Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3AĞUSTOS1993SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
AT parakıiziııegeçiciçözüm• Mark vejıorin dışındakiA Tparalarının dalgalanma marjıyüzde 6.5 Henyüzde 15'e çıkarıldı
Ekonomi Senisi - Avrupa Döviz Kurlan
Mekanizması'ndaki (ERM) krizin çözümü için
dün 12 saat süren AT ülkeleri Maliye Bakanlan ve
Merkez Bankası Başkanlan toplantısından
devaJüasyona izin çıktı. Toplantı sonrası Alman
Markı ve Hollanda Florini'nin dalgalanma
marjlan (alabileceği en düşük ve en yüksek
değerlerin sırurlan) yüzde 2.25'te kalırken Fransız
Frangı. Danitnarka Kronu, Lüksemburg Frangı,
trlanda Puntu. lspanyol Pesetası ile Portekiz
Esküdosu'nun ERM'deki diger AT ülkeleri para
birimleri karşısındaki dalgalanma marjı yüzde
6.5'ten yüzde 15"eçıkanldı.
Toplanü sonrası açıklama yapan Hollanda Maliye
Bakanı Wim Kok "Bu, AT içindeki paralan mark
veflorindışında hemen hemen dalgalanmaya
btrakma sistemidir. EMS'deki çöküş bir felaket
olacakh. Bu karar ise bir felaket değil, ama kara bir
gündür" dedı.
Krizin başlamasından bu yana sistemin
esnekleşmesi gerektiğini savunan Almanya'nın
Maliye Bakanı Tbeo VVaigeJ ıse karan sistemin
yenıden şekıllendınlmesı olarak yorumlarken
"Sistemin esneklestirilmesi ile AT ülkeleri para
birimlerinin. döviz piyasalarınuı baskılanna daha iyi
davanabileceğini" söyledi
Geçen perşembe günii Alman Merkez Bankası
Bundesbank'ın ülke içindeki yûksek enflasyon ve
fazla miktardaki para arzını frenleyebilmek için
faiz oranlannda yeterli ındirime gitmemesi sonucu
başlayan knz, spekülatörlerin Fransız Frangı
üzerine yoğun bıçimde gitmesı ile büyümüştü.
Başta Fransa olmak üzere bütün ülkelerin merkez
bankalanmn. kendi paralannı korumak için
piyasalara müdahale etmeleri de knzın sona ermesi
için yeterli olmadı. Bu gelışmeler üzenne Avrupa
Topluluğu Para Komitesi cumartesı gûnü
toplandı. Toplanü sonrası Almanya'nın isteği
üzerine AT ülkeleri maliye bakanlan ve merkez
bankası başkanlannm pazar günü krizin çözümü
için yenıden toplanması kararlaştınldı.
Uluslararası gözlemciler, alınan kararlardan
sonra, 1999'da geçılmesi planlanan ortak para
kullarumının çok zor bir ihtimal olduğu görüşünde
birleşiyor. Aynca Almanya'nın birleşmesinden
sonra yaşadığı ekonomik sıkıntılan aşmak için
kendi içinde aldığı ekonomik kararlann sistem
içindeki diğer ülkeleri zorladığına dikkat çekiliyor.
Almanya'nın Avrupa Para Sistemi'nin (EMS)
uzun vadeli hedefi olan ortak para kullanımı
projesinden evvel kendi problemlerini ön plana
İNGİLTERE
Birlik
gerçekçi
değümiş
EDİPEMtLÖYMEN
LONDRA - Avrupa Para Sis-
temi'nin aynlmaz parçası sayılan
Döviz Kurlan Mekanizrnasf run
cismi gıtti, ısmi kaldı. İngiltere
Başbakanı John Major toplanü
sonrası yaptığı açıklamada "Haf-
ta soou Avrupa Para sisteminin
yenıden yapılanmasınm. Avrupa"-
DUI Ekonomik *e parasal biriiğinin
gerçekçi bir yaklaşım obnadığı
gösterdiğini belirttı. Geçen pa-
zar günü Brüksel'deki tartışma-
lardan çıkan ana fıkirler şunlar
Thatcher haldıynuş
Serbest piyasa, hükümetler ta-
rafından kabul ettirilmek istenen
sınırlamalan benimsemediğin!
gösterdi.
Fransa'nın, geleneksel merke-
ziyetçi, Napolyonvari bürokrasi
anlayışı ile yönlendireceğini
sandığı Avrupa Merkez Bankası
hayali de böylece başka bir baha-
ra kaldı. Fransa'nın. Alman
ekonomi siyaseü üzerinde dene-
tim kunna çabası boşa çıktı.
Almanya, kendi enflasyonu,
kendi işsizliği ve kendi ekono-
misine elbette daha önem verdiği-
ni gösterdi. Para piyasalannın
merkez bankalannın müdahale-
siyle bile dizginlenemeyeceğim.
taşıma su ile değirmen dönmeye-
ceğini söylediği için acmarak
bakılan ve alaya alman Marga-
reüı Thatcfaer'ın ne kadar haklı
olduğu çıktı.
Tek para tehHkede
Şimdi ne olacak? Avrupa Dö-
viz Mekanizması ismen yürür-
lükte kalacak. Ama Döviz Me-
kanizması, AT paralannın fıilen
en büyük devalüasyonuna fırsat
verecek tehlikeh bir tuzağa dö-
nüştü. Frar.ga saldın sürdüğü
takdirde, örneğin frangın yüzde
12 kadar değer kaybetmesi, deva-
lüasyon sayılmayacak! Uluslara-
rası para piyasalan için bu göz
boyamarun önemi yok. Bu aldat-
maca sadece hükümetlere yara-
yacak. Paralan değer kaybettiği
takdirde bile hiç olmazsa görü-
nüşü kurtarmış olacaklar.
Yeni uygulama. Avrupa çapı-
nda temel faiz oranlanrun düş-
mesine, ihracaün canlanmasına
yarayabüir. AT üyeleri. kendi
ulusal ekonomilerine daha uygun
kararlan alabilirler. Örneğin faiz
oranJannı Aknanya'ya fazla bak-
madan düşürebiürler.
Ancak AT paralan için öngö-
rülen istikrar unsunı, yüzde 15
uygulamasıyla kalkıyor. Bu ko-
şullarda. Maastricht tarafından
öngörülen tek para uygulaması-
na 7 yıl içinde nasıl geçilebileceği
ciddı bir soru.
Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması nedir?
Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması-
(ERM). 13 Mart 1979 yılmda kurulan Av-
rupa Para sistemi(EMS) içindeki üç temel
mekanizmadan biri. Ortak para biriminin
kullanılması ve kredi- yardım mekanizma-
lan EMS'nin diğer temel taşlan. ERM'i di-
ğer ikı mekanizmadan ayıran ana özellık
sistemdeki sapmalara müdahale edebilecek
tek mekanizma olması. Çalışma amaa. AT
ülkelerinin tek bir merkezi kur çevresinde
toplanmasını sağlamak. ERM sayesınde
sistem içindeki herhangj bir paranın diğer
paralann ortalamalanndan sapması halin-
de çeşitli yöntemler uygulanarak müdahaJe
ediliyor. Bu müdahale AT üyesi ülkelerin
döviz piyasalanna giımek veya faiz oran-
lannda değışıkljk yapılmasını sağlamak
şeklınde gerçekleşiyor.
ERM'nin çökmesi uzun dönemde Avrupa Para SistemTni, dolayısıyla ortak para birliğini de tehlikeye sokuyor.
FRANSA
Avrupa'nıngeleceğikorundu
MtŞEL
PERLMAN
PARİS- Avrupa
Para Sistemi
(EMS) ile ilgili geri-
km havası AT ma-
liye bakanlannın
çözümü sayesinde
noktalanırken
Fransa'da sağ ve
sol arasındaki siya-
sal "birlikte ya-
şam"m başansmı
ortaya koydu.
Başbakan Edou-
ard BaDadur, dün
sabah düzenlediği
basın toplantısında
Brüksel müzakere-
lerinin "bilancosunu" şöyle özetledi: "Frangın
değeri konınmuştur, bu bizim hedefimizdi. Av-
rupa'nın geleceği korunmuştur, Avrupa Para
Sistemi (EMS) işler haMedır ve bizter, ekono-
mi politikaımzuı geleceğini güven ve süreklilik-
le tasarlav abiliriz."
Devalüasyon oiasıiığının gerçekleşmeyişi,
Fransız ilgili çevrelerine "rahat nefes" al-
dırdı. Alınmış önlemlerle Avrupa Para Siste-
mi (EMS) kurtanlmış olmakla birlikte üye
ülke dövizlerinin pivo kurlannda kabul edil-
miş yüzde 15'lik marj "çalkantı"sının, önü-
müzdeki ocakta
yeniden gözden
geçirileceğine işa-
ret ediliyor.
Fransız basını-
nda ülkenin önde
gelen gazetelerin-
den sağ eğilimli Le
Figaro, "12Ter
EMS'yi allak bul-
lak etti" derken.
Bulvar gazetesı
France-Soır, "Av-
rupa kınldı mı"
sorusnu yöneltti.
Fransa'nın No-
bel öduilu ekono-
mistlerinden Mau-
rice ADais ise sol
eğilimli Liberation
gazetesine müzakereler bitmeden önce verdı-
ği demeçte, "Batı'nuı iflasın eşiğinde olduğu-
nu" öne sürdü. Ünlü uzman. sıyasal ve para-
sal otoritelenn "yaptsal bakımdan kötü oJan
para, banka ve finans kurumlannı yeniden
gözden geçirmek zorunda" olduğunu söyledi.
çıkarmasının Avrupa Döviz Kurlan
Mekanizmasf nı da krize sürüklediği ifade ediliyor.
Alınan kararlann kalıcı çözümler olmaması ve
sistem içindeki diğer ülkelere de daha bağımsız
kararlar almasına imkan vermesı bakımından,
Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması'nın sonunu
haarladığı görülüyor. ERM'nin çökmesi ise uzun
dönemde Avrupa Para Sistemi'ni, dolayısıyla
ortak para birliğini de tehlikeye sokuyor.
Avrupa piyasalannda dün Alman Markı
karşısında Fransız Frangı yüzde 2.8. Danimarka
Kronu yüzde 5 oranında değer kaybetti. Amerikan
Dolan ERM'deki operasyon sonrası Alman
Markı ve Japon Yeni karşısında düşerken diğer
paralara karşı değerlendi. Asya borsalannda ERM
krizi sonrası altının onsu 409 dolara kadar
yükseldi.
DANtMARKA
Güçlü
paradan
dönüşyok
FERRUH YILMAZ
KOPENHAG - Avrupa Para
Sistemi'ndeki (EMS) krizin son
10-15 yılın en ciddi krizi olduğu-
na dikkati çeken Danimarka
basını, krizden Almanya ile
Fransa arasındaki görüş
aynhğmı sorumlu tutuyor.
Krizden Fransız Frangı'yla
birlikte en çok etkilenen Dani-
marka Kronu haftalardır, para
spekülatörlerinin baskısı alünda
bulunuyor. Hükümet, düşük enf-
lasyon düzeyini koruyabilmek
için güçlü para politikasıru terk
etmemeye niyetli görünüyor. Da-
nimarka Merkez Bankası da hem
faiz hadlerini artbrarak hem de
piyasadan kron toplayafak kro-
nun değerini sabit tuünaya, piya-
sadakı son dalgalanmalardan ka-
zasız belasız sıynlmaya çalışıyor.
Öte yandan Danimarka'da
yayımlanan gazetelerin ekonomi
yazarlanyla önde gelen iktisatçı-
lan, kronun değennin düşürül-
mesi gerektiğini savunuyorlar.
Buna göre tüketim artacağından
ışsizlik azalacak, faiz oranlan dü-
şecek ve yaünmlar artacak. Hü-
kümet ise Avrupa Para Sistemi'-
nin sayısal bir kararfılıkla korun-
ması gerektiğini savunuyor.
İSVEÇ
Avrupa
Birliği
güçlulerin
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Son bir yıl
içinde para birimı kronun değe-
rini yüzde 28 yitirrnesinden
sonra bu kpnuda özellikle ikir-
cikü olan İsveç'te AT Komis-
yonu'nun aldığı karar kaygı ya-
rattı. Merkez Bankası'nın Mü-
dür Yardıması Thomas Fran-
zen,
u
Avrupa Birliği'nin bir
avuç ekonontisi güçlü ülke ta-
rafından oluşturulacağı açık"
dedi.
İsveç'in AT İlişkileriyle So-
rumlu Bakanı Ulf Dinkelspiel
ise son gelişmenin. İsveç'in üye-
liğini geciktirmeyeceğini. ancak
AT ile olan ilişkilerde daha dik-
katli olunması gerektiğini söy-
ledi.
Ekonomist Assr Lindback,
AT'nin ortak bir para birimi
oluşturma yolunu seçmesinin
yanlış olduğunu belirterek şöy-
le konuştu: "Bu karar. pratikte
serbest kur oluşrurulması an-
lamına gelir. Para piyasasının
da serbest olması gerektiğini or-
taya çıktı. Ya para birimleri ser-
best olur ya da ortak bir para bi-
riminde karar kılınır. İkisinin or-
tasında bir seçenek yoktur.
IŞÇENIN EVRENİKDEN
ŞÜKRAN KETEİVCİ
Pazarlığın Sahibi Kim?
Uluslararası hukuk, işçinin sendikalaşma, toplu pazarlık
ve grev haklannı, bu alanlardaki sınırsız özgürlükleri ile
ancak kullanılabilir görür. Ûzgür toplu pazarlık hakkının
vazgeçilemez niteliklerinden biri de yetkili tarafların özgür
iradeleri ile masaya oturabilmeleridir. Siz de gazeteden
okumuş, TV haberlerinden izlemiş olmalısınız. 600 bin
kamu işçisinin 7 aydır bekleyen toplusözleşme uyuş-
mazlığı için Türk-iş Başkanı Bayram Meral, Başbakan
Tansu ÇİHer, TOBB Başkanı Yalım Erez, herkesten haber-
siz ve basına kapalı olarak Emirgan Sarı Köşk'te bir araya
gelmişler. Bu kişilerin bu toplu sözleşme uyuşmazlığı ile
yasal ne ilişkileri var?
Bayram Meral, Türk-lş'in Genel Başkanı. Uyuşmazlığın
tarafı işçi sendikalarının üstörgütünün en yetkili kişisi. An-
cak sözleşme hakkı ve özgürlüğü çerçevesinde Türk-iş'in
ne toplu pazarlık hakkı ne de özgürlüğü var. Bu hak ve öz-
gürlük, yetkili taraflar olarak, ilgili sendikalar ve üsttemsil-
cileri olarak onların başkanlarına ait. Bayram Meral, sade-
ce Yol-iş'i temsil edebilir ve Yol-İş'i bağlayan bir görüşme
yapabilir. Denebilir ki toplusözleşmeleri kilitlenen Türk-iş
üyesi sendikalar, birlikte daha güçlü ofmak için aralarında
özel nitelikte bir koordinasyon kurulu oluşturdular ve Türk-
iş'in de bu güçbirliğinde aracı olmasını istediler. Bu tablo-
da Türk-lş Başkanı'nın bütün sendikalan ve yüzbinlerle
üyelerini bağlayan bir görüşme, anlaşma için, sendika
başkanlarından habersiz gizli bir görüşmeye gitmesi doğ-
ru ve hak mıdır?
Başbakan en sonunda, kamu işyerlerinin en üsttemsil-
cisi sayılabilir. Ancak kamu işletmeleri sonuçta tek tek,
ayı işletmelerdir. Uluslararası hukuk, ILO ilkeleri, kamu
işverenleri adına kurdurulan kamu işveren sendikalarını,
kamu koordinasyon kurullarını dahi, sıyasi iktidann müda-
halesi nedeniyle doğrudan toplusözleşme hak ve özgürlü-
ğü ilkesi ile çelişir bulmuş ve Türk hükümetlerini bu konu-
larda uyarmıştr. Kamu işverenleri adına doğrudan Başba-
kan ın toplu pazarlığı yürtmeye kalkışması, toplusözleşme
hak ve özgürlüğüne siyasi iktidar müdahalesinin olabile-
cek en ağır suçunun işlenmesidir. Türkiye'de bu büyük suç
alenen, hem de Türk-lş'in onayı alınmış olarak sürekli iş-
lenmektedir.
Türk-iş Başkanı işçiler ve sendikalar adına, başbakan
ile gizli toplu pazarlık masasına oturuyorsa, sendikal hak
ve özgüklüklere siyasi iktidar müdahalesinden şikayete,
hiçbir konuda, hiçbir biçimde hak sahibi değildir. Doğru-
dan işlenen bu büyük suçun baş ortağıdır.
Bir an için işçiler ve sendikalann Türk-lş'e, kamu işve-
renlerinin de Başbakan'a kayıtsız şartsız teslim oldukları-
nı, haklarını devrettiklerini kabul edelim. TOBB Başkanı-
nın, Yalım Erez'in bu işle ne ilgisi var? özel sektör işveren-
leri adına, "Kamu işçilerine fazla para verilmesin, ücret
düzeyi yükselmesin" diye denetime mi geldi? Hangi hak
ve hukukla? Türk-iş Başkanı buna nasıl izin verdi? Yozlaş-
ma ve ilkesizlikte elini verirsen, işte böyle kolunu da
kaptırırsın. işçinin en yetkili ve sorumlu başkanlannın ha-
berli olmadığı görüşmeden, işveren örgütlenmelerinin en
yetkili temsilcisi, haberli olmaktan öte, içinde ve tarafı olur.
^Türk-iş'in işçiler adına yetkili ve sorumlu sendika baş-
kanları, dünkü Türk-İş Koordinasyon Kurulu toplantısında
ne yaptlar bilemiyorum. Ancak sendikal sorumluluk ve
duyariılığının, ahlakının zerresini taşıyorlarsa, Türk-lş
Başkanı'naağırhesapsormuşolmalarıgerekir. "Birdaha
bizden habersiz, bizim adımıza böyle bir görüşmeye gide-
mezsin. Ne yetkin ne de hakkın yok"demiş olmaları gere-
kir. Demişler midir? Siz inanıyor, umabiliyor musunuz?
Yoksa hepsi de mi aynı yozlaşma, ilkesizliğin batağı kpin-
deler? Aksini ummak istiyoruz.
Toplusözleşme uyuşmazlığının içeriğine ilişkin bu sa-
hipsiz, yetkisiz pazarlıkta gelinen son duruma gelince. iş
güvencesi, taşeronlaştırma, özelleştirme gibi işçinin
canını yakan sorunlarda, bazı önleyici adımlar atılabilme
adına, ücret artışı bir kenara itildi. Verilebilecekten daha
fazla taviz verilmesi zaten benimsendi. Bizce çok büyük
bir riskin altına girildi.
Elbette, toplusözleşme masasında, sonradan koruna-
mayan ücretier dışında bir konu ile ilgilenilmesin gibi bir
sonuca varmıyoruz Tam tersi yıllardır sendikacılanmızı
bu nedenle eleştiriyoruz. Ancak pazarlık masasının gün-
demindeki metinlerle ve bu sendikacılıkla, işçiye hiçbir
güvence gelemeyeceğini de görüyoruz. İşçi çıkarmaları,
taşeronlaştırma, özelleştirme uygulamaları ile işçinin sen-
dikal haklarının gaspedilmesine bugüne kadar seyirci
kalmış, hiçbir biçimde "dı/r"diyememiş sendikacılık hare-
keti, göstermelik, prestij kurtaracak metinlerle, kendini
daha da zor konuma düşürebilir.
İşçiye gerçekten güvenlik getirmeyen sözleşme mad-
delerinin ardından, olumsuz uygulamalar devam ederse,
sendikalar daha da büyük bir çıkmazın içine düşebilir.
Tansu Çiller'in diretmesi, Türk-iş'in kararlı olduğu madde-
lerin işçinin yaşamında anlamlı olmasından, işçi aleyhin-
deki uygulamaları durdurabilmesinden değildir. Çiller, po-
litik anlamda, Demir Leydi ve özal imajlarının parlak şov-
larını yapma eğilimindedir. Kendisini kamuoyunda bağ-
layacak her tür yumuşatıcı adımdan kaçınmak istemekte-
dir.
Özetle her anlamda çalışanlar aleyhine, sendikal hak ve
özgürlükleri ayaklar altına alan, pervasız bir gidiş söz ko-
nusudur. Sermaye ve başbakan ele ele, işçi gücü ve ta-
banını temsil niteliğini yitirmiş sendika lider kadrolarını
peşlerinden sürükleyerek bu tehlikeli yolda hızla yü-
rümekteler. Nereye gittiklerini, yaşayıp birlikte, sonuçları
ile izleyeceğiz..
Gümrük birliği ve otomotivdeki koruma konusunda Sabancı'dan Koç'a yanıt:
KorumaistemekgülünçlüktürEkonomi Senisi - Otomotiv sanayii-
nin korunması konusunda birbirine gi-
ren Koç ve Sabana'nın söz düeüosu
kızışıyor.
Koç Holding İdare Komitesi Başkanı
İnan Kıraç'm kendisiyle ilgili açıklarna-
lanna yanıt veren Toyotasa Yönetim
Kurulu Başkanı ÖzdemirSabancı
u
Güm-
rük birliğine hazınz dev ip diğer taraftan
başkalarını öne sürerek korumacılık iste-
mek gülünçtür, samimi değildir" dedi.
Sabancı'nın samimivetsiz olarak yo-
rumladığı açıklamasında İnan Kıraç
"Gümrük birliğinden korkmuyonız, ama
yan sanayii henüz bumı kaldıramaz. Öz-
denür Bey hazınz diyorsa bu sanayici ol-
madığını her şeyi idıal edeceğini göste-
riyor" demişti.
Özdemir Şabancı dün yaptığı yaalı
açıklamada İnan Kıraç'ın koromaalık
isteyen görüşlerini gazetelerde okudu-
ğunu ve konunun kamuoyu önünde
gündeme gelmesine memnun olduğunu
belirterek "Korumacılık bir kaç kişinin
menfaati uğruna milletin kazıklanması-
dır. Zihniyet olarak korumacılığa karşı-
yım" dedi.
Korumacılık altında efelik yapmak-
tansa, gümrük birliği koşullan alünda
başanlı olmanın daha önem'i olduğunu
• Toyotasa Yönetim
Kurulu Başkanı
Özdemir Sabancı:
Gümrük birliğine hazınz
deyip diğer taraftan
başkalanm öne sürerek
korumacılık istemek
gülünçtür ve samimi
değildir.
Özdemir Sabancı.
vurgulavan Sabancı, "iyi sanayici ile za-
rarlı sanavicinin ancak konımasız or-
tamda belli olacagım" kaydetti. Dünya-
ya açılma planlan yapan Türkiye'nin
korumacılık olmadan kalkınmayı öğ-
renmesi gerektiğini belirten Sabancı açı-
klamasında şunlara yer verdi:
"Türkiye'de korumacılık olmadan ba-
şarılı olan birçok sanayici vardır. Bazı
sektörlerde korumacılık zaten kalkmış-
ken neden davanıklı tüketim malları ve
otomotiv sanayiinde korunmaya devam
edilsin. İmtiyazlar devri kapanmalıdır.
Gümrük birliğine gidilmez.se bile veya gi-
dilmesi gecikse bile korumacılık derhal
azaltılmalıdır. Hiçbir üriin yüzde 20'den
fazla gümrük duvarı iie korunmamalıdır.
Gümrük duvarı otomobiide yüzde 39'dur.
Polistirende 0 olan gümrük duvarı ticari
araçlarda yüzde 53'dür. Çimentoda yüz-
de 11 olan gümrük duvarı buzdolabında
yüzde 31'dir. Bu çarpıklık başka karşı-
laşbrmalarda da göriilebilir. Başardı sa-
nayiciyi cezalandırmak. Başarısızı koru-
mak yanlıştır."
"İthalat artarsa döviz kaybı artar" en-
dişesıne katılmanın mümkün olmadığı-
nı ifade eden Özdemir Sabancı. "İkame
sanayi devri bitmiştir. Gelişmeye esas
olan dışa açılma politikasıdir. Türkiye
otomotiv ürünJeri ihraç edebilen ülke ko-
numuna gebnelidir. Bunu başarabUmek
için ilk şart korumacdığın kalkmasıdır.
Yapılması gereken geçici bir süre için ib-
racatın desteklenmesidir. Korumacdığın
devam ettirilmesi değil" diye konuştu.
Otomotiv sanayii küçülmez
Türkiye'de gümrük birliğine gidilme-
siyle otomotiv sanayünin küçülmeyip
bilakis büyüyeceğini vurgulayan Sa-
bana, bu durumun fıyatlann düşme-
sini, daha iyi ürünlerin yapıbnasıni ve
tüketici için daha iyi hizmet yanşının
başlamasını sağlayacağını savundu.
Gümrük birliğine geçiş tarihlerinin
yıllardır bilindiğini belirten Sabancı açı-
klamasını şöyle tamamladı: "Türk sana-
yiine yeteri kadar hazırlık dönemi
tanınmıştır. Daha fazlasını istemek oya-
lama taktiğinden başka bir şey değikür."
Ode öde borç bitmiyor
•Bu yıl 5 ayda toplam 1 milyar 564 milyar lira ödedik
ANKARA
(AA)-Türkiye,
bu yılın 5 aylık
döneminde,
toplam 1 mil-
yar 564 milyon
dolarlık dış
devlet borcu
ödedi.
AA muhabi-
rinin Hazine ve
Dış Ticaret
MüsteşarlıgT-
ndan(HDTM)
edindiği bilgiye
göre dış devlet
borcu ödeme-
lerinin 844.4
milyon do-
lannı anapara,
719.6 milyon
dolannı da faiz
ödemeleri oluş-
turdu. Bu yıl 5
aylık dönem için 777.9 milyon dolan anapara, 718
milyon dolan da faiz olmak üzere toplam 1 milyar
4% milyon dolarlık devlet borcu ödemesi öngö-
rülmüştü.
Söz konusu dönemde. toplam 726 milyon do-
larlık geri ödeme yapılan uluslararası kuruluşlar
Dış borç ödemeleri (mayıs-bin S)
! Almsrvys
Avusturya
Belçtka
i Fransa
Fsnlarsdîya
HoüasKte
ingiltere
isvıçre
itaiya
ispanya
Japonya
Kanaöa
OECOTopîara
18RD-IDA
ERF
EtB
Otğer
To^am
SavunmaBorç
Genet Toplam
tatıon
85123
56936
Î.87S
2598
Î4.740
840
Î.732
R628
12.765
3.107
285
175^88
16444
380.708
270.781
92525
9.756
6SJ382
820.562
23.911
844473
124.097
75 819
1.886
86
7.833
510
1.410
15183
17.332
2.107
13
134.470
4.378
386.139
175.808
93.375
2.852
14.194
672.368
47.267
719.635
2Û9-22S
127.755
3.765
2.384
22.573
1.350
3,142
29,811
30.09?
5314
238
310.358
20.822
766.847
446.589
186.300
12.606
80.586
1.492.330
71178
1.564.108
arasından en
fazla ödeme
Dünya Ban-
kası-Uluslara-
rası Kalkınma
Ajansı'na
yapıldı. Bu ör-
güte 5 ayda
446.5 milyon
dolar, îskan
Fonu'na 186.3
milyon dolar,
Avrupa
Yatınm Ban-
kası'na ise 12.6
milyon dolar
ödendi.
Bu yıl ocak-
mayıs döne-
minde OECD
ülkelerine de
766.8 milyon
dolarlık ödeme
gerçekleştırildi.
Bu ülkeler arasında cn fazla borç ödenen ülke ise
310 milyon dolarla Japonya, 209 milyon dolarla
da ABD oldu.
Öte yandan, adı geçen dönemde 71 milyon do-
larlık da savunma borcu geri ödemesi gerçekleşti-
rildi.