17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AĞUSTOS1993SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI AT parakıiziııegeçiciçözüm• Mark vejıorin dışındakiA Tparalarının dalgalanma marjıyüzde 6.5 Henyüzde 15'e çıkarıldı Ekonomi Senisi - Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması'ndaki (ERM) krizin çözümü için dün 12 saat süren AT ülkeleri Maliye Bakanlan ve Merkez Bankası Başkanlan toplantısından devaJüasyona izin çıktı. Toplantı sonrası Alman Markı ve Hollanda Florini'nin dalgalanma marjlan (alabileceği en düşük ve en yüksek değerlerin sırurlan) yüzde 2.25'te kalırken Fransız Frangı. Danitnarka Kronu, Lüksemburg Frangı, trlanda Puntu. lspanyol Pesetası ile Portekiz Esküdosu'nun ERM'deki diger AT ülkeleri para birimleri karşısındaki dalgalanma marjı yüzde 6.5'ten yüzde 15"eçıkanldı. Toplanü sonrası açıklama yapan Hollanda Maliye Bakanı Wim Kok "Bu, AT içindeki paralan mark veflorindışında hemen hemen dalgalanmaya btrakma sistemidir. EMS'deki çöküş bir felaket olacakh. Bu karar ise bir felaket değil, ama kara bir gündür" dedı. Krizin başlamasından bu yana sistemin esnekleşmesi gerektiğini savunan Almanya'nın Maliye Bakanı Tbeo VVaigeJ ıse karan sistemin yenıden şekıllendınlmesı olarak yorumlarken "Sistemin esneklestirilmesi ile AT ülkeleri para birimlerinin. döviz piyasalarınuı baskılanna daha iyi davanabileceğini" söyledi Geçen perşembe günii Alman Merkez Bankası Bundesbank'ın ülke içindeki yûksek enflasyon ve fazla miktardaki para arzını frenleyebilmek için faiz oranlannda yeterli ındirime gitmemesi sonucu başlayan knz, spekülatörlerin Fransız Frangı üzerine yoğun bıçimde gitmesı ile büyümüştü. Başta Fransa olmak üzere bütün ülkelerin merkez bankalanmn. kendi paralannı korumak için piyasalara müdahale etmeleri de knzın sona ermesi için yeterli olmadı. Bu gelışmeler üzenne Avrupa Topluluğu Para Komitesi cumartesı gûnü toplandı. Toplanü sonrası Almanya'nın isteği üzerine AT ülkeleri maliye bakanlan ve merkez bankası başkanlannm pazar günü krizin çözümü için yenıden toplanması kararlaştınldı. Uluslararası gözlemciler, alınan kararlardan sonra, 1999'da geçılmesi planlanan ortak para kullarumının çok zor bir ihtimal olduğu görüşünde birleşiyor. Aynca Almanya'nın birleşmesinden sonra yaşadığı ekonomik sıkıntılan aşmak için kendi içinde aldığı ekonomik kararlann sistem içindeki diğer ülkeleri zorladığına dikkat çekiliyor. Almanya'nın Avrupa Para Sistemi'nin (EMS) uzun vadeli hedefi olan ortak para kullanımı projesinden evvel kendi problemlerini ön plana İNGİLTERE Birlik gerçekçi değümiş EDİPEMtLÖYMEN LONDRA - Avrupa Para Sis- temi'nin aynlmaz parçası sayılan Döviz Kurlan Mekanizrnasf run cismi gıtti, ısmi kaldı. İngiltere Başbakanı John Major toplanü sonrası yaptığı açıklamada "Haf- ta soou Avrupa Para sisteminin yenıden yapılanmasınm. Avrupa"- DUI Ekonomik *e parasal biriiğinin gerçekçi bir yaklaşım obnadığı gösterdiğini belirttı. Geçen pa- zar günü Brüksel'deki tartışma- lardan çıkan ana fıkirler şunlar Thatcher haldıynuş Serbest piyasa, hükümetler ta- rafından kabul ettirilmek istenen sınırlamalan benimsemediğin! gösterdi. Fransa'nın, geleneksel merke- ziyetçi, Napolyonvari bürokrasi anlayışı ile yönlendireceğini sandığı Avrupa Merkez Bankası hayali de böylece başka bir baha- ra kaldı. Fransa'nın. Alman ekonomi siyaseü üzerinde dene- tim kunna çabası boşa çıktı. Almanya, kendi enflasyonu, kendi işsizliği ve kendi ekono- misine elbette daha önem verdiği- ni gösterdi. Para piyasalannın merkez bankalannın müdahale- siyle bile dizginlenemeyeceğim. taşıma su ile değirmen dönmeye- ceğini söylediği için acmarak bakılan ve alaya alman Marga- reüı Thatcfaer'ın ne kadar haklı olduğu çıktı. Tek para tehHkede Şimdi ne olacak? Avrupa Dö- viz Mekanizması ismen yürür- lükte kalacak. Ama Döviz Me- kanizması, AT paralannın fıilen en büyük devalüasyonuna fırsat verecek tehlikeh bir tuzağa dö- nüştü. Frar.ga saldın sürdüğü takdirde, örneğin frangın yüzde 12 kadar değer kaybetmesi, deva- lüasyon sayılmayacak! Uluslara- rası para piyasalan için bu göz boyamarun önemi yok. Bu aldat- maca sadece hükümetlere yara- yacak. Paralan değer kaybettiği takdirde bile hiç olmazsa görü- nüşü kurtarmış olacaklar. Yeni uygulama. Avrupa çapı- nda temel faiz oranlanrun düş- mesine, ihracaün canlanmasına yarayabüir. AT üyeleri. kendi ulusal ekonomilerine daha uygun kararlan alabilirler. Örneğin faiz oranJannı Aknanya'ya fazla bak- madan düşürebiürler. Ancak AT paralan için öngö- rülen istikrar unsunı, yüzde 15 uygulamasıyla kalkıyor. Bu ko- şullarda. Maastricht tarafından öngörülen tek para uygulaması- na 7 yıl içinde nasıl geçilebileceği ciddı bir soru. Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması nedir? Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması- (ERM). 13 Mart 1979 yılmda kurulan Av- rupa Para sistemi(EMS) içindeki üç temel mekanizmadan biri. Ortak para biriminin kullanılması ve kredi- yardım mekanizma- lan EMS'nin diğer temel taşlan. ERM'i di- ğer ikı mekanizmadan ayıran ana özellık sistemdeki sapmalara müdahale edebilecek tek mekanizma olması. Çalışma amaa. AT ülkelerinin tek bir merkezi kur çevresinde toplanmasını sağlamak. ERM sayesınde sistem içindeki herhangj bir paranın diğer paralann ortalamalanndan sapması halin- de çeşitli yöntemler uygulanarak müdahaJe ediliyor. Bu müdahale AT üyesi ülkelerin döviz piyasalanna giımek veya faiz oran- lannda değışıkljk yapılmasını sağlamak şeklınde gerçekleşiyor. ERM'nin çökmesi uzun dönemde Avrupa Para SistemTni, dolayısıyla ortak para birliğini de tehlikeye sokuyor. FRANSA Avrupa'nıngeleceğikorundu MtŞEL PERLMAN PARİS- Avrupa Para Sistemi (EMS) ile ilgili geri- km havası AT ma- liye bakanlannın çözümü sayesinde noktalanırken Fransa'da sağ ve sol arasındaki siya- sal "birlikte ya- şam"m başansmı ortaya koydu. Başbakan Edou- ard BaDadur, dün sabah düzenlediği basın toplantısında Brüksel müzakere- lerinin "bilancosunu" şöyle özetledi: "Frangın değeri konınmuştur, bu bizim hedefimizdi. Av- rupa'nın geleceği korunmuştur, Avrupa Para Sistemi (EMS) işler haMedır ve bizter, ekono- mi politikaımzuı geleceğini güven ve süreklilik- le tasarlav abiliriz." Devalüasyon oiasıiığının gerçekleşmeyişi, Fransız ilgili çevrelerine "rahat nefes" al- dırdı. Alınmış önlemlerle Avrupa Para Siste- mi (EMS) kurtanlmış olmakla birlikte üye ülke dövizlerinin pivo kurlannda kabul edil- miş yüzde 15'lik marj "çalkantı"sının, önü- müzdeki ocakta yeniden gözden geçirileceğine işa- ret ediliyor. Fransız basını- nda ülkenin önde gelen gazetelerin- den sağ eğilimli Le Figaro, "12Ter EMS'yi allak bul- lak etti" derken. Bulvar gazetesı France-Soır, "Av- rupa kınldı mı" sorusnu yöneltti. Fransa'nın No- bel öduilu ekono- mistlerinden Mau- rice ADais ise sol eğilimli Liberation gazetesine müzakereler bitmeden önce verdı- ği demeçte, "Batı'nuı iflasın eşiğinde olduğu- nu" öne sürdü. Ünlü uzman. sıyasal ve para- sal otoritelenn "yaptsal bakımdan kötü oJan para, banka ve finans kurumlannı yeniden gözden geçirmek zorunda" olduğunu söyledi. çıkarmasının Avrupa Döviz Kurlan Mekanizmasf nı da krize sürüklediği ifade ediliyor. Alınan kararlann kalıcı çözümler olmaması ve sistem içindeki diğer ülkelere de daha bağımsız kararlar almasına imkan vermesı bakımından, Avrupa Döviz Kurlan Mekanizması'nın sonunu haarladığı görülüyor. ERM'nin çökmesi ise uzun dönemde Avrupa Para Sistemi'ni, dolayısıyla ortak para birliğini de tehlikeye sokuyor. Avrupa piyasalannda dün Alman Markı karşısında Fransız Frangı yüzde 2.8. Danimarka Kronu yüzde 5 oranında değer kaybetti. Amerikan Dolan ERM'deki operasyon sonrası Alman Markı ve Japon Yeni karşısında düşerken diğer paralara karşı değerlendi. Asya borsalannda ERM krizi sonrası altının onsu 409 dolara kadar yükseldi. DANtMARKA Güçlü paradan dönüşyok FERRUH YILMAZ KOPENHAG - Avrupa Para Sistemi'ndeki (EMS) krizin son 10-15 yılın en ciddi krizi olduğu- na dikkati çeken Danimarka basını, krizden Almanya ile Fransa arasındaki görüş aynhğmı sorumlu tutuyor. Krizden Fransız Frangı'yla birlikte en çok etkilenen Dani- marka Kronu haftalardır, para spekülatörlerinin baskısı alünda bulunuyor. Hükümet, düşük enf- lasyon düzeyini koruyabilmek için güçlü para politikasıru terk etmemeye niyetli görünüyor. Da- nimarka Merkez Bankası da hem faiz hadlerini artbrarak hem de piyasadan kron toplayafak kro- nun değerini sabit tuünaya, piya- sadakı son dalgalanmalardan ka- zasız belasız sıynlmaya çalışıyor. Öte yandan Danimarka'da yayımlanan gazetelerin ekonomi yazarlanyla önde gelen iktisatçı- lan, kronun değennin düşürül- mesi gerektiğini savunuyorlar. Buna göre tüketim artacağından ışsizlik azalacak, faiz oranlan dü- şecek ve yaünmlar artacak. Hü- kümet ise Avrupa Para Sistemi'- nin sayısal bir kararfılıkla korun- ması gerektiğini savunuyor. İSVEÇ Avrupa Birliği güçlulerin GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Son bir yıl içinde para birimı kronun değe- rini yüzde 28 yitirrnesinden sonra bu kpnuda özellikle ikir- cikü olan İsveç'te AT Komis- yonu'nun aldığı karar kaygı ya- rattı. Merkez Bankası'nın Mü- dür Yardıması Thomas Fran- zen, u Avrupa Birliği'nin bir avuç ekonontisi güçlü ülke ta- rafından oluşturulacağı açık" dedi. İsveç'in AT İlişkileriyle So- rumlu Bakanı Ulf Dinkelspiel ise son gelişmenin. İsveç'in üye- liğini geciktirmeyeceğini. ancak AT ile olan ilişkilerde daha dik- katli olunması gerektiğini söy- ledi. Ekonomist Assr Lindback, AT'nin ortak bir para birimi oluşturma yolunu seçmesinin yanlış olduğunu belirterek şöy- le konuştu: "Bu karar. pratikte serbest kur oluşrurulması an- lamına gelir. Para piyasasının da serbest olması gerektiğini or- taya çıktı. Ya para birimleri ser- best olur ya da ortak bir para bi- riminde karar kılınır. İkisinin or- tasında bir seçenek yoktur. IŞÇENIN EVRENİKDEN ŞÜKRAN KETEİVCİ Pazarlığın Sahibi Kim? Uluslararası hukuk, işçinin sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev haklannı, bu alanlardaki sınırsız özgürlükleri ile ancak kullanılabilir görür. Ûzgür toplu pazarlık hakkının vazgeçilemez niteliklerinden biri de yetkili tarafların özgür iradeleri ile masaya oturabilmeleridir. Siz de gazeteden okumuş, TV haberlerinden izlemiş olmalısınız. 600 bin kamu işçisinin 7 aydır bekleyen toplusözleşme uyuş- mazlığı için Türk-iş Başkanı Bayram Meral, Başbakan Tansu ÇİHer, TOBB Başkanı Yalım Erez, herkesten haber- siz ve basına kapalı olarak Emirgan Sarı Köşk'te bir araya gelmişler. Bu kişilerin bu toplu sözleşme uyuşmazlığı ile yasal ne ilişkileri var? Bayram Meral, Türk-lş'in Genel Başkanı. Uyuşmazlığın tarafı işçi sendikalarının üstörgütünün en yetkili kişisi. An- cak sözleşme hakkı ve özgürlüğü çerçevesinde Türk-iş'in ne toplu pazarlık hakkı ne de özgürlüğü var. Bu hak ve öz- gürlük, yetkili taraflar olarak, ilgili sendikalar ve üsttemsil- cileri olarak onların başkanlarına ait. Bayram Meral, sade- ce Yol-iş'i temsil edebilir ve Yol-İş'i bağlayan bir görüşme yapabilir. Denebilir ki toplusözleşmeleri kilitlenen Türk-iş üyesi sendikalar, birlikte daha güçlü ofmak için aralarında özel nitelikte bir koordinasyon kurulu oluşturdular ve Türk- iş'in de bu güçbirliğinde aracı olmasını istediler. Bu tablo- da Türk-lş Başkanı'nın bütün sendikalan ve yüzbinlerle üyelerini bağlayan bir görüşme, anlaşma için, sendika başkanlarından habersiz gizli bir görüşmeye gitmesi doğ- ru ve hak mıdır? Başbakan en sonunda, kamu işyerlerinin en üsttemsil- cisi sayılabilir. Ancak kamu işletmeleri sonuçta tek tek, ayı işletmelerdir. Uluslararası hukuk, ILO ilkeleri, kamu işverenleri adına kurdurulan kamu işveren sendikalarını, kamu koordinasyon kurullarını dahi, sıyasi iktidann müda- halesi nedeniyle doğrudan toplusözleşme hak ve özgürlü- ğü ilkesi ile çelişir bulmuş ve Türk hükümetlerini bu konu- larda uyarmıştr. Kamu işverenleri adına doğrudan Başba- kan ın toplu pazarlığı yürtmeye kalkışması, toplusözleşme hak ve özgürlüğüne siyasi iktidar müdahalesinin olabile- cek en ağır suçunun işlenmesidir. Türkiye'de bu büyük suç alenen, hem de Türk-lş'in onayı alınmış olarak sürekli iş- lenmektedir. Türk-iş Başkanı işçiler ve sendikalar adına, başbakan ile gizli toplu pazarlık masasına oturuyorsa, sendikal hak ve özgüklüklere siyasi iktidar müdahalesinden şikayete, hiçbir konuda, hiçbir biçimde hak sahibi değildir. Doğru- dan işlenen bu büyük suçun baş ortağıdır. Bir an için işçiler ve sendikalann Türk-lş'e, kamu işve- renlerinin de Başbakan'a kayıtsız şartsız teslim oldukları- nı, haklarını devrettiklerini kabul edelim. TOBB Başkanı- nın, Yalım Erez'in bu işle ne ilgisi var? özel sektör işveren- leri adına, "Kamu işçilerine fazla para verilmesin, ücret düzeyi yükselmesin" diye denetime mi geldi? Hangi hak ve hukukla? Türk-iş Başkanı buna nasıl izin verdi? Yozlaş- ma ve ilkesizlikte elini verirsen, işte böyle kolunu da kaptırırsın. işçinin en yetkili ve sorumlu başkanlannın ha- berli olmadığı görüşmeden, işveren örgütlenmelerinin en yetkili temsilcisi, haberli olmaktan öte, içinde ve tarafı olur. ^Türk-iş'in işçiler adına yetkili ve sorumlu sendika baş- kanları, dünkü Türk-İş Koordinasyon Kurulu toplantısında ne yaptlar bilemiyorum. Ancak sendikal sorumluluk ve duyariılığının, ahlakının zerresini taşıyorlarsa, Türk-lş Başkanı'naağırhesapsormuşolmalarıgerekir. "Birdaha bizden habersiz, bizim adımıza böyle bir görüşmeye gide- mezsin. Ne yetkin ne de hakkın yok"demiş olmaları gere- kir. Demişler midir? Siz inanıyor, umabiliyor musunuz? Yoksa hepsi de mi aynı yozlaşma, ilkesizliğin batağı kpin- deler? Aksini ummak istiyoruz. Toplusözleşme uyuşmazlığının içeriğine ilişkin bu sa- hipsiz, yetkisiz pazarlıkta gelinen son duruma gelince. iş güvencesi, taşeronlaştırma, özelleştirme gibi işçinin canını yakan sorunlarda, bazı önleyici adımlar atılabilme adına, ücret artışı bir kenara itildi. Verilebilecekten daha fazla taviz verilmesi zaten benimsendi. Bizce çok büyük bir riskin altına girildi. Elbette, toplusözleşme masasında, sonradan koruna- mayan ücretier dışında bir konu ile ilgilenilmesin gibi bir sonuca varmıyoruz Tam tersi yıllardır sendikacılanmızı bu nedenle eleştiriyoruz. Ancak pazarlık masasının gün- demindeki metinlerle ve bu sendikacılıkla, işçiye hiçbir güvence gelemeyeceğini de görüyoruz. İşçi çıkarmaları, taşeronlaştırma, özelleştirme uygulamaları ile işçinin sen- dikal haklarının gaspedilmesine bugüne kadar seyirci kalmış, hiçbir biçimde "dı/r"diyememiş sendikacılık hare- keti, göstermelik, prestij kurtaracak metinlerle, kendini daha da zor konuma düşürebilir. İşçiye gerçekten güvenlik getirmeyen sözleşme mad- delerinin ardından, olumsuz uygulamalar devam ederse, sendikalar daha da büyük bir çıkmazın içine düşebilir. Tansu Çiller'in diretmesi, Türk-iş'in kararlı olduğu madde- lerin işçinin yaşamında anlamlı olmasından, işçi aleyhin- deki uygulamaları durdurabilmesinden değildir. Çiller, po- litik anlamda, Demir Leydi ve özal imajlarının parlak şov- larını yapma eğilimindedir. Kendisini kamuoyunda bağ- layacak her tür yumuşatıcı adımdan kaçınmak istemekte- dir. Özetle her anlamda çalışanlar aleyhine, sendikal hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan, pervasız bir gidiş söz ko- nusudur. Sermaye ve başbakan ele ele, işçi gücü ve ta- banını temsil niteliğini yitirmiş sendika lider kadrolarını peşlerinden sürükleyerek bu tehlikeli yolda hızla yü- rümekteler. Nereye gittiklerini, yaşayıp birlikte, sonuçları ile izleyeceğiz.. Gümrük birliği ve otomotivdeki koruma konusunda Sabancı'dan Koç'a yanıt: KorumaistemekgülünçlüktürEkonomi Senisi - Otomotiv sanayii- nin korunması konusunda birbirine gi- ren Koç ve Sabana'nın söz düeüosu kızışıyor. Koç Holding İdare Komitesi Başkanı İnan Kıraç'm kendisiyle ilgili açıklarna- lanna yanıt veren Toyotasa Yönetim Kurulu Başkanı ÖzdemirSabancı u Güm- rük birliğine hazınz dev ip diğer taraftan başkalarını öne sürerek korumacılık iste- mek gülünçtür, samimi değildir" dedi. Sabancı'nın samimivetsiz olarak yo- rumladığı açıklamasında İnan Kıraç "Gümrük birliğinden korkmuyonız, ama yan sanayii henüz bumı kaldıramaz. Öz- denür Bey hazınz diyorsa bu sanayici ol- madığını her şeyi idıal edeceğini göste- riyor" demişti. Özdemir Şabancı dün yaptığı yaalı açıklamada İnan Kıraç'ın koromaalık isteyen görüşlerini gazetelerde okudu- ğunu ve konunun kamuoyu önünde gündeme gelmesine memnun olduğunu belirterek "Korumacılık bir kaç kişinin menfaati uğruna milletin kazıklanması- dır. Zihniyet olarak korumacılığa karşı- yım" dedi. Korumacılık altında efelik yapmak- tansa, gümrük birliği koşullan alünda başanlı olmanın daha önem'i olduğunu • Toyotasa Yönetim Kurulu Başkanı Özdemir Sabancı: Gümrük birliğine hazınz deyip diğer taraftan başkalanm öne sürerek korumacılık istemek gülünçtür ve samimi değildir. Özdemir Sabancı. vurgulavan Sabancı, "iyi sanayici ile za- rarlı sanavicinin ancak konımasız or- tamda belli olacagım" kaydetti. Dünya- ya açılma planlan yapan Türkiye'nin korumacılık olmadan kalkınmayı öğ- renmesi gerektiğini belirten Sabancı açı- klamasında şunlara yer verdi: "Türkiye'de korumacılık olmadan ba- şarılı olan birçok sanayici vardır. Bazı sektörlerde korumacılık zaten kalkmış- ken neden davanıklı tüketim malları ve otomotiv sanayiinde korunmaya devam edilsin. İmtiyazlar devri kapanmalıdır. Gümrük birliğine gidilmez.se bile veya gi- dilmesi gecikse bile korumacılık derhal azaltılmalıdır. Hiçbir üriin yüzde 20'den fazla gümrük duvarı iie korunmamalıdır. Gümrük duvarı otomobiide yüzde 39'dur. Polistirende 0 olan gümrük duvarı ticari araçlarda yüzde 53'dür. Çimentoda yüz- de 11 olan gümrük duvarı buzdolabında yüzde 31'dir. Bu çarpıklık başka karşı- laşbrmalarda da göriilebilir. Başardı sa- nayiciyi cezalandırmak. Başarısızı koru- mak yanlıştır." "İthalat artarsa döviz kaybı artar" en- dişesıne katılmanın mümkün olmadığı- nı ifade eden Özdemir Sabancı. "İkame sanayi devri bitmiştir. Gelişmeye esas olan dışa açılma politikasıdir. Türkiye otomotiv ürünJeri ihraç edebilen ülke ko- numuna gebnelidir. Bunu başarabUmek için ilk şart korumacdığın kalkmasıdır. Yapılması gereken geçici bir süre için ib- racatın desteklenmesidir. Korumacdığın devam ettirilmesi değil" diye konuştu. Otomotiv sanayii küçülmez Türkiye'de gümrük birliğine gidilme- siyle otomotiv sanayünin küçülmeyip bilakis büyüyeceğini vurgulayan Sa- bana, bu durumun fıyatlann düşme- sini, daha iyi ürünlerin yapıbnasıni ve tüketici için daha iyi hizmet yanşının başlamasını sağlayacağını savundu. Gümrük birliğine geçiş tarihlerinin yıllardır bilindiğini belirten Sabancı açı- klamasını şöyle tamamladı: "Türk sana- yiine yeteri kadar hazırlık dönemi tanınmıştır. Daha fazlasını istemek oya- lama taktiğinden başka bir şey değikür." Ode öde borç bitmiyor •Bu yıl 5 ayda toplam 1 milyar 564 milyar lira ödedik ANKARA (AA)-Türkiye, bu yılın 5 aylık döneminde, toplam 1 mil- yar 564 milyon dolarlık dış devlet borcu ödedi. AA muhabi- rinin Hazine ve Dış Ticaret MüsteşarlıgT- ndan(HDTM) edindiği bilgiye göre dış devlet borcu ödeme- lerinin 844.4 milyon do- lannı anapara, 719.6 milyon dolannı da faiz ödemeleri oluş- turdu. Bu yıl 5 aylık dönem için 777.9 milyon dolan anapara, 718 milyon dolan da faiz olmak üzere toplam 1 milyar 4% milyon dolarlık devlet borcu ödemesi öngö- rülmüştü. Söz konusu dönemde. toplam 726 milyon do- larlık geri ödeme yapılan uluslararası kuruluşlar Dış borç ödemeleri (mayıs-bin S) ! Almsrvys Avusturya Belçtka i Fransa Fsnlarsdîya HoüasKte ingiltere isvıçre itaiya ispanya Japonya Kanaöa OECOTopîara 18RD-IDA ERF EtB Otğer To^am SavunmaBorç Genet Toplam tatıon 85123 56936 Î.87S 2598 Î4.740 840 Î.732 R628 12.765 3.107 285 175^88 16444 380.708 270.781 92525 9.756 6SJ382 820.562 23.911 844473 124.097 75 819 1.886 86 7.833 510 1.410 15183 17.332 2.107 13 134.470 4.378 386.139 175.808 93.375 2.852 14.194 672.368 47.267 719.635 2Û9-22S 127.755 3.765 2.384 22.573 1.350 3,142 29,811 30.09? 5314 238 310.358 20.822 766.847 446.589 186.300 12.606 80.586 1.492.330 71178 1.564.108 arasından en fazla ödeme Dünya Ban- kası-Uluslara- rası Kalkınma Ajansı'na yapıldı. Bu ör- güte 5 ayda 446.5 milyon dolar, îskan Fonu'na 186.3 milyon dolar, Avrupa Yatınm Ban- kası'na ise 12.6 milyon dolar ödendi. Bu yıl ocak- mayıs döne- minde OECD ülkelerine de 766.8 milyon dolarlık ödeme gerçekleştırildi. Bu ülkeler arasında cn fazla borç ödenen ülke ise 310 milyon dolarla Japonya, 209 milyon dolarla da ABD oldu. Öte yandan, adı geçen dönemde 71 milyon do- larlık da savunma borcu geri ödemesi gerçekleşti- rildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle