18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN1993 SALI •••• CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 13 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada değil mi, becerebilir mi beceremez mi, kimilerinin umu- runda bile değil. Kartvizite 'eski başbakan' yazmak var ya, üç ya da beş ay olsun, yeter ki olsun diyerek başba- kanlığa soyunan soyunana. Hele son günlerde Cindoruk'un açtiğı moda aldı yürü- dü. TBMM Başkanı, herhangi bir makama aday olmaya- cağını söyledikten sonra milletvekillerinden gelen bas- kının etkisiyle 'düşüneceğini, danışacağını, örgütü dinleyeceğini' söylemişti. Şimdi çevreye bakın, ohooo, düşünmeyi, örgütü dinlemeyi adaylığını ilan etmeden önce baştacı eden edene. örneğin Çiller. "Şu anda -tarih ikigün önce- dinlenme ve düşünme aşamasmdayım " diyor. Çankaya'dan siya- sal nezaket üslubuyla paparayı yedikten, genel başkarv Itk zemininin AT ya da basın -medya- koridorları olmadı- ğına dair baba nasihatı aldıktan sonra, hem düşünmeyi hem de varlığinı nihayet anımsadığı delegelerle konus- mayı aklına getirdi. Tabii, Istanbul delegeleriyle konuşunca, yer gök düm- düz, genel başkanlığın önü açılacak sanıyor. Çağlar'da da hafif bir ağiz değişikliği gözleniyor. Ge- çende -gazetecilerin yalancısıyız- aday olmayacağını ilan etmesine karsın 'gefen baskılar karşısında yeniden düşüneceğini' söylemiş. Bana göre, Çağlar basınla dal- ga geçiyor. Bilinen tek gerçek: "Baba dan işaret gelme- dikçe Çağlar parmağım oynatmaz." Her aday aynı savtarı yineliyor. Bu, baskı diye söz et- tikleri ya da tanımladıkları nasıl bir şey ki, ortalıkta gö- rünmüyor, kanitı da yok. Ne var ki, her birine baskı mı yapıyor örgüt? Kestirme yoldan gidelim; DYP örgütü, acaba bir yerine beş, beş yerine yedi genel başkan adayı çıksın diye, her akla ge- lene, basında sözü edilene mavi boncuk mu dağıtıyor? YaSHP?.. Cumhurbaşkanı Demirel'e, Ispartadönüşü uçakta ga- zeteci, "genel başkan adaylannın "ışaref alabilmek için karşılama törenlerinde tek kol sıralandıklarını" anım- sattı. Demirel'in yanıtında hafif eleştiri kokusu var: "Canım, siz de kimseye hayat hakkı tanımıyorsunuz" dedi. Dikkati çeken bir başka nokta, hemen her adayın SHP ile koalisyonu sürdüreceğini söylemesi. Ne çare, her aday, SHP ile koalisyona hazır görünüyor ama, hiçbiri SHP'nin o kişinin başbakanlığındabir hükü- mete girip girmeyeceğini araştırmıyor, bırakalım araş- tırmayı, üzerinde bile durmuyor. Oysa, SHP çevrelerinde esen havaya göre kimi sapta- malar yapılabilir. örneğin, SHP kadrosu, Cindoruk'un başkanlığında bir hükümete fazla sıcak bakmıyordu. Hele Çiller'le... Daha bakanlığında -ortaklık hatırına fazla ses çıkarmıyorlardı- itici davranışlanndan, konula- rı -basının çizdiği portrenin tersine-bilmemesinekarşın olmadık hareketlere girişmesinden 'bizar' kalmışlardı. Arada bir başbakana da duyuruyorlardı. Peki, ya Köksal Toptan? Beklenmedik girişimlerde bulunarak sadece SHP'den değil, kimi başka çevreler- den de olumsuz puanlar aldı. Geri çekmiş gibi görünü- yor, fakat tasanyı bir kenarda tuttuğu söyleniyor. örne- ğin, Kuran kurslarını bitirenlere ortaokul diploması vermeye kalkışması, yabancı sermayeye -söylentiye göre dinsel- okul açma iznini sağlamaya yönelmesi gi- bi... Olaylar ve bir de DYP'de toplanmak koşuluyla ANAP'la birleşmeden söz eder görünmesi... Şansına gölge düşürecek bulutlann üzerinde toplanmasına ne- den oluyor. "* Gelecek pazar ya da pazartesi işler daha da açılacak gibi görünüyor. NOT: Yazılara kısa sûre ara veriyorum. Okurlann Kurban Bayramı'nı Içten duygularta kırtJuyorum. C.A. Kana kaıı intikam OIAYLARIN ABDBNDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada valandıklarından ortaya kay- gı verici bir tablo çıkıyor. Şe- riatçılar her kesimde örgütle- niyorlar ve şiddet eğilimleri bu çevrelerde gün geçtikçe ağır basıyor. Refah Partisi li- deri Erbakan bile bu eğilimle- ri durdurmanın güçlüğünden söz açmıştır. Son yıllarda Muammer Ak- soy, Bahriye Üçok, Turan Dursun, Çetin Emeç, Uğur Mumcu'nun birbiri ardından öldürülmeleri, Türkiye'nin nasıl bir tehlike karşısında bulunduğunu vurgulayan en çarpıcı göstergelerdir. Ne var ki, bu göstergeler bile toplu- mun laiklik ilkesini benimse- miş kesimlerinde yeterli uyanışı sağlayamamıştır. Çûnkü her olaydan sonra yo- ğunlaşan tepkiler zamanla dağılmaktadır. Karanlığa karşı toplumun aydınlık kesimi yeterince ör- gütlü değildir. Siyasal parti- ter de oy kaygılan nedeniyle, uygarlığın 'olmazsa olmaz' koşulu olan laikliği yeterince savunmaktan kaçınıyorlar. Laiklik, cumhuriyet devri- minin birincil koşuludur. Bir gün bu ülke laiklik ilkesinin yörüngesinden uzaklaştırılır- sa, toplumu saracak karanlık en başta kadınlanmızı boğa- cak ve insanlıktan uzaklaştı- racaktır. Şeriatı bir yaşam biçimine dönüştürmek iste- yenlere karşı çıkmak, bir si- yaset değil, insanlık ve uy- garlık borcudur. 21'inci yüzyıla 7 kala, laik Türkiye Cumhuriyeti'nde şe- riatın ayak seslerini duymak nedemek?.. Iş işten gecmeden silkin- mek gerekmiyor mu? Bugün Kurban Bayramt'- dır. Bayramda 'hoşgörü' doru- ğuna tırmanmalıdır. Böyle bir günde şeriatçıların gazetele- re saldırısını konu edinmek, ayrıca bir üzüntünün kayna- ğını oluşturuyor. • * * Kohl: Utanç verici Drç Habeıier Servisi - Alman- ya Başbakanı Hdmuth Kohl, Solingen kentinde 5 Türk'ün yakularak öldürülmesini "Al- manja ıçin yüz karası" olarak nneledi. Solingen katliamına dünyadan tepkiler de sürüyor. \lmanya Başbakanı Kohl, Büd gazetesınin bugün yayım- lanacak sayıana verdiği demeç- te. Solingen katliamryla ilgıü okrak "Bu cinayet Almanya içn yüz karası" dedi. Soingen katıllerini saklayan- lannve adakte teslim edilmele- rmi engelleyenlerin suçlu duru- na dişecekkrini bildiren Kohl, dernecinde Almanlara, polis ve adü makarrlara yardıma ol- nalan cagnsında bulundu. Koh." Almanlar olarak, Türk- Amuı dosıluğunun zedelen- nıeshe izin \ermemeliyiz" dedi. İıgitere Soingen katliamına ilişkin fsüşneleri Jci gündür binnci Seyfdanndan veren İngiliz ga- zLelîn önceid gün Almanya'da beş hn Türk ve Alman'm pro- tstc göstensinı ve Türk basını- nn tepkilerini fotoğraflarla vınsttılar. Sd eğilirnli The Guardıan güEesi, üç ıssim kullandığı ya- nn sayfahk "Türkler mısille- meye hazır" başlıkh haberinde, Almanya'da yaşayan 1.8 mil- yon Türk'ün güvenlikleri konu- sunda derin kaygjya kapıldıkla- nnı ve AJman politikacılara güvenlerini yitirerek kendilerini korumak için silahlanmaya başladıklannı ileri sürdü. Bağımsız The Independent gazelesi, birinci sayfadan verdi- ği "Yangın bombası ölümleri, AJmanya'nın geçmişini hortla- tıyor' başhğjnı laşıyan haberin- de Almanlann 1945'ten bu yana ilk kez, bu derece büyûk bir şok yaşadıklannı bildirdi. Fransa Pans muhabirimiz Mişel Periman'ın bildirdiğine göre, Almanya'daki Türkleri hedef alan insanlık dışı olay, bayram günü olmasına karşın, dün de Fransız medyalannın günde- minde baş yerini konıdu. Radyo, TV ve yazılı basında "ırkçı terörizm"in Almanya'da kol gezdiğı vurgulandı. Sol eğiümli Liberation gaze- tesi, 1. sayfasında manşetten verdiği haberde, "Almanya'da sürüngen ırkçıhk"ı kınayarak küçük Neonazi gruplann, son 2 yıl içınde düzenledigi eylemler- de 2Û"den fazla kişiyi öldürdük- lerine dikkat çekü. AYDINENGtN SOIİNGEN-SolingBn'de yan- gın. Cumartesi akşamı ve gecesi. Nazi kundakçılann öl- dürdüğü beş Türk'ün acısı pek taze. Durmuş Genç'in evinin bulunduğu Untere Werner So- ğağına açüan tüm sokaklarda, yakındaki kavşaklarda öbek öbek toplanmış Türkler var. Gerginlik elle tutulur gibi. Ses- sizce sohbet eder görünen 25-30 kişilik bir grup bir kıvıkun çak- mışcasına patiayıveriyor. tkı üç dakika süren bir gösteri başh- yor. Bir başka köşede olay yeri- ne uşüşmüş televizyon kanalla- rmdan birinin kamerasının karşısında konuşan bir ya da bir kaç Türk birden taşkın bir öf- keye kaptınyorlar kendilerini. Haklı ve anlaşılabilir bir aayla, kimi kez kınk dökûk, kimi kez akıcı bir Almanca ile sesleni- yorlar - Peki, tamam, anladık. Şid- dete karşı şiddet bir şey getir- mez. Ama ne yapalım. Böyle ellerimiz koUannuz bağh d\ı- rup, bir gûn biziın evi de yak- malannı bekleyelim mi ? Bu haklı ve anlaşılabilir söz- ler kamera ekibini çevrelemiş Türk grubunu elektriklendiri- yor. TV röoortaü birden küçük bir gösteriye dönüşüyor. Bir köşede bir kaç Türk bir kaç Alman konuşuyorlar. Al- man olanlanndan biri duyduğu utanrcı dile getiriyor. Ardından "Solingen'i lekeleyen bu saldın- ya karşı bir şeyler yapmalıyız" diyor. Genç bir Türk haykın- yor - Bir şey evet. Ama Almanla- ra unutamayacaklan bir ders olacak bir şey, diyor. Alman poüsi tedirgin. Bir mi- sillemeden, bir karşı şiddeteyle- minden korkuyorlar. Alman politikacılar birbiri ardına TV ekranlannda boy gösterip üzüntülerini büdiriyor ve ekli- yorlar. "Türk hemşerilerimi- zin sükûnetlerini konımala- ğimiz bir Alman gazeteci kala- balıktan birine soruyor: -Yani ne ? Ne yapacaksınız ? Yanıt sorunun yöneldiği kişi- den değil, bayrağa sanlmış. "slogan attıncTdan geliyor: - VVir werden auch brands- tifften... Biz de kundaklayaca- &z... Alman meslektaş endişe ile bize bakıyor. Biz de ona... TV kamerası önünde birden küçük bir gösteriye dönüşen ey- lemin sloganı, akşam saatlerin- de Solingen kiliselerinden yük- selen çan seslerine kanşıyor: - Allahüekber Türkiye... Az ötede akşam karanlığmı yaran bir ateşin çevresinde top- lanmış ilerici Türkler bağınyor: - Yaşasın uhıslararası daya- nışma ! Yaşasın halklann kar- deşliği... Ama az ötede bir başka Türk grubu yürüyüşe geçmiş. Biri sloganlara önderlik (!) ediyor: -Tekbiiiiir! Küçük yûrüyüş kolu yanıüı- yor: -Allahüekber... Beş Türk'ün yakılmasına du- yulan haklı öflce Solingen so- kaklannda Hıristiyan Almanla- ra karşı Müslüman Türklerin hınç ve duşmanlık dolu gösteri- besleyen bir irin topağı kaban- yor. Patlarsa yıllar boyu siline- meyecek zehirli tohunîlar yeşe- recek bu çıbandan. Patlarsa... Pazar günij telekslerden, fakslardan haberler akmaya başlıyor: Solingen'i Köln'ebağ- layan otoban kesilmiş... Solin- gen'de otomobiller parçalan- mış... Solingen'de sokaklar "Kana kan intikam" diye çınh- yor... Solingen'de çatışma... Solingen.. Tarih- . w hakh tepkilerin nasıl sine dönüşüyor. Alman, Türk, haksız intikam eylemlerine, na- Italyan, Yunan, Portekizli, sıl utanç verici öç alma vahşet- Fash...Aklıbasındaolaninsan- lerine dönüştüğünün sayısız lar endişeli. Solingen bir şeylere örneğiyle dolu. Solingen böyle gebe. Solingen'de Nazi saldır- olmamalı. 2000 yüına yedi kala ganlığını bnamak yerine, halk- ne Alman halkı, ne Türk halkı lann halklara düşmanlığını böyle bir utanahaketmediler... Alnıanya'daTürkler ayakta n... Eğer yukanda aktardığimız- dan ibaret kalsaydı bu küçük mitinglen, bu yerel protesto ey- lemlerini ve eylem önerilenni bu notlara aktarmaya gerek kalmayabilirdi. Ama birden patlayıveren bir miüngın önüne geçmiş biri hay- kırmaya başlıyor. - Kana kan intikam... Kalabalık bu slogana yor: - Kana kan intikam. Sloganı Almancaya çevirdi- Baştarafi 1. Sayfada düzenledi ve Türkleri "şiddete şiddetle karşılık vermemeye" çağırdı. Kinkel, Almanya'da bu tür olaylan önlemek için el- lerinden geleni yapüklannı söy- ledi, ama gelecekte de böyle bir olayı önleyecek araçlara henüz sahip olmadıklannı itiraf etti. Schnoor ise Türklerin yerel se- çim ve vatandaşlık haklannı gündeme getirerek artık Türk- lerin topluma entegrasyonu- nun hızla sağlanması gerektiği- ni vurguladı. Almanya'daki Türkler, Cumhurbaşkanı Rk- hvd von VVeizsaecker ya da Başbakan Helmut Kohl'ün tele- viz>ondan halka hıtap etmesini boşuna beklediler. Soruşturmayı yürüten Fede- ral Başsavcılık, halktan 120 kadar ihbar aldıklanru ve bun- lan değerlendirdiklerini bildiri- yor. İhbarlar arasında faillerin yakalanmasını sağlayacak sı- cak ipucu yok. Polis, Solingen yöresindeki dazlaklar arasın- dan gözaltına aldığı şahıslan sorgulama>ı sürdürüyor. 100 bin marklık ödülün aşın sağ çevrelerin içinden ihbar sağla- ması umuluyor. Solingen'deki olayda ağır ya- ralanan 15 yaşındaki Bekir Genç, hâlâ hayaü tehlikeyi atla- tamadı. Diğer yaralılar. Solin- gen Hastanesi'nde tedavi edili- yor. Alman Meclis Başkanı Rita Süssmuth ve Çalışma Ba- kanı Norbert Blum önceki gün yarahlan ziyaret etmişlerdi. Ya- kılan evden sağlam çıkan Türk- uyu- lerisebiroteleyerleştiler. Önceki gece Solingen kenti Amerika'daki Los Angeles olaylannı hatırlatan şiddetli ey- lemlere sahne oldu. Çoğu Türk gençlerinden ve civar kentler- den gelen Alman eylemcilerden oluşan 300 kişilik bir grup şeh- rin çeşitli yerlerinde ateşler yak- tılar, bazı arabalan ateşe verdi- ler, telefon kulübelerinı ve otobüs duraklanm tahrip etti- ler. Şehir merkezinde elliyi aş- kın dükkânın camekânlan indi- rildi, az sayıda dükkân yağma- landı. Solingen pohsının bütün eyaletten takviye güç alması ve olaylara copla müdahalesi üze- rine eylemciler dağıldı. Gözaltı- na alınan 17 Türk daha sonra serbest bırakıldı. Savaş yerini andıran Solingen'de 1 milyon marklık maddi hasar meydana geldiği bildiriliyor. Eyîemler dün sabah da de- vam etti. Türk bayraklan ve Mehter MarşTyla yola çıkan Türk gruplan otomobilleriyle Solingen çevresindeki otoban- lan trafığe kapatülar. 150 kişi- lik bir grup Köln-Bonn Havaa- lanı'na giden otabanda oturma grevi başlatu ve yolu trafığe ka- padı. Yolcular uçaklannı kaçı- nrken Türkler kuyrukta bekle- yen Almanlarla tartışülar ve taleplerini dile getirmek üzere televizyon ekipleri çağırdılar. Polis, bu olaylar karşısında ça- tışmaya meydan vermemek için seyirci kalmayı yeğledi. Solıngen'in bağlı olduğu Ku- zev Ren Vestfalya Eyaleti tçiş- leri Bakanı Herbert Schnoor ve Türkı>;e'nın Bonn Büyükelçisi Onur Oymert, oturma grevi ya- pan Türklerle konuşarak onlan eylemi sonuçlandırmaya ikna ettiler. Havaalanı ile Lufthansa yetkilileri, Türkleri daha sonra havaalarunda misafır etti ve ka- nnlannı doyurdu. Dün öğleden sonra kent mer- kezine toplanan ve çoğunluğu- nu Almanlann oluşturduğu 5 bin kişi, protesto yürüyüşü yap- tı. PKK'h, Dev-Sol'culann ve aşın sağa Türkler arasında aü- lan sloganlar yüzünden taşh- sopajı çatışma çıkü. Çaüşmalar polisin müdahalesiyle sona er- dirildi. Olaylarda ikı polis ve bir çocuk yaralandı. Bu arada Solingen Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan bin kadar Türk "Nazi kanı isti- yoruz" diye bağırdılar. Almanya'nan Syke kasaba- sında bir Türk ailesi otomobili- nin içinde Dazlaklar tarafından taşlı saldınya uğradı. 20 Türk genci bunun üzerine bir Dazla- ğın evini basarak tahrip etti. Cenaze törenleri Sohgen'de öldüriilen Türkler için perşembe günü kentte ve Köln'de iki ayn cenaze töreni düzenlenecek. Cenazeler tören- lerden sonra toprağa verümek üzere Amasya'ya göndenlecek. Almanya'da korku Solingen şokunu atlatama- yan Alman toplumu, şimdi de Türklerin protesto eylernlerinin şokuyla sarsıhyor. Almanlar olaylann Urmanmasından ve ABD'yi andıran boyutlara ulaşmasından korkuyorlar. Gösterilerin bugün de sürme- si bekleniyor. Eğer Aachen Üniversite Hastanesi'nde yo- ğun bakımda can çekişen 15 yaşındaki Bekir ölürse Alman- ya, daha büyük patlamalara sahne olabilir. GOZLEM UĞURMUMCU 20Martl983 • Baştarafi 1. Sayfada için başarılar diliyorlar, bu arada, açıklamak istedikleri görüşleri ya da dilekleri varsa bunları da kongresi yapı- lan partinin bayrağma sarılı kürsü üzerinde kamuoyuna rahatça sunuyorlar. Demokrasi, eğer çok partili bir temele dayanıyorsa, partiler birbirleriyle "barış içinde bir arada yaşamak" zorundadırlar. Partiler arasında uygarlık köprüleri ku- rulmazsa, siyasal hayat, kısa sürede arap-saçına berv- zer, düşünce farklılıklarına dayalı çatışma ve çekişmele- rin yerini kişisel kinlerin oluşturduğu uğursuz kavgalar alır. Bizde böyle olmadı mı? Italyan Komünist Partisi'nin kongresinde konuşan Cumhuriyetçi Parti, herhalde siyasal görüşlerinden hiç ödün vermiş değildir. Komünist Parti lideri Berlinguer'in elini sıktıktan sonra orak-çekiçli kürsüde, alkışlar ara- sında konuşan Hıristiyan Demokrat Partililer herhalde Hıristiyan demokratlığından vazgeçmedi. Bu bir uygarlık sorunudur. Demokrasi bir 'uzlaşma re- jimi'\se ayrı ayrı görüşlerin, bir anayasal çerçeve içinde uzlaşması ve bu uzlaşma sürecinde uygarca diyalogla- rın kurulması zorunludur. Bizde, demokrasiyi, çok partili hayatı, kördövüşü hali- ne sokan bin bir türlü neden vardır. Fakat, herhalde bu nedenlerden biri, hoşgörü yoksunluğudur. Siyasal ha- yatı gerginlikler içine itmek, karşılıklı görüşleri neredey- se bir kan davası çekişmesine sokmak bize bugüne dek çok pahalıya mal oldu. llerisi için bu konuda ders alınır mı, bilmiyorum. Türkiye'de, karşıt ideolojik görüşler öyle noktalara sü- rüklenmiştir ki, bu gerginlik ortamından kolay kolay sıy- rılmak da olanaksız hale girmiştir. Solcu musun? Ta- mam. Sovyet ajanı, Moskova'nın adamı, KGB'nin satılık maşasısın. Sağcı mısın? O da tamam. Amerikan uşağı- sın. CIA'nin ajanısın, işbirlikçi kapitalizmin hizmetkârı- sın. Böyle olanları yok mu? Var, elbette var. Ama sağcı olup, CIA ajanı olmayan, solcu olup KGB ajanı olmayan yoksa, işimiz bitik demektir, herkes birbirini ya CIA ya da KGB ajanı olarak görür, siyasal olaylar da casuslar sa- vaşına döner, olur biter?.. Yok yok toplumu bu gerginliklerden kurtarmak gere- kir. Demokrasi liberal kapitalist düşünce ile sosyal de- mokrat-sosyalist düşünce arasında bir tahteravallide yaşar. Bunun sağında ve solunda da düşünceler olur. Fakat, ana merkez. liberal kapitalist sağ ile sosyal de- mokrat sol arasındadır. Liberal kapitalizm ve sosyal demokrat-sosyalist düşünceler, zabıta vakalan' değil- lerdir. Bunlar, her toplumda sosyolojik tabanları bulu- nan ve özgürce örgütlendiği ve uygarca temsil edildiği ölçüde demokrasiyi yaşatan, Batı demokrasisini, Batı demokrasisi yapan temel dayanaklar ve kaynaklardır. Karşıt görüşleri uygarca tartışabilecek kadar kendin- den emin, karşıtlarına saygı duyacak kadar hoşgörülü siyasetçiler olmazsa, demokrasi de olmaz. Olmayınca da demokrasi, bir küfür yarışına, külhanbeyliğe, düzeyi düşük polemiklere konu olur. Ve sonra iş 'karakolda biter'. Artık işleri karakoldan önce çözmek gerekmiyor mu? Inöııii, Kohl'üuyardı Yurda yaygın 185 şubesiyle, çağın koşullarını yakalayan çağdaş bankacılık anlayışıyla, daima yükselen grafıgiyle "Doğru Banka" Şekerbank'tır. Şekerbank'ın size sunacağı çağdaş avantajlardan yararlanın. Şekerbank olanaklarıyla tanışın. "Doğru Banka" ile çahşmanın farkını yaşayın. ŞEKERBANK D O Ğ R U B A N K A Haber Merkezi - Solingen katbamına tepkiler Almanya'- da yer yer şiddet eylemlerine dönüşürken Başbakan Velali Erdal Inönü. Türk yurttaşlan- na, "Tepkilennizi yasal sınırlar içinde gösterin" çağnsı yaptı. İnönü, dün Alman Başbakanı Hefanut Kohi'e bir mesaj gönde- rerek "Verdiğiniz güvencenin hemen ardından bu facianın yaşanması bizi endişeye sevk et- miştir" dedi. Cumhurbaşkanı Sateyman Demirei de Kohi'e gönderdiği mesajda, ırkçı saldı- nlara karşı "ciddi ve süratli" önlemler abnmasıru istedi. Demirel'in tepkisi Saldınlann Almanya'da ya- bana düşmanlığının artık ne kadar üzücü boyutlara ulaştığı- nı gösterdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, "Olaylar karşısında Al- man halkının gösterdiğj duyar- lıhk, Alman devlet adamlannın kararhhğı ve saldırgınlann bir an önce yakalanarak adalet önüne cıkartılmalan için sarfe- dilen çabalar tesellimiz olmak- tadır" dedi. Solingen'deki vahşi kundak- lama olayına Almanya'da ya- şayan Türklerin tepkilerinin gjttikçe artüğına dikkat çeken Başbakan Vekili Erdal İnönü, "Bu tepkilerin belirli ölçüleri aşmaması gerekir. Tepki göste- rirken karşı tepkiye yol açacak şiddet hareketleri olursa, bu is- tenen sonuca varmaz. Devam sdip giden bir ayrüık havası or- Köyde acılı bekleyiş CEMtLCtĞERİM taya çıkar. Bunu istemiyoruz" diye konuştu. Almanya'daki vatandaşlann huzur, can ve mal güvcnflğTÎ$nde yaşamala- nnı istediklerini ifade eden İnö- nü şunlan söyledi: "Bu ancak bir ahenk ortamı içinde devam eder. Bu aşın ör- gütler insanlar arasmda aynhk yaratmaya çahşıyorlar. Türk vatandaşlannın oradan gitme- sini isüyorlar. Böyle bir geliş- meyi Alman hükümeti ve ora- daki Almanlann çoğu istemi- yor. Oradaki vatandaşlann çüvenliğini ve orada kalmalan- nı sağlamak Alman hükümeti- nin başlıca görevi. Orada yaşa- yan herkes buna katkı yapmalı. Oradaki vatandaşlanmıza ses- leniyorum, tepkinizi gösterir- ken yasal sınırlar içinde kahn. Demokratik tepki doğal hakkı- nızdır. Ama yasal sınırlan aş- mayın." Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- tin ise Almanya Dışişleri Baka- nı Klaus Kinkel'e bir mesaj göndererek, Almanya'da yaşa- yan Türklerin can güvenliği için daha etkili önlemlerin alınması- nı istedi. Çetin, "Bu önlemlerin basında gelen, siyasi tutumu ve etnik kökeni ne olursa olsun, şiddeti bir politika olarak be- nimseyen sağ veya sol terör ör- gütlerini destekleyen bütün örgütler ve gruplar hakkında kanuni tedbirlerin alınmasıdır" görüşünü dile getirdi. Dünya Türkleri Konseyi TBMM Parlamento Destek Grubu Başkanı DYP Niğde Milletvekili Rıfat Yûzbaşıoğlu dün yapüğı açıklamada, Solin- gen katliamının insanlık tari- hinde Almanya için 'kara bir leke' olarak kalacağını söyledi. Insan Haklan Demeği Istan- bul Şubesi'nce yapılan yazıh açıklamada da Almanya'daki Türklere yönelik son saldınnın parlamentoda yabancı sığın- maalara zorluk getiren yasanın kabulü ile aynı günlere rastla- nın TAŞOVA - Almanya'nın So- ligen kenünde Neonaaler ta- rafından kundaklanan evle- rinde yanarak feci şekilde _ __ yaşamlannı yitiren 5 gurbetçi- maarun'İİginç^rdüğu'belırûİe- bayramın son rek şöyle denildi: "Devletler de ırkçıhğı destek- lemektedir. Bizler insan haklan savunuculan olarak. ırkçılığa dünyanın her yerinde karşıyız. Solingen'deki vahşi saldınyı, Almanya'da faşizmin yeniden gelişme çabalannın ürünü ola- cenazeleri Dayramın son günü (cuma) Mercimek Köyü'n- de toprağa verilecek. Almanya'nın Mölln'den son- ra Solingen kentinde meydana gelen ırkçı saldın sonucu ya- şamlannı yitiren Güisüm Ince (27), Hatke G«nç (18), Hûlya Genç (9), Saime Genç (8) ve Gû- Bstan Yûksel Öztürk'ün (12) cenazeleri için ilk tören Tasova rak değerlendiriyor ve şiddetle protesto ediyoruz." ılçesınde yapüacak. Cenazeler 'Irkçdlğa gÖZ VUmuhiyor' daha sonra Mercimek Köyü'- * ndekı aile kabristanüğında top- rağa verilecek. Taşova Kaymakam CHP Genel Başkan Yardım- cısı tstemihan Talay ise dün partisinin genel merkezinde dü- zenledigi basın toplantısında, Solingen'deki katlıamda Al- man yönetiminın ırkçıhğı teşvik eden politikasının yattığını sa- Vekili Aziz Koç, dün Mercimek Köyü'ne giderek Nazi saldınsı sonucu feci şekilde ölen 5 gur- betçinin ailesine başsağlığı diledi. Taşova Kaymakam Ve- vundu. Talay, Almanya'nm kili Aziz Koç, çabşmak için Ç 0 ^ iyi eğitilmiş polisine karşın Almanya'ya giden Genç ailesi- ı r k c ı saldınlan önleyememesini nin böyles'ine korkunç faciaya eleştirerek "Bu Alman yöneti- kurban gitme'erinden dolayı ™ m n zaafıyeti değil, ırkçıhğa üzüntüsünü dıle getirdi. ' 8° z yummasıdır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle