20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26EYLÜL1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Dünya Bankası önerdi; KOİ, ERDEMİR'i özelleştinne gündemine aldı Devlet tekelî yerine özeltekel NURSUNEREL ANKARA - Hükümetin "özeHeştirme" gündemınde sıra ERDEMİR'e seldi. Kamu Or- taklığı İdaresi (KOİ), Dünya Bankası'nın önerisini de dikka- te alarak Ereğli Demir Çelik Fabrikalan AŞ'deki kamu pay- lanrun satılmasını gündeminin birinci maddesine aldı. Bunun için ortak çalışma komisyonu kurulmasj çağnsında bulunan KOİ'nin bu yaklaşımı."özeüeş- tirme stratejisinin değiştiği" bi- çiminde yorumlanırken "genel yaklaşnnlar yerine kumluş ba- zıoda çözüm arayışlannın be- nimsendiği" değerlendirmeleri yapılıyor. Bir süre önce basına da yansı- yan Dünya Bankası'nın rapo- runda. özelleştirmenin Erde- mir'den başlatılması öneriliyor- du. ERDEMİR Yönetim Kuru- lu Başkanı Tevfik Ertûzün, Cumhunyet'in sorulannı yanıt- larken "devlet tekeii yerine özel tekel yaratüması" endişesinı vurgulayarak kuruluşun 2 mil- yar dolarlık dış borçlanmasının geri ödemelerinin başlayacak olmasma da dikkati çekti. Ertü- zûn "Antikartel ve antitröst ya- salan çıkanlrnadan özelleştir- meye gitmenin sakıncalan var" diyerek şunlan sövledi: "Kamu Ortaklığı İdaresf nin o yazısını aldık. Ortak çalışma grubu oluşturmamızı öneriyor- lar. Aslında bu yaklaşım özelleş- tirmeye şjrket-kunıluş bazında yaklaşıhnası tarzındaki yeni • ERDEMİR YönetimKuruluBaşkanıTevfık Ertüzün,"Devlet tekeii yerine özel tekel yaratılmasf'endişesini vurgulayarak kuruluşun 2 milyar dolarlık dış borçlanmasının geri ödemelerinin başlayacak olmasına da dikkati çekti. Ertüzün "Antikartel ve antitröst yasalan çıkanlmadan özelleştirmeyegitmenin sakıncalan var"dedi. stratejinin Uk belirtisidir. Yalnız mesele bumınla bftmi- yor. Biliyorsunuz ERDEMİR bugûn asJında bir devlet tekeli- dir. Kuruluşun devlet elindeki hisseleri yüzde 52-53 gibi bir orandadır. Bu hisselerin borsa yolu ile satışa çıkanlması mûm- kün değil, o halde siz devlet teke- ii yerine bir özel tekel yarata- caksıntz. Bunun sakıncalan vardır. Bu yüzden ben diyorum ki. antitekel, antitröst vasalan çıkmadan bu işlere gidilmemeli- dir." 2 milyar dolarlık ödeme Tevfik Ertûzün. ERDEMİR - ın genışleme yatınmlan için l milyar dolan Hazine garantili ol- mak üzere toplam l .5 milyar do- larlık dış borçlanma yapıldığını, bunun geri ödemelerinin yakında başlayacağmı kaydederek şöyle dedi "Kuruluşun üretim kapasitesi- nin yüzde 50 arftınlmasına yöne- lik bir borçlanmaydı bu. Üzerinde Hazine garantisi var. Bu durumda neolacak? Aslmda bundan da önemlisi dev- let tekeii yerine özel tekel yaratıl- ması tehlikesidir. Bu takdirde özelleştirmeden amaçlanan. yeri- ne gelmemiş olur. Çünkü kunıluş- lan özelleştirirken amacınız piya- sa ekonomisi koşullannı benimset- meniz değil mi? Özel tekel yarata- rak buıuı nasıl sağlayacaksınız?" Ertüzün, British Telecom'un özelleştirilmesi sırasmda İngil- tere'de de benzer durumlann ya- şandığını, özel tekel sakıncalan- nın "izleme komitesi" oluşturula- rak gıdenldığinı kaydederek şöy- le devam etti: 'Yasa çıksırT "'Tabü ki İngiltere'de antikar- tel, antitröst \asalan var. Ama British Telecom'un özeUeştirilme- sinde fiyatlann bu kez özel sektör tarafından dikte ediimesinin sa- kıncalannın gideriimesi için izle- me komitesi kurdular. Kijatlan betti bir süre için bu komite belirle- di. Türkiye'de de öncelikle anti- kartel- antitröst yasalannın çıka- rüması gerekir. Bunu \apmadan ERDEMİR hisselcrini özel sektö- re devTedecekseniz ithalat kaptsını da açık bırakmanız beklenir." Tabipler Birliği 200 bin şağlık çalışanı iş bırakacak ANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu) - Türk Tabipleri Birliği (TTB), ücret ve özlük haklanna ilişkin yasal düzenlemelerin 17 Ekim 1993 tanhine kadar TBMM gündemine getirilme- mesi durumunda, 200 bin sağ- lık personelinin süresiz iş bırak- ma eylemine gideceğini bildirdi. TTB Genel Sekreteri Şûkrü Hatun, dün düzenlediğı basın toplanüsında, Sağlık Bakan- lığı'nca, ücretlere ilişkin hazır- lanan kanun hükmünde karar- namenin askıya alınarak konu- nun belirsiz bir tarihe bı- rakıldığını kaydetti. Hatun, hep oyalandıklannı ve artık somut bir çözüm istediklerini belirte- rek "Taleplerimiz ücret. nöbet ve istihdam sorunu olmak üzere öç ana başük altında toplanıyor. Muayenehaneleri otanayan he- künlerin daha fazla ücret alma- lannı, sağlık ocakhui ve sağlık müdürlûklerinde çauşanlara taznıinat ödenmesini ve tüm he- kimlerin ücretlerinde iyileştinne için özel hizmet taznünatmm arttmlınasını istiyoruz" dedi. Ücretlendirmede nöbet sayısı sınınnın artünlmasını ve hafta sonu ile bayram tatilleri için acil servis nöbeüerine iki misfi ücret verilmesini isteyen Hatun, şun- lan söyledi: "Hem pratisyen bem de uz- man bekimler için zonınlu hiz- met kakbnlmalı ve hekim enflas- yonuna karşı önJemler alınman- dır. Sağlık Bakanlığı'ndaki ata- ma ve yer değiştirmelerde yoğun olarak kullanılan mali ve siyasj nüfuz ticareti, meslek onurumu- zu zedekroektedir. Bu amaçla TTB'nin atama komisyonlan- nda gözlemci bulundurması, şef- faflık sağlanmasının tek yolu- dur. Bu amaçla hükümete 17 ekime kadar süre tanıyonız. Bu tarihe kadar taleplerimizle ilgüi hukümet dûzeyinde ciddi bir hazırlık yapılmasını beküyoruz. Bu konuda kanun teklifinin hazırlanarak TBMM'ye gönde- ribnesini istiyoruz." 17 ekim tarihine kadar bir so- nuç ahnamadığı takdirde, acil hastalar dışında 200 bin sağlık personeünin süresiz ış bırakma eylemine gideceklerini kayde- den Hatun, TTB ve Tabip Oda- lan yöneticilerinin de açhk gre- vi yapacaklannı kaydetti. Ha- tun, aynca bir metin hazırla- narak tüm hekimlere gönderile- cegjni ve aynı metnin afiş haline getirileceğini söyledi. İlkokul öncesi sınıftan orta bire kadar değişen sınıflarda eğitim \eren okuldaokuyabilen 'şanslı' çocuklar vemeklerini açık büfeden alıyoriar.(Fotoğraf: KAAN SAĞANAK) Syddırfıokuldaeğitimn ağırbedeü Yüzme, havuzlu. saunalı hatta her öğrencinin bir buzdolabının bile bulunduğu Prestige College'de tabii ki isteyen her çocuk okuyamıyor. Bu okula gidebilmenin ön koşulu varlıldı olmak. FİGENATALAY Okulun adı "Prestige CoDege." Pres- tij sahibi olmanın garantisi değil belki, ama saunalı, yüzme havuzlu, squash ve step salonlu öğrenim görmenin, açık büfeli öğle yemeklerinin, klimalı sınıf- lann garantisi. Tabii ekonomik düzeyi yüksek bir ailenız varsa. Mahmut Nad Şener tarafından ku- rulan ve geçen öğretım yılında açı- lan Prestige College'nin resmi adı Şener Onur Lisesi. MiUi Eğitim Bakanlığı'- nca yabana ad olması nedeniyle kabul edilmeyen "Prestige". yalnızca resmi yazışmalarda kullanılmıyor ve okulun gerçek adı olarak kabul görüyor. Okulun Koordinatörü Ibrabim Par- lak'ın verdiği bilgiye göre, Prestige Col- lege, "farklı" bir okul isteğiyle kurul- muş. Adına yakışır dış ve iç göriinüme sahip olması için özen gösterilmiş. So- nunda "5 yıldızlı otel" görüntüsüne ka- vuşturulmuş. Okula, Milli Eğitim BakanhğVnca 880 öğrenci kontenjanı verilmişse de kaliteli öğreümin, az öğrenciyle gerçek- leştinlebileceğinden hareketle öğrenci sayısı düşük tutuluyor. Geçen öğretim yıhnda 48 olan öğrenci sayısı, bu yıl 120'ye çıkanlmış ve kapasitenin 4-5 yıl içınde 500-600 öğrenciyle sınırlandı- nlması amaçlanıyor. İlkokul hazırlık, ilkokul, orta hazırlık ve orta birinci sınıfta öğrencile- rin bulunduğu okulda, çok sayıda ya- bana çocuk da var. Okulda öğretim saat 15.00'e kadar sürüyor. Sonra sos- yal, kültürel ve sportif etkinhkler başlı- yor. Bunlar, yüzme, dalgıçlık, bale, sat- ranç. squash. basketbol, voleybol, hentbol ve step. Öğrenciler, istediklerini giymekte öz- gür. Ama formalan da yok değil. Blue- jean, yeşil ceket ve bordo-yeşil şapka- dan oluşan okul forması, daha çok tö- ren olJuğu günler gjyiliyor. Okulda, sauna, yan olimpik kapalı yüzme ha- vuzu, squash salonu. kuafor salonu. 300 kişilık sinema, tiyatro salonu. 600 kişilik kapalı spor salonu ve step salonu var. Sınıfîardaki öğrenci sayısı 5 ile 20 arasında değişiyor. Her öğrencinin kendine, ait masa ve dolabının bulun- duğu klimah smıflarda yazı tahtalan da teknolojinin son örneklerinden. Tah- taya yazılanlann fotokopısi alınabili- yor. Öğle yemeği ve ikindi kahvalusı açık büfe. Okulun dün öğlenki mönüsünde şunlar vardı: "Domates çorbası, kuru fasulye. pi- lav, mücver, kıymalı kabak, taskebabı, tavuk fırında, ze>tinvağlı ta/e fasuhe, karışık havuç-turp salatası, çoban sala- taa, pilaki, kavun, karpuz, üzüm ve ir- mik helvası." Yıllık okul ücretleri ise şöyle: İlkokul hazırlık 45 mılyon. ilkokul 65 milyon, ortaokul 83 milyon lira. Öğrenci ve ve- liler. okulun tüm olanaklanndan yıl boyunca başka herhangi bir ücret öde- meden yararlanıyorlar. Ancak Prestige College öğrencisi olabilmek için bu ücretleri ödemek yet- miyor. öğrencinin ailesı de ınceleniyor ve okula uyum sağlayacağına inanılı- rsa kabul ediliyor. îbrahim Parlak. okulu kulüp havasında düşündüklen- ni, bu nedenleailenin sosyal ve kültürel yapısırun çok önemli olduğunu belirti- yor. Parlak. "Amacımız öncelikle ki- şilik sahibi insanlar >etiştirmek. Eğitim ikinci planda" dıyor. Kurucu Mahmut Nacı Şener de oku- lu, "Türkiye'de number one" dıye nite- lendiriyor. Savcılara süper yetkî Ozel sandıklar SSK'ya devrediliyor ANKARA (AA) - Birleştirilen, bir başka bankaya devredılen ve- ^a bankacüık faahyeti sona eren îankalann personeline ait sandık- ar ile mali durumlan, üyelerinin osya] güvenük yardımlannı sür- iüremeyecek durumda olan san- iıklar SSK"ya devredilecek. TBMM Başkanlığı'na sunulan 3U konudaki yasa tasana, bu du- AYŞESAYIN •umdaki sandıklann yetkili or- şanlannın fesih veya devir için ılacakJan karar üzenne, bütün ıktif ve pasilleriyle birlikte SSK'- /a devri konusunda Bakanlar Curulu'nu yeüah küıyor. Soz konusu tasanyla öncelikle levredilen İstanbul Bankası ve İğretmenler Bankası personeline üt sandıklar ile güç durumda >kn TOBB, Doğan Sigorta ve fam Sigorta'nın personel sandık- annın SSK'ya devrinin amaçlan- bğı büdirildi. ANKARA (ANKA) - Temiz toplum yaraül- ması, suçla mücadelenin etkin hale getirilmesi ve yargının hızlandınlmasında kendilerine en bü- yük görevler yüklenen savalar süper yetkilerle donatılacak. TBMM'ye sevk edilen adli kolluk yasa tasan- sıyla kolluk kuvvetleri emirlerine verilmek iste- nen savalara, haarlanan yeni tasanyla 1 yıla kadar ceza öngören kamu davalanru erteleyebil- me, iddianameyi duruşma başlamadan önce sanık lehineçevirebilme, geri alabilme, aracı kul- lanmaksızın tüm kamu. tüzel ve özel kişi ve ku- ruluşlarla yazışma yetkisi tanınıyor. Savcı ve yargıçlann yetkileri - Yapılan haarhk soruşturması sonunda fıilin cezası hafıf hapis veya 1 yıh aşmayan hapisceza- sı ise sanık hakkında açılacak kamu davası sava tarafından kabahatlerde 1 yıl, cürümlerde üç yıl süreyle ertelenebilecek. - Cumhuriyet savcılan kamu davası açıldık- tan sonra yeni haller ve sebeplerle duruşmaya başlamadan önce sanık lehine iddianamesini de- ğiştirebilecek veya geri alabilecek. - İddianamede kamu davası açılmasını haklı gösterebilecek yeterli deliller gösterilmemişse mahkeme iddianamenın reddine karar verebile- cek. - Duruşmaya hazırlık aşamasında mahkeme davanın düşmesi, reddi, durması, görevsizlik, yetkisizlik kararlanyla yeni soruşturmaya gerek görülmeden beraat karan verebilecek. - İhzar müzekkeresiyle çağnlan kişi derhal olanaklı değilse yol süresi hariç en geç yirmi dört saat içinde hakim önüne getirilecek, sorguya çe- kilecek, ihzann (zorla getirme) yerine getirilme- mesi halinde bunun nedenleri köy-mahalle muhtan ve kolluk görevlisinin imzasıyla tuta- nak altına alınacak, - Cumhunyet savalan da bilirkişilen reddede- bilecekler. - Mahkemeler ve hakimler, savalan araa ola- rak kullanmaksızın tüm kamu kurum ve kuru- luşlanyla tüzel ve özel kişilerle tebligat kanunlan uyannca yazışma yapabilecekler. ANAYASA MAHMKEMESI^NİN İPTALINE KARŞI Hükümet özelleştirnıeye formül arıyor ANKARA - Hükümet, tele- komünikasyon hizmetlerinin özelleştirilmesıne olanak sağla- yan kararnamenin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi olasılığına karşı, benzer düzen- lemelen içeren "dar kapsamlı yeni bir yasa çıkarma" hazırlığı yapıyor. SHP Ankara Milletve- kilı Mümtaz Soysal'ın başlattığı kampanya doğrultusunda, SHP. ANAP, CHP, RP, DSP, BBP ve MHFden 93 milletve- kilinın Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı iptal başvurusunu dik- kate alan hükümet, "birkaç maddelik yasa hazırlayıp TBMM'den geçirmeyi" hedeili- yor. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yddınm Aktuna. hü- kümetin yasalara aykın bir şey yapmayacağına dikkat çekereİc "Eğer Anayasa Vlahkemesi ip- tal ederse biz bunu birkaç mad- delik kanun tasansı haline geti- rir, Mcclis'in gündemine getiri- riz. özelleşmeler vapılacaktır" dedi İki tür özelleştirme yönte- mi olduğunu behrten Aktuna. Cumhuriyet'e şu değerlendir- meyi yaptı: "Bir taraftan. zarar edenler, ekonomiye yük haline geüniş ku- ruluşlar özelleştirilecek. Diğer taraftan, PTrnin T'si gibi kâr edenler özelleştirilecek. Devlet artık bu hizmetlerden çıksın, bü- tün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, özel sektör bu hizmetleri vapsm istiyonız. Buradan elde edilen gelirle de yeni yatmmlar yapıLsın, iş alanlan açıİsın. İşsiz- İere çare bulacağız. Biz yasalara savgılıyız." FATIH USTUNAramızdan ayrılalı üç yıl oldu... ÖZLEM VE SEVGİYLE ANIYORUZ FUL AJANS Yapım ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş. Umur Coşkun Senm ^v "a^mu*.cglJ Nuvr. Özkan Fatıh 3alcan Alı Nakı öne' CUMHURIYETTEN OKURLARA OZGEN ACAR 'Karun Hazmesr ve Gerçeklep_NEW YORK - Yıllardır okurlar, arkadaşlar ve tanıdık- lar, "Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasının korunma- sı" konusuna "ilk kez nasıl ve neden ilgi duyduğumu" hep sormuşlardır. 23 yıldır sürdürdüğüm bu mücadele boyunca''hiç başımın ağrıyıp ağrımadığı "da ikinci soru- yu oluşturmuştur. ••• 1965-68 yılları arasında Uşak'ın Güre bucağından, Manisa'nın Salihli ve Kırkağaç ilçelerindeki bazı "anıt- mezar'iardan çeşitli hazineler yurtdışına kaçırılmışn. Hazinelerin nerede ve kimlerin ellerinde oiduğuna iliş- kin en ufak bir ipucu yoktu. Ingiliz The Times gazetesinin Peter Hopkirk adlı bir muhabiri ağustos 1970'te Türkiye'ye gelmişti. New York Metropolitan Sanat Müzesi'nde (MET) "bir kral hazi- nes/"nin bulunduğuna ilişkin duyum almıştı. Hazineye itişkin ipuçları bulmak için benden yardım istiyordu. Zamanın Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Yar- dımcısı Burhan Tezcan, Güre'de kaçakçılarm soyduğu Ikiztepe tümülüsunde bilimsel kazı yapmış bir arkeolog- du. Hazineye ilişkin ilk ve en önemli ipuçlarını vererek en büyük katkıyı yapan Tezcan'a ben veTürkiye Cumhu- riyeti çok şey borçluyuz. Tezcan, zamanın Milli Eğitim Bakanı Prof. Orhan Oğuz'dan "Cumhuriyef'e -gerçekte Peter için- bir müla- kat sağladı. Peter, Londra'ya dönerken fazla bir ipucu bulamamıştı. Dönüşünde yazdığı, "Türkler Krezus'un Karun Hazinesi'ni MET'ten Istiyor" başlıklı haberde Tür- kiye'nin resmen bu hazinenin peşinde olduğunu ilk kez dünyaya açıklamış oldu. Oğuz'un bu demeci, daha son- ra New York Federal Mahkemesi'nde önemli bir belge olarak yerini alacaktı. ••• Bir Ingiliz gazeteci durup dururken Ingiltere'den kaçı- rılmayan, kendi ülkesinde değil de Amerika'da bulunan bir hazinenin peşine neden düşmüştü? O tarihte 10 yıllık bir gazeteciydim... Bir kral hazinesi- nin herhangi bir ülkeden kaçırılıp bir başka müzenin kasalarında saklanmasının bir 'haber' hem de 'dünya çapında bir haber' olduğunu, ancak Peter'in bu araşnr- masından sonra algılayabilmiştim. Biz Türk gazetecileri ise tarihsel ve kültürel mirasa sahiplenmek konusunda -bugün biraz daha az olmakla birlikte- o gün de uyuyorduk. Peter'in gazetecilik anlayı- şından aldığım bu ders üzerine, ben de bu alandaki araştırmalarıma ağustos 1970'te başlamış oldum. ••• 1970'te Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın, -bir başka nedenle yaptığı- "ABD'yi ziyaret" daveti üzerine New York'a gittim. ABD Dışişleri yetkililerinden; MET'in de- polarında bulunan ve Türkiye'den geldiği söylenen bir hazineyi görmek için bana müzeden randevu alınmasını istedim. MET, ABD Dışişleri'nin girişimine karşılık olarak "Ya- kın ve Ortadoğu Bölümu'nde boyle bir hazine bulunma- dığını" bildirdi. Müze. ABD Dışişleri'ni yanıltmakta hak- lıydı. Çünkq bakanlık Türkiye'nin Ortadoğu'daki konuşı mundan dolayı randevuyu müzenin "Yalun ve Ortadoğu Bölümü'ndenistemişti. Oysa hazine, müzenin "Yuna/ı ve Roma Bölümü"nün çelik kasalarında saklanıyordu. Değil bu eserleri görmek, MET'i görmek, müze ziya- reti dahi resmi programa konulmadı. Yine de kişisel ola- rak MET'te ilk incelemeleri yapıp müzeyle ilgili bazı kişi- lerle konuşma olanağını elde ettim. Ancak sonuç, sıfır, elde var sıfırdı. ••• 1981 nisanında tekrar New York'a gittiğimde, ilk gün soluğu yine MET'te aldım. Acaba "ufak bir ipucu bulabi- lir miyim?" diye vitrinlere boşu boşuna baktım durdum. Bu arada, müzenin envanter kayıtlarını -dolaylı ola- rak- inceledim. Söz konusu 1965-68 tarihleri arasında zaman zaman karşıma çıkan boşluklar kuşku yaratıyor- du. Ancak kesin bir ipucunu da vermiyordu. Bu arada bir tanıdık Amerikalı arkeoloğun yardımı ile müzenin fotoğrafhanesinden önemli bir-iki ipucu elde ettim. Hazinenin iki kere iki dörtolmacasına müze depo- sunda saklandığına ikna oldum. Ancak bu ipucu ile hazi- nenin tümünün varlığını ya da kaç parça olduğunu kanıt- lamak olanak dışıydı. SÖylentiye göre hazine yaklaşık 250 parçadan oluşuyordu. ••• 1984 kasımında yine New York'taydım. Yine ilk gün koşa koşa müzeye gittim. Bir koridorda vitrine bakarken gözlerime inanamadım. Hazineden olduğunu tariflerin- den bildiğim gümüş eserler karşımda duruyordu. Aşırı derece heyecanlanmıştım. O anda bir kalp krizi geçirebilirdim. Oysa birkaç gün önce Londra'da bir anji- yografi yapılmış ve doktor "bypass" ameliyatı olmamı önermişti. Bu kötü haber üzerine bir de tanıdık bir kardi- yoloğa görünmek amacıyla New York'a gelmiş, doktora görünmeden önce müzeye koşmuştum. Şimdi artık ha- zine karşımda duruyordu. Aşırı heyecanım karşısında o anda sağlık durumumu unuian eşim, "Bunlann Karun Hazinesi olduğunu nere- den biliyorsun " diye sormuştu. O anda ilk işim, -arkeolo- ji eğitimi görmüş- eşime ayaküstü bunlann "Karun Hazinesi"rim parçaları olduğunu kanıtlamak oldu. Hazineden 55 kadar eser 3-4 ay önce sessizce "Doğu Yunan" eserleri adı altında çelik kasalardan günışığına çıkmıştı. Bu sergiden. ne Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün ne New York'taki Başkonsolosluğun ve ne de Turizm-Kültür Ataşeliği'nin haberi vardı. MET Yönetim Kurulu, Ankara'da ABD Büyükelçiliği'- nden yeni emekli olmuş Wllllam Macomber'i Müze Başkanı olarak atamıştı. Türkiye'de pek çok kişi bir "Türk dostu'nun böyle bir göreve getirilmesinden memnundu. "Türk lobisi" kendisinden yararlanabilirdi. Oysa bu sevinenler, emekli büyükelçinin "Türk dost- luğu"nu -her türlü olasılığa karşı- hazineye kalkan yap- ması için bu göreve getirildiğini nereden bilebilirlerdi? ••• Türkiye'ye dönünce tekrar yollara düştüm. Kaçakçılık halkasının ilk somut kanıtları Uşak'ın Güre bucağında ortaya çıktı ve ondan sonrası da çorap söküğü gibi geldi. Ama çorabın tümüyle sökülmesi için yine de iki yıllık bir araştırmagerekti. Tek satırlık bir haber yazmadan geçen 16 yıllık sabırlı bir bekleyişten sonra, olayın içyüzünü ancak 1986 baha- rında açıkladım. Zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Mû- kerrem Taşçıoğlu, hazineyi geri almak için Metropoli- tan'ı dava edeceğini bildirdi. Ancak kabinede değişiklik olmuş ve yerine Mesut Yılmaz atanmıştı. MET'teki sergi nedeniyle 1987 yazına doğru davanın açılması için öngörülen üç yıllık zamanaşımı suresi dol- mak üzereydi. O tarihte Hikmet Çetkikaya New York'a gelmişti. Hikmet, bir-iki hafta içinde dava açılmazsa ha- zinenin yasal açıdan da kaybedileceğini açık-seçik yaz- dt. Mesut Yılmaz, en azından 1 milyon dolar (12 milyar li- ra) mahkeme masrafı ve Amerika'ya karşı açılacak bir dava konularında Başbakan Turgut özal'ın "o/ur"unu aldı. Sürenin dolmasına 3-4 gün kala New York'taki Fe- m(ArkasılS.Sayfada)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle