18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11AZİRAN1993 SALI CUMHURtYET SAYFA HABERLER ILO'da *top'Tıirk-îş'inelinde• TpRKİYE 'YEŞİL KİTAP7A Tûrkiye, 98 ve 111 sayıh sözleşme ihlalleri nedeni üe • TÜRK-İŞ ZORLMUCJU Yeşil kitapta, hûkümetin TÎSK ve Türk-İş istemiyor haziran genel kurulu için hazırlanan rapora, 'yeşil kitaba' girdi. Dururnunun gerekçesiyle yüzde 10 barajı kaldırmaması 'esefle' karşılanıyor.Türk-İş.sendika genel kurulda görüşülmesi, Türk-İş'in işçi grubunda ağırlığını koyması ve işçi özgürlüğüne aykın olarak savunduğu yüzde 10 barajı ILO'ya grubunun ısrarh olmasına bağh. açıklayamayacak. ŞÜKRANKETENCİ Uluslararası Çalışma örgûtü (ILO)'- nün 2 haziranda çalışmalanna başlaya- cal genel kurulu için hazırlanan rapora (yeşil kitaba) Türkiye 98 ve 111 sayılı sözleşme ihlalleri nedeni üe bu yıl da gir- di. Türkiye'nin, genel kurulda görüşme gündemine, listeye, alınmasında Türk- Iş'in oynayacağı rol önem kazandı. Türk-tş işçi grubu içınde yeterli kulis ça- hşması yûrûtür, sendikal hak ihlalleri nedeni ile hükümetle ciddi sorunlan ol- duğuna işçi grubunu ikna ederse, işçi grubunun ısranna bağlı olarak Türkiye bu yıl görüşülecek ülkeler listesine alına- cak. Aksi durumda ise Türkiye'nin bu yü başta 87 çok önemli yeni ILO sözleş- mesinı imzalamış olması olgusu gözetile- rek, gerekli hazırlıklan yapması için Tûrkiye'ye bir yü hazırlık şansı tanına- cak. Tûrkiye'nin 98 ve 111 sayılı eskiden imzalamış olduğu sözleşmelerdeki sen- dikal haklan ihlali yıllardır devam eden bir durum olmakla birlikte, yeni önemli sözleşmeler imzalamış olması 'önemli iyi niyet' göstergesi sayıûırak, bu yıl hesap sorulacak ülkeler tarüşmasının dışında tutulacak. ILO Genel Kurul Raporu Türk-lş'i çıkmaza soktu. Raporda hükümeün, TlSK ve Tûrk- Iş istemiyor gerekçesi ile nı isteyeceklehni açıklamıştı. Ancak ILO raporunda barajlar konusundaki kesin görüşler karşısında Türkiye'nin gündeme ahnması Türk-Iş'i çok zor du- rumda bırakacak. Türk-İş'in koalisyon hükümetine bu ay içinde verdiği en son yasa taslağı değjşiklığınde yetki sistemi. % 10 baraj bugünkü haü ile aynen savu- % 10 barajı kaldırmaması 'esefle' karşı- nuluyor. Bugünkü Türk-lş yöneüminin lanıyor. Türk-lş, Türkiye'nin gündeme girmesi için çalışırsa ILO'da, Türkiye'de savunduğu baraja karşı çıkmak duru- munda kalacak. Ya da işçi örgütü ola- rak sendika hak ve özgürlüğüne karşı çıkmış olmasını açıklayamayacak. Bu tabloda Türk-İş'in Türk kamuoyuna yönelik farklı, ILO'da farklı poütika iz- lemesinden ötürü, Türkiye'nin gündeme girmesi için çahşmayarak genel kurul konuşmasında hükumeti eleştirmekle yetinmesı bekleniyor. Türk-lş Başkam Bayram Meral daha önce kamuoyuna verdiği demeçlerde ILO'da Türkiye'nin gündeme alınması- ILO'da, ya işçi sendikal hak ve özgür- lükJeri karşısında ILO sözleşme ve ilke- lerine aykın bir rolü üstlenmesi gereke- cek; ya da Türkiye'de savunduğunun âksini ILO'da savunarak yalancı konu- muna düşeoek. Türkiye, genel kurul görûşme gün- demine, listeye ahnırsa, 98 sayıh ILO sözleşmesi ihlalleri nedeni ile uzmanlık komıtesi aplıkasyonunda yapılacak tartışmalar için haarlanmış yeşil ki- taptaki sorunlar özetinde. alu çizilen konular şöyle: Komite, toplusözleşme hak ve öz- gürlüklen ihlalleri arasında. tahkim sisteminin devam ediyor olmasına işa- ret ediyor. Hükümetin öğretmenler, banka ve kamu çalışanlanna sendika hakkı sözünü olumlu bir gelişme ola- rak kabul ediyor. Toplusözleşme hak ve özgürlügü önünde önemli bir engel olarak görülen çifte baraj sistemi ko- nusunda, îmren Aykut'un bakanlığı döneminde verilmiş sözün gereğinin hâlâ yerine getirilmediği anımsatıüvor. Komite, yeni hükümetin % 10 bara- jın kaldırdmasına TİSK ve Türk-İş'in muhalefet ettiklerini bildinnesini, bu sebeple kendisini barajı kaldırma ko- numunda görmediğini bebrtmestni 'esefle' karşdıyor. Hükümetlerin, 98 sayıh ILO sözleşmesi hükmü gereği gönüüü özgür pazarük düzeni ortamı- nı geüşürmek ve sağlamakla, gerekli önlemleri almakla sorumlu olduklan anımsatılıyor. Çifte baraj sisteminin, bu sistemde sendikalara öngörülen yûkümlülüklerin, gönüllü toplu pa- zarlık ilkelerine aykın olduğu bir kez daha belirtiliyor. Çifte barajlar, tah- kim sistemi ve kamu çalışanlannın sendikal haklan konulannda 98 sayılı ILO sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmesi, gereken yasal düzenleme- lerin yapılması için hükümet yeniden uyanhyor. Gerek 98 ve gerekse 111 sayılı ILO sözleşmeleri ihlalleri ile ilgili olarak, ILO raporu yeşil kitapta yer alan ifa- deler, Türkiye'nin gelecek çok uzun yülar daha ILO sorununu çözemeye- ceğini ortaya koyuyor. Geçen yıl 98 sayılı sözleşmenin görüşme gündemi dışında olması nedeni ile, bu yıl da başta 87 önemli yeni ILO sözleşmesini imzalamış olmakla ILO'daki eski zor konumundan çıkan Türkiye, gereken yasal düzenJemeleri yapmazsa önü- müzdeki yıllarda çok daha zorlu du- rumlarla karşılaşacak. Polistelsizinde protestoşovu • özel hizmet tazminatlanru alamayan polisler kendi usullerince protesto eylemlerine başladılar. Polis telsÜnden yükselen hayvan sesleri arasına kimi zaman Demirerin ve İnönü'nün taklitleri kanşıyor. Polisler telsizgörüşmelerini bu tûr eylemlerle kestikten sonra istekleri söylüyorlar; 'tazminatlanmızı isteriz'. BÜLENrrBtRİCİK İstanbul Emniyet Müdür- lüğü'ne bağlı bazı birimlerde çahşan polisler, özel hizmet taz- minatlanmn verilmediği gerek- çesiyle son günlerde telsizleri aracılığryla oldukça ılgjnç bir protesto eylemi yürütüyor. Yaklaşık 1 haftadır süren tel- siz eylemi, polislerin yaraücı ze- kalannı kullanmalan sayesinde her gün değişik 'muzipliklere' sahne oluyor. özellikle Çevik Kuvvet'in kullandıgı 5. kanal ile Kadıköy, Beşiktaş, Şişli ve Üsküdâr böl- gelenne ait 4. kanaldan sürdü- rülen eylemler, Babıali'deki po- lis muhabirleri için de son gün- lerin en büyük eğlence konusu oJdu. - - '. Kısacası, zaman zaman man- dallama, hayvan taklitleri, ısbk çalma, şarkı söyleme, bağırma- çağırma şekünde gelişen eylem- ler, verilmeyen tazminatlardan dolayı, polis telsizinin her za- manki ciddiyetini biraz bozmuş görünüyor. Yaklaşık bir haftadan beri Telsiz Kumanda Merkezi'ni çi- leden çıkaran ve bütün muha- bereyi altüst eden muzipliklerle dolu protesto eylemleri araan- da şunlar bulunuyor: Eylemci polisler seslerini du- yurabümek için, kamuoyunda- ki benzer eylemlerde kullanıl- mayan, ancak kendilen'nin daha çok kullandıgı telsiz ciha- zuıı kullanmayı tercih ediyor- lar. En çok kullanılan eylem tûrü ise, kedi, köpek, keçi, inek , ve, koyun sesi çıkararak konuş- malan sabote etmek. Polis telsi- zini dinlerken aniden bir köpek havlaması duyabiliyor ve ar- dından kimin söylediği belli ol- mayan bir sesin "Para laam, koç alacağız. Açız aç, çocukla- nmız aç, kurban keseceğiz" şeklindeki garip bir ses (onuyla yapdan konuşmayı duyabili- yorşunuz. Üstelik eylemi yalnızca polis- lerde yürütmüyor. 'Polis amca- lann' anonslan arasına kanş- mış incecik bir ses dikkati çeki- yor ve "Tazminatlar verilsin. Tazminatlan isteriz" diye ko- nuşuyor. Çocuk sesleri, polis telsizinin şımdiye kadar pek alı- şık olmadığı sesler ama bir şey- ler anlatmak istedikkri belli. Gecenin ilerleyen saatlerinde telsizden yükselen sesi kulağı- nız birdenbire tanıyor ve irküi- yorsunuz. O da nesi? Bu ses Er- dal İnönü'nün sesinin tıpkısı... "Anlaşıldı elimizden geleni ya- pacağız. Gereken talimatlan vereceğiz." diyor. Sonra birdenbire Demirerin sesi kulaklan ürmabyor ve "An- laşüdı anlaşıldı gereken yapıla- caktır."şekünde konuşuyor. Ardından Telsiz Kumanda Merkezi araya giriyor ve "Ar- kadaşlar lütfen böyle şeyler yapmayın" diyor ama nafile... Demirerin taklitini yapan ses yanıt veriyor "Merkez ne yapı- yoruz ki. Sen polis değil misin yani T Bu da birşey mi? Ilerleyen sa- atlerde telsizden daha neler du- yuluyor neler... Bir bebek ağ- İaması bütün sessizligi bozuyor. Birkaç dakika sürüyor bu ses. Ardından merkez araya giri- yor "Arkadaşlar n'oluyor ya !" Konuşan ses yine aynı şeyi söylüyor "Tazminat tazmi- nat" öte yandan bir polis yetkilisi- ni telefonla arayarak, telsizden hayvan taklitleri yapılmasnun ve devlet büyuJderimizin taklit edilmesinin doğru olup olmadı- ğmı soruyoruz. Tekfondaki ses yapılanlann yanlış olduğunu belirtiyor ve ekliyor"Bu tür protesto eylemlerini birkaç kendini bilmez arkadaş yapı- yor. Bazen telsizi elime ahp, 'is- tediğin para ise gel vereyim' di- yecegim geüyor. 4 Kosnıikmüziğin^ babası Sun Ra öldü• Avantgard caz piyanisti ve orkestra şefı Sun Ra 79 yaşında öldü. Kronik dolaşım sorunlan nedeniyle uzun süredir tedavi alünda olan Ra, pop, gospel, blues, caz ve elektronik müziğin harmanlamasıyla ortaya çıkan 'Kosmik müzik' türünün yaratıası olarak tanınıyor. Kültur Servisi - Avantgard caz piyanisti ve orkestra şefı Sun Ra öldü. 79 yaşmdaki ün- lü müzisyen ocak ayından beri. kronik dolaşım sorunlan sebe- • biyle hastanede bulunuyordu. Egsantrik bir kişiliğe sahip olan Sun Ra; pop, gospel, blu- es, caz ve elektronik müziğin harmanlanmasıyla ortaya çı- kan. kendine özgû "kosmik Müzik" türünün yaratıcısı ola- rak tanınıyordu. 1914'te Her- man Somy BkHint ismiyle Birmingham'da dünyaya ge- len sanatçı Satürn'de doğdu- ğunu ve 5000 yaşında olduğu- nu söylemekten hoşlanırdı. 1950'li yıllarda Mısır Güneş Tannsı Ra'run ismini aldığm- da, dünyaca ünlü bir cazcı blmuştu bile. Bu isim sanatçj- nın İncil, Mısır mitolojisi, zenci ünsellığj ve bilim kurgu ögele- nnden etkilenmiş kişiliğıni çok iyi yansıüyordu. 1955'te dö- nern dönem "Solar Orkestra", "M'.t Bilimi Orkestrası", "Ast- ro Sonsuzluk" veya "Interga- laktik Araştırma Orkestrası" adlannı alan orkestranın başı- na geldi. Çılgın kostümleriyle, şür dans ve müziği birleştiren gösteriler gerçekleştiren or- kestrasıyla, 1960'h yıllar bo- yunca Avnıpa'nın çeşitli şehir- lerini dolaştı. 200'ün üzerinde albümü piyasaya çıkan Sun Ra'yı, RolHng Stones Dergisi 'Duke EUington ile çağdaş rap gruplan arasındaki kopuk hal- ka' olarak tanımlamıştı. 1985 yılında kendisiyle yapılan son röportajlardan birinde Ra sa- natını şu sözlerle anlatıyordu: "Ben bu gezegeni daha iyi bir yer yapmak için dünyaya gel- dim. Bu gezegenin aynı bir pi- yano gibi akord edilmeye ihti- yaa var. Hayatımı bu gezege- nin insanlannı kurtarma amacına adıyorum." TÜRKİYE YÖNETİMİNDE KARMAŞA Prof. Dr. Liitfü Duran 20 000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Öderneli gonderilmez. SARGILAR İÇİNDE BASIN TOPLANTISI-Enıek-iş Genel Başkanı Mu/affer Ünlü ses- leniyor Lütfen kapıcıların kanayan yaralarmı bir an önce sargı bezleriyle sarın. Her bir kapıcı bir bombadjr, bunu unutmasınlar. Çünkü bodnun katındayız, gerekirse kendinûzi feda ederiz. Bizi eyleme zorlamasınlar. Kapıaküdcuı teluüt EMİNEALGAN Emek-lş Sendikası'na üye kapıalar, toplu söz- leşme hakkı elde edebilmek için eylem başlattı. Sendika Genel Başkanı MuzafTer Cnlü, rfıumya- lannuş görüntüsü vermek amaayla sargı bezlen içinde bir basın toplanüsı düzenleyerek "Lütfen kapıalann kanayan yaralan bir an önce sargı bezieriyle sanlsın" dedi. Konut işçilerinin çok ağır koşullar altında çalı- şmak zorunda kaldıklannı anlatan Ünlü, yaşa- dıklan yerden kaymakam karanyla tahliye edil- melerine tepki göstererek bayram süresince sen- dikada eylem yapacaklannı daha sonra da ey- lemlerini Ankara'da sürdüreceklerini söyledi. "Banş ve bolluk sembolü olan Kurban Bay- ramı'nın kutlanması konut emekçilerine bir nis- pettir" diye konuşan MuzafFer Ünlü, oturduk- îan dairelerin insan yaşamına uygun biçimde dü- zenienmesini, topiu sözleşme haklannın veril- mesini ve ücretlerine enflasyon oranında zam yapümasını istediklerini belirtti. Sendika kunna haklannın bulunduğu halde "tek işçi" statüsünde olduklan için sözleşme yap- ma haklan olmadığını ifade eden Ünlü, lstan- bul'da 5 bin üyesi bulunan Tüm Belediye ve Ko- nut İşçileri Sendıkası'nın (Emek-lş) Çaİışma Ba- kanlığı ile sözleşmeye oturması gereküğjni sa- vundu. Sözleşme haklannın verilmesi durumun- da Türkiye'deki tüm kapıalann bundan yararla- nacağmı ve sendikaya üye ojma koşulu aramaya- caklannı sözlerine ekleyen Ünlü şöyle konuştu: "Kapıalar, bugün kendi haklannı arayamaz durumda. Yöneticiyi hoş tutmazsanız kayma- kam karanyla bir hafta içinde tahliye ediliyorsu- nuz. Biz TC vatandaşı değil miyiz? Eğer değilsek bize 'azınlık' desinler. Hukuk devletinde çifte sta- tü uygulanamaz. "önce insanız' diye yola çıkan- lara, Sayın Erdal tnöoü've sesleniyoruz: Lütfen kapıalann kanayan yaralannı bir an önce sargı bezleriyle sann. Her bir kapıcı bir bombadır, bunu unutmasınlar. Çünkü bodrum katındayız, gerekirse kendimizi feda ederiz. Bizi eyleme zor- lamasınlar." AVTAdan DOSTLARA ÇAĞRI BİR TATIL FIYAJINA DEVRE-MÜLK VERİYORUZ H Avukatlar Tatil Köyü, Bodrum, Turgutreis, Kadıkalesi Mevkiindedir. # Yeşili, kumsalı, oyun alanları, su sporları ve havuzlarıyla bir düşler beldesi kuruyoruz. 0 AVTA'ya girince, üç ayrı döneme sahip olacak, yaz, bahar ve kış aylannda 40 gün tatil yapacaksınız. # Bayrama gelin, gezin. Hemen ahp oturmaya başlayın. ^ Mandalina bahçeleriyle, deresinde balık tutulan köyümüzü tanıyın. Orada eşsiz bir mekân ve seçkin komşular bulacaksınız. 0 AVTA ucuzluğu yarattı. Fırsat» kaçırmayın. AVTA TATİL KÖYÜ TURİ2M TİCARET A.Ş. Istiklal Caddesi, Beyoğlu Is Merkezi B Blok Kat: 1 No:122 (80070) İstanbul Tel: 252 54 65 - 252 56 79 Fax: 252 57 75 Turgutreis, Irtibat Bürosu Tel: (6142)2274 Tatil Köyü, Kadıkalesi Tel: (6142)4501 Tatilkacışı Büyük keııtlercleıı bayram firarı •9 günlük bayram tatüi büyük kentleri adeta boşalttı. Büyük göç nedeniyle karayoilannda önlemler alınırken, belediyeler de denetimlerini arürdı. Haber Merkezi- Kurban Bayramı tatüi başladı. Büyük kentler uzun tatil nedeniyle gi- derek boşahrken yurttaşlann bayramı huzur ve güven ortamı içinde geçirmeleri için karayoi- lannda denetimler arttınldı. asayiş ekipleri lakviye edildi, ağır yük taşıtlanrun bazı devlet karayoilannda trafiğe çıkışlan- na kısıtlama getirüdi. Başta bü- yük kentler olmak üzere valilik ve büyükşehir belediye baş- kanlıklanna bağh birimkr de denetimlerini artjrdılar. Cumhurbaşkanı Demird, yayımladığı y rnesajında: Türkiye'nrn bugün devlet ve millet bütünleşmesi- nin sergjlendiği bir ülke olduğu- nu belirtti. Demirel, önümüz- deki 7 yıhn önemini vurgulaya- rak "Türkiye 7 yılda bir asır açacaktır"dedi. Birkaç gün önce Bingöl-Ela- nğ karayolunu keserek 35 va- tandaşımızı şehit eden canileri nefretle kmadıgmı belirten Cumhurbaşkanı Demirel, "İçim yanıyor" diyerek Tür- kiye'nin terör sorununu mutla- ka aşacağıru söyledi. Alman- ya'nın Solingen İcentinde mey- dana gelen ve 5 Türk vatan- daşuı hayaunı kaybetmesine neden olan olayın tam bir vah- şet olduğunu kaydeden Demi- rel, bu olaydan derin üzüntü duyduğunu söyledi. Başbakan Vekili Erdal Inönü de yayımladığı mesajda vatan- daşlar arasında tarihten gelen dayanışma duygulannın bugü- nün ve geleceğin güvencesi ol- duğunu belirtti. ANAP Genel Başkanı Mesrt Vılmaz. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, RP Genel Baş- kanı Necmettin Erbakan, DSP Genel Başkanı Büient Ecevit, MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş. IDP Genel Başkanı Aykut Edibaü. HEP Genel Baş- kan Vekili Mahmut Kılınç da yayımladıklan mesajlarla yurt- taşlann Kurban Bayramı'nı kutladılar. Susiız yurttaşlar ISKİ'yi protesto etti İstanbul Haber Servisi- İstan- bul'da bu yıl su sıkınüsı ohnadı- ğını ye olmayacagını açıklayan ISKİ, dün sulan akmayan bazı yurttaşlar tarafından protesto edildi. Bağcılar Yüzyıl Mahallesi'- nde oturan bir grup yurttaş, su- lan akmadığı için dün İSKİ önünde protesto gösterisi dü- zenledi. Yetkililerle görüşmek istediklerini belirten yurttaşlar, yanlannda getirdikleri, "Beda- va sudan vazgeçtik paramızla su verin", "Yüzyıl susuz, İSKİ duyarsız", "Susuz bayram olur mu?", "Sütten vazgeçtik bir damla su" yazıh dövızleri açü- lar. Yurttaşlar 45 gündür sula- nrun akmadığını söylediler. İSKİ yetkililerinin, mahalle muhtan Şeref Mehmet Demir- can başkanlığmdaki heyete "Bayramda suyunuz akacak"- sözü vermesi üzerine gösteriye son verildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Bayramlar Gençliğlmizde kimi 'fıkra yazarlarıyla' dalga geçerdik. "Yok efendim eskiden patlıcan dolmasını şöyle yapar- larmış, baklava hamurunu böyle açarlarmış" gibisinden yazılar yazdıkları için. Şimdi kendi yaşıtlarımla konuşurken bakıyorum da üç lafımızdan biri 'eskiden...' oldu. Uç lafımızdan geri kalan ikisi de ilerde...' olduğu için günümüzden konuşmaya pek fırsat kalmıyor! Ama eski bayramları yaşamış biri, günümüz bayram- larını gördüğü zaman, ister istemez 'eskiden...' diye başlıyor söze. Bırakalım bugünün gençleri de bizimle biraz dalga geçsinler. Dünya ve Türkiye'miz bu hızla de- ğişirse, çok kısa bir süre sonra onlar da 'eskiden...' diye konuşup yazmaya başlarlar. Ve onlarla dalga geçen bi- rileri de olur elbette. Çocukluğumda 'Şeker' bayramlarını sever, bir gün daha uzun olmasına karşın 'Kurban' bayramlarından pek hoşfanmazdım. Hele bayram öncesinde alınan ve o zamanlar hemen her apartmanın arkasında geniş bir bi- çimde bulunan bahçelere bağlanan koyunların, geceler boyu bitmeyen melemeleri, kimi zaman uykularımı kaçı- rırdı. Bayram sabahları da avaz avaz meleyen koyunla- rın kesilmesi sırasında kaçacak delik arardım. Hele mevsim yazsa, kokuları günlerce burnumda kalırdı. Şimdilerde arka bahçeler gitgide küçülüyor ama, ko- yun sesleri azalsa bile sürüyor. Ve ben bu nedenle 'Kur- ban 1 bayramlarını hala sevmiyorum. Kurbanını bir hayır kurumuna vermek varken, kesip yemenin ve dağıtma- nın da bir anlamı var elbette. Fakat bana vahşetgibi geü- yor. Kasaptan alınan da aynı ama, 'göz görmeyince...' Her şeye karşın bayramlarda kenti terk edenlerden değilim. Bayramlar yaşanmalı. Zaten bir gün öncesiyle, bir gün sonrasıyla birleştirip uzunca bir tatil elde eden- ler kentten kaçınca, istanbul daha da güzelleşiyor. Belli bir oranda tenhalaşan Istanbul'u çok seviyorum. Burada değinmek istediğim bir husus var. Bu da ten- halaşmanın 1 , kentin sadece 'nispeten varlıklı' semtlerin- de oluşu. Topkapı'dan dışarısı ya da Levent'ten sonrası ya da diğer varoşlar, bayramda gene dolu. (Zaten bura- larda oturanlarm çoğunun tatüi de yok). Ayrıca sayın yönetict-politikacılarımızın bayram önce- si ya da sonrası gün için 'tatil olsun' fetvalarıyla Türkiye'- nin bir yılda kaybettigi işgünü sayısı, son on yılda grev- ler dolayısıyla yitirilen işgünü sayısından daha fazla. Inanmayanlar oturur hesaplar. Ben hesapladım. Sonra da grev yapan işçiler, 'milli servete düşman' ilan edilir. Neyse, bayram günü böyle şeyleri bir kenara bırakalım. Eski bayramlar çocuklar için özel günlerdi. Bayram harçlığı alınır ve bununla bayram yerine gidilirdi. Günü- müz lunaparklarının çok zavallı ve basit bir modeli olan bayram yerleri, salt bayramlara özgü idi. Salıncak. dörv- me dolap, bisiklet, at vb gibi; günümüz çocuklarından çoğunun başlarını çevirip bakmayacakları bir sürü şey, bizim çocuk rüyalarımıza girerdi. Günümüzde arbk bay- ram yeri kurulmuyor. Bayram harçlıkları da başka yerle- re gidiyor. Yegenim Emre on yaşından beri bayram harçlığını döviz olarak alıyor "Öğlum dövizi ne yapa- caksın?" diye soranlara da acıyarak bakıyor... * Bizim çocukluğumuz yokluk günlerinde geçti. Ama acaba Türkiye bugün ne kadar varsıl? "Efendim, bir tatil olmuyor mu; herkes yazlığına gjdi- yor, millette para var" lafını duyuyoruz sık sık. Türkiye'- de konaklama sektöründe 600.000 yatak var. Bir o kadar da pansiyon vs. saysak 1.200.000 eder. Tüm yabaneılan kovalayıpyerli turistlerle doldursak, nüfusumuzun yüz- de ikisi eder. florya'dan Çanakkale'ye, Çanakkale'den Kaş'a, Kaş'- tan Iskenderun'a; yazlıklardaki hane sayısı 200.000'miş. Ben 400.000 olsun diyorum. Türkiye'deki on milyon ha- nenin yüzde dördü. Ve neresinden bakarsanız bakın, Türk halkının en çok yüzde beşi-altısı bu tür olanaklar- dan yararlanabiliyor. Bu durumda, "millette para var, bozgunculuk etmeyin" denebilir mi? Kaldı ki Türkiye nü- fusunun %10'unun, Batı standartlarının üstünde yasadı- ğını zaten biliyoruz, söylüyoruz, yazıyoruz. Bizim derdi- miz geri kalan %90. Geri kalan yüzde doksanın bir bölümü, köşe dönenle- re yalanarak bakıyor ve "Ben de onlar gibi köşe dönece- ğim " diyor. Bir bölümü radikal dinci gruplara yanaşmış; hem bu dünyayı kurtarıyor, hem ahreti güvence altına almaya çalışıyor. Bir bölümü de toplum kaynaklarının rasyonel kullanıl- masınınvedengelidağıtılmasınınsavaşımı içinde. Tabii 12 Eylül'ün kısıtlayıcı yasalarından, poiis baskısından ve birbirlerini yemekten fırsat bulabilirlerse. (Fırsat bulabi- lirsek). Sanırım şu anda bu yazıyı okuyanlardan çoğu bu gruptandır. Eskiden bayramlar başka türlüydü. Galiba eskiden köşe yazarları da başka türlü yazılar yazarlardı. Kurban Bayramı nız kutlu olsun. Kaçırılan bebek ailesinde • İZMİR (AA) -Izmir Yeşilyurt Devlet Hastanesi'nden 10 gün önce çahnan ve önceki gün Konya otogannda bulunan bulunan bebek, dün ailesine teslimedildi. Anne Hicranözel, bebeğini tanıdığını söylerken. halası da doğum sonrası kendi elleriyle giydirdiği zıbınlan teşhisetti. Konya otogannda kimliği meçhul bir kadın tarafindan, otobüs bekleyen Seval Yılmaz adlı kadına "tuvalete gitme" bahanesiyle terkedüen bebek polis tarafından Çocuk Yuvası'nda koruma alüna alınmıjü. Polis tarafından Konya'ya çağnlan Hicran Özel ve Idris Özel, Konya'ya gelerek Konya Cumhuriyet Savcılığı'nın talirnaüyla yavrulanna kavuştular. Anne Özel, "Bu bebek benim bebeğim, iki bayramı birarada yaşıyorum. Allahıma şükürler olsun" dedi. 90binTüPkhaaoWu • MEKKE (AA) - Arafat'ta' vakfe'ye duran hacılar, 'Münzelife'de akşam ve yatsı namazmı kıldıktan sonra 'Mina'ya geçerek şeytan taşladılar ve kurban kestiler. İhramdan çıkan hacılar, ziyaret tavafını yerine getirerek haa oldular. 90 bini Türk olmak üzere yaklaşık 2 milyon haa adayı dün Münzelife'den Mina'ya geçtiler. Burada şeytan sembollerini taşlayan haa adaylan, kurban kesükten sonra saç üraşını yaparak, ihramdan çıktılar. Mekke'ye dönerek ziyaret tavafını yerine getiren milyonlarca insan, kutsal görevlerini tamamladılar ve hacı oldular. 3 haziran gününe kadar Mekke'de kalacak olan hacılar, 'peygamber mescidi'ni ziyaret ve 40 vakit namaz için Medine'ye geçecekler. Burada 8 gün kalacak olan hacılar daha sonra ülkelerine dönecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle