25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1HAZİRAN1993SAU CUMHURİYET SAYFA EKONOMI ticaret hacmi • ATtNA (AA) -Türkiye ik Yunanistan arasındaki tjearet hacmi geçen yıl 276 milyon dolara ulaştı. Yunanistan Ulusal Ekonomi Bakanbğı tarafından açıklanan rakamlara göre geçen yıJ iki üJke arasındaki ticaret hacmi 1991 yılınagöre saedce 3 milyon dolar artış gösterdi. Aynı veriler Yunanistan'ın geçen yıl Tûrkiye'ye 132 milyon dolarük ihracat yapnğını, buna karşı Türkiye'den ithalaünın 144 milyon dolar olduğunu ortaya koydu. İki ülke arasında ticaret hacmi 1982yılınagörelO,1988 yıiuıa göre de iki misli arttı. Türkiye ile Yunanistan arasındaki ticaret hacmi 1982yuındasadece28 milyon dolardı. Türkiye'nin Yunanistan'a en yüksek ihracaüise 1991 yıünda gerçekksti. Yunanistan 199 l'de Türkiye'den yaklaşık 168 milyon dolarlık ithalat yaptı. AJmanya'ya kablo •ANTALYA(AA)- Antalya Serbest Bölgesi'nde Türk-Alman ortaklı kurulan Wragner Kablo, Alman oto ve beyaz eşya sanayiine yönefik kablo üretimine başladı. Serbest bölgede 3 bin 500 metrekarelik alanda kurulan tesis, 3-4 milyon Alman Markı'na maloldu. Halen3Oişciileyıllık3 milyon marklık üretim yapan tesis, önümüzdeki 2 yıl içinde tam kapasiteye ulaşacak. 120 işçi ik yılda S milyon adet kablo üretimi hedefleyen tesisin, 1995 yüı üretim ve ihracatı da 10 milyon dolara ulaşacak. serDestooıgeae yabancı yaorrnı • ANKARA (AA) - Türk serbest bölgelerine yabana ilgisi süriiyor. Bölgelerde faaliyet nihsaü alan her 100 firmadan 14'ü yabana sermayeye sahip bulunuyor. Resmi açılışı yapılan 6 serbest bölgede faa'iyette bulunmak üzere ruhsatalan firma sayısı nisan ayı sonu itibanyla toplam 580'e ulaştı. Bu firmalann 82'si yabana sermayeye sahip bulunuyor. Faaliyet ruhsatı alan firmalann ise yerli ve yabana sermayeli olmak üzere halen toplam 314'ü resmen ticari faaliyete başlamış bulunuyorlar. THK'dankupban çtkartması •ANKARA (AA)- Türk Hava Kurumu Genel Başkanı Atüla Taçoy, dinin kimsenin tekelinde olmadığını belirterek "Biz temiz ınançlı insanlanmızın dini ve ahlaki du ygulannı sömürmüyoruz" dedi. Etimesgut Türkkuşu Tesisleri'nde, Türkkuşu Genel Müdürlûğü'nûn 58. Kuruluş Yıldönümü ve 24. Türkiye Paraşüt Şampiyonası'nın kaparuşı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Taçoy, Türk Hava Kurumu"nun ana gelir kaynağmı oluşturan kurban derisi. bağırsağı ve fitre-zekat toplama yetkisinin tekrar THK'na verildiğini hatırlatarak " Yetkinin bizde olmadığı 6 yıl boyunca bir takım dernekler, bazı kurumlar ve hatta kişiler kurban derisi toplamaya başlanuşlar ve zaman içinde daha da iyi organize olarak bunu alışkanlık haline getirmişlerdir" diye konuştu. Tupizmcilere kolaylık •EkonomiSerrisi- •Türkiye Kalkınma Bankası(TKB) Genel Müdürü özal Baysal, turizm yatınmalannın günü geçmiş borçlannı 31 Aralık 1993 tarihine kadar tasfıye etmeleri halinde ydhk yüzde 75 oranında faiz ödemelerini sağlayacak yeni bir ödeme kolayhğı getirdiklerini açıkladı. Istendiği lakdirde dövizüzerinden taksüendirmeye gidilebileceğini söyleyen Baysal şöyledevam etti: "Turizm yatınmcılanndan 1990 yıh öncesi eylül-arakk 1991 dönemine ait borçlan olanlann buborçlannı 1993 yılnun ocak ayı sonuna kadar ödemeleri haünde yıllık yüzde 75 oranında faiz uygulayacağız. Yine bu şekılde borçlannı tasfîye edenlere, talepte bulunmalan halinde, ocak-ağustos 1992 dönemine ait günü geçmiş anapara ve faiz ödemelerini libor artı yüzde 3.5 faiz oranıyla iki eşit taksitte ödeme fırsatı tanıyarak haziran ve aralık 1994 tarihlerine erteleyeceğiz." Dört kişilik ailenin mutfak harcamalan % 9 zamlanarak 3 milyon sınınnı aştı Mııtfakta bayramEkooomi Servisi- Kurban de 28.5 oranında zam gördü. Bayramı'nın ilk kurbanı mut- ^ v t T 7 o m İ Q n v p Yüzde 7 ile 25 arasındaki fak oldu. Peş peşe gelen KİT , , l z < u m < ı n y c . KİT zamlan mutfaga değişen İstanbuTda yasayan 4 kişilik ailenin aylık mutfak masrafları (TL.) yasaya çıkan yaz meyveleri m ı ı t f a i r ^ kiloluk Çay yüzde 20.1, mutfak harcamalannda yüzde IUulldK kesme şeker yüzde 6.7, SEK şi- 9'luk bir rekor artışa neden h â r C c i m â l â n n i n & s " t ^.4, tüpgaz da bir önceki oldu. tstanbul da yaşayan dört V A" A a y a ^°r e mu ^a ^ yüzde 10.6 kişilik bir ailenin mutfak mas- rCKOTClUZCyClC oramnda zamlı girdi. Ekmek fi- raflan mayıs ayında bir önceki arfma«îina n p H p n v a u da 2 bin liradan 2 bin 500 aya göre 245 bin lira daha arta- <ıı u ı ı a a ı ı ı a ı ı c u t ı ı liraya çıkarak yüzde 25 zam- rak 3 milyon sınınnı aşü. Mayıs OİCİU. Y a Z IlieyVelen landı. Yüzde 5.4 zamlanarak 65 ayında dört kişilik ailenin mut- r»rta1aro!a 1AKin bin liraya ulaşan et, mutfak fak harcamalannm toplamı 3 UlUUdlIld. İO Ü1I1 harcamalannda 50 bin liralık milyon 112 bin 700 liraya ulaştı. l i r a d a n pİyaSÜVa a r u s a neden oldu. Un, yoğurt. Mutfak harcamalan yılbaşm- u v.t_ L makarna ve yağ fıyatlan da dan bugüne kadar yüzde 27.7 yiA.«u A.cii a c u z c mayıs avında değişen oranlar- orarundaartü fiyatlan bir önceki te" 1 *.- . Dort kışıuk bir aile dengelı J . , Geçtığimiz ay pıyasaya çıkan beslenebümek için mutfağına a y a g O r e UCUZİadl. sebzelerin fıyatlan yüzde 6.3 yılbaşına göre 676 bin lira daha \ 4 a V l S aVUlin fi Vat ucuzlarken kış meyvelerinin ye- fazJa para harcamak zorunda i • n ı " a m l a y a başlayan yaz mev- kaldı. a r t l Ş r e k O r t m e n i veleri piyasaya ortalama yüzde Mutfak masraflanndaki ar- VI'İTHP 7 1 7İİP 28.5 daha pahalı çıktı. Kiraz 23 tış mayıs ayında jılınen yüksek yiiZUC IJ.I IIC bjj^ fcayısı 20 bin. erik 16 bin değerine ulaşü. Ozellikle şeker, D a t a t e S . 5°° liradan saüldı. süt,çavgibi KİT ürünleri ile di- Geçti&miz aydan itibaren ger kalemlerdekı artışın yanı sebze lıyatlan ucuzlamaya baş- sıra ortalama 16 bin liradan tez- Taze patates, eskisine oranla ladı. gaha çıkan yaz meyveleri top- piyasaya yüzde 73.7 daha pa- Bir önceki ay 20 bin liradan [am mutfak harcâmâlanndâ halı cıkarak 5 bin 500 liradan satıbın Datlıcan 11 bin 25 bin li- yüzde 8.9'luk artışa neden oldu. saüldı. radan saülan taze fasulye 14 Mayıs ayırun fiyat arüş rekoru- Arük yerini yeni ürüne bırak- bin, 15 bin liradan saülan do- nu ise patates kjrdı. maya haarlanan soğan da yüz- mates de 11 bin liraya indi. Üri» a* Peynir Zeytin Şeter Çay Et Ekmek Sût Yumurta Yoflurt Un Makama Pirınç BaMJyat Patates Soğan Sebze Meyve Margarin Ayçiçekyağı Zeytinyağı Tereyağı Tüpgaz TOPtAM flyMı 54 333 47 666 9.833 35.533 61.666 2.000 6.200 1.000 12.000 6.000 7.800 9.500 9.166 3.166 3.500 12.277 12.450 15.733 16.333 27.000 44.666 52.000 fcUTB flyMı 56.000 47.700 10.500 42.700 65.000 2.500 6.600 950 14.000 6.400 8.400 9.500 9.300 5.500 4.500 11.500 16.000 16.400 17.700 27.700 46.000 57.500 »£* 4kg. 1.5 kg. 6kg. 0 8kg. 15 kg. 72 adet 15 Ittre 90 adet 15 kg. 3 kg. 2kg. 4kg. 4.5 kg. 8 kg. 6kg. 30 kg^ 30 kg. 2kg. 1 Kg. 1kg. 0.5 Kg 1 adet Man 217.332 71.500 58.998 28.427 924.990 144.000 93.000 90.000 180.000 18.000 15.600 38 00 41.247 25.328 21.000 368.310 373.500 31.466 16.333 27.000 22.333 52.000 2.858.364 Marn UUfl 224.000 71.550 63.000 34.166 975.000 180.000 99.000 85.500 210.000 19.200 16.800 38.000 41.850 44.000 27.000 345.000 480.000 32.800 17.700 27.700 23.000 57 500 3.112.766 Alman, Fransız ve Japonlar'ın gerisinde kaldıklan endişesiyle Türkiye'ye geliyorlar Sıra Jbıgiliz işadamlannda LEYLA TAVŞANOĞLU İngiltere, pazar payını Almanya, Fransa ve Japonya'ya kaptırdığı kaygısı içinde, Türkıye'yle ekonomik ve ticari ihşkilerini gelişürmek için atağa kalktı. Bu amaçla da Ingiliz hükümetinin, özel sektör şirketleriyle işbirliği yaptığı belir- tildi. Konuyla ilgili görüşlerine başvurdu- ğumuz fngiltere'nin lstanbul'daki Baş- konsolosu Michael Cook, Türk-İngüız ilişkilerinin 400 yıllık bir geçmişi oldu- ğunu beürttikten sonra Türkiye'nin son on yıldır İngiltere için önemli bir pazar haline geldiğine dikkat cekti. Cook söz- lerini şöyle sürdürdü: 'Pazan kaptırıyoruz' "Türkiye her zaman dikkatlerimizin üzerinde olduğu bir ülkedir. Ancak son zamanlarda Türkiye'yle ticari ilişkileri- mizde bir duraklama olduğunu fark et- tik. Türkiye pazanndaki payımız istedi- ğimiz büyuklükte değüdi;-Paymi]z yüz- de 6 dolayında kalmıştı. Üstelik ulusla- rarası rakiplerimize pazar payını kapünyorduk. Böylece bu açıgı kapat- mak için yoğun faaliyetlere başladık. Bu konuda Türkiye'deki İngiUz Ticaret Odası'yla işbirliği yaptık. Öncelikle Ingiltere'dekı ticaret odalanna dağıü- lmak üzere Türkiye'nin nasıl bir ülke ol- duğunu anlatan bir broşür hazırladık." Ticaret Bakanı geliyor Önümüzdeki temmuz ayında İngilte- re Ticaret Bakanı Needham'ın kala- balık bir işadamlan heyetiyle Türkiye'- ye geleceğini belirten Başkonsolos Cook, bu işadamlannın Türk işadamla- nndan Türkiye pazan hakkında bilgiler alacaklannı, ithalat-ihracat durumunu inceleyeceklerini söyledi. Cook, bu ara- da konsolosluktan bir heyetin de Türki- ye'nin önemli sanayi merkezlerinde te- maslarda bulunduğuna işaret etti. Türk pazannı inceleyecek heyetin başkanı olarak Martin Burn adlı bir yetkilinin görevlendirildiğini belirten Başkonso- los Cook, bir görevlinin de Ankara'da üsleneceğini ve tngiliz Büyükelciliği'yle taklaşa olarak Türki cumhuriyetlerde iş yapmak. Aşkabad'daki inşaat sektö- ründe işbirliği konusu ele alındı. Azer- baycan petrol boru hattı yapımı için de Türk şirketleriyle işbirliği olanaklan araşünhyor. Türki cumhuriyetlerde di- ğer alanlarda da ortakük olanaklanru inceliyoruz. Aynca Ingiliz Kültür Heye- • İngiltere Başkonsolosu Mkhael Cook: "Son zamanlarda Türkiye'yle ticari ilişkilerimizde bir duraklama olduğunu fark ettik. Üstelik uluslararası rakiplerimize pazar payını kaptınyorduk. Bu açığı kapatmak için yoğun faaliyetlere başladık. Almanlar, Fransızlar ve Japonlar bu faaliyetlerini arttırdılar. Biz ise çok geride kaldığımızı ve önemli şeyler kaybetmekte olduğumuzu hissediyoruz." İstanbul Başkonsolosluğu araalığıyla çalışacağını açıkladı. Cook sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu görevli kendilerine ortak arayan Türk şirketleriyle Türkiye'de pazar payı bulmak ya da ortak yatınma girmek isteyen fngiliz şirketleri arasında bağ- lantı kuracak. Almanlar, Fransızlar ve Japonlar bu faaliyetlerini artürdılar. Biz ise çok geride kaldığımızı ve önemli şey- ler kaybetmekte olduğumuzu hissedi- yoruz." Ingiltere'nin Türkiye üzerinden Orta Asya cumhuriyetlerine ihracat yapma amaanda olduğunu belirten Cook, "Bir amacımız da Türk şirketleriyle or- ti (British Council) bu cumhuriyetlerde bankaalık eğitinîi vermek üzere Türk kuruluşlanyla işbirliği yapıyor" dedi. Almanya Başbakanı Hebnut Kohl'un hızh tramvay ihalesinin Almanlar'a ve- rihnesini istediği haberleri üzerine İngil- tere'nin bu ihaleyi kaybetmek istemeye- cegine işaret ettiğimızde Başkonsolos Cook şu görüşleri dile getirdi: "Tabii. Ama Ingiliz şirkeüerinin Tür- kiye'de daha önce aldıklan ihaleler var. Ozellikle de doğal gaz sektöründe... Çünkü doğal gaz sektöründe biz çok deneyimli bir ülkeyiz. Tabii Başbakan Kohl, AJman şirket- lerinin ihale alması için. biz de Ingiliz şirketlerinin ihale alması için ıs'rar ede- ceğiz." AT şansı: Tkari bağlar Ingiltere'in I992'de içlerinde ulaşım araçlan, yedek parça. ilaç ve ilaç ham- maddesi, tekstil makinalan, kimyasal madde, boya olmak üzere 691.7 milyon sterlinlik ihracat yaptığını, buna karşılık da Türkiye'den 460 milyon ster- b'nlik tanm ürünleri, tekstü ve makina aldıgını belirten Cook. 1993'ün ilk üç ayında ise İngıltere'nin ihracatında yüz- de 10, Türkiye'nin ihracatında ise yuzde 7'lik bir artış kaydedildiğini ifade etti. Cook sözlerini şöyle sürdürdü: "İngiltere, Türkiye'nin Avrupa'da ti- caretinin ve ortak yaünmlannın art- masında öncülük etmış, yardımcı olmuş bir ülkedir. Türkiye'nin, Avrupa ülkele- riyle ticaret bağlanrun güçlenmesiyle ATye tam üyeük şansı artar. Türkiye'- nin bu desteklere ihtiyacı vardır. Çünkü büiyorsunuz, ATye tam üyeliğine faz- laayla itiraz var." tngiltere'nin Türkiye'yle kültürel iliş- kilerinin de hızlandığını belirten Cook, Ingiliz hükümeti ve iş çevrelerinin bu yıtki İstanbul Festivali'nde pek çok gösteri ve konserin sponsorluğunu üst- lendiklerini belirtti. İngiltere'nin Türki- ye ile eğitimde işbirliğine de önem verdi- ğine işaret eden Cook, "Türkiye'ye yö- neük dünyanın en büyük burslanndan birisinı veriyoruz. Bu burstan amaç. ozellikle üniversite mezunu gençlerin ülkenin teknolojik ait yapısını düzelte- cek, onlara uzmanhk kazandıracak kurslara katılmalanru sağlamak. İngiliz Kültür Heyeti bir de İskoçya'daki Staf- ford Qyde Üniversitesi'nin Türkiye'de açık öğretim yapmasına önayak oluyor. Bu açık öğretimde lisansüstü öğretim verilecek. KurslarTürk sana>i ve ticare- ti gözönüne abnarak hazırlandı" dedi. Asil Nadir'e saat hediye eden tngiliz Bakan Yardımcısı kendini savundu: Mates: 'Nadir'ehediyembir jestti'LONDRA (AA>- KKTCye kaçışından birkaç gün önce Asil Nadir'e saat hediye ettıği için muhalefetin istifa çağnlan ile karşılaşan İngiltere'nin Kuzey İrlanda Bakan Yardımcısı Mic- hael Mates, kendini "Nadir'e jest yaptım" şeklinde savundu. Mates, dün İngiliz Haber Ajansı Press Association'a ver- diği demeçte, Nadir'e "Neşelen- dirici bir jest olsun diye" saat hediye ettiğini ve bu hediyesinin kabul edildiğini söyledi. Bakan yardımcısı olmasına karşın Nadir'in davasına ilgi gostermesinin hukuki açıdan sakıncası olmadığı yolunda bil- gi aldıgını kaydeden Michael Mates, Nadır davaandaki haksız gördüğü konular hakkı- nda başsavaya mektup Michael Mates yazdığını, ancak Nadir'in kaca- cağından haberdar olmadığını ve kaçışını onaylamadığmı be- lirtti. Nadir olayında hiçbir yanlış •Michael Mates, Nadir davasındaki haksız gördüğü konular hakkında başsavaya mektup yazdığını, ancak Nadir'in kaçacağmdan haberdar olmadığını ve kaçışı onaylamadığmı söyledi. harekette bulunmadığını belirten Mates şöyle konuştu: " 18 ay kadar önce seçim böl- gemden Nadir'in danışmanlan- ndan biri bana geldi ve davada Asü Nadir araştmlması gereken noktalar bulunduğunu belirtti. Ben de Başsavcı Sir Nicholas Lyell ile görüştüm ve konuya duydu- ğum ilgiyi belirttim. Daha son- ra da aramızda bazı yazışmalar oldu. Bakan yardımcısı görevi- ne getirilmemden sonra da yine araşünlmaa gereken bazı nok- talar dikkatime sunuldu. Hu- kuki danışmanlardan bir sakı- nca bulunmadığı yolunda tavsiye aldıktan sonra konuyu araşurmak için yeniden baş- sava ile görüştüm. Yine ara- mızda bazı yazışmalar geçti ve tüm bunlar Nadir'ın ülkeden kaçışından önce meydana gel- di." Nadir davasına tüm ilgisi bo- yunca Nadir'in avukatı Ant- bony Scriveoer ile görüşüp danıştığıru kaydeden Mates, "Nadir'in saatine elkonunca, ben de ona bir jest olsun diye saat hediye ettim ve hediyem kabul edildi." dedi. Denıir çelikçiler Karadeniz9 de biılik anyor ANKARA (AA) - Karademz Ekono- mik İşbirliği projesi çerçevesiode oluştn- rulan öocdikli dört sektöre ek olarak Karadeniz Bölgesd Demir Çdik Biıiiği' kumlması istendi. Demir Çelik L reticileri Demeği Genel Koordinatörü Harai Kartay, koouyla il- gili olarak yaptığı actklamada "Sektörû- mfiz, böyle bir organizasyona öncölfik edecek yeteıii bilgi ve deneyime sahiptir" dedi. Türkiye, Azerbaycan, Arnavutluk, Gürcistan. Buigaristan. Romanya, Mol- davya, Rusya, Lkrayna, Ermenistaıı ve Yunanistan'ın Karadeniz bölgesel işbirli- ğine dahil olduğunu hatniatan Kartay, şunlan söyledi: "Karadeniz Ekonomik İşbirliği Kon- seyi, yaptığı toplanûda eoerji, ban- kacdık, taşraacüık ve telekomünikas- yondan olaşan dört öncelikli sektörâ be- liıiedi. Bunlara ek olarak Karadeniz EkoDomik İşbirliği Bölgesel Demir Çelik Birtiği'ran kurulması. Karadeniz etrafı- ndaki ülkelerie Türkiye arasındaki ti- caret hacminin arttırılmasuıı sağlaya- cakür. Ama daha da önemlisi, bölgede ozellikle Doğu Avrupa ülkelerindeki özerkleşjne ile Sovyetler'deki değişiın so- nocu ortaya çıkan Bağnnsız Devletler Tophıluğu içindeki ülkeierin demir çetik sektöründe yatınnı, üretim, iç ve dts tka- rete dönök sonınlannm sektör bazmda müsiereken ele alınmasına imkan vere- cek güçlü ve etkia bir oluşum meydana getirümiş olacakür." Bu bölge ülkelerinin, dünyaıun en gûç- lü hammadde ka>-naklanna sahip oldu- ğunu vurgulayan Kartay, planlaıunası halinde bölgede işlerüği olan sağlıklı bir organizasyon ile Avrupa Kömür Çelik Birliği benzeri bir kuruluşun oiuştoru- labüeceğifli kaydetti. Kartay, "Bölgede Batı ülkeleri daha kapsamlı çaltşmalara gümeden öncülük girişmıinde bulunma- mızda yarar vardır" dedi. Hami Kartay, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Dünyada kuruiu ve ticari nitetikli btokJaşmalann hiçbirisinde kurucu ve asil üye ounadığnnız gjbi. dahil olmak için de barcadığnnız çabalann olumlu so- nuclanfnadığuıı ozellikle dikkate alarak Karadeniz Ekonomik İşbirliği organizas- yonunu en kısa zamanda tam işler hale getirmek için gerekeni acilen yap- malıyız." IŞÇENIN EVRENEVDEN ŞÜKRAN KETENCİ Kirlenme Bayram sabahı güzel bir tatil yöresinde değilseniz bi- le pek çok özel nedenden yüreğiniz sıkışıyor olsa da sizi gütümsetebilecek bir şeyler duymak, okumak istersiniz. Uzun zamandır bilgisayara bu kadar boş baktığımı anı- msayamıyorum. Yazılması gerekli onca konu arasında bırakınızgülümsetebilmeyi, insanın içini karartmayacak bir şeyler çıkmıyor. Başınızı ne yanaçevirseniz insanın yüzünü kızartacak bir başka boyutlu kirlenme ile karşı karşıya kalıyorsu- nuz. Almanya'da insan olmanın onurunu taşıyan her Al- man, 'dazlak'ların Türkleri yakma eyternlerinden utanç duyuyor. Çoğunluğun utanması, Almanya'daki yabancı düşmanlığı sorununu, Türklerin insanlık dışı tehditler altında olması gerçeğini değiştirmiyor. Alman ırkçılığmı ideolojik olarak destekleyen iktidar ve siyasal örgütlenmelerin, insan yakma olayına karşı olmaları yetmiyor. Bir yandan iktidardaki partilerin ör- gütlerinin içinde bile küçümsenmeyecek sayılarda 'Na- zi' yanlısı olacak. Yasal ve toplumsal değerler olarak Al- man ırkçılığı. Nazilerin varlığı, çok daha önemlisi örgüt- lenmeleri desteklenecek. Yabancı düşmanlığı, ozellikle Türklerin geri dönüşe zorlanması için bir araç olarak görülecek. Sonra da bunun dozunun ayarlanabilecegi, Almanlan utandıracak insan yakma düzeyine ulaşma- yacağı, denetlenebileceği varsayılacak. Olmuyor ve olamaz da Tabii madalyonun bir başka yüzü de var: Şüphesiz in- sanlık dışı vahşeti haklı kılamaz, ancak toplumsal tepkiyi yaratan bizden kaynaklanan olumsuzlukları da görmez- likten gelemeyiz. Bugüne kadar başka, kendilerine en yakın kültürleri bile ancak asimile ederek kabul etmiş bir toplumun içinde, onları gerçekten ranatsız eden, en ay- kırı, en uç değerlerimizie var olabilir miyiz? En aşırı, ül- kemizde bizi de ürküten, tarikatlarımız, 'kafatasçı'lan- mız, Kürtçülerimizle, Alman toplumu içinde çıban başı olmuşuz. İki kültürün yıllarla birlikteliği, yakınlaşmayı değil, uzaklaşmayı, karşılıklı direnmeyi, reddetmeyi ge- liştirmiş. Arada iyi niyetli, aksine, olumlu çabalar dayok değil. Ancak ne yazık ki hastalıklı gelişmeler ağır bas- mış, uçurum büyümüş. Hem Almanya'da kalacağız hem de onları en çok rahatsız edecek biçimde, onlara en ay- ktı ı 5°lecek bir üslupta yaşayacağız. Tabii ki olmuyor. Bize yıllardır insan hakkı dersleri veren uygar ülkeie- rin, Bûsna-Hersek'teki Müslümanların bu bayrama da kurbanlık koyunlar gibi, katliamlara hedef olarak girme- lerine seyirci kalmalan da hiçbir ölçüye sığmıyor. Ora- daki kadar vahşi duygusu vermiyor belki, ancak 'doğu 1 - da çocuğu askerde olan ailelerimiz, çocukları dağlarda olan Kürt anaların bayrama daha az aalı girdiklerini söylemeye olanak yok. Terör örgütü PKK'dan, uzatılan çubuğun barış çubuğu olmadığı çok acılı, çıplak, ortaya çıktı. Doğuda daha can yakıcı günlerin yaşanması gün- demde. Ancak çok.ilkeli, akılcı politikalar önleyici olabi- lir. Almanya'da bir de bireysel boyutlu; ancak sonuçları tçplumsal, bir önemli kirlenme olayı daha yaşandı. Al- manya'da en savaşkan sendikacılığın simgesi olmuş, IG-Metal'in başkanının adının yolsuzluğa bulaşması, milyonlarca işçinin hak kavgasına önemli zarar verdi. Işçilerin eşit ücret kavgası için grevli mücadele verilir- ken işverenlerin büyük olasıiıkla yıllardır bilip, sakladık- ları yolsuzluk olayı kamuoyuna sızdırıldı. Sonunda bas- kan görevinden istifa etti Ancak işçilerin hakları ve sert- dikanın gücü üzerinde açtığı yaralar kolay kolay onana- maz. Sendika liderinin biryandan işçi hakları mücadele- sinde başarılı ve savaşkan kimliği, diğer yandan çıkar ve parayı sevmesi, iki kişiliği bir arada barınamadı. Şey- tan kimliği, melek kimliğini yedi, sadece kendisini değil, milyonlarla işçiyi çökertti. Bizimkiler ders alsa. Ne gezer? Son günlerde bizimki- lerin şeytan kimliklerine yönelik haberler giderek arb- yor. Küçük, küçük, mide bulandıran sinekler yiyecekle- rin içine düşüp, pisletiyor. Geçen haftaki haber ve yazı- larda arka arkaya değindiğimiz olaylar üzerine mektup ve telefonfar yağmaya başladı. Sendika içi tatsız sorunları çözmeye çalışan, değerle- rini koruyabilmiş bir sendika liderimiz, telefonda gelis- meleri anlatırken " Tam iki gün sabahtan akşama iki ta- rafı dinledim. öylesine çirkin şeyler 'linlemek ve tepki göstermemek zorunda kalmışım ki, dokunacak hiçbir şey yemediğim haide saatlerle kustum. öylesine bir kir- lenme var, öylesine umutsuzum ki, bedenim isyan edi- yor.." Önümde bir mektup. Olaylar isim ve yerlerle, ayrınftlı anlatılmış. Sahibinin de imzası var. Ancak şimdilik isim- siz aktarmayı yeğliyorum. Sendika başkanı, kendisi de nereden bulduğunun hesabı sorulmamış kişisel serveti ile işletme sahibi. Kendisine bağlı işyerlerinden birinde 8 aydır grevde olan işçileri, kendi işyerinde yasal sınırla- rın, asgari ücretin de altında ücretle ve her an çok ağır bir iş kazasına hedef olacak biçimde, "nasıfsa işsizsiniz, elinize bir şeyler geçsin" diyerek çalıştırıyormuş. Bir diğer mektupta, sendika içi paylaşıma tanık olduğu için görevden uzaklaştırılan sendika çalışanının öykûsü var. Telefonlarda bir dizi ihbar ve araştırılması istenen olay. Detaylar, bilgiler kesin kirliliğin boyutunu, önemini ortaya koyuyor. Ancak kanıtlanması çok kolay bir iş de- g» Bütün bu kirlenmelerden bir bayram günü iyimserli- ğinde çıkarılabilecek tek ortak yorum, sorunların bu bo- yutta açığa çıkması ile insanın sağlıklı cözüm üretebil- mesinin peşe peşe geleceği olabilir. Insana, çözüm üre- tebilme gücüne inanıyorsak, bu çözümsüz, çok umutsuz gibi görünen olayların da üstesinden gelmesinin yolunu bulacağına inanmamız gerekiyor. Bu inançla nice gü- zel, umutlu bayram günleri dileği ile.. Cukobirlik imajını arıyor 'Sıkıntılar geridekaldı' ADANA (Cumhuriyet) - Yolsuzluk, vurgun ve mafya tartışmalanyla uzun süre Adana ve ülke gündeminde üst su^lan işgal eden, adam kaçırma, yaralama. saldm gibi olaylann yaşandığı Cukobir- lik, sorunlan aşma çabasında. Genel Müdür Sedat Doğan, "Sıluntılı ve zor günleri büyük ölçüde geride bıraktık. Bun- dan sonra Çukobirlik'i gerçek statüsüne kavuşturabilme yo- tunda daha rahat çahşacak, daha j>i hizmet üreteceğiz" dedi. Önceki dönemJere kıyas- la hemen her alanda üretim ve verim aruşı sağladıklannı, 40 milyon dolar düzeyinde olan yılbk ihracaü 70 milyon dolara yükselttiklerini, karlılığı artırdıklanm, demok- ratik kooperatifçilik anlayışını yerleştirmeye çalıştıklannı be- lirten Doğan "Kısaca tüm zorluklara rağmcn Çukobir- lik'te hayli yol aldık" diye ko- nuştu. Genel Müdür Sedat Doğan, 1993/1994 kampanya döneminde de ür.nici ve ortai- lara en iyi şekilde hâzmet vere- bilmek için ön çalışmalan yo- ğun şekılde sürdürdüklerini kaydederek şunlan söyledi: "Ortaklanmıza öncelikle tohumluk ve zirai ilaç temini için uğraş veriyoruz. 28 milyar lira değerinde 23 bin ton taban gübresi ile 42 milyar lira değe- rinde 33 bin ton üst gübre te- min edilip kooperatiflerimize gönderilmiştir. Taban gübre- sinin tamamı dağıulmış olup üst gübrenin dağıtımı devam etmektedir. Bunun yanı sıra 11.5 milyar lira değerinde 5 bin ton çiğit, 1.6 milyar lira de- ğerinde 162 ton tohumluk yerfıstığı ve 798 milyon lira de- ğerinde 193 ton soya tohumhı- ğu kooperatiflerimize sevkedi- lerek dağıtımı yapılmışür."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle