Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22 OCAK1994 CUMARTESf CUMHURİYET SAYFA
GENÇLIK - EGITIM
TBMM Milli
Egitim Komisyonu
• ANKARA(AA)-
Adıyaman Eğitim Fakültesi,
İnönü Ünıversitesi'ne
bağlaruyor. TBMM Milli
Eğitim Komisyonu'nun
önceki giinkü toplantısında
kabul edılen tasanya göre
Gaziantep Üniversitesi'ne
bağlı olan Adıyaman Eğitim
Fakültesi buradan aynlarak,
Malatya İnönü
Üniversitesi'ne bağlanacak.
Galatasaray Eğitim ve
Öğretim Kummu kurul-
masına iiişkin tasan da
komisyonda ele abndı.
Tasanya komisyonun DYP
ve ANAP'lı üyeleri olumsuz
göriiş bildirdiler. ANAP
lstanbul Mılletvekili Halit
Dumankaya, söz konusu
okulda, "gâvurâdetlerine
göre" öğrenci
yetiştirileceğini, bu kurumun
Türkıye'yi kültür
erozyonuna uğratacağını öne
sürdü. Daha sonra tasanrun
oluşturulacakbiralt
komisyonda incelenmesi
kararlaştınldı.
OrtaAsyaeğitim
ANTALYA (Çumhuriyet)
-" Yeni Avrasya Ülkelerinin
Kalkmmalan Için Dış
Yardım İlkeleri Semi-
nen"nin çalışma gruplan
görüşmelere başladılar. Orta
Asya cumhunyetlerinden
yönetıcı ve teknısyenler içın
Türkıye'de kurulu
Türk-Fransız ortak
girişimlerinde eğitim projesi
Nıyet Protokolü de, Fransız
Büyükelçısi Fransoi Fopffer,
BM Temsilcisi E. Cain ve
Türk İşbirliği Kalkmma
Ajansı(TİK.A)Başkanı
Büyükelçi Umut Ank
tarafındanimzalandı.
MEB-UNICEF
Projesi
ANKARA(AA) -Milli
Eğitim Bakanlığı ıle
ÜNICEF'inortaklaşa
yürüttüğü projelerden
'Bırleştırilmış sınıflar
öğretıminin kalıtesinin
arttınlması çalışması"
değerlendırme toplanüsı, 24
ocak pazartesi günü
başlayacak. Milli Eğitim
Bakanhğı'nın UNICEF ile
ortaklaşa yürüttüğü "Temel
eğitim projesi ilköğretimin
yaygınlaştınlması projesi"
kiapsamında yer alan,
birleşştirilmiş sınıflar
öğretirrunin arttınlması alt
projesi için yeni materyaller
kullaruldı. Pilot bölge olarak
seçılen Ankara ve Sinop'ta
yeni materyallerleyürütülen
uygulamalar. 24-28 ocak
tarihlerinde Bılkent Otelde
yapılacak toplantıda
değerlendinlecek.
Kayseri'nin
sûper çocuklan
• KA YSERf (AA) - Kayseri
Fen Lısesi son smıf öğrencisi
Alp Esmer ile Hasan Saim
Vural.TUBlTAK.ya-
nşmalannda aldıklan
derecelerle, "Kayseri'nin
Süper Çocuklan" unvanını
daaldılar.TÜBİTAK
tarafından açılan
yanşmalarda, enformatik
dalında Alp Esmer Türkiye
üçüncüsü, Hasan Saim Vural
ise bıyoloji dalında İç
Anadolu bölge bırincisi oldu.
Fen lisesi öğrencilerinin bu
başansı, hem kendi
okullannda, hem de Kay-
seri'de takdir ve sevinçle
karşılandı.
Gemerek
Öğretmenevi
SIVAS (Çumhuriyet).
Gemerek ılçesinde Hacı
Ömer Sabancı Vakfı'nın
yardımlan ile yaptınlan öğ-
retmenevi, düzenlenen
törenle hizmete girdi. İlçede
bir süre önce kapatılan
Akbank Şubesi binasının
Hacı Ömer Sabancı Vakfı
tarafından satın abnan ve
vakıf tarafından 400 milyon
liralık yardım, bağış ve Milli
Eğitim
MüdürKiğü"nün de katkılan
ile yaptınlan ögretmenevi, 10
yatakkapasiteli.
Tocuklar
Çicektir'
• KOCAELİ(AA)-İzmit
Özel Seymen Eğitim
KampusuOkul Aile
BırliğTnce, lösemili çocuklar
içın açılan yardım
kampanyasında yaklaşık 40
milyon lira toplandı. Okul
Aıle Birliği Başkanı Berrin
Bü> üktalaş. bır hafta süren
kampanyanın sona ermesi
nedeniyle düzenlenen
lörende y aptığı konuşmada,
"Çocuklar Çicektir.
Solmasın" adı altında başlat-
tıklan kampanyaya. 746 ilk,
orta ve lise öğrencisi ıle
aralannda Vefa Küçük vc
Rahmi Seymenin bulun-
duğu bazı işadamlannın
katıldığını söyledı.
Uygulamalı öğrenmenin tadı
ODTU Makine Mühendisliğiöğrencüeri, tasarladıklarımakineleri, izleyicilerin önünde
biryarışma havasında çalıştırırken biryandan da iyibir not almanın uğraşını verdiler
ANKARA (Çumhuriyet Bürosu) -
Neredeyse. bütün öğrencilerin eğium-
len süresince sö>ledıği bır söz vardır:
"An şu dersJeri sıküıp bunalmadan öğ-
renmenin bir yolu olsa. Bir y andan öğre-
nirken, bir yandan eğlensek, teorik bilgi-
lerde boğulmak yerine, uygulay arak öğ-
reneceğimi/ ders programları hazırlan-
sa!"
Bu dilek, "makine tasarımı" dersi
çerçevesinde ODTÜ Makine Mühen-
disliği öğrencileri için gerçekleşmiş gö-
rünüyor. Tasarladıklan makıneleri, bir
yanşma havasında izleyiciler önünde
çalışüran öğrenciler. bir yandan da
ders notunun yüzde 70'ini oluşturacak
bu çalışmalanndan iyi bir not almanın
uğraşını verdiler.
Makine Mühendisliği bölümü maki-
ne tasanmı dersi kapsamında düzenle-
nen yanşma sona erdı. Dersin hocası
Prof. Dr. Abdülkadir Erden, yanşma-
nın amaonın. dereceye gırecekleri be-
lirlemekten çok. öğrencılenn projeleri-
nı hayata geçırmekteki becenlerirri de-
ğerlendırmek ofduğunu söyledi Erden,
"Bu şekilde, öğrencilerin teorik bilgileri-
ni vaşama gecirmedeki becerilerini ge-
liştirmeyi ve teknolojik üretim sürecini
öretim noktasına kadar götürmelerini
sağlamava çaltşıyoruz. Tabii bir de, esp-
rili konuİar olmasına özen gösterdiğimiz
projelerin sunulması sırasmda. böylesi
sıcak bir ortamda çaltşmanın güzelliğini
paylaşıyoruz" dedı. Eren. oğrenciierin
bu çalışmalannın ders notunun yüzde
70'ini oluşturacağını belırterek. bu şe-
kılde değerlendırmenın de daha objek-
tif ölçütlerle yapıldığını belırttı. Yan-
şmada belirlenen üç değışık konuda
projeler geliştiren öğrenciler, balonlar-
la süslemnişsalonda makinelerinin hü-
nennı sergılerken, arasıra tutukluk ya-
pan ya da tasarlandığı gibi çalışmayan
makıneler de oldu. Prof. Eren'e göre,
"Murphy Kanunu" yürürlükte:
"Bir şey kötü gidecekse, en köfü za-
manda kötü gider. Ama akşama kadar
zamanlan var. Eksiklerinî giderip tek-
rar deneyebilirier."
Bu yıl 16."sı yapılan proje yanşma-
sında, konulann gündelik kullanımı ol-
mayan. eğlenceli konular olmasına
özen gösterilmiş. Projelerden birisi. dik
duran bir borunun içinden yukan tır-
manacak bir makine. Tasarlanması is-
tenen diğer makineler ise. çivi çakan ve
belirlı bir ağırhğı mümkün olan en az
enerjıyle kaldırabilecek bir makine.
En verinıli sonuç için
Çalışmalannın proje kısmından tam
not alan I ayfun Başal. Ayşegül Akbu-
lut ve BiroJ Cömertden oluşan üç kışi-
lık grup. çivi çakma makinclerini çalış-
tınrken, av nı başanyı göstenneye çalı-
şıyor. Grup üyelen. "En verimli sonucu
aünak için bir tasarım yaptık. Bu projeyi
gerçekleştirirken ne >apıp ne yapama-
yacağımızı gördük. bir makinenin ima-
İat aşarnasında karştlaşılabilecek sorun-
lar konusunda fikrimi/ oldu. Tasarladı-
ğımız makineyi ürün olarak karşımızda
görmek ise bu çalışmanın en güzel yanı"
dıye konuştular. Ağırlık kaldıran ma-
kinelennın çalışmasını bılgısavar ani-
masyonu eşlığınde sunan Ogeday Gön-
cüoğlu, Meiih Çatalorman ve Semih
Üner de, bu tür çalışmalann yaratıcılığı
arttırdığı gibi, öğrencıler arasında kay-
naşmayı sağladığını belırtcrek. "Bir
pistonu üç kez ürerrik. L zun bir çalışma-
dan sonra makinenin bir kolu kopru.
Artık bu arada biz, birlikte neler için uğ-
raş »erip, ne güzel \e ne zor saatler >a-
şadık siz diisünün" dedıler •
ODTL
ders notlaruıın yüzde 70'ini oluştııracak. (Fotoğraf: TARIK TINAZA Y)
Arastırma sonucu
Cinselbilgiler
arkadaştan alınıyor
Gençlik-Eğitim Servisi -
Gençlerin c:nsellikle ilgili bil-
gileri öğrendikleri kaynakla-
nn başmda, arkadaşlan geli-
yor. Gençlenn cmselbk, evli-
lik ve aıle hayatı ile ilgili değer
yargılannı ve tutumlannı in-
celeyen araştırmalara göre.
gençlerin ılk cinsel bılgilennı,
arkadaşlanyla konuşarak
edindiklen ortaya çıktı. Cin-
sel bilgileri arkadaşlanndan
alan gençlenn oranı yüzde
54. Bu grubu. yüzde 21 'le ga-
zetelerin cinsellikle ilgili köşe-
lenni okuyan grup ızliyor.
Cinsel bılgi edınmek içın, an-
Yurttayetişenkırfavgelecektenendiseli
ASUMAN ABAOOĞLL
0 ZMİR-Karmavekızyeuşürme
/
>r
urüannda bulunan 13-20 > aş
arasındakı kız çocuklannı
kapsa>an biraraştırmada. bu
çocuklann "kendine giht-nsi/Jik,
^ ^ ^ yalnızlık. yoksulluk, istenmeme"
• ^ ^ du\gulannıyoğunokrdk>aşadıklan
belirlendi. Araşiırmaya göre kızçocuklannın bu
duygulanna "kajtotma. kaçırüma. ala> edilmeve
gekcekte oerede yaşa>acağmı bilememe"
korkulandaeşlıkedivor DokuzEylül
Üniversitesı Buca Eğitim Fakültesi öğreüm üyesi
Yrd. Doç. Dr. Mebhat Bejdoğan ın, Denizli.'
Niğde karma yetiştirme yurtlan ıle Buca, Gaa kız
yetiştirmeyurtlanndayaşayan 13-20yaş
arasındakı toplam 272kızçocuğunuiçeren
araştırmasında. karma \e kızyurtlan arasındakı
farklılıklann yanı sıra yurtlardaki yaşamın
çocuklar üzerindeki etkileri belirlendi. Araştırma
sonucunda. bır eğitim kurumuna devam edenlerin
oraru karma yurtlarda yüzde 91 olarak
belirlerurken kız vurtlannda bu oran vüzde 68
olarak bulundu. Yrd. Doç.Dr. Melahat
Beydoğan, araştırma bulgulanna iüşkin şu
bilgilen vcrdi:
"Kız yunlannda kaianlann yüzde 21.4'ü hicbirşey
yapmadaa sadece kısa süreli kursiardan
yararianmakta, eğitim kurumlanna gitmek
ktememektedirİer. Kc çocuklannBi yüzde 50J'ü
analı ve babau, yüzde6.6'sı ana-babasodır. İkisine
sahip oiaıdar yiizde 19Stir. Ana-babaiann öğrenim
diizey leri düşüktür >erateiiksizişlerde
çalışmaktadırtar. ailelerin çoeuk saytsı fa/Jadır.
ailede suç işleycn bireyler \ardır. Kuruma gelmek
tsteyip istemcdikkTİ pek coğuna sorulmadığı gibi.
fiziksel ^e psikotojik muayeneden
geçirilmemişJerdir. V urtlâra yerieştirilirkendaha
önceyeteriibilgi»eriierekkurunı>a!jamı
konusunda aydınlatılnıadıklarından, kurumdaki ilk
günlerde korku. tedirginlik, y alra/Jtk. utanma gibi
oluntsuz duygular y aşamakta, zoriuklaria
karşdasmaktadıriar."
Karma > urtlardakılenn büyük bır bölümünün.
kurum vaşamından memnun olduklannı belinen
Yrd. E»oç. Dr. Beydoğan. çocuklann
cezalandmlma. haksızlığa uğrama durumlannda
haklannı arayacaklannı. problemlenru oda
arkadaşlanvlapaylaşüklannıbildırdıklenni
söyledi. AraşUrmada, uzmanlann. kurum
çocuklanyla yeterinceıletişim kuramadıklanru
gördüklennı kavdeden Yrd. Doç. Dr. Beydoğan.
"Bu görotBerin, görevlermi yeterince
önemseınedikJeridüşüniiimektedir'n
dedi Kurum
> aşamıy U ılgılı olumlu du> gulann kız > urtlannda
yüzde 94.9 ıken bu oranın karma yurtlarda \üzde
89 7olarak belırlendiğını belırten Yrd. Doç. Dr
Beydoğan. sözlennı şoj le
sürdurdü "Büyük bir bölümü kunıma
yerleştirilmeme
durumunda konumlamıniyiofanayacağnı, '
yoksulluğun kunıma geüneJerinde en önemli neden
olduğunu beiirtmektedir.
Kaçırılma korkusu
Kendflerine iiişkin güvensizlik, yalnızlık duyma.
fakiriiği hissvtme, tstenmediğiru sanma gibi
duygulan yaşamaktadaiar. kaybofana, kaçınbna,
alay edüme korkusunun y anı sıra ilerde nerede
yaşayacağmı hdenıemek. mesiek edinip
edinemeyeceği. nasıl bir evlilik yapacağı konulanna.
öğrçjimini sürdünip.sürdüremeyeceği gibi konular
ekknnektedir. \ lesiek sahibi olup ailesine bakma
isteğinin, kendisini gü>eneede htssetme \e
geçmişteki yoksul yaşantıdan kaynaklandığı
düşünülmektedir." Çocuklann çok vüksek
puanlarla gınlebılen fakültelerden
mczunıyetten sonra düşünülebılecek mesleklenn
hayalını kurduklanra belirten Yrd. Doç. Dr.
Beydoğan. "Gerçekte başan düzeylerine paralel.
mantıkiu gerçekçi tercihier yapabiimeJeri iein
mesieki rehberliğe gereksnm oidukça fazla
görüimektedir"
görüiunüsavundu. Yurtlarda löyaşınaltındaki
çocuklarda kaygı düzeyinın yüksekliğine dikkat
çeken Yrd. Doç.Dr. Beydoğan, buna grubun,
ergenlik çağında bulunmasırün neden olduğunu
bıldirdi Ruhsal belırtilere iüşkin. kız yurtlan ve
karma yurüarda kızçocuklan arasında anlamlı
bırfark bulduklannı kaydeden Beydoğan, karma
y urtlardakı belirtilerin. kız yunkınnda görülen
belırtileregöredaha yüksek olduğunu. yüksek
olan grubun daha kaygılı. depresıf mizaçlı ve
düşmanlık duygulanyla dolu tepkıkr
gosterdıklennı söyledi.
Beydoğan'ın, yurtlarda yaşayan çocuklara
yönelık önenlen ise şöylc
"Kuruma ahnacak çocuklann afleferi çok titiz bir
incekımeden gccirilmeli. yoksulhık nedeniy'le
kurumlara verijmek istenen çocuklann, aileterinin
yanmda kalması için} asaJann beiiriediği ölcüde
para yanümı sağlanrnalıdır. Kurum eiemaıîlan,
kurum yapsna uygun öğrenimgörmüş, tstekü
kisiler arasndan secftnet, sık sık hizmet ici
kurslardan geçnümdidirier. Kurum binalan küçük,
ew benzer biçirnde inşaedflmeti, kışla tipi
binalardan \azgecUmetidir.'1
* •
sellikle ilgili ansiklopedılere
başvuranlann orarunın yüz-
de 17.5 olduğu belırlenen
araştırmada, ilk cinsel izle-
nimlen. sinema ve pornogra-
fik yayınlardan edinenlenn
de yüzde 15.l'lik bir dilim
oluşturduklan görüldü. Cın-
selliği aileleriyle konuşup,
anne babalanndan öğrenen
gençlenn oranı ise, yüzde
12.8. Pıar-Gallup Grubu"-
nun 12-24 yaş grubu arası-
nda yaptığı araştırma sonu-
cunda, ge/ıçlerin evlilik ku-
rumuna bakış açılan da ana-
lız edildi. Araştırmada. genç-
lenn yansından çoğu (yüzde
52.9) evhlik içın en önemli ge-
rekçenin düzenli bır yaşam
sürmek olduğunu düşünü-
yor. Düzenli bır yaşam sür-
mek, hem kır, hem de kent
merkezlennde yaşayan genç-
lerin bırincıl evlenme nedeni.
Sevılen kışıyle birlikte olmak
ise, gençlerin sadece yüzde
22'si için evliliktc en önemli
neden olarak öne çıkıyor.
Güvence için evlilik
Ancak sevılen kişiyle bir-
likte olma amaeıyla evlen-
meyi düşünen gençlerin ora-
nı. kent merkezinde yaşayan-
lar arasında. kırsal bölgelere
oranla daha yaygın (yüzde
28). Ankete katılan gençlerin
yüzde 10luk bir bölümü de
kendılenni ve geleceklerini
güvence altına almanın evli-
likteki en önemli neden oldu-
ğunu belirttiler. Bu görüş.
kırsal kesimde yaşayan genç-
lenn yüzde 12"si; kentli genç-
lenn de yüzde 10"u tarafın-
dan paylaşılıyor. Gençlcr
arasında yüzde 4.5 oranında
bır grup. evlenmeyi dü-
şünmüyor. yüzde 1 8 oranı-
nda küçük bir grubun da ev-
lenme konusunda bir fikri ol-
madığı dikkat çekiyor. •
F'vııfırktflıı k-Eğitiııı Senisi- Anadolu Üniversitesı, Eğitim Fakültesi Yabancı
^ n m ü m ü t a r a f ı n d a n Vunusemre Kinpusu Sineraa ve Top-
lantı Salonu'nda düzenlenen "Sabahattin Eyuboğlu'undan Günümüze Aydınlanma" konulu panel önceki gün gerçekleştirildi.
Gazeteci ve çevirmen Ahmet Cemal'in yönettiği panele Prof. Dr. Tahsin Yücel, Prof. Dr. Cevat Çapan ve Prof. Dr. Bahadır
Gülmez konuşmacı olarak katıldı. Panelistlerden Prof. Dr. Tahsin Yücel, Sabahattin Eyuboğlu'nun bütün geçmişiyle ve düşün-
celeriy le Anadolu'y u y ansıtan bir kişiliğe sahip olduğunu belırterek, "Sabahattin Eyuboğlu ile Anadolu'y u birleştirirsek bu imge
bize onu tanımamızda ışık tutacaktır" dedi. Prof. Dr. Cevat Çapan ise Eyuboğlu'nun toplumdan fazla birşey istemediğini. her
zaman belli bir ölçü içinde çalısmaJannı ve hay atını sürdürmüş olduğunu söyledi.
Çocuklarda uyuşturucu alışkanlığı tehlikesi
Haber Merkezi - İngiltere'de hemen her
hafta gazetelerde çıkan bır başlık. uyuştu-
rucu kullanımının çocuklar arasında yay-
gınlaşmasından kaynaklanan bir faciayı
haber \erir: "Lambeth'deki bir ilkokulda 9
yaşındaki bir erkek çocuk sınıf arkadaşlan-
na esrar verirken yakalandı; Nevvcastle'-
daki bir ortaokulda 13 yaşındaki kız çocu-
ğu LSD satıyor..." Her defasında diğer
okullar rahat bir nefes alır. Bu. onlann so-
runu değıldır. The Jndependcnt gazetesın-
dekı bir habere göre. giderek gözardı edı-
lemeyecek boyutlara gelen bu sorun. okul
yöneticilennı ve başöğretmenleri büyük
bır ikilem ıçine itiyor.
Manchester Ünıversıtesrnde vapılan
son araştırmalar. İngıltere"de 14 ve 15yaş-
lanndakı çocuklann üçtc bırınden fazlası-
nın yusadışı uyuşturuculan kullanmış ol-
duklannı orlava çıkjrdı. Araştırmaya
göre. soru sorulan 15 ve 16 yaşlanndaki
çocuklann yansı uyuşturucuyu dcnemı^:
bunlann dörtte biri sürekli kullanıcılar.
Her 10 kişiden 4'ü esrar içrniş, dörtte biri
LSD, beşte biri amil nitrat içeren ilaçlar ve
yüzde 7'si de Ecstasy kullanmış.
Bu büyük soruna karşı okullann yanıtı
oidukça savruk. Bazılan eyleme girişir-
ken, diğerleri yalnızca yerel polisin ya da
Kişisel ve Toplumsal Eğitim uzmanının
uyuşturucular hakkında vereceği bır der-
sin etkılı olacağını ummakla yetıniyorlar.
Norfolk Saffham'dakı Hamonds Lısesi.
bu sorunla ciddı bir biçımde savaşmaya
karar veren okullardan bın. Okulun bır
uyuşturucu sorunu yok ve başöğretmenı
Robert Young. 9 yıllık mesiek hayatı bo-
yunca bır kez bıle uyuşturucuyla ılgıh bır
olayla uğraşmak zorunda kalmamış.
Alkol vc L'yuşturucu Bağımlılığı Servi-
sı'nin ıki u/manı Paul Berry >e Gerry
McKenna okulda geçen yıl. öğrencılere
gizli danışmanlığın da verildığı haftalık bır
toplantı saati baslaimışlar. Her pcrşcmbe
öğrencilerin konuyla ilgili her türlü soru-
lanna yanıt veriyorlar. Bu yıl okula yeni
başlayan 12 yaşındaki öğrenciler için ko-
nuyu aydınlatacak soru-yanıt şeklinde
gerçekleşen oturumlar da başlatıldı.
Sorulardan çoğunun uyuşturuculann
etkileri üzerine olduğunu söyleyen
McKenna, bağımlılara temızenjektörver-
menin görevinin bir parçası olduğunu an-
lattığında kendısıne "Bunu nasıl yaparsı-
nız? Niçin onlara uyuşturucuyu bırakmala-
rını söy lemediniz? Neden polise gitmelerini
istemediniz?" gıbı sorulann da sorulduğu-
nu belırtiyor.
Çocuklann uyuşturuculara karşı tu-
tumlannın safdillığı. onlann bu sorunu bır
münazara konusu gibi gördüklerini orta-
yakoyuyor.
Bıldiklen uyuşturucu adlannı sayma-
ları ıstendiğınde uzunca bır liste sıralaya-
biliyorlar: Eroin, LSD. ot, Ecstasy, hızlı.
beyaz... •
Kemal Gökhan Gürses
Kuşak çatışması ya da kuşak atışması
Büyük bir kalabalık toplanmıştı... Her
kafadan bir ses çıkıyordu... "Yahu" diyordu
biri, "bizim kuşağı gören var mı?"
Kimsenin kimseye cevap verecek hali
yoktu. Herkes bir tarafa koşturuyordu...
Oturumu yönetecek en yaşlı kuşağın
temsilcisi kendi kuşağından olmayan (bir
tür uşaktı onu getirenler. Ve uşaklann
kuşağı olmazdı) iki kişinin yardımıyla
kürsuye getinldi... Mikrofona öksürdüğünde
bir uğultu yükseldi... Daha genç kuşaklar
yaşlı bir başkanın oturumu yönetmesinden
rahatsızdı. Anlayışlı ve olgun ikinci
kuşaklılar (biraz da bir sonraki oturumda
yönetme sırası onlara geleceği için)
kuvvetli kuvvetli alkışlıyorlardı bu en
yaşlı başkanı...
"Muhim olan" dıye başladı söze başkan...
Hemen bir çığlık yükseldi öz-dilcilerin
kuşağından: "Mühim değil önemli!" İkinci
kuşaklılar her vesileyle (bizim vesıleyi
kullandığımızı bilmiyorlar aliahtan!)
"saygı, yaşlılara saygı, deneyime saygı"
türiinden erdemleri dile getiriyorlardı. Yine
öyle yaptılar... Yitik kuşaktan bir "çok
genç" gırtlağını yırtarcasına bağırdı:"
Sızin işiniz gücünüz biçımle, üslupla, zartla
zurtla vakit kaybetmek! Peki ya biz ne
olacağız? Kim verecek bizim kayıp
kuşağımızın hesabını!" Ne sanıyorlardı
onlar da yani? Tutup diğer kuşaklann buna
üzüleceğini mı? Her kuşak kendisini biraz
"kayıp" gibi görmez mi? Kendilerini
"meseleyi en iyi anlamış kuşak" olarak
değerlendiren ve tek vakıflı kuşak olan
66'ya iki tertipliler kuşağından bır
"teorisyen" kürsüye doğru ilerliyordu...
"Konuşacağız arkadaşım! Bizı
dinleyeceksiniz! Hiç unutmam, 66'ya ikinin
ilk günleriydi! Yine boöyle bir kitleyi
katmış peşimize gidiyorduk... Yücedağ
gazozuna benzediği için şapkalan, biz
toplum polislerine Yücedağlar derdik...Heh
he..." Çok ama çok genç bir kız göz
yaşlannı tutamadı sonunda:"Ya ağbı ya!
Çook sıkılıyoruz biz ya! Her şeyi
şeyetmişmiz ağbi ya! Duygu olayı felan
kalmamış! Romanslar artık satmıyor..." Bu
konuşmayı 29 Mayısçılar da dahil geniş
bir kesim "çok banal, çok yoz, içeriksiz.
serzeniş bile denilemez" şeklinde
yorumladılar... Deneyimi kendınden
menkullüler kuşağının kendinden emin bır
üyesi kızı teskin etmeyi bir görev bildı.
"Biliyorum yavrucuğum! Seni anlıyorum..
Benim de bu benzeri açmazlanm oldu...
Kuşağımız acı kuşağıydı bizim... Her
şeyin ılkini biz yerleştirdik bu ülkede...
Bakir, işlenmemiş, deneyimsiz bu
topraklan bizdik ilk kez işleyen... Bohemı
de biz kazandırdık, sıyasayı da! Ödülümuz
ne oldu?" Sınav kuşağından bir genç
parmak kaldırarak yanıtladı:" Cevap
veriyoruz: Ce şıkkı!" Toplantı tam bır
keşmekeşe dönüşmüştü artık... Her
kafadan bır ses çıkıyordu... Kimileri kavga
etmeye, yumrukiaşmaya başladılar...
Babalannın anlamadığı gençler, çok genç
olduklan için hiçbir şeyden haberi yoklarla
kıyasıya çatışmaya başladılar ... Çocuklar
evden kaçtı... (Bunlann hangı kuşaktan
olduğunu bilmiyoruz...) Kuşak çatışması
bütün hızıyla sürüyordu... Bir kenarda
oturan, adını sorduklannda susan, sessiz
sedasız bir grup vardı. Biz görmesek
kimsenin dikkatini çekmeyecekti...
"Tutunamayanlar"ın temsilcileriydi. Kuşak
değillerdı... Birtürdüler... "Pardon" diye
başladılar konuşmaya... Nasılsa kimsenin
kımseyi dinleme isteği yoktu!
64'e dördüncü kuşak adına toplantıyı
ızleyen K.G.