03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ARALIK1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ABD'li hekimler, Türk meslektaşlanndan 30 kat, Avrupalı hekimler de 10 kat fazla ücret alıyor Eii yoksıü lıelvfaıı Tiüiv lıeldmi VUSUFÖZKAN ; ANKARA - Insan sağlığının en önemli güv encesi olan hekim- lerin. son lOyılınenolumsuzdö- • nemini yaşadıklan bildirildi. ! Türk hekimlen. ABD ve Avru- ! pa'daki meslektaşlan arasında en 1 yoksul duruma düştü. ABD'li hekimler. Türk meslektaşlann- dan 30 kat daha fazla maaş alır- ken Avrupalı meslektaşlan da en ' az 10 kat daha fazla kazanıyor- ', lar. ABD'li bir hekimin yıllık or- Italama kazancı 120 bin dolar [olurken Türk hekimlennde bu • rakam yaklaşık 4 bin dolar. • Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Selim lölçer, hekimler \e sağlık çalı- şanları için 'ufukta eylem görün- düğünü' belırterek meslektaşla- nnın 'ne gerekirse yapmaya' ha- zırolduklannı bildirdi. TTB, pa- . rasızlık nedeniyle hekimlerin ka- tılamaması üzerine. çok sayıda kurs ve mesleki etkinliği iptal et- ti. TTB Genel Merkez Konseyi Sekreteri Dr. AtaSo>r er, Cumhu- riyet'e yaptığı açıklamada. sağ- lık personelı ve hekimlerin, uzun süren bir sessizlik sonunda yeni- den eylem hazırlıklanna başla- dıklannı belirtti. 1980öncesinde 919 dolar olan hekim maaşları- nın. 12 Eylül askeri darbesinden sonra. asken cunta yönetimı ta- rafından 186 dolara düşürüldü- ğünü belirten Soyer, şu görüşle- ri dile getirdi: "Bu durum, 1. ANAP hükü- meti dönemindc aşağı yukan ko- runmuştu. 2. ANAP hükümeti dönemindcoluşan toplumsal tep- kiler, maaşlann y ükselmesineyol açmış, y ükseliş, 1992 y ılına kadar sürmüştü. Ancak Tansu Çiller- Murat Karayalçın hükümeti dö- nemindc, son 10 yılın en düşiik düzeyine indi. Çiller-Karayalçın hükümeti dönemindeki maaş ar- •Askeri cunta yönetiminin düşürdüğü hekim maaşlan, 2. ANAP hükümeti tarafından yükseltildi. Çiller-Karayalçın hükümeti döneminde ise son 10 yılın en düşük düzeyine indi. TTB Başkanı Ölçer, ufukta eylem göründüğünü belirterek. hekimlerin 'ne gerekiyorsa yapmaya' hazır olduklannı bildirdi. tış. oranlan askeri darbe yöneti- mi ile benzertikgösteıiyor. Otori- ter bir dönemdeki duruma ben- zemesi bu dönemin de demokra- tikliği" konusunda yeterince fi- kir veriyor olsa gerek." Ata Soyer, yaptığı araştırma- nın, Türk hekimlerinin aldığı üc- retin ABD \e Avrupa'daki mes- lektaşlannın maaşlan karşısında ne kadar "gülünç' durumda oldu- ğunu ortaya koyduğunu belirtti v e "Bu ülkelerdeki hekimlerin aJ- dıgı maaş, Türk hekimlerinden 10 ile 30 kat daha fazla" dedi. Araştırmaya göre, bazı ülkeler- deki yıllık ortalama hekim ücret- leri şöyie: ABD; 119 bin 500 dolar. lsviç- re; 118 bin 500 dolar, Almanya: 91 bin 244 dolar. Kanada; 70 bin 144 dolar, Japonya; 56 bin 437 dolar. Danimarka: 39 bin 61 do- lar, Finlandiya: 35 bin 558 dolar, Avustralya; 34 bin 191 dolar, In- giltere; 33 bin 615 dolar, Nor- veç: 31 bin 664. Türkiye; yakla- şık 4 bin dolar. Dr. Ata Soyer, bu veriler ışı- ğında başka yoruma gerek olma- dığını söylerken TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Selim Öl- çer, hekimlerin ve diger sağlık çalışanlannın büyük bir ekono- mik bunalım içinde olduklannı belirtti. 5 Nisan Kararlan'nın. halk üzerindeki etkilerinin yeni görülmeye başlandığını dile ge- tiren Ölçer. "Hekimler artık ge- çinemiyor. Aylardır üstüne başı- na bir şey alamamış. gerekli olan bir kitabı edinememiş arkadaşla- nmız var"dedı. Hekimler: Açız Sağlık çalışanlannın bir yıldır gözlerini.TBMM'yedikereköz- lük haklanyla ilgili yasal düzen- lemenin çıkmasını bekledikleri- ni anımsatan Ölçer, "Hekimle- rin genel yaklaşmıı Ne gereki- yorsa yapalım" yönünde. Biz de örgüt olarak bu insanlann önün- de yer alacağız. L'fukta yeniden bir eylem görünüyor. Bu kez, so- nuç alınana kadar ne gerekiyor- sayapmaya haanz. Çünkü açız" görüşünü dile getirdi. Ölçer, hekimlerin 'parasızlık nedeniyle katılamamalarT yü- zünden TTB'nin, hcryıl gerçek- leştirdiği •rurizm hekimllği kur- su\ 'işyeri hekimliği kursu' gibi eğitici çalışmalarlaçeşitli mesle- ki toplantıları iptal ettiğini de vurgulayarak şöyle konuştu: "Geçen yıllarda bu kurslara yoğun başvuru olurdu. Kimileri kurslara katılabilmek için torpil bulmaya uğraşırdı. Bu yıl para- sızlık nedeniyle başvuru bile ya- pılmadı. Bu: mesleki açıdan. he- kimlerin kendilerini yenilemele- ri geliştirmeleri açısından acı ve- rici bir tablodur." Özlük haklannın iyileştirilme- si için geçen yıl ekim ayında 'be- yaz eylemler'e başlayan hekim- ler, bir yıldır sorunlannın çö- zümlenmesini sağlayamadılar. Geçen yıl dönemin Sağlık Baka- nı Rıfat Serdaroğlu tarafından, bu konuda bir tasarı hazırlandı. Ancak bir yılda 3 sağlık bakanı- nın değişmesine karşın, sağlık personelinin özlük haklannın iyileştirilmesi konusunda olum- lubıradım atılmadı. Memur sendikalannın örgütlenmesinin ele alındığı 1. Ankara Kamu Çalışanlan Kurultayı başladı Kamu çalışanlan yol aynmında•Örgütlenme mücadelelerini beş yıldır sürdüren memur sendikalarının tartışıldığı 1. Ankara Kamu Çalışanlan Kurultayf na Aksaray, Kınkkale, Konya, Bolu, Karaman. Niğde ve ÇankırTdan gelen 500 delege katıldı. Delegeler, konfederasyonun 'sihirli . anahtar' olarak görülmemesini istediler. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- 1. Ankara Kamu Çalışanlan Kurultayf nda; 5 yıldır örgütlen- me mücadelelerini sürdüren me- mur sendikalarının. kamu çalı- şanlan mücadelesine ilışkin öze- leştırileri \e sendikalann gelece- ğine yönelik strateji polıtıkalan gözden geçınldı. Sendika genel merkezleri düzeyınde. üç ay ön- ce alınan "konfederasyonlaşma 1 " kararının ele alındığı kurultayda. "örgütlenme sürecinin geldiği yol aynmı'* tartışma konusu oldu. Kurultayda. sendıkal harekctin "hantallaşmave irtifa kayberme" sürecıne gırdıği kaydedilerek, bü- rokratik \e hiyerarşik örgütlenme modelinin aşılması ıçın "sendi- kal modd" belirlenmesi gerekti- ği vurgulandı. Sendikal mücade- lenin. TBMM gündemindekı ya- sa tasarısına endekslenmesinin eleştirı konusu olduğu kurultay- da, bazı delegeler konfederasyo- nun "sihirli anahtar" olarak gö- rülmemesı gerektiğini savunur- ken; bir grup delege de kalıcı ve süreklibtrörgütselbırlığinadım- lannın bugünden atılmasını iste- di. Ankara'nın yanı sıra Aksaray. Kınkkale, Konya. Bolu, Kara- man, Nığde ve Çankırfdan 20 sendikaya üye 50 bin kamu çalı- şanı adına Ânkara'ya gelen 500 delegenin katıldığı kurultayda. kamu çalışanları mücadelesinın dünü. bugünü \e gelecegi değer- lendirildi. Sendıkalann. kitlesiy- le yabancılaşma sürecine girme- si ve bürokratik mekanizmalar yaratılması konulannda eleştiril- di|i kurultayda. sendikal örgüt- lerde devletin dayatmasıyla sür- gün yoluyla kadro değişıkliklerı yapıldığı kaydedıldı. Devletin. "kendi denetimi dışında bulunan kamu çalışanlan mücadetesini, belirli kurum ve kurallara bağla- yarak kendisinin kurumsallaştır- masT tehlıkesıne dıkkat çekildi. Dev letın. "Türk-İş benzeri milli tip konfederatif yapı oluşmasını el altından desteklediği'" görüşü di- le getırıldı Devnmcı Kamu Çalışanla- n'nın (DKÇ) sunduklan bildin- de, "devletin memurunun" dü- şünsel \e fiılı olarak dev letten ko- puş sürecıne gırdigıne dikkat çe- kılerek, örgütlenme ve mücadele- nin birlikte ele alındığı sendikal harekete ıvme kazandınlması ge- rektıği dile getınldı Uzunvade*; dc "çalışanlann en geniş üst birİF ğinin yaratılmasınr sav unan DKÇ bildınsinde. "Konfederas- yonlaşma işçi-memur aynmını kabul etmek anlamına gelmez. Kaldı ki işçi-memur aynmını or- tadan kaldıracak tek etken, aynı çatı altında oima değildir. Bu ay- nlık, düşünsel temellere dayan- maktadır. \ok edilmesi. bilinçli, sistemli çabalan «erekririr. Mü- cadele içerisinden çıkanlacak sı- nıfsal birliktelik. kamu çahşanla- n hareketinin, iç sorunlannı aş- mış. merkezi, güçlü, etkili bir ya- pılannıasına da bajlıdır" denildi. Tüm Banka-Sen'ın bıldirisinde ise, kamu çalışanlannın sokak mücadelesıyle kendı meşrutiyet- lerinı sağlamalarına karşın. taba- nın söz ve karar sahibi olmasının sağlanamadığı belirtildi. Ener-Sen Ankara 2 No'lu Şu- besı de, konfederasyonlaşma sü- recıne ilişkın tartışmada. kararla- rın yukandan aşağı doğru şekil- lendiğine dıkkat çekerek, kararla- rın tabandan üretilmesi ve daha fazla kıtlenin bu sürece katılma- Adana'daki mitinge Adıyaman, Malatya, Mersin, K. Maraş, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep'ten de katılım oldu. 'Güdümlü sendikaya hayır' mitingiADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Kamu çalışanlan, 'grev hakkı' için yürüyüş yaptı, miting düzenledi ve "Devlet güdümlü sendikaya hayır" diye bağırdı. Genel-Sağ!ık-tş Sendikası Şube Başkanı AN DinigüzeU Çumurbaşkanı Demirerı kastederek. "Bir devlet büyüğumüz 1991'de "Sana göre demokrasi bana göre demokrasi olmaz. Tam demokrasi olur' diyordu. Dört yıldır engelleniyonız ve bizi engelleyenin kûn olduğu da belli" diye konuştu. Adana'da ilk kez düzenlenebilen 'Demokrasi MHingi'ne yaklaşık 6 bin kişi katıldı. Hastaneler Kavşağı önünden başlatılan yürüyüşün en önünde Türk- lş'ten temsilci ve sendıkacılar, arkasında ise pankart açan DtSK'liler vardı. Adıyaman, Malatya. Mersin, K.Maraş. Diyarbakır, Şanlıurfa. Hatay ve Gaziantep'ten de kısmen katılanlann olduğu yürüyüş boyunca "Memuruz, haklıyız, kazanacağız", "İşçi memur el ele genel greve", "Suskun toplum istemiyoruz". "Sadaka değil, toplusözleşme" ve "Yaşasui halklann kardeşlifi" diye sloganlar atıldı. Adana Emniyetf nde bütün izinlerin kaldınlmasına bağlı olarak çok sıkı önlemlerin alındığı yürüyüş boyunca polis. not tuttu. sloganlan teybe kaydetti ve video ile çekim yaptı. Yol boy unca arada "Ozgür Ülke susturulamaz" diye de slogan atılırken polis, önceden saptanmışlann dışında slogan atılmasına tepki göstermedi. Iki saat süren yürüyüşe DSP bayrağı altında bir grup da katılırken, eylem Uğur Mumcu Alanı'ndaki mitingle son buldu. Miting Tertıp Komıtesi Başkanı V'ehbi Yıldınm, Tüm-Sağlık-Sen'den FarukOnukve Genel Sağlık-lş Sendikası'ndan da Başkan Ali Dinigüzel bırer konuşma yaptılar. Dinigüzel. "Yüzde 130 enflasyon varken yüzde 15 zamma 'hayır' diyoruz. De\let büyügümüze de sormak isteriz. Memuruna sendika hakkı vermeyen Liberya ve Bolivya ile aynı yerde olnıak ne kadar saygınlık kazandınyor" dedi. Emeklıler adına konuştuğunu belirterek kürsüye çıkan demiryollan emeklisi Ozan Şahin de "Bir baba e>ladının ihtiyacını karşılayama7-sa o evlat ne olur" diye sordu ve şöyle devam etti. "Hırsızolurhırsız. Açitfınnyakar. Devlet memuruna, isçisine hak ettiğini veremiyorsa 'Hırsızlık yap' demek istiyordur. Memuruna, isçisine hakkını veremeyen devletin yöneticisi, istifa eder. Her ay telefon, su, elektrik parası ödüyoruz. ama icradan kurtulamıyoruz. Tansu Çiller yeter artık, istifa, istifa, istifa.-" CUMHURIYET'TEN OKURLARA ORHAN ERİNÇ Lotarya Öldü! Yaşasın LotaryaL Geçen haftanın satış raporları, lotarya ya da promos- yona bel bağlayarak "en fazla satan gazete" olma haya- linin sönmekte olduğunu gbsteriyordu. TV'lerdeki reklam bombardımanına ve hediyeleri ikiye katlama girişimlerine karşın bir önceki haftaya göre sa- tışlarda önemli sayılarda azalma olmuştu. Trilyonlarayak- laşan ve gerçekte büyük bölümü okurların ceplerinden ve basın çalışanlannın ücretlerinden kesilerek harcanan paralar, artık boşa gıtmeye başlamıştı. Medya, kendi ya- rattığı ve tutku ile büyüttüğü canavann elinde tutsak ol- muştu. Lotaryadan vazgeçme konusunda uzlaşma sağlanma- sı kaçıncı kez gündeme geüyor. Medyanın üst düzey yö- neticileri, açıklamalarında artık bir uzlaşmaya vanlması görüşünde olduklannı kimbilir kaçıncı kez belirtiyorlar. Ama anlaşılan içlerinde gizli bir korkuyu da taşıyorlar. "Va tirajlanmız daha da düşerse" korkusu. Lotaryanın etkisizleşme sürecine girmesınin bir başka nedeni de etkili reklamların ardındaki gerçeği okuriann belki de yaşayarak ya da yaşayanlardan duyarak anla- mış olmalan. Çünkü kazanılan her lotarya nesnesi, mad- di değeri üzerinden veraset ve intikal vergisi kapsamın- da. Degeri 1 milyar lıra olan bir gazete hediyesıni alabil- mek için önce maliye veznesine yaklaşık 400 milyon lira yatırıp makbuz atınması gerekıyor. Buna göre de hediye parasız değil, indirimli olarak gazete okuruna ulaşıyor. Ege Üniversitesi lletişim Fakültesı öğretim üyeleri ile ög- rencilerinın, promosyonun kaldırılması ve gazetelere ge- tırdiği ek yükten doğan fiyat yüksekliğinin önlenmesi için başlattıkları kampanya, diğer fakültelerin ve basın kuru- luşlarının da desteği ile sürüyor. Yarın Izmir'de yapılacak toplantıda konu, ayrıntıları ile ele alınacak. Hem yapısı hem de lotaryasız ve kuponsuz olması ne- deniyle medyanın dışında kalan Cumhuriyet, yalnızca ga- zete veren tek gazete olma niteliğini okurlarının da katkı- sı ile sürdürüyor. • Refah Partisi'nin ve liderinın kuşkulu serveti, Mercü- mek'in, Darçın'ın adları, son günlerde dığer gazeteler- de de görülmeye başlandı. Oysa Cumhuriyet okurları, aynı konuları ve gelişmelerı mayıs ayından bu yana izle- mişlerdi. Ankara Büromuzla Istanbul Haber Servımizin ar- tık bu konularda da uzmanlaşan çalışanlan, diğer gaze- teler eski bılgıleri yeni gibı tekrarlarken. yeni bilgi ve bel- geleri gün ışığına çıkarmayı sürdürdüler. Bunun yanı sıra Çiller'ın mal bıldiriminin bir türlü açık- lanmamasının ardındaki gerçeğin peşine düşen tek ga- zete de Cumhuriyet oldu. • Atatürk ilke ve devrimlerinden, onun önemli bir parça- sı olan laiklikten ödün verilmemesi konusunda kararlı olan Cumhuriyet, şeriatçılarla ilgili gelişmeleri de yakın- dan izleyerek kamuoyuna aktarmayı sürdürüyor. Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde oluşturulan hu- kukçular kurulunun Atatürk ve Silahlı Kuvvetler'e haka- retler yağdıran şeriatçı basınla ilgili suç duyurusuyla ilgi- li haberımiz bunlardan biriydi. Şeriatçı akımlar nedeniyle Gülhane Askeri Tıp Akade- misi'nde bazı subay ve astsubayların açığa alındığını da Cumhuriyet okurları öğrendıler. Ikı haberi de arkadaşımız Evren Değer hazırladı. • Bay Çiller'in resmi bir görevli gibi yabancı büyükelçi- lerie hem de tutanaklar tutularak görüşmesine ilişkin ha- berimizin yankılan sürüyor. Özel TV ve gazeteler de ha- berimizin ardmdan tartışmaya katıldılar. Onlar bunu tar- tışırlarken Cumhuriyet bu kez de Bay Çiller'in özelleştir- me konusunda kulis yaptığını ve Can Yeşilada aleyhine yayın yapılmaması için ricalarda bulunduğunu ortaya çı- kardı. • Özürlüler Haftası'nın başlangıcında arkadaşımız Yase- min Koyutürk'ün haber ve röportajlarını yayımlamıştık. Geçen hafta da arkadaşımız Figen Atalay, otistik çocuk- larla ilgili bir dizi araştırma haber hazırladı. Anne ve ba- baların otistik çocuklarını toplumdan gizleme gibi bir yo- la sapmalarının yanlışhğı da tedavi ve eğitim olanakları- nın yanı sıra gündeme geldi. • Önümüzdeki pazartesi gününe kadar gönlünüzce bir hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla. Çalışan kesimin gittiği akşam liselerindeki öğrenciler açık liselere kaydınlacak Akşam liseleri kapatdıyor Istanbul Haber Servisi - Ak- şam liselerine 1995-96 öğretim yılından başlayarak veni öğrenci alınmayacak. Ancak. buokullar- daöğrenimi süren öğrenciler me- zun edilecek. Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınan bilgiye göre, Türkiye ge- nelinde dört ilde 23 akşam lisesı bulunuyor. Sekız bine yakın öğ- rencının öğrenim gördüğü bu okullarda 450 öğretmen görev yapıyor. Bakanlık yetkilileri. üç yıl önce başlatılan Açıköğretim Lısesi uygulamasından olumlu sonuçlar elde edildığini, 65 bin öğrencınin devam ettiğı açık lise sisteminde. akşam liselerinden daha ciddi eğitim ve öğretim ve- rildiğini belirttiler. Açık lise uygulaması sürdürü- lürken. akşam liselerinin gerek- siz olduğunu söyleyen bakanlık yetkilileri. bu liselerde görev ya- pan 450 öğretmenin de bulun- duklan ıllerdeki öğretmen açığı- nı kapatacaklarını söylediler. Akşam lıselerinde öğrenim gö- ren öğrenciler. okullannın kapa- tılmasına tepki gösteriyor. Bu lı- selerin "disiplinsız ve yetersiz ol- duğu'" savlannın doğru olmadı- ğını belirten öğrenciler. "Bu okuUann kapanmasıöğrencilerin eğitim ve öğretim haklannın gasp edilmesidir" dediler. Üsküdar Akşam Lisesi öğren- cisi M.Ö.. okulundakı not ortala- malan ve üniversiteye girme ora- nının yüksek olduğunu belirte- rek, şunlan söyledi: "Böyleolma- sı çok doğal. Çünkü akşam lise- sindeokuyanlar 18yaşınıdoMur- muş. çalışan insanlar. Eğitimin önemini kavrayamamış olsalar gündüz yorgunluğunun üzerine okula gelmek yerine başka yer- lerde zaman öldürürlerdi. Örne- ğin ben, nıaddi olanaksızlıklar ne- deniy le lisey i bırakmak zorunda kaldım ve ekonomik durumum biraz düzelince öğrenimime de- vam etmem için bir fırsatolan ak- şam lisesine kaydokhım. Okuya- bilmek için her gün Topkapı'dan Üsküdar'a gidiyorum." Bilim adamlan Ankara'da düzenlenen sempozyumda köktendinciliği tartıştı 'Çoğunluk dine dayolı devlet istemiyor' İP Istanbul tl Örgütü,afişleme kampanyasınaTaksim'de.otobüsduraklanndan başladı.(Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) Perinçek için afişleme kampanyasıIstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi. genel başkanları Doğıı Perinçek'in TV'de yaptığı bir konuşma nedeniyle DGM tarafından üç yıl hapis cezasına çarptınlmasını protesto için Türkiye genelinde afişleme kampanyası başlattı. İşçi Partisi Istanbul ll Örgütü. Doğu Perinçek'in 3 yıl hapse mahkûm edilmesini protesto için yapılacak afişleme çalışmalanna dün Taksım'den başladı. Kampanyanın yurt çapında sürdürüleceğinı belirten tP tstanbul İl Başkanı Turan Özlü. Terörle Mücadele Yasası'nın Kürt sorununda izlenen şiddet politikasının bir parçası olduğunu söyledi. Bugüne kadar birçok aydın. sendikacı ve politikacının yüzlerce yıl hapıs cezasına çarptırıldığına değınen Özlü. "Peki bütün bunlaruı Kürt sorununun çözümü yönünde en küçük bir yaran oldu mu" diye sordu. Turan Özlü, Pennçek'e venlen cezaya ilişkin şunlan söyledi: "Dikkat edilsin. Mahkûm edilen, bir siyasi partinin genel başkanıdır. Böylelikle siyasi partilerin işlevi de ortadan kâldınlmış oluyor. Deniyor ki,' Kürt sorunu Türkiye'nın en önemli sorunudur.' ,^ma bu en önemli sorunda partiler fikirlerini ve çözüm önerilerini açıklayamayacaklar. Peki bu partilerin ne işlevi kalmaktadır? DEP miltetvekillerinin sırf fıkir açıkladıklan için ağır hapis cezalanna çarptınlması da aynı tutumun sonucudur." ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) -Alman Kültür Merkezi ve AU Siyasal Bilgiler Fakülte- si'nce düzenlenen 'Köktendinci- lik1 başlıklı sempozyumda bilım adamlan. 'dinlerin siyasi ağırlık- lannın ulusal ve uluslararası bo- yutlan'nı tartıştı. Göttingen Üni- versitesi'nde 'köktendinciliğin degişik boyutlan' üzerine çalış- malar yüriiten Prof. Dr. Bassam Tibi. fslamda. 'politik anlayış, hukuk sistemi ve devletin' ifade edilmediğini belirtti. Boğaziçı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. BinnazToprakda Türkiye 'de büyük çoğunluğun dine dayalı devlet istemediğini söyledi. Ankara'daki sempozyumda Göttingen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bassam Tıbi, 'mudakiyet' esaslı olarak nitele- diği köktendinciliğin yöntemle- rinden Islam'da söz edilmediği- ni. Kuran'da bir hukuk sistemi ve devletin ifade edilmediğini be- lirtti. Tibi, köktendinciliğin 'çelişki- lerini' anlatırken "Batılılaşma, bu çevrelerce dine karşı olarak görülüyor, oysa bu kişilerin bir bölümü modern hayatı yaşıyor. kullandıklan söylem de moder- nist özellikler taşıyor" dedi. Köktendinciliğin, 'ulus-dev- let' özelliği taşıyan rejimlerinbu- nalıma girmesiyle varlık göstere- bildiğini kaydeden Tibi, 'dini d«'let' anlayışını esas alan çev- relerin, evrensel bilginin varlığı- nı ve degişik kültürlerin bir ara- da yaşaması gereğini kabul et- mediklerini savundu. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. BinnazToprakda Türkiye'de dıni kişisel yaşantısı- nm bir parçası olarak sayan bü- yük çoğunluğun, dine dayalı bir devlet yönetiminde yaşamak is- temediğıni vurguladı. Toprak. "Türkiye'de İslami oluşumlann RP çatısında yasal olarak örgüt- lenmesini olumlu karşılıyorum, Batfdaki Hıristiyan Demokrat Parti örneği gibi bir model izle- nirse sistem açısından olumlu so- nuç almacaktır" dıyc konuştu Sempozyuma Almanya'dan katılan Türk Araştırmalan Mer- kezi Müdürü Prof. Dr. Faruk Şen. Almanya'da 'neo-Nazi' sal- dınlann ardından. dine ve mılli- yetçiliğe kayış sürecinin hızlan- dığını belirterek özellikle A\ru- pa Milli Görüş Teşkilatı'nm, bu ülkede faaliyet gösteren 8 ayn dini grup arasında •sivrildiğini" vurguladı. Sempozyumun 2. gününde, köktendinciliği kadın haklan bağlamında değerlendiren SBF öğretim üyesi Doç. Dr. Serpil İJşür, köktendinci çevrelerin. 'denetlenmemiş cinselliğin top- lumsal ilerieme için tehlike oluş- turduğuna* inandıklannı ve 'ka- dını siyaseti yapan özne değil, üzerinde siyaset yapılan nesne' olarak gördüklenni ilen sürdü. Stuttgart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Thomas Meyer ise kök- tendinciliğin demokratik düşün- ceyle sürtüşmesı konusunda, bu yaklaşımda bulunanlann farklı görüşleri yargılama alışkanlığı- nı, kimi zaman 'cihat' çağnsıyla ortaya çıkan terör olgusuna dö- nüştürdüklenni söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle