03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 ARALIK 1994 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Kirlenen Türkiye! Türkiye'nin yönetiminde, erdemli olduğu kadar gerçekleri söylemekten korkmayan, sağduyu ve hoşgörü sahibi, geniş ufuklu, bilime, sanata, doğaya sevgi ve saygı duyan, çağın değerlerini algılamış devlet adamı, yönetici ve kadrolara ve yiğitçe görev sunacak cumhuriyet savcılanna gereksinim var. TANJU ERDEM Emekli Amiral S onyazda Antalya, An- kara ve Istanbul'u kap- sayan bir Batı turunu tamamlayarak İzmir'e döndüm. Gezimiz süre- sınce öncelıkli konu, eski Emlak Bankası Genel Mü- dürü Engin Civan'ın 'özdleştirU- miş adalet örgütleri'nden (!) bıri- nin adamlannca vurulmasıyla işa- damı-polıtikacı-kamu görevlısı ilişkılerindekı kirlenmenin açığa çıkması ıdı. Antalya yöresı cennet bir belde. Bölgenin güzel doğası. ılıman ik- limi. eskil (antık) değerleri bura- yı tunstık çekıcılık (cazıbe) mer- İcezi halıne getirmiştir? Cumhuri- yet hükümetlen bu ayncahkh du- rumu değerlendırerek son yırmı yılda bir plan bütünlüğü ıçınde altyapıyı gelıştırmiş, uygun teş- vikler sağlayarak yoğunluğu Ke- mer-Antalya eksenı üzerınde. çağdaş nitelığı yakalamış tunstık kuruluşlar ışletmeye açılmıştır. Bugün Antalya turizm. tanm ve tı- caretın dınamık gelışımı koşutun- da (paralelinde) nüfusu ıç göçler- le süratle artan, yoğun ımar hare- ketlerine sahne olan metropolıtan bir kent görünümündedır Buraya genelde havadan taşınan ve çoğunluğu Batı Avrupa \e ls- rail 'den gelen turist sayısı yılda bir milyon kişiye yaklaşmakta ve bir milyar dolar civannda gelir sağ- lanmaktadır. Gelen tunstlerin hayallerini te- miz, berrak, turkuaz Akdeniz de- nizi ve kıyılannın yaşama sevin- ci, huzur ve dınlence veren güzel- liklen süslemektedir. Ancak Antalya'nın özellikle merkez ve çevresinin altyapısız ve plansız olduğu izlenimini veren ınşaatlarla çırkinleştiğini, kirlen- menin giderek kıyılara yayıldığı- nı, cıddi önlemler alınamazsa uluslararası turizm literatüründe Akdeniz'in en temız kıyılan ola- rak nıtelendırilen Antalya Körfe- zi'nin bu üstünlüğünün bir gün anılarda kalabileceğini söyleyebi- linm. Dönüşte 'Isparta Organize Sa- nayi BöLgesi'ne, Burdur Gölü kıyı- sında yer aynldığını gördük. Dünyanın uygar ülkelerinde otoyolîann kıyısı orman ya da ye- şil alanlarla örtülü olup, yerleşim bolgesı ıçerlerdedir. Bizde ıse otoyol yapılınca etra- fında yapılaşma da başlamakta- dır TEM otoyolunun Istanbul giriş- lerinde olduğu gibi. izmir'e girişte Körfez'in kirlili- ği özgün kokusuyla belirgin. Iz- mir'in uluslararası boyutta seçkin bir Akdeniz kenti olması için in- san altyapısı, kültür, ticaret, en- düstri kurumları hazır durumda- dır. Buumut dolu özlemi gerçekleş- tirmenin temel koşulu Körfez'in bir süreç içinde temizlenmesidir. Bugünkü gidişin sürmesi duru- munda, önümüzdeki elli yıl için- de yaşamı tehdit eden afetlerin meydana geleceğini, iç körfezin giderek dolacağını kestirmek bir kehanet olmasa gerek. Kamu yönetiminde de vatanda- şın güvenini sarsan