Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 OCAK1994 CUMARTESİ'
12 DUNYADAN
1994, Avrupa telekomünikasyon sistemlerinde özelleştirme yılı olacak
Tek iletişim ağına doğruCOURRIER
1994 yıb içinde Avnıpa'nın
birçok ülkesinde önemli özel-
leştirmeler yapılacak. Özellikle
telekomünikasyon sektöründe
gerçekleştirilecek özelleştirme-
ler, büyük topluluklann birleş-
mesiyle güçlendirilecek. Özel-
leştirme çalışmalannın 1998'e
kadar tamamlanıp Âvrupa te-
lekomünikasyonunun tama-
men açılması bekleniyor.
AT&T, Cable&Wirelless,
Sprint gjbi yabancı şirketler
1995'e kadar İngiliz telekomü-
nikasyon sektörünün yüzde
yirmisini ele geçirmeyi umuyor.
Danimarka yüzde 93.7'sine sa-
hip olduğu ve birçok küçük te-
lekomünikasyon şirketinin bir-
leşmesiyle oluşan Tele Dan-
mark'ın yüzde 49'unu bu yıl
içinde satışa çıkaracak. Hollaıv
da PTTsi KPN. 1994'te kıs-
men özelleşecek. Almanya, De-
utsche Telekom'un 1996'da
özelleşürilmesini planlıyor.
İtalya ve Portekiz telekomüni-
kasyon sektörünü özelleştirme-
den önce tek bir çatı altında
toplayacak.
İ
Fransa-Almanya
ortaklığı
Avnıpa'nın telekomünikas-
yon sektöründeki iki devi,
France Telecom ve Deutsche
Telekom bu yıl içinde birçok et-
kinüklerini ortalaşa yapmaya
başlıyacak. İki devin ortaklaşa
bir çalışmaya girmesi hem veri-
len hizrnetin iyileşmesine hem
de büyük ekonomik katkılan
beraberinde getirecek. Bu or-
taklığa, Amerikan şirketi
AT&Tnin de katılması bekle-
niyor. AT&T son birkaç haf-
tadır katılmak için çeşitli giri-
şimlerde bulundu. Deutsche
Telekom'un Yönetim Kurulu
Başkanı Hetmut Ricke.
AT&T'nin katılımının bir
Avrupa PTT'lerlndeözellestlrmeyaygınlasıyor
İnailtere
CabTe&VVireless, AT&T, Sprint gibi yabana şirketler I995'e
kadar pazann yüzde 20'sini elegeçirmeyi amaçlıyor. 1984'de
özelleştirilen BT (British Telecom) görüşme ücretlerini
düşürüyor. 1997'ye kadarçalışanlannın yansını işten çıkarmak
zorunda olan BT yenileme çalışmalanna hız veriyor.
Almanya
FranceTelecom'la ortaklığa giren Deutsche Telekora'un
özelleştirmeye açılması için 1996 tarihi belirlendi.
Danimarka
Dört a> n bolgesel şırketın bırleşmesıyle oluşan Tele Danmark.
1994'te kısmen özelleşecek.
Hollanda
KPN (Koninklijke PTT Nederland) 1994'te borsa aracılığıyla
kısmen özelleşecek. KPN telekomünikasyonla beraber posta
hizmetlerini de özeüeştirecek.
Fransa
France Telecom, Deutsche Telekom'la bilgi tranferi ve bazı
hizmetlerde ortaklaşa çalışmayı öngören bir antlaşma yaptı.
İspanya
BT. AT&T ve FranceTelecom bılgi bankası sektöründe.
Telefonica'yla(İspanyol telekomünikasyon kuruluşu) rekabete
girmek için yerel bilgi bankalarına bağlanıyor.
Belçika
Mobil telefon ağının yüzde 25"inı Pacifıc Telesis'e satma
aşamasında olan Belgacom. I Ocak 1994'ten iübaren
uluslararası görüşmelerde yüzde 15'e varan indirim veyerel
görüşmelerde zam yapılacağını açıkladı.
İtalya
Birçok kuruluş tarafından verilen telekomünikasyon hizmetleri
1994'te tek birçatı alüna toplanacak vedaha sonra
özelleştirilecek. Italyan telekomünikasyonu Amerikan Bell
Atlantic şirketiyle ortakçalışmayı amaçlıyor.
Portekiz
Cç şırket tarafından venlen telecomünikas>on hızmetlen
yakında tek çatı altında toplanacak Portugal Telecom adını
alacak bu yeni şirket özelleşürüecek.
Haritada ülkelerin üzerinde görülen sayılar (l'den 10'a kadar 1 en
yüksek, 10'sa en düşûk) özelleştirme derecelerini belirtir.
takım zorluklar nedeniyle ger-
çekleşmediğini ama görüşmele-
rin sürdüğünü belirtiyor.
Fransız-Alman ortaklığı.
Avrupa telekomünikasvon
sektörünü endişelendiriyor.
Çünkü bu ortaklık önümüzde-
ki yıllarda bugünün güçler den-
gesınin bozulacağını ve yeni bir
güçler dengesinin prtaya çıka-
cağını gösteriyor. Özelleşmenin
başlamasıyla eski tekeller. yeni
ve güçlü uluslararası gruplarla
karşı karşıya kaldı. Genelde
devletlerin tekelinde bulunan
telekomünikasyon sektörü, ka-
pılannı yerli ve yabancı yatı-
nmcılarla beraber borsaya da
açtı. Bu açılım kimilerini endi-
şelendirirken, kimileri için de
uluslararası pazarda kalabil-
mek için kaçınılmaz bir son.
France Telecom'un Başkanı
Marcel Roulet Ricke'yle bera-
ber düzenlediği basın toplantı-
sında ortakhkla ılgılı açıklama-
lar yaparken, fınans güçlerinin
ve teknik bilgilerin birleşmesi
olmadan uluslararası platform-
da varlıklannı sürdüremeye-
ceklerini belirtti. Roulet'nin tu-
tumu. gelecekteki ortaklığın
şeklinin tam olarak belirlenme-
diğini ama uzun vadede iki ku-
ruTuşun birleşmesinin öngörül-
mediğini ortaya koyuyor.
Bu iki kuruluş uluslararası
alanda olmasa bile Avrupa için
dev olarak nitelendiriliyor. Bu
ortaklığın Paris ve Bonn hükü-
metleri tarafından desteklen-
mesi. Briiksel tarafından eleştı-
rilmesini veya muhalefet edil-
mesini önleyecek. Roulet or-
taklığın Avrupa BirliğTne giden
süreç içinde yer aldığını belirtir-
ken, Ricke herşeyin Maastricht
düşüncesi içinde gerçekleştiğini
sözlerine ekliyor.
Avrupa'da tür ortaklıklar ilk
kez gerçekleşmiyor. Daha önce
Hollanda, İsveç ve İsviçre de
benzer ortaklıklara girdi. Aru-
pa'da tek bir telekomünikas-
yon ağına doğru atılan adımlar
ve katılımlar çoğalıyor. Ama
her birleşmede veya ortaklıkta
mutlaka bir Amerikan şirketi
bulunuyor. Örneğin İngiltere'-
de, BT (British Telecom) ve
Amerikan MCI birleşerek Sy-
nocordia ismini aldı.
IABD şirketlerinin
ortaklığı zorunlu
Ricke, Avrupa'daki tüm tele-
komünikasyon kuruluşlannın
Amerikalılar'la ortakhğa gir-
mek zorunda olduğunu, çünkü
Atlantik ötesi iletişimin verimli
ve kârlı olmasının buna bağlı
olduğunu belirtiyor. Ama
Amerikan şirketlerinin, örne-
ğin AT&T, bu tür ortaklıklara
girmesinin bir sorunu da be-
raberinde getireceğıne kesin gö-
züyle bakıhyor. Çünkü bu dev
telekomünikasyon şirketleri sa-
dece hizmet ve iletişim ağlannı
değil ürünlerini de pazara sok-
maya çahşıyor. Küçük şirket-
lerden oluşmuş Avrupa teleko-
münikasyon ağına dev bir
Amerikan şirketinin girmesi
tüm Avrupa'ya bir şirketin
damga vurmasına neden olabi-
lir ve Avrupa'daki hassas den-
geyi bozabilir.
Franca Telecom ve Deutsche
Telekom'un ortaklığı, Avrupa
tetekomünikasyonunun gelecegi-
ni belirleyecek önemli adımlar-
dan birini oluşturmakla bera-
ber özelleştirmenın tam anla-
mıyla gerçekleşmesi için daha
çoİc erken olduğunu da ortaya-
koydu. Özelleştirmenın gerçek-
leşmesi için Avrupa'nın aşması
gereken daha çok engel var.
Romanya'nın satnpsizfnveçocuklan
• Çavuşesku yönetiminin yanlış politikalannın
yol açtığı nüfus artışı, ülkede sokak
çocuklannın sayısında da patlamayı getirdi.
Adrianna daha yedi yaşı-
nda iken, annesi kızını
bir arabanın alüna itip,
öldürmek istedi. Adrianna'nın
babası kanserden ölünce, anne-
si çocuğuna bakamayacak du-
ruma gelmişti. Adrianna ara-
banın altından canlı çıktı ama
bir ayağı ne yaak ki kesildi.
Hastaneden çıkıp evine döndü-
ğünde annesi kendisini tekrar
kolundan tutup sokağa attı.
Adrianna artık evine dön-
mek istemiyor. "Annem eve kö-
tû adamlar alıyor" diye konu-
şan Adrianna, durumundan şi-
kayetçi değil. Hatta konuşur-
ken sürekli gülümsüyor. Arka-
daşlan da kendisiyle benzer du-
rumda olduklanndan Adri-
anna "noraıal" olanm sokak-
larda, annesiz babasız yaşamak
olduğunu sanıyor.
Adrianna 10 yıldır Roman-
ya'nın Timisoara kentinın so-
İcaklannda yaşıyor. Şimdi 17
yaşında. Sokaklarda hoplaya
zıplaya gezinerek yiyecek ara-
yan küçük bir çocuğa benziyor.
Bacağının kesildiği bölgeye es-
tetik cerrahi yapılmadığı için,
kesilen kemiğin ucu derinin al-
tından çok çirkin bir şekilde
göze batıyor.
1967 yılında Çavuşesku do-
ğum kontrolunu yasaklarken,
çocuk aldırmayı serbest bırakü.
Sonradan çocuk aldırma konu-
suna da kısıtlama getirerek, yal-
nızca 5 çocuktan fazlasının al-
dınlmasını-serbest bırakü. So-
nuçta Romanya'da büyük bir
nüfus patlaması yaşandı. Eko-
nomik güvenceden yoksun
olan bu insanlar son derece kö-
tü koşullarda yaşamaya mah-
kum oldular. Anneler, baka-
mayacaklan çocuklan ya bakı-
mevlerine bırakülar, ya da so-
kağa attılar. Bazı annelar bü-
yük bir umutsuzluğa kapılıp.
çocuklannı öldürdüler. Bakı-
mevleri kalabahk ve bir çoğu
bakımsızhktan işe yaramaz du-
rumda.
ISokak çocuklarınuı
yaşam savaşı
Adrianna gibi pek çok çocuk
Timisoara sokaklannda yaşam
savaşı veriyor. Sokak çocukla-
nnın kesin sayısı bilinmiyor.
Resmi bir sayım yapılamadı-
ğından yaklaşık bir tahminde
bulunmak zor. Kentin arka so-
kaklannda dağınık olarak ya-
şayan çocuklann en genci 6
veya 7 yaşlannda.
Çocuklar güne dilenmekle
başhyor. "Muncari, Muncari"
diye boş midelerini göstererek
yemek veya para istiyorlar. Yi-
yecek verildiğinde, gülerek
"Multo Mesc" diyerek teşekkür
ediyorlar. Farelerin ve pisliğin
içinde umulmadık bir şekilde
nezaket ve kibarhğı da öğreni-
yorlar.
Çocuklar yoldan gelip geçe-
nin verdiği para ile genellikle
yapıştıncı alıp kokluyor. Yap-
tıklan işin ne denli tehlikeli ol-
duğunu bilmelerine karşın,
kendilerini yapışüna kokla-
maktan alamıyorlar. Bu işi ni-
Romanya'nın fare çocuklan için yaşan^dilenmekten ve yaptştıncı koklamaktan ibaret.
çin yapüklan sorulduğunda, lüklerde ne bulurlarsa üstlerine lannın bagaj bölümlerinde ge-
"açlıktan" yanıünı veriyorlar.
Yapışüncı ve tiner koklayıp ka-
falan bulanınca, mükellef sof-
ralarda nefıs yemekler yedikle-
rini hayal ediyorlar.
Bu çocuklar gjysi olarak çöp-
geçiriyorlar. Kış dahil yılın bü-
yük bir kısmında ayakkabısız
dolaşıyorlar. Yaz aylannda ha-
valar dışanda uyumaya uygun
olduğundan, duvar diplerinde,
boş vagonlarda, tren istasyon-
ceyi geçiriyorlar. Romanya'da
kışlar oldukça soğuk. Bazen ısı-
nın eksi 20'lerin alüna düştüğü
bile oluyor. Çocuklar kış gece-
lerini kanalizasyon kanallann-
da birbirlerine sanlarak gaçiri-
yor. Sıcak su borulanndan
yayılan sıcak hava çocuklann
donmamalannı sağlıyor. Bazen
birkaç şanslı çocuk bakımevle-
rinde sığınacak biryer buluyor.
Carlotta Timisoara Tren İs-
tasyonu'ndakı sağbk ocağında
çahşıyor. İstasyon yakınlannda
bannan evsiz çocuklann da
sağhk sorunlanyla ilgileniyor.
Eğer basit bir hastalık söz ko-
nusu ise, sağlık ocağında ayak
üstü tedavi yapılıyor. Önemli
bir hastalık görüldüğü anda,
Carlotta çocuklan yakınlarda-
ki çocuk hastanesine taşıyor.
Carlotta. "Etraf bu çocuklarla
kayıuyor. Ne kadar kalabahk
olduklarını tahmin edemezsiniz
di>or."
Timisioara'nın 50 kılometre
uzağında bulunan Lucoj bakı-
mevi, "açık kapı" yöntemini
benimsediklerini belirtiyor.
Kurumda gorevli bir doİctor
açık kapı politikasını şö\le
açıklıyor: "Çocuk istediği za-
man bakımevinden kaçıp, istedi-
ği zaman geri dönebiliyor. Aik
ortamında ya da sokakİarda ya-
şam o denli acımasız ki, çocuk er
veya gec bakıme>ine geri geli-
yor. Bazı çocuklann aileleri var.
Tatilleri evlerinde geçirmeleriııe
izin veriliyor. Kesin olan şu ki,
kapı herkese açık değil. Sokak
çocuklannı kabul etmiyonız.
Onların son derece kötü alışkan-
lıkları var." Adrianna ayakka-
bısız tek ayağının üzerinde zıp-
layarak caddeyi geçti. Tren ray-
lan boyunca topallayarak yü-
rüdü. İstasyonda bekleyen ken-
disi gjbi evsiz çocuklann arası-
na kaülarak gözden kaybolu-
yor.
Lucy BanweU
Independent
Brezilyalı sokak çocuklaruıa yaşam umudu
Ülkenin 3.büyük kenti Salvador'da uygulanan çocuklan kurtarma projesi diğer kentlere de yayılıyor
Brezilya'da sokak çocuklan acımasız bir
yaşam savaşının içine itiliyor. Her türlü
güvenceden yoksun bu çocuklara bugüne
dek resmi ya da özel hiçbir kuruluş yardım elini
uzatmadı. Ülkenin en büyük kentlerinden Rk)
de Janeiro'da çocuklann ölüm mangalan
tarafından teker teker öldürülmesi karşısında
daha fazla seyirci kahnamıyacağın] gören
uluslararası örgütler harekete geçü.
Brezilya'nın üçüncü büyük kenti olan
Salvador'da sokak çocuklanna ilişkın yürütülen
bir proje, toplumun konuya tümüyle duyarsız
kalmadığını kanıtladı. Başlangıç aşamasındaki
proje, kentte yaşayan 16 bin sokak çocuğundan
3 bin tanesini kapsıyor. Özel sektörün de
katkılanyla geçtiğimiz ağustos ayından bu yana
250çocuğaişbulundu. 199l'debaşlatılan
projeye Projeto Axe adı verildi. Bu sözcük
Yoruba dilinde yaşamı yönlendiren müsbet güç
anlamında kullanılıyor. Projenin başansı
karşısında Unicef \e Brezilya hükümeti, proje
sorumlulannı kutlayarak, diğer kentlerdede
benzer girişimlerde bulunulması için özendirici
önlemlerahyor.
Projeyi yönlendiren ve yürüten Cesare de Florio
la Rocca,
u
Doğal olarak pek çok hatamız oldu.
Ne var ki bu proje sayesinde yetkililere bu tür
programlann vararlı olabileceğini kanıtlamış
oMuk" diye konuşuyor.
Salvador'daki çocuklann pek çoğunun ailesi
var. Ekonomik zorunluluklar karşısında anne
babalar çocuklannı sokağa bırakmak zorunda
kalıyor. Çocuklar geceningeç saatlerine kadar
sokaklarda ya dileniyor ya da hırsızlık yapıyor.
Fuhuş ve uyuşturucu kullanımı da çocuklar
arasında oldukça yaygın. Kentin kalabahk
caddelerinden Praça da Piedade'da 6 yaşındaki
küçük çocuklar yayalardan çaldıklan paralarla
yapıştıncı ve tiner alıp kokluyor. Sokak
çocuklan temizliklerini sokak çeşmelerinde
yapıyor; alışveriş merkezlerindeki televizyonlan
izliyor; kiliselerin dağıtüğı yiyecek ve giysilerden
yararlanıyor. Axe projesi çocuklan sokaklardan
kurtarmak için etkinliklerini 5 koldan
yürütüyor. Çocuklann birçoğu okuma yazma
bilmedigi için, onlan okula dönmeye zorluyor.
Bu görev "sokak eğitimcileri"ne düşüyor.
Gönüllü olarak projeye katkıda bulunan
eğitimciler çocuklan ve anne babalannı ikna
ederek eğitimlerine devam etmelerini sağlıyor.
Diğer taraftan yetişkin çocuklara iş bulunarak
yararlı olmalan sağlanıyor. Projeye katılan
çocuklara günde üç öğün yemek veriliyor,
işlenne \e okula gıtmeleri ıçın bedava otobüs
bileti sağlanıyor ve her birine 45 dolar (700 bin
TL) aylık bağlanıyor. De Florio bu para
sayesinde çocuklann dilenmekten vazgececeğini
umuyor. Unicefve ILOgerekli parasalyardımı
sağlıyor. Axe özel sektörden yardun aldığı için
bugüne dek başlatılan projelerden farklıîlk
gösteriyor. Birçok büyük şirket projeye destek
veriyor. Bu sayede, kentte özel bir merkezin
kurulmasına önayak olunuyor. Burada
çocuklara el becerileri kazandmlarak, meslek
sahibi olmalan sağlanacak. Proje kapsamında
kent belediyesinde ve okullarda sokak
çocuklannı banndıracak yatakhanelerin
yapılmasına başlanıyor. Salvador'un yenilenen
eski mahallelerinde bulunan birotel tümüyle bu
çocuklara tahsisedilerek bannmalanna ve
otelcilik eğitimi almalanna olanak sağlanacak.
Financial Times
POLİTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Copbyan Memurtar.-Yazıyı bitirmiş, noktayı koymuştum ki televizyonun atv
kanalından coplu memurlann, copsuz memurlan kıyasıya
dövdükleri haberleri geldi; görüntüler görünmeye baş^
ladı Güneri Cıvaoğlu dostumuz eline düşen haberleri
mesleğe yaraşır uzmanlıkla değerlendirdi. Oyle ki, se-
yircilerin isteği üzerine resimleri bir kez daha gösterdi.
Memurlann sendikal haklarını almak üzere bir yürü-
yüş yapacakları önceden biliniyordu. Ancak bunun kanlı
bir biçimde olacağı beklenmiyordu. Yürüyüşler Istanbul,
Izmir gibi kentlerde olaysız, sakin geçmiş, başkent An-
kara gibi bürokrat bir şehirde kanlı olmuştu. Coplu
memurlar, copsuz arkadaşlarını kıyasıya dövmüşlerdi.
Copsuz memurlar yürüyüşleriyle sadece kendi sendikal
hakları için uğraşmıyorlar, coplu arkadaşları için de sa-
vaş veriyorlardı. Olaylar, coplular tarafından çığrından
çıkarıldı. Coplu memurlar kız kadın, genç yaşlı demeden
karşılarına kim çıkarsa copladılar. Ekranda görünen re-
simlere bakamaz olduk, öylesine vahşi ve dehşet veri-
ciydi. Coplular karşılarına kim çıkarsa dövüyorlardı.
Demek böyle eğitilmişlerdi. Karşılarına kim çıkarsa na-
sibini alıyordu.
Bir şairimiz (Sabahattin Ali) bir şiirinde "Kurşun ata
ata biter/Hapis yata yata biter" der. Gerçekten de hapi-
saneciler, "Bir yana dönersin altı ay geçer, bir yana
dönersin altı ay geçer" derler.
Papa'yı öldürmeye teşebbüs suçundan ömür boyu
hapse mahkûm olan Merımet Ali Ağca, hapisten 1997'-
de çıkıyormuş. Şunun şurasında 1997 yılına ne var; üç
yıllık bir süre!.. Hapislik böyledir işte.. yatmasını bilirsen,
günler çabuk geçer. Rahmetli Menderes, Yassıada da-
vasında avukatına,
"Sen benim kellemi kurtar üst yanına karışma" der-
miş. Nitekim öyle olmadı mı, davada kelleyi kurtaranlar
birkaç yıla varmadı, hem kelleyi kurtardılar, hem de ha-
pisten çıktılar.
On yılda bir yapılan askeri darbeler bizde hapishane-
leri hiç boş bırakmadı. Girenler, idamlık suçtan yattıkları
için aradan birkaç yıl geçmeden bir afla dışarı çıktılar.
Bu işte kazananlar darbeciler oldu; işin kolayından ken-
dilerini dışarda buldular. Kelleyi kurtaramayanlar, as-
kerlerden Albay Talat Aydemir ve Fethi Gürcan; sivil-
lerden de Deniz Gezmiş ve arkadaşları oldular. Deniz
Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarını avukatları HalK
Çelenk en ince çizgisine değin anlatır.
Bizde istiklal mahkemelerinden bu yana siyasette,
uzun yıllar, idam dönemi kapanmıştı. İstiklal mahkeme-
leri dönemi bir olağanüstü sonrasıdır. Padişahlıktan
Cumhuriyet'e yönelen bir dönem gene kolay atlatılmış-
nr. Bir dönemi açmak, bir dönemi kapatmak kolay mıy-
dı?
Genç gazeteciler arasında bana, "Hiç idam gördün
mü" diye soranlar olmuştur. Birçok idamlık olaylara ta-
nık olduktan sonra idam görmemiz olağan sayılabilir.
Oysa ben bir tanesı dışında hiç idam görmedim.
insanları Ankara'da, Karaoglan ve Samanpazarı'nda
asarlardı. Istanbul da ise Beyazıt alanında ya da Sulta-
nahmet'te...
Ankara'da Samanpazarı'nda Hayati Kayaşahin diye
bir emekli yüzbaşıyı asmışlardı. Hayati, asılırken,
"Ben masumum, askeri talimnameyi Rus Elçiliği'nin
bahçesine ben atmadım. Bu talimname açıkta satılıyor.
Gidin Aksekili kitabevinin vitrinine bakın, orada vardır"
diye bağırmıştı. Son sözleri buydu.
Gerçekten de gidip baktığımızda talimname orada du-
ruyordu. Emekli yüzbaşının kardeşi, uzun yıllar, karde-
şinin masumiyetini araştırdı. Kanıtlayamadıysa da olay,
uzun yıllar, kuşkulu sayıldı.
Son zamanlarda idamlar yeniden gündeme geldi.
Mahkemelerce verilmiş, komisyonlarda uyuyan, ya da
onaylama bekleyen davalar canlandırılıyor. Özellikle
Güneydoğu olaylarının (PKK'nın) idamları gündeme ge-
tirdiği görülüyor. Olaylar siyasal birçözüme bağlanma-
dıkça sıcak bakanlar olacaktır.
İdamlar çağdışıdır.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8 9SOLDAN SAĞA:
1/ Hastahklardan korun-
mak amacıyla uyulması
gereken sağlık ve temizlik
kurallan... Germanyum
elementinin simgesi. 2/
Büyük erkek kardeş...
Kumaş ya da ince deri-
den yapılan ve ayağı bü-
tünüyle saran ayakkabı.
3/ İleri atılmış. ortaya çı-
kanlmış... Halk dilinde
babarun kız kardeşine ve- 8
rilen ad. 4/ Vejetaryen. 5/ g
Bir çeşit çörek... Eski dil-
de tarak. 6/ Müstahkem yer...
Hollanda'nın plaka işareü... De-
mirin simgesi. 7/ ABD profesyonel
basketbol ligini simgeleyen harf-
ler... Yapısına girdiğı sözcüğe
"kendi kendine" anlamı katan ya-
bana önek. 8/ Eskiden özellikle
sülüs yan yazmak için kullanılan
bir tür kâğıt. 9/ Gebeliği önlemek
için dölyatağı içine konan sarmal
biçiminde araç... Balık yakalama
araa.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Boyundan geçirilerek tutulan, pistonlu ve üflemeli bakır cal-
gı. 2/ Kaz Dağı'nın antik dönemlerdeki adı... Bir işten iyi anla-
yan kimse. 3/ Bir kürk hayvanı... Dört Halife'nin sonuncusu.
4/ Hafıf makineli tüfek... İran'm plaka işareti. 5/ Cinsiyet... Pa-
saklı, kılıksız. 6/ Japon lirik dramı... Hayat arkadaşı... Uzun-
luk. 7/ Bayrak ya da ışık gibi görsel işaretlerle haberleşme yön-
temi. 8/ Gemi çapasına bağlı bulunan kalın halat ya da zincir...
Olumsuzluk belirten bir önek. 9/ Cıkz, zayıf... Kirli sulan topla-
yan taş tekne ya da çukur.
FATİH 3. ASLh E HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1993,927
Davaa Ferda Demirbağ tarafından davalı Kemal Demirbağ aleyi-
ne acılan boşanma davasında:
Balat, Hızırçayuş Mah. Çesmeci Nail Sok. No: 48, D. 3 Fatih-
Istanbul'da mukim davalı Kemal Demirbağ'a tebligat yapüamadığı.
zabıta marifeü ile de adresinin tahkiki münıkün olmadığından adına
ilanen tebligat >apılmasına karar venlmiş olup duruşmanın bırakıldı-
ğı 1.3.1994 günüsaat 11.00'de, ibrazetmekistediğinizvesikalarlabir-
likte mahkemeye gelmeniz veya vekil göndermeniz, aksi takdirde
gıyap karan tebliğ edümeyerek duruşmaya gıyapta devam edileceği
HUMK.'nın 509 ve 510. maddeleri gereğince davetiye yerine kaim
olmak üzere ilan olunur. 4.1.1994
Basın:319
DEVELİ KADASTRO MAHKEMESt'NDEN
1993,40
Davaa Nazlı Aylanç tarafından Tarık Özkara aleyhine acılan
tespitin iptali davasında dahili davalılar, Yüksel özkara, Suat özka-
ra, Hayri Özkara. Bedriye Özkara, Necla özkara ve özay özkara'ya
dava dilekçesi ve dahili dava dilekçesi yerine kaim olmak üzereduruş-
manın 14.4.1994 günü saat 9'da mahkememizde yapılacağı hususu
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 45190