04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK1994 CUMARTESİ OLAYLAR VEGORUSLER Korkuve güç Aydın kişı, korkusunu kendı kendısıyle tarüşabılmelı, kendi gücünün kendısı ve başkalan ıçın değerini anlayabümeb ve kısa vadeh, benmerkezcı çıkar ilişkılen içınde kendine güçlü görünene körü körüne sığınıp bağımlı olmak yenne, güçlü görünenin gücünün gerçeklik derecesını ve nıteliğjni sorgulayıp araşürabılmelıdır. Prof. Dr. GÜNSEL KOPTAGEL-ÎLAL G uçlu-guçsuz ıkılemı ın- san yaşamında. davra- nışlan kararlaştıran, ılış- kılen btçımlendıren onemlı bır rol o>nar Bırbınne zıt bu ıkı du- rum aslında sıkı bır bağımlılık ıhşkısı ıçındedır Onları bırleştıren, bırbınne bağımlı kılan onak duygu korkudur Güçsuz kışı, kendı gızılgucunu (potansı- yel gucunü) bılınçleyıp ışleve sokama- maktan doğan \ar oluşkorkusu içınde güçluye sığınır, onun varhğını gereksı- nır Guçlü ıse guçlu konumunu yıtırme korkusu ıçındedır bu konumunu surdu- rebılmek, guçluluğunu hıssedebılmek ıçın guçsuzun varhğını gereksınmekte- dır Temehnde korkunun yattığı bağımlı- bk ıhşkısını doğumdan sonrakı gelışımı sırasında her canlı yaşamıştır Bedensel ve ruhsal olgunlaşması ılerledıkçe, kendı dışındakı gerçek dunyayı ve onun ıçın- dekı nesnelen algılayıp onlarla karşıhkh etkıleşım ılışkısıne gırerken, kendı gucu- nu de algılayıp kulanmayı oğrejıecek, boylece benmerkezci ve bağımlı Tconu- mundan sıynlıp gerçek dunya içınde bır bırey olarak yaşamaya başlayacaktır Bıreyleşme, kışının kendı varoluşuna egemen olması, kendı gucunu doğru de- ğerlendınp hak ve ozgurluklennı yeterh bır dengeleme ıle ışleve koymayı, bu ara- da korkulanyla kendı çapında, baş ede- bılmeyı oğrenmesı yolundakı temel basamaktır Bıreyleşme, gelişım surecı- nın doğal bır sonucudur. ancak bu süreç ıç ya da dış etkenlerle bozuiabılır O za- man, korku egemenlığe geçerek. kışının bağımsızlaşmasını engefieyıp, davranış ve duşuncelennı etkısı altına alır Kor- kuyla baş etmenın en bınncı yolu, korku veren şeyı tanımaktır Bılmedığımız, bıze yabancı olan her şey, ılkın korku venr, ama. ayru zamanda merakımızı da uyandınr Merakımızı olumlu bıçımde kiıllanarak, bıze korku veren şeyı gerçek vuzuyle tanıyabıldığımızde, onunla, dd- ha doğrusu onun bızde uyandırdığı kor- kuyla, kolayca baş edebıleceğımız orta- ya çıkar Tersı durumda bıze korku veren olaydan şu ya da bu bıçımde sıynl- mış olsak bıle, ıçımızdekı korkuyu ço- zumlemedığımızde, bastınhp kalmış olan bu korku, yenı korkular doğurur. bağımlılıklanmızı arttınr ve sonunda korkudan korkar oluruz Korku, her ne kadar kaçınmaya, gı- dermeye çahştığımız bır şey ıse de, guçlü ıle guçsuz arasındakı ılışkının dayanağı olması nedenıyle, sıklıkla guç aracı ola- rak kullanılmakta ve bu amaçla korku uretılmektedır Karşılıklı anlayışa, olumlu, yaratıcı bır ahşvenşe dayanma- yan, bırbınnın hak ve ozgurluklenne saygılı olmayan her turden ılışkı, ıkı ta- rafta da huzursuzluğa, guvensızlık duy- gulannayolaçar Bundan doğan korku- nun harekete geçırdığı sa\ unma tepkıle- nnde, yıne-guçlu-guçsuz ıhşkısı yaratıl- ' maya çalışılarak bu amaca yonehk bır araç olarak kullanılmak uzere korku üretıhr Bu ıhşkıde korku. kımı zaman ıletışım aracı olarak da kullanıhr Korku ve demokrasi Korkunun güç aracı olarak kullanıl- ması, gunluk yaşamımızın olağan uygu- lamalanndandır ve bunu yalnız guçluler değıl. guçsuzler de yapar Örneğın. ço- cuklar genelhkle, korku yoluyla eğıtılır- ler En aydın duşüncelı ana-babalar ve eğıtıcıler bıle, zaman zaman ozellıkle otontelennın sarsıldığını hıssettıklenn- de, korkutma yoluna başvuruvenrler Enşkıne gore zayıf konumda olan çocuk da ısteklennı yaptırabılmek ıçın korku- ya sığınarak, onu bu yoldan bır araç ola- rak kullanır Bu ornekler, sadece enşkın- lerle çocuklar arasındakı ılışkıyle sınırlı değıldır Günluk yaşamda erışkınler arası. gerek eş ıhşkısı gerekse başka ılış- kılerde olsun, bu yolda çok ornek v ardır Guçlu ıle guçsuz arasındakı korkuya da- yalı ılışkı, toplum gruplan arasında ol- duğu gıbı pohtıkada da bulunmakta ve guç aracı olarak korku uretılerek, kulla- nılmaktadır lnsanlararası ıhşkılen en ıyı duzenle- yen yaşam bıçımı olarak kabul edılen demokrasıde, kuramda, yonetılenlerle yonetenlenn bırbırlennı dolaysız olarak tanımalan. bırbırlenyle konuşup anlaş- malan temel koşuldur Asıl guç yonetı- lenlerde olacak, ancak onlar da bu guçle- nnı sağduyu ve duyunç (vıcdan) ıle kullanarak. yanı, neyın herkes ıçın en ıyı- sı olduğunu duşunerek, yonetenlenn ey- lemlennı surekh ızleyecek, denetleyecek- lerdır Ne var kı, uygulamada bu durum pek kolay gerçekleşememıştır Demok- rasi kuramının mımarlanndan Jean- Jacques Rousseau, zamanında. bu konu- dakı kaygılannı belırtmış, toplumdakı guç sahıbı gruplann etkısıyle, demokra- sının mtehğının değışebıleceğını soyle- mıştır Nıtekım, onun sadık oğrencısı Robepserreın yoneümınde Fransa'da uygulanan demokrasi. Rousseau'nun modelınden epey farklı olmuş. korku- nun egemenlığı halınde belırmıştır Ben- zen ornekler dunya tanhınde yınelenıp durmuştur Bugun bıle, demokrasıyı be- nımsemış olduklannı one suren ulkele- nn bırçoğunda. yonetıcıler ve guçlu gruplar. guçlu konumlannın sarsıldığını hıssettıklennde, şu >a da bu yoldan kor- kutucu eylemlere sanhnaktadırlar Aydınlarve korku Güçlu ıle guçsuz arasındakı çekışme, bır yerde doğal bır olaydır, ancak top- lumsal uygarlaşma surecı içınde. ınsan toplumlannda, bu çekışmenın nıtelığını değıştınp bastıncı, sındıncı olmak yenne venmlı. yaratıcı bır ılışkı halıne donuş- turme çabalan yuzyıllar boyunca sur- muştur Aydın olma sorunu hâlâ gun- demdedır ve ozelhkle bızım toplumu- muz ıçın daha da onemlı bır konu durumuna gelmıştır Aydın olmada te- mel koşulun. bırey leşmeyı oğrenmek ve bırevler arası karşıbklı venmlı bır ıletı- şım ıhşkısmı kurup. bunu topluma yaya- rak korkuyla avdınca baş edebılmeyı becermek olduğunu anımsdmada yarar v ardır Aydın kışı, korkusunu İcendı kendısıyle tartışabılmelı, kendı gucunun kendısı ve başkalan ıçın değennı anlaya- bılmelı ve kısa vadeh, benmerkezcı çıkar ılışkılen içınde kendine guçlu gorunene koru korune sığınıp bağımlı olmak yen- ne, guçlu gorunenın gucunun gerçeklik derecesını ve nıtelığını sorgulayıp araştı- rabılmelıdır Unutmamalıdır kı, güçlu kendını güçlu hıssedebılmek. tumguçlu- luk duvgusunu doyasıya tadabılmek ıçın guçsuzler yaratır, guçsuz ıse guçluye sığı- nıp onunla bırleşerek, kıyısından koşe- sınden kendını guçlu hıssetme>e çalışır Oysa, ne onunkı. ne de otekınınkı gerçek guçlulüktür Kişi, ancak düşıince. duygu ve karariarında bağımsızlıgını elde erti- ğinde, bireyleserek özgürieşir ve bu birej- sel gucunu herkes için olumlu olabilecek bir evleme donüşturduğunde güçlu olur. Demokrasi kuramı bireysel özgürlüğün değerini tanımış. bireye seçme hakkı vere- rek, bire>sel gucun desteğine davanmıştır. tnsan. korkulannı kendı kendısıyle tartışıp çozumleyeceğı yerde onlara sı- ğınmayı surdurduğunde, bu basünlmış korkular yenı korkular uretecek ve o, bağımhlıktan kurtulamayacakür Ba- ğımlılıktan aldığı guç onun gucu değıl- dır, yalancı ve geçıa bır guçluluktur Sığındığı guçlu kışıye sağladığı yarar bıt- tığınde ıtılecek, daha da guçsuz kalarak yalıtlanacaktır (tecnt edılecektır) Kor- kuyla baş etmek. oğrenılmesı gereken bır sureçtır ve bunun ıçın, korkuyu guç araa olarak kullanmak ya da ona sığınmak yenne, korkumuzu gıdermedekı yurek- sızlığımızı yenmek ve bunu bırbınmıze oğretmek zorundayız Aydın kışının en onemh özellığı ve gö- revı, karanlıklan aydınlatmak olmalıdır Bunun ıçın de, ehndekı en etkılı olanak, korku uretmek yenne merak durtusunu olumlu kullanarak, hem kendısını hem de karşısındakı olaylan sorgulayıp araş- tırarak gerçeğı, doğruyu bulmaktır Aydın uretme gorevını ustlenmış eğıtım kurumlannın, ozellıkle unıversıtelenn, korkuya sığınmış. koru korune bağımlı kışıler değıl. sorgulayıp araşürarak ger- çeğı bulmaya çalışan, "çiçek çelenkleri- nin tersine de bakan", çok boyutlu duşu- nup gorebılen kışıler yetıştırmeye ozen gostermesı gereğı artık ertelenemez bı- çımde onem kazanmaktadır Bunu ya- pabılmek ıçın de, once, onlan eğıten ve yoneten kışılenn kendı korkulanyla baş etmevı başanp. kısa enmh çozumler ye- nne. herkes ıçın yararlı, uzun enmlı ço- zumlen arayıp. bulup, sunmalan gere- kır ARADABIR MUHSİNE HELtMOĞLU YAVUZ Halkbilimci- Yazar Requiem Sevgılı Nadir Nadl'nın Mozarl'a, nıçın 'Dostum Mo- zart' dedığını gıderek çok daha ıyı anlıyorum Çunku onun muzığını dınleyen ınsanlar, Mozart'a ve bırbırlerı- ne karşı ancak dostiuk duyabılırler 1993 yılı bıterken, Bılkent Unıversıtesı Uluslararası Akademık Sınfonıetta Orkestrası, Kultur Bakanlığı Çok- seslı Korosu eşlığınde Mozart'ın Requıem'ını seslen- dırdı Dınletının (konserın) gorkemı karşısında, dınleyen herkes gıbı ben de Sevgılı Yaşar Kemal'ın deyışıyle, 7a/ u ebkem' kalakaldım ve herhalde hıçbır 'rıtueV ınsanı bu denlı etkıleyemez dıye duşundum Bu guzel sanat olayınm, baştan sona kadar yaratıcısı olmanın coşkusuyla, ızlencenın (programın) başında dınletıye değgın bazı açıklamalar yapan Ersln Hoca (Onay), konuşmasının sonunda şu sozlere yer verdı "Eser (Requıem), Mozart ve Sussmayrıkılısınm, msanlı- ğa armağanı ve bır muzık mucızesıdır Yoksullar mezar- lığmdakı yerı bıle bılınmeyen Mozart ıçın, belkı de yapı- lacak hıçbır toren, bu eserın yuzyıllar boyunca her çalı- nışında, msanlığa verdığı tesellının yerını tutmayacak, onun ruhunusonsuza dek huzura kavuşturmayacaktır " Bu vargı cumlesınden, en az konser kadar etkılendım Çunku Mozart konusunda ınsan olarak benı hep utandı- ran, hıç anlayamadığım ve hıç anlayamayacağım bır şey var Boylesıne olağanustu bır yaratıcı, nasıl olur da omrunun son gunlerını, buyuk bır yoksulluk ve yalnızlık içınde geçırır Dahası ortaya, onun eserını çalıp, kendı eserıymış gıbı tanıtan, bır Kont VValsegg çıkar Ah ınsa- noglu Sen, en yuce değerlerle, en alçak davranışlar arasında gıdıp gelen bu dev sarkacın, korkunç rıtmıne nasıl dayanıyorsun Bır yanda Mozartlar'ın var, bıryan- da Kont Walseggler'ın Tum bu çelıskılerı, nasıl sırtında taşıyabılıyorsun ve dahası, nasıl hala umutsuzluğa kapılmadan, turunu sür- durmek ıçın, ureyıp çoğalmaya devam edebılıyorsun Yaşarken değennı bılmedığımız, daha doğrusu değe- rini çok ıyı anladığımız ıçın cehennem azabı yaşattığı- mız, yurt ozlemı içınde yapayalnız olumlere terk ettığı- mız sanatçılarımızı, onları yıtırdıkten sonra yuceltmek, ınsanoğlunun bır buyuk bencıllığınden ve gunah çıkar- masından başka nedır kı Yaratıcısına acı verıyoruz, ama o guzel yaratılardan kendımız buyuk bır estetık haz duyuyoruz Bır başka deyışle. ınsanlığın yuz akı olan, bu olağanustu varlıkların, ınsan acılarının en yoğununu ya- şayarak ortaya koydukları yaratılarına, buyuk bır coş- kuyla sahıp çıkıyor ve onlara, artık hıçbır zaman duya- mayacakları duyup da mutlu olamayacakları ovguler sıralıyor, alkışlar sunuyoruz Evet Hıçbır ovgu onların ruhunu sonsuza değın hu- zura kavuşturmayacaktır OKURLARDAN ve iyi örnek... Ozellıkle son 10 yılda kulturumuzde meydana gelen aşın yozlaşma. arabesk çılgınlığı karşısında radyo ve TV yayınlannı oldukça kısıtlı bır şekılde ızleyebılen ınsanlardanım Özel TV ve radyolarla ılgılı anayasal duzenlemeye karşın ışleyışlen ıle ılgılı kanunı duzenlemelenn yapılmamış olması da «anınm bu yayın kuruluşlannın dıledıklen gıbı ve tabu sevıyesı de oldukçaduşuk yayın yapmalanna neden olmaktadır Yorumculann kufurlu, sevıyesız konuşmalan, kullanılan dıhn Turkçe'y e ancak benzey en bırdıl oluşu, muzık-eğlence ve yanşma programlannda çoğu kez rastladığımız bay ağı ve aşağılay ıcı ve ozellıkle çocuklann korunmasına yonelık hıçbır gayretın gostenlmedığı zararlı yayınlar bu ızleme kısıtlıhğımın en onemlı nedenlendır Tum bu olumsuzluklann yanında bellı bır süredır radyolanmızda hıç reklam ve anons vermeyen surekh bır klasık Batı muzığı yayınını tesadufen keşfetmış olmam benım ıçın çolde bır v ahaya rastlamak gıbı oldu FM 95 kanalından yapılan bu yayını surdurenlere gonul dolusu sevgıler Çok nadır de olsa karşılaştığımız bu gıbı olumlu davranışlar bızı içınde bulunduğumuz y ılgınlıktan kurtaran, yenıden umıtle hayata, topluma ve ınsanlara bakmamızı sağlayan çabalardır En denn saygılanmla Dr. Ünal Kuzgun DUŞUNUYORUM 0YLE YSE VURUN İlhanSelçuk 22 bası40 000(KDVıgnde) Çağdaş Ya\mlan TurkocagıCad 39-41 Cağaloğtu-htanbul TARTIŞMA Önüm arkam sağım solum sobe! adyovetelevızyon ıstasyonlannın ıdaresının ozerk kamu tuzel kışılığı hdlınde. kanunla :nleneceğını ongoren 1%1 Anavasası'nın 121 maddesı "(h)er turlü rad>o telvizjon ya\ımlan(nın) tarafsızlık esaslarına gore vapıl(masını)"da hukme bdğhyordu Bıhndığıgıbıddha sonra "tarafsn"lığa donuşturulen "ozerklik" bır yana. 1982Ana>asasıda 133 maddesındeaym hukmu korumuş, hatta buna Tûrk Devleti'nın varhk ve bağjmsızlığı. ulkenın ve mılletın bolunmez butunluğu, toplumun huzuru, genel ahlâk, Cumhunyet'ın temel nıtelıklen gıbı bırtakım olçutler de eklenmek suretıyleTRPnın yönetım ve denetımı ıle yonetım organlannm oluşturulmasında ve her turlu radyo ve televıyon yayınlannda "tarafsızlık ilkesi"nın gozetılmesını esas almışur Anay asalarda yer alma gerekçelen çok tartışılan bu maddenın mantığı, rady o ve televızyon y ayıncılığının oteden ben bır "kamu hizmeti" olarak kabul edıhnesınde aranmalıdır "Kamu hizmeti" kav ramını. tanhsel sureç içınde ve sosyolojık açıdan ele alacak olursak. bunu, toplumda "ortak *e genel" bır ıhtıyacın belırmesı, bunun "sürekli"lık taşıması yanı gıdenlmekle tukenmemesı. hergun yenılenmesı ve tatmın edılmemesı halınde de bır huzursuzluk doğacağı ıhtımahnın bulunması durumunda, dev letm, y a o zamana kadar var olan ya da buışıçınozelyasayla kurulacak bır "idare" aracılığıy la bır faalıv ete gınşmesı şeklınde tanımlayabılınz Gorulduğu gıbı bu tanım uç unsuruıçermektedır 1) "Ortak vegenelihtiyaç",2,( "Sureklilik" v e 3) "Tatminsizlik halinde toplumda huzursuzluk" ıhtımah Kamu hizmeti kanunla kurulduğu için de, bu uç urtsurun > asama tarafından değerlendirilerek takdir edilmesi gerekir. Kamu hızmetını kuran yasal duzenleme. bunun "tekel" şeklınde, sadece gorev lı 'İdare" tarafından yurutulebıleceğını ongorebılecegı gıbı, "ruhsat", yanı ızın ve "imthaz" yoluyla, ozel hukuk gerçek ve tuzel kışılennın de ay ru tur faalıyette bulunabılmelenne olanak verebılır Yukanda say ılan unsurlan ıçeren bır faalıyet doğrudan doğruya "idare" tarafından yurutulduğu takdırde, buna. y a hıçbır başka sıfat eklemeden Laik Müslüman... - w - aiklik • ilkesi'mn I Atatürk I Türkivesi -^""•™ vazgeçıl- mez oluşu, İslam dınının, " Allah tarafından konan, konınan kozmik-ilahi ve evrensel bir realite" olarak kabul edilmesi ve etürılmey e çalışılmasındandır "Allah insanbğa, 'kuşkusuz, çelışmesız açık. kesın. detayh' bir kitap gondermiştir" ınancında olanlar ıçın, ınsanın Kuran'a uyması ve onu uygulaması yeterlıdır Kulun, Kuran"da ele alınmış konulara ılışkın olarak. ınsan urunu olan hıçbır duzene, orneğın hukuk sıstemıne gereksınımı yoktur olamaz Aksı halde kul. hem dın dışına çıkmış, hem de Kuran'ı parçalamış olur "Kitabın kutsallığını, dokunulmazlığını, bir varoluş garantisi kabul etmek", kul ıçın yeterh ve zorunludur Laıklık ılkesının anlam ve kapsamının ulkemızdekı farkhhğı ıle onemı. Kuran'ın "evrensel bir realite" olduğu savından ve bu savın, ınanç ozgurluğunu aşarak. mutlak ve toplumsal doğru olarak kabul ettınlmeye çalişılmasından kaynaklanmaktadır Oy sa ay dınlanma çağının ılk kıv ılcımlany la.Tannveonun yeryuzundekı temsılcılen karşısında ozgurleşen ınsan ıçın, "v aroluş garantisi" \ e "evrensel realite" ancak usun, bıhmın kılavuzluğunda. ıpoteksız duşunebılmekle başlamıştır Yurdumuzdabu başlangıcın tanhı. Atatürk Cumhuriyeti'nın tesal v e ılan edıldığı tanhtır Laık dev lette dın kavram ve kurumu. devletm dışında. bıreyın yaşam alanı ıçındedır Laık dev letın dın v e v ıcdan hurnyetıne getırdığı tek sınır, kamu duzenının dınsel esaslara day andınlmamasıdır Kamuduzenını kurmak, sınınnı çızmek ve korumak. devletın onde gelen varhk nedenıdır Dev let tuzel kışıhğımn laık olabılmesı. dev let hızmetındekı gerçek kışılenn de laık olmasını zorunlu kılar Laık sıstemiçınde bıreyın bır dının kulu olmak ozgurluğu, devlet organlannda gorevlı yurttaşlar ıçın (cumhurbaşkanı v e başbakan da dahıl) ancak. ozel y aşamlan ıçın soz konusu olabılır İslam dını dışındakı dığer dınlerde çelışkı arz etmeyen bu durum. Kuran"a gore bırçehşkıdır. dahası olanaksızdır Çunku Kuran'da "kamu hizmeti" denıhr ya da bu durum "organik" unsur olarak anlatılır Buna karşılık, aynı unsurlan ıçermek koşuluylaaynı turden faalıyetler ozel hukuk "gerçek" \ey a "tüzel" kışılen tarafından \ urutuluyor ıse buna da "maddi" \a da Fransızca tenmıy le "virtüel" kamu hizmeti denıhr Ancak. "virtüel kamu hizmeti" soz konusu olduğunda her etkınlığın ıçenk denetımının de ay nı olamay acağı bır gerçek tır Nıtekım ozel okullarda personehn atanmasında bıle gorulen ıdarenın yetkılen toplu taşımacılıkta hıç soz konusu değıldır Aynı şekılde radyo-televızyon yayıncılığında da personel atamalan ya da programlann ıçenğı ancak hukukun genel ılkelen ıle sınırlı bır denetıme bağh tutulabıhr. bunun otesınde ıse scrbest da\ ranış ozgurluğu esastır Asıl konumuz olan seçım bır "İslam Devleti"\ardır Laık kamu duzenı içınde. oncehkle bıreyı ve sonra devletı korumak amacı. Tannsal kaynaklı kıtdplarla değıl. ınsanın duşunsel urunu olan anay asalarla ve yasalarla gerçekleşır Hem Kuran"a ınanmak ve hem de Kuran'da var olan hukuk yenne, Roma Hukuku kaynaklı Batı Hukuk Sistenü'nı uygulamak ve bu anlamda laik Müslüman olabılmek. Kuran'a göre olanaksızdır Çunku, "Kuran'ın bir kısmını kabul edip bir kısmını reddetmek, Kuran'ı parçalamak anlamındadır" (HıcrSuresı. 90-94) Laıklık ılkesımn Atatürk Turkıyesı ıçın. Batı'dan farklı ve onemlı oluşu. Kuran'ın ozunden ve mantığından kaynaklanmaktadır İslamıyet'te kul, bır smav alaru olan duny dda. Tannsal buyruklara uymak. ınanmak ve asla kuşku duymamak zorundadır Tanrı-Meryem-İsa uçgenındekı Batı toplumu ıçın laıklık yalnızca, Isa'dan sonra ortaya çıkan ve kurumlaşan kılısenın, "dünya işi"nden uzak tutulması anlamındadır Batı'da laıkhk, dının değıl, kılısenın Tannsalhğa v asaklanna gelınce, bunlann TRT veya dığer kamusal kuruluşjarıçın "kesin tarafsızlık" ılkesıne muılaka uygun olması gereğı tdrtışıldmaz bıle Fdkatdynışey orneğın basın alanında da uygulanamaz Gerek basın gerekse duşuncelen açıklama ozgurluklerı buna engeldır O halde yanlış olan Yüksek Seçim Kurulu'nun yururlukte bulunan yasdlduzenlemelere gore \ aptığı uygulama değıl Seçim \ asakları Kanunu'nun kcndısıdır Bu noktada. arkasına guçlu bır sermav e v e tclev ızy on gıbı son derece etkılı bır medyayı almış olan sıyasal partılerle bunlardan y oksun olanlar arasındakı eşıtlık ve haksız rekabetı onleme sorunu karşımıza çıkmaktadır kı bu da asıl devletın ve onun, tarafsızhğıyla bu dengesızhğı onleme gorevını ustlenmış TRT'sının vukumluluğundedır Amao TRT kı, > ay ınlannın nıtelığıy le artık ozel televızyonlar karşısında hep kan kaybedıp tdrdfsızlığa her zaman sıyasdl ıktıdar lehıne ıhlal edebılerek. bu ışın ustesınden sadece sakldmbaç o> unundakı ebe gıbı "önüm arkam sağım solum sobe" demekle gelebıleceğı husnukuruntusu içınde olmuştur İktıdarvemuhalefet partılen ıse. sırayla hep kamusal teleuzyonun tarafsız davranmadığından yakınırlar ama bu ışe kesın bırçozum bulmaya da hıç yanaşmazlar Sdhı TRT gerçekten tarafsız mı v e değılse ne olur0 Hıç Prof.Dr.İlhanÖzav İ.Ü.HukukFakültesı İdare Hukuku Öğretım Üyesı day dndınlan gucunun. dev let ışlennden uzaklaştınlmasıdır İslamıyet karşısında laıklık ılkesını, Batı anlamıyla kabul etmek ve uv gulamak Kuran'ın açık ve kesın buyruğu karşısında olanaksızdır Laık Hınstıv an olunabıhnırse de. "laik Müslüman" olunamaz Yurttaşlanmızın buyuk bır çoğunluğu. "inançlara bağlı olmak" anlamıyla Muslumandır Ancak, toplumun ortak ozelhgı, "Dünvada mekan, ahirette iman" ozdeyışının v urguladığı gıbı. dunya ışını dunyada ve ınsanın ozgur ıradesıyle halletmek kararhhğında oluşudur İşte bu kararhhk ve yaşam bıçımı, Atatürk Turkıyesı'm ve çağdaşlaşma ulkusunden odun vermeyen ulkemızınsanını. dığer İslam ulkelennden ve ınsanlanndan ayırmaktadır Tann'yı ve dını polıtık malzeme yapabılmekde.'iaiklik ilkesi"nın hoşgorusu sayesındedır Laık olmak, dınlen, ınançlan yadsımakdemek değıldır Laık olmak, olumlu bıhmın ışığında ozgurce yurumektır Av. Hulusi Metin İstanbul PENCERE "Ver Kurtul"a Rtmi y > K ' f, • •• Adam nasıl çağrılır7 ? Adam adamına gore çağrılır - Şey bır dakıka bakar mısınız? Yada - Beyefendı1 - Buyrun - Bır maruzatım var Adam çağırmanın yontemlerı içınde en harbısı - Lan Allahsızi Kımı çevrede sevgı sozcuklerı değışıktır, kufurleşme bır tur muhabbet ıçenğı kazanır - Ulan hergele' Gel buraya bakayım, senı ozlemı- şım Evde kımın kımı nasıl çağıracağı küçukten belletılır, çunku ağaç yaş ıken eğılır - Altani - Hııı - Hııı denmez oğlum ayıptır, bırısı senı çağırdığı za- man "efendım" dıye yanıtlayacaksın Gunluk yaşamda kımın kımı nasıl çağıracağı sorunu kendılığınden çozulur, lokantadakı kuralı herkes bılıyor - Garson1 Eskıden karı kocaevın içınde bıle bırbırını "öey"yada "Aıan/m"dıyeçağırdı - Nızamettın Bey, yoğurtçu geçıyor, adama seslenır mısın? Pekı, evlatlık nasıl çağrılır'' - Kız baksana buraya' llkel seslenme bıçımı - Hışt hışt. • Bruksel dekı NATO toplantısında ABD Cumhurbaşka- nı Blll Clinton, Turkıye Cumhurıyetı Başbakanı Tansu Çlller'ı elıyle yanına çağırmış Kaba adam1 Işaretı nasıl yaptı'' "Gel bana, gel bana" dercesıne elını mı salladı, yoksa sağ elının ışaret parmağını kıvırıp "gel buraya' mı dedı7 Medyamızda her turlu ayrıntı var, bu ayrıntı yok' Bır kez ınsan bır kadını yanına çağırmaz, kabalıktır, kadının yanına gıdılır, sonra hıç kımse elle çağrılmaz, nezaketsızlıktır ınsan adıyla çağrılır Haydı devletler arası ılışkılerdekı kuralları bıryanabı- raktık, adam adama, ınsan ınsana, erkek kadına davra- nışların bır gorgusu yok mu ? • Ama bızım medya dıyor kı - Bıll ıle Tansu o kadar yakınlar kı adam bızımkını elıyle "gelbana"dıyeçağırabılıyor Vallamı 1 ? Yoksa Bıll bızımkını elıyle melıyle çağırmadı da Bruk- sel'e gıden Hısselı Şayıalar Kumpanyası mı uyduru- yor? Ben kafayı bu ışe taktım, açıyorum, kapıyorum, çevırıyorum, donduruyorum, ıçıme sındıremıyorum Pekı, Bıll elıyle ışaret ederek bızım başbakanı çağırın- ca Tansu Hanım ne yapmış'' Koşakoşagıtmış Ben uydurmuyorum, medya yazıyor, soyluyor, sonra el ele mı tutuşmuşlar 1 ? Bırı otekının belıne mı sarılmış 1 ? TarıhtekJ "Baltacı ıle Katenna " oykusunun yenı bır uyar- laması mı sahneye konuyormuş'' Allah sızı ınandırsın, medya bunları yazarken hop oturup hop kalkıyor, ben onların yalancısıyım Sozde bız erkek mıllet" ıdık, nereden nereye geldık'' Yoksa "verkurtul"a\\\m\ olduk^ ORHANBURİAN DENEMELER ELEŞTİRİLER Vedat Gunyol'un yayına hazırladığı bu yapıtta genç yaşta ölen usta denemecı Bunan'ın yazılanndan onemlı bır seçkıyı okuyacaksınız. 75.000 TL Kucukpamokkap IpeiSokoğıNall 80060 Tobm Ist Tel 243 ji X 243 20 23 • ^ab 244 5 33 Ode'Tielı gonıieremıyoruz lutfen eden kadar posla pulu gondennız ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ'NDEN DUYURU 51 1994 tarıhlı Cumhunyet Gazetesı'nde ılan edılmış olan 29 Şube Olağan Genel Kurulumuz, gereklı prosedur- lerın tamamlanması surecı ıçerısınde, EMO Merkez Yone- tmının anlaşılmaz bır tutumla, uzenne duşen yukümıuluk- lerı zamanında yerın getırmemesı nedenıyle Şışlı llçe Seçım Kurulu tarafından ıptal edilmıştır Yenı Genel Kurulu tarıhımız basın yoluyla duyurulacak- tr Elektrık Muhendıslerı Odası adına tiım uyelerımızden ozur dıler, genel kurulumuza katılımınızı beklerız. YÖNETİM KURULU Nefes • Alevi Kimli^i ve Seçimler • Noel Raba - A\evlana. • Tenviz Toplumun Yolu... • Günümüzde Alevilik Prof. Çetin Yetkin, Cemal Şener, Reha Çamuroğlu, Esat Korkmaz, Thomas Michel, Rıza Zelyut... 3. SfiYI GfiZETE BfiYILERINDE tLAN T.C. ÜSKÜDAR 4. SULH HUKUK H A K İ M L İ Ğ İ ' N D E N 1993 528 Davacı Koray Pazarlama hhalat ve thracat A Ş vekıh tarafın- dan davalılar Suleymanoğlu Mustafa, Suleymanoğlu Sahh. Suley- manoğlu îsmaıl aleyhıne mahkememıze açılan ızaleı şüyu davasının japılan duruşmasında venlen ara karan gereğınce Davah, Suleymanoğlu Mustafa, Süleymanoğlu Salıh ve Suleyma- noğlu tsmaıl'e Ömerlı koyü bıla no, ömerlı, Omranıye adresıne çı- kartılan teblıgatlann bıld teblığ ıade edıldığı bunun uzenne Üsküdar Emnıyet Amırhğı'ne yanlan yaaya venlen cevapta adı geçenler bulu- namadığından ılanen tebhğıne karar venlmış olmakla, davalılann duruşma gunu olan 27 1 1994gunusaat9 45'temahkememızdehazır bulunmalan veya kendılenm bır vekılle temsıl ettırmelen, aksı takdır- de duruşmanın gıyaplannda >apılıp, davanın bıtınleceğı teblıgat yen- ne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur 7 1 1994 Basın 360
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle