28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18OCAK1994SAU HABERLER TÜPkiye'de bir iç savaş yaşanıyor • ERZLRLM(AA)- Doğru Yol Partisi Genel İdare Kurulu ü> esi ve Erzurum Milletvekili İsmail Köse. Türkiye'nin bir iç savaş yaşadığını, ancak hükümetın terörle mücadele konusunda kararlı bir politika izlediğini söyledi. Köse.bugünDYPil merkezinde düzenlediği basın toplantısında hükümetin. terörle mücadele için 500 trilyon lira dolayında harcama yaptığını kaydetti. Terörle mücadeleye yapılan bu harcama ile Türkiye'nin baa önemli sorunlannın giderilebileceğini anlatan Köse, "Bütçe.buyıl 800 trilyon lira olarak belirlenmiştir. Bütçeden terörle mücadele için bu yıl 170 trilyon lira daha harcanacak. Terör olmasa bu para Doğu'nun kalkınması için kullanılırdı" dedi. CHP'nin aday harçlam • Haber Merkezi- Cumhuriyet Halk Partisi 27 Mart yerel seçimlerinde aday olanlardan alınacak harçlan açıkladı. Buna göre büyükşehir belediye başkanlıklan için 25 milyon, llçe belediye başkanlıklan için 15 milyon, belde belediye başkanlıklan için 5 milyon, İl genel meclisi üyelikleri ve belediye meclisi üyelikleri için 2 milyon, belde meclis üyelikleri için ıse 500 bin lira aday harcı alınmasını kararlaştırdı. İnci Baba'nın katilinin sorgusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeraltı dünyasımn ünlü isimlerinden Mehmet Nabi İnceler'i (İnci Baba) silahla vurarak öldüren konıması Yakup Güven'in sorgusu dün Ankara"da yapıldı. Yetkililer. Adliye Sarayı'na yoğun güvenlik önlemleri ve büyük gızlilik altında sabah saatlerinde getirilen Güven'in sorgusunun yapıldığını ve ay sonuna doğru yargılamasının başlayacağını bildirdiler. İnceler. geçtiğimiz yılın aralık ayında yeğeni ile kavga eden koruması Yakup Güven'i tokatlamış, Güven ise İnci Baba'yı bacağından vurmuştu. İnceler, kaldınldığı Çankaya Hastanesi'nde aşın kan kaybından ölmüştü. Olay yerinden kaçan Güven ise Eskişehirde yakalanarak tutuklanmış ve Ankara Kapalı Cezaevi'ne konulmuştu. Anayasa ve laiklik paneli • HaberMerkezi-Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği "Anayasa ve Laiklik" paneli düzenliyor. 19Ocakl994 çarşamba günü Saat 14.00'de Tank ZaferTunaya Kültür Merkezinde yapılacak olan panele konuşmacı olarak Anayasa Mahkemesi Başkanı YektarGüngör Özden katılacak. Rıza Zelyut'un açıklaması • Haber Merkezi - Gazetemizin 2 Ocak 1994 tarihli nüshasında yayımlanan "Aleviler Seçimlerde SHPyi Destekleyecek" başlıklı yazı ile ilgili olarak gazeteci-yazar Rıza Zelyut bir açıklama gönderdi. Zelyut, yayımlanan haberde gerçek dışı bilgilere dayanılarak Alevilerin küçük düşürülmeye çalışıldığinı belirtti. Zelyut yaptığı yaah açıklamada, "Alevilerin de artık oylannı bilinçli kullanmalannı, bu oylannın karşılığını toplumdan almalannı istiyorum. Bunu gerek Nefes dergisindeki yazılanmda, gerekse son kitabım olan 'Aleviler Ne Yapmair adlı çalışmamda aynntılı olarak açıkladım. Bu görüşleri kamuoyu bilmektedir. Bu görüşler, çıkar için değil, topluma hizmet için uzun düşünmelerden sonra oluşmuştur. Demokratlığı aslaSHPilesınırlı saymadığım gibi, laiklığin de yalnızSHPile savunulabileceğine inanmıyorum. Laiklik Ukelerinin SHPtarafından seçimİT sırasında anımsandığı birgerçektir. Bu nedenle laiküğın liberal partiler tarafından da savunulmasını gerçekleştirecek çalışmalara şiddetle ihtiyaç vardır. Aleviler şimdiye değin oylannı tek partiye vererek toplumda hak ettikleri noktava gelemediler" dedi. Ecevit, İstanburun sorunlannın çıkar ilişkisi olmayan başkanlarca çözülebileceğini söyledi: DSP'nin diyet borcu yokİstanbul Haber Servişi- DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. İstanbul'un so- runlannın "Belli çevrelere diyet borcu ol- mayan belediye başkanları" ile çözüle- bileceğini söyledi. İstanbul'un hava kir- liliğinin başlıca nedeninin Karadeniz kıyılanndan çıkanlan kömür olduğunu kaydenen Ecevit, Boğaz trafiğinin de Karadeniz'le Marmara arasında açıla- cak bir kanalla çözümlenebileceğini be- lirtti. DSP lideri Bülent Ecevit, dün Çınar Oteli"nde düzenlediği kahvaltılı basın toplantısında Bayrampaşa Belediye Başkanı .Necdet Özkan'ın İstanbul Bele- diye Başkanlığı'na aday olduğunu res- men açıkladı. Toplantıda bir konuşma • DSP lideri djin Çınar Otel'de düzenlediği başın taplantısında, İstanburun sorunlannın çözümüne ijjşkin partisinjn önerilerini anlattı. Ecevit, Necdet Ozkan ı DSP İstanbul belediye başkan adayı olarak resmen açıkladı. yapan Özkan, belediyelerin kaynak ye- tersizliğinden yakındığını, ancak gelirle- rini törenlere, şölenlere, gereksiz süsle- melere, pahalı dış gezilere, delege besle- meye sorumsuzca savurduğunu söyledi. Özkan, Bayrampaşa Belediye binasına tek kuruş harcamadan, ihaleyi müteah- hite verdiklerini ve bu 32 katlı binadan da nakit 42 milyar para kazandıklannı belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Belediyelcr kendi üreteceği arsalar- daki on bin konutluk bir projenin kat karşılığı yûzde 60'ını kendine ayırdığında belediye hiçbir para harcamadan, yüksek standartlı altı bin konut elde etniiş ola- caktır. Bu altı bin konut Emlak Ban- kası'nın üç- üç buçuk milyarı bulan fiyat- larıyla pazarlandığında, belediveye yak- laşık 20 triiyonluk bir ka>nak sağla- nacaktır. Villa tipi konutların fiyatı yedi milyarı bulduğuna göre aynı yöntemle ayrıca iki bin villa elde cttiğinde bunlar- "İstanbul Kanalı" adını verdiği projelerine de değinen Ecevit, Boğaziçi'nin hızla artan trafık yükünün şehrin batı yakasında Kara- deniz'le Marmara arasında kanal açılarak çözülebileceğini savundu. Bunun yap-işJet-devret modeliyle gerçekleşeceğini söyledi. dan da beledlyenin kazancı 14 trilvonu bulacaktır. Böylece İstanbul Belediyesi de 30-35 trilyon dolaylarında bir kaynak sağjamış olacaktır." Özkan, DSP'li belediyenin gerçek bir girişimci yaklaşımla. "kat karşılığı, yap- işlet-devret veya yap-sat" modeliyle hem halkın gereksinimlerini karşılayacağını hem de belediye gelirlerini arttıncı yatı- nmlar yapacağını kaydetti. Ecevit de yaptığı konuşmada, "Belli çevrelere di- yet borcu olmayan belediye bunları yapa- maz" dedi. Ecevit, İstanbul'un hava ve su kirliliğine DSP'nin nasıl çözüm bula- cağını anlattı. İstanbul'un hava kirliliği- nin başlıca nedeninin Karadeniz kıyıla- nndan çıkanlan kömür olduğunu ve kömür çıkarma işleminin çevre dengesini alt üst ettiğini video ve fotoğraflarla anlatan Ecevit şunlan söyledi: "Bölgedeki kömürler iyileşti- rilip arındınlarak tüketkiye su- nulacak. Üretim süresince top- rağın denize sûriiklenmesi ve de- nizin doğal dengesinin bozulması önlecek. L'retim aşamasında do- ğanın ve ormanın tahribi olabil- diğince önlenecek, üretime son verilen ocakların i\edilikle ağaç- landırılması da etkili yaptırımla- ra bağlanacak. kentin yükünü azaltacak liman tesislerini bu bölgede kurmak için gerekü hazırlıklara başlanacak." Ecevit. doğalgaz için Rusya ve Bağımsız Devletler Toplulu- ğu dışında da kaynaklar yaratı- lması ve doğalgaz kullanımının yaygınlaşması gerektiğine de- ğındi. Sanayi kuruluşlannın \ıvayı ve suyu kirletmesininin , mleneceğini, taşıtlarda da ge- rekü önlemlerin alınacağını kaydeden Ecevit, İstanbul'un su kaynaklannın arttınlacağını ve musluklardan akan suyun güvenle içilcbilir duruma getiri- leceğini ifade etti. îstanbıdkavgasınınötekiyüzü CELAL BAŞLANGIÇ Toprağin üzerindeki yeşil örtü sanki usturayla kazınmış. Alttan çıkan çırkın kahverengılıkler üzerinde yer >er su bırikintileri var. Kazılan toprak doğanın bitki örtüsü- nü, kjjının kumunu yuta yuta Karade- niz'e iniyor. Bunlar, İstanbul'un çevresindeki açık kömür ocaklanrun görüntüleri. Slayt perdesine doâru elini uzaüyor DSP Liden Bülent Ecevit: - İstanbul'un doğasını yağmalıyoruz. Perdeye vuran . doğanın perişan gö- rüntüsü. Ecevit bir de benzetme yapı- yor: - Yeryüzûnde bir Ay fotoğrafı... İstanbul'daki "beİediye başkanlığı" savaşlanna dün de Bülent Ecevit'in DSP'si bu görüntülerle "resmen" katıl- dı. DSP'nin istanbul Anakent Belediye Başkan Adayı Necdet Özkan. İstanbul- lular'ın önüne iki referansla çıkıyor Öz- kan. Birincısi. 1977-80 yıllan arasında yaptığı İstanbul Belediye Başkan Yardımcılığı. İkıncisi daha da önemli: Özkan dört vıla yakın süredir İstanbur- un Bayrampaşa ilçesinde başanb bir be- lediye başkanlığının örneklerini veriyor. İstanbul seçimleri için DYP'nin adayı Bedrettin Dalani Ümraniye çöplüğün- de açıkladı Tansu Çiller. AN AP Lideri Yılmaz beş yıldızlı otel- de topladığı İstanbul Şurası ile dile ge- tirdi Istanbul'a dönük savını. ANAP'ın İstanbul Anakent adayı tlhan Kesici dört katlı seçim bürosunda çalışmalan- na başladı. Necmettin Erbakan, İstanbul Ana- kent Belediye Başkan Adayı TayyipÖz- demir'i yanına alıp. cami cami. türbe türbe gezdirdi. DYP. ANAP ve RP'den sonra DSP Lideri Bülent Ecevit de dün "İstanbul yanşında ben de vanm" dedi, resmen. Yeşilköy'deki Çınar otelinde dün ya- pılan sabah kavaltılı. mütevazı basın toplanüsı pek iyi düzenlenmemişti. ANAPinki gibi görkemli araçlarla. şık çantalarla. rengarenk broşürlerle yapıl- madı sunum. Basit bir slayt makinası ve bir video ile aktanldı izleyenlere görün- tüler. Bu dar olanaklara bir de çok sayıda televizyon kamerasmın. konuşmacının. ekranın ve perdenin önünü kapatmalan eklenince. DSP Lideri Ecevit ve İstan- bul Adayı Özkan'ın sunumlan ıyice güçleşti. Video ve slayt gösterileri ikişer kez yapıldı. Ecevit dünkü toplantının amaanı "ivedi ve temel sorunlar üzerine somut çözümler" diye açıkladı. Toplantının ağırlığı üzerine kurul- muştu. Bu nedenle gündemegeldi İstan- bul'un çevresindeki açık kömür havza- lanndaki doğa katliamı. Özkan'dan çok Ecevit konuştu top- lantıda. DSP'nin İstanbul'a dönük projelerini "'Karadeniz'den Marmara'ya kanal aça- rak bunu Haliç'e bağlamak, böylece bem İstanbul •Boğazı'nı. hem de Haliç'i kur- tarmak"tan. "Boğaziçi'ndeki akıntılar- dan enerji üretiım""ne. "Yeşil alanlan arttırmak için mezarlıklan ağaçlan- dırma"ya kadar geniş bir çerçevede an- lattı Ecevit. Partilerin gözü İstanbul Anakent Be- lediye Başkanlığında. Ankara'da, İzmir'de, Trakya ve Ka- radeniz bölgelerinde seçim yok mu ? Doğu'da. Güneydoğu'da seçimin ya- pılıp yapılamayacağı bile belli değil. Adaylar çoğu yerde ortaya bıle çıkamı- vor. Tüm bunlara karşın. sanki tek bir İcentte seçim yapılıyormuş gibi partije- rin. liderlenn, adayiann gözü nedcn İs- tanbul'da? Bu sorunun yanıtı, dünkü toplantıda Ecevit ve Özkan tarafından verildi bir ölcüde. lşte bir örnek: Bayrampaşa yeni ilçe olduğunda DSPli Özkan "sıfır tapu" ile devralıyor belediveyi. İlçenın ne beledive başkanlı- ğı binası var. ne de adliyesi. Bir ajanı dört milvar liraya kamulaş- tınyor Özkan. Ancak bu para belediye- den çıkmıyor. Bir müteahhit bu işin karşılığında 16 mihar lira ödüyor bele- diveye. Anlaşma kat karşılığı. Ama yüzde 70'i belcdıycve. yüzde 30'u müteahhite. Yapı bittığınde Bayrampaşa Beledi- yesi'nin 32 katı, 12 bin metrekare oto- parkı oluyor. Bu yolia da belediye kasa- sına aynca nakit 46 milyar lira geliyor. İşte İstanbul'da yaratılan rantın var- dığı boyut. Bir başka örnek DSP lideri Ecevit "Kaynak yaratKi, hizmet üretici, girişimci, dürüst ve temiz belediyecilik" konusunu anlatırken, ya- ratılan ranta bir örnek daha verdi: "...kendi üreteceği arsalardaki on bin konutluk bir projenin kat karşılığı yüzde 60'ını kendine ayırdığında , belediye hiç para harcamadan, yüksek standartlı altı bin konut elde etmiş olacaktır. Bu altı bin konut Emlak Bankası'nın üç-üç buçuk milyarı bulan fiyatlarıyla pazarlandığın- da, belediveye yaklaşık 20 triiyonluk bir kaynak sağlanacaktır. Villa tipi konutla- nn fiyatı vedi milvarı bulduğuna göre. avnı yöntemle ayrıca iki bin villa elde edildiğinde bunlardan da belediyenin ka- zancı 14 trilyonu bulacaktır. Bövlece se- kiz bin aileye konut sağlamrken, istanbul Belediyesi'ne de 30-35 trilyon dolayında bir kaynak sağlanmrş olacaktır." Ecevit bu uygulamayı "belediyenin kendi tasarrufuıidaki bazı arsalarda sağ- ladığı değer artışını, çıkar çevreleri ve arsa vurguncuları yerine, kendi kasasına aktararak, önemli ölçüde kaynak yarat- makM diye açıklıyor. DSP İiderine göre bunu gerçekleştir- menin önemli bir koşulu var: - Belediv enin sırtından belli rantlar el- de etmeye alışkın çıkar çevrelenne diyet borcu olmamak... Anlaşıldı mı şimdi İstanbul'daki kav- ganın nedeni? Siyasi boyutunun, göreve. yönetmeye talip olmanın yanı sıra, bu kavgada rant vardır. Sağlanan rantın kime gideceği kavgası vardır. Bazı milletvekillerinin çöplükten be- lediye başkan adayı olarak neden çıktı- ği. beş yıldızlı otellerdeki parti toplantı- lannda iş adamlannın neden dolaştığı, bazılannın Fatih Sultan Mehmet türbe- si senin, Eyüp Sultan benim. dualarla, nutuklarla niye dolaştığı anlaşıldı mı acaba? Anayasa Mahkemesi Başkanı Ozden'Vatanı olmayanın dini, aklı olmayanın da Allahı olmaz' dedi 'Atatürk'e saldıranlar din tüccarı'•Anayasa Mahkemesi Başkanı Özden 'Ezan okuyacak minare, namaz kılacakcamiveren Atatürk'e saldıranlann, dini, ticaret aracı dımımuna dönüştürmek istediklerini' belirtti. İstanbul Haber Servisi - Ana- yasa Mahkemesi Başkanı Yek- ta Güngör özden. "Ezan okuya- cak minare, namaz kdacak cami veren Atatürk'e saldıranlann, dini ticaret aracı durumuna dö- nüştürmek istediklerini" belirte- rek, " Vatanı olmayanın dini, aklı olmayanın da Allahı olma- yacağmı" söyledi. Topağacı Lions Kulübü, "la- iklik ve evrensel barışın korun- masına sağladığı katkılar" ne- deni) le Yekta Güngör Öz- den'e, Melvin Jones Dostluk Ödülü verdi. Ödül için dün The Marmara Oteh'nde düzenlenen törene katılan İstanbul Büyük- şehir Belediye Başkanı Nurettjn Sözen'e de, lions kulübünün flaması armağan edildi. Yekta Güngör Özden. "Beni, kökü dışarda bir kulüpten arma- ğan aldı diye suçluyorlar. Devlet nedir? Hukuk nedi'r? L Ike nedir? Bunun ayırdında oünayanlar için söylüyorum: Türkiye Cum- huriyeti Lozan Banş Antlas- Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'e, laiklik ve evrensel banşın korunmasma sağla- dığı katkılar' nedeniyle Topağacı Lions Kulübü tarafından 'Melvin Jones' Dostluk Ödülü verildi. Özden, ödül törenind'e 'Atatürkçü olma şerefini her omzun kaldıramav acağını da ifade ederek *Onu kaldıracak büyük omuz, açık alınlar, ak yüzler lazım' dedi.(Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA) ması'nı, kökleri değil kendisi dışarda olanlarla imzaladı"dcdi. Kiminin din adına, kiminin ile- ricilik adına. kimisinin de de- mokratlık adına, insanlan ka- ralamaktan. yalanla çamura batırmaktan, öldürmeye değin her türlü oyunun peşinde ve içinde olduklannı belirten Öz- den şöyle konuştu: "Ulusun birliğine ve onunımu- za saldıranlara seslenivorum: Şeriat başka şeydir, din başka. Müslümanlık başka şeydir, İs- lamcılık başka. Dindarlık başka şeydir, dincilik başka." Anaya- sa Mahkemesi Başkanı olarak herkes için. hatta kendisine sal- dıranlar için de bir güvence ol- duğunu vurgulayan Özden, "Onlar gibi dinleri ticaret aracı durumuna dönüştüren ama 1920'lerde ellerinden kötülük araçlan almanların, yeniden ka- zanç yolunu kapatanları karala- maya çaltşıyorlar. Y'oksa biz onlardan daha çok müslümanız" dedi. Özden, konuşmasına şöy- le devam etti: "Bize küçükken derlerdi ki: Her zaman AUahın adını anma- yuı. Çok büyük bir şey bu. İki de bir Allah Âllah demevin. Yeri var bunun. Birisi şimdi, adım attıkça Bis- millahirrahmanirrahim divor. Bunu içinizden söyierseniz kut- sal. Bu gösteri dini d e p ki. Va- tanı olmayanın dini, aklı olma- yanın Allahı olmaz. Bize bağım- sızlığunızı kazandırarak, ulus durumuna getirip yücelten, ezan okuyacak minare, namaz kda- cak cami veren Atatürk'e saldı- ranın, bırakın bir devlet kunıcu- luğunu, bir muzaffer yenilmez komutamn saygıyla anılmayışı- nın actsını tattıranların. hangi insanlıkla, hangi dinle, hangi imanla, hangi insafla ilgisi olabi- lir! Dinlerle, mezheplerle, tari- katlarla insanlan birbirine düş- man edip Türkiye'nin parça- lanmasma çalışmak yerine, Büyük Fatih in gösterdiği anla- yış içinde herkesin eşitlikle ku- çaklanması gerektiğini belirten Özden, Atatürk'e yöneltilen saldınlarla ilgili şöyle konuştu: "Atatürkçü olmak zorunda değil kimse. OlmayabUir. O nankörlüğü, o ihaneti gösteri- yorsa olmasın. Ama Atatürk'e saldıramaz. Çünkü Atatürkçü olmak şerefini her omuz kaldıra- maz. Onu kaldıracak büyük omuz, açık alınlar, ak yüzler la- zım. " Öte yandan Anayasa Mah- kemesi Başkanı Yekta Güngör Özden dün gazetemizi ziyaret ederek bir süre yöneticilerimizle görüştü. GÖNDÜZ GÖZÜYLE MELİH CEVDET ANDAY Biröğretmen Mısır'ın eski Devlet Başkanı Nasır demişti ki, "Türkle- rin dilinden Arapçamızı çekip alsak, bunlar konuşamaz- larr Demek, ona göre, Türkçe diye bir dil yok. En ilkel top- lulukların dilleri var da bizim dilimiz yok. Oysa bir dil bil- gini şöyle der: "Ne denli geri gidersek gidelim, dil'ibulu- ruz." İptida kelam var idi. Anlamıyor değilim, Nasır'ın demek istediği o değil; Türklerin Arapça ile düşünebildiklerini söylemektir amacı. Peki, Türkler İslamiyeti benimsemeden önce dü- şünmüyorlar mıydı? Daha şaşırtıcı olanı, Arap aydınlarının Türkçecilik akı- mına'karşı olmalarıdır; bize, "Geçmiş kültürümüzle iliş- kimizi koparıyorsunuz" diyorlar. Oysa islam uygarlığı- nın belli başlı yapıtları, Cumhuriyet'ten sonra dilimize çevrilmiş ve basılmıştır. Bu yapıtlar medrese öğretimin- de naklen anlatılırdı. Ama bizim şeriatçılar da Türkçeci- liğe karşıdırlar. Neden? Çünkü Arapça kutsal dildir; Tanrı, Kuran'ı o dilde indirmiştir. Bunun saçma olduğu- nu yazıp söyierseniz size 'kafir' derler. Bunun da sonu nereye varır, bir düşünün! islam ülkelerinde Türkiye'ye karşı ikinci kızginlık ko- nusu, bizim laik olmamızdır: "Müslüman laik olur mu hiç?"diyorlar, "Dinsizliktirbu." Oysa dinsiz bir toplumda laikliğe gerek yoktur. Din ol- malı ki, onu devlet işine karıştırmayalım. Din devleti ku- ruldu mu da, din-dışı düşünce yasak olur. Daha doğru 'ctöşünme'yasaklanır; Tanrı düşünmüştürya, onu yeter- siz bulmak en büyük 'günah' olur çıkar. Dinlerin güzel yanlarından biridir bu, aklımızı çalıştırmamıza gerek kalmaz artık. Bunlara şapkayı, kadının örtüden kurtulmasını ve el- bet Latin alfabesini de katarsanız Arap'ın gözünde ne duruma düştüğümüz açık olarak ortaya çıkar. Sonuca geleyim... Atatürk Devrimleri denilen toplum- sal değişim atılımları, Arap kültür-uygarlığından, Batı kültür-uygarlığına geçme girişimleridir. Atatürk faşist değildi, dahası diktatör de değildi, öğretmendi ve her öğretmen sıkıdüzencidir; çünkü derste "Dünya dönii- yor" dedikten sonra, "Çocuklar bunu kabul ediyor mu- sunuz?" diye sorulmaz. Batı kültür-uygarlığına geçmeyi 'taklit' saymak, kısa- ca, saçmadır; çünkü "Biz Arap 7 taklitle yetinelim" anla- mına gelir. Konunun bizdeki kavgası ise, Ziya Gökalp'in, kültür ile uygarlığı ayırmasından kaynaklanmaktadır. Ona gö- re, kültür ulusaldır. uygarlık ise evrensel. Böylece "Ulu- sal kultürümüzü yok ediyoruz" sözü ortaya çıkmıştır. Ama kimse 'ulusalkültür'ün ne olduğunu bilmemekte- dir. Gide gide, ulusal kültürün içine 'din' de sokulunca, durum, Atatürk'ü kötülemeği sonuçlamıştır. Oysa Atatürk. Ziya Gökalp'in kültür-uygarlık bölümlemesine karşıydı. Nasıl karşı olmasın! 'Kültürün başına 'ulusal'sözcü- ğünü koydunuz mu, çoksesli müzik bizim değildir, kadı- nın sahneye çıkması geleneklerimize aykırıdır, karı- koca el ele bir lokantaya mı gidiyor, bizim ulusal kültürü- müze aykırıdır... deyipçıkıyorlar işin içinden. Batıda 'kültür' ün çeşitli tanımları vardır. örneğin, Al- man düşünürleri kültürü evrensel saymışlardır. Haklı- dırlar. Bu tanımtn içine elbette teknik buluşlar da girer. Bize gelince, bizim ulusal kültürcüler bütün teknik bu- luşlan rahatça kullanırlar, minareye hoparlör de koyar- lar, fakat laikliğe sıra geldiğinde gavurluk' derler. Oysa laiklik olmasaydı hoparlör olmazdı. ÖĞRETMEN'e saygım gittikçe artıyor. Memurlar için hükümet göreve çağrıldı Haber Merkezi-Sosyal De- mokrat Halkçı Parti" (SHP) Genel Sekreter Yardımcısı Et- hem Cankurtaran, sorunlan- na çözüm arayan memurlann dövülmesinin utanç verici ol- duğunu belirterek memurlara grevli. toplusözleşmeli sendi- kal haklar verilmesini öngö- ren yasal düzenlemelerin bir an önce gerçekleştirilmesi için parlamento ve hükümeti gö- reve çağırdı. Ankara Barosu Başkanı Avukat Erdal Mer- dol da "memuriarı coplayan polisler hakkında soruşturma açdmasını" istedi. Bağımsız Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak ise memurlan dövme olayını kmayarak Başbakan Tansu Çiller'e soru önergesi verdi. Ethem Cankurtaran. SHP Genel Merkezi'nde dün dü- zenlediği basın toplantısında, Türkiye'de rejimin 12 EylüT- den bu yana ayıplı olduğunu, bunun da en başta insan hak- lan ihlalleri ve işkenceden kaynaklandığını söyledi. Me- murlara yönelik meydan da- yağinın 12 Eylül'den sonra kapalı kapılar ardında yapı- lan işkenceden farklı olmadı- ğını. hatta bütün kamuoyu- nun gözü önünde insan onurunu zedelemesi açısından daha da vahim olduğunu vur guladı. Baronun çağrısı Ankara Barosu Başkanı Avukat Erdal Merdol da yap- tığı açıklamada, Başbakan Tansu Çiller ile İçişleri Bakanı Nahit Menteşe'ye Ankara Kı- zılay'da memurlan coplayan polisler hakkında yasal işîem yapılması çağnsında bulundu ve "Memura yapılan saldınnm kimsenin yanına kâr kalma- ması" gerektiğini belirtti. Bağımsız Şırnak Milletve- kili Mahmut Alınak ise poli- sin. memurlan ve önceki gün bir araç sahibini dövme olay- lannı kınayarak Başbakan Tansu Çiller'e bir soru öner- gesi verdi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yar- dımcısı İstemihan Talay da düzenlediği basın toplantısın- da. kamu çalışanlannın cop- lanmasının Türkiye için bü- yük bir ayıp olduğunu vurgu- ladı Memurların kaybı Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Genel Başkanı Hasan Celal Güzel de dün düzenledi- ği basın toplantısında. me- murlara karşı takınılan tav- nn. kamu vicdanını sarsacak düzeyde olumsuz olduğunu söyledi ve memurlann son 10 yılda satınalma güçlerini yan yanya kaybettiklerini bildirdi. Bİiyük'Birlik Partisi (BBP) Genel Başkan Yardımcısı Esat Bütün ise dün düzenledi- ği basın toplantısında. "Ikri- dar, kamu çalışanlanna yaptı- ğı zam ile verdiği ücretin sefa- let ücreti olduğunu kabul etmeli, ek zam vermek süretiy- le bu haksızlığı gidermelidir" dedi. Menderes'ınbaşkanfağı DP'yiyenidenkanşbrdı ANK.4RA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Büyük Değişim Parti- si'nden istifa eden Aydın Menderes'ın Demokrat Parti (DP) olağanüstü kongresinde genel başkanlığa seçilmesi tartışmalara neden oldu. DP'- nin eski Genel Başkanı Hay- rettin Erkmen ve beraberinde- kilerin salonda çoğunluk bu- lunmadığı gerekçesiyle seçim kuruluna başvuracaklan bil- dirildi. Erkmen, Menderes'ın delege olmayan kişilerin oy- lanyla genel başkanhğa secil- diğinı öne sürerek, "Bu partiiçi bir darbedir" dedi. Aydın Menderes'ın DP Ge- nel Başkanlıği'na getirilmesi. partiiçi tartışmayı farklı bir boyuta ulaştırdı. Eski yöne- timden bazı üye ve yöneticile- rin istifası gündeme gelirken Menderes'in gelmesinden son- ra salonu terk eden Hayrettin Erkmen, Celal Bayar'ın kızı Nilüfer Gürsoy ve bazı delege- lerin seçim kuruluna itiraz edecekleri öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle