Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1HAZİRAN1993SAU CUMHURİYET SAYFA
KULTUR
Dört yıl aradan sonra Toxic Affair' adhfilmlesinemaya dönen IsabelleAdjani:
Keşfettiğim özgürîüğü yaşıyorumKûltür Servisi- Uzun zamandır bek-
leniyordu. Gerek beyazperde için, ge-
rekse söyleşi için bekleniyordu. Ve ni-
hayet dört yıl sonra Isabelle Adjani
yepyeni bir kimlikle seyirci karşıanda.
Adjani'nin sürekli konuşan ve psiki-
yatri tedavisi gören bir sinir hastaanı
canlandırdığı PhUomene Esposito'nun
ikinci fılmi 'Toxic Affair', Cannes
Film Festivaü'nin kapanış Fılmi olarak
gösterildi. Tamamıyla özeleştirilerle
geçen dört yüın ardından gelen 'Toxic
Affair'de Adjani'nin rol almasuu eleş-
tirmenler talihsizlik olarak nitelendir-
diler. Le Figaro dergjsi elejürmeni
Claude Baigneres şunlan soylüyor.
"Yazık, üç kere yazık. Cannes Festi-
vali tam bir yıkımla kapatuyor." Uzun
aradan sonra sinemaya dönen Adjani
şu sıralar Patrice Cberean'nun yönet-
tiği 'La reigne Margot' fılminin de
hazırbklannı sürdûrûyor.
c^^/amille Claudel'den
sonra kariyerimi ve işimi
düşünmektençok
kendimi düşünmek
gerektiğini anladım.
Kendimi geliştirip
eğitmem gerektiğini
düşünüyordum. Aslında
değişmek, bir insanın en
zor gerçekleştirdiği
eylemlerden biri.
Adjani, Fransız Studio Magazine
dergjsinin kendisiyle yaptığı söyleşide
geçen süreyi nasü değerlendirdigıni,
bugünü ve yannı anlatıyor
Sinemadan uzak geçen uzunca bir sü-
reden sonra 'Toxk Affair'i gerçekleş-
tinbniz...
Aslında daha önce sinemaya dön-
meyi isterdim, ancak ne yazık ki böyle
bir şey gerçekleşemedi.
Bu uzun aradan sonra Toxk Affair'-
in çekimkri öncesinde üzerinizde bir çe-
kingenlik hissettiniz mi?
Pek öyle hıssettiğimi söyleyemem.
Birazfilmdensöz etsek...
Film, Penelope'un içten ve biraz da
dramauk maceralannı anlatıyor. Sü-
rekli sorunlan olan bir yapıda, bu yûz-
den de psikiyatriste gidiyor. Her şey
onun için bitmiş durumda. Ancak
yalnız yaşamaya daha fazla dayana-
madığından Paris'in sokaklannda çe-
şıtlı insanlarla ilişkiye girecektir. Inti-
har saplanüsı olan biriyle kahve içer,
bir eczanede olay çıkartır, falcrya gi-
der...
Son yıüarda sizde beüi bir farkldaş-
ma gözleniyor. 'Toxic AfTair' ve 'La re-
ine Margot'filmJerinisizdeki bu deği-
şmüerin göstergeleri olarak değerlendi-
rebflir miyiz?
'Camille Claudel'den sonra kariye-
rimi ve işimi düşünmekten çok kendi-
mi düşünmem gerektiğini anladım.
Kendimi geliştirip ejptmem gerektiği-
ni düşünüyordum. Özelhkle Camille'-
in haarlık aşamasında çok yorulmuş-
tum. Aslında değişmek, bir insanın
bissediyorsunuz?
Amerika'da kendimi evimde gibi
hissediyorum. Ancak bu aşamaya gel-
menin uzun yülanmı aldığını söyleye-
bilirim. Örneğjn Londra'da kendimi
aynı rahatlıkta hissedemiyorum. Bir
kaç yıl öncesine kadar yolculuk etmek
bile bana çok zor geliyordu. Hatta
uçakta ağuyordum. Herkesi özlüyor-
dum ve telefotüar ediyordum. Artık
yaşadığım anı yaşamasını öğrendim.
Dolayısıyla artık ağlamıyorum.
