28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10CAK1994 CUM ARTESİ 12 DUNYADAN UtançDuvan'nınkuleleri satişta Bölünmüş dünyamn • merkezi sayılan ve Batı yageçmek , isteyenlerin önündeki jon engelBerlin Duvarı 'nıngözetleme kulelerinin yerine iş merkezi kurulması planlanıyor. Şimdi kulelere uygırn birer alıcı aranıvor. (EfcejSrtujjork STıraes Bir zamanlar Doğu Al- man ajanlanrun. dünya siyaset yaşamının lam göbeğindeki Charlie geçiş nok- tasını kontrol ettıkleri iki katlı. çirkin sırur kulesi artık bit pa- zanna' nur yağdınyor. Dahası, uygun müşteriye bedava verile- cek. Daha beş yıl öncesine değin, bu kule Berlin'in en tanınmış , geçiş noktası olan Charlie Nok- • tası aracıhğıyla Batı'ya geçmek I isteyenlerin karşılaştığı son en- .geldi. Kulenin sahibi ve Charlie Noktası Müzesi'nin yöneticisi Rainer Hildebrandt, "Berlin Duvan, bölünmüş dünyamn merkeziydi. Charlie Noktası da, duvarın merkeziydi. Simgesel ı önemi çok büyük" dıyor. IMüzeemlak piyasasının kurbanı I990'da Doğu Almanya'da çok kısa bir süre yönetimde ka- lan komünist olmayan hükü- , met. Doğu Alman siyasal mah- kumlar adına yaptığı çalış- malan dolayısıyla duyduğu minneti ıfade etmek üzere kule- yi Hildebrandt'ın müzesine ar- mağan etmiş. Ne ki, müze şimdi iki Almanya'nın birleşmesin- 9 Kasım 1989'dan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi değildi: Doğu'yla Batı arasındaki aynmın sembolü yıkılırken, bir şenlik havası esiyordu. den sonra Berlin emiak piva- sasında ortaya çıkan patla- manın bir kurbanı olmak üzere. Yıllar önce yapılmış olan ta- rihsel sınır kulesinin bulunduğu yere şimdi bir iş merkezi kurul- mak isteniyor. Kulenin bura- dan kaldınlması gerekiyor. Hil- debrandt'ın ise müzesine tahsis edilen köşede kuleyi sergileye- cck yeterli yeri yok. 79 yaştndaki müze yöneticisi kendisiyle yapılan bir rÖportaj- da. "Para filan istemJvorum. Yalnızca taşınma masraflarını karşüayacak ve gelecekte bir sergi için bizimle çalışacak her- hangi birine vermeye hazırım" diyor.Bu >apı yeterince değerli değilmiş gibi, Hildebrandt kol- leksiyonundaki bir diğer hazi- neyi de. yine onu bulunduğu yerden kaldınp iyi kullanacağı- ndan emin olduğu birine beda- va verecek. Bu. Doğu Alman keskin nişancılannın Doğu ve Batı Berlin'i ayıran "ölüm şeri- di"ni gözetledikleri kulclcnn geriye kalan bırkaç tancsinden biri.27 metre yükseküğindeki gözetleme kulesi, Charlie Nok- tası'ndan birbuçuk kiJometre ötedeki Slallschreiberstrasse'de bulunuyordu. Doğu Almanya'- nın Batı'yla olan sınınnı koru- van 900 ve Berlın'dekı 300 gö- zetleme kulesinden biriydi. Bu kuleler dünyamn en sıkı denetlenen sınırlarının a>nl- maz bir parçasıydı. Doğu Al- mama'nın lideri Erich Honec- ker. 1988 vılında yaptığı birko- nuşmada, kulelerin "50 hatta 100 yıl daha" ayakta kalacakla- rını ileri sürmüştü. Komünist düzenin 1990'da çöküşünden sonra. tarihi yok etmek arzusunun da kanştığı bir coşkunun etkisiyle Alman yetkililer Berlin Duvannın der- hal yıkılması emrini verdiler. Hildebrandt'ın kulesinin ve- rilişi de bu sırada gerçekleştı. Geridekalan kulelerin sayısı 12 kadardı.Hildebrandt omzunu sılkerek, "Almanya'da bunlarla Gazeteler krizin eşiğinde Y unanistan'da, tüm promosyon gayretlerine karşın, radyo ye tclevizyonun rekabeti sonucu reklam gelirlerinin azalması, yazılı basına büyük birdarbe indirdı. AA'nın haberine göre, Yunan gazete'erinin sürekli tirajkaybının diğer nedenlerini ise yazılı basının Batı standartla- nnın ve teknolojinin gerisinde kalıp 1970'leringazeteciliğınin sürdürmesi ve hemen hemen tüm gazete ile dergilerin siyasi partilere ya da zengin işadamla- nna açık destek ermeleri oluş- turuyor. Durum böyle olunca, özelÜkle 1992'denitibaren hissedilen tiraj kaybını durdurmak için prezervatif. para, ansıklopediler, burslar verip okuyucu kazanmaya çalışan gazete % e dergilerde kriz bu yıl doruk noktasına ulaştı. c 4 » c C ^ ^ t- > 4? 1 1 f jmAM gerçekten ilgilenen kimse kaJ- madı artık" diyor ve ekliyor: "Bu bir çeşit tepki. Çünkü biıra- da yaşavan insanların bir çoğu için kuleler, kendilerine öylesine acı çektiren eski düzenin bir sim- geşi gibi." Önerilere açık olduğunu söy- lemesine karşın. Hildebrandt, eğcr Charlie Noktası kulesiyle Stallschreibcrstrasse'deki kule- yi alarak tek bir sergi için hazır- İayacak bırini bulmayı tercih ediNor.Hildebrandt. Polonyalı bir kolleksijoncunun her iki kuleyi de satın almak istediğini belırtiyor. Ancak: kuleleri taşı- tma masrafı olan. muhtemelen onbınlerce dolar tutacak fi- nansmanı sağlayamamış. Hildebrandt, ABD'den bir kolleksiyoncunun kuleleri alıp götürmesini umut ettığıni belir- tıyor. Charlie Noktası Ameri- kan askerlcrince kontrol edili- >ordu. John F.Kennedy veNiki- ta S.Kruşçev'in de bulunduğu liderler dahil. Charlie Noktasf- nı her yıl milyonlarca kışi ziya- ret ediyordu. Bu noktadan sayısız kaçma teşebbüsü de ba- şanya ulaşmıştı. Charlie Nok- ^ası'ndan gerçekleştirilen her başanlı kaçma teşebbüsünden sonra. Doğu Alman lıderleri oradaki güvenlik sisteminin daha da sıkılaştınlmasını emre- derlerdi. Hildebrandt. "Bu iki kule 2O.yüz\ılın bütün özellikle- rini içlerinde barındırıyor. Özel- likle de dünyamn bölünmesinden kavnaklanan acıları >aşamış in- saıilara çok şey anlatıyor. Bu kuleler tam anlamıyla bize yadi- gar kaldı. Siy asal bir düşüncenin zaferini anlatıyorlar" dıyor. Stephen Kinzer IKepenk i Mafya günahçıkamca Itafya bivbinnegircfi p indiren indirene Yunan yazılı basınındaki krizin son kurbanlan da 40 yıllık yayından sonra "kepenk indiren" Tahidromos dergisi ik büyük reklam kampanyası yaparak piyasaya giren ve ülkenin üçüncü büyük siyasi gücü Bahar Partisi'ni destekleyen Simera gazetesi oldu. Bir zamanlar ülkenin saygın dergisi olan Tahidromos son sayısında 20 bin, Simera gazetesi ise 5 bin sattı. Yunanistan'da 15günlük gazetenin toplam tirajı 350-370 bin civannda bulunuyor. Gazeteleriaiirkaç yıl öncesindeki tirajı ise 1 milyona yaklaşıyordu. Yargıç Falcone: Mafya onu bombaylayoketti. M afya'nın en kanlı eylemlerine katılmış olan bir ü\esınin günahlannı çıkardığını söyleyen Palermolu bir rahip, bu açıkla- masıyla ülkeyi birbirine kattı. Peder Paola Turturro. Noel gecesi cemaate yaptığı konuşmada. 22 yaşında bir adamın göz- yaşlan içcrisinde, 1992 Mayısı'nda Yargıç Gio- vanni Falcone'un öldürülmesı dahıl. Matya'nın pek çok eylemine katıldığını itiraf ettığini söyle- dı. Mafya karşıtı kampanyalan yüzünden polıs koruması altında tutulan Peder Turturro. ko- nuşmanın aynntılannı vermeyi reddetti. Kilisenin önde gelenlerinden Piskopos Ersilio Tonini. İtalyan radyosuyla yaptığı söyleşide şöy- le dedi: "Bu bir rahibin maf> aya düşman olduğu- nu kanıtlaması için u>gun bir yol değiidir. Hiçbir şey, günah çıkartanlann gizlcrinin açığa vurul- masını haklı gösternıez." KutsaJ Roma Katolik Kilisesi yasalannın 983. maddesinde şövle deniyor: "Kutsal sözler çiğnenemez. Bu yüzden günah çıkartan rahibin. herhangi bir neden ötürij. tövbekar kimseye sözle ya da başka bir da\ranışla ihanet etmesi suçtur." İtalyan medyası da, papazın açıklamalannı kınıyor. Günlük Corriere della Sera gazetesınin ön sayfasında yayımlanan başmakalede. Peder in ağanı açmaması gerekırdi denivor. La Stampa gazetesi de Peder Turturro'yu isti- fa>a çağırdı: "Ağzını zaten açmış sayılır. Gerisini de söylesin \e istifa etsin. Bundan hem biz, hem de>let hem Kilise hem de yargı kazançlı çıkar." Roma Katolik Kılisesi'nde de günah çıkar- manın kutsallığının giderek tartışmaya açılması Vatikan'ı rahatsız ediyor. Mafyayla bağlantılan olduğu öne sürülen eski başbakan Guilio Andre- otti'nin günahlannı çıkaran Peder Mario Canci- ani">e göre, günahkar kimse. masum bir insanın hapiste olmasına neden olan bir suç işlediyse, kendisını polise teslim etmek zorundadır. Kutsal yasalar, işlenen suça göre venlmesi gereken uy- gun cezalan pederin takdirine bırakı>or. TheTimes Peder Turturro: Mafya üyesi- nin günahlannı gizliyor. ÇALIŞANLAREV / SORULARI - SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL Sigortalı çalışmalarım, görev aylığımı etkiler mi? S 1972 yılı ekim ayında öğrehnen olarak göre\ al- dım ve Emekli Sandığı'na bağlı çalışmaya başladım. Ocak 1984'te Emekli Sandığı'ndan ayrıldım ve Kasun 1984'te bir özel okulda bu kez, Sosyal Sigortalar Ku- rumu'na bağlı öğretmen olarak göre>e başladım. Kasım 19®4'ten Temmuz 1989'a kadar sigortam asgari öcret üzerinden yatırıldı. Eylül 1989'dan bu yana sigorta primlerim sûrekİi tavan ma'aştan yatırılmaktadır. Eğitim ve ögretim hizmetlerinde yeniden öğretmen ola- rak görev aunayı düşünü>orum. Âncak, sigortalı geçen sürelerimin emekli avlığıma \ ansıyacağını, fakat öğret- men a> lığıma etki y apma\ acağını söylediler. Ben böylece düşük bir dereceden 8/2'den avlık alacağım. Sigortalı çalışmalarım göre> aylığımı etkiler mi? Emeklilik haklarını ise nasıl etkiler? (L.D.) YANTT: Genel olarak. devlet memurlannın görev aylıklan ile emekli aylıklannın derece kademe ve göstergeleri aynıdır. Ancak bazı durumlarda derece, kademe ve göstergeler emekli aylığında başka, görev aylığında başka olabilmektedir. Emekli Sandığı dı- şında, bir başka sosyal güvenlik kurumu kapsamında çalışanla- nn. bu çalışmalan emekli aylığı yönünden değerlendirilmekte, ancak bazı hizmet sınıflannda \e bazı koşullarla görev aylıklan- na da belirli bir oranda yansımaktadır. 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın en 18. maddesi bu duruma ilişkindir. "Sosyal Sigortalar Kanunlanna tabi görevler- de bulunduktan sonra iştirakçı olanlann. emeklilik kesenekleri- ne, personel kanunlan gereğince kazanılmış hak olarak aldıklan derece ve kademe aylıklan üzerine, sigorta primi ödemek suretiy- le geçirdikleri sürelerin, her yılı bir kademe ılerlemesıne ve öğre- nim durumlan gözönüne alınarak her 3 yılı da "bir derece' yüksel- mesine esas olacak şekilde eklenerek bulunacak derece ve kademe aylığı esas alınır. " Emekli Sandığı Yasası'nın bu ek 18. maddesine göre, Sosyal Sigortalar Kurumu'nda prim ödenerek geçen süreler aynen de- ğerlendirilmektedir. Görev aylıklan >önünden uygulama daha değişiktir. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası'run 36. maddesinde, duru- munuzla ilgili uyulamanm nasıl yapılacağı açıklanmıştır. "5-Özel okullarda öğretmenlik veya yöneticılik yaptıktan son- ra Milli Eğitim Bakanlığı emrinde memuriyet kabul edenlerin özel okullarda geçen hizmet sürelerin 2ı3'ünün her yılı bir kade- me ve her üç yılı bir derece yükseimesine esas olacak şekilde de- ğerlendirilir." Özel okullarda geçen 9 yıllık sürenin tümü, Emekli Sandığı'- nda, emekli aylıklan uygulaması yönünden değerlendirilecek, buna karşılık. görev aylığı yönünden, 9 yıllık sigortalılık süresi- nin üçte ikisi olan 6 yıl geçerli sayılacaktır. Kısaca, 9 yıllık sigortalılık süresi. emekli aylığınızın da, 2 dere- ce yükseimesine neden olacaktır. GEÇMİŞLE GELECEK Sabahattiiı Kudret Aksal 2. bası 30.000 (KDVıçınde) ^Vjfe Danışın, oğrenın, korunun g A İ T C p AIDSSAVAŞIMDERNEGt ^ J * 5 J ? Telf:533 47 73 SAYILI GÜNLER Muzaffer Buynıkçu 30 000 (KDVıçınde) POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Yribaşı Sabahında... Şöyle bir bakınca içeri de dışarı da birbirine benziyor. Yılbaşını hapiste geçirenlerin kendilerine göre bir eğ- lencesi vardır. Yeme içmeden öte türlü öyküler anlatır- lar. Bu öyküler neden geldin, niçin geldin, neden düştün, neden düşmedin gibi sorularla ortaya dökülür. Bir de sormadan söyleyenler vardır. içeri düşmenin en kestir- me yanıtı kısa olmalıdır. Uzun yanıtları pek sevmezler. "Ne yaptın hemşerim?" "Yaralamadan." "Ya sen?" "Kız kaçırmadan." "Sen?" "Cinayet." "Sen?" "Bildiri." "Yasen?" "Polise hakaret." "Ya seninki?" "Siyaset..." — Soran biraz kabadayı ise kızar: "Burda siyasi olmayan var mı, hepsi siyasi burdakile- rin!" Sızlanmaların içinde de göğsünü gere gere söylenen suçlar vardır. Bunlar yaralama, vurma, öldürme, zabıta- ya baş kaldırmadır. Suçların en adisi hırsızlıktır. İçeri düşene sorulduğunda hiç kimse, "Hırsızlıktan geldim" demez. Kem küm eder, bir kolayını bulur. "Senin suçun hemşerim?" "Benimki şey... Bir malı bulunduğu yerden sahibinin haberi olmadan almaktır." "Yani?" "Yanisibu..." Bir de nefesten gelenler var. Onlar biraz uzatarak an- latırlar: "Bak ahbap, benimkini soracak olursan işin doğrusu, benimki iftiradır. Polisle hırgürüm vardı, polis bana tak- mıştı. Bir de baktım, polis cebime iki paket nefes koy- muş. Nefesleri yalnız komamış, bir-iki papeli de buna eklemiş. Karşıda kahve var, ordan da birkaç tanık ayar- lamış. Bir baskın, 'Siz esrarsatıyorsunuz' diye yüklendi- ler." "Vah vah yazık etmişleraslanım." "Esrarın rengini bilmem. Tadını tatmadım. Elimi sür- medim. Ama neylersin ki bir iftiraya kurban gittik." Kollarını kavuşturup diz üstüne koyana sorarlar: "Ya seninki hemşerim?" "Benım suçum yok..." "Niye geldin öyleyse?" "Ben kışçıyım hemşerim." "Nedemek?" "Kışçıyımı bilmez misin? " "Bilmem." Bir gülüşmedir gider: "Kışçıyı bilmez misin? Kış gelince hapse girenlere kışçı derler. Kış geldi mi bir bahaneyle hapse girerler, onlardanım." "Nasıl olur?" "Kasım ayına doğru bir şeyler yapıp hapse girmenin yolunu ararlar. Dışarda od yok ocak yok; yatak yok yor- gan yok; han yok hamam yok... içerde nasıl olsa bir çul verirler, koğuşu ısıtırlar, azıcık da olsa Kızılay yemeği vardır." Siyasetten kuledibinde yatanlardan en genci sorar: "Peki kışın yatacak, yazın çıkacak kadar hapisliği na- sıl ayarlarsın? Onun da bir hesabı vardır..." "Var elbet. Otobüste elini yanındakinin cebine soktun mu adam bağırır, Paramı çalıyorlar'.. el cepte yakala- nırsın, bunun cezası üç aydır. Üç ay da, kışlık yatıp çık- mayayeter." Bu da yılbaşında bir hapishane öyküsü, yeni yıl kutlu olsun!.. BULMACA 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/Kirmızırenklicıvasül- 1 für minerali. 2/ Karak- ter... Kimi yüzeylenn 2 temizlenmesınde, mer- ,, merlerin parlatılmasında. ovma işlerinde kullanılan 4 gözenekli ve hafif bir taş. c 3/ Büyük kabuklu deniz hayvanlannı avlamakta 6 kullanılan. incedallardan j örülmüş kapan... Dahil. 4/ Adın durum eklerin- 8 den bin... Misket limonu Q da denilen, küçük bir li- mon cinsi. 5/ İspanyollann sevinç ünlemi... İzmaritgillerden bir ba- lık. 6/ Bir cins ınce ve sık dokun- muş patiska... Bir bağlaç. 7/ Bir maçın sayısal sonucu... Çoğunluk- )a yüzde oluşan kahverengi küçük benekler. 8/ Satrançta bir taş... Af- rika'da bir ülke. 9/ Kadın giysisi yapımında kullanılan, çok sık do- kunmuş bir çeşit hafif kumaş. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Almanlann 1943-1945 yıllan arasında gaz odalannda kullandıklan bir cins asit... Bir haber ajansının simgesi. 2/ Oylumlu... Bir geminin alabildiği yük mik- tan. 3/ Nar, erik, kızılak gibi yemişlerden yapılan pekmez. 4/ Bircetvel türü... İlk damıtılan ve içinde anason bulunmayan ra- kı. 5/ Uluslararası Basın Enstitüsü'nün simgesi... Teori. 6/ Ta- vuklann yumurtlaması için aynlmış yer... Bir nota. 7/ Radon elementinin simgesi... Kalın bükülmüş sicim... Pamuktan do- kunmuş basma. 8/ Tohumlardan ezilerek yağ elde edilen yer. 9/ Gözü doymaz, haris... Ekvator bölgesindeki büyük sulann geç- tiği havzalarda bulunan geniş ve balta girmemiş ormanlara ve- rilen ad. Değişmedi9 değişmeyecektir... Kitabı Mukaddes (Tevrat. Zebur, İncil) dünyada en çok konuşulan ve aynı zamanda en çok eleştınye tabıı olan kıtaptır Bu kadar çok eleştınye uğramasına karşın hemen hemen butûn ilahi sayılan dınlerın kökenı yıne bu kıtaptan kaynakfanmaktadır Eğer bu krtap değıştnlmişse, o zaman bu kitabı temel alan ınanç ya da ınançlar kendilerının ne kadar kusursuz, değtşmez olduğunu ıddia etselerde, yıkık bir temel üzerıne bına kurmaya çalışmaktan oteye gıdemezler Bu k/tap ozellıkle Gürtey Afrika Islamı Propaganda Merkezi konuşmacılanndan Sayın Ahmed Deedat ve yıne bu konuda yılfarca Kitabı Mukaddes hakktnda eleştnler yazan Edip Yüksel ve buna benzer tüm eleştnlere yanıttır isleme Adresı Müjde Yayıncılık P.K: 8 (C) 81020 Acıbadem/İstanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle