Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
CUMHURİYET
18OCAK1994SAU
12 DUNYADAN
jlslam'datek çözüm 'içtihat'jRahip Michael Nazir-Ali, İngiltere'nin saygın gazetelerinden Independenfta. Müslümanlann
içtihat yoluyla liberal demokrasiye uyumlu bir yapıya kavuşmalan gerekliliğini savundu.
üm dünyada "aslına dönüş"
modası hüküm sürerken, İslam
Dünyası'nda da kökten dinci-
lik akımı, kapıtalizm ve sosyalizmin
beklentilere yanıt verememesi karşı-
sında bir çıkış yolu olarak yaygınlık
kazanıyor.
Müslümanlar, azınhkta olduklan
ülkelerde horlanıyor ve dışlanıyor. Bu
olumsuz gelişmeler azmhktaki Müslü-
manlan. özellikle gençleri. köktenci
+
"çözümler aramaya itiyor. Dolayısıyla
&öktendincilerin ekmeğine yağ sürü-
^üyor. Hıristiyanhk ve Müslümanlığın
•ortak sorunu olan köktendinciliğin
jıedenleri üzerine yüzeysel yorumlarda
^bulunmak yanıltıcı olabilir. Öncelikle
İslam yasalan, ya da diğer adıyla Şeri-
at üzerinde durulmahdır. Diğer dinler-
de olduğu gibi İslamın kutsal kitabı
olan Kuran'da da uyulması gereken
yasal, ahlaJu ve sosyal kuralan belirle-
yen öğretiler yer alır. Müslümanlığın
'doğuşundan sonra ilk üç yüzyıl bo-
unca düzenlemesi süren karmaşık
İslam yasalan farklı görüşlerin etkisi
altında bugünkü konumuna geldi.
Müslüman yargı organlan, günü-
müzün değişen koşullanna karşın,
hala geleneksel dini yasalan uygula-
maya çalışıyor. Ancak bazı zorlayıcı
durumlarda. toplumun iyiliği için katı
kurallann sınırlannı zorlamak kalı-
yorlar. Peygamberin koyduğu, sonsu-
za kadar değişmemesini buyurduğu
İslam kurallan bugün bir yol ayınmı-
nda. Baa İslam düşünürleri."İçtihat"
taraftan. İçtihat, islam yasalannın
kaynaklanna inilerek araştınlması an-
lamında kullarulıyor. Dolayısıyla
oybirliği, yoluyla değişiklik yollan
açılıyor.
Şeriat'ın kesinliği ve değişmezliği
karşısında Müslüman arkadaşlanmı-
za şu soruyu yöneltmekten kendimizi
alarruyoruz: Yıllar öncesinin koşullan-
na göre düzenlenen yasalan günümüzde
harfiyen uygulamak zonında mısuuz?
Yunan ve Rotna İmparatorluğu dö-
neminde de aanbklara karşı İslam'ın
Şeriat'ına benzer katı kurallar uygu-
laruyordu. Roma İmparatorluğu'nda
Yahudilere, Pers İmparatorluğu'nda
Hıristiyanlara uygulanan eziyet ve iş-
kence benzer bir bağnazlığın sonucu-
dur. Müslüman ülkelerde Müslüman
olmayanlara karşı benimsenen hoş-
görüsüz tavır ancak ortaçağda Hıris-
tiyan toplurnlarda izlenen dar görüşle
kıyaslanabilır.
Toplumsal hak ve kişisel özgürlük-
lerin baş tacı edildiği günümüzde pek
çok Müslüman ülke. dini azınlıklarla
olan ilişkilerini yeniden gözden geçir-
mek ve köklü değişiklikler yapmak zo-
runda kalıyor. Geçen yüzyıhn orta-
lanndan başlayarak Müslüman ülke-
lerde yaşayan Müslüman olmayan
azınlıklara vatandaşlık hakkı tanını-
yor. Bunun karşılığında azınlıklar da
bu ülkelerin düşünce ve politik yaşam-
lanna çok değerli katkılarda bulunu-
yor. Ne var ki, Peygamber döneminde
ve son yıllarda Müslümanlıkta yaşa-
nan hoşgörü ortamı giderek terkedili-
yor; yerini kaü bir bağnazlığa bırakı-
yor. Şu anda gözler İslam Dünyası'na
çevrilmiş durumda. Acaba bu hoşgö-
rüsüzlük çoğunluk tarafından be-
nimsenecek mi, yoksa yenilikçiler ses-
lerini duyurabilecekler mi?
Fikir hümyeti kişisel özgürlüğün
savunulduğu günümüzde demokrasi
vazgeçilmez bir yönetim şekli. İslam
dininin ortaya çıktığı ilk yıllarda
"şura", yani danışma yaygın bir kav-
ramdı. Şura. toplum liderlerinin top-
lumun çeşitli kesimlerinden gelen kişi-
lere alınacak kararlara ilişkin danı-
şmasıdır. Şura kavramından giderek
uzaklaşan İslam Dünyası'nda yöne-
tim miras yoluyla intikal etmeye baş-
ladı.
İslam Dünyası'nda demokrasi,
dünyanın geri kalan kısmıyla kıyas-
landığında yenı bir kavram olarak
algılanıyor. Aynca bu ülkelerde daha
emekleme çağmda olan Demokrasi,
militarizm ve fanatizm tarafından da
zedeleniyor.
Şeriat'ın insanlann gelenek ve göre-
nekleri çerçevesinde nasıl gebştiğini,
düzenlendiğini belirttik. Şimdi, özel-
likle Müslümanlann azınhkta bu-
lunduğu ülkelerde çok ciddi bir İçtihat
gınşiminde bulunmalan gerekliliği or-
taya çıkıyor. Şeriat'ın gereklerini için-
de bulunduklan koşullarda nasıl
uygulayacaklannı saptamak için İçti-
hat'ın tek çözüm olduğu görülüyor.
Giyim. eğiüm, oruç, sağlık ve aile
yapısı konulannda Şeriat'ın öngördü-
ğü sınırlann dışına çıkıp, çoğunluğa ve
çağdaş yaşama ayak uydurmalan ola-
naksız görülmüyor. İfade özgürlüğü,
kadın haklan, özel yaşama saygj gjbi
konularda, tarihi gerçekler göz önün-
de bulundurularak, gelenekler ye-
niden yorumlanabilir. Dünyadaki ge-
lişmelere ayak uydurmak isteyen
Müslümanlar, kaçınılmaz olarak Şeri-
at'ı sorgulamak zonında. Dünyanın
pek çok yerinde, Müslümanlar arası-
nda modernleşme akımının baş-
ladığıru görmek ise cesaret veriyor.
Gvaçev:NA TO'yu (fizegetiren Rus
B
aü askeri ittifakının gele-
cekteki rolünü biçimlen-
dirmek üzere NATO
iiyesi ülkelerin bakanlanyla üst
|l rütbeli subaylanrun Brüksel'de
'{yaptıklan toplanü sırasında,
Lhepsinin kafasını çağnlmamış
] blmasına karşın bir tek adam
>neşgul ediyordu. Avrupa'run
'. fcn büyük askeri makinesinin
ı başında olan Rus Savunma Ba-
\ kanı General Pavel Graçev, So-
!ğuk Savaş'ın sona ermış ol-
j masına Karşın, Rusya hala dün-
lya banşının sağlanmasının te-
tmelini oluşturuyor.
£ 45 yaşındaki Graçev, Rus-
»fya'nın gelmiş geçmiş en genç sa-
Vvunma bakanı ve başanb bir as-
fker olduğu kadar başanb bir
politikacı olduğunu da kanı-
tlamış bir adam. Her şeyden
ır-önce, kurnazbk ve metanetin
îî ender bir bileşimi içinde, Mos-
kova'nın sokaklannı kana bu-
layan iki darbede doğru tarafı
seçmeyi becermiş biri. Her iki
olayda da Ydtsjn'e verdiği ya
hep ya hiç şeklindeki desteğe
karşın, Graçev'in Rus devlet
başkanının en büyük arzusu
\ olan hberalleşme reformlanna
ı, inandığı yönünde hiçbir kanıt
yok.
ski Sovyet cumhuriyetlerinde aynhkçıhğı teşvikle suçlanan
ve A vrupa'nın en büyük ordusuna hükmeden PavelGraçev,
geçen hafta BrükseVdeki NA TO zirvesinde, toplantıya
çağnlmamış olmasına karşıngündemibeSrleyenlerden birioldu.
J I Fabrika işçiliğinden
orduya
NATO zirvesinden iki hafta
; önce Graçev neredeyse tesadüf-
, müşcesine, en azından 2.1 mil-
\ yon askerlik yeni bir ordu kur-
\ mak istediğini bizzat açıkbyor-
1
du. Bu, eski parlamentonun
1 bütçesini onayladığı orduda
t 600 bin fazla asker demekti.
' Hem Rus, hem de yabancı göz-
lemcilerin çoğu bu değişikbğin,
; tutucu komünistlerin geçen
i ekimdeki darbe girişimleri sıra-
1
sında ordunun Yeltsin'in ya-
nında yer almasına karşıbk ola-
rak talep ettiği bir ödül oldu-
J ğuna inanmaktalar. NATO
Şj)lanlamacılanmn Graçev'in
, daha başka neler talep edeceği-
; ni merak ediyor olmalanna şaş-
• mamak gerek.
! Tula yakınlanndaki bir köy-
ı de 1948 ekiminin ilk günü do-
! ğan Graçev. bir işçi aileden geli-
; yor. Babası bir demir döküm-
; hanesinde boru işçisiydi. Genç
Pavel okulda Rus edebiyaü, ta-
rih, İngibzce ve matematiği çok
seviyordu, ama löyaşındayken
Zoriu ittifak: Genelkurmay Başkanı Pavel Graçev, 1993 darbesini bastırdıktan sonra Başkan Boris \ eltsin'den ödül alırken.
yakınlardaki bir fabrikada ça-
lışmak üzere okuldan aynldı.
1965'de askere çağnlmasın-
dan sonra orduda bir kariyer
yapmaya karar verdi. Ryazan'-
daki ha\ a indirme birbkleri ku-
manda okulunda hızla isim
yaptı ve okuldan 1%9'da bü-
yük bir başanyla mezun oldu.
lnceleme ve planlama alanında
eğjtim gördü ve Sovyetler Bir-
bği'nin çeşitli hava indirme bir-
liİderinde görev yapüktan son-
ra 1978'de yeniden eğitimedön-
dü. Bir binbaşı olarak öğrenime
başladığı Moskova'daki saygın
Frunze Askeri Akademisi'ni
1981 yıbnda büyük bir başany-
la bitirdi.
Hemen ardından katıldığj
Afganistan savaşında 1983'e
dek etkin olarak görev yaptı. O
tarihte Sovyetler Birbği'ne dö-
nerek Hava İndirme Muhafız
Alayı Kurmay Başkanı oldu.
1988'de Afganistan'da yap-
tıklanndan ötürü "cesaret ve
kahramanhk" ödulüne layık
görülerek Sovyetler Birliği'nin
Kahramanı oldu. Aynı yıl üst
düzey eğitim için Genel Kur-
may Akademisi'ne girdi. 1990'-
da üstün başanyla mezun ol-
ması pek de şaşırtıcı değildi.
Tutucu komünistlerin 1991
ağustosundaki ilk darbe girişi-
minde Graçev artık generaldi
ve Sovyetler Birliği hava indir-
me birliklerinin kumandanı ol-
muştu. Ancak, paraşütçülerini
komploculara karşı hücum et-
tirmek yerine barakalannda
tutmayı yeğledi. Daha sonrala-
n. Graçev o sırada tutucu ko-
münistlerin yerleştiği Kremlin'i
bombalamayı düşündüğünü
ıleri sürecekti.
Başansız darbeden parsayı
Gazze'de en büyük sorun altyapı
Filistinliler köhne sağlık sistemi, akmayan su, yanmayan elektrikle yüz yüze
Sfce^eüJ gork ^î
Recah Şubeyr Tevfık, 9 yaşında
küçük bir oğlan çocuğu. İsrail işgab
altındaki Han Yunus'taki Nasır
Hastanesi'nin kirb bir odasının
köşesinde oturup çaüşmalara bir son
vermek için Oslo, Paris ve Kahire
arasında durmadan uçan adamı
bekbyor.
İsrail ve Filistinli görüşmeciler,
İsrail'in Gazze ve Eriha'dan
kararlaştınlan tarihte geri çekibnesi
konusunda anlaşmaya varamayacak
olurlarsa, doktorlar küçük lösemi
hastasının yakmda öleceğini
söylüyorlar.
Solgun ve halsiz oğlunun yanında
otuıan annesi. "Recah'ı kemik iliği
nakli için İsrail'e ya da dışanya
göndermek için paramız yok. Filistin
yönetimi kurulduğu zaman, belki
oğlıunun tedavisi için para ayırabilir"
diyor. Küçük oğlan ve ailesi,
kurtubnak için özerk yönetimin
oluşturulmasını bekleyen binlerce
insandan yalnızca ikisi. Ne ki.
İsrail'in söz verdiği geri çekilme,
beraberinde yeni bunahmlar da
getirebilir. Yalnız siyasal denetimi ele
geçirme mücadelesi değil, aynı
zamanda çöp toplamaktan. sağlık
ruzmetlerine kadar yapılmayı
bekleyen günlük sorunlarla başa
çıkma mücadelesi de gündeme geldi.
Gazze'de Filistinlilere miras kalan
sistem ve hizrnetler, İsrail'in ihmali ve
alü yılbk Filistin ayaklanması
nedeniyle harabe habnde.Tüm
çevredeelektriklerkesik. İsraiUiler
bunun nedeninin Fibstinblerin
faturalan ödememesi olduğunu
söylüyor. Kanalizasyon sistemi
çökmüş halde. Kirli sular sokaklarda
birikiyor. Musluklardan günde
yalnızca birkaç saat su akıyor.
Çoğu sekiz sığınmaa kampında tek
odada sıkışmış olarak yaşayan
Filistinli aileler, şu anda dünyada var
olan en yoğun nüfus alanını
oluşturuyorlar: her 1.6 kilometre
kareye 260 bin insan düşüyor. Çoğu
sığınmacı olan erkeklerin yansı işsiz.
Ancak. Gazze Şeridi'nde kurulacak
bir Filistin yönetimini bekleyen
sorunlann belki de en önemlisi,
bölgedeki köhnemiş ve kötü
yönetilen sağlık hizmetleri sistemi.
Resmi kayıtlara göre Gazze
Şendi'ndekı sağlık personelinin sayısı
yalnızca bin.
Gazze Şeridi'ndeki alü hastanenin
personel ve yatak sayısı 1 %7'den beri
değişmemiş. Oysa nüfus o dönemde
360 binken, bugün 850 bine fırlamış.
İlaç bulunamıyor, modası gecmiş
donanım genelbkle bozuk halde
duruyor ve hastane koridorlannın bir
köşesine terkedib'yor.
Filistin Sağlık Konseyi'nin planlama
bölümü başkanı Hüssam Şarkavi,
"Başsız bir gövdeye benzeyen bir
sağlık sistemi de\ ralıvoruz" dedi.
Sağbk Konseyi. özerk yönetim öncesi
geçici dönemde Gazze ve Batı
Şena'da sağlık olanaklannı gözden
geçirecek ve Filistin Sağlık
Bakanlığı'nın çekirdeğini
oluşturacak.
Recah gibi gerçekten ciddi biçimde
hasta olan Filistinliler ya Gazze'de
kalıpöleceklerya da daha iyi bir
bakım ve tedavi görmek için İsrail'e
nakledilecekler.
ChrisHedges
usya'nıngelmişgeçmiş engençgenelkurmay başkanı olan
PavelGraçevhenüz45yaşında. Yeltsin'ekarşıtutucu
komünistlerce düzenlenen iki darbegirişiminiezmiş olmasına
karşın,gündemdekıliberalreformlatasıcak bakmadığı sanıhyor.
dan korku duyan Rus subay-
lan ve pobtikacılannı tatmin
edecek kadar şahinceydi.
Ordunun, yeni bağımsızla-
şan ülkelerdeki Rus yurttaşlan-
na yardım etmek üzere müda-
hale etme hakkının olmasını is-
tedi. Moldova'daki Trans-Din-
yester bölgesindeki aynlıkçıla-
ra olduğu kadar Gürcistan'-
daki Moskova yanlısı Abhaz
ayaklanmacılara destek olmak-
la suçlandı.
Graçev keskin bir dille Rus-
ya'nın askeri çıkarlannın Baltık
kıyısındaki Kaliningrad üssü-
nün "Rus olarak kalmasııu" ge-
rektirdiğini açıkladı. Oysa Ka-
liningrad'ın Rusya'yla karadan
bağlantısı yoktu ve birlikierin
ya deniz yolundan ya da Lit-
vanya üzerinden nakledilmesi
gerekiyordu.
Sadakat ve grup sevgisi onun
için çok önemb. Diğer Afgan
savaşı gazilerini de terfı ettiri-
yor ve askerlik çağnlanna uy-
mayan genç Ruslara verip ve-
riştiriyor. Bütün bunlar onun
yaraua ve esnek obnadığının
kanıtı değil aslında. Ne ki, di-
siplin konusunda şaka kaldır-
mıyor.
IBûyük Rusya
yeniden dirilecek
Afganistan'da Sovyet ege-
menbğini yerleştiren ateşli kişi-
liği, şimdi Rus silahlı kuvvetle-
rinin kumandanı olarak daha
da belirginleşmiş durumda. Bu,
kimi komşulannı kaygjlandın-
yor. Londra'daki Kraliyet As-
keri Hizrnetler Akademisi'nde
yaptığı bir konuşmada. "Büyük
uluslar lisJesindf yerini alacak
bir Bmiik Rusya'nın dirilişine
tanık olacağımız inancmdayız"
demişti.
Graçev'letanışmışolan Batılı
poliükacılar ve subaylar onun
nezaket ve zekasından derinden
etkileniyorlar. Sovyet Ordusu-
nun İçyüzü adlı kitabın yazan
Carey Schofieid. Graçev'in "bû-
yüleyki fakat kaba ve zeki biri,
1991 darbesinin ezümesiııde en
öoemli kişi" olduğunu bclirti-
yor.
Graçev 1993 ekiminde, Af-
gan gazilerinden Parlamento
başkan yardıması General Ale-
xander Rutskoy'un önderliğin-
de ve Ruslan Hasbulatov'un
sözcülüğünde, yandaş askeri
birliklerle Yeltsin'in karşısına
dikilen parlamenter muhalefe-
tin ayaklanmasında son derece
önemb bir rol oynadı.
Ancak, ayaklanma patladı-
ğında Graçev, Yeltsin'in imda-
dına koştu. Bu kez ayaklanma-
cılan bombalama>ı yahıızca
"düşünmek"le yetinmeyip par-
lamentoya gülle yağdırsınlar ve
Yeltsin'in düşmanlannı ezsin-
ler diye tanklan yolladı. Bu sa-
vaşta yaklaşık 140 kişi hayaünı
kaybetti.
Çatışmadan birkaç gün son-
ra Yeltsin'in dağıttığı ödüller ve
madalyalann ilk sahiplerinden
biri, komünizm sonrası döne-
min ilk kahramanlanndan
Graçev oluyordu. Yeltsin'in
kucaklamak üzere ona yaklaş-
tığı sırada Graçev gülümsüyor-
du, ancak, gözlerinde gizemb
bir pınltı vardı. Vücut dili şöyle
diyordu sanki:
"Gelecek sefere ne olacağmı
kim bilebilir?"
Yalnız Yeltsin değil, NATO
ve Başkan Bill Clinton da bu so-
runun yanıtını bilmek isterdi.
TheEuropean
toplamış olarak yükselen Yelt-
sin. Mihail Gorbaçov'u bir kc-
nara itti ve Graçev de SSCB'nin
dağılmadan önceki son birkaç
ayı boyunca savunma bakanı
yardımabğına yükseldi. 1992
haziranında. bir sivibn göreve
getirileceğini uman Yeltsin yan-
daşlannın bir çoğunu düşkınk-
lığına uğratarak, sa\unma ba-
kanbğına yükseldi.
Graçev'in açıklamalan, Rus-
ya'nın en büyük gurur ve zafer
sembolü olarak kabul edilen si-
lahb kuvvetlerinin aşağılayıa
bir şekilde silahsızlandınlması-
Rusya'nın son tehdidi Jirinovski/
Hagen- Verdens Gang
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
GOzel İnsanları Savunmak...
Şimdiye değin, Nâzım Hilonet'le, Sabahatttn Ali'yle,
Deniz Gezmiş'lerle ılgili belki yüzlerce yazı yazdım. Her
birinde, bir gazeteci gözüyle yeni şeyler bulup yazmaya
uğraştım. Zaman zaman, "Yazacak ne kaldı?" diye dü-
şündüğüm olur. Elimden bırakmadığım yapıüardan biri
Adnan Cemgil'in "Nâzım Hıkmet'in Yaşadığı AdaletDra-
mı ve Açiık Grevi Olaymdaki Gerçekler"ö\. Adnan Cem-
gil, kendi biçemi içinde, özellikle Nâzım'ın cezaevinde
giriştiği "açltk grew"konusunda, Azlz Nesln'yazdıkları-
na, Kemal Tahlr'in ileri sürdüklerine, karşılıklar veriyor,
bunları belgelemeye çalışıyordu. Gazeteciliğin bir güzel
yanı, kurcalamayı, araştırmayı sevmektir. Usuma bir mu-
ziplik geldi. Nâzım'ın neden açlık grevine yattığını en iyi
Münevver bilmez miydi? İçimden açıp telefonu ona sor-
mak geldi. İyi mi?
Sayrılanıp, yatağa çivilenmenın bir yararı da oldu; yatö-
ğım yerde kitap okudum. Halit Çelenk'in 'Vmut Hangi
Dağın Ardında" bunlardan biri, birincisi.
Nâzım Hıkmet, soyadını "Ran" diye aldı. Tersinden
okuyunca, "nar" anlamına geldiğini, lise sıralarından bi-
lirdik.
"Nar" bir anlamda, •'Dünyanın bütün işçileri (taneleri)
birleşin" mi demekti? Bunu herkese söylemezdik! Halit
Çelenk de, "insan hakları"n\ "nar ağacı" ile birlikte an-
mış. Kitabının bir yerinde şöyle diyor
"İnsan haklan ve özgürlükier deyince hep aklıma bir
nar ağacı ve geniş bir bahçe gelir, Antakya evlerinin 'ha-
yat1
denilen, etrafı kapalı, üstü açık ve gökyüzüne bakan
bahçeleri, avluları gelir.
Antakya 'da doğduğum böyle bir evin avlusunda bir nar
ağacının altında Jean Jacque Rousseau'nun Contrat So-
cial' (toplumsal antlaşma) adlı kitabını okuyorum. Lise
öğrencisiyim. Rousseau kitabına şöyle başlıyor: insan
dogaya özgür geldi ama her yerde baskılar altındadır.'
Bu çarpıcı anlatım beni etkiliyor. Insanlar neden baskı-
lar altındadırlar? Bu baskılar nereden kaynaklanıyor?
Insanlar yüzyıllardan beri katlanmak zorunda kaldıkları
bu baskılardan nasıl kurtulabilirler?.. Kafamda sorular
birbirini izliyor. Hak ve özgürlükler sözcükleri, bu kutsal
kavramlar düşünce ufkumda bir gül gibi açıyor. Artık dün-
yanın en güzel sözcükleri: Özgürlük ve insan haklan..."
Halit Çelenk, sürekli bu kavramları ve baskıları düşünü-
yor, hukuk eğitimi görüyor. Toplumsal bilimlere, sosyal
mücadeleler tarihine, felsefeye eğiliyor. Tarih boyunca,
hak ve özgürlük savaşımının insanoğlunun adeta yazgısı
haline geldiğini, bunun sürdüğünü görüyor...
Halit Çelenk, kamuoyunda, daha çok Deniz Gezmiş,
Yusuf Aslan, Hüseyin İnan'ların savunmanı olarak bilinir.
Mükerrem Erdoğan, Niyazi Ağımaslı birlikte o gençleri
aylarca savundular. Bu çocuklar, haksız olarak asılmış-
lardı. Ali Elverdi adında bir sıkıyönetim mahkemesi baş-
kanı, Denizler asıldıktan sonra, gitti, AP'den milletvekili
olup Meclis'e girdi. Bir mahkeme başkanı nasıl politikaya
girer, girerken de "İşte, Deniz Gezmiş ile arkadaşlannı
astıran benim!" diyerek oy ister? Bırakın adalet duygusu-
nu, biraz sıkılma duygusu oian bunu yapar mı?
Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının asılmasını, o zaman
CHP Genel Başkanı olan Ismet Paşa önlemek istedi; ka-
rarı bozdurmak için Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Adalet
Partililer, -Metin Toker'in yazdığına göre- Ismet Paşa'ya
çok kızdıiar. "Demek, asılmasını istemediklerini kurtar-
mak için uğraşabiliyormuş, neden Adnan Menderes, Fa-
ttn Rüştû Zorlu, Hasan Polatkan için böyle uğraşmadı?"
diye, dedikodular yaptılar kulislerde. 1960ta Demokrat-
lar'dan üç kışı asılmıştı ya, onlara karşı uç kişi asılırsa,
rahatlayacaktı tutucular. Talat Aydemir olaylarında da
asılacaklar üç kişiydi. Osman Deniz'i tabii senatörler, Se-
nato'da kurtarabildiler.
S.D.'nin, Denizler'in asılmaları yönünde oy verirken,
parmağının tavana değeceğini nerdeyse, yazdım. O da,
Ismet Paşa ile bir olup, ölüm cezalarını önleme yoluna gi-
demez miydi? O zaman o da, ismet Paşa denli büyümez
miydi?
S.D. bunu yapabilseydi, Çankaya'dan daha üstün köşk-
lere kurulur, ölümsuzleşirdi.
Halit Çelenk'inyapıtı, "Çağdaş Yayınları" arasında çık-
mış. Halit Çelenk, savunduğu çocuklarla, insanlarla bü-
tünleşmiş sanki. ûnsözü Server Tanilli yazmış. Bilmem,
Halit Çelenk'in yapıtı bir yazıda anlatılabilir mi? Kitabın
arka kapağında da şöyle demiş Halit Çelenk:
"Sen bir savunmanım. Güzel insanları savundum. Hal-
kımı seven, onların 'bir orman gibi kardeşçesine' yaşa-
ması için gencecik yaşamlarını veren insanları. Özgür-
lüklerini, yaşanmamış yemyeşil yıllannı ortaya koyan
insanları. Hakça toplumsal bir düzene giden yola ışık sa-
çan insanları savundum.
Onlar bir çiçek gibi an, taze ve renkliydiler. İnsan ol-
maktı suçlan. İnsanlan sevmekti; baskısız, sömürüsüz,
özgür bir dünya istemekti.
Her biri birer dünyaydı. Ideallari için öldüler, idam edil-
diler, hapis yattılar.
Ben bu güzel insanlan savunarak, onlarla beraber, in-
san sevgisini, barış dolu, özgür ve mutlu bir dünyayı sa-
vundum.
Bu güzel insanları seviyorum.
Bir yaşam bu sevgiyle geçti. Kendilerini tüm insanlığa
adayanlara bir yaşam vermek çok mu?"
•••
Sevgili arkadaşımız Edip Sakarya'nın ölümüne çok
üzüldüm, yandım. Yakınlarının, tüm arkadaşlarımızın ba-
şı sağ olsun!
BULMACA
, 1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Güneydoğu Asya'nın
sıcak bölgelerinde yetişen
ve lifli, ince çekirdekli
zeytinsi meyveler veren
palmiye. 2/ Dolayb ola-
rak anlatma... Manda
yavrusu. 3/Marksist ter-
minolojide. proletarya-
nın sınıf bilincinden yok-
sun alt tabakasına verilen
ad... Japon lirik dramı. 4/
Bir seçimde adaylardan
hiçbirinin. gerekli oyu
sağlayamaması nedeniyle
seçimin sonuçsuz kalması. 5/ Te-
mel niteliğinde olan... Leylak ren-
gi, açık mor. 6/ Bir nota... Buyuru-
cu. 7/ Kütahya'nın bir ilçesı 8/
Pamuk ipüğinden yapılan kaljnca
kilim... Sazın en ınce ses veren teli.
9/ Yunan mitolojisine göre uçma-
yı başaran ilk insan... Bir ctrvel
türü.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Ayn bir tüzel kişib'ği olmakla
beraber, sermayesinin öneml bir
bölümünü elinde bulunduranbir ana şirket tarafından denetle-
nen |irket.-. Bir nota. 2/ Avusralya'da yaşayan bir tür deveku-
şu... Içıne ok konulan kılıf. 3/ <.apı, pencere ya da kapak kenar-
lanna açılan dık açılı girinti.. Yazı. 4/ Gemiyi iskeleye bağla-
maya yarayan kabn halat. 5/ Gerçekleştirilmesi zamana bağb
istek... Kumar oynanan yere kırakılan para. 6/ Yapağıdan elde
edılerek eczacılıkta ve parfünende kullarulan sanmsı yağ. 7/
Yabancı... Ensiz tahta. 8/ Enfem Kıral'ın bir fılmi... Pamuktan
dokunmuş basma. 9/ Altay T j-klerinde şarkı, türkü anlamında
kullanılan sözcük... Bir nota.