Toxk Affair' filminden 10 milyon
Fransız Frangı gibi yûksek bir ücret
aldınız. Bu miktan alan ilk Fransız
oyuncusu olarak nekr diyeceksiniz?
Ne diyebilirim bilmiyorum. Bu pa-
rayı çalrnadım kL.(gülüşmeler)
Şimdi size "Camille Clauder kdi-
meieruıi söylesem, ilk olarak ne bisse-
dersiniz?
Hemen aklıma filmin ertesinde gitti-
ğim Camille Claudel heykel sergisi ge-
liyor. Beklemediğim oranda etkilen-
miştim. Her zamankinden çok daha
farklı bir gözle eserlerini seyrediyor-
dum. Arada sankifizikive organik bir
bağ vardı. Eskisinden çok daha yüklü
şiddetli bir etkileşim yaşamışüm. Za-
ten yaptığım fılmler arasında beni en
çok etkileyen bu fılm oldu.
'CamflleTe beraber en çok sevdiğinîz
beş niminizi saymanızı istesek...
Beş tane gösteremem. Üç tane belki.
Her ne kadar onu bugûn çevirmiş ol-
Rubsal tedavi gören bir sinir hastasını canlandırdığı son filmi eteştirmenlerce talihsizlik olarak nitelendirildi.
hayatta en zor gerçekleştirdiği eylem-
lerden biri. Ölene kadar değişmek kor-
kusuyla yaşayan ve bu keümeyi hiç
tanımıyan insanlar var. Bu dört yıl son
derece aalarla dolu geçti. Ancak gene
de zengin bir dönemdi. Bu dört yıh ya-
şamasaydun şu anki kariyerime ulaşa-
mazdım. Bu dört yılda uç noktalarda
duygulan birhkte yaşadım. Sevdiğim
insanlann ölümü, arzular, acılar vs.
Bir Zen bahçesinde, kendi icine ka-
panık bir şekilde yaşayan, ancak dün-
yayla ilişkılerinı de tam olarak kopar-
mamış biri düşünün...
Geriye baktığınızda bu dönemden ne
gibi dersjer çıkartıyorsuınız?
öncelikle herkesin içinde iyi ve kö-
tünün varolduğunu seçim yapmanın
mûmkün olduğunu öğrendim. Tek
soru şu. 'Ben ne yapmak istiyorum?
Ne olacağım? Hayatım boyunca ben
ne yapmak istiyorum?' Bu sorular ilk
bakışta insana bencilce geliyor, ancak
bu sorular bence dışanya dönük olan
kesinlikle genel sorular.
Siz bu sondara nasd cevap verirdiniz?
Ben bu sorulan her gün cevaphyo-
rum. Bu sorulara cevap verme isteği
benim her işimde sorumluluk taşı-
mamı gerektiriyor. Kısacası ben bu
sorularla yaşıyonım.
Bu yülarda *Sang chaud pour meurt-
re de sangfroid've 'Basic Instinct' film-
teri için size teklif yapddığı söyleniyor...
Evet doğru. Her ikisinı de reddet-
tim. Aylar sonra Pinl Joanu bana'Iste-
diğim fılmi çekememem çok kötü
oldu" demişti. Bense "O zaman benim
fılmde rol almamam kötü olmadı" de-
mıştım. Joanu ve Richard Gere'in çok
sempaük insanlar olduklannı söyleye-
bilirim.. 'Basic Instinct'e gelince, Mic-
hael Douglas telefon edip bana niçin
bu fılmde rol almadığımı sordu. Ben
de onun neden bu fılmde rol almak is-
tediğini anlayamadığımı söylemiştim.
Amerikalı menajerim, bunlan kabul
etseydim bugün 8 milyonum olacağım
soylüyor.
Yurtdışında uzunca bir sûre
kaldığauz zamanlarda kendinizi nasıl
r
ört yıl son derece
aalarla dolu geçti. Gene
de son derece zengin bir
dönemdi. Bu dört yıh
yaşamasaydım şu anki
kariyerime ulaşamazdım.
Uç noktalarda
duygulan birlikte
yaşadım. Sevdiğim
insanlann ölümü, arzular,
aalar vs.
mayı tercih etsem de, 'Adele H* benim
için çok önemli. O yıllarda çok genç-
üm. Gene de benim için çok iyi bir tec-
rübe olduğunu söyleyebilirim.
- Ya üçüncüsü?
Öldüren Yaz.
- Sevirrinin bu filmde size olan bü-
yük sevgisinden de etkilendiğinizi söyle-
yebilir miyiz?
Tabu onun.daetkisi var. Ancak aynı
zamanda çok iyi bir çalışma da olmuş-
tu.
- Soo bir soru. Geiecek günleri nasıl
görüyorsumız?
Kendime çok güveniyorum. Kendi-
mi istedığjm ya da hayal ettiğim her
şeyi yapabilecekmiş gibi hissediyo-
rum. Son derece coşkun bir konum-
dayım. Keşfettiğinı bir özgürlüğü
yaşıyorum.
- Bu duyguyu kariyeriniznı çeşitii
aşamalarmda mı yakaladuuz?
-Hayır. Bu yeni, yeni. yeni. Değİşik-
liğin ana noktasını da bu oluşturuyor.
Bugün dünyaya bir mesaj gönderdim.
Ve dünya bana cevap veriyor.
Avrupah
aydndar
Saraybosna'da
Kûltür Servisi - Bir grup
Avrupah aydın, Saraybosna'-
da yaşanan savaşa karşı batı
devletlerinin tutumunu pro-
testo etmek amaayla önû-
müzdeki günlerde Saraybos-
na'yı ziyaret ediyor.
Saraybosna savaş ortamı-
nda yaymını sürdürmekte
olan Oslobodenje gazetesinin
genel yayın yönetmeni Zlatko
Dizdarevk tarafından geçtiği-
miz Nisan ayında yapılan da-
veti kabul eden aydînlar ko-
nuyla ilgili bir de bikliri yayı-
nladılar.
Tüm aydınlan Saraybos-
na'ya davet eden bildıride,
herkesin gözleri önünde yaşa-
nan soykınma baü devletleri-
nin kayıtsız kalması kınandı
ve şu görüşlere yer verildi:
"Saraybona'da, her alanda
yetkilerirnizle ve çeşitü araç-
larla Sırplann şu anda uygu-
ladığı ablukayı kırmak zo-
rundayız.
Bu, orada bulunanlann
moral ve entelektüel anlam-
da bir soluk almalannı sagla-
yacakür.
Herşeye rağmen Avrupa
kültürünü bu aa dolu şehirde
yeniden yapılandırmâlıyız."
Aydınlann bildirisini ilk aşa-
mada şu isimler ünzaladı:
Micbele Barzach, Pascal
Bruckner, Parrick Chamoise-
au, Daniel Cohn-Bendit, Alain
Corneau, Raymond Depar-
don, Pierre Daix, Robert Do-
isneau, Eugene Ionesco,
Bernard-Henri Levy, Claudio
Magris, Frederic Mitterand,
Micbel Noir, Oli\ier Rolin,
Bernard Stasi, Enunanud
Todd, Andre Glucksmann,
lsmail Kadare, Serge Moati,
Roger Stephane, Michel Po-
lac, Micbel Piccoli, Francots
Weyergans, Erik Orsenna.
Bevan, anti-portreleriyle 'sıradanlığı yüceltmeyi', elitist tutuma karşı çıkmayı amaçlıyor
Toplulukve birlikidealinin ölümüKoHür Servisi • tngilizler sa-
nat dünyasına en belirgin ve ka-
rakteristik katkılannı portre tü-
ründe gerçekleştirmişlerdır.
İngiliz sanat tarihi, bir tek türe
karşı bu sıradışı ilgjnin belgesı
niteliğjnde. Bir, iki peyzaj ressa-
mı dışında ünlü İngiliz ressam-
lan hep portreleriyle ünlenmiş-
ler Hoftein, Van Dyck, Lery,
Kneller, Ransy, Reynolds, Ga-
insboroogh, Lawrence.
Ancak İngiliz sanabnın yazıl-
mamış tarihi de portre türüne
ve portrelerin ternsil ettiği her-
şeye karşı artistik bir tiksintiyi
belgeler. Bu türün sanatsal ya-
ratıahğa getirdiği sınırlara ve
bu türün dogmasına ve devamı-
na neden olan İngiliz aristokra-
sisine duyulan nefreti, 19. yüz-
yılda ünlü ressam Benjanün Ro-
bert Haydon'un günlüğüne
yazdığı şu sözlerde açığa vur-
muş: " Kötü görünüşlü portre-
ler yapmaktan inanılmaz bir
zevk alıyorum. Müşterilerim
Bunu Haydon yapmış olamaz
dediklerinde güknekten kınlı-
yorum. Paralannı abnca daha-
da eğleniyorum"
Hem portre sanaona sadık
kalanlar hemde anü-portre akı-
mının çağdaş temisilcileri geçen
ay Londra'da eserlerini sergjle-
me olanağı buldular. Kraüyet
Portre Ressamlan Birliği'nin
Yıhlk Sergisi modaa geçmiş,
methiye benzeri portrelerin ha-
la geçerliliğini koruduğunu
kanıüıyor. Diğer yandan Tony
Bevan'ın anti-portre sergisi, bir
zamanlar portre geleneğine si-
lik bir başkaldın olarak kalan
bireysel örneklerin başh başına
yeni bir türe dönüştüğunü göz-
ler önüne seriyor. Bevan'ın re-
simleri 20. yüzyıl anti-portre
akımının birçok belli başh özel-
liğini taşıyor. Portresini yaptığı
kişiler anonim ve saldırganl'k
derecesinde smıdan. Gelenek-
sel portrecilikte kişiler, sosyal
Tony Bevan'ın resimleri 2O.yüz>ıl anti-portre akımının birçok beDi başlı özclliğini taşıyor.
konumlannı bebrtecek çevrele-
re oturtulurken Bevan'ın kişile-
ri düz zeminler üzerinde hava-
da. asılı kahyor. Bu konum-
lanış, yada konumlanmayış,
bazı eleştirmenlerin ressamın
belirli bir sosyo-politik görüş
açısını resme yansıtüğını iddia
etmelerine yol aç tı. Eleştirmen-
ler Bevan'ın, bihnmeyen kişile-
ri, hiçbir özelliği olmayan or-
tamlarda çizmekle, sıradanbğı
yüceltmeyi ve Kraliyet Portre
Ressamlan Birliği'nin elitist tu-
tumuna karşı çıkmayı amaç-
ladığını söylüyorlar. Ancak Be-
van'ın portreleri böylesine basit
bir ters yüz etme amacıyla açı-
klanamıyacak denli tuhaflar,
üstelik hiçbir şeyi yüceltemeye-
cek denli de ürkütücüler. Sergi
alü portre ve bu portrelerdeki
kişilerin üçer beşerb gruplar ha-
linde resmedildiği tablolardan
oluşuyor. Tablokrda, camgöz-
lü, açık ağızh sanki bilinmeyen
bir hastahğın peçesine düşmüş
gibi görünen genç erkekler, izli-
yenlere dikiyorlar bakışlannı.
Ancak kaıalogdakı açtklama-
lan okuyunca bunlann şarkı
söylerken resmedümiş olduğu-
nu anlıyabiliyorsunuz. Bu boş
boş bakan ve tümüyle birbirle-
rinden soyutlanmış gibi duran
kişilerle Bevan, toplu bir etkin-
lik gerçekleştirmek için bir ara-
ya gelen insanlann yalnızlığını
vurgulamaya çalışıyor. Grup
resimlerindeki kişilerin aynca
tek tek portrelere hapsedılmiş
olması da yıne aynı anlayışın
devamı.
Bevan anti portreleriyle
portre türünün sınırlannı aş-
mayı, insanlık konumuna üiş-
kin bir mesaj vermeyi amaçlî-
yor. Bu resimlerin topluluk ve
birlik idealinin ölümünü ternsil
ettiği yada varoluşun kaçınıl-
maz yalnızhğını yansıttığı söy-
lenebilir. Ya da belki kitle
psikolojisinin daha ürkütücü
boyutlannı, kalabahk gruplar-
da kolayca ortaya çıkan in-
sanlık dışı eğüimlere değinil-
mek isteniyor. Bu durumda Be-
van'm akılsız adamlan yeniden
doğmaya çalışan faşizmin genç
üyelerini sembolize ediyor ola-
bilir. Resimlerinden kesin me-
sajı çıkarabilmek çok zor, çün-
kü Bevan belirsizliğin açıklı-
ktan daha çarpıcı olduğunun
bilinciyle yaratmış yapıtlannı.
Tiyatrofestivali
izleyicisini buldu
DtKMEN GÜRÜN UÇARER
5. Uluslararası İstanbul Tiyatro FesüvalTni geride bırak-
tık.
Dolu dolu geçen, şenlik niteliğinde bir festivaldi bu. Etkinli-
ği yürekten destekleyenlerden biri çlan Onat Kutlar'ın de>î-
şiyle "maya tuttu." 5. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali
seyircisini buldu: Genç kuşak. On ayn mekanda sergilenen 16
oyunu 12 güfılük bir süre içinde hemen hemen oniki bın kişi
izledi. Kısacası, gençlik, festivale sahip çıku ve tüm oyunlan,
tüm mekanlarda coşkuyla, sevgjyle doldurdu. İstanbul Kül-
tür ve Sanat Vakfi'nm tiyatroya sevdalı Genel Müdürü Metin
FereB'nin izleyici konusundaki görüşleri şöyle: "İstanbul'a
geldiğimde okuduğum yazılar ve sizler araahğıyla bana veri-
len mesaj. festival olacak mı, olmayacak mı kaygılannın sür-
düğü ve bu yıl bu kaygılann noktalanması gerektiğı gibi di-
leklerdı. Bu izleyici kitîesini gördükten sonra hemen behrte-
yim ki. aıtık bu bir dilek, bir arzu değil bir görev tanımıdır.
Beni çok mutlu eden görünüm, izleyıa kitlesinin gençliği
oldu. Kunımumuz açısından tiyatroya böylesine bağh bir
gençlikle bu festivali gerçekleştirmiş olmak en büyük göster-
ge. Bizim de onlara festivallerin ardı arkası kesilmeyeceği an-
layışıyla hizmet vermemiz gereği ortada. Önümüzdeki >ıllar-
da festival bence daha geniş bir izleyici kesimıne ulaşacaktır.
Çok büyük bir gençlik kitlemiz var. Salonlanmızı dolduran
bu gençleri en azından on yıllık bir izleyici kitlesinin garanüsi
olarak görüyorum."
Gençliğjn festivale bu yıl bu denli sıcak yaklaşması, sanki
60'larda yaşanan seyirci-tiyatro ahşverişinin çok daha küçük
boyutta da olsa yeniden gündeme gehnesi, tiyatro dinamiğı-
nin ve seyirci dinarniğinin birbirini tamamlamasıydı. Bundan
böyle genç seyirci, festivalin yönlendirilmesinde önemli et-
kenlerden biri olacaktır.
Geçen günlerde düzenlenen bir panelde, 70'lerin ortalanna
doğru tiyatrodan kopan seyirciyi henüz geri döndüremediği-
mıze değinmiş, kabuk değiştirmiş kentlerin insanlannın ge-
nelde tiyatrodan beklentilerinin (istisnalar kaıdeyi bozmaz)
daha değişik nitelikler taşıyabildiği üzerinde durmuş, ancak
genç seyircınin 60'lardakı benzeri dinamiği harekete geçirebi-
leceğini vurgulamışüm. Aslında, gençliğin son >allarda tiyat-
roya ilgi duymaya başladığı bir gerçek. 5. Uluslararası Tiyat-
ro Festivali kapsamında yaşanan olay ise tiyatroya ilgi duy-
rnanın ötesinde ona güç vermenin, onu soluklandırmanın bir
işareti olarak algılanabilir. Festival boyutlan içinde tiyatro
sanatının sağlam ömekleri sergjlendıkçe. festivalin yelpazesi
genişledîkçe, grafiğı yükseldikçe ona daha da sahiplenecektır
gençlik.
Her festival gibi tiyatro festivali de öncelikle bir ekip işi.
Festivalin gerçekleştirilmesinde kuşkusuz İstanbul Kûltür ve
Sanat Vakfı'nın bu işe soyunmasının, Melih Fereli'nin deyi-
şiyle, "bu işin altına omuzunu koymuş olmasının" ve Kültür
Bakaru Fikri Sağlar'ın maddi ve manevi desteğinin payı bü-
yüktür.
Yankı getirdiği yadşmamayacak olan 5. Uluslararası İstan-
bul Tiyatro Festivali'nin kuşkusuz eleşüriye açık yönferi
vardır. Dile getirümesini beklediğimiz eleşüriler, öneriler.
bundan sonrası için yararlı olacaktır. Beğenilerin. önerilerin
ışığında gerçekleşürilecek çabşmalar daha verimli sonuçlara
yol açacakor.
Bu yılın olumlu yartkılarından yola çıkarak önümüzdeki yıl
sanata kapılan açık büyük fırmalardan sağlamayı umdu-
ğumuz maddi desteğin, festivalin ufuklannı daha da genış-
leîecegine inanıyoruz.
Emine Altunkaya'nın resim sergisi 7 haziran tarihinde
Kadıköy Belediye Sanat MerkezFnde açdacak.
Altunkaya'dan ekspresyonist
resimler
Kültür Servisi- Emine Altunkaya'nın resim sergisi 7 haziran
tarihinde Kadıköy Belediye Sanat Merkezi'nde açılacak.
Okul ydlannda başladığı resim çahşmalanna 1988 yüından
itibaren Ünsal Toker Atölyesi'nde devam eden sanatçı,
ekspresyonist tarzda resimler yapıyor. Genellikle doğa
konusunu işleyen Altunkaya, renklerin canlıhğını
korumayı amaçladığını beürtiyor. Daha önce üç karma
resim sergisine katılmış olan sanatçının bu ilk kişisel sergisi
18 haziran tarihine kadar gezüebiür.
Fransa'dan OrtaA vrupa'yakitap
Kültür Servisi- Fransa'nın on yayınevi, alü eski Doğu
Bloku ülkelesine Fransız kültürünün bu ülkelerde
tanıtılmasına yöneük olmak üzere on bin kitap
bağışlamayı kararlaştırdı. 'Complexe' yayınlanrun
öncülüğünde gerçekleşecek yardımın Macanstan,
Lirvanya, Çek Cumhuriyeti, Slovak CumhuriyetL, Polonya
ve Bulgaristan'a yapılması planlanıyor. Gönderilecek
kitaplann üniversitelere dağıülacağı açıklandı. Geçtiğimiz
dönemlerde bu ülkelerde Fransız kültürünün
gelişememesinden hareketle oluşturulan girişim
çerçevesinde 3-6 haziran tarihleri arasında bir komite
Budapeşte Universitesi'nde düzenlenecek törene katıknak
üzere Macaristan'a gidecek.
Sanat Tarihi ve Eleştinsinde 40 Yıl
Kültür Servisi - UNESCO'ya bağh Uluslararası Sanat
Eleştirmenleri Dernegi AICA'nın ulusal bölümü
SED-AICA ile bağlanüh olarak "Sanat Tarihi ve
Eleştirisinde 40 Yıl" başlıklı bir etkinük gerçekleştirilmesi
kararlaştınldı. Etkinlik kapsamında sanat tarihi. genel
kültür yaşamı ve plastik sanatlardaki geüşmeler
konusunda konferanslar, bu alanlar arasındaki ilişkinin ele
alınacağı paneller ve "Çağdaş Kültüre Geleneksel Vizyon"
adı alündâ bir sergi düzenlenecek.19-21 kasım tarihleri
arasında Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde
gerçekleştirilecek olan etkinliklere kaülmak ve
desteklemek isteyenler haziran ayı sonuna kadar
başvurabüecekler.
Dadaist Bar kapatıldı
tSTANBUL (AA) - Ünlü ressam Bedri Baykara'ın
Beyoğlu'nda açtığı Dadaist Rock Bar bir hafta süreyle
kapatıldı. Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Masası
yetkilileri, çalışma saatlerine uyulmaması, izinsiz işçi ve
sanatçı çalıştınhnası nedeniyle İstanbul Valib'ğı tarafından
kapatma karan verildiğini bildirdiler. Öte yandan bar
çaûşanlan, kapatma karannın bann açıhşındakı birtakım
aksakbklardan kaynaklanabileceğinı bebrtiyor. Basında
geniş yer alan Dadaist Bar'ın açıüşında bikiniü mankenlere
yağü güreş yaptınbruşü.