Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 29TEMMUZ1993 PERŞEMBE
Türkiye'nin ilk balon fuan bugün Conrad Istanbul'da açılıyor
Balon pakeüeme servisihizmetinizde
Balloonshow 93
kapsamında balonun
dekorasyonda
kullanımı
tanıtılacak.
Ekim ayında
"Balonla
Dekorasyon Eğitim
Seminerleri"
düzenlenecek.
DtLEK GtRGİN CAN
Balon, herkesın hayatının belli
bir dönemınde önemli olmuştur
mutlaka. hiç değilse çocukken. Pat-
layacak diye biraz da ürkerek kaç
balon şişinvermışızdır kımbüır.
Uçan bir balonun odarruzın tavanı-
na ap zıp vuruşunu izlemışizdir. Ba-
zen de kaçıp gökyüzüne uzanıveren
bir balonun arkasından gözyaşı
dökmüşüzdür Ama balonlar yalnız
çocuklann degil. yetişkinlerin de yü-
züne mutlu bir tebessüm yerleştire-
bilme ayncahğına sahiptır İşte bu
sevgili balonlar, şimdılerde bir de-
korasyon aracı olarak da kullanıh-
yor. Tabıi bu noktada. balonlann
zaten uzun süredir düğünlerde,
yılbaşı eğlencelennde salon süsle-
mek için kullanıldığı gelebilir akla.
Ancak aruk balonlar, bunu kendine
iş edinenler. son derece özel dizay-
nlar haarlayanlar. balonlann sihirli
dünyasını herkes için aralayanlar
tarafından-geniş kullanım olanak-
lanyla sunuluyor.
Celebration Organizasyon Rek-
lam ve Pazarlama Şirketi, bir yıla
yakın süredir akla gelebilecek her
alanda, doğumgünlerinde, evlilik yı-
ldönümlerinde, düğünlerde, temel
atma törenlennde. açılışlarda,
mağazalarda balon dızaynlan ger-
çekleştiriyor. Aynca çiçekten şam-
panyaya, çikolatadan gömleğe tüm
hediyeler için "balon paketleme ser-
visi" hizmeü sunuyor. Bu şirketin
ıkı ortağı Arzum Kılıç ve Özden
Nar, yurtdışındayken tanık olduk-
lan balon kullanımını Türkiye'de de
yaymak istemişler. Ikı yıldır Anka-
ra'da faahyet gösteren ve bir anlam-
da kardeş kuruluşlan olan Erkan
Nar'ın Crovvn Balloons şirketi
aracıhğıyla sağladıklan balonlan.
çeşıtli kuruluşlann tanıtımında.
sürpriz hazırlamaktan hoşlanan-
lann törenlerinde kullanmaya baş-
lamışlar. Türkiye'de balonun deko-
rasyon alanında kullanımı, do-
layısıyla balon çeşidi pek olmadığı-
ndan yurtdışından balon getirtmeyı
tercih etmişler.
Arzum Kıhç ve Özden Nar,
yaptıklan işi "balonizm", kendileri-
ni de "balonist" olarak tanımhyor-
lar. Ve balonlann canlı varhklar ol-
duğunu düşünüyorlar. "Onlar da
bizim gjbi hava koşullanndan etki-
lenir. Soğukta üşür ve büzülür. Sı-
cakta genleşirler" diyorlar. Çeşitli
desenlere sahip balonlann yanısıra
yürüyen balonlan da sık sık kullanı-
yorlar. Bunlar. hava akımıyla hare-
ket edıyor ve peşinızden geüveriyor-
lar. Kısa boylulann hareket kapasi-
tesi daha fazla. Dekorasyonda kul-
lanılan balonlann ıçlerinin görün-
memesi gerekiyor. Ama bunun
yanısıra tamamen şeffaf balonlar da
kullanılabiliyor. Aynca, boyun
kısımlannın ince ve uzun olması ge-
rekiyor.
Önceki düzenlemeler
Herhangi bir tören ıçın Celebra-
tion'a başvuranlara önce kataloglar
ve daha önce yapılan düzenlemele-
rin fotoğraflan gösteriliyor. Kulla-
nılacak balonlar da kaialoglardaki
yüzlerce çeşit arasından seçıliyor.
Sonra. isıekler ve öneriler ışığında
yapılacak dizayn belirleniyor. Kılıç
ve Nar için bu noktadan sonra en
önemli olan, hazırlıklar tamamlan-
dığmda davetlilerin yüzünde beliren
mutluluk ifadesi. Kararlaştınlan di-
zaynın yanına bir sürpriz eklemek-
den de çok zevk alıyorlar. Amaçlan-
nı "çocukluk arulanmızdan uçup
gelen balonlarla yaratıcıkğm sınır-
sızlığını birleştırerek güzeÛıkler ya-
ratmak" olarak Özetliyorlar.
Balonlan şişirmekte kullandıklan
gazın tehlıkesiz olduğunu da özel-
likle vurguluyorlar. Helyum gazının
yanıcı ve patlayıa hiçbir kımyevi
özelliği olrnadığını, bu nedenle de
tanzimlerinin yüzde yüz emniyetli
olduğunu belirtiyorlar.
Bu arada balonizmi yaymak ve
balonist yeüştirmek üzere ekim ayı-
nda "Balonla Dekorasyon Eğitim
Seminerleri" düzenlemeyi karar-
laştırmışlar. "Birçok insan balonla
dekorasyon denemeleri yapıyor.
Ama bunlar, balonlan iplerle birbi-
nne bağlamaktan öteye gidemiyor.
Oysa egitimini alsalar çok daha gü-
zeî dizaynlar ortaya çıkacak" diyor-
lar. Celebration Organizasyon'un
Crown Balloons, Conrad İstanbul
ve Birleşık Oksijen Sanayi'nin işbir-
liğıyle düzenlediği, Türkiye'nin ilk
balon fuan da 29 Temmuz-2 Ağus-
tos tarihleri arasında Conrad İstan-
bul'da gerçekleştinlecek. 'Balloons-
how 93" kapsamında çeşıtli gösteri-
ler yapılacak ve balonun dekoras-
yonda kullanımı tanıulacak. Tehli-
kesiz balon gazının rutelikleri de
gösterilecek. Balonistler için bu
fuar, bambaşka bir iletişim araa
olan balonizmin merhabası.
Kahve
kalbin
düşmanımı?
MI-I)K:ALTRIBI'M:
Gündebeşfincandanfazla kahve
içenlenn kalp hastalıklanna
yakalanma nski, hiç ıçmeyenlenn
vans kadar.
Iskoçya'da yapılanaraşurmanın
vardığı sonucun daha önce elde
edilen bulgularla çelişmesı,
deneklenn %8O-90"ınınkahve
içenlerden olusmasından
kaynaklanıyor olabüir.
Kahvenin olumsuzetkifcrini ortaya
koyandaha öncekiaraştırmalann
çogu, kahveyi kaynatarak içen
iskandinav ülkelerine
odakJanıyordu.
Ortayaş grubundan 10.000 kadar
denek üzerinde yapılan son
araşürma sonucunda, günde beş
fhcandan çok kahveıçenlerarasında
kalp hastalığına yakalanma oranı
% 19 ıken, hiç içmeyenlerde bu
orarun %27 olduğu görüldü. Bu
aradacayın da kalbi koruyucubir
etkısi olduğu sanümıyor.
Boston Cniversitesi'nde kahveve
kalphastalıklan ilişkısi üzerinde
uzmanlaşmış Dr.Samuel Shapiro'ya
göre ise, Iskoçya'daki bu araşürma
çok sağhksızsürdürülmüş. Rastgele
toplanan kalp hastahkh denekkre ne
kadar kahve içtikleri sorulmuş.
Deneklerde neyin nezaman olduğu
belirlenmemiş; kahvemi önceiçilmiş.
yoksa kalp hastalığı daha önceden
mi varmışbilınmiyor.
Belkı dedeneklerin birbölümü. kalp
hastalığı olduğundnkahveveçay
ahşkanlıgından vazgeçmış.
Bu nedenle araşürma sırasında
kahve içmeyen ancak kalbinden
rahatsız olan deneklerden eldeedilen
sonuçlar güvenilir sayılmıyor.
İskoçya'daki araştırmayısürdüren
uzmanlardan bıri de sonuçlann
sağhklı olmadığı görüşüne kaûhyor.
Bu nedenlekahvenin kalp
hastalıklanna karşı koruyucu
etkisinden sözetmek yardış olur.
Gümüş
takılar
turistik oldu
tZMİR (AA) - Gümüş takılara
yabancı turistlerin büyük ilgi
gösterdıği bildırildi.
"Karat" altın, gümüş vedeğerli
taşlar ithalat ve ıhracatçısı Necmi
Çahşkan. iç piyasada fazlaca
talebi bulunmayan gümüş takılara
son yülarda yabancı turistlerin
büyük ilgi gösterdiğini söyledi.
Ülkemizi ziyaret eden turistlerin,
özellikle eski modellerden
esinlenerek imaledilmiş yeni
gümüş takılan aradıklannı
kaydeden Çahşkan, "Ancak
turistler ülkemızden ayrdıp
buranın mistik havasından
kurtulunca, eski modeller
gözönünde bulundurularak
hazırlanmış takılar kendileri için
çekiciliğinı yitıriyor. Sürekli
kullanabilecekleri modern çizgüer
taşıyan takılar isüyorlar" dedi.
Çahşkan, Türk insanının yatınm
amaçh olarak altını seçtiğini,
gümüşü ıse daha çok 'taİa' olarak
aldığını anlatarak şunlan söyledi:
"Son yıllarda gümüş takılar
turizme endeksli halegeldi.
Çünkü pazarladığımız gümüş
takılann yüzde 90'ını turistlere
saüyoruz. Ancak, ülkemizde
kaliteli ve modern çizgılerle dizayn
edilmiş ürünler ortaya
çıkarabilecek düzeyde bir işçilik
olduğu söylenemez.
Kuyumculuk, bizde hala
usta-çırak ilişkisiyle yürüyor.
Örneğin gümüş.takı
işlemeciliğinde İtalya ve Tayland
önde gelen ülkeler arasında.
Türkiye'dekı imalat ve
organizasyon da bir ölçüde
Tayland'a benzemekle birlikte,
üretim kapasıtemiz bu ülkenin çok
gerisinde. Ancak bu konuda sahip
olduğumuz potansiyelin akıllıca
değerlendınhnesi, kalite ve
dizayna önem vehlmesı halinde,
Tayland'a ait olan Avrupa
pazannı ele geçirebilınz."
Çağdaş şehircilik örneğini yansıtan ızgara planı ile ormanın içine kurulmuş tipik bir Orta Asya kenti
Alma Ata kaldınmlanna yansıyan hüzünle cinsellik
BURÇAKEVREN
Kimi kentler vardır ki, sizi daha karşıdan
selamlar, hemencecik kollannı açarak tüm
sevimliliğini ve içtenliğinı dışa vunır. Ama
kimi kentler vardır ki daha ilk bakışta onun-
la ilişki kuramayacağıruzı. zorunlu bir bır-
likteliğe girişeceğinızi duyumsayıverirsiniz.
Kazakistan'ın başkenti Alma Ata ya da
yeni adıyla Almaü, ıkincı türden kentler
arasında. Sevimsız değil ama sarmıyor, ku-
caklamıyor sizi. Caddelerinde şamatacı bir
turist güruhunun ardından yürürken betim-
lenmesi o denli zor bir duyguya kapılıveri-
yorsunuz. Yabana kenüerdekı yalruzhğını-
za tedırginlık, onun da ötesınde insan bakı-
şlanndan yansıyan soğukluk yapışıverip
kahyor.
Alma Ata, Türklerin anayurdu, İpek yo-
lunun kavşağı, Orta Asya'nın en görkemli
kenti, işte bu tür duygularla karşıhyor sizi.
Dış görünüşlen oldukça albenili ve de gör-
kemli bınalan ile caddelere vansıyan yok-
sulluk arasındaki çelişkiyi bir yana bırakı-
rsaruz, Hipodamos; ızgara planh şehircıliğin
belki de en iyi şekilde uygulandığı bir kentle
karşılaşıyorsunuz. Yeşillık her yere egemen
Sanki önce kent kurulup, sonra ağaçlandın-
lmamış da, sonradan ormanın içine yerleştı-
rilmış gibı. Ağaçlar, ağaçlar.ağaçlar... Altı
katlı Alma Ata Oteli'nin penceresinden bıle
tek bir ev görünmüyor. Görünen yalnızca
ağaçlar. Tüm evler ağaçlann ardma gizlen-
miş. Otobüs ya da oldukça köhnemiş tram-
vaylardan ınen insanlar, sankı bir yerlere ye-
tişirmişçesine koşar adımlarla yürüyerek,
bır anda ağaçlann arasına giriverip kaybo-
luyorlar.
Âa.azak mutfağı
oldukça zengin. Bir kuş
sütü eksik. Ama onun
yerine at sütünden
yapılmış, ekşi ayran
tadında ve görünümünde
kımız var.
Oldukça geniş bir düzlüğe kurulan Alma
Ata'da yüzlerce cadde olmasına karşılık, so-
kağa benzer bir şey yok. Yok olan bir başka
şey de. çarşı-pazar. Bir süre sonra bu insan-
lann ne yiyıp ne içtiğjnı, gereksinmelerini
nerelerden karşıladığını merak ediyorsu-
nuz. Ama ağaçlann arasına gizlenmiş evle-
rin alt katlanna bakınca, bakkal ile market
kanşırru bir şeylen görür gibı oluyorsunuz.
İçleri ıse keümenin tam anlamıyla tam takır.
Kuyruğun olduğu reyonda ıse et ile sütün
satıldığıru hemencecik tahmin ediveriyorsu-
nuz. Alma Ata'da mağaza-market yok
ama, magazin dedıklen bizim büfelerin ol-
dukça yoksulu kulübeler var. Başlıca mal-
lan ise birkaç ABD sigarası ile ucuz içkıler.
Görkemle yoksulluğun en belirginleştiği
yerler ise oteUer. Dıştan oldukça albenili ba-
rok üslubu ile bezenmiş otellerin içi içler
aası. Abartmayalım ama neredeyse bizim
tarihe kanşan Sirkeci otelleri gibi. Gerçi
odalann içinde buzdolabı var ama, eskî mo-
del. Çalışmaya başlayınca, neredeyse ya-
tağınız bile sarsıhyor. Uyumanız ise ola-
naksız gibi bir şey. Tabiı uyuyamamanıza
yauuzca buzdolabının sesi neden olmuyor.
Gecenin bir saatınde telefonunuzdan garip
bir ses, kadın isteyip ıstemedığinizi soruveri-
yor. Hatta daha da ılen gıderek, yine gece-
nin bir vaktinde kapınızçalınıvenyor. Hava
karardıktan sonra, ortahğa çıkıveren kadm
tacirleriyle, kaldınm yosmalannın pazarh-
klanna hedef oluvenyorsunuz.
Alma Ata'nın geceleri her ne kadar
kaldınm pazarhklanna sahne oluyorsa,
gündüzleri de o kadar yeni iş sahalan açmak
için dünyanın dört bir tarafından özgür ama
bakir, görkemli ama yoksul kentte, kısa
vadede bol kar elde etmek isteyen James
Bond çantalı iş adamlanna rastbyorsunuz.
Alma Ata'nın en görkemli vapılarmdan biri de Dostluk Oteli. Bizim Pera Palas'ın biraz yıpraımış benzeri. Dışı görenleri, içi ise kalaıdan yakıyor. (Fotoğraf Burçak Evren)
Mahalli giysileri içinde Alma Atalı müzisyenler. TC Ziraat Bankası \ önetim Kunılu Başkanı Şerif Coşkun Ulusoy, folklorcularla birlikte.
Herkes bir işin peşinde. Bu arada, Türk iş- dan nefıs yemekler yapıyorlar. Tatmamak
adamlanndan çok. iş bitiria Türk üplerinı
de görmekte gecikmiyorsunuz. Hepsi gele-
ceğini Alma Ata'ya bağlamış gibi. Kazak-
lann övünç kaynaklanndan biri de mutfak-
lan. Gerçekten de şofralannda bir kuş sütü
eksik. Ama at sütü başköşede. Ekşi ayran
tadında ve görünümündeki kımızın alkol
değeri oldukça düşük olduğundan mideniz-
den başka bir zaran yok gibi. Hemen tüm
yemeklerinde at eti var. Atm her bir yanın-
elde değil. Ama ikinci lokmadan sonra bi-
zim sur dışında kaçak kesilen bakımsız atlar
anımsandığında iştah açıcı değil.
Kazaklann Türklere oldukça sevimli bir
yaklaşımı var. Türkiye deyince. hemencecik
kardeşlik ile karşuık veriyorlar. Bu sıcaklı-
kta devletimizin bursuyla Türkiye'de eğitim
gören öğrencilerin de büyük payı var.
Bağımsızüıktan sonra hissedilir bır sarsıntı-
ya giren Alma Ata'nın en büyük sorunu ise
devlet denü güçlü olan mafya. Poliste kuru-
lan özel bır birlik bile onunla başedemiyor-
muş. Başetmesini isteyenler kadar, etme-
mesini tercih edenler de var. Nedeni ise poli-
sin mafyanın yerini alarak, soygunu ve ha-
raa. bu kez yasal olarak yapmaya yelten-
mesi. Tanışma olanağını bulduğumuz gen-
çelerin bü>aik bir kısmı Ruslardan nefret
ediyor. Onlardan ne kaldıysa değiştinnek
istiyor. Şimdiki değişim ise yalnızca isimler-
de kalmış. Köklü bir değişim için ne güçleri
ne de örgütleri var. İlerde belki diyorlar...
Cehennem azabı yaşadığunız gıriş-çıkı-
şlardan sonra kendimizi uçağa attığımizda
Alma Ata'dan yalnızca birkaç görüntü ge-
çiyor gözlerimizin önünden. Arabesk-Gro-
tesk görünümlü Kore Restoran'da şarkı
söyleyen kızın sesiyle bütünleşen fıziği ile,
Tau Turgen pikniğinde otantik bir çalgıyı
çalan yaşlı kadının unutubnaz yüzü. Belki
de Alma Ata biraz cinsellik, birâz da hüzün
demekti.
Batı yakasının 175 bin tirajlı, tuhaf dergisi: Wired
Haber Merkezi - 1960-70"lı yıllar-
da Rolling-Stones'un >aptığının ay-
nısmı 199O'lı yıllarda yapmak 'cy-
berculture'e düştü. Amerikan dergi
piyasasının son yıllardakı en başanlı
dergisı olan 'Wıred', San-Francis-
co'da iki ayda bir yayımlanıyor.
Dergı. bılgı bankası, elektronık bıl-
dirişim, yüksek tarumlı televızyon,
telefbn ve bilgisayar gibı yuksek tek-
nolojı ürünü araçlardan yararlana-
rak yayın yaşamını sürdüriiyor.
Derginin ilk iki baskısında şu ko-
nular yer alıyor; bilgi abşverişini dü-
zenleyen yasalann olmadığı bir ül-
kede dijital bilgi ahşverişini kapsa-
yan verilerin şifrelenmesıyle ilgile-
nen uzmanlarla Amenkan yönetimı
arasındaki kavga, devlet otoritesine
karşı gelmek arilamına da gelen pa-
rabolik antenlerinin geniş pazanyla
ilgiü Hindistan'da yapılan bir rö-
portaj, özel haberleşmeyi bozup bal-
talayan hücresel telefon 'hackers"-
lan, 'potansıyel düşmam" ılen süre-
rek asker beslemeyi sürdüren Penta-
gon... Wired, bilgisayardan daha iyi
yararlanmak için şakalar ile bir
mantık hiciv türü olan cansıkıcı ma-
kaleler yayımhyor.
Bolgrafik
Derginin sayfalan, ashnda iki dö-
nem arasında kararsız kalan bu kül-
türü yansıtmaktadır. Bol miktarda
grafik kullanan derginin mizanpajı
da sofıstikedır. Wired, bütçesinin
önemli kısmını çılgın grafiklere
harcıyor. ve yazarlanna, yaratıcı-
lanna. üriinlerine güveniyor. Dergı.
tam anlamıyla kablolu hale gelmiş.
Zira, çalışanlar, zamanlannın
büyük kısmında okuyuculardan
gelen elektronik mesajlara yarut
veriyorlar. Wired projesi 1991'in
ocaİc ayında ortaya çıklı. O tanhte
41 yaşında olan Louis Rossetto.
Amsterdam'da kurduğu Electric
World'ü kapatmıştı. o kış. arkadaşı
Jane Metcalfe ile birhkte Amenka'-
da yeni bır dergi üzerinde düşünme-
ye başlarlar. Ülke, o yıl Körfez sava-
şıyla meşguldür ve reklam piyasası
da durgundur. Büyük basın grupla-
n, sivri bir yayın orgaru çıkarmayı
düşünen iki kafadan acemi bulur-
lar. Bunun üzerine Rossetto taktik
değjştinneye karar venr. 6 hafta
için. küçük bir ekiple. VVired'in ilk
prototıpini ortaya çıkanr Rossetto,
prototıpini. medyaya tahsis edilen
bır salonda göriicüye çıkanr. Wired
ile ilgilenen ilk kişi, Massachusetts
Institute of Tecnology'de Medya la-
boratuvanndan sonımlu Nicholas
Negroponte olur ve ilk sorusunu so-
rar: "Kaç paraya ihtiyacınız var?"
Bunun üzenne, Rossetto, farklı se-
naryolar içinde 3 yıllık bir yatınm
planı çıkanr.
Piyasaya çıkışından 4 ay sonra,
sonuç tahminlerin ötesındeydı.
ABD için yüksek fiyatına rağmen,
genç bir kitleye seslenmesini büdi ve
tirajı 175 bıne oturdu. Wired sözcü-
ğü, 'garip-tuhaf anlamına gelen
Weird sözcüğünden türetilmiş.