Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26EYLÜL1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dünya Bankası önerdi; KOİ, ERDEMİR'i özelleştinne gündemine aldı
Devlet tekelî yerine özeltekel
NURSUNEREL
ANKARA - Hükümetin
"özeHeştirme" gündemınde sıra
ERDEMİR'e seldi. Kamu Or-
taklığı İdaresi (KOİ), Dünya
Bankası'nın önerisini de dikka-
te alarak Ereğli Demir Çelik
Fabrikalan AŞ'deki kamu pay-
lanrun satılmasını gündeminin
birinci maddesine aldı. Bunun
için ortak çalışma komisyonu
kurulmasj çağnsında bulunan
KOİ'nin bu yaklaşımı."özeüeş-
tirme stratejisinin değiştiği" bi-
çiminde yorumlanırken "genel
yaklaşnnlar yerine kumluş ba-
zıoda çözüm arayışlannın be-
nimsendiği" değerlendirmeleri
yapılıyor.
Bir süre önce basına da yansı-
yan Dünya Bankası'nın rapo-
runda. özelleştirmenin Erde-
mir'den başlatılması öneriliyor-
du.
ERDEMİR Yönetim Kuru-
lu Başkanı Tevfik Ertûzün,
Cumhunyet'in sorulannı yanıt-
larken "devlet tekeii yerine özel
tekel yaratüması" endişesinı
vurgulayarak kuruluşun 2 mil-
yar dolarlık dış borçlanmasının
geri ödemelerinin başlayacak
olmasma da dikkati çekti. Ertü-
zûn "Antikartel ve antitröst ya-
salan çıkanlrnadan özelleştir-
meye gitmenin sakıncalan var"
diyerek şunlan sövledi:
"Kamu Ortaklığı İdaresf nin
o yazısını aldık. Ortak çalışma
grubu oluşturmamızı öneriyor-
lar. Aslında bu yaklaşım özelleş-
tirmeye şjrket-kunıluş bazında
yaklaşıhnası tarzındaki yeni
• ERDEMİR YönetimKuruluBaşkanıTevfık
Ertüzün,"Devlet tekeii yerine özel tekel
yaratılmasf'endişesini vurgulayarak kuruluşun 2
milyar dolarlık dış borçlanmasının geri
ödemelerinin başlayacak olmasına da dikkati çekti.
Ertüzün "Antikartel ve antitröst yasalan
çıkanlmadan özelleştirmeyegitmenin sakıncalan
var"dedi.
stratejinin Uk belirtisidir.
Yalnız mesele bumınla bftmi-
yor. Biliyorsunuz ERDEMİR
bugûn asJında bir devlet tekeli-
dir. Kuruluşun devlet elindeki
hisseleri yüzde 52-53 gibi bir
orandadır. Bu hisselerin borsa
yolu ile satışa çıkanlması mûm-
kün değil, o halde siz devlet teke-
ii yerine bir özel tekel yarata-
caksıntz. Bunun sakıncalan
vardır. Bu yüzden ben diyorum
ki. antitekel, antitröst vasalan
çıkmadan bu işlere gidilmemeli-
dir."
2 milyar dolarlık ödeme
Tevfik Ertûzün. ERDEMİR -
ın genışleme yatınmlan için l
milyar dolan Hazine garantili ol-
mak üzere toplam l .5 milyar do-
larlık dış borçlanma yapıldığını,
bunun geri ödemelerinin yakında
başlayacağmı kaydederek şöyle
dedi
"Kuruluşun üretim kapasitesi-
nin yüzde 50 arftınlmasına yöne-
lik bir borçlanmaydı bu. Üzerinde
Hazine garantisi var. Bu durumda
neolacak?
Aslmda bundan da önemlisi dev-
let tekeii yerine özel tekel yaratıl-
ması tehlikesidir. Bu takdirde
özelleştirmeden amaçlanan. yeri-
ne gelmemiş olur. Çünkü kunıluş-
lan özelleştirirken amacınız piya-
sa ekonomisi koşullannı benimset-
meniz değil mi? Özel tekel yarata-
rak buıuı nasıl sağlayacaksınız?"
Ertüzün, British Telecom'un
özelleştirilmesi sırasmda İngil-
tere'de de benzer durumlann ya-
şandığını, özel tekel sakıncalan-
nın "izleme komitesi" oluşturula-
rak gıdenldığinı kaydederek şöy-
le devam etti:
'Yasa çıksırT
"'Tabü ki İngiltere'de antikar-
tel, antitröst \asalan var. Ama
British Telecom'un özeUeştirilme-
sinde fiyatlann bu kez özel sektör
tarafından dikte ediimesinin sa-
kıncalannın gideriimesi için izle-
me komitesi kurdular. Kijatlan
betti bir süre için bu komite belirle-
di.
Türkiye'de de öncelikle anti-
kartel- antitröst yasalannın çıka-
rüması gerekir. Bunu \apmadan
ERDEMİR hisselcrini özel sektö-
re devTedecekseniz ithalat kaptsını
da açık bırakmanız beklenir."
Tabipler Birliği
200 bin
şağlık
çalışanı
iş bırakacak
ANKARA (Cumhuriyet Bû-
rosu) - Türk Tabipleri Birliği
(TTB), ücret ve özlük haklanna
ilişkin yasal düzenlemelerin 17
Ekim 1993 tanhine kadar
TBMM gündemine getirilme-
mesi durumunda, 200 bin sağ-
lık personelinin süresiz iş bırak-
ma eylemine gideceğini bildirdi.
TTB Genel Sekreteri Şûkrü
Hatun, dün düzenlediğı basın
toplanüsında, Sağlık Bakan-
lığı'nca, ücretlere ilişkin hazır-
lanan kanun hükmünde karar-
namenin askıya alınarak konu-
nun belirsiz bir tarihe bı-
rakıldığını kaydetti. Hatun, hep
oyalandıklannı ve artık somut
bir çözüm istediklerini belirte-
rek "Taleplerimiz ücret. nöbet
ve istihdam sorunu olmak üzere
öç ana başük altında toplanıyor.
Muayenehaneleri otanayan he-
künlerin daha fazla ücret alma-
lannı, sağlık ocakhui ve sağlık
müdürlûklerinde çauşanlara
taznıinat ödenmesini ve tüm he-
kimlerin ücretlerinde iyileştinne
için özel hizmet taznünatmm
arttmlınasını istiyoruz" dedi.
Ücretlendirmede nöbet sayısı
sınınnın artünlmasını ve hafta
sonu ile bayram tatilleri için acil
servis nöbeüerine iki misfi ücret
verilmesini isteyen Hatun, şun-
lan söyledi:
"Hem pratisyen bem de uz-
man bekimler için zonınlu hiz-
met kakbnlmalı ve hekim enflas-
yonuna karşı önJemler alınman-
dır. Sağlık Bakanlığı'ndaki ata-
ma ve yer değiştirmelerde yoğun
olarak kullanılan mali ve siyasj
nüfuz ticareti, meslek onurumu-
zu zedekroektedir. Bu amaçla
TTB'nin atama komisyonlan-
nda gözlemci bulundurması, şef-
faflık sağlanmasının tek yolu-
dur. Bu amaçla hükümete 17
ekime kadar süre tanıyonız. Bu
tarihe kadar taleplerimizle ilgüi
hukümet dûzeyinde ciddi bir
hazırlık yapılmasını beküyoruz.
Bu konuda kanun teklifinin
hazırlanarak TBMM'ye gönde-
ribnesini istiyoruz."
17 ekim tarihine kadar bir so-
nuç ahnamadığı takdirde, acil
hastalar dışında 200 bin sağlık
personeünin süresiz ış bırakma
eylemine gideceklerini kayde-
den Hatun, TTB ve Tabip Oda-
lan yöneticilerinin de açhk gre-
vi yapacaklannı kaydetti. Ha-
tun, aynca bir metin hazırla-
narak tüm hekimlere gönderile-
cegjni ve aynı metnin afiş haline
getirileceğini söyledi.
İlkokul öncesi sınıftan orta bire kadar değişen sınıflarda eğitim \eren okuldaokuyabilen 'şanslı' çocuklar vemeklerini açık büfeden alıyoriar.(Fotoğraf: KAAN SAĞANAK)
Syddırfıokuldaeğitimn ağırbedeü
Yüzme, havuzlu. saunalı hatta her öğrencinin bir buzdolabının bile bulunduğu Prestige College'de
tabii ki isteyen her çocuk okuyamıyor. Bu okula gidebilmenin ön koşulu varlıldı olmak.
FİGENATALAY
Okulun adı "Prestige CoDege." Pres-
tij sahibi olmanın garantisi değil belki,
ama saunalı, yüzme havuzlu, squash ve
step salonlu öğrenim görmenin, açık
büfeli öğle yemeklerinin, klimalı sınıf-
lann garantisi. Tabii ekonomik düzeyi
yüksek bir ailenız varsa.
Mahmut Nad Şener tarafından ku-
rulan ve geçen öğretım yılında açı-
lan Prestige College'nin resmi adı Şener
Onur Lisesi. MiUi Eğitim Bakanlığı'-
nca yabana ad olması nedeniyle kabul
edilmeyen "Prestige". yalnızca resmi
yazışmalarda kullanılmıyor ve okulun
gerçek adı olarak kabul görüyor.
Okulun Koordinatörü Ibrabim Par-
lak'ın verdiği bilgiye göre, Prestige Col-
lege, "farklı" bir okul isteğiyle kurul-
muş. Adına yakışır dış ve iç göriinüme
sahip olması için özen gösterilmiş. So-
nunda "5 yıldızlı otel" görüntüsüne ka-
vuşturulmuş.
Okula, Milli Eğitim BakanhğVnca
880 öğrenci kontenjanı verilmişse de
kaliteli öğreümin, az öğrenciyle gerçek-
leştinlebileceğinden hareketle öğrenci
sayısı düşük tutuluyor. Geçen öğretim
yıhnda 48 olan öğrenci sayısı, bu yıl
120'ye çıkanlmış ve kapasitenin 4-5 yıl
içınde 500-600 öğrenciyle sınırlandı-
nlması amaçlanıyor.
İlkokul hazırlık, ilkokul, orta
hazırlık ve orta birinci sınıfta öğrencile-
rin bulunduğu okulda, çok sayıda ya-
bana çocuk da var. Okulda öğretim
saat 15.00'e kadar sürüyor. Sonra sos-
yal, kültürel ve sportif etkinhkler başlı-
yor. Bunlar, yüzme, dalgıçlık, bale, sat-
ranç. squash. basketbol, voleybol,
hentbol ve step.
Öğrenciler, istediklerini giymekte öz-
gür. Ama formalan da yok değil. Blue-
jean, yeşil ceket ve bordo-yeşil şapka-
dan oluşan okul forması, daha çok tö-
ren olJuğu günler gjyiliyor. Okulda,
sauna, yan olimpik kapalı yüzme ha-
vuzu, squash salonu. kuafor salonu.
300 kişilık sinema, tiyatro salonu. 600
kişilik kapalı spor salonu ve step salonu
var.
Sınıfîardaki öğrenci sayısı 5 ile 20
arasında değişiyor. Her öğrencinin
kendine, ait masa ve dolabının bulun-
duğu klimah smıflarda yazı tahtalan da
teknolojinin son örneklerinden. Tah-
taya yazılanlann fotokopısi alınabili-
yor.
Öğle yemeği ve ikindi kahvalusı açık
büfe. Okulun dün öğlenki mönüsünde
şunlar vardı:
"Domates çorbası, kuru fasulye. pi-
lav, mücver, kıymalı kabak, taskebabı,
tavuk fırında, ze>tinvağlı ta/e fasuhe,
karışık havuç-turp salatası, çoban sala-
taa, pilaki, kavun, karpuz, üzüm ve ir-
mik helvası."
Yıllık okul ücretleri ise şöyle: İlkokul
hazırlık 45 mılyon. ilkokul 65 milyon,
ortaokul 83 milyon lira. Öğrenci ve ve-
liler. okulun tüm olanaklanndan yıl
boyunca başka herhangi bir ücret öde-
meden yararlanıyorlar.
Ancak Prestige College öğrencisi
olabilmek için bu ücretleri ödemek yet-
miyor. öğrencinin ailesı de ınceleniyor
ve okula uyum sağlayacağına inanılı-
rsa kabul ediliyor. îbrahim Parlak.
okulu kulüp havasında düşündüklen-
ni, bu nedenleailenin sosyal ve kültürel
yapısırun çok önemli olduğunu belirti-
yor. Parlak. "Amacımız öncelikle ki-
şilik sahibi insanlar >etiştirmek. Eğitim
ikinci planda" dıyor.
Kurucu Mahmut Nacı Şener de oku-
lu, "Türkiye'de number one" dıye nite-
lendiriyor.
Savcılara süper yetkî
Ozel
sandıklar
SSK'ya
devrediliyor
ANKARA (AA) - Birleştirilen,
bir başka bankaya devredılen ve-
^a bankacüık faahyeti sona eren
îankalann personeline ait sandık-
ar ile mali durumlan, üyelerinin
osya] güvenük yardımlannı sür-
iüremeyecek durumda olan san-
iıklar SSK"ya devredilecek.
TBMM Başkanlığı'na sunulan
3U konudaki yasa tasana, bu du- AYŞESAYIN
•umdaki sandıklann yetkili or-
şanlannın fesih veya devir için
ılacakJan karar üzenne, bütün
ıktif ve pasilleriyle birlikte SSK'-
/a devri konusunda Bakanlar
Curulu'nu yeüah küıyor.
Soz konusu tasanyla öncelikle
levredilen İstanbul Bankası ve
İğretmenler Bankası personeline
üt sandıklar ile güç durumda
>kn TOBB, Doğan Sigorta ve
fam Sigorta'nın personel sandık-
annın SSK'ya devrinin amaçlan-
bğı büdirildi.
ANKARA (ANKA) - Temiz toplum yaraül-
ması, suçla mücadelenin etkin hale getirilmesi ve
yargının hızlandınlmasında kendilerine en bü-
yük görevler yüklenen savalar süper yetkilerle
donatılacak.
TBMM'ye sevk edilen adli kolluk yasa tasan-
sıyla kolluk kuvvetleri emirlerine verilmek iste-
nen savalara, haarlanan yeni tasanyla 1 yıla
kadar ceza öngören kamu davalanru erteleyebil-
me, iddianameyi duruşma başlamadan önce
sanık lehineçevirebilme, geri alabilme, aracı kul-
lanmaksızın tüm kamu. tüzel ve özel kişi ve ku-
ruluşlarla yazışma yetkisi tanınıyor.
Savcı ve yargıçlann yetkileri
- Yapılan haarhk soruşturması sonunda fıilin
cezası hafıf hapis veya 1 yıh aşmayan hapisceza-
sı ise sanık hakkında açılacak kamu davası sava
tarafından kabahatlerde 1 yıl, cürümlerde üç yıl
süreyle ertelenebilecek.
- Cumhuriyet savcılan kamu davası açıldık-
tan sonra yeni haller ve sebeplerle duruşmaya
başlamadan önce sanık lehine iddianamesini de-
ğiştirebilecek veya geri alabilecek.
- İddianamede kamu davası açılmasını haklı
gösterebilecek yeterli deliller gösterilmemişse
mahkeme iddianamenın reddine karar verebile-
cek.
- Duruşmaya hazırlık aşamasında mahkeme
davanın düşmesi, reddi, durması, görevsizlik,
yetkisizlik kararlanyla yeni soruşturmaya gerek
görülmeden beraat karan verebilecek.
- İhzar müzekkeresiyle çağnlan kişi derhal
olanaklı değilse yol süresi hariç en geç yirmi dört
saat içinde hakim önüne getirilecek, sorguya çe-
kilecek, ihzann (zorla getirme) yerine getirilme-
mesi halinde bunun nedenleri köy-mahalle
muhtan ve kolluk görevlisinin imzasıyla tuta-
nak altına alınacak,
- Cumhunyet savalan da bilirkişilen reddede-
bilecekler.
- Mahkemeler ve hakimler, savalan araa ola-
rak kullanmaksızın tüm kamu kurum ve kuru-
luşlanyla tüzel ve özel kişilerle tebligat kanunlan
uyannca yazışma yapabilecekler.
ANAYASA MAHMKEMESI^NİN İPTALINE KARŞI
Hükümet özelleştirnıeye formül arıyor
ANKARA - Hükümet, tele-
komünikasyon hizmetlerinin
özelleştirilmesıne olanak sağla-
yan kararnamenin Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilmesi
olasılığına karşı, benzer düzen-
lemelen içeren "dar kapsamlı
yeni bir yasa çıkarma" hazırlığı
yapıyor. SHP Ankara Milletve-
kilı Mümtaz Soysal'ın başlattığı
kampanya doğrultusunda,
SHP. ANAP, CHP, RP, DSP,
BBP ve MHFden 93 milletve-
kilinın Anayasa Mahkemesi'ne
yaptığı iptal başvurusunu dik-
kate alan hükümet, "birkaç
maddelik yasa hazırlayıp
TBMM'den geçirmeyi" hedeili-
yor.
Devlet Bakanı ve Hükümet
Sözcüsü Yddınm Aktuna. hü-
kümetin yasalara aykın bir şey
yapmayacağına dikkat çekereİc
"Eğer Anayasa Vlahkemesi ip-
tal ederse biz bunu birkaç mad-
delik kanun tasansı haline geti-
rir, Mcclis'in gündemine getiri-
riz. özelleşmeler vapılacaktır"
dedi İki tür özelleştirme yönte-
mi olduğunu behrten Aktuna.
Cumhuriyet'e şu değerlendir-
meyi yaptı:
"Bir taraftan. zarar edenler,
ekonomiye yük haline geüniş ku-
ruluşlar özelleştirilecek. Diğer
taraftan, PTrnin T'si gibi kâr
edenler özelleştirilecek. Devlet
artık bu hizmetlerden çıksın, bü-
tün gelişmiş ülkelerde olduğu
gibi, özel sektör bu hizmetleri
vapsm istiyonız. Buradan elde
edilen gelirle de yeni yatmmlar
yapıLsın, iş alanlan açıİsın. İşsiz-
İere çare bulacağız. Biz yasalara
savgılıyız."
FATIH USTUNAramızdan ayrılalı üç yıl oldu...
ÖZLEM VE SEVGİYLE ANIYORUZ
FUL AJANS Yapım ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş.
Umur Coşkun Senm ^v
"a^mu*.cglJ Nuvr. Özkan Fatıh 3alcan Alı Nakı öne'
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
OZGEN ACAR
'Karun Hazmesr ve
Gerçeklep_NEW YORK - Yıllardır okurlar, arkadaşlar ve tanıdık-
lar, "Türkiye'nin tarihsel ve kültürel mirasının korunma-
sı" konusuna "ilk kez nasıl ve neden ilgi duyduğumu"
hep sormuşlardır. 23 yıldır sürdürdüğüm bu mücadele
boyunca''hiç başımın ağrıyıp ağrımadığı "da ikinci soru-
yu oluşturmuştur.
•••
1965-68 yılları arasında Uşak'ın Güre bucağından,
Manisa'nın Salihli ve Kırkağaç ilçelerindeki bazı "anıt-
mezar'iardan çeşitli hazineler yurtdışına kaçırılmışn.
Hazinelerin nerede ve kimlerin ellerinde oiduğuna iliş-
kin en ufak bir ipucu yoktu.
Ingiliz The Times gazetesinin Peter Hopkirk adlı bir
muhabiri ağustos 1970'te Türkiye'ye gelmişti. New York
Metropolitan Sanat Müzesi'nde (MET) "bir kral hazi-
nes/"nin bulunduğuna ilişkin duyum almıştı. Hazineye
itişkin ipuçları bulmak için benden yardım istiyordu.
Zamanın Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdür Yar-
dımcısı Burhan Tezcan, Güre'de kaçakçılarm soyduğu
Ikiztepe tümülüsunde bilimsel kazı yapmış bir arkeolog-
du. Hazineye ilişkin ilk ve en önemli ipuçlarını vererek
en büyük katkıyı yapan Tezcan'a ben veTürkiye Cumhu-
riyeti çok şey borçluyuz.
Tezcan, zamanın Milli Eğitim Bakanı Prof. Orhan
Oğuz'dan "Cumhuriyef'e -gerçekte Peter için- bir müla-
kat sağladı. Peter, Londra'ya dönerken fazla bir ipucu
bulamamıştı. Dönüşünde yazdığı, "Türkler Krezus'un
Karun Hazinesi'ni MET'ten Istiyor" başlıklı haberde Tür-
kiye'nin resmen bu hazinenin peşinde olduğunu ilk kez
dünyaya açıklamış oldu. Oğuz'un bu demeci, daha son-
ra New York Federal Mahkemesi'nde önemli bir belge
olarak yerini alacaktı.
•••
Bir Ingiliz gazeteci durup dururken Ingiltere'den kaçı-
rılmayan, kendi ülkesinde değil de Amerika'da bulunan
bir hazinenin peşine neden düşmüştü?
O tarihte 10 yıllık bir gazeteciydim... Bir kral hazinesi-
nin herhangi bir ülkeden kaçırılıp bir başka müzenin
kasalarında saklanmasının bir 'haber' hem de 'dünya
çapında bir haber' olduğunu, ancak Peter'in bu araşnr-
masından sonra algılayabilmiştim.
Biz Türk gazetecileri ise tarihsel ve kültürel mirasa
sahiplenmek konusunda -bugün biraz daha az olmakla
birlikte- o gün de uyuyorduk. Peter'in gazetecilik anlayı-
şından aldığım bu ders üzerine, ben de bu alandaki
araştırmalarıma ağustos 1970'te başlamış oldum.
•••
1970'te Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın, -bir başka
nedenle yaptığı- "ABD'yi ziyaret" daveti üzerine New
York'a gittim. ABD Dışişleri yetkililerinden; MET'in de-
polarında bulunan ve Türkiye'den geldiği söylenen bir
hazineyi görmek için bana müzeden randevu alınmasını
istedim.
MET, ABD Dışişleri'nin girişimine karşılık olarak "Ya-
kın ve Ortadoğu Bölümu'nde boyle bir hazine bulunma-
dığını" bildirdi. Müze. ABD Dışişleri'ni yanıltmakta hak-
lıydı. Çünkq bakanlık Türkiye'nin Ortadoğu'daki konuşı
mundan dolayı randevuyu müzenin "Yalun ve Ortadoğu
Bölümü'ndenistemişti. Oysa hazine, müzenin "Yuna/ı
ve Roma Bölümü"nün çelik kasalarında saklanıyordu.
Değil bu eserleri görmek, MET'i görmek, müze ziya-
reti dahi resmi programa konulmadı. Yine de kişisel ola-
rak MET'te ilk incelemeleri yapıp müzeyle ilgili bazı kişi-
lerle konuşma olanağını elde ettim. Ancak sonuç, sıfır,
elde var sıfırdı.
•••
1981 nisanında tekrar New York'a gittiğimde, ilk gün
soluğu yine MET'te aldım. Acaba "ufak bir ipucu bulabi-
lir miyim?" diye vitrinlere boşu boşuna baktım durdum.
Bu arada, müzenin envanter kayıtlarını -dolaylı ola-
rak- inceledim. Söz konusu 1965-68 tarihleri arasında
zaman zaman karşıma çıkan boşluklar kuşku yaratıyor-
du. Ancak kesin bir ipucunu da vermiyordu.
Bu arada bir tanıdık Amerikalı arkeoloğun yardımı ile
müzenin fotoğrafhanesinden önemli bir-iki ipucu elde
ettim. Hazinenin iki kere iki dörtolmacasına müze depo-
sunda saklandığına ikna oldum. Ancak bu ipucu ile hazi-
nenin tümünün varlığını ya da kaç parça olduğunu kanıt-
lamak olanak dışıydı. SÖylentiye göre hazine yaklaşık
250 parçadan oluşuyordu.
•••
1984 kasımında yine New York'taydım. Yine ilk gün
koşa koşa müzeye gittim. Bir koridorda vitrine bakarken
gözlerime inanamadım. Hazineden olduğunu tariflerin-
den bildiğim gümüş eserler karşımda duruyordu.
Aşırı derece heyecanlanmıştım. O anda bir kalp krizi
geçirebilirdim. Oysa birkaç gün önce Londra'da bir anji-
yografi yapılmış ve doktor "bypass" ameliyatı olmamı
önermişti. Bu kötü haber üzerine bir de tanıdık bir kardi-
yoloğa görünmek amacıyla New York'a gelmiş, doktora
görünmeden önce müzeye koşmuştum. Şimdi artık ha-
zine karşımda duruyordu.
Aşırı heyecanım karşısında o anda sağlık durumumu
unuian eşim, "Bunlann Karun Hazinesi olduğunu nere-
den biliyorsun " diye sormuştu. O anda ilk işim, -arkeolo-
ji eğitimi görmüş- eşime ayaküstü bunlann "Karun
Hazinesi"rim parçaları olduğunu kanıtlamak oldu.
Hazineden 55 kadar eser 3-4 ay önce sessizce "Doğu
Yunan" eserleri adı altında çelik kasalardan günışığına
çıkmıştı. Bu sergiden. ne Eski Eserler ve Müzeler Genel
Müdürlüğü'nün ne New York'taki Başkonsolosluğun ve
ne de Turizm-Kültür Ataşeliği'nin haberi vardı.
MET Yönetim Kurulu, Ankara'da ABD Büyükelçiliği'-
nden yeni emekli olmuş Wllllam Macomber'i Müze
Başkanı olarak atamıştı. Türkiye'de pek çok kişi bir
"Türk dostu'nun böyle bir göreve getirilmesinden
memnundu. "Türk lobisi" kendisinden yararlanabilirdi.
Oysa bu sevinenler, emekli büyükelçinin "Türk dost-
luğu"nu -her türlü olasılığa karşı- hazineye kalkan yap-
ması için bu göreve getirildiğini nereden bilebilirlerdi?
•••
Türkiye'ye dönünce tekrar yollara düştüm. Kaçakçılık
halkasının ilk somut kanıtları Uşak'ın Güre bucağında
ortaya çıktı ve ondan sonrası da çorap söküğü gibi geldi.
Ama çorabın tümüyle sökülmesi için yine de iki yıllık bir
araştırmagerekti.
Tek satırlık bir haber yazmadan geçen 16 yıllık sabırlı
bir bekleyişten sonra, olayın içyüzünü ancak 1986 baha-
rında açıkladım. Zamanın Kültür ve Turizm Bakanı Mû-
kerrem Taşçıoğlu, hazineyi geri almak için Metropoli-
tan'ı dava edeceğini bildirdi. Ancak kabinede değişiklik
olmuş ve yerine Mesut Yılmaz atanmıştı.
MET'teki sergi nedeniyle 1987 yazına doğru davanın
açılması için öngörülen üç yıllık zamanaşımı suresi dol-
mak üzereydi. O tarihte Hikmet Çetkikaya New York'a
gelmişti. Hikmet, bir-iki hafta içinde dava açılmazsa ha-
zinenin yasal açıdan da kaybedileceğini açık-seçik yaz-
dt.
Mesut Yılmaz, en azından 1 milyon dolar (12 milyar li-
ra) mahkeme masrafı ve Amerika'ya karşı açılacak bir
dava konularında Başbakan Turgut özal'ın "o/ur"unu
aldı. Sürenin dolmasına 3-4 gün kala New York'taki Fe-
m(ArkasılS.Sayfada)