Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUBİYET 29 TEMMUZ1993 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
R A' iı: A ...
Franko Ispanyası
ve Kürt Sorunu
Kemal Burkayia iki ay önce
AbduUah Öcaİan'uı basın
toplantısında karşılaşmıştık. O
- zaman, nereden nereye demiştim
kendi kendime. Burkay 1a çok eski
birdostluğumuz>ar. 12Mart 1971
ydındaki askeri darbe sonrasmda,
biriikte Türkiye tşçi Partisi (TİP)
davasında ruruklanmış ve
yargılanmıştık. Arşivdeki resimleri
kanştırırken 22 yıl önceki resmimizi
buldum. Mahkemede yan yana
otunıyorduk. Kemal Burkay
sosyalist. TtP'in 6O'lı yiUarda
Tunceii il başkanlığını yapti ve
merkez yönetiminde bulundu. Kemal
Burkay, kendi ifadesiyle Dersim'li.
KemalBurkay Kürt. İ970'liyülarda
TİP'in Kürt sorunundaki tutumunu
yetersiz bularak Kürdistan Sosyalist
Partisi'ni kurdu. O dönem Kemal
Burkay'ın önderliğindeki hareket,
yayın organının ismi nedeniyle
"Ozgürlük YolıT diye anılır.
özgürlük Yolu grubu, 12 Eylül
öncesi Doğu ve Güneydoğu
Anadolu yöresinde en etkili solcu
gnıplardan birisiydi. Örneğin
Diyarbakır Belediye Başkanltğını
kazanan ve 12 Eylül'e kadar bu
şehrin başkanlığını yüriiten Mebdi
Zana da bu gnıbun desteğini alarak
seçilmişti. ^ ^
Kemal Burkay. TtP davasından
tahliye olmuş. arkasından 8 yülık
hüküm gelince yurtdtşına çıkmıştı.
1974 affıyla Türkiye'ye geri döndü.
12 Eylül askeri darbesine kadar
siyasi çahşmalarını Türkiye'de
yüriiten Burkay, darbe sonrası
yeniden yurtdışına çıktı ve halen
yurtdjşında yaşıyor. Askeri yönetim
tarafuidan vatandaşlıktan da
çıkanlan Burkay, Kürt siyasetçüeri
içinde en tecriibelilerden.
12 Eylül askeri y önetiminin baskrcı
ve şiddet yanbsı politikası, Kürtlerin
yoğun olarak y aşadığı Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'da, y asal >e
bartşçı siyasi mücadeleyi savunan
gruplann hızla erimesine y ot açtı.
PKK, Kürtlerin şiddete karşı şiddet
alternatifi olarak hızla gelişti.
Burkay'ın önderlik ettiği Kürdistan
SosyaÛst Partisi ile PKK arasında
ölümlü çatışmalara varan bir kavga
süreci yaşandı. Öcalan'ın geçen mart
av ında ateşkes ilan etmesiy le
biriikte, Kürt örgütleri arasındaki
kavgalar da sona erdi. Öcalan,
Burkay ve Talabani bir araya
geldüer. PKK'nın ateşkes karannı
desteklediklerini ilan ettiler.
Burkay 1a basın toplantısında
karşılâştığımızda Kürt sorunu
üzerine sohbet etmiştik. Burkay o
göriişme sırasında, Türk devletinin
bazı adımlar atması gerektiğini
savunuyordu. Daha sonra uzun bir
görüşme yapmak üzere
randevulaştık ve Avnıpa'da
konuştuk. Burkay, Kürt
sorununun banşçı çözümünde
ısrarlı, PKK'yla ittifakına rağmen
bu tutumunu sürdürüyor.
Burkayia Türkiye'ye dönmesi,
Bingöl olayianndan sonra ortaya
çıkan dunım, federasy on. Kemalizm,
12 Mart 1971, TIP Davası. Yer Ankara. Sanıklar bölümünde Turgut Kazan, Adfl OzkoK Behice Boran, Şaban
Erik, Osman Sakalsız, Yalçm Cerit ile ikinci sırada sağdan sola: Oral Çabşiar ve Kemal Burkay yan yana oturu-
vorlar.
sanat, edebiyat ve kadın özgürlügü
üzerine uzun bir sohbet v aptık.
Burkay, şu anda tırmanan şiddete
rağmen banş umudunu koruyor ve
bir kaç aylık bir süre sonunda
yeniden ateşkes ortamına
gelinebüeceğini düşünüyor. Ama,
bartşçı çözümde esas adım atması
gereken taraf olarak Türk
hükümetini görüyor. Bizim de
dileğimiz, Güneydoğu'daki sav aşın
bir an önfe sona ermesi. Ancak
bunun için önce si> asi çözüm
noktasında Türkiye'de bir
mutabakat ounası gerekiyor.
Hâlâ askeri çözümde ısrar edenlerin,
bunun bir işe yaramadjğmı kabul
etmeleri şart. Kürt sorununun bu
ölçüde kanlı bir hale gehnesinin en
büyük nedenlerinden birisi. 12
EylüTün baskı rejimidir. Şiddet
şiddeti körükledi. Franko
fspanyası'nda yaşanan süreç bizde
de yaşandı. İspanya'nın Bask
yöresindeki ET A örgütünün
gelişmesinin ana nedeni Franko
diktatörlüğu idi. Franko
diktatörlüğünün yıküması ve
demokratik ortanun gelişmesiyle
biriikte, Bask sorununun
çözümünde de olumJu adımlar atıldı.
Bask \ öresine özerklik tanmdı ve
ET A örgütunün şiddet eylemleri
etkisini yitirerek lokalize oldu.
Bizde hâlâ 12 Eylül kafasıyla
Kürt sorunu çözübnek isteniyor ve
siyasi çözüntü dile getirenlerin
önüne çıkılıvor. Fakat bunun sonu
yoktur. Türkiye, sonunda sorunu
demokrasi ve barış ortamında
çözecektir.
Daha çok kan dökülmeden bu
noktaya gelinmesi dileğimizi bir kez
daha vurgulamak istivonız.
DRAI. < VI/-/SSV- İR
^teşkesin, tek taraflı devaııı
edemeyeceği açıkü'KEMAL
BURKA Y'LA
KÜRT
SORUNU
ORAL CALISLAR
-ı-
on görüşmemizde, Bekaa
-—--•-— Bekaa vadi-
^ S doğmuştu. Türkiye'de yeni-
den Kürt mesetesine iiişkin bazı adımlann
atdabikceği koşullanmn doğduğuna
inanıyorduk hep birlikte. Ve böyle bir
umutlu ha\a içindetdik. Ama öte yandan
Türk doletinin tutumuna iiişkin çok da
umut verici gelişmeler olmadığı noktası-
A
iJL teşkes ve
ardından diyaloğun
gerçekleşmesiiçin
eümizdengeleni
yaptık.Hem tarafları
Sav.nKema.Bur- uyaraık.ortamın
kay diyerek, daha önce yeniden ISltllmamaSl
kuflandıklan üsluptan ol- : r : n hpm dp vprrplitpn
dukça farkb bir üdup kul- ıçın, nem ue gerçenıen
smde ikinci ateşkes dönemiy- lanarak, "Biz araşördık, bariŞ lÇin,ÇOZÜm IÇin
di. Ve ikinci ateşkes dönemi Sayın Burkay'ın Türkiye'- .,nf,,M n/,/lmns, ^in
>e gelmesinde hiçbir sakı- yOUUl OÇlimOSl IÇin.
nca yoktur" ifadesi kul- Ancak bu hûkümetin
lanıldı. Bir üslupdeğisüdjği , , » ^» . ».
hissettik. Ben sJze^SunS tutumuna bügll idi.
sormuştum: •Türkiye'ye BunUtt İçİtt de KÜtt
dönecek mısınız bu açıkla- . . . -î
madan sonra" di>e.Siz de IStekierUUn tUttUİ
^ d ^ İ T a t ohnasabile,parça
parçadaolsa,
karşılanmasıgerekirdi.
BURKAY - Bu, içtenlikli olsaydı güzel Niye kullanmayı dü-
birşeydi. Yani yumuşama ortamının bir şûnmü\orsunuz?
parçası sayılabiürdi. Ama ne yazık ki BURKAY - îgte
bence içtenlikli değildi. Çünkü benım onusöylüyorunrÖn-
Tûrkiye'ye dönme koşullanm. özgürce celikle hala yurttaş
dönme koşullanm yok gerçekte. İçişleri değilim. Bir yabana
Bakanı bunu çok iyi biliyor. Vatandaş
değilim bir kere. Vatandaşlık elimden
ahnmış, verilmemiş. Benimle birlikte
yûzlerce kişinın dosyalan parlamentoda
bekhyor, komisyonda...
olumsuz bir noktadayız. Nasd
degeriendiriyorsumız bu birkaç aylık
geüşmeyi? "
BURKAY - Yeniden olumsuz bir
noktaya döndük. Ancak o zaman da
ben fazla lyimser değıldım. Diğer yan-
dan doğru olan oydu. Yani ateş kesip di-
yaloğun başlaması, banşçı bır çözümün
aranmasıydı. Doğru olan buydu. Ve biz
bunun gerçekleşmesi için elimizden gele-
ni yaptık. Yani herrt taraflan uyardık,
ortamın yeniden ısıtılmaması için, hem
de gerçekten banş için, çözüm için yolun
açılması için Ancak bu hûkümetin tutu-
muna bağlı idi. Ateşkesin tek taraflı
uzun süre devam edemeyeceği belliydi.
Bunun için de Kürt isteklerinin tümü ol-
masa bile, parça j>arça da olsa, karşılan-
ması gerekirdi. Belli adımlar atılması ge-
rekirdi. Ne yazık kı, hükümet bunu
yapmadı. O sadece bu süreçten yararlan-
maya çahştı. Yani oyalama politikası iz-
ledı. Bu arada operasyonlan sürdürdü.
Hûkümetin tutumu güven veria' olmadı.
İJslup \Timuşadı
- Fakat ateşkeste birlikte Türk hükü-
metinin ifadeterinin oldukça yumuşadı-
ğını da birlikte izledik. Gerek Demırerin,
gerekse İçişleri Bakanı İsmet Sezgın'uı
konuşmalannda, geçmişten farklı olarak
çok daha dikkatli bir üslup göze carpıyor-
du. İkincisi operasvonlann ve özellikk ba-
bar operasyoou adı verilen operasyonlann
da durdurulduğunu resmen televizyonda
•çıkladUçişieri Bakanı. Yani bu tiir bazı
geüşmekri de saptiyorduk. Ben bunu Ab-
doDah öcalan'a sorduğum za-
man, "Hiçbir şey olmadr
dedi. "Bazı şcyler oldu ama,
bunlann hiçbir anlamı yoktur"
dedi. Sizce bunlann hiçbir an-
lamı yok mu>du?
BURKAY - Belh bir yumu-
şama oldu. Ancak yine de
kullanılan üslup bence yeterli
değildi. Sezgin'in açıkla-
malannda devamlı olarak
"Eşkıya ile oturulmaz" vur-
gusu vardı. Sonradan değiştı-
rildi biraz. Ama sorun sadece
bu değil. Yani sorunun
banşçı çözümü için, diyaJog
falan bu konuda hiçbir adım
atmadı lıükümet. Baa aksı-
Kkler de oldu tabii. Mesela
özal'ın ölumü, bir hükümet
sorununun ortayaçıkışı; bun-
lar ister istemez gündemi de-
ğjştirdı. Bu sırada Bingöl
olaylannın gelmesi. ne yazık
ki bu sürea sabote etti.
- O dönemde sizinle ilgili,
İçişleri Bakanı'nın açıkla-
masında, dikkat çekid bir şe-
"Türkiye'ye dönme koşuüan
olsa yann dönerim"
- Siz yeniden vatandaşlık için başvu-
ruda bulundunuz mu?
BURKAY - Hayır biz başvurmadık.
Kendiliğinden. 3.5 yıl kadar önce bir gi-
rişim olmuştu. Yani bir gnıp insanın va-
tandaşlık haklannı iade etmek için çalı-
şmalar yapılmıştı. Politik nedenlerle. Ne
yaak ki bunlar komisyonda bekletiliyor,
üç yıldır bekletiliyor. Bu da bilinçli şekıl-
de yapılıyor. Yani hükümet bu konuda
cesaretli bir adım atamıyor.
- Peki ben şunu söytesenu mesela siz
şimdi Türkiye'ye dönseniz, sirinle ilgili
çok ciddi girişimlerde bulunacaklannı
zannetmhorum. Benim şahsi kanaatim
bu yönde! Belki farkb da olabilir. Bu da
bir şeydir. Kürt mesetesi bakunından
önenili bir adım olur. Gelirsiıüz Türkiye'-
ye ve bir yasal Kürt hareketi yarabnak
konusunda çaba sarf edersiniz. Sizin geç-
misten gelen önemli bir ağıriığınız da var.
ğ y
gibi geleceğiz. Eğer
gerçekten Türkiye
benim politik çalışma
yapmamı istiyorsa,
legal çalışma kapı-
lannı açmak istiyorsi
belli adımlar atar.
Bunlardan bir tanesı;
bizim yurttaşlık hak-
lanmızın iade edilme-
si. Bunu niye göze
alamıyor? Demek kı
hala bu hakkı vermek
istemiyor. bu olanağı
vermek istemiyor.
İkincisi ben bir parti-
nin genel sekreteriyım Benim kışisel so-
runum değıl. Benim partım yasaklı. Te-
rörle Mücadele Yasası'mn kapsamma
ginyoruz. Bizim şiddet eylemleriyle bır
ilişkimiz olmadı bugüne kadar, sılahlı
eylemlere girişmedik. Ama buna rağmen
böyle sayıhyoruz. Kaldı kı bence silahlı
eylem her zaman terör demek değildir...
Demek ıstedığim, hükümet kapılan aç-
mak istemiyor. Bunu ben elbette tercıh
ederim. Türkiye'ye dönme koşullan olsa
hemen yann dönerim.
- Bunu yaratmak biraz da sizin göre-
Kemal Burkay: Türkiye'ye döndükten sonra eğer şu anda sahip oldu-
ğum ö/gür çalışma ortamını bulamayacaksam dönmem. Yurtdışma
çüuşımm nedeni de belltdir. Ben çıkniasaydım nıtuklanacaktım.Belki
yaşamım da tehlikeye girecekti.
eğer şu anda sahip olduğum
özgür çalışma ortamını bu-
lamayacaksam dönmem. Yurt
dışına çıkışımın nedeni de bel-
lidir. Ben cıkmasaydım tutuk-
lanacaktım. Politik çalışma
olanaklanm büyük ölçüde
sınırlanacaktı. Belki yaşamım
da tehlikeye girecekti.
Legal kapılar açılmalı
- Omı anlıyorum, o dönem
öyle>di. O zaman hakhydmız...
BURKAY - Bugun'bu ol-
mayabilir. Bunu zorlayabiliriz
elbette. Ama bir yabana ola-
rak dönmem gerekiyor şu
anda Dediğim gibı bir vatan-
daş bile değilim. Döndükten
sonra he olacak? Bu kez vatan-
daşlığın iadesi için, yok bıl-
mem ne için bir sürü uğraş. Bu
arada gerçekten özgürce çah-
şabılecek miyim? Görüşlenmi
yazabilecek miyim, söyleyebi-
lecek miyim? Toplantılar dü-
zenleyebîlecek miyim? Böyle
olacağıru sanmıyonım. Üste-
lik öyle bir ortam var ki, can
güvenliği de yok. Insanlar için
can güvenliği de yok. O halde
eğer sorunda belK uzlaşmalar
sağlanacaksa, bugûnkü kötü
ortamı değıştirmek için. ger-
çek bir yumuşama sağlamak
için, legal olan kapılan açmak
için, bu konuda hûkümetin
cıddi adımlar atması gerekir.
Bunlar, bu türden adımlar de-
ğil. Sezgin'in sözleri de bu an-
lamda değil. Dediğim gibi iç ve
dış kamuoyunu sırf yanıltmak
için, propaganda amaayla
söylenmiş bir söz. İçtenliği
yok. Öyle olunca benım bunu
algılamam için bir sebep yok.
Tuzak gibi
GULUMSE
Hadigülümse bulutlargiîsin
İşçiler iyi çalışsuı, gülümse
Yoksaben nasılyenilenirim
Belki şehre birfilm gelir
Birgüzel orman oluryazılarda
İklim değişir, Akdeniz olur, gülümse.
Sazlarım vardı, ırmaklarım vardı çok
Çakıl taşlarım vardı benim
Ama sen başkasın anlıyor musun
Tut kikarnım acıktı, anneme küstüm
Tüm şehir bana küstü
Bir kedim bileyok anlıyormusun
İklim değişir, Akdeniz olurgülümse.
Kemal Burkay siyaset adamı olmanın yanında şairdir. Sezen Aksu'nun
Hadi Gülümse şarkısının sözleri Kemal Burkay'a ait. Burada Sezen Aksu'nun
seslendirdiği ve kasetine adını verdiği "Hadi Gülümse" şiirinin tamamı yer alıyor.
viniz değil mi? Bizler de Türkiye'deki ya-
sal şartlanmtn, yasal yaşama imkan-
lanmızı biraz da çabavla elde ettik. Hak-
larunızı aradık girrik, oraya vurduk. bu-
raya vurduk, riskleri de göze aldık. Bir-
çok insan riskleri göze aidı. Sizin de böyle
bir riski göze almanız gerekmiyor mu?
BURKAY - Ben daha iyi politik ça-
lışma ortamı bulacağımı büsem elbette
dönerim. Ama hûkümetin amacı salt dış
ve ıç kamuoyunu yanıltmak. Propagan-
da amaayla söylenmiştir bu sözler.
Aynca ben Türkiye'ye döndükten sonra
Türkiye benimpolitik
çahşmayapmamı
istiyorsa, legalçahsma
kapüaruuaçmak
istiyorsa belliadımlar
atar. Bunlardan biri;
yurttaşhk haklarunızuı
iadeedilmesi. İkincisi
partimyasakh. Terörle
Mücadele Yasası'nın
kapsammagiriyoruz-
Demek istediğim,
hükümetkapüan
açmak istemiyor. Bunu
benelbette tercih
ederim. Türkiye'ye
dönmekoşullan olsa
hemenyann dönerim.
- Ama, bütün bunlara rağ-
men, sizin bütün bu açıklama-
lannıza rağmen, Türki\e'de bulunmanız
ve bütün bu olumsuz koşullara rağmen
Türkiye'de siyasi mücadele yüriirmeniz,
Türkiye'nin ihtiyaçtarı bakunından daha
yararlı oimaz mı? Türkiye'nin şu ortamı
içinde, mesela belli ölçülerde Kürtkr
HEP vasıtasıyla belli bir politika yürütü-
yoriar. Çok riskli bir politika. bir sürü aç-
mazlan olan bir politika. Sıkıntı çekiyor-
lar ama, bütün bu sıkıntüara rağmen, ora-
da bir politik ortam yaratmak, bir poti-
tika alanı açmak.. mesela sizin
agırlığınız bütün bunlardan daha
fazla ounaz mı? Yani buniarı he-
sap ediyor musunuz?
BUHKAY - Benim dönüşüm
sadece kişısel bır olay değil. Ikin-
asi birbinne bağlı birtakım du-
rumlar var. Örneğin. bir taraftan
"PKK'yı biz muhatap olarak ka-
bul etmeyiz", "Eşkıya ile otur-
mayız" deniyor. Diğer taraftan
"Kemal Burkay mutedil bir kişi-
dir; o gelebilir, onun bır şeyi yok-
tur" düşüncesi dile getiriliyor.
Burada içten olmayan, samımi
obnayan bir tuzak var bence. Tu-
zak bile diyebilinm buna. Kürt
hareketini tekrar birbirine karşı
kışkırtmak. Böyle bır durumda
gelişmelenn nasıl olacağnı tah-
mın edersiniz? Yani benim Kürt
kamuoyunda suçlanmam için,
Kürt kamuoyunu birbinnden
ayırmak için yapılmış bir şeydir.
Sorun eğer çözülecekse böyle ol-
maz.
YARIN: Yasal
Kûrt partisi
ANKAR4 NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Işıklar'ın Savaşımı: (2)
"Hedef BenM"12 Eylül Anayasası'nın 84. maddesiyle, milletvekilliği,
Anayasa Mahkemesi'nce düşürülen TBMM Başkanve-
kili Fehmi Işıklar, ÇGD yöneticilerine içinde bulunduğu
durumu anlatıyor, kaygılannı dile getiriyordu. Bir soru
yöneltildi:
- Bu aşamada, siyasal olarak bir gereksinim var mıy-
dı?
Fehmi Işıklar karşılık veriyordu:
- Hayır, bilmiyorum. Ondan kuşkulanıyorum, şimdi.
Bunu yapan adam acaba başka ne yapacak? Siyasi ka-
rar bu. Onu çok düşünüyorum, bilgiler almaya çalışıyo-
rum; neyin nesi? Bundan sonrası ölümdür! Belki beni
öldürecekler, bilmiyorum ben, topluma yönelik, daha
kötü şeyler yapılacağından korkuyorum.
(HBB'de, birde "ÖzgürGündem"de, "Öldürülmekten
korkuyorum" biçiminde çıkan tümcesi, kanımca kişisel
değildi; Fehmi Işıklar'ın gözlerinde korkunun izini gör-
medim.)
Fehmi Işıklar, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta
Güngör özden'le bu konuyu görüşüp görüşmedikleri
sorusuna da özetle şu yanıtı veriyordu:
- iki (üç) defa kokteyllerde karşılaştık. Bir defa Polis
Teşkilatı 'nın kuruluş yıldönümü törenlerine katıldık; ben
Meclis Başkanlığı na vekalet ettiğim için, protokol gere-
ği katılıyorum. 0 da Anayasa Mahkemesi Başkanı. Üç
defada da benzer sozcüklerle:
- Yahu, bu sizin HEP'li arkadaşlar, bölge milletvekilleri
niye telaşa düşüp, durmadan parti kuruyorlar; bizim bu
kadar kötü karar vereceğimizi nereden biliyorlar? Niye
kuşkuya düşüyorlar? diyor bana.
Şimdi ben safbulunup, arkadaşlara söylesem:
- Ayıp oluyor, millet ayıplıyor; kötü bir görüntü veriyor;
desem ve tedbirlerini almasalar, hepsi gitti güme!
Onun da ötesi, HEP'i boşaltmışlar, milletvekiliyok, pa-
ra yok! Bir, 30 kişilik kadro kalmış, hiç politika yapmaya-
cak olan türden. Tedbirlerini (önlemlerini) almışlar.
Onlar için verilmiyor bu karar. Ve sen bunu biliyorsun,
bana söylüyorsun "Niye tedbir alıyorlar?" diye. 0 za-
man, karar verilen tek kişi var: tedbir almayan ben. Ne-
den? Çünkü ben kendime güvenmişim; suç işlemediğim
kanısındayım. Vicdanen rahatım. Bugün basında, be-
nim konuşmalarımın yüz misli daha konuşuluyor bu
konular. Yazılıyor, çiziliyor; cumhurbaşkanı konuşuyor,
başbakan konuşuyor. Ve ben bütün konuşmalarımda,
birlik, kardeşlik, eşitlik, ülke bütünlüğü demişim. Ama
Kürt insanınm da ezUdiğini söylemişim. Ama, kim derse
ki, "ezilmiyor" gelsin tartışalım...
Şimdi, o zaman hedefbenim. Ve hemen elden gönde-
riyorburaya (TBMM Başkanlığı'na) özetbir karar, alışıl-
mışın dışında. Ve HEP'e göndermiyor yani; bir parti
kapatıyorsun, orayı daha çok ilgilendiriyor, hemen Mec-
lis Başkanı na niye gönderiyorsun? Hüsamettin Bey
boş bulunsa, uygulasa, bugün ben burada değilim! Bu-
na hakkınız yok! Beni halk seçmiş göndermiş. Ben, 18.
dönem yapmışım bu konuşmaları. Partim seçime girme
hakkını kaybetmiş; (Meclis) bir kanun çıkarmış acele,
yetiştirememişiz. SHP ile işbirliği yapmışım, SHP liste-
sinden aday olmuşuz; bu konuşmalarımı biliyor bölge
halkı; çünkü ben bu konuşmaları kapalı kapılar arkasın-
da yapmamışım ki. Basının önünde, kitlelere konuşmu-
şum. Halk biliyor bu konuşmaları. Beni böyle tanıyor.
Şoprajynbiryerde mitingyapmışım, seçimlerdekonuş-
muşum; (halk) beni seçmiş yüzde 85 oy almışım. Halkın
iradesine karşı bu! Yani, (halk) beni tanımadan seçme-
miş ki. Sonra, sen bu kararı 18. dönem verseydin, ben
19. dönem gene seçilecektim. Kabahat senin, verme-
mişsin kararı zamanında işletmemişsin hukuku. Eee,
başsavcı verecekmiş de iddianameyi, raportör hazırla-
yacakmış da.. Bana ne? Ben uygulanan hukuku bilirim.
Şimdi, bundan sonraki seçimde seçilme şansım var; bu
ara niye? Bu, 18. dönemi ilgilendiren bir husus. Hukuk-
çuların bir kısmı öyle diyor. "Soruşturulduğu dönemi
ilgilendirir" diyor. "Bu dönemi niye ilgilendirsin?" Sen
gitmişsin, halkbir daha seçmiş. Benzerkonuşmalardan
dolayı, DGM Savcısı dokunulmazlığın kaldırılmasını is-
temiş, komisyon kaldırmamış. Sen, Meclise rağmen de
bu kararı veriyorsun!
Hak-iş Genel Başkanı Necatl Çelik'le, DİSK Genel
Sekreteri Süleyman Çetebi, HEP'in kapatılması, Işıklar'-
ın milletvekilliğinin düşürülmesi konusuna, açıklama-
larla tepki gösterdiler. Necati Çelik, özetle şöyle dedi:
- Öncelikle, Anayasa Mahkemesi'nce, seçilmiş bir
milletvekilinin üyeliğinin düşürülmesi, bize göre milli
iradenin en üst irade olması bakımından doğru değil.
Bize göre, mahkemenin, şayetSayın Işıklar'ın üyeliği ile
ilgili aleyhte bir düşüncesi olacaksa bu düşüncesini
Meclis Başkanlığı'na bildirmesi, Meclis'in bu sorunu
kendi içinde düşünmesi gerekirdi. Böyle yapılmamıştır,
kendisini, düşüncelerini halka takdim etmiş ve onay ala-
rak seçilmiş bir üyenin üyeliğinin, Anayasa'nın lafzına
sıkı sıkıya bağlı kalınarak ortadan kaldırılması, düşürül-
mesi, bize göre kabulü mümkün olmayan bir karardır.
DİSK Genel Sekreteri Süleyman Çelebi de, özetle şöy-
le diyordu:
- HEP'in kapatılması, toplumda farklı düşünen kesim-
lerin sözcülerine dönük bir saldındır. Fehmi Işıklar'ın
milletvekilliğinin düşmesi ise, salt teknik bir zorunluluk
olarak değerlendirilemez. Sayın Işıklar, bazı çevrelerce
topluma verilmek istenen gözdağının örneğihalinegeti-
rilmek istenmektedir.
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5
1/ Cemal Süreyanm, ,
1965 Türk Dil Kurumu
Ödülü'nü kazanan şürki- 2
tabı... Yan memnunluk «
belirten bir ünlem. 2/ Ta-
nmda kullanılan azotlu 4
gübre... Birkaç renkli ip- c
fîkten yapılmış dokuma.
3/ Annın kovandaki ya- 6
nklan kapatmak için sal- -,
gıladığı siyah ve koyu
sıvı... Olta ya da tuzaga 8
konulan yem. 4/ Bir adın g
ya da sözcüğün baş harfi.
5/ Türkçede ilgi adılı... Eli işe yat- r=
kin, becerikli. 6/ Bir cetvel türil. Lh
"Alay" anlamında argo sözcük. 7/
Ankara keçisinin, yünü kahveren-
gi ya da siyah olan türü... Müstah-
kem yer. 8/ Görimmeyen, mey-
danda bulunmayan... Uluslararası
Çalışma Örgütü'nün simgesi. 9/
Bireylere, işletmelere ait ana var-
lıklan, devlet gelirlerini yönetim
bilimi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Şirazlı Sadi'nin ünlü mesnevisi. 2/ Edremit Körfezi'nde turis-
tik bir yer... Arap abecesinin ilk harfi. 3/ Eskiden mest üzerine
giyilen san pabuç... Fürüvvet şeyhi. 4/ Yardımct. 5/ Kurucu...
Erden Kıral'ın. bırçok ödül kazanmış bır fılmi. 6/ tskambil
oyunlannda kâğıt atma sırası... Dik yokuş. 7/ Kuzeybatı Kaf-
kasya'da yaşayan bir halk... Duman lekesi. 8/ "Vaktinize haar
olun'— vardır gelir bir gün" (Yunus Emre)... Şube, dal. 9/ lş-
yeri olarak kullanılan birkaç katlı yapı... Kent ya da kasabada
dış mahalle.