakültelerin ve basın kuru-
luşlarının da desteği ile sürüyor. Yarın Izmir'de yapılacak
toplantıda konu, ayrıntıları ile ele alınacak.
Hem yapısı hem de lotaryasız ve kuponsuz olması ne-
deniyle medyanın dışında kalan Cumhuriyet, yalnızca ga-
zete veren tek gazete olma niteliğini okurlarının da katkı-
sı ile sürdürüyor.
•
Refah Partisi'nin ve liderinın kuşkulu serveti, Mercü-
mek'in, Darçın'ın adları, son günlerde dığer gazeteler-
de de görülmeye başlandı. Oysa Cumhuriyet okurları,
aynı konuları ve gelişmelerı mayıs ayından bu yana izle-
mişlerdi. Ankara Büromuzla Istanbul Haber Servımizin ar-
tık bu konularda da uzmanlaşan çalışanlan, diğer gaze-
teler eski bılgıleri yeni gibı tekrarlarken. yeni bilgi ve bel-
geleri gün ışığına çıkarmayı sürdürdüler.
Bunun yanı sıra Çiller'ın mal bıldiriminin bir türlü açık-
lanmamasının ardındaki gerçeğin peşine düşen tek ga-
zete de Cumhuriyet oldu.
•
Atatürk ilke ve devrimlerinden, onun önemli bir parça-
sı olan laiklikten ödün verilmemesi konusunda kararlı
olan Cumhuriyet, şeriatçılarla ilgili gelişmeleri de yakın-
dan izleyerek kamuoyuna aktarmayı sürdürüyor.
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde oluşturulan hu-
kukçular kurulunun Atatürk ve Silahlı Kuvvetler'e haka-
retler yağdıran şeriatçı basınla ilgili suç duyurusuyla ilgi-
li haberımiz bunlardan biriydi.
Şeriatçı akımlar nedeniyle Gülhane Askeri Tıp Akade-
misi'nde bazı subay ve astsubayların açığa alındığını da
Cumhuriyet okurları öğrendıler.
Ikı haberi de arkadaşımız Evren Değer hazırladı.
•
Bay Çiller'in resmi bir görevli gibi yabancı büyükelçi-
lerie hem de tutanaklar tutularak görüşmesine ilişkin ha-
berimizin yankılan sürüyor. Özel TV ve gazeteler de ha-
berimizin ardmdan tartışmaya katıldılar. Onlar bunu tar-
tışırlarken Cumhuriyet bu kez de Bay Çiller'in özelleştir-
me konusunda kulis yaptığını ve Can Yeşilada aleyhine
yayın yapılmaması için ricalarda bulunduğunu ortaya çı-
kardı.
•
Özürlüler Haftası'nın başlangıcında arkadaşımız Yase-
min Koyutürk'ün haber ve röportajlarını yayımlamıştık.
Geçen hafta da arkadaşımız Figen Atalay, otistik çocuk-
larla ilgili bir dizi araştırma haber hazırladı. Anne ve ba-
baların otistik çocuklarını toplumdan gizleme gibi bir yo-
la sapmalarının yanlışhğı da tedavi ve eğitim olanakları-
nın yanı sıra gündeme geldi.
•
Önümüzdeki pazartesi gününe kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
Çalışan kesimin gittiği akşam liselerindeki öğrenciler açık liselere kaydınlacak
Akşam liseleri kapatdıyor
Istanbul Haber Servisi - Ak-
şam liselerine 1995-96 öğretim
yılından başlayarak veni öğrenci
alınmayacak. Ancak. buokullar-
daöğrenimi süren öğrenciler me-
zun edilecek.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
alınan bilgiye göre, Türkiye ge-
nelinde dört ilde 23 akşam lisesı
bulunuyor. Sekız bine yakın öğ-
rencının öğrenim gördüğü bu
okullarda 450 öğretmen görev
yapıyor. Bakanlık yetkilileri. üç
yıl önce başlatılan Açıköğretim
Lısesi uygulamasından olumlu
sonuçlar elde edildığini, 65 bin
öğrencınin devam ettiğı açık lise
sisteminde. akşam liselerinden
daha ciddi eğitim ve öğretim ve-
rildiğini belirttiler.
Açık lise uygulaması sürdürü-
lürken. akşam liselerinin gerek-
siz olduğunu söyleyen bakanlık
yetkilileri. bu liselerde görev ya-
pan 450 öğretmenin de bulun-
duklan ıllerdeki öğretmen açığı-
nı kapatacaklarını söylediler.
Akşam lıselerinde öğrenim gö-
ren öğrenciler. okullannın kapa-
tılmasına tepki gösteriyor. Bu lı-
selerin "disiplinsız ve yetersiz ol-
duğu'" savlannın doğru olmadı-
ğını belirten öğrenciler. "Bu
okuUann kapanmasıöğrencilerin
eğitim ve öğretim haklannın gasp
edilmesidir" dediler.
Üsküdar Akşam Lisesi öğren-
cisi M.Ö.. okulundakı not ortala-
malan ve üniversiteye girme ora-
nının yüksek olduğunu belirte-
rek, şunlan söyledi: "Böyleolma-
sı çok doğal. Çünkü akşam lise-
sindeokuyanlar 18yaşınıdoMur-
muş. çalışan insanlar. Eğitimin
önemini kavrayamamış olsalar
gündüz yorgunluğunun üzerine
okula gelmek yerine başka yer-
lerde zaman öldürürlerdi. Örne-
ğin ben, nıaddi olanaksızlıklar ne-
deniy le lisey i bırakmak zorunda
kaldım ve ekonomik durumum
biraz düzelince öğrenimime de-
vam etmem için bir fırsatolan ak-
şam lisesine kaydokhım. Okuya-
bilmek için her gün Topkapı'dan
Üsküdar'a gidiyorum."
Bilim adamlan Ankara'da düzenlenen sempozyumda köktendinciliği tartıştı
'Çoğunluk dine dayolı devlet istemiyor'
İP Istanbul tl Örgütü,afişleme kampanyasınaTaksim'de.otobüsduraklanndan başladı.(Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
Perinçek için afişleme kampanyasıIstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi.
genel başkanları Doğıı Perinçek'in TV'de
yaptığı bir konuşma nedeniyle DGM
tarafından üç yıl hapis cezasına
çarptınlmasını protesto için Türkiye
genelinde afişleme kampanyası başlattı.
İşçi Partisi Istanbul ll Örgütü. Doğu
Perinçek'in 3 yıl hapse mahkûm
edilmesini protesto için yapılacak
afişleme çalışmalanna dün Taksım'den
başladı. Kampanyanın yurt çapında
sürdürüleceğinı belirten tP tstanbul İl
Başkanı Turan Özlü. Terörle Mücadele
Yasası'nın Kürt sorununda izlenen şiddet
politikasının bir parçası olduğunu söyledi.
Bugüne kadar birçok aydın. sendikacı ve
politikacının yüzlerce yıl hapıs cezasına
çarptırıldığına değınen Özlü. "Peki bütün
bunlaruı Kürt sorununun çözümü
yönünde en küçük bir yaran oldu mu"
diye sordu. Turan Özlü, Pennçek'e venlen
cezaya ilişkin şunlan söyledi:
"Dikkat edilsin. Mahkûm edilen, bir siyasi
partinin genel başkanıdır. Böylelikle siyasi
partilerin işlevi de ortadan kâldınlmış
oluyor. Deniyor ki,' Kürt sorunu
Türkiye'nın en önemli sorunudur.' ,^ma
bu en önemli sorunda partiler fikirlerini ve
çözüm önerilerini açıklayamayacaklar.
Peki bu partilerin ne işlevi kalmaktadır?
DEP miltetvekillerinin sırf fıkir
açıkladıklan için ağır hapis cezalanna
çarptınlması da aynı tutumun sonucudur."
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) -Alman Kültür Merkezi ve
AU Siyasal Bilgiler Fakülte-
si'nce düzenlenen 'Köktendinci-
lik1
başlıklı sempozyumda bilım
adamlan. 'dinlerin siyasi ağırlık-
lannın ulusal ve uluslararası bo-
yutlan'nı tartıştı. Göttingen Üni-
versitesi'nde 'köktendinciliğin
degişik boyutlan' üzerine çalış-
malar yüriiten Prof. Dr. Bassam
Tibi. fslamda. 'politik anlayış,
hukuk sistemi ve devletin' ifade
edilmediğini belirtti. Boğaziçı
Üniversitesi öğretim üyesi Prof.
Dr. BinnazToprakda Türkiye 'de
büyük çoğunluğun dine dayalı
devlet istemediğini söyledi.
Ankara'daki sempozyumda
Göttingen Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Bassam Tıbi,
'mudakiyet' esaslı olarak nitele-
diği köktendinciliğin yöntemle-
rinden Islam'da söz edilmediği-
ni. Kuran'da bir hukuk sistemi ve
devletin ifade edilmediğini be-
lirtti.
Tibi, köktendinciliğin 'çelişki-
lerini' anlatırken "Batılılaşma,
bu çevrelerce dine karşı olarak
görülüyor, oysa bu kişilerin bir
bölümü modern hayatı yaşıyor.
kullandıklan söylem de moder-
nist özellikler taşıyor" dedi.
Köktendinciliğin, 'ulus-dev-
let' özelliği taşıyan rejimlerinbu-
nalıma girmesiyle varlık göstere-
bildiğini kaydeden Tibi, 'dini
d«'let' anlayışını esas alan çev-
relerin, evrensel bilginin varlığı-
nı ve degişik kültürlerin bir ara-
da yaşaması gereğini kabul et-
mediklerini savundu.
Boğaziçi Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. BinnazToprakda
Türkiye'de dıni kişisel yaşantısı-
nm bir parçası olarak sayan bü-
yük çoğunluğun, dine dayalı bir
devlet yönetiminde yaşamak is-
temediğıni vurguladı. Toprak.
"Türkiye'de İslami oluşumlann
RP çatısında yasal olarak örgüt-
lenmesini olumlu karşılıyorum,
Batfdaki Hıristiyan Demokrat
Parti örneği gibi bir model izle-
nirse sistem açısından olumlu so-
nuç almacaktır" dıyc konuştu
Sempozyuma Almanya'dan
katılan Türk Araştırmalan Mer-
kezi Müdürü Prof. Dr. Faruk
Şen. Almanya'da 'neo-Nazi' sal-
dınlann ardından. dine ve mılli-
yetçiliğe kayış sürecinin hızlan-
dığını belirterek özellikle A\ru-
pa Milli Görüş Teşkilatı'nm, bu
ülkede faaliyet gösteren 8 ayn
dini grup arasında •sivrildiğini"
vurguladı.
Sempozyumun 2. gününde,
köktendinciliği kadın haklan
bağlamında değerlendiren SBF
öğretim üyesi Doç. Dr. Serpil
İJşür, köktendinci çevrelerin.
'denetlenmemiş cinselliğin top-
lumsal ilerieme için tehlike oluş-
turduğuna* inandıklannı ve 'ka-
dını siyaseti yapan özne değil,
üzerinde siyaset yapılan nesne'
olarak gördüklenni ilen sürdü.
Stuttgart Üniversitesi'nden
Prof. Dr. Thomas Meyer ise kök-
tendinciliğin demokratik düşün-
ceyle sürtüşmesı konusunda, bu
yaklaşımda bulunanlann farklı
görüşleri yargılama alışkanlığı-
nı, kimi zaman 'cihat' çağnsıyla
ortaya çıkan terör olgusuna dö-
nüştürdüklenni söyledi.