işler oluyor. DIE eylül ayı enflasyonunu yüzde 7, ekim ayını ise yüzde 9 ci- vannda ilan ettı. Gerçekte ağustos-ekim enflas- yonu besin ve giyim sektörlerin- de yüzde 100'e yaklaşıyor. Yıllık enflasyon artışmın yüzde 130'lara ulaşmasına karşın me- mur ve emeklilerin 1994 yılı üc- ret artışlan yüzde 35-45'ler civa- nndadır. Ek vergileri ve kredi fa- izlerini maliyetferine yansıtarak enflasyonu azdıran iş alemine kar- şın, işini bilmeyen (!) yüz binler- ce kamu çalışanı ve emekliler, en temel gereksinimlerini karşılaya- mıyorlar. Yetkili ağızlardan ise 1995 yılı ücret artışlannın enflasyonun 20 puan üzerinde olacagı belirtiliyor. Buna kim inanır? KlT'ler medyada yoğun bir kö- tüleme kampanyasına maruz bıra- kılmışlardır. Özelleştirilirlerse ekonomi daha verimli çalışacak, kamu finans- man sorunlan çözümlenecek, devlet küçülecektir. KİT'lerin kuruluşlannda ulusal ekonomimizin itici gücü, ekono- mik bağımsızlık savaşımının et- kili araçlan olduklan açıktır. Türkiyemiz temel endüstri ürünlerini ve ara mallan KlT'ler sayesinde üretmiş; çağdaş yöne- tim ve işletme tekniklerinı uygu- lamış, zamanla gelişen Türk özel sektörünün yöneticileri ve nitelik- li emekçıleri bu kuruluşlarda ye- tişmişlerdir. KİT'lenn bugün büyük boyutla- ra erişen sorunlannın oluşmasın- da siyasal iktidarlann uyguladık- lan politika ve yaptınmlann rolü büyüktür. Buna emperyalızmin ve yerli iş- birlikçilerinin ulusal çıkarlara kar- şıt etkileri de eklenmelidır. Sayın Başbakan'ın iyi niyetli çabalanna karşm KlT'ler özelleştirilse de ka- nımızca devlette ve kamu harca- malannda bir küçülme olmaya- caktır. Çünkü devletin büyümesi ve kamu harcamalannın artış neden- leri çok daha başkadır. Bir gün kamu maliyesi güçlen- diğinde, gelişmiş sanayi ülkele- rinden biri halıne gelinmesı ıçın, belirli sektörlerde kamu iktisadi girişimciliğı yeniden gündeme gelecektir. Son para bunalımından binler- ce vatandaşın parasal yatınmlan aracı kurumlarda heba olurken, SPK önlem alamamış, ortaya çı- kan duruma da süratle bir çözüm modeli arayıp geliştirmemıştir Suçlular adeta Ödüllendırilmiş- tir. SPK bu durumlan çözümleye- miyorsa varhğı nedendir? Kirlenme medyada da görülü- yor. Laik cumhuriyetin temelleri- ne dinamit koyan fikir ve eylem- leri demokrasinin gereğidir diye yaygın bir şekilde kamuoyuna yansıtan medya, insan haklan ih- lalleri, güç odaklannm yolsuzluk- lan vb. konularda genelde suskun- dur. Ulusal çıkarları bilinçle ve onurla savunma çabasındaki eski Dışışleri Bakanı'nı kötülemek üzere bazı kalem sahiplerince, dış güçlerin avukatlığını yaparcasına, hücuma geçılmiştır. Çeşitli pro- mosyonlarla tiraj arttırma çabala- n haksız rekabete yol açmaktadır. Basın asıl ışlevlerini bu nedenle yetennce yerine getıremiyor. Çev- re ve toplumun kırlenmesine yol açan olaylardan bırçoğunu say- mak olanaklıdır. Ne var kı sorunlann yoğunlaş- tığı dönemler her zamankinden daha fazla çözümlere de gebedır- ler. Demokratikleşmeye koşut te- mız toplum özlemlen de gerçek- leşebılecektir Bunun için Türkiye'nin yönetı- minde, erdemli olduğu kadar ger- çekleri söylemekten korkmayan, sağduyu ve hoşgörü sahibi, genış ufuklu, bilime, sanata, doğaya sevgi ve saygı duyan, çağın de- ğerlerini algılamış devlet adamı, yönetici ve kadrolara ve yığıtçe görev sunacak cumhuriyet savcı- lanna gereksinim var. PENCERE ARADA BİR Dr. MEHMET CEMİL UĞURLU YitiPdigimiz Büyük Biyolizikçi Prof. Dr Ziya Güner'ı 22 Eylül 1994 tarihınde yitirdik. (Doğumu 1925) Onun kışıhğı, çok yönlu seçkin nıtelikle- nyle karşımıza çıkmaktadır. En onde gelen nitelığı, çağ- daş bir bılım adamı olmasıdır. insanın kendı kendını ev- rimselleştırmesı olan uygarlıkta, bılgının dört bın yıllık bı- lımselleştırılmesı surecınde, odak bılım alanını fizık oluş- turmuştur. Zıya Guner, akademık yaşamının her aşama- sında yetkın bir fızıkçı olarak etkınlıkte bulundu. 1961 yı- lında Ankara Unıversıtesı Fen Fakultesı Fızık Anabılım dalında doktora, 1966 yıltnda aynı fakuttede doçentlık (atom fızığı doçentı) ve 1975 yılında Ankara Unıversıtesı Tıp Fakultesı Medıkal Fızik'te profesörlukaşamalarını ba- şardı. Kasım 1966 - Hazıran 1968 tarıhlerı arasında An- kara Unıversıtesı Fen Fakultesı, Tıp Fakultesı ve Zafer Mu- hendıslık Yuksek Okulu'nda oğretım uyeliğı yaptı. ingıl- tere'de Harvvel Nukleer Fızık Araştırma Laboratuvan'nda notron araştırmalarına katıldı velngılızce uç bılımsel ya- yın yaptı. 1968 yılında Ankara Unıversıtesı Tıp Fakülte- sı'ne tam kadro ıle naklen geçtı ve Medıkal Fızık Kursu Başkanı olarak gorevlendırıldı Ek gorevlendırılme ıle 1969-1973 yıllarında DıyarbakırTıp Fakültesı'nde kursü- yu kurdu, oğretıme katıldı. Ankara Unıversıtesı Tıp Fakul- tesı Medıkal Fızık Kursusu Başkanı olarak görev yapıyor- ken 1402 sayılı yasa ıle 7 Şubat 1983 tarihınde görevın- den koparılan Prof. Dr. Zıya Guner, Danıştay kararı ıle 1 Mart 1990 tarihınde Ankara Unıversıtesı Tıp Fakultesı Bı- yofızık Anabılım Dah'nda gorev aldı ve 1992 yılında yaş haddınden emekli oldu. Prof. Dr. Zıya Guner, yaşamının yaklaşık çeyrek yüzyıl- lık son donemınde hem bilime katkılar yaptı hem de bır unıversıte hocası olarak yuzlerce fızikçının, bınlerce he- kımın ve çok sayıda bıyofızıkçının yetışmesmde saygt uyandıran bir emek verdı. O, ulkemızde modern bıyofi- zık ögretımını yerleştırmekte, kımı fakultelerımızde kuru- culuk gorevtnı de ustlenmek suretıyle on safta hızmet ve- ren bılım adamlarımızdan bırıydı. Bılım etığını (ahlakını) hayatında hıçbır gösterışe yer vermeksızın dogal bıçımde //te/'leştırmıştı. Bılımsel bir ko- nu üzerınde bırlıkte çalışacağı bir kışının, siyasal ve top- lumsal duşuncesıne degıl, onun gözlem, deney, lıteratur taranması ve özgurce tartışılması gıbı evrelerde, nesnel (objektıf), gerçekçı, akılcı, sıstemlı çalışma yöntemine yatkınlığına onem verırdı. Prof. Dr. Z. Guner. guçlu bıreğıtımcı olduğundan, an- lattığı konuyu, ortamın ya da karşısındakı insanın fıkır dü- zeyıne uygun sozcuk ve çızımlerle anlatımda gerçekten başarılıydı. Turkçeyı severek ve olabıldiğınce yanlışsız kullanırdı. Yabancı fızık terımlerıne, oz Türkçe karşılıklar bulmakta bılgılı ve bılınçlı emeğıni ölünceye dek sürdür- dü. Prof. Dr. Zıya Guner'ın medıkal fıziğe kesın yönelışyap- tığı,Hazıran 1968'den ıtıbaren emekli oluncaya degın, değışık tıp dalları uzmanları (genel cerrah, beyın cerrahı, kardıyolog, ortopedıst, goğus cerrahı, fitızıyolog, pato- log, bakterıyolog, gastroenterolog, bıyokımyacı, nöro- log) ıle bırlıkte on yedı ozgun (orıjınal) araştıımayı çok ba- şanlı bıçımde gerçekleştırmesı ve ortak yayınlar halıne ge- tınlmesı önemlı bir olgudur Bu yayınlar arasında, bazı hastalıkların tanısında yenı parametrelerı ortaya koyma, deney hayvanlannda elektroanestezı ve elektnkle uyut- ma, deneysel oluşturulmuş derı kanserlerını bıyoelektro- lızle gerıletme sonuçlannı veren araştırmalar bulunmak- tadır. Prof. Dr. Z. Guner'ın bir başka onemlı etkınlığı de "Tıp ve Bıyolojı öğrencılerı Içın Fızık" (ıkı cılt) ve "Tıp ve Bı- yoloji Öğrencılerı Içın Fızık Deney Kılavuzu " adlı yapıtla- rı yayımlamasıdır. Cumhunyet kuşağından olan Zıya Guner, laık cumhu- rıyetımızın, demokrasımızın, ulke butunluğumuzun ve ın- san haklarının bir savunucusu olarak yaşadı. O, çağının sessız bir tanığı olarak yaşamayı değıl, yurt ve dünya so- runlarını bılımın, aklın, sağduyunun ışığında ırdeleyen ve çözumler ureten bir duşunur olarak yaşamayı yeğledı Halktan kopmayan bıraydındı. Anısına yurekten saygılar. GÜVENLİK GÖREVLİSİ En az lise mezunu, 27 yaşından gün almamış güvenlik görevlisi eleman alınacaktır. Şahsen müracaat için adres: Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu/İSTANBUL r • İktisat unu. 'Alyanak Hoca'nın Serveti Nerden?.. Hoca; alyanaklı, sünnet-ı şerıfe bıyıklı, kısa tıraşlı, beşuş çehrelı, tannan seslı, ülkenın bırıncı partısının lıderı, açtı ağzını, yumdu gozunü, once medyaya veryansın ettı, sonra malırjı mulkunü ortaya döktü... Vay, vay, vay... Nelerde neler... Evler, barklar... Çıfthkler, köyler... Dovızler... Altınlar... Helealtınlar... 'Alyanak Hoca'nın 150 kıloya yakın altını varmış... Allah gözunu doyursun!.. Allah bu fakır devlete, şu yoksul mıllete zeval vemne- sın!.. Allah ne muradın varsa versin... Dovız mı, mark mı, dolar mı?.. Al sana!.. Koy mu çıftlık mı?.. Alsana!.. Para mı, altın mı?.. Al sana!.. Siyasal ıktıdar mı?.. Dur hele!.. Çol şenatını Anadolu Muslumanına devlet düzenı dıye pazarlamak kolay değıl... • Islamın unutulmaz soylencelerınde bir Hazreti Ömer vardır; Tanrı'nın sevgılı kullarından, Hazreti Muham- met'ın yaranından, ılk dort halıfenın zamanından Omer, ınsanhk erdemınden payını almış alçakgönüllü bir Mus- lumandı... Ne para, pul.. Neçıft, çubuk.. Ne han, hamam . Gıysılerını bit pazarında satsan, uç metelık etmezdı; dunya malına boş verir, ınsan erdemine değer bıçerdı; bir çulun uzerıne uzanmak, Omer'ın ındınde altın ışlemelı se- dıre yangelmekten daha doğaldı; kapısı da yureğı gıbı her- kese açıktı; gosterışsız gıysılerle dolaşır, yoksullarla söy- leşmekten dıngınlık duyardı; dunya malına onem vermez, zengınlığı cuzdanda değıl vıcdanda arardı.. Hazreti Omer, 21 'ıncı yüz- yılın eşığınde canlanıp da al- yanaklı Erbakan Hoca'nın şu halını gorse ne yapardı.. - Bre nabekâr nedir bun- lar?. Koyler, çıfthkler, köşk- ler, konaklar, marklar, dolar- lar, paralar, altınlar?.. Erbakan Hoca ne dıye- cektı?.. - Ey Hazreti ömer!.. Senın dönemındekı Islam değış- tı!.. Arabıstan'a bak, ne de- dığımı anlarsın!. Bugünkü Musluman, Amerıkan Dola- rı'na bağlanmış, Alman Markı'na endekslenmış, Ja- pon Yenı 'ne tav olmuş; kuf- fârı Mekke'ye, Medıne'ye buyur edıp keferenın ayağı- nın altını opüyor; şeyhıyle, emırıyle, kralıyla tum ha- ramzadeler, bir milyar nü- fuslu Islam dunyasının yok- sulluğu ustunde saltanat suruyor!.. Ben senı değıl, onları ornek aldım; polıtıka- ya atılıp servetıme servet kattım Hazreti Omer: - Pekı, nasılyaptın bu ser- veti?.. Erbakan Hoca ne yanıt verecektı?.. • Eski bir soylenceye göre, deve kervanında en önde ağır ağır sallana sallana gı- den buyuk devenin boynun- dakı çan şoyte seslenırmış: - Benım ağam zengındır, benım ağam zengındır, be- nım ağam zengındır.. Kervanı oluşturan orta boy develenn boyunlannda- kı çanlar daha tız seslerle buyuk deveye eşlık ederler- mış: - Bu zengınlık nerdendir, bu zengınlık nerdendir, bu zengınlık nerdendir^.. Kervanın arkasında koşu- şan yavru develenn boyun- larındakı kuçuk çanların çın çın seslen de yanıt verırmiş: - Şundan bundan, şun- dan bundan, şundan bun- dan... Ey hoca!.. Özenli bir ab- dest al!.. Kuran'a el basarak bir Musluman gıbı açıkla ba- kalım: Bu zengınlık ktmden, kimden?.. ) . I Mevduatınız farklı bir yorumla değerleniyor! Bugün İktisat'a gelin. Kaliteli servis ve yüksek kazançla tanışm. İktisatlı olunca, hep İktisatlı kalacaksmız. İKTİSAT BAIKASI k Btivflktfcre Cad Ntr 165Esenlqx 8nyH/bmWTelR2t3 774 1111* fttefcnŞvbe BOvOufeecCad. No 165 Eacx*pc80504/bonbdTd.0212 2747020 • Bahçri^nŞ«be^ Şotı MehmetGcjianı Mahalles Ajpacıiar Sot No 19 21 23 Emmoou U420/lsonbul Td 0212 S|2 01 60 iŞuboi CıaıtamtlCaA No- » 9 1 Elnad^.«12»/bsarinlTd 0212 13OOI18• b r r « v ^ > Ş a i m ^M> l|ick(iCıd No MBj»rdrıpa»i-Ul«, lstmW Tc! 0212 <65 14 »ı-BalırİOT Şubol IncıriıCal No 3Bakuiun M740/bunbul Td-O3l2«» Sl(» M«Jf>t:C«l N«r 28 Kjr*oy / burtui Td- (CI2 25I 72 Vt • Kjdriun Şobca BağdatC«j No VBEmfco} 81070 bttnbd TeL IC16 16K 26 S2 • Aıriun Şubesı \sxuri. B«t> an No 16*> Küvaklıocre 0668ü AnkjraTd 0M2 4I7 9980 AteaŞrted AMaV B«h» Bcfaaj)t Kayn 01120/AdmTd 0322 458 27 «4 B r a > b a i M a Ç a a a t U No 67 16050/BuraTd 0224 255 70«l-D>nıziŞrt«ıı &ıwıP»f.C«l No 5 20100 Douri.Tri 0258 265 14 "1 |i ,H ' - • - 1 •' ıTl 4 o * ^ l > 9 Ca>toKS>M>uNı II UMKat, 15214/lamrTd O2J2 4«3 69«• Bm-.^H RaüjnU. Şub™ Buvukjnc Cjb. \o 165 Eram* »O5fU / tlanbul Td 0212 2% 1192 Tanh 15 ARAUK 1994 Saat 15 oo Yer I U Sıyasal Bılgıler Faktlltesı Konterans SaJonu Beyaat SBF ROCK KULUBÜ fıvotı 50 000 Tl EvımdeO-6yaş çocuğunuza deneyımlı anne tarafından ozenle bakılır Te4:5627085 Gungofen İNSİLTEIIE'de AK-PAIK yerlestlrmede sürat ve «OffiNCC (0212) 258 53 4?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle