Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18OCAK1994SALI • • * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
NOTLAR/MUSTAFA BALBAY
TBMMve Kuran kurslan
• Baştarafi 1. Sayfada
la her bir vali. deyim yerindeyse İçişleri Bakanı gibi olacak.
Sokağa çıkma yasağı, her türlü dernek. öğrenci yurdu vb kuru-
luşlan kapatma. ekonomik bir bunalımda il sımrlan içindeki
mallara el koyma. bazı bölgelere giriş-çıkışı yasaklama ve ben-
zer yetkilerle donatılıyor valiler.
Bu yasanın çıkmasıyla birlikte, sonradan bir değişiklik ol-
mazsa Olağanüstü Hal uygulamasırun kaJdınlması planlanıyor.
Böylece. tûm valiler olağanûstü yetkilerle donatılmış olacağı
için Güneydoğu'da aynca bir süper valiye gerek kalmayacak.
Ne var ki bu tasan, ilk hazırlanan şekliyle Meclis'ten geçe-
mıyor. Geçen hafta boyunca DYP, ANAP. RP, BBP, MHP'li
bazı millet\ekilleri tasannın "beğeomedikleri" bölümlerinin de-
ğiştirilmesi için harekete geçtiler.
Önce şunu vurgulayahm. Gerek DYP gerekse SHP'nin yerel
yönetimlerin güçlendirilmesi görüşünü savunduklan, her şeyin
Ankara "dan yönetilemeyeceği görüşünde birleştikleri bir dö-
nemde, böyle bir yasanın gündeme gelmesi ilginç. Vali, konum
olarak hükümetin yani merkezi idarenin ildeki temsilcisi. Vali-
nin >etkilerinin arttınlması, neredeyse "bakan yetkisiııe" sahip
olması, seçimle gelmiş yerel yöneticiler için yaralayıcı olmaya-
cak mı?
Bu ayn bir tartışma konusu...
Gelelim yukanda adını saydığımız partilerin "göriiş birliği"ne
vardıklan değişikliklere...
Tıpkı Terörle Mücadele Yasası'nda, "laiklik karşjfı eylem-
lerin terör suçu sayılması" maddesinin cımbızla çekilip alınması
gibi. bu yasadaki dernek ve kurslann vali denetimine alınması
bazı kesimleri rahatsızetti.
Valinin sokağa çıkma yasagı ilan etmesinde sakınca yok, ama
dernek ve kurslan denetlemesi "antidemokratik..."
Dinci ve şeriat yanlısı kesimler, nasırlanna basılmış gibi
bağınyorlar:
"Böyle antidemokratik uygulama olmaz..."
Neden olmaz?
Çünkü dernek ve yurt kapsamına Kuran kurslan da giriyor...
Şeriatçılann en temel örgütlenme biçimi, bilindiği gibi "okul
çağındaki çocuklan koruma yurtlan" ve "mahaili Kuran kurs-
lan."
Bu yurtlarda temel ilke din eğitımı...
Türkiye'de bu tip Kuran kursu ve yurtlann sayısının 70 bini
geçtiği tahmin ediliyor.
Buralann denetiminin demokratik olup olmaması bir yana.
kuruluşlan "hileli..."
Bu kurumlarçağdaşeğitimin verildiği okullara öylesine rakip
hale geldi ki dinci kesimler bir fırsatını bulup buralardan mezun
olanlann da devletin tanıdığı bir diplomaya sahip olması için
girişimlerde bulunmaya başladılar. Milli Eğitim eski Bakanı
Köksal Toptan, 3 yıllık Kuran kursu mezunlanrun ortaöğretim
diplomasına sahip olması için bir yasa tasansı hazırlatmıştı. Son
olarak önceki hafta yeniden böyle bir tasan gündeme geldi.
SHP'li bakanlar önce imzaladılar, sonra imzalannı geri çektiler.
Meclis'te Kuran kurslan için oluşan ittifak düşündürücü.
Demokrasi ve laiklik savunucusu milletvekillerine önemli gö-
revler düşüyor.
Meclis üyeleri keşke Edebiyatçılar DerneğTnin haftalık söyle-
şisine katılsalardı. Yazınla ilişkilerini kesmeyen. makale. şiir.
araşürma dalında hâlâ ürünjer veren emekli öğretmenler Vecflıi
Timuroğlu, Mehmet Aydın ve Osman Bolulu. 60 yaşın birikimi-
ni, 20 yaşındaki üniversite öğrencısi heyecanıyla dinleyicilere
aktardılar.
Özetle şuydu kaygılan:
- Türkiye'de eğitim, verimsiz, ezberci, kişiliğin gelişrnesine
katkısı olmayan ucube bir şey haline geldi. Türkiye bir test sıt-
masına rutuidu gidivor.
- Başta Talim Terbiye Kurulu olmak üzere Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın yönetim kademelerinde şeriat yanlısı kişilerin etkin-
liği artıyor.
- Bugünkü gelişmeleri. bakanları izledikçe, Türkiye'nin, Hasan
Ali Yücel'in kıymetini anlamadığını görüyonız.
Devlet, Mumcu'yıı
korumadı
M Baştarafi 1. Sayfada
grubu ile Emniyet Müdürlüğü
poligonunda atış yaptığı" da
kaydedildi.
Dönemin İçişleri Bakanı İs-
met Sezgin ve Ankara Valisi
Erdoğan Şahinoğlu'nun açı-
klamalannın tam aksine,
Mumcu'nun korunmadığı,
ölümünden tam 11 ay sonra or-
taya çıkarken. yeni adı "Uğur
Mumcu Sokağı" olan Karh So-
kak'taki emnivet eörevlilerinin
Uğur Mumcu'nun korun-
ması konusunda herhangi bir
görev üstlenmedikleri de sap-
tandı. Şahınoğlu. 24 Ocak
1993te "Mumcu'nun yakın ko-
rumadan sarfîinazar etmesi son-
rasında, oturduğu sokakta iki
ayrı polis noktası ihdas edildiği-
ni" açıklarken, Mumcu'nun
evinin hemen çarprazındaki
Tunus Büyükelçiliği önünde
nöbet bekleyen polis memur-
lan olaydan hemen sonra alı-
nan ifadelerinde. "Kendilerine
Mumcu'nun korunması konu-
sunda herhangi bir görev veril-
mediğini" söylediler. Aynı polis
memurlan. "Ne Mumcu'nun
oturudğu evi, ne de arabasını
tanımadıklarını" ifadelerinde
dile getirdiler.
24 ocakta gökyüzünden
karanfîl yağacak
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemiz yazan Uğur
Mumcu, katledilişinin birinci yıldönümünde: 24 ocak pazartesi
günü, bombalı saldınya uğradığı evinin önü ile mezan başında,
gökyüzünden yağacak "kırmızı karanfiller" ve "şiirierle" anıla-
cak.
Gazetemiz. Mumcu'nun ölümünün birinci vıldönümü ne-
deniyle, 24 Ocak 1994 Pazartesi günü. Ankara'da bir anma
programı düzenleyecek. Anma programı. Mumcu'nun oturdu-
ğu Gaziosmanpaşa "Uğur Mumcu Sokağı" (Karh Sokak) 65
numaralı Erdem Âpartmanı'nın önünde, suikastin gerçekleştiği
saat olan 13.30'da. öldürüldüğü yerde yapılan parkın açılışıyla
başlayacak. Gençlik adına bir konuşma yapılacak ve şiir oku-
nacak olan anma etkinüği sırasında. helikopterden karanfiller
atılacak.
Daha sonra. evin önünden Ankara Anakent Belediyesi'nce
sağlanacak araçlarla, Cebeci Asri MezarlığYna gidilecek. Uğur
Mumcu anıt mezannın önünde yapılacak anma etkinliğinin
ardmdan. akşam saat 20.00'de Atatürk Spor Salonu'nda anma
etkinüği düzenlenecek. Salondaki etkinlikte. gazetemiz yazan
tlhan Selçuk ile Milliyet gazetesi yazan Ali Sirrnen'in konuşma-
lannın ardından. tiyatro sanatçısı Kerim Afşar: fotoğraf sa-
natçısı İsa Çeük'in gösterisi eşliğinde, "Sönmeyen Mum" adlı
oyunu sergileyecek.
Uğur Mumcu'nun katledilişinin birinci vıldönümü nedeniyle.
gazetemizin 24 Ocak 1994 Pazartesi günü düzenlediği anma
programı, şöyle:
- Saat 13.30 : Evin önünde öldürüldüğü yerde yapılan parkın
açılışı yapılacak. Gençlik adına konuşma. Şiir. Belediye adına
konuşma. Saygı duruşu yapılacak ve öldürüldüğü yere karanfîl
bırakılacak. tören sırasında, helikopterden karanfîl aülacak.
- Saat 14.30 : Evinin önünden belediyece sağlanan araçlarla
Cebeci Asri Mezarlığı'na hareket.
- Saat 15.30 : Cebeci Asri Mezarhğı'nda Uğur Mumcu anıtı
önünde saygı duruşu yapılacak. Bir gazetecinin konuşması ve
şiir okunmasının ardmdan Mumcu'nun mezanna karanfıl bı-
rakılacak. Mezardaki anma sırasında, helikopterden karanfıl
aülacak.
- Saat 20.00: Atatürk Spor Salonu'nda gazetemiz yazan Ilhan
Selçuk ile Milliyet Gazetesi yazan Ali Sirmen birer konuşma ya-
pacaklar. Konuşmalann ardmdan tiyatro sanatçısı Kerim Af-
şar. fotoğraf sanatçısı İsa Çelik'in hazırladığı saydam gösterisi
eşliğinde "Sönmeven Mum" adlı oyunu sergileyecek.
DUŞUNUYORUM OYLEYSE VURUN
İlhan Selçuk
22. bası 40.000 (KDVıçinde)
Çağduş Yavınları TürkocuğıCad.39-41 Cuğuloğlıı-hlunhul
Ödemeli gönderiünez
'Kargocu kız' PKK taşeromı
I Baştarafi 1. Sayfada
lisi Gülay Calap'ın da bulun-
duğu öğrenilmişü. Uğur
Mumcu cinayetinde kullanı-
lan bombamn da aynı nitelik-
te oiması üzerine Ankara
DGM'nin ifadesini almak için
aradığı Calap'ın Üçok cinaye-
tinden kısa bir süre sonra işin-
den aynldığı ve ortadan kay-
bolduğu anlaşılmıştı.
îzmir'de yaklaşık bir hafta
boyu süren sorgulann ardın-
dan dün Terörle Mücadele
Şubesi'nde yapılan açıklama-
da aralannda Calap'ın da bu-
lunduğu DHP yetkilileri ol-
duklan bildirilen 11 sanık
gazeteeilere gösterildi. Operas-
yonla ilgjli açıklama yapan Te-
rörle Mücadele Şubesi yetkilile-
ri, sanıklann yasadışı PKK
örgütünün taşeronluğunu ya-
pan Devrimci Halk Partisi yö-
neticileri ve üyeleri olduğunu
belirttiler. Yetkililer gazetecile-
rin sorulan üzerine Calap'ın
sorgusunda Üçok cinayetine
kadar herhangi bir örgütle ilış-
kisinin olmadığını, ancak daha
sonra PKK'ya katıldığını belir-
terek şu açıklamayı yaptılar:
İtiraflar
"CalaPj sorgusunda Prof. Dr.
Bahriye Lçok'un ölümünden biı
süre sonra çalıştığı kargo şirke-
tinden ayrılarak PKK'nın lider
lerinden Osman Öcalan'ın timi-
ne katıldığını açıkladı. Gülav
Calap, Bekaa N'adisi'nde 7-8 a>
Bahriye Üçok cinayerinin 'önemli tanığı' durumundaki Gülay Ca-
lap'ın (sağda) PKK'nın taşeronluğunu yaptığı belirlenen DHP
İzmir il sonımlusu olduğu açıklandı.(NECATI AYGIN)
eğitim gördükten sonra Tür-
kiye'ye gimuş. Bir süre An-
kara'da ve Karadcniz Bölgesi'
1
-
nde parti çalışmalarına katılmıs.
L ç aydan beri de İzmir'de gözal-
tına alınanlarla birlikte partinin
örgütlenmesi için çalışmalarda
bulunmuş. Kendisinin İzmir il so-
nımlusu olduğu ortaya çıktı.
Bahriye Üçok davasında bom-
balı paketi getirenleri tanımadı-
ğını söyledi. Üçok'un öldürülme-
sinden kısa bir süre sonra işten
ayrtlmasının nedenini söylemedi.
Bizim operasyonumuz partiyle
ilgiliydi. Kürt sorununun yalnız
PKK'nın değıl, Türk kökenli
partilerin de meselesi olduğu
imajını >ermek için kurdukiarı
De>Tİmci Halk Partisi'nin faali-
yetlerini somşturduk. Yakala-
nan 11 kişiden 10'u Kürt değil.
Biz sanıklan yann (bugün)
DGM'yegöndereceğiz. Durumu
Ankara ve İstanbul'a da bildir-
dik. Üçok cinayetiyle ilgili
DGM'ler gerekli görürse duru-
mu değerlendirir."
Eylemler
Yetkililer, Calap'ın Üçok ci-
nayetiyle ilgili ifadesinin aynn-
tılanna ilişkin sorulara, yaptık-
lan açıklamalan yinelemekle
yetindiler. Açıklamanın son
bölümünde zanlılann yakalan-
madan önce, 24 Ağustos 1993
tarihinde Bornova, Buca, Şirin-
yer ve Basmane vergi daireleri-
nin bombalanması eylemlerine
katıldıklan belirtildi. Ev ve iş-
yerlerinde yapılan aramalarda
da 4 adet çeşitli çap ve marka
tabanca, 4 adet şarjör ve bu ta-
bancalara ait çok sayıda mermi
ile sahte nüfus cüzdanı yapı-
mında kullanılan soğuk dam-
ga, bol miktarda örgütsel dokü-
man ve sahte nüfus cüzdanlan-
nın ele geçirildiği açıklandı.
Emniyet sorgulan tamamla-
nan Mahmut Şahindoğan, Gü-
lay Calap, Ali Rıza Çelik, Mus-
tafa Tacar, Selami Uzuruneh-
met, Şenol Bilgen. Aşkın Tun-
cer, Uğur Tuncer, Birol Çalen,
Hatice Odabaşı, Hüseyin Çe-
lik'in bugün sorgubn yapılmak
üzere İzmir DGM Savcılığı'na
sevk edilecekleri açıklandı.
Behçet Cantürk'ü kurtaran ifade
• Baştarafi 1. Sayfada
sorguya aldık. Behçet Cantürk,
Ermeni bir annedendi. 1987 yı-
lında ABD'de yapılan son yılla-
rın en büyük Nİafya tevkifatı
(Piza Connection) ile İsviçre \e
ltalya'da yapılan önemli mafya
tevkifatlarının ilk çıkış noktaları
Behçet Cantürk'ün sorgusunda
alınan bilgilerdi.
Keza aynı şahsın >erdiği bilgi-
lerden Kürtçülük ve Ermeni faa-
liyeti ile ilgili birçok operasyon-
lar yapıldı. Bu operasyonları çok
daha geniş tutmak mümkünken.
maalesef başta teşkilatundaki il-
gililer olmak üzere, birçok kişi
olayı bir kaçakçılık faaliyeti
şekİinde ele alıp ideolojik yönüne
gerekli ağırlığı vermedi. Zaten
teşkilatın üst düzey kadrosu, ol-
dum olası kaçakçüık faaliyetle-
rine bulaşmak istemiyordu. Ben
ise kaçakçılık laaliyetlerinin te-
rör ile ve devlet güvenh'ğiyle çok
yakın iüşkisi olduğunu, asli gö-
revlerinin arasında >er alması
gerektiğini savunuyordunı."
"Behçet Cantürk ve ifadesin-
de geçen birçok şahsın çeşitli kc-
simlerle vaki menfaat ilişkileri
de olayın üzerine yeterince gidil-
memesine sebep olan faktörler-
den biriydi. Behçet Cantürk'ün
sorgusunda da birçok kamu gö-
revlisiyle ilgili bilgilcr alındı. Bu
konudaki en önemii bilgilerden
biri de Cumhurbaşkanlığı Kon-
seji üyesi Sayın Tahsin Şahin-
kaya ile ilgiliydi.
Bu ifadelerde Şahinkaya Pa-
şa'nın bazı müteahhitlerle yakın
ilişkisinden bahsediliyor, bu iha-
lelerden komisyon aldığı iddia
ediliyordu. Behçet Cantürk'ün
söylemediği, ancak onun or-
taklık yaptığı Selahattın Deli-
dere isimli diğer bir silah ve
uyuşturucu kaçakçısının iddia
ettiği hususlar ise daha ilginçti.
Delidere'nin Diyarbakır'da
gözaltında olduğu sırada sohbet
şeklindeki bir konuşmada banta
alınan bu iddialara göre eski
Emniyet Genel Müdürii Fahri
Görgülü ve Tahsin Şahinkaya,
Avrupa'da yaşayan günümü/ün
en büyük uyuşturucu ve silah ka-
çakçılarından San A\ni (Avni
Musullulu- Avni Karadurmuş)
ve ortağı Behçet Cantürk'ün en
yakın adamlanydı.
Delidere, San Avni'nin Şahin-
kaya'ya yurtdışında villa aldığı-
nı, San Avni ve Behçet'in Şahin-
kay a ile sık sık telefonla konuş-
tuklannı «e Behçet Cantürk'ün
çantayla Tahsin Şahinkaya'} a
para götürdüğünü ifade ediyor-
du. Diyarbakır'daki görev liler
çekinmiş ve bu hususları ifadeye
sokmamışlardı. İfadeyi değiştir-
mişlerdi. Ben bu bantın bir kop-
yasını müşteşarlığın bilgisi dahi-
linde resmi bir yazıyla mahke-
menin yapıldığı Ankara Sıkıyö-
netim Komutanlığı'na yolladım.
Bir diğer kopy asını da o tarihler-
de Cumhurbaşkanlığı'nda Er-
kan Gürvıt'le çalışan eski ami-
rim Bedri Özdemir kanalıyla
Cumhurbaşkanlığı MİT temsil-
ciiiği'ne verdim."
Eski MİT vöneticılerinden
Evmür'ün ABD. İsviçre ve İtal-
>a'da büvük mafya operasyon-
lanna _vo) açtığını söylcdiği
Cantürk'ün ifadesinin Tür-
kiye'de v ol açtığı sonuç ise Can-
türk'ün beraatı ve uyuşturucu
kaçakçılığı soruşturmasının
ölümle son bulmasıydı.
ABD. Italya ve İsviçre'de çok
sayıda mafya üyesini ihbar ede-
rek büvük operasyonlara yol
açacak bilginin sahibi Can-
türk'ün Türkiye'yeyönelik ver-
diği bilgjlerin kapsamı hâlâ bir
sır.
ABD, İtalya ve İsviçre'deki-
ler önemli bulunurken Tür-
kiye'deki ortaklar. ilişkiler.
bağlantılar merak bile edilme-
miş. İfade kasetlen ise \etkilile-
rin elinin altında. Ancak Ey-
mür'ün anlattıklanna bakılırsa
bu ifadelerle yapılacak bir şey
yok gibi.
'Baba'yı yakınlan sloganlarla uğurladı
Û N İ V E R S I T E Y E H A Z I H L I K
SINAVADOĞRU
' MÂTEMATİK: 5
1-A
2-C
3-B
4-0
S-E
6-D
7-A
8-B
8-E
10-C
11-E 21-C
12-C 22-D
13-A 23-C
14- D 24-A
15-B 25-E
16-8 26-C
17-C 27-D
18-A 2S-E
19- B 29- B
20-E 30-C
31-E
32-B
33-A
34-D
35-E
36-C
37-B
36-C
İstanbul Haber Senisi - Çö-
zülemeven bir nedenle öldürülen
Behçet Cantürk ve şöförü Recep
Kuzucu. Karacaaflmet Me-
zarlığı'nda toprağa verildı. Beh-
çet Cantürk'ün tabutu san.
kırmızı ve veşil renkli bir beze
sanlırken toprağa verilişi sıra-
sında bir grup savgı duruşunda
bulundu. Yeraltı dünvasının
ünlü ısimlennin katıldığı cenaze
töreninde polis sıkı güvenlik ön-
lemleri aldı. Canîürk'ün ya-
kınlan. cenazelerin camiden me-
zarlığa götürülmesı sırasında za-
man zaman polislerle tartışırken
cenazeye katılan DEP'liler. cina-
yetin 'siyasi nedenle' ışlendiğini
ileri sürdüler.
İstanbul-Ankara otovolunun
Sapanca vakınlanndaki bir din-
lenme parkında tek kurşunla öl-
dürülmüş olarak bulunan Behçet
Cantürk'ün cenazesi. dün öğle
saatlerinde bekletildiği Karaca-
ahmet Mczarhğı Morgu'ndan
alınarak İlahiyat Fakültesi Ca-
miı'negötürüldü. İlahiyat Fakül-
tesi Camii'ndeki törene Nurettin
Güven, Necdet L lucan, İdris Öz-
bir ve eski ortağı Vekin Aktan ile
DEP Şırnak Milletvekıli Orhan
Doğan. eski DEP Genel Başkanı
Yaşar Kava. DEP İstanbul İl
Başkanı Remal Parlak. eski
mılletvekıllerınden Mehmet Ali
Eren. Tarık Ziya Ekinci. ses sa-
naîçılan İbrahim Tatlıses, Ferhat
Tunç, Ahmet Kaya, Rahmi Saltuk
ve Sadık Gürbüz katıldılar.
Camideki törende DEP Genel
Başkanı Hatip Dicle, Ağa Ceylan
ve ailesi ile Amerika'daki akraba-
lan Demircivan ailesinin çelengi
dikkat çektı. Camıde bir grubun
'şehitler ölmez' biçiminde slogan
atması üzenne emnivet görevlile-
ri. camiye gelenlerin başsağlığı
dileklenni kabul eden Cantürk'-
ün ağabeyi Nizamettin Cantürk'ü
camiden çıkardı. Polibler. Can-
türk'ün ağabevinden cenazenin
mezarlığa götürülmesı sırasında
yürüyüş >apılmamasını ve slogan
atılmamasını istediler. Cantürk'-
ün kalabalığa hakim olamava-
cağını. ınsanlann olay çıkartmak
için değil taziyelenni bildırmek
için geldiğini söylemesi üzerine
emnivet görevlileri yürüvTÛşün sa-
kin geçmesi uyansında bulundu-
lar. îkindı namazından sonra kı-
lınacağı açıklanan cenaze na-
mazı. erkene alınarak öğle na-
mazının hemen ardından kılındı.
San. kınmızı ve yeşil renkli beze
sanlı Cantürk'ün tabutu ve şöfö-
rünün yeşil örtülü tabutu. na-
mazdan sonra eller üzerine alına-
rak cenaze arabasına konuldu.
Cenazeve katılan kalabalık. poli-
sin uvansına karşın cenaze ara-
basının arkasından mezarlığa
doğru sessizce > ürümeye başladı.
Kadıkö> ileAltunizadearasında-
ki yolun uzun süre trafiğe kapan-
masına >ol açan yürüvüş sırası-
nda polisle tartışmalar yaşandı.
Cenazelerin mezarlığa girmesi sı-
rasında kalabalıktan alkış-
lavanlar olduğu gözlendi.
Mezarlıkta. kalabahğın arttığı
gözlenırken Cantürk'ün yakın-
lan soru soran ve fotoğraf çeken
bazı gazetecilerle tartıştılar. Ce-
nazeler toprağa verilirken Türkçe
ve Kürtçe dualar okundu ve ce-
nazeler alkışlandı. Behçet Can-
türk'ün toprağa verilmesinin
ardından bir grup saygı duruşu
çağnsında bulunarak zaferişareti
yaptı. Bu sırada Cantürk'ün eşı-
nin mezara kapanarak ağladığı
ve Nizamettin Cantürk'ün gözle-
rinin vaşardığı görüldü.
Cantürk'ün 'yurtsever' olarak
tanındığını ve bir süredir tehdit
edildiğini söyleyen DEP yöncti-
cileri. uyuşturucu kaçakçılığına
ilişkin iddialan yalanladılar.
Cenazeve katılan Nurettin Gü-
ven, hakkındaki l yıllık mahkû-
miyet karan nedeniyle dnayet
masası ekiplerince vakalandı.
Türkiye uyuşturucu
• Baştarafi 1. Sayfada
kontrolü sağlanamadı. Bugün
Batı Avrupa'da tüketilen uyuş-
turucunun yaklaşık dörtte üçü
Altın Hilal ve Orta Asya cum-
hunyetlerinden geliyor.
Altın Hilal ve Örta Asya
cumhurivetlerinde üretilen
uyuşturucu Türkiye'ye üç yol-
dan giriyor. Birinci yol, Afga-
nistan'ın güneyinden İran'a.
daha sonra Türkiye'ye ulaşı-
yor. Kuzey Irak'ta otorite boş-
İuğu olması bu sınırın da kulla-
nılmasına neden oluvor.
İkinci yol denizvolu. Uyuş-
turucu Altın Hilaİ'den Pakis-
tan'ın güneyine. Karaçi'ye geli-
yor. Buradan gemilere yükle-
nen uyuşturucu. Arap Yanma-
dası'nın güneyinden Aden
Körfezi'nden. Kızıldeniz'den
ve Süveyş Kanalı'ndan geçerek
Akdeniz'e ulaşıyor.
Geçen yıl Akdeniz'de yakala-
nan Lucky-S gemisine Karaçi'-
de uy uşturucu y üklenmiş, gemi
yol boyunca izlenmişti. Gemide
14 ton uyuşturucu yakalanmış-
tı. Polisin uyuşturucuyu ele ge-
çirmemesi için mürettebat tara-
fından batınldığı iddia edilen
Kısmetim-1 gemisi de Pakis-
tan'dan yük almıştı.
Türkiye üzerinden geçen
üçüncü yol ise Sovyetler Bir-
liği'nin dağılmasından sonra
yaşanan iç kanşıklıklar nede-
niyle ön plana çıkan Kal"kaslar
yolu. Uyuşturucu. Altın Hilal"-
den Türkmenistan üzerinden
Hazar Denizi'ne ulaşıyor. Da-
ha sonra. gemiyle ya da Hazar'-
ın kuzeyınden karayoluyla
Azerbaycan ve Gürcistan'a ge-
liyor. Bu böl.aedeki iç kanşık-
lıklar. uvuşturucu kaçakçılanrun
işini oldukça kolaylaştınyor.
Gemiyle ya da TIR'larla
Türkiye'ye sokulan uyuşturu-
cu. daha sonra Balkanlar üze-
rinden ya da Akdeniz'den gemi
yoluyla Batı Avrupa'ya taşını-
vor.
Çahşanlann bildiri eylemi Memura ek
ÇAGEVEV
TANIĞI ÜÇ
YAZAR
Hikmet Çetinkay a
2. bası 30.000 (KDVıçinde)
Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad
39-41 Cağaloğlu-İstanhul
Ödemeli gönderilmez
TEMSILIVE
KATILIMÇI
DEM0KRASİNİN
KÖKENİ
Doç.Dr. Sami Selçuk
30.0001 KDVıçinde)
Çağdaş Yavınlun Türkocağı Cud.
39-41 Cağaloilıt-lstanhul
Haber Merkezi-Kamu çalışan-
lan ve işçiler dün tüm yurtta mil-
yonlarca bildiri dağıtarak hükü-
mete. "'Şimdi söz sırası bizde"
dedi. Türkiye çapında dağıtılan
bildirilerde. •'özelleştirme, Terör-
le Mücadele Yasası. demokratik-
leşme, Katma Değer Vergisi zam-
ları, Vergi Yasası. kamu çalışan-
larının grevli ve toplusözleşrneli
sendika hakkı. emeklilerin sonın-
ları ve emekb'ler arasındaki
ayrımın kaldırılması" konulan-
nda çıkar birlıği yapılacağı vur-
gulandı.
Bakanlar Kurulu. bir aylık
aradan sonra perşembe günü
toplanarak başta memur sendi-
kalan olmak üzere gündemin-
deki konulan aörüşecek.
DİSK. TÜRK-IŞ. HAK-İŞ.
Kamu Çulışanları Sendikalan
Platformu. TMMOB. TTB.
TÜRMOB, T. Dişhekimleri Bir-
üği. T. Veteriner Hekimleri Birli-
ği. Halkevleri. Oeretim Üveleri
Derneği. Çağdaş Gazeteciler
Derneği, T. Ziraatçiler Derneği.
İ.F.M.D., Araştırma Görevlileri
Derneği gibi çok sayıda demok-
ratik kitle örgütlerinden oluşan
'Demokrasi platformu' nun hazı-
rladığı, "Şimdi söz sırası çauşan-
larda" başlıklı bildiride. "Çdcar-
lanmız ortak. Birliğimiz gücü-
müzdür. Çaltşanların ortak sesine
kulak verin"denildi. Ortak bildi-
rinin yanı sıra üzennde "Grevsiz
sendika, sendikasız demokrasi ol-
maz". "Sendikasızlaştırmaya
hayır" gibi çeşitli içerikteki yazılı
afışler de işyerlerine asıldı. Bildi-
ride. özetle şu aörüşlere yer veril-
di:
"Bu ses, sizlcrin üyesi bulun-
duğunuz, sizk'ri temsil efmekten
onur ve gurur duyan örgütlerinizin
ortak sesidir. Üİkemizde demok-
rasinin tüm kurum ve kurallarıvla
v aşama geçirilmesidir. Bu güç bir-
İiği, tüm çalışaniann çıkarlaruıın
takipçisi olacaktır"
Baştarafi 1. Sayfada
kanlar Kurulu'nda öncelikli
olarak ele alınacak konular üze-
rinde durduklannı anlatan Kara-
yalçın. "Memur zammının yanı
sıra kentleşmeyle ilgili bir çalı-
smamız olacak" dedi. Eylemler
sırasında güvenlik güçlerinin
takındığı olumsuz tavn da top-
lantıda ele alacaklannı kaydeden
Karayalçın. Çiller'in de kendisi-
ne, Brükseldeki görüşmeleri
hakkında bilgi aktardığını söyle-
di. Karayalçın. ABD Başkanı
Bill Clinton ile Suriye Devlet Baş-
kanı Hafız Esad'ın gerçekleştir-
dikleri zir\e sonrasında Çiller'in,
Clinton ile telefonla görüşüp gö-
rüşmediği yolundaki soruya ise.
"Benim haberim yok" yanıtını
verdi. Çiller, Karayalçın'la
y aptığı görüşmenin ardından Ge-
nelkurmay Başkanı Orgeneral
Doğan Güreş'le de Konut'ta bir
araya geldi. Çiller-Güreş görüş-
mesi yaklaşık 40 dakika sürdü.
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERCEK
• Baştarafi 1. Sayfada
cek midir?
Önümüzdeki günlerde bu
sorunun yanıtı ortaya çıka-
caktır. Şimdilik daha fazla bir
şey söylemeye olanak yok.
Ancak söylenebilecek şey
şudur: 'Faili meçhul' damga-
sını yemiş bir tek cinayetin
aydınlanması bile öteki katil-
lerin bulunması için ışık tuta-
caktır. Daha başka deyişle
birbiriyle bağıntılı görünen
Muammer Aksoy, Bahriye
Üçok, Turan Dursun, Uğur
Mumcu cinayetlerinin birini
çözmek, hepsini çözmek an-
lamına gelebilir.
Türkiye'yi faili meçhul cina-
yetler ülkesine dönüştüren
bilinmezliğin üstündeki per-
de kaldırılmalıdır. Bu, devle-
tin işidir; oysa devlet görevli-
lerinin ve yetkililerin vurdum-
duymazlıkları süregeliyor.
Ülkemiz bu duruma nasıl
düştü?
Bu sonuç bir ya da beş yılın
işi değildir. Enflasyon nasıl
yapılaşmışsa, terörün de top-
lumda yapılandığı görülüyor.
Bu durumda herkes her an
tehdit altında ölümle kol kola
yaşıyor.
Oysa yaşam hakkı insanın
en kutsal hakkıdır.
Bu hakkı güvenceye ala-
mayan bir ülkede siyasal ikti-
darların ekonomi ya da dış
politika konularında ne yap-
tıkları ya da ne yapabildikleri
önemli sayılamaz.
Türkiye'yi yönetenlerin ön-
ce bu gerçeği teslim etmeleri
ve içlerine sindirmeleri ge-
rekmiyor mu?
Bahriye Üçok cinayetindeki
ipucunu güvenlik güçlerinin
ne oranda değerlendirebile-
ceklerini kestiremiyoruz. Di-
leğimiz odur ki umutsuzluğu
aşmak yolunda bu, bir baş-
langıç oluşturabilsin.
• • •
PKK'ya büyük darbe
Haber Merkezi - Türkiye-
İran sınınndaki Sultantopu sı-
nır karakol bölgesinden iran'a
kaçmak isteyen PKK'hlara bü-
yük darbe indirildi. Güvenlik
güçleri ile teröristler arasında
çıkan çaüşmada çok sayıda
PKK'ünın öldürüldüğü bildi-
rildi. îl emniyet müdürlüklerin-
ce yurdun çeşitli yerlerinde
yapılan operasyonlarda ise çok
sayıda yasadışı örgüt üyesi ya-
kalandı.
Edinilen bilgilere göre, Ağn
dağı çevresinde bir süre önce
başlatılan operasyonlarda agır
darbe alan kalabahk bir terörist
grubu Türkiye-İran sınınndaki
Sultantopu Jandarma Kara-
kolu'nun bulunduğu bölgeden
İran'a kaçmak isterken, güven-
lik güçlerince kıstınldı.
Yetkilirler. çıkan çatışmada
çok sayıda teröristin öldürül-
düğünü, bir çoğunun yaralan-
diğını bildirirken. gece karanb-
ğjndan yararlanarak iran'a
geçen PKK'lılann ölü ve yaralı-
lannın büyük kısmını kaçırdık-
lannı kaydettiler. Çaüşmadan
sonra İran topraklannda ölü
olarak bulunan 4 teröristin ce-
sedi İran makamlannca Tür-
kiye'ye teslim edildi.
Şanüurfa'nın Suruç ilçesinde
de güvenlik güçlerinin düzenle-
diği operasyonlar sonucu 11
PKK'lırun yakalandığı bildiril-
di. Bu arada Ankara Emniyet
Müdürlüğü Terörle Mücadele
Şubesi'nden yapılan açıklaya
göre güvenlik güçlerinin yapuğı
operasyonlar sonucunda, TİK-
KO Cebeci Bölge Sonımlusu
Ergun Bütüner. Partizan dergisi
muhabiri Nebahat Polat ile Ka-
mil Esen, Zeliha Doğan, Bade-
gül Ata, Müradiye Savran ve
Muzafler Kaya yakalandı. Bu
kişilerin sorgulamalan sonucu
Sıvas'da olduğu anlaşılan Dur-
muş Koçak adlı mılıtan da ya-
kalanarak Ankara'ya getirildi.
TÜRKSArm firlatılması ertelendi
• Baştarafi 1. Sayfada
bugün açıklanacak. Işlemin da-
ha sonraki bir tarihe ertelenme-
sinin. daha önce de çeşitli fırlat-
ma işlemleri sırasında olduğu
gibi Ariane füzesindeki bir an-
zadan ya da çok önceden yapıl-
mış "yörüngeye yerleştirme
hesaplamalannda' olası bir
sapma gelişüğinden kaynak-
landığ] tahmin ediliyor.
Eutelsat'ın II serisinden F5
uydusu ile birlikte uzaya fırlatı-
lacak olan TÜRKSAT. radyo,
TV y ayıncılığmın ötesinde data
transferleri. her türlü haberleş-
me ve kısmi olarak da askeri
amaçlarla kullanılacak. Birdö-
nem ihalesinde yolsuzluk oldu-
ğu iddialanyla da kamuoyu
gündemine gelmiş olan
TÜRKSAT, Avrupa kıtasının
bir bölümü, Türkiye'nin tama-
mı, Ortadoğu'nun bir bölümü
ve doğuda Türki cumhuriyetle-
ri de kapsama alanına alan bir
güce sahip.
PTT'nin "iletişim teknolojisi-
ni transfer etmek" ve gelecek bir
tarihte tümüyle Türkiye'de uy-
du üretebilmek üzere altyapı ve
yatınm oluşturmak amacıyla
gündemde tuttuğu TÜRKSAT
2 projesinin ise şimdilik askıya
alındığı belirtiliyor.
Atiııa. 6 mile aldırmıyor
• Baştarafi I. Sayfada
"ne yapacağı ve siyasi yargısı-
nın ne olacağının" ise "başka
bir konu" olduğunu belirterek
Ankara ile ilişkilerde gerginlık
yaratma peşinde olmadıklan-
nı öne sürdü. 1976 Bern Pro-
tokolü uyannca iki ülke. Ege'-
nin ihtilaflı sulannda petrol
arama çalışması yapmama
yükümlülüğü altına girmişti.
Ege kıta sahanlığı sınırlan-
nın henüz belirlenmediğini de
hatırlatan Papandreu. konu-
nun Lahey Adalet Dıvanı'na
iletilmesini istediklerini tek-
rarladı.
Papandreu iktidan. Yuna-
nistan ile Türkiye arasındaki
tek sorunun Ege kıta sahanlı-
ğı sınırlannın belirienmesı ol-
duğunu öne sürüyor.
Su başlarını tutan iki
"pilot" bölge
• Baştarafi arka sayfada
Çünkü. "binaları çoktan yapılmış" bir imar planı olacak...
İstanbul'un su kaynağı olma "güvencesine" 80*li yıllann or-
talannda kavuşan Büyükçekmece Gölü. sanki bu karar bir
"imar izniymiş" gibi yine aynı dönemlerde baskına uğradı.
Havzada yer alan ve gölün kirlenmemesi için "taruna" bile
yasaklanan araziler, bedavaya denecek fiyatlarla köylünün
elinden "sanayicilere" geçti. Örneğin. daha sonra ISBAŞ
adlı şırketı kuracak olan tekstilcilerin bu arazileri neden "top-
ladıklan" ise Akbulut hükümetinin 1990 yılı Ekim ayında
aldığı bir kararla anlaşılabildi. Bakanlar Kurulu. içme suyu
koruma havzasında lSBAŞ'a ait arazinin "özel serbest böl-
ge" olmasına karar veriyor. böylece yatınmcı şirket. imar ve
koruma mevzuatından bağımsız. "çok özel" bir izinle tesis
kurma olanağına kavuşuyordu.
Çataica Özel Serbest Bölgesi. bu konumundan ötürü dev-
letin diğer kuruluşlanndan da tepki aldı. Çcvre Bakanlığı,
İSKİ . D.P.T.. İller Bankası karşı çıktılar. Ne var ki. tartı-
şmalar sürerken. 19Temmuz 1992"de beklenmedik birşekil-
de Başbakan Demirel geldi ve scrbest bölgenin "temelini
attı". Neyse ki. inşaatlar fazla ilerlemeden. idari yargı "jüriit-
meyi durdurma" karan aldı. Hem de. 1990 tarihli Bakanlar
Kurulu karan için ve su havzalannı koruma "yönetmeliği-
ne" aykın olduğundan dolayı...
Büyükçekmece Gölü su havzasının bir diğer "merakİBi",
650 dönüm arazide "Türkiye'nin 'Beverly HİIls'ini yarataca-
ğız" diyen Alarko Holding'di. Yine imarsız olduğu için ucuza
kapatılan arazilere. bu kez Büyükçekmece Belediyesi'nden
alınan ruhsatlarla inşa edilen "Alkent 2000" sitesi. yönet-
meliğe göre 60 bağ evinin kurulabileceği alanda "284 villa"
ile kuruluyordu. Alarko yöneticilerinin "eleştirilere yanıt"
olarak düzenledikleri bir basın toplantısında ise. 1993 Ağus-
tosu'na kadar her biri 4-5 milyardan "230 villanın çoktan
satıldığı" açıklanıyordu.
Büyükçekmece'nin belki de en "belau" yapılanması. hiç-
bir kurumdan izin almadan. herkesin "gözü önünde" inşa-
atını tamamlayan Hazerfan Havaalam'dır. 1989'dan beri "gö-
lün kıyısındaki" arazilerini "eğitim aJanı" olarak kullanan
Murat öztürk ve Ahmet Çömez adlı havacılık meraklısı iki
ortak. iki yıl içinde "ortalığı uvandırmadan" havaalanını inşa
ettiler. 25 Ekim 1992'de Turgut Özal'ın hizmete açmasıyla
da. "83 ruhunun" koruması altına girdiler...
Gölün su havzası. birÖmerli, bir Elmalı ya da Alibey gibi,
henüz "halkımızın" kaçak yapılaşmasıyla tam olarak
tanışmış değil. Ama, yağmanın "öncüleri" çok sağlam. Her
üç girişimin (serbest böîge-Alarko-havaalanı) sahipleri de.
toplumdaki yerleri "saygın" kişi ve kurumlardan oluşuyor...