Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
&AYFA CUMHURİYET 1HAZİRAN1993SAÜ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Balkanizasyon...Son aşamada, işe ABD'nin ve yeni Başkan Clinton'm el
koyacağı sanldı. Önceleri olumlu sinyaller veren Beyaz Saray,
son günleroeipin ucunu Avrupa'ya bıraktığını açıkladı.
YAVUZ GÖR Emekli Elçi
1
9. yüzyıhn sonlanna doğru, grubunda, Amavutluk da kendi köşe-
kullaıilrnay/a başlanılan sinde idi.
"BalLanizasyon" terimı, Os- Özetle, Balkan''Kulübü", yukanda
manlegemenliği altında kal- adı geçen 6 devletten ibaretli. Sınırlar.
mış >a da bu egemenlikten amaçlar, sorunlar belirli idi. Farkülık-
yeni cıkmış bulunan Balkan ıa r a karşın ticaret, kültür, turizm.
üLkelerini ve alklannı birbirine dü- ulaşürraa, vize kolaylıklan. spor vb.
şürmek, bölmek ve ortaya çıkacak bu alanlarda iyi kötü bir işbirüği ortamı
kaostan yarananmak amacıyla Rus- vardı.Budengevesükûnetinenönemli
ya, Avusturya-Macaristan, Ingiltere, öğelerinden biri de Yugoslavya idi.
Fransa, AJmanya vb. ülkelenn izlediği Aramızda belirgin herhangi bir sorun
politika türüne vcrilmiş bir addır. bulunmayan bu devletin, bizim açımı-
Balkanlar'dı karşılıkh ulusal kinler zdan büyük önemi vardı.
yaratmak yolunda kanlı başanlara xito Yugoslavyası, Bulgaristan ve
ulaşmış bu poktikanın, adı geçen "bü- Yunanistan'ın, kendi ülkelerindeki
yûk" devletlere. sonuç itibanyla, ne çı- azınlıklarauygulamaya çalıştıklan 'şo-
karlar saglamş olduğu tartışma ko- venist' politikalann karşısında idi ve
bu açıdan da bizimle uyum halinde idi.
Yugoslavya'nın ve bu ûlke ile olan
i>i ilişkilerimizin bize sağladığı çok
önetnli avantajlar vardı:
Türkiye'yi, Orta ve Batı Avrupa'ya
bağlayan tek otoyolun, E-5 ya da gûn-
cel adı ile TEM (Trans European Mo-
torway) yaklaşık 900 kilometrelik bö-
lümü Yugoslav arazisinden geçiyor-
du. Türkler, TIR kamyonlanmız, tu-
rist taşıyan otobüsler, bu ülkeden vi-
nusu edilebilir Kesin olan bir şey var-
sa, o da, bu denli bencil ve çıkarcı bir
politikanın, onu güdenler için tarihsel
bir yûz karası olma niteliğidir.
İşbirliği ortamlı dönem
Balkan ülkeıerirun son yüz yıl içinde
geçirdikleri savaşlan, sarsıntılan bir
yana bırakarak yakın zamanlara bir
göz atahm:
örneğin 197O'li yıllann başında
Tûrkiye ile Yunanistan NATO; Ro-
manya ile Bulgaristan Varşova Pakü
üyesi, Yugoslavya Bağlantısız Ülkeler
zesiz, serbestçe gidip geliyorlardı Av-
rupa'ya. Aynı olumlu tablo, demiryol-
lan için de geçerli idi.
Yugoslavlar, Tito'nun kendilerine
bıraktıgı kalıü (mirası), har vurup har-
man savururcasına, dar görüşlü milli-
yetçilik masasında oynadıklan kanb
kumarda kaybettiler.
Batı'run da ateşe köriikle gitmesi ve
Balkanizasyon polıdkasırun hortla-
ması sonunda. önce Slovenya ve Hır-
vatistan birlikten aynldı. Arkadan.
Makedonya ve Bosna geldi... Ortada
kalan Sırbistan-Karadağ ünitesı de
dahil, bu türeme devletçiklerin hiçbiri-
sinin. eski ekonomik altyapırun sağla-
dığı olanaklardan yararlanmalan ola-
nağı kalmadığından, ekonomik ve do-
layısıyla sosyal bunahmlar, karabasan
gibi çöktü üzerlerine.
Sonunda, ortaya "Bosna faciası"
çıkü. Boşnaklar, Hırvat ve Sırplar, so-
runlan kendi aralannda akılcı ve ba-
nşçı bir çözüme ulaştırmak becerisini
gösteremediler. Denetimden çıkan aşı-
n milüyetçilik, belki de din ve mezhep
gayreti, insanhk namına utanç verici
gelişmelereyolaçtı.
Sırplann. örneği az görülmüş bir
vahşilikle. Boşnaklara ve Hırvatlara
saldırmalan izlendi. Bir yıldır sürüp
giden bu kanlı serüvende, insan hak-
lan şampiyonluğunu hiç kimseye
kaptırmamak savında olan ve kendi
çıkarlan gerektirdiğinde, Körfez sa-
vaşında olduğu gibi, adeta arslan kesi-
len Batı'nın ve onun güdümündeki,
başta UNO olmak üzere öbür tüm
uluslararası örgütlerin tutumu, bellek-
lerden silinmemesi gereken bir (ıtanç
tablosu oluşturmaktadır.
Son aşamada, işe ABD'nin ve yeni
Başkan Clinton'ın el koyacağı sanıldı.
Önceleri olumlu sinyaller veren Beyaz
Saray, son günlerde ipin ucunu Av-
rupa'ya bıraktığını açıkladı Amen-
kan Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Ric-
hard Boucher. durumu şöylece özetle-
di:
"Bosna. Avrupa'nın göbeğinde bir
yerdir. Bu yüzden bu sorun bir Ameri-
kan sorunu değildır. Daha çok bir Av-
rupa sorunudur."
Sözcii bu açıklamayı yaparken,
uyanık bir gazeteci çıkıp. "Kuveyt çö-
lü Kalifomiya'da mı?" diye sormalıy-
dı..
Başkan Clinton'ın ilk aylan Beyaz
Saray'da... Şimdiye kadar gelen sin-
yaller, bir kararsızlık semptomu göste-
riyor. Sırplann çıkarlannı ön plana
getiren bu tutumdan sadece ABD'yi
sorumlu tutmak da duruma tam açık-
lık getirmez.
Balkanizasyonun eski şampiyonla-
nndan Rusya da bu konuda kollan
sıvamışür. Rus Dışişleri Bakanı Kozi-
rev'in son VVashington ziyaretinde.
ABD Dışişleri Bakanı Christopher ile
yaptığı görüşmelerden, her iki ülkenin
Vance-Owen planını bir yana iterek
Bosnalı Sırplann kan dökerek ele ge-
çirdikleri topraklan ellerinde tutmaya
devam etmeleri hususunda anlaştıkla-
n anlamı çıkmaktadır.
Adı geçen Vance-Owen planı, "Bos-
na Sancağı"nı, yamah bohça gibi on
ayn kesime ayıran, uygulanması ola-
nak dışı, bir açıdan da "geliştirilmiş
yeni tür Balkanizasyon yöntemleri"-
nin ürünü, ütopik bir gırişimdi.
Mayıs ayı sonunda görünüm böy-
leyken, ortaya bir de Amerikan, Rus,
Fransız, İngiliz ve İspanyol planı çıktı.
Aynntılan belli değil daha.
Barut fıçısı
Batıh diplomatlar, pipo ve sıgarala-
nnı tüttürerek konuşmaya devam edi-
yorlar Birleşmış MiîletlerMn askerleri.
mavi bayraklanyla bu kanlı Balkan
trajedisınde, galeri seyircisi. Toplar,
havan mermileri, bazukalar her gün
can alıyor.
Boşnaklann Müslüman olmalan
nedeniyle Türkiye'nin gösterdiği du-
yarlılığa karşın hiçbir İslam ülkesinin
bu konuda kılını kıpırdatmaya niyeti
olmadığı açıkça görülüyor.
Yakın tarihın sık sık kullanılan bir
deyimiyle, Balkanlar yine "barut fi-
çısf'na dönüştü... Bu bölgenin felaket-
leriyle ilgisi olmayan, ama çıkan bulu-
nan güçler. bencil tutumlannda de-
vam edecekler. Ve büyük olasılıkla, si-
lah kullanarak kazanmak yöntemle-
rine göz yumuldukça, bugün Bosna'-
da olup bitenler ve oldu bittiler, ileride
Makedonya'da ya da Kosova'da da
ortaya çıkacak.
Olacak şey değil, ama "Balkan işle-
rini" çözmek, sadece Balkan halklan-
na bırakılabilse ve bu halklar, geçmiş
ve güncel, duygusal ve şovenist nıh ya-
pılannı bir yana bırakarak banşçı ve
yapıa bir anlaşma alaranda birlikte
hora oynasalar... Tıpkı 1908'de oldu-
ğu gibi... Bu pembe rüya bile, "Balka-
nizasyon" güçleri için dayanılmaz bir
karabasan olurdu.
PENCERE
Bugün BaypamL
ARADABIR
Doç.Dr. SUZAN ERBAŞ
Hacettepe Üniv., Eğitim Fakülîesi
Gelin, Türkçe
Öğretmeni 01un...
Herhangi bir dalda yüksekoğrenim gördünüz mü?
Türk diliyle eğitim yapan herhangi bir üniversiteyi bitir-
miş iseniz, gelin ortaokullarda, liselerde öğretmenliğe
başlayın. Yabancılara Türkçe öğretmek de tam size gö-
redir. Kendi mesleğinizde uzun zamandan beri iş ara-
mışsanız ve artık iş bulma umudunuzu yitirmişseniz,
gelin Türkçe öğretmenliğine başlayın. Maaşı az, ama iş
saati de az! Haftada ancak üç dört yarım gün çalışıp ko-
lay yoldan cep harçlığınızı çıkarmak istiyorsanız, gelin
Türkçe öğretmeni olun!
Niye başınızı sallayıp hayır diyorsunuz? Siz, çocukla-
ra ve gençlere eğitim ve öğretim açısından nasıl yakla-
şıldığını bilmiyor musunuz? Fark etmez! Kendi anne-
babanız ve öğretmenlerinizden ne öğrenmişseniz aynı-
sını uygularsınız. Bu hiç de zor olmasa gerek! Yeni eği-
tim yöntemleri gibi yeni yaklaşımlar.. ancak çocukları
şımartmak, başımıza çıkartmak içindır!
Dil bilginiz mi yetersiz? Inandırıcı değil! Türkçe ana di-
liniz, üniversiteyi bitirinceye kadar 15yıllıkbir süreç için-
de dilbilgisi dersi aldınız. Artık dilbilgisi konusundatam
yetişmiş sayılırsınız. Hatta uzmanlaşmışsınız da denile-
bilir. Edebiyatta okulda zayıf mıydınız? önemi yok! Ak-
şam okuyup, ertesi gün okulda anlatırsınız.
Okutacağmız bir ders kitabı bilmiyor musunuz?
Önemli değil. Kitap zaten seçilmiş, size sadece okutma-
sı kaldı.
Gördüğünüz gibi sizin Türkçe öğretmeni olmanız için
birengelyokdenilebilir. Buna karşın siz kendinizi yeter-
li görmüyorsunuz ve haklısınız. Herhangi bir dalda yük-
seköğrenimi tamamlayanlar Türkçe öğretmenliği yapa-
maz. Türkçe öğretmenliği yapabilmek için geniş bir
dilbilgisi ve edebiyat eğitiminın yanındaöğretmenükfor-
masyonuyla birlikte bu dalların derin kültürüne de sahip
olunması gerekmektedir. Bu nedenlerle, Milli Eğitim
Bakanlığı sizi Türkçe öğretmeni olarak atayamaz!
Ama ingilizce eğitim yapan bir yüksek öğretim kuru-
munun herhangi bir bölümünü bitirmişseniz, İngilizce
öğretmenliği yapabilirsiniz. Bütün yaşamınız boyunca
salt yabancı dil hazırlık sınıfında ingilizce dilbilgisi dersi
almışsanız bile bu, son öğretmenlik atamaları için yeter-
lidir. Çünkü, çoğunlukla dağarcıkları ancak kısıtlı mes-
leksel terimleri kapsayan, İngilizce dılle eğitim yapan
üniversitelerin mezunlarının, ingilizce konuşma yetene-
ğine bakılmaksızın, yazılı anlatımlardaki anlaşılmazlık-
lara ve yanlışlıklara göz yumularak, Milli Eğitim Bakanlı-
ğı atamaları hemen yapmaktadır.
Dikkat edin, ana dilini iyi bilen ve tumüyle egemen
olan bir yüksekokul mezunu, Türkçe öğretmenliğine
başvuramaz bile, ama bugün çok daha düşük düzeyde
İngilizce bilenler ingilizce öğretmenliğine başvurdukla-
rında atanmaktadırlar.
Başka alanlara bakıldığında; güzel sanatlar fakültele-
rinden üstün yetenekli ve yaratıcı güce sahip olan res-
samlar, heykeltıraşlar, grafıkerler, kemancılar, şan
bölümü mezunu sanatçıların yanında; olimpiyatlarda al-
tın madalyalar kazanan güreşçiler, sayısız kez milli for-
ma giyen sporcular okullara kendi dallarında öğretmen
olarak atanamazlar Bu. kendi alanlarında üstün başarı-
lı ve yetenekli olan insanlara tanınmayan öğretmenlik
hakkı, bir dili kendi mesleksel eğitiminin yanında ancak
ktsıtlı bir ölçüde öğrenenlere nasıl verilebiliyor?
Bu ders yılının ortasında atanan İngilizce öğretmenle-
rinin bir eğitim-öğretim yılında yüz binden fazla öğrenci-
ye ders verdiklerine göre yukanda açıklanmaya çalışı-
lan özelliklere sahip ve yeterlilikleri tartışılır olan öğret-
menlerimize ve özellikle de çocuklarımıza yazık değil
mi?
OKURLARDAN
Özelradyolar
Ozel radyolann kapanması üzerinden iki ay geçmesine
rağmen hukümet ve muhalefet sanki söz birlıği etmişler gibi
hiçbir işlem yapmamak için ne var ne yoksa sergilemekteler.
Vatandaş bu radyolann açılmasını istiyormuş, sabırsızmış,
hepsi lafı güzaf. Herkes gider Mersin'e milletin vekilleri
tersine.
Özel radyo sahipleri bakular kimsenin bir şey yapacağı yok,
•'Bizler de sonçare illegal yayına geçiyoruz" dediler. Vay sen
misin bunu diyen, Sayın Ulaştırma Bakanı YaşarTopçu
hemen fırladı, "Ne demek! Burası Patagonya mı, nasıl
açarlar radyolan" diye.
Doğru, burası Türkiye Cumhuriyeti, yani Patagonya değil;
ama mantalite Patagonık olunca işin hem rengi hem de şekli
değişiyor, özel radyolar kapanıyor ve bir türlü açılamıyor.
Va mı bunun başka izahı?..
MeteApak
Kıaltoprak /İstanbul
TARTIŞMA
1. Futbol Ligi kaç takımla oynansın?
H
eryılsezon
bitimine yakın
olduğu gibi bu
yılda
söylentiler.
kavgalar
zamanında başladı." 1. Futbol
Ligi 19 takımla oynansın,
dûşme kaldınlsın" gibi istekler
spor kamuoyunun
gûndeminde birinci sıraya
yeriesti.
Tûrkjye'de herkesin ve de
özellikle Anadolu takırnlannın
bilıpde bilmezden geldiği
gerceği kimse menfaatleri
yüzünden açıklayamadı.
özellikle İstanbul büyüklerinin
bıyık altından güldükleri bu
gerçeğin Türk futbolunu geriye
götürdüğü konusunda bütün
kamuoyu aynı fıkirde olmasına
rağmen kimse cesaret edip bu
konunun üzerine gidemedi.
MenfaatlerTürk futboluna
çalım attı, Türk futbolunu
yerlerdesüründürdü. Herkesin
bıldiğı gerçek şu: "Türkiye 1.
Futbol Ligi ashnda 3 takım
arasında oynanıyor." Trabzon
dahil, geriye kalan takımlar
ligin fıgüranlan.
Yıllardır, sezon başlarken
şampiyonluğun 3 favorisi
Fenerbahçe, Galatasaray ve
Beşiktaş... Butakımlardışında
hiçbir takım gerçek anlamda
şampiyonluk parolasıyla yeşil
sahalara adım atamıyor.
Trabzonspor, lig yemeğine tad
katan bir sos gibi... Geçmişin
hayaliyle yaşıyor, şampiyon
olamıyor ve kanımca olması da
olanaİcsız.
Sezon başhyor ve küçük
takımlar lig arenasında sırayla
İstanbul büyüklerinin önüne
atılıyoryem olarak. Bütçeleri
küçük, seyirci az, hasılatlar
komik, deyim yerindeyse
hayalleri bile 3 İstanbul
güzeline ulaşamıyor.
Böylece rekabet olmuyor. lig
zevk vermiyor, başı sonu belli,
taşrada oturan İstanbul takımı
âşıklannın, eüerine İstanbul
takımlannın bayraklanru alıp
kendi küçük caddelerinde, dar
sokaklannda tur attıklan garip
bir manzara çıkıyor ortaya...
Bu insanlar, tabii ki İstanbul'un
3 büyüklerini destekliyorlar.
Çünkü medya İstanbul
egemenliği alünda küçük
takımlara yaşam hakkı
tanımıyor. 1. Lig küçükleriyle
ilgili haberlere yer vermiyor.
Nedeni, izleyici yok, okuyucu
yok. Taşradaki adam zaten
canından bezmiş. özel
yaşamında başanya susamış,
yaşamdaki başansızlığını
istanbul büyüklerinin
başansıyla örtmeye çalışıyor.
Tuttugu takımın şampiyon
olmasını çevreye karşı
kazandığı bir zafer olarak
görüyor.
Ligin 3 takımla oynanması hem
futbolun İstanbul ve
Ankara'dakj efendilerini
rahatlatacak, hem de her hafta
iddialı maçlar olacak.
Hakemlerin İstanbul takımlan
lehıne düdük çalmaktan
dudaklannın yorulmaması da
cabası...
3 takımh lig ekonomik olacak.
Statlarda da pazarlar
kunılabilir artık... Tüm maçlar
İstanbul'da oynanacak...
Şu halimizle San Marino'yu
yenemiyoruz. Yeni ligimizle
artık yeneriz herhalde değil mi?
Değil mi Türkiye'yi İstanbul ve
biraz da Ankara'dan ibaret
sayan efendilerimiz?
Av.CevdetFlorat
1993 yilınöa 10 >ılını öoldururken. >urtıçınden ve yurtdışmdan tüm sanatçılara
açılarak uluslararası boyJt kazanan b j yarışmanın amacı Yunus Emre'nın ınsan
sevgısı kardeşlık. flostiuk ve dayanışma anlayışı ışıgında resım sanatının
tHjgünunu sergılemelrtır.
SEIMJ TAftİHİ/YElri
Seçıien esener, 5 Ekım 1993 gûnü Istanbul'da açılacak ılk sergryı a eyecek
bır dız yurtıçı sergı ile ırleyıcılere Sünu'acaktır.
SEÇİCİ KURUL
1. Prof. Erol ETİ
MarTiara Umversıtesı Guzel Sana'Jar Fakuf.esı Dekanı
2. Hamit KINAYTÜRK
Sanat Yazan SANAT ÇEVRESI Dergısı Sahıbı
3. Prof. Belkıs MUTLU
Mımar Sınan Unıversıtesı Resım ve Heykel Müzesı Mudürj
4. Prof. Dr. Butont ÖZER
Mımar Sınan Unıversıtesı Rektor Yardımcısı
5. Prof. Or. isınail TUNAU
İstanbul Unıversıtesı.
Avrupa Topiuluğj SosyoKûltûrel Bölumü Öğretim Uyesi
6. ihsan YÛCEÖZSOY
Küıtur Bakanlıgı Gûze' Sanatıar Genel Müdurlüğu Başyardımcısı
7. Ayşe OAĞISTANU
Esbank T A Ş Re«lam ve Halkıa llışkıler Mûdurû
Bir dostuma dedim ki:
- Bayram güzel şey...
Güldü:
- Sen onu bir de kurbanlık koça sor!..
Aklıma Bosna'da yaşayanlar geldi, Solingen'de yakı-
lanlar, Mercimek köyünde yakınanlar, Bingöl'de ağıt
yakanlar bayramda kan kusup kızılcık hoşafı içtik mi di-
yecekler?
Yalnız onlar mı? insanlığın binbir hali var; ama, bay-
ram herkese aynı günde geliyor...
Bedeninin görünmeyen bir yerinde yarası olan kişiye
komşusu her gün sorarmış:
- Yaran nasıl?
Komşu bir gün bile "yaran nerededir?" diye sorma-
mış, sakınmış, incelikli davranmış...
Kimin yarası nerede, kim bilir?
Insan yaralana yaralana yaşıyor; hiçbir bayram yara-
ları iyileştiremez.
•
Kurban Bayramı, tarım toplumunda daha doğal yaşa-
nabiliyordu; o günler geride kaldı...
Sanayileşme..
Kentleşme..
Betonlaşma...
Çölde, bozkırda, tarlada, kumda, derede, bahçede, bir
ağaç altında kurban kesip kanını toprağa akıtmak ya-
şam koşullarına az çok denk gibi görünüyor.
Peki, metropolde göğe yükselen beton apartmanda
yaşayan Müslüman ne yapacak?
Koyunu asansör aralığında mı kesecek?
Beton ya da asfalt, kanı içmeyecek...
Köylülükten kentliliğe dönüşen bir toplumda Kurban
Bayramı nitelik değiştiriyor.
Istanbul'da 10 kişiden 1'i kurban kesmeye kalkışsa, 1
milyon koyun bir günde boğazlanacak. Bir milyon kasap
gerekli; bir milyon da koyun... Keçi, sığır, manda, deve
de kurala elbet ters düşmez.
Bayramda kurban kesmek, özgür, yani köle olmayan,
yerleşik ve varsıl her Müslümana "vacip" sayılır. Allah-
ın kulu mahalle arasında on katlı apartmanda oturuyor
ve dar sokakta otomobilden geçilmiyorsa ne yapmalı?
Büyük kentte iş güçleşiyor; minarede hoparlör, asan-
sör aralığında kurban..
•
ispanya Kraliçesi Sofia, SultanahmetCamisi'ni gezer-
ken Başimam Emrullah Hatipoğlu'na elini uzattı. Imam
Efendi elini kaçırdı. Kraliçe, Süleymaniye Camisi'ne de
gitti. Bu kez caminin Başimamı Süleyman Mollaibrahi-
moğlu Kraliçe'nin elini sıktı. Peki, Islamda kadın eli sık-
mamak diye bir kural var mı?
imam Hatipoğlu:
"Ben" demiş "islamın kurallannı uyguladım, Hazreti
Muhammet de yaşamında bunu tatbik etmişti. Bu işin bir
başka tatbikatı olmaz."
Yokcanım..
Hazreti Muhammet yaşamında çatal bıçak kullanma-
mıştı, imam Efendi yemeği elle mi yiyor?
•
Bugün bayram..
Kan kusup kızılcık hoşafı içtim demek zamanıdır, dar-
gınlıkların silinmesi günüdür.
Eski İslam bitgesi demiş ki:
"- Bilmiş olun, gül bulunan yerde diken, şarap bulu-
nan yerde sarhoşluk, define bulunan toprakta yılan, inci
bulunan suda tlmsaha rastlanır. Dünyadaki tatlı yaşa-
mın ardında ecel pusuda bekler, Cennet'e giden yolun
üstünde Şeytan nöbet tutar. Sevincin yani sıra kederin
olması doğaldır."
. Neredeyse Marksist diya-
lektik gibi. değil mi?..Evrenin
yasalarını kim bir kenara
itipdeyaşayabilir?
1_ Her bırı 60 000 000 TL oımak uzere 5 aflet Başarı Ödjlû ve Yunus Emre
Şıldı venlecekfr Odül alan eserler satın aiınmış gıbı ışlem görecekt -
Sergılenmek uzere seçılen eseder bırer sertıfıka ıe belgelenecektır
2. Satın Alma Aynca bazı eserter. sanatçıtann katılma formunda
Delırleyeceklerı bede uzennden satın alınaDılır
YAJHSMA
1. Seçıc Kurul'da görev alanlar 0u yarışmaya katılamazlar.
2. Yarışmaya göndertlen eserienn daha once htçbtr yarışmaya katılmamış.
ödüı almamış ve basılmamış olması gerekmektedir
3. Her sanatçı en çok ıkı esenyte yarışmaya kat laOılır
4. Konu serbesttır
5. Yarışmaya katılacak eserler tual uzenne yaglıboya ve akrıhk teknıgı ile
yantlmış olacaktır.
6. Resımlenn uzun kenarlan 1 25 metreden büyük olmamalıdır ve restmier
sergilenmeye hazır bıçımde teslım edıTielıdır.
7. Eserlenn arka yuzune ıhştırılecek etıkette sanatçının adı ve soyadı, dogun
y«n ve yıl'. ev ve ış adresı. telefon numarası. esenn boyutlannı fıyat nı,
Konusunu belırten açıklamatar butunrralıdır
Ayıca adı soyadı yazılı zarf ıçınrje saratçının kısa özgeçmışını belıtmesı
gerekır
8. Yar'şmaya katılacak sanatçılar esertennı
A. 17 A|jstos 1993 Salı, saat 17.00ye kaclar
Cınnah Caddesı 102. Çankaya 05690 Ankara aüresındek
ESBANK BAŞKENT ŞUBESI'ne
B. 17 Agustos 1993 Salı. saat 17 00 ye kadar
Mıllı Kutüphane Caddesı 14/F. Konak ızmır adresmdekı
ESBANK SANAT GALERISıne
C. 17 Agustos 1993 Salı, saat 17 OO'ye kadar
Fomara Meydam Fevzı Çakmak Caddesı 29. 16050 Bursa
adresmdekı ESBANK BURSA ŞUBESI'ne
0. 17 Agustos 1993 Salı, saat 17.00 ye kadar
Koprubaşı Yalbı Sokak 11 26010 Eskışehır adresındek
ESBANK ESKIŞEHIR ŞUBESI ne
E. 17 Agustos 1993 Salı saat 17 OO'ye kadar
Reşatbey Manallesı Tunar Cema Berıker Bulvarı. Adana Ticaret
Mevkezı 9. 01010 ACana ac'esındekı ESBANK ADANA ŞUBESi'ne
F. 20 Agustos 1993 Cuma. saat 17 00 ye kadar
Ist nial Caddesı OdaMe ıs Merkez. Kat 12 T
epebaşı 80050 İstanbul
adresındekı ESBANK REKLAM VE HALKLA ILIŞKILER MUDURLUĞÛ'ne
getırerek, makbuz karşıiıgı tesıım edecektır
Oıieyen sanatçılar eserterını. turn masraflar kerdılerıne aıt olmak uzere
kargoy'a. en geç 20 Agjstos 1993 tanhınde uiaşmak koşuluyla
ESBANK REKLAM VE HALKLA ILIŞKILER MUDURL'JâU'ne gonderebıiırler
9. Sergılenen ancak satm almmayan res mlern sahıplenne eseierını teslırr
ettıklerı merkezlerden hangı tar'hierde aiabılecekler, bır duyunj ile
bılC'nlecektır
10. Sergıenmeyecek eserlerın 20-27 Eylül 1993 tanhlen arasmda teslım
edıldıkler merkezlerden alınmas- gerekmektedır
11. Odul alan veya sat'n alınan esefierın sahıplen basrna yayma ve çoğaltma
haklarını Esbank a devretmış sayılırlar
12. Yanşmaya eser veren sanatçılar yarışma esasıarını ve Seçıcı Kuoıl
karartarını onceden kabullenmış sayıiırtar
Esbank var smaya ılgı gosteren sanatçılara başarılar dıler
Yanfnuı S*fcnt*ryaw:
ESBANK REKLAM VE HALKLA ILIŞKILER MUDÜRLÜĞÛ
Istıkial Caddesı Odakule İş Merkezı Kat 12 T
epebaşı 80050 Istanbul/TURKIYE
İLAN
T.C
ELBtSTAN 2.
ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo: 1991/112
Karar No: 1993/194
Davacı Miyase Asıl laraf ından
davalı Eşi Ahmet Asıl aleyhine
şiddetli geçimsizlik nedeniyle
mahkememize açılan boşanma
davasının yapılan açık yargüama-
ları sonucunda;
Ekinözü ilçesi, Alişar köyu cilt
no: 017/01, sayfa no: 24, kütuk sı-
ra no: 13'te nüf usa kayıtlı Mehmet
ve Emine'den olraa, 7.8.1955 do-
ğumlu Davacı Meyse Asıl ile aynı
yerde nufusa kayıtlı, Memet ve
Gülbahar'dan olma, 6.9.1950 do-
ğumlu davalı Ahmet Asıl'ın
M.K!nun 134. maddesi gereğince
şiddetli geçimsizlik nedeniyle bo-
şanmalarına ve tarafların müşte-
rek çocukları 1985 doğumlu Ab-
dullah ile 1987 doğumlu Gulba-
har'ın velayetlerinin davalı baba-
ya verilmesine karar verilmiş olup
29.4.1993 tarihinde 1993/194 sa-
yısı ile verilen bu karar davalı Ah-
met Asıl'ın açık adresi tespit edi-
lemediğinden ilanen tebliğ yolu-
na gidilmiş olmakla;
Özeti yazılı bulunan ve mahke-
memizce verilen 29.4.1993 tarih,
1993/194 sayılı boşanma kararı-
nın davalı olan ve yukarıda açık
kimlıği yazılı olan Ahmet Asıl'a
ilanen tebliğine, ilan tarihinin teb-
liğ tarihi sayılacağına, ilan tari-
hinden itibaren 15 gun sonra ka-
rann kesinleşmiş sayılacağı husu-
su ilanen tebliğ olunur.
Basın: 48797
KIRALIK
Bakırköy'de
DenizOtobüsü'ne
yakın, bekâra
ya da işyerine
Tel.:561 17 72
DEVRİMŞEHİDİ
ÖĞRETMEN
KUBİLAY
Kemal Üstün
4. bası 20.000 lıra (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Turkocağı
Cad. 39-41 Cağaioğlu-lstanbul
Ödemeli gonderilmez.