28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 1 OCAK1994CUMARTESİ "A'dan Z'ye Cehennem RehberTne göre, dünyada ne kadar adalet varsa, "orada" da aynı adalet var... Ya cehennem dünya gibi ya da dünya cehennem!Haber Merkezi- Cehennem ne- dir? Cehennem hakkındaki düşün- celerimizin kaynağını neler oluştu- ruyor? Cehenneme nasıl gidilir? Bu sorulann cevabını merak edenlere A'dan Z'ye bir rehber sunuyoruz. A-Augustine:Aziz. ilahiyatçı. gü- nah teorisyeni, "Cehennem. bir gün gerçekleşecek ve İsa'nın dediği gibi hem şeytanı, hem de insanı yaka- cak." B-Barut:Kutsal Kitap, kurtan- lamayanlar içın ateş ve kükürtten bir göl oluşacağmı söyler. Bu da ateş ve kükürtün barut olduğu mesajını veriyor. Çünkü. Kutsal Kitap'ın ka- leme alındığı dönemlerde, anımsa- nacağı gibi, barut henüz bilinmıyor- du. C-Calvin:l6. Yüzyıl'da kaderin -jpuçlanm yakalayan kişi: tlahi Komedya D-Dante:Dante tarafından yazı- lan "tlahi Komcdya"da, bu dün- yanın kötülükleriyle öbıir dünyanın ıyiliklerini dengeleyen öteki dün- yanın haritası resmediliyor. Cehen- nemde, adalet aynen bu dünyada ol- duğu gibi yerini buluyor ve Dante"- nin bu konuda hiçbir şüphesi yok. Cehennemin sırlannı keşfetmeye çalışan diğer bir D ise Dostoyevski.. Karamazof Kardeşler"in Ivan'ı. 19. ve 20. yüzyıllarda cehennemin adil düzenine karşı duyulan şüpheyi en güzel şekilde yansıtır. E-Ebediyet:20. Yüzvıl insanı ebediyetin büyük bir işkence oldu- ğunu şeytanın çatalıyia dürtülme- den kavradı. Skues tarafından yan- lan bir öyküye göre bir yüzyılın ünlü uçan balık avcısı öldüğünde hep cennete gideceğini düşlemektedir. Ancak öldüğünde kendini bir ırmağın kenannda bulur. Balıkçı her olta atışında bir alabalık yakala- maktadır. Dinlenmek istediğinde kendisine en güzel alabalığı yakala- ması gercktığı söylenir. O zaman balıkçt gercekten cehenneme düştü- ğünü anlar. F-Faustu&Ruhunu şeytana satan insan. Faustus, cehenneme inanma- dığı için, şeytanla yaptığı bir pazar- lık sonucunda ruhunu şeytana satı- yor. G-Gefceana:İsa'nın yaşadığı za- manlarda Kudüs'ün belediye çöp- lüğünün yerinin adı olan Gehenna, cenennem sözcüğünün de kökenini oluşturuyor. Cehennem başkalandır H-Huis Clos(GizB Otunım): Jean Paul Sartre'ın 1944'de "cehennem başkalandır" teorisini geliştirdiği oyunu. lnsanoğlunun doğaüstü gûçlerin yardımı olmadan kendi ce- hennemini yaratabileceği teması 20. yüzyıl edebiyaünda büyük Ölçüde iştenmiştir. "Ben, kendimin cehen- nemiyim" cümlesi T.S. Eliot ve Robert Lovvell'm yapıtlannda mev- cuttur. 1-tşkence: Cehennemi, cehennem yapan olgu. Şiddetli acı, ölüm kor- kusu, cığhklar, bağınşlar işkencenin aynlmaz sonuçlan. İnanmayanlann gideceği yer J-Jaınes Joyce: "Sanatçı Olarak Bir Genç Adamın Portresı"" adlı kitabında James Joyce. cehennemi muhazafakar Cizvit bir vaizin gö- zünden pomografik bir şekilde be- timliyor. K-Kuran: Kuran'da cehennem inanmayanlann gideceği yer olarak tanımlaruyor. Diğer bir K ise Kafka. 20. yüzyı- lda insanlann cehennem inancını yi- tirmesiyle yerine altematif cehen- nemler yaratılmaya başlandı. Alter- Kerkonunun bir"rehberi" ya da "sözlüğü" ^olurda. natif cehennem yaratıcılan arasında en başanlı olarak Kafka"yı sayabili- riz. "Kale" ve "Dava" adlı ro- manlannda. genç adamlar kendile- rini öldürücü bürokrasinin içinde sonsuza dek sıkışıp kalmış hısscdı- cehennemin olmazmı? Meraklısı oturmuş, A'dan Z'ye maddelendirip bir CehennenıRehberi yaratmış. Rehoerin alfabetik maddelerine bakılacak olunursa, bu cehennem dediklerinin dünyadan pek farkı yok. Çünkü insanoğlu dünyada da işkence çekiyor, cehennemde de... yor. Kafka'nın cehenneminin mo- dernliği. hiçbir ahlaki amacı olma- masında saklı. Dante'de her işlenen günaha karşılık birceza bulunurken Kafka'da ise roman kahramanı hiç- bir zaman neden kurban olarak se- çildiğinı bılemez. L-Limbo:Ortaçağ azizleri tarafın- dan. İsa'dan önce yaşayan putpc- restlerin ve diğer inançşızlann ruh- lannı kurtarmak amacıyla ortaya konan olgu. Ancak Augustine gibi din adamlan tüm vaftiz olmayan ki- şilerin doğuştan sahip olunan güna- ha onak olduklannı sövlüyor. Yitik Cennet M-Milton:Milton ise "Yitik Cen- net" adlı kitabında, cehennemin en canlı tanımlanndan bırini veriyor. N-Nafiliyet:Cehennem korkusu ta- şıyanlann peşinde olduğu olgu. Fa- ustus, Mephistopheles'i beklerken nafiliyete sempaü duyuyordu. "Bü- tün hayvanlar mutludur'Öldükle- rinde ruhlan çözülecek Ama be- nimki cehennemde kıvranıyor ola- cak." Bugünün Hıristiyanlan nafi- liyetin, cehennemde günahkarlan bekleyen yegane şey olduğuna inanıyor. O-Origen:Dünyanın sonu geldi- ğinde tüm varhğın, hatta şeytanın bile kurtanlacağını savunan kişi. P-Patten:İngjliz Eğitimden So- rumlu Devlet Bakanı John Patten geçtiğimiz yıl içinde. kurtanlma ve mahkumiyete duyulan inancın azal- masının, iyilik ve kötülüğün ebedi sonuçlanna karşı duyulan korku- nun kaybolmasına neden olduğunu bunun da ahlak. özellikle de suç oranı üzerinde derin etkiler bıraktı- ğmı belirtiyor. R-Russefl:Bertrand Russell, 20. yüzyılın insanbk kavramını şöyle açıklıyor: "Zulmun cezayla sonuç- lanacağı düşüncesi ahlakçılara ye- mek üzerine tatlı gibi geliyor. Zaten cehennem de bu nedenle icat edil- medi mi?" S-Sheol:Cehenneme İbraniler tarafından verilen ad. Tevrat'a ina- nan İbraniler ölümsüzlüğe ve ölüm- den sonraki yaşama fazla inanmı- yordu. Sheol(cehennem), İbraniler için karanlık ve rahatsız bir yer an- cak işkence yok. İbraniler. cehenne- me gidilmesinin nedenini kişilerin iyi ya da kötü davranmış olmasma degil yalnızca ölmüş olmasına bağlı- yor. T-Toprakaltı:Yunan ve Roma mitolojisinde toprakaltı. isteklerini dünya üzerinde gerçekleştirme ola- nağına sahip olmayan ruhlann top- landığı yer olarak tanımlanıyor. Bu ruhlar toprakaltında yarasalar gibi_ dolaşıp düşünceli yolculann getirdi- ği kanlarla besleniyor. Ateş ırmağında yanacaklar U-Uyamş:Aziz John, Vahiy Ki- tabı'nda popüler cehennnem imajını da kapsayan bir dünya sonu açıklaması yapıyor/'Korkak ve inançsız kişiler, katiller, yalancılar, putperestler, nefret uyandıranlar ateş ırmağında yanacaklar." V-Virgil:Dante'nin cehennem rehberi. Ortaçağ insanlan Virgü'ı erdem sahibi putperest modeli ola- rak görüyor. Virgil. şansa sahip ol- duğu takdirde Hıristiyan olacağına kesin gözle inanılan putperest. Y-Yakan KapdanCehennem kapılan. Keats. 1821'de cehennem kapılan üzerine şöyle yazıyor: "Cehennem ateşinin başladığı nok- ta." Z-Zerdüşt:Bir Acem inancmın kurucusu. isa'nın doğumundan 400 yıl öncc günahkarlann ölümden sonraki hayatta yanacağı görüşünü ortaya atan kişi. Avturizmi okçularla hareketlendi ANTALYA(AA)-Türk ttınzmınin geleceği açısından önemli bir potansiyel olarak görülen av tunzmı, dünya avcılan arasında ayn bir ekol sayılan "okçular"ın da Türkiye'ye gelmeye başlamasıyla yeni bir pazara kavuştu. Türkiye'nin başlıca avlaklan arasında bulunan Antalya'daki Düzlerçamı av koruma bölgesi, bu yıl ilk kez okla avlanan yabancı avcılara kapılannı açtı. ABD'nin Idahoeyaletinden gelen bir grup avcı, Düzlerçamı'nda ok kullanarak, yaban keçisi avlanna katıldı. ABD'den özel olarak gelen avcı grubunun gezisi ve av partilerini organize eden Safari tur yetkilisi Orhan Konakçı, gelenler arasında. uluslararası Safari Kulübü Yönetim Kurulu üyesi Dr. Cary Simonds'un da bulunduğunu belirterek, şunlan söyledi: "Antalya yöresinde ilk kez başlatılanokla a\lanma uygulamasına, bu kadar yüksek düzev de bir katılunın olması bizim için r>ü>ük şans... Dr. Cary Simonds, Düzlerçamı'nın okla avlanma için çok elverişli olduğunu gördü > e bunun için dün\ anın önde gelen a\cılan arasında tanıtım yapacağını bildirdi. Bu yıl avrıca. AfrikaMa ok ve >ayla aslan a>layan Roger Anderson adlı ünlü avcı da Antalya'ya gelcrek, yaban keçisi avlanna katıldı. Bu insanlar, çoğu zaman, okla bir keçi avlavabilmenin zevkini yaşamak için onbinlerce dolarhk harcamadan kaçınmıyorlar." Göreme, gecede gezilebilecek NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Dünyanın en önemli kiiltür merkezlerinden bin olan Nevşe- hir"in Göreme kasabasında, gerek turizm gelirini re gerekse turizmde çeşitliliği arttırmak amaayla gece tüm Göreme'de bulunan ilginç konumlu peribacalannın ışıklandınlmasının planlandığı bildirildi. Nevşehir Valisi Sait Eker, Kapadokya bölgesinin anıtsal kültürel varlıklan ile ünlenen Göreme kasabasında. istenilen düzeyde turizm gelirine ulaşılamadığını belirterek turizmde çeşitliliği ve ilginç boyut çabalannı arttırarak turistin her yönüyle memnun olarak turizm olayından yararlanmasını şağlamayı amaçladıklarını soyledi. Bölgedekı kültürel varlıklardan en ıyi bir şekilde yararlanmayı amaçladıklannı belirten Nevşehir Valisi Sait Eker, gerekli kuruluşlann da desteğini alarak Göreme'deki halen boş bulunan birtakım geniş mağara ve peribacalannın gece ses ve ışık gösterilen ile sadece sabah gezinti yeri değıl. gece de gezilen bir merkez haline getirmeyi • düşündüklerini bildirdi. Japonya'da balığa çıkanlar SisU bir günde Yatsushiro Denizi'nde karides, yengec ve kücük balık avına çıkmış utase buneierin büyüleyici göriinriisii. L tase bune adı verilen bu yüzydhk Japon yelkenlilerinin artık pek azı denizlerde dolaşıyor. NATIONAL CE0GRAPH1C Kuzey riizgarlanna karşı yol alırken. ağ atıp toplamak üzere tasarlanmış bu 18 metrelik tekneler babadan oğula, kuşaktan kuşağa geciyor. Bugünlerde sadece üç düzine kadar Japon ailesi hala utase bune'yle av a çıkıyor. Geürlcrini biraz daha arttırmak isteyen balıkçılardan bir kısmı da, teknelerinde turist gezdiriyorlar. 60'h yıllardaki feminist hareketin öncülerinden Betty Friedan ileri yaştaki kişilerin çökme durumunda olmadıklannı söylüyor Yaşlanmak hiçdeürkütücü birolaydeğil ELITEServlce MARIAN CHRISTY Bctty Friedan 601ı yıllardaki fe- minist hareketin simgesi olmuş, adı söylenceye dönüşmüş bilge bir Amerikan idolüdür. 30 yıl önce ya- vımlanan "Gizemsel Dişüik" başlık- lı kitabı, toplumun kadına bakışına tümüyk yeni bir boyut kazandırdı. Şimdi 72 yaşında olan Friedan, son günlerde toplumun yaşlılık ile ılgıli olumsuz uvnnda köklü bir değişim yaratma cabası içinde. Son kitabı »YajMk Puıan"nda Friedan, yaş- lanmanın öyle sanıldığı gibi ürkütü- cü bir süreç olmadığını ve kendi de- vişiyle ^aşamm ücüncü evresi"nde- ki yaşlılann giderek çökme du- rumunda olmadıklannı savunuyor. Söyleşimizi yaptığımız Boston'un Four Seasons Oteli'ndeki görkemh dairesinde, üzerinde domates kırmı- zısı mintanı ve yeni berberden çık- mış saçlanyla Friedan karşımızda. Geçirdiği iki kalp ameliyatı nede- niyle gecen yıla kıyasla daha zayıf. Ancak ne sağlık sorunlan ne de iler- leyen yaşı, kitabını 21 kentte tanıt- ma ve gelecekte Amazon ile Avust- ralya'ya yapacağı gezilen tasarla- masına engel olabiliyor. Kendisine özgü ağır ve kararlı ses tonuyla, "Bakın" diyor. "Yaşhuğa karşı ben de öfkeleniyorum. Yaşlan- ma sûrecini aklundan bile geçirmek istemediğim günler oldu. Hayır! Hayır! Hayır! Yaşlılar vurdu, alzhei- mer ve son bakımlar türü konulara asla ilişmeyeceğim." Mıntanının ko- lundan sarkan fiyat etiketinin ipliğı gözüne çarpar çarpmaz Friedan ko- nuşmasını ansızın kesiyör. Gözleri- ni ipliğe dikerek içine düştüğü ikile- mi açıklamaya koyuluyor: "Yan fi- yatma... indirimli satışlardan... Sabah giysjmi üzerinte gecirirken eti- ketini yırtıp attım. ipliğini unuttum. Makas. Makas bulmalıyım!" Yıllar insanı yumuşatıyor mu? "__ Sonra şakacı bir tavırla. "İnsanlar kendimi dağıttığımı sanacak" diye homurdanıyor. Bu tavır. bir zaman- lann. "Ben rezil ve aşağılık biriyim, ama ne yapttğımı çok iyi biliyorum" diye haykıran Betty Friedan için olağan sayılacak bir davramş değil. Yıllar onu belli ölçüde yumuşat- mışa benzer. Acaba bu eğilimi yaş- lanmadan mı kaynaklanıyor? Soru, Smith Cniversitesi'nden 1942 yılında mezun olup. Güney riedan şimdi yaşlanmaya karşı savaş açmış. Yaşlılık konusundaki önyargılann giderilmesi amacıyla bir kitap yazmak düşüncesi 60. yaşgününde aklına gelmiş. Californiya ve New York üniversi- telerinde feminizm dersleri vermeyi sürdüren Friedan'ı neşelendiriyor. Dalgın bakışlarla etiketin ipliğini ısırarak, "Tüm bunlar beni son dere- ce şaşırtıyor. Yaşlandığımın bilincine vardıkça öylesine kapılmadığımı an- lıyorum. Bir zamanlar acı çekeceğim ve dışlanacağımdan ürküyordum. Artık risklerle yüzleşmeye daha eği- linüiyim. Özellikle ilişkileri riske atı- yonım. Oyun oynasam, ilişkilere son verecek ikilemler ve acıları aşabiliyo- rum. Bunu birçok alanda kanıtla- dım." Bu arada. 1969'dan beri ayn ol- duğu eski kocası Carl Friedan'a "analık etmenin" onuruna bile deği- niyor. 1966 yılında L'lusal Kadın Ör- gütü'nü kurup 1970"e dek başkanlı- ğını yürüten Friedan için. kendisiyle ilgili itiraflarda bulunması hiç de ko- lay değil. Köktenci feministlerin kadınlara insanüstü bir yaratık ol- malan konusunda baskı yapıldığını konu alan ikinci çoksatan kitabı "İkinci Evre"nin 1983"te yayımlan- masından sonra, içlerinde Gloria Steinem'in de bulunduğu öteki önde gelen feministlere ters düşmeye baş- ladı. Başlattığı akıma yüz çevirdiği konusunda eleştiriye uğradı. Savaştıklanma saygı duyuyorum "Evet, kadın hareketinin birçok üyesivle dalaştım. Ama artık bir uz- laşmaya vardık. Savaştığun kadınla- ra saygı duyuyorum. Bella (Abzug) ile birbirimize destek veriyoruz. Glo- ria'va gelince, hastanede kaldığımda bana ilk çiçek gönderen oydu." Friedan şimdi yaşlanmaya karşı savaş açmış. Yaşlılık konusundaki önyargılann giderilmesi amacıyla bir kitap yazmak düşüncesi 60. yaş- gününde aklına gelmiş. İki oğlu ve kızının dostlanyla bir araya gelerek bir sürpriz parü düzenlemeye kal- kışmalan karşısında Friedan çok öfkelenmiş. Bu olaya duyduğu nef- ret sonucunda yaşlîlıkla ilgili bir ki- tap yazmaya karar verdi. 10 yıl önce kitabı için araştırmala- ra başladığında, 65 >aşın üstündeki- lerin ancak %5'inde bir yaşlanma gördüğünü, ortalama yaşam süresi- nin erkeklerde 70, kadınlarda ise 78 yıl olduğunu belirtiyor. Yaşlîlıkla özdeşleştirilen bellek yitimi ve tepki- lerde yavaşlama gibi özelliklerin asılsız \a da kendi deyişiyle "saçma- lık" olduğunu da ileri sürüyor. "Yaşlılık Pınan" ise Friedan'ın yaşlılıkta "yaşamm niteliği" konu- sunu irdeliyor. Friedan"a göre yaşlılara fiziksel engelleme uygulanarak ya da ilaç vererek onlann elden ayaktan düş- melerine yol açan yaşhlar yurtlan birer getodan farksız. Yaşblığın en kötü yanı. bir köşeye kurulup otur- mak. Oysa ki belli hedefler edinip o hedellere ulaşmaya çalışmak insanı ayakta tutacaktır. Bir de gerçekten güvenebileceğiniz ve ıçinizı dökebi- leceğiniz dostlar gerekli. Kitabını yazarken Fnedan. sü- rekli panik ve neşe arasında gidip gelmiş. Yaşlı yurtlannın görünümü- nü araştınrken mıKonlarca yaşlı gibi kendisi de "genç gibi davranma- yı" yeğlemiş. Estetik amelıyat Fnedan için söz konusu bile değil. "Beş kez yûzûnü- zfl gerdiriyorsunuz, ama genç gör- nünmüyor, mumyaya dönüyorsu- nuz." Duyulmak için direnmek.. "Gençler gibi davrandığınızda kendi gerçekliğinizi reddediyorsu- nuz. Yaşlandıkça gerçegi söylemek eğilimi de artıyor. Bu da yaşlanma- dan elde edilen bir gûç. Yeni bir ben- lik bilincine varıvor, görülmek ve du- yulmak için direniyorsunuz." Frie- dan'ın bu amacına profesyonelce ulaştıgı kuşkusuz. Sesini kendi aile- sine bile duyurmuş ve onlara yurda kapatılmak istemediğini açıkca be- lirtmiş. Ölümü düşünüyor mu? "Henüz dep. Annem 90 yaşına dek ya^adı. Büyükbabam ise 100 ya- şında öldü. Bir gün öleceğimi biliyo- rum. O gün gelirse gelir." Omuzlan- nı sılkıyor. ama gülüyor. "Yaşamımı iyi kuUandım."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle