Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4OCAK1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sıvas katliaıııı (lavasıııda olav
Sanık avukatlannın gazetecilerin çalışmalanm engellediği davayı, Günter Wallraf da izledi
; ANKARA (Cumhuriyet Büro-
n ) - 37 kişinin yakılarak öldü-
nümesiyle ilgili Ankara DGM'-
ide görûlen Sıvas katliamı davası
lyine olayh başladı. Sanık avu-
katlan yabana gazete ve televiz-
yon muhabirierinin çalışmalan-
•nı engellerken katliamda yaşa-
mını yitirenlerin yakınlan sanık-
İara sataşmalarda bulundu.
Sanıklar, bu kişilerin kendilerine
küfur ettiklenni ileri sürerek
pıahkemeye hitaben "Biz bura-
ya ana avrat küfür yemeğe get-
medik" dediler. Bu durum üzeri-
ne de Mahkeme Başkanı
Muammer Ünsoy, taraflan
""tkind bir Sıvas olâyını da bura-
da yaşamayalmT sözleriyle
;uyardı.
Sıvas katliamıyla ilgilJ üçüncü
duruşmaya yoğun güvenlik ön-
fcmleri alünda Ankara DGM'-
de başlandı. Mahkemeye kont-
roüü yapılan girişlerden sonra,
şikayetçi ailelerin kimlik tespiti-
ne geçıldi. Sanıklardan bazılan
bu sırada şöz alarak iki gündür
yemek yemediklerini beürterek
duruşmaya ara verilmesi iste-
minde bulundular. Başkan, iste-
mi değerlendireceğini söyledi.
Sanıklann sayılan 4O'ı bulan
avukatlan yabana gazete-TV
muhabirierinin görüntü alma
çalışmalanm engeüediler. Avu-
katlar, bu kişilerin gazeteci ol-
madıklannı üeri sürerken
Mahkeme Başkanı, istemi bu ki-
şilerin duruşmaya girerken kim-
lik gösterdikleri gerekçesiyle
kabul etmedi.
Sataşma, şikayet ve alkış
Bu arada davaya müdahil
Sıvas katliamında ölenlerin yakınlan sanıklara laf atınca iki taraf arasında tartışma çıktı. ( Fotoğraf: A A)
olarak katılan, Sıvas'ta ölenlerin
yakınlan, sanıklara 'y»pt*'a n
-
mzdan utanm' sozleriyle bazı
sözlü sataşmalarda bulundular.
Sanıklar, sataşmalar sırasında
kendilerine küför edildiğini de
öne sürerek mahkemeden ön-
lem alınmasını istediler. Sanık-
lar yakınmalannı "Biz buraya
küfiir yemeğe gelmedik" sozle-
riyle dile^getirirken Mahkeme
Başkanı Ünsoy, taraflan süku-
net içinde kalmaya çağırdı. Ün-
so> "tkinci bir Sıvas olaymı da
burada yasamayalm" dedi.
Müdahil avukatlar, mahke-
me heyetini sanıklara ve avukat-
lanna karşı yumuşak davran-
makla eleştirirken "Bunlar
programlı yapılıyor, önce basuı
mensuplanna saldınidı. Ardın-
dan taröşmalar çıkanldı" dedi-
ler
Mahkeme Başkanı bunun
üzerine "Ne yapayun. Küför
eden adama ne diyeyim" sozle-
riyle serzenişte bulundu. Başka-
nın bu sözleri sanıklar tarafın-
dan bir süre alkışlandı. Sanıklar
Başkan'a "bravo bravo" üye te-
zahüratta bulundular.
Duruşmayı SHP Genel Sek-
reteri HaHl Çulhaloğlu, milletve-
killerinden Mustafa Kul, Ziya
Halis, Sinan Yertikaya ilc sanat-
çı Arif Sağ ile Pir Sultan Abdal
Kültür Derneği yöneticileri de
izledi.
Duruşmanın öğleden sonra-
ki bölümünde de sanıklann
dinlenmesine devam edildi.
Sorgulanan sanıklardan Ömer
Fanık Gez, Nevzat Aydm ve La-
tif Karaca suçlamalan reddede-
rek, kendilerini teşhis eden ta-
nıklan daha önce tanıdıklannı
ve olay yerinde gördüklerini
sandıklannı öne sürdüler. 79'u
tutuklu 124 sanığın yargılandı-
ğı duruşmaya bugün devam
edilecek.
Öte yandan Sıvas katliamı da-
vasını izleyen Alman yazar Gön-
ter VVallraf "Türkiye'deki dini
faşistlerdeıı ne kadar korkuyor-
sam, Almanya'daki faşistlerden
de o kadar korkuyorum" dedi.
VVaJlraf, duruşmayı yalnızca
Aziz Nesin'in avukati olarak de-
ğil, tüm insan haklannın savu-
nucusu sıfaüyla izledigini bildir-
di. Duruşmanın sabaüki bölü-
münde sanık avukatlan tarafin-
dan salon dışına çıkanlması iste-
nen gnıp arasında yer aldığı
öğrenilen, 'En Alttaküer' kitabı-
nın yazan Alman Günter Wall-
raf, öğlen verilen aradan gazete-
cilerin sorulannı yanıüadı.
Mahkemenin akışını 'garip' ola-
rak niteleyen Wallraf "Mahke-
meyi sadece Aziz Nesin'in avuka-
ü olarak değil, bütün insan hakla-
n savumıcusu olarak iztiyorum.
tnsan haklan bir bütündür. Tür-
kiye'deki dini faşistlerden ne ka-
dar korkuyorsam Almanya'daki
faşistlerden de o kadar korkuyo-
nım" dedi. Sanıklann mahke-
medeki davTanışlannı tutucu
olarak niteleyen Alman yazar,
bu duruma çok şaşırdığını ifade
etti.
Alevi oyıı, sorunlara kıılak tıkamayaıılara
Yurtiçi ve dışındaki Alevi-Bektaşi örgütleri: Oy vereceğimiz partilerde birtakım nitelikler aramak zorunda kaldık
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankarada,
önceki gün toplanan Alevi-Bektaşi örgütleri
temsilcileri, yerel seçimlere ilişkin ilkeler belirle-
diler. Örgütler bu ilkelere uygun olan partilere
oy verecekler. Örgüt temsilcileri, Sıvas olaylan-
na kayıtsız kaldığı iddia edüen SHP'ye "koşul-
suz" destek verilmesinin söz konusu olmadığını
bildirdiler.
I Avrupa ve Türkiye'de örgütlü olan Alevi ve
Bektaşi dernekieri temsilcileri, fzmir ve İstan-
bul'dan sonra, Ankara'da gerçekleştirdikleri
toplantılanfida, yerel seçimlerdeki tutumlanru
belirlerken kendi iç sorunlanna ve Sıvas davası-
na ilişkin kararlar aldılar. Yaptıklan açıklama-
da, bütün partilerin ve hükümetlerin, anti-laik
gelişmeler karşısında tepkisiz kaldıklannı dile
getiren temsilciler, Alevi kültürüne yapılan sal-
dınlann karşılıksız bırakıldığını belirttiler. Ali
Rıza Gülçiçek, Murtaza Demir, Selahattin
özel, Turgut Öker, Güuzar Cengiz, Ahroet Şa-
hin, Arif Sağ, Kahraman Aytaç, Kemal Arslan,
Cafer Gök, Cem Cilasun, Rıza Hoşgör, İhsan
Güvercin. Yakup Taşermez, Mehmet Çınar,
Kamber Ozcivan ve Celal Çelik'in imzalanyla
yapılan açıklamada, Alevi oylannın, Alevilerin
istemlerine yanıt veren partilere ve bağımsız
adaylara gideceği açıklandı. Tüzüğüne bu is-
temleri koyan partilerin ve bu ilkeleri savunan
bağımsız adaylann Aleviler tarafından destek-
leneceğinin belirtildiği açıklamada. SHP"ye
destek verileceğine ilişkin açık bir ifade bulun-
muyor.
Alevilerin istekleri
Alevilerin söz konusu istemleri, şöyle sırala-
nıyor:
• SHP'nin Sıvas olayındaki tavnna ilişkin
olarak özeleştiri vermesi
• Laik ve Alevi kişilerin yakılmasına neden
olan, Türk-Sünni sentezinde yapılanan bir dev-
let ve toplum yapısma "dur" denilmesi
• Zorunlu din derslerinin kaldınlması
•Alevi yerleşim birimlerinde cami yapürma
kampanyasına son verilmesi
• Alevılık ve diğer inançlann devlete ait yazı-
h, sözlü ve diğer görsel araçlardan eşit olarak
yararlanması
• Sıvas katliamının siyasal boyutunun sor-
gulanması,
- Güneydoğu olaylannda demokratik çö-
zümlerin benimsenmesi.
Konuya ilişkin olarak, Pir Sultan Abdal Der-
neği Yönetim Kurulu'ndan Kamber Özeivan"-
ın, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamaya göre. >erel
seçimlerde hangi partinin destekleneceğjne,
Alevi-Bektaşi gruplan arasında net bir karar
verilmedi. Fakat SHP"ye. "koşulsuz"destek ve-
rileceğine ilişkin bir karar da çıkmadı. Sıvas
olayına karşı tepkisiz kalan ve koaJisyondaki
durumu Özcivan'a görc "asimilas>ona" uğra-
mış olan SHP'ye, "omuz »erilmesi" şu an için
mümkün değil. Aleviler. önümüzdeki günlerde
oylannı blok halinde hangi partiye verecekleri-
ni belirleyecekler.
Adana'yı
selakh,
deprem salhuh
\DANA (Cumhuriyet Bürosu) -Adana'da
önceki gece başlayan ve dün aralıksız süren
> ağmur yaşamı felce uğratırken. dün akşam da
orta şiddette bir deprem oldu. Adana'y a mevsim
normallerinin çok üzerinde > ağış düşmesi
nedeniy le bazı semtlerde ev ve işyerlerini su
bastı, trafik büyük ölçüde aksadı. İtfaiyenin
yetersiz olması yüztinden çukur semtlerdeki
vatandaşlar, evlerine dolan sel sularını kendi
olanaklanyla boşaltmaya çalıştılar. Adana
merkez, Seyhan ve Yüreğir ilçelerindeki ilk ve
orta dereceü okullar şiddetli yağtş nedeniyle
tatil edildi. Öte > andan dün akşam Adana'da
orta şiddette deprem oldu. Kandilli Rasathanesi
yetkililerinden alman bilgiye göre, 23.10
sıralarında me> dana gelen ve Richter ölçeğine
göre 5.1 şiddetindeU deprem, Adana,
Iskenderun, Antakv a ve civannda hissedildi.
Can ve mal kaybına yol açmayan deprem,
vatandaşlar arasında heyecan
yarattı.
(Fotoğraf: AA)
KARA AVCILIĞIYASA TASARISI
Yabanyaşanutelıditedenöııeriyasalaşıyor
GÜLÇtN tLCİ
• BURDUR - Adalet Komisyonu'ndan
•gecen, bugünlerde Tanm ve Orman Ko-
misyonu'na gelmesi beklenen Kara Av-
icüığı Yasa Tasansı, avcılık faaliyetlerinin
.oldukca yoğun olduğu ülkemizde sana-
' lan dindireceğıne "yaban hayatını taian et-
•tirecek" hükümler taşıyor. Devlet avlak-
llannın ve özel tüzel kişüere kiraya veril-
mesini öngören yasa tasansı bu haliyle ya-
• salaşırsa, Türkiye'de yaban hayatı ve
ibuna bağlı olarak herkesin yaşayabileceği
javaük bitecek. Doğal olmayan av hay-
jvanı ve paralı avcılık gündeme gelecek.
f 1930'lu yıllardan kalma K.ara Avahğı
İYasası ile sürdürülen avcılık ve avalığı
;düzenleyen yasa ile ilgili Türkiye'de
iyıllardır süren çok ciddi bir tartışmanın
îolduğunu söyleyen Av ve Yaban Hayatı
JKoruma Geliştirme ve Tanıtma Vakfı
Başkanı Süha Lmar, "Biz bu tasan iizerin-
ıde ytUardır çalışıyoruz. Aylardır da göriiş-
1
terimizi,eksik bulduklarunızı bakanlık yet-
kililerine bildiriyonız. Türkiye'yi özel av-
'faık olarak kapatntava çalışan ve bundan
> maddi çıkar uman küçâk bir gnıp, bizfan
:
yapmak istediğimiz tüm bu şeylere karşı
çıkıyor. Bunun bir manbğı var tabii! Çünkü
biz başanlı olamazsak. Türkive'de doğal
avcıiık bitecek, yetiştiribniş hayvan avcılığı
başlayacak" dedi
1
Kara Avahğı Yasa Tasansı'nın gün-
• demde olduğunu belirten Umar- doğal
lavahğın sürdürülebilmesı için yaban ha-
jyaünı ve avcıhğm düzenli yapılmasını sağ-
Gömülen balık grl bir yunus
BalinaAydınyaşıyor
SAMSUN(AA)-Rusya
Federasyonu'ndan iki kez kaçarak
Karadeniz sahillenne gelen sevimli
beyaz balina "Ayduı"ın öldüğü
yolundaki söylentiler, Samsun'un
Tekkeköy ilçesindeki Tügsaş'a ait
arazide gömülen balığın yunus
olduğunun ortaya çıkmasıyla son
buldu. Türkiye Gübre Sanayi Genel
Müdürü Tamer KaramoUaoğlu. dün
sabah beraberindeki birekiple balığın
gömülü bulunduğu alana gitti. Azot
iskelesinin 600 metre uzağına
gömülen balığın ölçüsü çıkanldı.
Yapılan incelemede, ölü balığın bir
yunusa ait olduğu ortaya çıktı.
Yaklaşık 2.80 metre boyundaki gri
renkli yunus, yeniden kumlara
gömüldü. KaramoUaoğlu. durumu
Samsun Valisi Şinasi Kuş'a bildirerek.
gömülen balığın "Beyaz Balina^ya ait
olmadığmı söyledi.
layacak kurallannın konmasını ve uygu-
lanmasını savunduklannı vurguladı.
Devlet tarafından yillardır korunan, av
hayvanlannm çoğaldığı birçok avlağın
yine devlet eli>le para sahibi fırsatçılara
verilmek istendiğini kavdeden Umar, ta-
sannın yaban hayatını tehdit eden hü-
kümlerini değerlendirdi.
Masum bir hüküm mü?
Umar, "Yeni tasannın çok sakıncalı bir
hiikmü var. Bu hüküm, devlet avlaldannın
özel ve tüzel kişilere kiraya verilmesini ön-
görüyor. İlk bakışta masum bir hükümmüş
gibi göriinüvor ama, geniş > ansımaları ola-
cak" diye konuştu.
Bu hükmün yıllardır devlet tarafından
koruma altına abnan bazı avlaklann sade-
ce kişi ve kurumlann eüne geçmesine ne-
den olacağını belirten Süha Umar. "Türk
ve yabancı pekçok kişinin başvurusu var.
Yıllardır bunu istiv orlar. Bunların hepsi bu-
güne kadar reddedildi. Çünkü hem gelenek-
lerimize, hem abşkanlıklarmuza. hem de ya-
salara uygun değil. Yasa bu haliyle çıkarsa
bu kişüere bu imkan sağlanacak. Bununla
da kaiınmayacak; göiler, suiak alanlar.
Hazine arazileri hepsi bu tür kişüerin eline
geçecek. Türkiye'de avcılarm para, katkı
ve çabalanyla tiddi avlak haiine getirilmiş
bütün araziler, bu tür kişilerin eline geçecek"
dedi.
Bunun örneğinin İstanbul'da ya-
şandığını bildiren Umar, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Kendi özel arazisi obnak kaydıyla özei
avlak kurabiliyor ama salt iirertiği hayvanı
vurabiliyor. Daha bu yıl av a açılmtş olması-
na rağmen, 4-5 usulsüz avlanma sapladık.
Bu yaklaşımın bütün ülke çapına yayıklı-
ğını düşünün. Para sahibi 3-5 kişi önce belli
başlı avlaklara el koyacaklar, vurduracak-
lar. Devtetin 196O'lı yıllardan beri sürdür-
düğü tüm çabalar boşa gidecek. Av ve ya-
ban hayatı buralarda tahrip edilecek. 3-5
kişi para kazansın diye..."
Çok zengin işi
Türkiye'de yabancılann kışlan bu
küçük hayvanlan avlamalannın yasak ol-
duğunu bildiren Umar, tasannın yasalaş-
ması halinde İtalyan ve Amerikalılann av
rezaletlerini önlemek için konan bu ya-
sağın da kalkacağını kaydetti.
Avcılığın tamamen "çok zengin adam"
işi haiine geleceğini belirten Umar. "Bu tür
avcılık ne Türkiye'nin geleneklerine uygun,
ne Türk avcılarının çıkarlarına uygun, ne
de akılcı bir yaklaşun" dedi.
Tasannın bir başka sakıncalı hükmü-
nün "örnek avlak" hükmü olduğunu kay-
deden Umar, "Devletin sectiği birkaç av-
lakta av ha»anı üreterek parayla avcılık
yaptırmasr anlamına gelen bu yak-
İaşımın, devlet avlaklannın kiraya veril-
mesi hükmüyle birleştiği zaman, yaban
hayatında büyük bir katliamla karşı
karşıya kalınacağını vurguladı.
Cukobirlik
Tekstil
işçüeri
14 yıl sonra
toplanıyor
ADANA (Cumhuriyet Gû-
ney İlleri Bürosu) - DİŞK'e
bağlı Tekstil İşçileri Sendikası
Cukobirlik Şubesi, 12 Eylül
1980'de kapatılışından 14 yıl
sonra ilk kez kongresini yapı-
yor. 12 Eylül öncesinde bağıt-
ladığı "^iper sözleşme" ile
"MESS Başkanı ÖzaFın tep-
kisini çeken sendikanın yöne-
timi için, biri Teksif ten gelme
iki aday çekişecek.
3 bin 600 iplik-dokuma işçi-
sinin çalıştığı Çukobirlik'te,
Türk-İş'e bağlı Teksif Sendi-
kası'nın örgütlülüğünü kıra-
rak 2 bin 810 işçiyi üye yapan
Tekstil İşçileri Sendikası, bu-
gün ilk kongresini yapıyor.
Sabah 07.30'da iplik-doku-
ma, merkez saygtn ve boya-
basma birimlerinde aynı anda
başlayacak seçimlere, Teksif
Sendikası'nın eski Şube Baş-
kanı Derviş Kaplan ve Meh-
met Beyaztaş aday olarak
katılacaklar.
ARAYIŞ
TOKTAMIS ATES
Düşünce Özgûrlüğü
Tarih, ibretle okumasını bilenlere ilginç mesajlar ve-
rir. Okumasını bilmeyenler ise okur geçerler. Belki ge-
nel kültürlerinde bir artr.ıa olur, ama öğrenmeleri ve an-
lamaları gereken şeyleri alamazlar.
Insanlığın tarihi yüz binlerce yıl gerilere uzanır. Biz
bunun ancak 5-6 bin yıllık bir dönemini bilebiliyoruz. Ya-
zının bulunmasından önceki dönemle ilgili bilgilerimiz;
destanlar, rivayetler çerçevesinde kalıyor. Burada tari-
he yardımcı başka bilim dalları var. Arkeoloji gibi, etno-
loji gibi, antropoloji vs gibi. Bu 5-6 bin yıllık dönemle ilgili
olarak bildiklerimizden çoğu da yalan-yanlış. Bize 'nak-
ledenler'olayları hangi gözle görmüşlerse, biz de o göz-
le görüyoruz. Ama satır arkalarını okuyabilenlere, gene
de çok şeyler öğretiyor tarih ve tarihçi.
Bir canlı türü olarak insanın doğal amacı, 'türünü sür-
dürmek.' Bunun ilk kavgalarını yeterli bir biçimde bes-
lenmek ve güvenli bir biçimde barınmak için vermiş.
Hem doğa ile mücadeleetmiş hem başka canlı türleriyle
ve hem de kendi hemcinsleriyle. Ve uygarlıklar bu temel
üzerinde yükselmiş. insanın diğer canlılardan 'farklılaş-
ması'bu süreç içinde gerçekleşmiş.
Insanların kavgası hep 'ekmek' için olmuş. Ama in-
sanlıktarihinin yakın bir evresinde anlamışlar ki, 'özgür-
lük' ekmek kadar önemli. Görmüşler ki özgürlük müca-
delesi, ekmek mücadelesi kadar gerekli. Zira özgürlük
olmadan ekmeğin de olmayacağını anlamışlar. Yaşam
öğretmış bunu insanlara.
Bu özgürlükler mücadelesinin ilk önderleri, kimi 'kah-
ramanlar'mış. Daha sonra kimi 'peygamberler' bu işin
öncülüğünü üstlenmişler. Ve sonunda bu işin 'kahra-
manlarla', 'peygamberlerle' yürümeyeceğini anlamış
insanlar. Zira suyun başına kim geçerse, suyu kendi tar-
lasına çeviriyormuş. Kurtuluşun kendilerinde olduğu-
nun bilincine varmışlar. işte insan akıl ve iradesinin ön
plana çıktığı bu döneme 'akıl çağı' ve insan kafasındaki
bu değişime de aydtnlanma' diyoruz.
Toplumdaki egemen güçler bu gelişmelerden hoşlan-
mamış elbette. Engellemeyeçalışmışlar bu gelişmeleri,
yasaklar koymuşlar. Ama tarihin akışını durduramamış-
lar. geriye döndürememişler. Ve insanlar kendilerini il-
gilendiren ya da ilgilendirebilecek olan her kararın olu-
şumuna 'katılmak' istemişler. Buna demokrasi diyoruz.
Demokrasinin en temel kurumlarından biri 'düşünce
özgürlüğüdür.' Ancak, düşünce özgürlüğünü, salt 'dü-
şünmek'olarak ele almamak gerekir. Düşünceözgürlü-
ğü ancak 'ifade edilebildiği' zaman bir anlam tasır. Ister
sözle, ister yazıyla...
Zaten insanlar farklı düşüncelerini ifade edemedikleri
zaman, dile getiremedikleri zaman, kararların oluşumu-
na nasıl 'katılabilirler?' İşte bu nedenle 'konuşma' ve
'basın-yayın özgürlükleri', düşünce özgürlüğünün bir
parçası olarak demokrasinin vazgeçilmez unsuru sayıl-
mışlardır.
Türkiye'de demokrasi var. Ama bu öyle bir demokrasi
ki, sadece egemenlerin' düşüncelerini paylaşanlar için
düşünce özgûrlüğü var. Farklı bir şey söylediğiniz za-
man ya 'terörist' oluyorsunuz ya da başka yasalara göre
suç işlemiş sayılıyorsunuz.
SEKA Teftiş Kurulu Başkanı Burhan özbey'i görev-
den almışlar 5-6 ay önce. Suçu, değişik yayın organla-
rında düşüncelerini ifade etmek. 657 sayılı Devlet Me-
murları Yasası'na göre suçmuş bu. Ama yasanın bu hü-
kümleri anayasaya aykırıymış, çağa aykırıymtş, demok-
rasiye aykırıymış... Ne gam?
Burhan Ûzbey iktidarlara övgüler düzen yazılar yaz-
saydı, aynı yasaya göre suç sayılır mıydı? Asla, hatta
ödüllendirilirdi bile. Bunun örneklerini çok gördük. Ama
'fincancı katırlannı ürküttün mü' o zaman hapı yuttun.
Devlet memurlarının siyasetyapmaması demek, 'aktif
partili' olarak elindeki devlet olanaklarını bir partinin
propagandası için kullanmaması demektir. Bir demok-
raside yasak olan ve yasak olması gereken tek şey bu-
dur Bizde ise tam tersi oluyor. Seçim kampanyasını yü-
rüten iktidar partisi, üyeleri için tüm devlet olanaklarını
seferber ediyor ve bu suç olmuyor. Iktidara karşı görüş-
lerini 'yazan' Burhan özbey, aynı yasaya göre 'suçlu'
sayılıyor...
Bunlar çok ayıp şeylerdir. Bir demokraside olmaması
gereken şeylerdir. Siyaset yapma özgûrlüğü, vatanda-
şın en temel hakkıdır. Bunu sadece 'seçme özgûrlüğü'
ile kısıtlarsanız, demokrasinin çok uzağına düşersiniz.
Devletin olanaklarını kendi siyasal çıkar ve beklentile-
ri için kullananların yakasına yapışmak gerekir. Yetim
rtakkını şuna-buna peşkeş çekenleri izlemek gerekir.
Ama bizde tam tersi oluyor. Bunlar ödüllendiriliyor, Bur-
han Özbey ler kızağa çekiliyor...
Yazık, çokyazık...
CEMAL REŞÎT REY KONSER SALONU
İSTANBUL BUYUKŞEHİR BELEDİYESİ
3 OCAK PAZARTESİ GÜNÜ
CEMAL REŞIT REY KONSER SALO-
NUyDA, SAAT- 19 (K>' DA BİR
RESİTAL VERECEK OLAN, VÎYANA
DE\ 1ET OPEH-KSl SASA TÇISI
SUPRA\n\Y.\.T)\ KODAI.U1
NIS
ANİ RAHATSIZLIĞI NEDENİYLF.
KONSER 6 OCAK PERŞF.MBE
GÜNÜ SAAT 19.00 ' A
ERTELENMİŞTİR.BU KONSER İÇİN|
BİLET ALANLAR, AYNI
BİLETLERLE, 6 OCAK' TAKİ
KONSERİ İZLEYEBİLİRLER.
CRR Konser Salonu; 248 53 92-240 50 12,
AKM Konser Gişesi; 251 56 00
GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
Sara Ertuğrul Korie
30.000 (KDV içinde)
Çnğdof Yavmlan Türkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-lstanbtd
Ödemeü gönderflmez