20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26EYLÜL1993PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Darbe ayakta alkışlandı MOSKOVA HAKAN AKSAY Moskova'- da bir darbe yapıldı. Ana- yasa çiğnen- di. Bunu dar- beciler bile kabul ettiler: "Ama böyle gerekiyonhT dediler. Neredeyse bütün dünya darbecüere des- tek verdi. Kimler yoktu ki destek verenlerin arasmda: ABD (başta) ve İsveç, Utvanya ve Kazakistan, Romanya ve Çek Cumhuri- yeti, Japonya ve Türkiye... Devletler ne zaman başka devlettere des- tek verirler? Onlann hakh olduklanna inandıklan zaman mı? Böyle düsünmek için herhalde saf olmak gerek. İnsanlar ne zaman başka insanlara des- tek verirler? Onlann hakh olduklanna inandıklan zaman mı? Evet, öyle olmah. En azından ahlaki ilkeler bunu gerektiri- yor. Ama insan bazen başkasını. onun hakh olup olmadığına bakmaksızın da destekle- yebılir. Ömegin, emnnde çalışüğı patronu- nu. seçimlerde kendısıne oy vereceğine inandığı yandaşını, birlikte yasalan çiğne- diği suç ortağını vb. ıkircimsiz desteklemesi olasıdır. Üstelik, böyle bir destek verirken bazen en az haksız olan kişi kadar adaletsiz davra- nabilir insan: vicdansız. ahlaksız ve yasadışı adımlar atabilir. Bir başka durumda asla başvurmayacağı yöntemleri kullanabilir. Bunun adı çifte standarttır. Çifte stan- dart yaşamı kolaylaşürmaya yarar. Rusya'da bir darbe yapıldı. Anayasa çiğ- nendi. Genç demokrası darbe aldı. Çarlar- dan ve genel sekreterlerden gelen "yasa iyi- dir, ama benim karanm daha iyktir" anlayışı pekişti. Ne var ki "demokrasi şampiyoo- buı", kafalanndaki "ince hesaptar" yüzün- den anti demokrasıye karşı çıkamadılar. Pek çoğu susup beklemesini bile becereme- di. Getecekte bir gün, gökten zembille Rus- ya'ya inmesi beklenen demokrasi adına, bugünkü darbe ayakta alkışlandı. Ağaçlar arasmda kaybolup ormanı göre- meyenler için belirtelim: Burada sorun, Yeltsin - Hasbulatov sorunu değildir; İva- nov veya Petrov olsaydı da bir şey değişme- yecekti. Sorun, yalnızca darbeden zarar gö- rcnlerin savunulması sorununa da indirge- nemez. Onlann ne derece demokrat olduk- lan da kuşkuludur. "Uygar dünya"nın asıl çıkarlan, Rusya gibi dev bir nükleer devletin yalnızca de- mokratik yöntemlen kullanarak yaşamayı ögrenmesindedir. Adam öldürmek suçtur: katil akrabamız da olsa. Rüşvet almak suçtur; alan bizim parüden de olsa. Darbe yapmak suçtur; ya- pan bizim umutlanmızı bağladığımız bir li- der de olsa. Öldürülen, rüşveti veren ve dar- beden zarar gören kişileri sevmeyebiliriz. Bu, suçu suç olmaktan çıkarmaz. Politikanın kurdu olmak olasıdır; artılan ve eksileri ıyi hesaplayarak tavır almak be- cendir, yannki gelışmeyi bugünden görerek ihtiyatlı davranmak akıHıükUr. Bunlann hepsi doğru. Ama bir başka gerçek daha vardır: Politika, ahlaktan bağımsız olmamalıdır. Polhika ile ahlak arasmda sımsıkı bir iliş- ki kurulmadıkça. hem ülke içinde hem de uluslararası alanda daha nice ikiyûzlü tavı- rlarla karşılaşacağız bakabm... m w Once ıklar STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN ÇOCl Yo-yo neydi, arumsıyor mu- sunuz? Ortasına sicim sanlı küçük yuvarlak, tekerlek gibi bir şey. İpe sarar, parmağımıza dolar ve tekerleği yere atardık. Tekerlek döne döne gider ve sıcimıni geri sara sara elimize dönerdi. Biz bununla oynadığırnı- zda, kola vardı, ama McDonald yoktu. Üs- telik azgın sermaye kancayı çocuklara tak- mamıştı henüz. ' Şimdiki çocuklann şansı yok! Şöyle bir onar yıllık aralarla her şey, yeniden getirili- yor ve yeni bir nesile satıhyor. lsveç'te şu anda varsa yoksa yo-yo! Iki yanı, Coca Cola ve sülalesinin içeceklerinin amblemle- riyle dolu yo-yolar, hemen.her çocuğun elinde. Çok kısa bir sûre içinde, McDo- nald'da komple bir mönü ısmarlayanlara verilerek başlatılan salgın, burnunun ucun- dan ötesini göremeyen okul müdürlerinin aymazlığı sonucu okullara yayıldı. Sermaye, evlerin duvarlannı kaplannı kıra kıra içeri giriyor. Alın şu ünlü dınozor- lu fılmi! Jurassic Park, ilginç bir konuyu işli- yor olabilir, güzel. Ama hamburgercide ne işi var? Gidin yine aynı Amerikan hambur- gercisine,_ karşınıza dinozor özel mönüsü çıkıyor. Uzerinde fılmin amblemi olan bar- dağı da "armağan ediyorlar". Oyuncakçı dükkanlan plastik dinozorlarla doldu. Ga- zete ve dergi standlannda, alelacele oluştu- rulmuş dinozorlu çizgi romanlar yer alıyor. Çocuklar kendi gözleriyle gördükleri ka- danyla yetiniyorlar. Sürüden ayn düşme korkusu. en büyük sorunlan. Konuyu biraz daha geniş açıdan görenler. bir avuç dev ku- ruluşun, günümüzün küçük nesillerini dile- diğince yönlendirdiğıni rahatlıkla görebili- yorlar. Sadık ve sessiz birer tüketici olarak büyûyen, her şeyin süperi, megası peşinde koşan küçük insanlar ilerde, küçük mutlu- luklarla yetinen, ensesine vuruldu mu ağzı- ndan lokması alınan büyüklerin neslini oluştururlar. Korkanm, çocuklanmıza sürüden kop- mayı öğretme uğraşında hızla yenik düşü- yoruz. Nereden başlanırsa kardır demenin zamanı geldi de geçiyor... Londra'dasaııatıııegzozu: TiyatroYaz aylan, ilkbahardan ve sonbahar- dan o kadar da ayırt edilemez buralarda. Bahardan yaza, sonbahara çaktırmadan geçişleryaşanır. Yapraklar önce yeşerir, sonra bozanr elbette, ama Akdeniz'e özgü bir yaz kayıpür. Sadece iklim açısından da değil. Sosyal yaşantı olarak da. Örneğın, kültür ve sanat sezonu hiç kesilmez. Yazın yeni oyunlar sahneye çıkar. yeni filmler viz- yona girer. Yaz kış dondurma tüketilen bir yerde, yazın anlamı da kayıp. Meteo- rolojik bir oyunbozanlık... Ve sözümona yaz geldi diye. hele tiyatro sezonu hiç bitmez Londra'da. •K.entin West End (Batı Ucu) denilen yöresinde öbeklenen tiyatrolar için yaz aylan, turist- lerin akını demek. Temmuz ayında 25 yeni oyun başladı. Ağustosta 15, eylülde de 14 yeni oyun. Geçen ay sadece West End'de 40 tiyatro açık, 4 tıyatro kapalıydı. Seyirciye sunulan 36 eserden 8"i ciddi oyun, 6'sı komedi, 15'ı müzikal, 2"si gerilim oyunuydu. Aynca 6 klasik eser de sahneye çıkıyordu. Buna bir de opera ve baleyi eklemek gerek. Ope- ranın da bir orijinal diliyle sunulanı var. bir de ingilız dihyle sunulanı. West End dışında kalan tiyatrolar da var. Aynca de- neysel sahneler ve bazı publarda da sahne LONDRA EDİP EMİL ÖYMEN "alınıyor". Her gece sadece VVest End'de şöyle böy- le 40 bin kişi tiyatroda. En ciddi ve klasik operadan. en deneysel sahneye kadar, Shakespeare'den Güney Afrika'daki ırkalığı yeren siyasal slogancılığa kadar her tür ve biçim sahnede. Ve otobüsler do- lusu ınsanın istif şcklinde yığıldığı ünlü müzikaller. Önünde geceden bilet kuyruğuna gjri- len, gündüzlen sabırla akşam gişe açılsm diye beklenilen ünlü müzıkaller. Bunca müşteriyi doyuran bir kaç yüz lokanta, pub, brasserie de tiyatro sanayiinden na- sipleniyor. Tiyatro, Londra için sadece bir turistik geçim kaynağı değil, bir sanat egzozu. Tıpkı resim galerileri, müzeler, sanat ku- rumjan, sinemalar, sinematekler gibi. Londra'da yere resım çizerek etrafına me- raklı toplayan ressamlara rastlanmaz aslı- nda, çünkü burası Fransa ya da İtalya de- ğildir. ama sahnede her türlü resim, plas- tik sanatın her türlüsü, en sansürsüz dille, en sansürsüz biçimle boy gösterir. En po- püler ticari tiyatrolardan, en ciddi ödenek- lı tıyatrolara kadar. Birde yazın, yağmur, soğuk, kar, tıpi, dolu olmazsa açık hava ti- yatrosu var tabii. Orada geceleri ürpere- rek Shakespeare seyretmek. Hem oyunun gücünden hem bazan 10 dereceye kadar düşen ısıdan... Resmi ıstatistik: Bu yılın ilk 6 ayında sa- dece West End'deki tiyatrolara gıden se- yircı sayısı 5 milyon... n o r i d a eyaletinde, ç Tampa'da buhman hay^anat bahcesi Busch Gardens'de bircok türden hayvan özel bakıma alınmış durumda. Florida'nın en büyük hayvanat bahçesine önceki gün yeni bir üye katıldı. Adı Kovboy Chris. Henüz yeni doğmuşbir zürafa yavrusu. Şimdilik annesinin şişkin göbeğininden sarkan gölgeden başka bir gereksinimi yok gibi. Siberpunkkültürüesiyor "Savaş sonrası", "modernizm sonrası" derken olan oldu ışte, "insan sonrası" kültür arz-ı en- dam etti. "Cyberpunk" (siber- punk) diye adlandınlan bu yeni kültür edebiyattan sınemaya, modadan müziğe kadar her alanda haün sayılır biçimde es- meye başladı. Yeni yeni ortaya çıkmakta olan fenomenleri, yaşandıklan dönernde tanhsel perspektif eksikliği nedeniyle sınırlandın- lıp sınıflandırarak açıklamak zordur. Siberpunk kültürünün de ne olup ne olmadığı, sınırla- nnın nerede başlayıp nerede bittiğı tam belli değil. Buna kar- şılık siberpunk kültürüne ait görünümlere işaret etmek. on- lan tanımlamak mümkün. Siberpunk kültürü. belkı ıs- minden de tahmın edilebileceğı gibi bilgısayar tutkunu gençler, özellikle de bilgisayan merkczi bilgı bankalanna kaçak olarak girmek için kullanan "hacker"- lardan kaynaklanıyor. "Info- matkm vvants to be free" (Bilgı sınır istemiyor) parolasını şıar edinen bu gençler, en çetin bil- gisayar güvenlik kodlannı kira- rak merkezı bılgisayar sislemle- rinin en mahrem bölümlerine gırebilmeleriyle tanınıyorlar. Hackerlar. aşamayacaklan gü- venlik kodu. giremeyecekleri bılgisayar sistemı olmadığını, isterlerse bilgisayar merkezle- rinde yapacaklan operasyon- larla en güçlü bankalan bile if- lasa sürükİeyebilecekleriru ıd- dia ediyorlar. Bu çevrelerde do- laşan efsanevi rivayetlcrden biri, 14 yaşındaki bir gencin, bir telekomünikasyon şirketınm bilgisayar sistemine girip, şirke- te bağlı bir uydunun uzaydaki yörüngesini -pek de farkmda KOPENHAG FERRUH YILMAZ olmadan- değiştirmesi. Sıberpunkçulara göre bılgı- sayarlann gelişmesi ve güçleri- nin artması, bilginin merkezi- leşmesinden çok. kendi gerilla usulleri sayesinde bilginin adem-i merkezıleşmesine, her- kese mal olabilecek konuma gelmesine yol açıyor. Çünkü ar- tık bilgi çelık kapılar ardındakı dosyalarda saklı kalmıyor, ge- nlla usullerini öğrenen herkesın ve dolayısıyla kamunun malı oluyor. Kişısel bılgisayarlann gücünün artması, bu bilgisa- yarlann operasyon kabiliyetle- rini de arttırdığından. birazak güçlü bir bilgisiyara sahip her- kes, örneğin Amerikan savun- ma sırlanna bile ulaşabiliyor. Siberpunk kavramı. ilk ola- rak Amerikan medyası tarafin- dan kullanılmasına rağmen Amerikalı bilım-kurgu yazan VVilliam Gibson bu kültürün babası kabul edilıyor. Kendisi- ni kesinlikle siberpunkçu ola- rak görmeyen, hatta daha iki yıl öncesine kadar romanlannı bil- gisayarda değil daktıloda yazan Gibson, romanlannda ınsanla- nn makineye dönüştüğü bir ge- leceği anlatıyor "Bilgi suıır istemiyor" diyen siberpunkçulann sloganlann- dan biri de "Change your body" yani "vücudunu dönüştür." Si- berpunkçulann en büyük rüya- sı. vücutlanna ve özellikle de beyinlerine küçük chipsler yer- leştirebilmek. Yolda otomobili Felipe de dört dörtlüklider değil, ama... Güzel olan her şey gibi tatil de bitti. Yeniden Madrid. Nerede kalmıştık? Yeniden bir koşturma- ca. Günü yakalamaya çahşmak. Zamanın peşinde koşmak, za- manın önünde koşmak. Geleceği görebilmek ve o yönde koşmak. Yoksa ah vah etmek boşuna sonra. Doğru koşmak. Madrid'deyim. Ama tatilin tadı bitmedi henüz. Gönlüm Türkiye'- de kaldı. Yavaş yavaş Türkiye gündeminden tspanya gündemine geçecek düşünceler. Gerçi konular hemen hemen aynı. lnsanoğlu aynı dertlerin, sorun- lann icine sıkışmış kalmış. Pa- halılık, işsizlik, yolsuzluk ve tüm bunlara çözüm vaat eden politi- kaalar. Türkiye'de SHP'nın kurultaymı izleme ayncahğım oldu. SHP dört maşı mamur bir lider anyor. De- mek ki bir liderin dört başı olur- muş. Bu başlar nelerdir bilmiyo- rum, ama dört başının dördü de mamur bir lider olamaz. O zaman o başka bir şe olur. İspanya'da 20 yıldır Sosyalist Parti'nin lideri olan Başbakan FeK- pe Gonzalez'in dört başı da mamur mu? Elbette ki hayır. Ama şu ger- çek ki Felpe'nin İHrkştirici' başı ma- mur. Bır lider için öncelikle önemlı olan da bu. Sosyalist partınin içinde yenilikçiler var. ilencıler var, sol sos- yaüstler var, komünıst partisinden gelenler var liberaller bile var. Ama tüm bu gruplan bir arada topkyabi- len, tüm bu gruplann üstünde bır ALİ KIŞLAK Felipe var. Yani şu sıkça sözünü etti- ğirruz çokseslilik. gerçekten olası. Bi- raz hoşgörü ile bu çok renkliliğı yakalarruş İspanyollar. Bizim neyi- miz eksik Allah aşkına? SHP'nın lidennin kaç başı mamur bdmiyorum: ama belki de adaylann 'en çok başı mamur' olanı idi. Adaylann "birleştirici" başından daha çok "ideolojik'* başına önem verildi gibıme geliyor. "Ben partiyi daha soia çekeceğim" iddiasındaydı hderler. Parti ciklet mi ki, bir lider tutsun. sola ya da sağa çeksin partı- yi? Örgüt nerede. üyeler nerede? Üyeler yoksa çocuklann cikletle oynadığı gibi oynar elbette partiyle lider. Partiyi sola ya da sağa çeken lider değil, örgüt olmalı. Partınin programı olmalı. Partınin içindeki gruplardan hangısı toplumun ge- reksinimleri doğrultusunda ve de yine toplumun desteğiyle çözümler üretirse parti de o yöne çekilir. SHP, liderini seçti artık. Kaç başı mamur, zaman gösterecek İspan- ya'da sosyalistlerin mart ayında kurultaylan var. Felipe Gonzalez, halkın anlayabileceği bır dilde. so- runlar ve önerilen çözümler çer- çevesinde partınin yeniden tanı- mlanması için bir komite kuruyor. İspanya'da da Yenilikçiler var. İle- riciler var, sol sosyalistler var. sol sosyalistler ve ılericiler. adı üstünde partinin sol ucundaki gruplar. Ye- nilikçiler ise daha "ılımir ya da libe- ral'. Yenilikçiler. 'değişim', "dönü- şüm' ıstiyorlar. Türkiye'de sol. sol- layarak bir değişim dönüşüm ister- ken. İspanya'da Yenilikçiler sağ- layarak soldan sağa bir değişim dö- nüşüm istiyorlar. Felipe Gonzalez de ağırhğıru açıkça Yenilikçilerden yana koymuş. Dünya nereye doğru gidiyor? Bu gıdişle bır yerlere çar- pacak diye çok korkuyorum. Tann sonumuzu hayra çıkarsm. Tann. lı- derlenmizin başlannı mamur eyle- sin! bozulan posthuman insan, ka- fasındaki özel sürücüye, oto- mobille ilgili her türlü bilginin yüklü olduğu bir chips takıyor ve anında dünyanın en iyi oto tamircisine dönüşüyor. Bu aslında çok uzak bir düş değil. Tıp bilimi şimdiden kalbe pacemaker. kulağa ışitmeyi güçlendiria aletler takabiliyor. Şu sıralarda denenmekte olan bir sistem, körlerin gözüne takı- lacak iki küçük kamcradan ge- lecek görüntülen elektronik bir şekilde beyine ulaştırmayı ve böylece görmeyi saglamayı he- defliyor. Bu bağlamda yeni bilgisayar oyunu Virtual Reality'nin im- kanlanndan da sözetmek gere- kiyor. Virtual Realıty, göze takılan iki küçük monitör ve özel bir eldivenden oluşan bir oyun. Eldivendeki fıberoptik kablolar, elin hareketlenni mo- nitörlerde oluşan üç boyutlu görüntüye yansıtıyor. Böylelik- le kişi önündeki kurmaca dün- yaya giriyor ve örneğın oyun- daki kurmaca fıgürle neredeyse fızıksel ilişkiye girebıliyor. Belki görünür gelecekte olmasa bile yaratılacak bu başka boyutta iki -veya daha fazla- kişinin se- vişmesi bile mümkün olacak. O zaman beyin, vücudun sını- rlanndan çıkıp "özgürteşecek". vücut ruhun sığındığı bir tapı- nağa dönüşecek. Bu oyunun ilk adımlan şim- diden atıldı bile. Paris, New York gibi metropollerde kuru- lan "elektronik cafe'ierde, du- varlara yerleştınlen dev ekran- lar sayesinde dünyanın değişik metropollenndeki bu tür cafe- lerle görüntülü ilişkiye geçerek bilgi değış tokuşu yapmak, oyun oynamak şimdiden müm- kün. Siberpunk bır dünya tasav- vur edildiğı şekliyle şimdilik bir rüya. ancak bugün vanlan tek- nik düzeyde bile imkansız ol- mayan bır rüya. Siberpunkçu- lar bu rüyayı şimdilik müzik, edebıyat, fılm gibi alanlarda dı- şavurarak yaşıyorlar. Örneğin Kopenhag Film Festivali sıra- sında gösterilen ve vücudunu düşgücüyle tanka dönüştürüp Tokyo'nun altını üstüne getiren bir "posthuman" kahramanın anlatıldığı "Body Hanuner 2" fılminın bıletleri "daha satışa su- nulmadan bitti. Technopop'a benzeyen siberpunk müzik gruplannın video klipleri tele- vizyon kanallanndaki yerlerini aldılar. Evet, bilgi stnırlandınlmak istemiyor. Bilginin sınırsızlığı, ruhun sınırsızlığıyla bırleşınce ortaya siberpunk gelecek çıkı- yor. Kimbilir bu gelecek belki sandığımız kadar uzak değildir. Mogadişu'da Farah Aidid yanlısı bir gösterici ABD'ye tepkisini bu ülkenin bayrağını parçalayarak gösterdi. Somali'deBMhelikopteri düşürüldü D^ Haberler Servisi - Somali'nin baş- kenti Mogadişu'da bir ABD Blackhawk helikopteri, Somali Ulusal İttifak lideri Gencral Muhammed Farah Aidid yanlıla- nnca fırlatıldığı ılen sürülen güdümlü bir füzeyle düşüriildü. Helikopterde bulunan üç ABD askeri ölürken iki asker de yara- landı. 4 mayıstan bu yana Somalili gerillalar ile BM birlikleri arasında çıkan çatışmada ilk defa bir helikopterin düşürüldüğü kay- dedildi. Görgü tanıklan, silahlı Somab'lilerin düşen helikopterde yanan ABD'li bir as- kenncesedini Mogadışudaki biralışveriş merkezinde dolaştırdıklannı söylediler. BM Askeri Sözcüsü Binbaşı David Stockwell. BM'nin Mogadişu ümanında devriye görevı yapmakta olan helikopte- rin pilotunun. ısabet aldıktan sonra heb- kopteri caddeye ındırmeyi başardığını söyledi. Helikopterin iniş yapttktan sonra alev aldığı ve tamamen yandığı belirtildi. Helikopterin düşürülmesinden sonra bölgeye gönderilen ABD, Pakistan ve Malezya askerleri ile silahlı Somalili kişiler arasında çıkan çatışmada üç ABD ve üç Pakistan askerinin yaralandığı bildırildı. Görgü laruklannın bildırdığine göre BM helıkopterlerinin de yer aldığı çatış- mada 3'ü küçük kız çocuğu olmak üzere 5 Somalili öldü. 56 kişi de yaralandı. ABD helikoptennin düşürülmesinden sonra BM birliklerinin hava harekatı baş- latmasından endişe duyan Somalilerin bölgeyi terk ettikleri bildirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı. Somali'ye gi- decek vatandaşlanna bu ülkeye yapacak- lan seyahati ertemeleri uyansında bulun- du. Somali'deki ABDdtplomatik temsilcılı- ği de Mogadışu'dakı bütün ABD vatan- daşlannın derhal ülkeden aynlmalannı önerdi. GÜRCtSTAN Camsahurdia 9 dan hükümete destek• Devrik devlet başkanı yandaşlanndan Suhumi'yi savunmalarmı istedi. Şevardnadze, yoğun sokak çatışmalannın yaşandığı Suhumi'yi dün bir helikopterle terk etti. Dtş Haberler Servisi - Gürcistan'ın dev- rik devlet başkanı Zviad Gamsahurdia. devrilmesinden 20 ay sonra ülkesine geri dönerek. Gürcü halkını Suhumi'yi sa- vunmaya çağırdı Gürcistan Devlet Baş- kanı Eduard Şevardnadze, yoğun sokak çatışmalannın yaşandığı Abhazya'nın başkenti Suhumi'yi terk etti. Gamsahurdia'nın basın sözcüsünün bildirdiğıne göre önceki akşam ülkenin batısındakı Zugdıdi kentine giden Gam- sahurdia taraftarlanna seslenerek "Şe- vardnadze'nin kana susamış cuntası istifa etmelidir" dedı. Gamsahurdia, bınlerce taraftanna ses- lendiği konuşmasında aynca "Gürcü hal- kı Abhazya'nın aynlmasına izin vermeme- lidir" uyansında bulundu. Gamsahurdia'nın ülkeye döndüğünü uzun bir süre reddeden Gürcistan hükü- met yetkililerinin devrik devlet başkanına karşı nasıl bir tutum izleyecekleri konu- sunda kararsız olduklan belirtiliyor. Tifhs'teki bazı gözlemciler, Gamsahur- dia'nın. Şevardnadze'nin çok ağır bir baskı altmda olduğu bir sırada Gürcis- tan'a dönmekle kazançlı çıkmayı amaçla- dığını ileri sürüyorlar. Yaklaşık bir haftadır Suhumi'deki ça- tışmalan yöneten Şevardnadze'nin bir helikopter ile Karadeniz kıyısındaki kenti terkettiği bildirildi. Ancak Gürcistan Devlet Başkanı'nın kentten neden aynl- dığı v'e nereye gittiği konusunda bir bilgi verilmedi. İnterfax, Gürcistan'dan aynlmak için savaşan Abhazya'nın başkenti Suhumi'- deki ana yol ile demiryolu merkezinin Abhaz birüklerinin denetiminde olduğu- nu belirtti. Çaüşmalann Oçamçira çevresine doğ- ru hızla yayıldığıru büdiren Interfax, Gürcü birliklerinin Abhaz kuşatması al- tındaki Suhumi'ye ulaşmak amaayla koridor açmaya çahşüklannı haber verdi. Bu arada Suhumi'deki Abhaz kuşat- masını yarmaya çalışan Gürcü birlikleri- nin ağır kayıplar verdiği bildirildi. 16 eylülde meydan gelen çatışmada 246 Gürcü askeri ölürken geçen hafta içinde düşürülen iki yolcu uçağında bulunan 126 sivil ölmüş ve bir haftadır süren çatış- malarda içinde shillerin de bulunduğu 2500 kişi yaralanmıştı. SuhumiMen tahliye başladı Rusya'nın arabuluculuğuyla Gürcis- tan ve Abhazya yönetimi temsilcileri ara- sında önceki gün vanlan anlaşmaya uygun olarak Karadeniz donanmasına an beş savaş gemisinın Suhumi'yi terk et- mek isteyen sivillerin tahliye işlemine baş- landı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle