23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HAZİRAN19S3SALI CUMHURtYET SAYFA HABERLER 5 Inönü, Marmapis gezisini erteledi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Başbakan Vekilı Erdal İnönü, Kurban Bayramı'nı geçırmek üzere Marmaris Hisarönü'ne yapacağı gezıyi erteledi. Dün akşam özel uçak Ata ile Marmans'e gıtmesı beklenen İnönü, gezisini, Güneydoğu Anadolu'da ve Almanya'da gelişen olaylar ıle Newyork'ta sürdürülen Kıbns görüşmeleri nedeniyle erteledi. Sezgin: Yahya aranmıyor • ANKARA (ANKA)- İçışlen Bakanı lanet Sezgm, Cumhurbaşkanı Süleyman DemireTin yeğenı Yahya Demiret'ın polıs tarafından aranmadığını bildirdi. Içişleri Bakanı İsmet Sezgin, ANAP Aydın Milletvekili Yüksel Yalova'nın yazılı soru önergesıni yanıtlarken Yahya Demireı'in polisk herhangi bır ılişiğinin bulunmadığını belirtti. Sezgin verdiği yanıtta şöyle dedi: "Eski Başbakanımız Süleyman Demirerin kendileri adına tarafından cevaplandınlması istenilen yazuı soru önergesinin cevabı aşağıya çıkanlmışür. Yahya Demirel'in Şekerbank'tan usulsüz olarak teminat mektubu alması ile ilgili dava Ankara 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesı'nde devam etmektedir. Adı geçen şahıs 29Martl993tarihli duruşmada hazır bulunmuş olup polisle herhangi bir ılışıği bulunmamaktadır." İki depgi toplatıldı • İstanbul Haber Servisi -Devrimci Emek ve Newroz dergileri toplatıldı. Devrimci Emek Dergisi'nden yapılan yazıh açıklamada, toplatılmaya gerekçe olarak dergının bu sayısında yer alan "Devrimci Durum Nedir ve Reformizm Onu Neden lnkar EderTY'Proleterya Diktatörlüğü"ve TKEP/L-LGB tarafından gönderilen "Devrim Savaşçılannı Kavgamızın İçınde Yaşatacağız"başlık; lı yazılar olduğu öne sürûldü. Isparta gezisinin önemi, birçok şeyin eskisinden farklı olacağını göstermesiydi Demîrel vefaborcunuödedi• Ispartalılar Demirel'in annesi Ummuhan Hanım'ın mezar taşının değiştirilmesini istiyor. Gerekçe taşın üzerinde hala 'Başbakan annesi' ibaresinin bulunması. ÜMtTOTAN tZMtR - Tüm Başbakan adaylan "hazır ve nazır"dı. Tansu Çfller, "deplasmanday- dı" da, gözler hep tsmet Sez- gjn'i arayıp durdu. Tüm temel atma ve açılışlarda" başbakan namzetleri" nedense birbirle- nnden kopya çekmişcesine söz- lennı hep aynı tümceyle baglı- yorlardı; "Sayın Cumhurbaş- kanımızın uğurlu elleriyle..." Cumhurbaşkanı Suleymaa Demirel'in ikı günlük Isparta gezısi bir çok şeyin eskisinden çok farklı olacağını göstermesi bakımından önemliydi. Bir ke- re her şey dakikti. Elinizdeki programda ne varsa milim dışı- na çıkılmıyordu. Sonra ıtilmek, kakılmak, dirsek, yumruk ye- mek yoktu. Demirerin koru- malan sözlerine "lütfen" ile başlayıp, "affedersiniz" ile biti- riyorlardı. Ne güzeldi. Cumhurbaşkanı'nın gazete- cilere verdiği sabah kahvaltısın- Cumhurbaşkanı DemireL aımesinin mezarmı da ziyaret etti. (Fotoğraf: ÜMİT OTAN) da, eskilere dönüldü. Merhum Turgut özal'ın başbakankğm- daki ilk zamanlara gidildi. Tur- gut özal da gazetecilere mantı partileri verir. kahvaltılara ça- ğınr, sevecen davranırdı. O günler çok uzun sürmedi. Dir- sekli, yumruklu günler başladı. Gazeteciler "yine aynı günler yaşanır mı" diye soruyor birbir- lerine. Bir de acaba Demirel Okluk'taki Devlet Konukevi'- ne gider mi? 'Vitesi çevinnedik' Aslında bunun yanıtını Cumhurbaşkanı çaktırmadan veriyordu:" Daha vitesi o yana çevirmedik." Yani vitesin o yana çevrikoe- ği günler de gelecek mi demek istiyordu. Son günlerde başba- kanhk için adı gündeme getiri- len Devlet Bakanı Ekrem Cey- bnn. Maliye ve Gümrük Bakanı Sümer Oral, Milli Eğitim Baka- nı Köksal Toptan, Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu, acılışlar- da sırayla konuşup, Cumhur- başkanı'na "en derin saygı ve sevgilerini" sunuyor, "uğurlu elleriyle" tesisleri açmaya davet edıyorlardı. Köksal Toptan bi- raz daha ileriye gidip Ispartah- lann arasına dahp, "gönülleri- ni" abyordu. Nazmiye Demirel, biraz yor- gun görünüyordu. Çok yoğun ve yorucu programa ayak uy- durmakta herkes zorlanıyordu. Bir tek Cumhurbaşkanı dışın- da. O, "köylülerine", "memur- lanna", "hemşehrilerine" san- hyor, kucakJıyor, hiç bir bık- kınlık gÖstermiyordu. Küçük bir öğrenci okulu için kalorifer kazanı isteyince, gülü- yor, hoşlanıyor ve "işte konu- şan Türkiye" demeden edemı- yordu. Demirerin annesi Ummuhan Demirel'in mezar taşının arka- sında, "Başbakan Annesi" ol- masına karşın alçakgönüllülü- ğü ve iyüikseverliğini anlatan bir yazıt var. Oysa karşısında fatiha okuyan oğul artık cum- hurbaşkanı. Ispartahlar mezar taşının değiştinlmesi gerektiği- ni söylüyorlar. Evet iki gün boyunca tüm Is- parta ayaktaydı. "O bizim gü- lümüz", dedikleri Demireri bağnna bastı yöre insanlan. Demirel hiç kimselere borçlu olmadıklannı "başımız dik, al- nımız açık" diyerek anlatıyor, yıllar öncesi çobanhklanm ya- panMehmetGökdoğan'a "borç- lu olabıleceğini" varsayarak bir milyon lira veriyordu. DYP genelbaşkan adaylanndan Çiller, Demirelile bayramlaştıktan sonra açıkladı: Cumhurbaşkanıbeni korumakistiyor •Başbakanlık Konutu'nda DernireTle bir görüşme yapan Tansu Çiller, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, Cumhurbaşkanı'nın, "Seni politikaya ben soktum. Herkesin mesuliyetini hissederim, ama seninkini daha çok hissederim. Ancak ben bu konuda tarafsız kalacağım. Cumhurbaşkanı'nın konumunun da bu olması laam" dediğirü arilattı. NURSUNEREL ANKARA - DYFnin 13 ha- ziran kongresi öncesinde, adı genel başkan ve başbakan adaylan arasmda yer alan Dev- let Bakanı Tansu Çiller, dün Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel ile görüştü. Başbakanlık Konutu'nda gerçekleşen "kısa" görüşme sonrasında Cumhuri- yet'in sorulannı yarutlayan Çil- ler, "Sayın Cumhurbaşkanı bana 'senı politikaya ben sok- tum, mesuliyetini de hissede- rim' dedi" şeklinde konuştu. Demirel'i "bayramlaşma" amaayla ziyaret ettiğini belir- ten Çiller, Cumhurbaşkanı'nın "tarafsız kalmak istediğinı" kendisine söylediğini de anlattı. •'Başbakan adayı olma" dü- şüncesinin Demirel tarafından "bilindiğini" vurgulayan Çiller, "Cumhurbaşkanı aslında beni korumak istiyor" diye konuştu: Çiller'in sorulanmıza yanıt- lan şöyle: - Sayın Demirelie bu sabah (dün) bir görüşme yaptuuz. ama- cı nevdi bu görüşmenuı? ÇİLLER - Bayramlaştık her şeyin ptesinde. Ben onun bay- ramını kuüamak istedim. Tabii bu arada bir miktar gündemde- ki konulara da değindik. Her BAŞSAĞLIĞI Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın MEHMET MOĞULTAY'ın Sevgili kardeşi METÎN genç yaşta vefatından dolayı derin üzüntü içindeyiz. Merhuma Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı dileriz. SHP Istanbul İl Örgütü adına YÜKSEL ÇENGEL II Başkanı şeyin ötesinde çok sıcak bir ko- nuşma oldu. Cumhurbaşkanı bana şunu söyledi: 'Politikaya ben seni soktum. Senin mesuli- yetini hissederim. Herkesin mesuliyeüni hissederim, ama seninkini daha çok hissederim. Ancak ben bu konuda tarafsız kalacağım. Cumhurbaşkanının konumunun da bu olması la- zım' dedi. Çok sıcak bir konuş- ma oldu, ama esas amaç bay- ramlaşma idi. Düşüncemi biliyor - Aday olma döşüncenizden Sayın Demirel'e söz açtnuz mı? ÇİLLER - Aday olma dü- şüncemi zaten biliyor. Bu kara- n bayram sonrasında vereceği- mi söyledım. O da "iyi olur" dedi. "Doğru bir çizgidesin" dedi. Böyle bir konuşma oldu. - O 'W atdı your step' sözü doğ- ru değil miydi? ÇTLLER - Zaten o görüşme- mizde böyle bir konuyu hiç konuşmadık. Yani 'dikkatii ol' anlamında konuştu. "Politika kaygan bir zemindir, dikkatii ol, adımlannı dikkatle at" tar- zmda koruyucu bir sözdü o. O Vatch your step'in Türkçede ne anlama geldiğıni sen de bılir- sin. Hani birisi merdivenleri çı- kıyordur da, karanlıkür. 'önündeki engellere baic" filan anlamına gelir. Zaten bu sözü söylemedi bana, yine koruyucu bir ifadeyle konuştu benımle. Zaten kısa bir ziyaretti. Giderekciddileşiyor - Büyük bir ihtünalle siz bay- ram soorası başbakan adayı ol- duğunuzu açıklayacaksııuz, değUmi? ÇİLLER - Bayram sonrasın- da karar vereceğim. Ama şu aşamada giderek daha ciddi gö- rünüyor olay. Eskiden sadece düşünme safhasındaydım, şim- di ise temas safhasındayım. Bütün deneyimü arkadaşlarla konuşuyorum. Onlann fıkirle- rini ahyorum. Teşküatla bayramlaşaca- ğım. Karanmı sonra verece- ğim. - Aday omrsamz, ilk koogredeki gibi en yöksek oyu alacağmızı düşûnüyor musunuz? ÇtLLER - Bilmiyorum, bü- tün bunlara delege karar vere- cek. Ama şunu söyleyeyim ki büyük bir sıcakhkla karşı karşı- yayım. Eskiden bunu kamuo- yunda hıssedıyordum. son 2 gündür partililerimle yaptığun temaslarda bu sıcakhğı çok acık hissediyorum. Bana göste- rilen yakınlığa minnettanm. POLİTİKA GÖNLÜĞÜ HİKMET ÇETtVKAYA Çağdaş Üniversite... YÖK tartışması yıllarca sürdü. DYP-SHP hükümeti ku- rulduğundan (Kasım 1991) bu bugüne dek YÖK tartış- ması güncelliğini korudu. öğretim uyeleri zaman zaman yılların suskunluğunun acısını çıkarırcasına seslerini yüksetttiler. Çünkü öğre- tim üyeleri, öğrenciler DYP-SHP hükümetinden çok şey- ler bekliyorlardı. İşte tam bu sırada YÖK üyeleri 'destek' bulmak için arayışa geçtiler. Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan ön- celeri YOK'e karşı çıkıyordu. Ancak, bu sözlerini sonra- dan nedense unuttu. Niçin yazıyoruz bunları Kurban Bayramı'nın birinci gününde? DYP-SHP hükümeti YÖK'ü baştan aşağıya değiştire- cek reform paketini 24 Nisan 1992'de kamuoyunda tar- bşmaya açacağını acıklamıştı da ondan... Bakın, aradan tam 13 ay geçmiş ve verilen söz tutul- mamış... Neden? Hükümetin üzerinde bir kamuoyu baskısı yok da onun için... Hükümet ise şöyle diyebilir: "Efendim Sayın Demirel üniversite reform paketini tartışmaya açmış, eğitim sisteminin tepeden tırnağa de- ğiştirilip çağdaş hale getirileceğine kararlı olduklarmı söylemişti..." İyi de tartışmadan bir sonuç çıktı mı? Kamuoyu bu ko- nuda ağırlığını koydu mu? Hükümetin verdiği söz neydi, bir bakalım: "7- Üniversite özgurlüğünü kısıtlayıcı hükümler ayık- lanarak kanundan çıkanlacak, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin demeklere ve siyasi partilere üyeliğini kısıt- layan hükümler mevzuattan tamamen kaldınlacak, öğ- renci konseyleri oluşturulacak, öğrenci temsilcileri üni- versite organlarında oy hakkına sahip olacaklar. 2- Universitelere yapılacak toplam ödenek miktarlart- nı YÖK planlayacak. Üniversitelerin akademik ve idari kadrolan tamamen YÖK'e verilsin. Kadrolar YÖK tara- fından dağıtılsın. Rektör yardımcılarının sayısı artsın. Aranan şartlar değişsin. 3- Üniversitenin genel sekreterinin durumu yeniden düzenlensin, yetkileri arttınlsın. Universitelere devamlı çalışmaesası getirilsin. Profesörler 6 yılda 1 yılizinlisa- yılsın. Üniversitelerarası Kurul'un çalışması yeniden düzenlensin. 4- Müfredattaki asgari müşterekleri YÖK belirlesin. Ikili öğretime geçilsin (olanaklı yerlerde). Ödüliçin YÖK bütçesine ödenek konsun." Basın bu tür olayların üzerine gitmez. özel televizyon- larınkimi 'cıvıkyorumcularf YÖK'ünneolupolmadığını pek kavrayamadıkları için bu konuyu ele almazlar... 1992 yılının şubat aytnda Üniversite öğretim Üyeleri Derneği'nceöneri niteliğinde bir çalışma, Başbakan Sü- leyman Demirel'e sunuldu. Ne istiyordu üniversite öğretim üyeleri? "Üniversitelerde yöneticilerin seçimle gelmesi ilkesi, yani atanmış yoneticıler yerine seçimle iş başına gelmiş yöneticiler... Yönetici ağırlığı yerine kurulların yetkileri- nin arttırılmasıyla kurulların ağırlığınm sağlanması... Yetkiierin yukarıda toplanması yerine aşağıya doğru ya- yılarak bugünküne oranla daha detsantralize bir yöne- tim..." - • • • Öğretim üyelerinin çalışmasında yer alan diğer öneri- ler de rektör, dekan gibi yöneticilerin seçiminde uygula- nacak yöntemleri kapsıyordu. Örneğin üniversite karma kurulu ve bileşenleri, fakülte karma kurulu, öğrencilerin temsili ve yüksek öğretim komisyon kurulunun oluşması öncelik kazanıyordu. Evet, hükümet bugüne dek eğitim sistemini, çağdaş bir düzeye getirmek için neler yaptı? Bir başka deyişle, hükümet verdiği sözleri yerine getirdi mi? Hayır! Üniversite gençliği bugün giderek yoğunlaşan bir baskı altında Ucretsiz barınmadan sağlıksız beslenme- ye, kitapokumaözgürlüğünden polisin üniversiteyegiri- şine, siyasal partilere üye olmaya dek uzanan sorunlar zinciri arasmda giderek eritiliyor. Demokrasi cağdaşlık demektir. O zaman Türkiye çağ- daş bir eğitim sistemine kavuşturulmalıdır... Moğutay'mburuk çğ sonrası, girdiği komadan çıkamayarak dün yaşamını yitiren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mefamet Moğultay 'ın kardeşi Metin Moğultay (44) dün Maltepe Camii'nde kılınan namazdan sonra Karşıyaka Mezaruğı'nda toprağa veriMi. Cenaze törenine Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Vekfli Erdal İnönü, bazı bakanlar, Moğultay 'uı ailesi ve yakınlan katıldı. Demirel, Moğultay'ı kucaklayarak, başsağlığı dileğinde bulundu. Cami ve mezarlıktaki törenler sırasında Bakan Moğultay'm gözyaşlannı tutamadığı göröMü. Günay, SHP'nin Köşk içinCHP ilegörüşme gereğibileduymadığını söyledi: Solda bütünleşme aıtıkdaha zor SAMİHAZMİEZER ADANA - CHP Genel Sekre- teri Ertuğrul Günay, SHP'nin DYP-ANAP ahlakı içerisinde iktidar olmaya çalıştığını, DSP milletvekıllerinin de cumhur- başkanı seçiminde, eleştirilecek bir tavır ortaya koyduklannı savunarak "Bugün solda birleş- meyi üst düzeyde, kurumsal dü- zeyde, genel merkezler düzeyin- de birİeşmeyi telaffuz etmek, es- kisine göre çok daha zor" dedi. SHP'nin uzunca bir süredir hükümete mecbur, muhtaç, hü- kümete yapışmış bir görüntü verdiğini, cumhurbaşkanlığı se- çimi döneminde CHP ve DSP ile otunıp görüşme gereksinimi bile duymadığını belirten Gü- nay şunlan söyledi: "Hatta Sayın tnönü, bu ko- nudakı önerilere 'muhalefet ile arayış içine giremeyiz' diye red açıklaması gönderdi. Oysa cumhurbaşkanhğı parlamento- • CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay, DSP milletvekillerinin de Cumhurbaşkanlığı seçiminde eleştirilecek bir tavır aldıklannı söyleyerek "Üst düzeyde, kurumsal düzeyde, genel merkezler düzeyinde birİeşmeyi teleffuz etmek, eskisine gqre çok daha zor" dedi. da uzlaşmayı gereküriyordu. SHP, CHP ve DSP arasmda bir uzlaşmamn, parlamentoda se- çilecek cumhurbaşkanı üzenn- de etkisi olabilirdi. SHP bütün bunlan gözardı etti ve doğru- dan iktidar bloku icinde DYP ile ve çok üzüntü vericidir ki MHP ile birlikte davranma yo- lunu seçti. Bu arada, SHP neden böyle yapıyor sorusunu herkes aklı- ndan geçirirken ortaya Bayındırlık Bakanı ile ilgılı yeni tartışmalar atıldı. Bakanhğın çok yüksek düzeyh ihalelerinin önceden kımlere verileceğinin saptandığ) acıklandı. Bakan bunun üzerine olayı kapatma- ya çalışU. SHP'nin tavn Bayandırlık Bakanlığı ile ilgi- li tarüşma, SHP'nin hükümet içindeki tavnnı, hükümete ne- den bu kadar yapışmış olduğu- nu ve CHP'ye, DSP'ye elini ne- den uzatmadığjnı çok iyi anla- tan örnek bir olay. SHP kanadı, siyasette geçmiş yülarda savu- nulan bütün ilkeleri bir Larafa iterek DYP ve ANAP ahlakı ile iktidar olmaya çahşıyor. SHP buna çalıştıkça bizim de yollan- mız aynhyor. Öte yandan, üzüntü verici bir olay da DSPTi üç milletvekilinin cumhurbaş- kanı seçimindeki tavn. MiBet- vekillerinin, bir sosyal demok- rat aday arayışı ya da hukuk devletine saygıb bir aday arayışı yerine, doğrudan birinci turda oylannı götürüp Kamuran Inan'a verdıkleri, bir anlamda Doğu ve Güneydoğu'da Sayın Ecevit'in yıUardan ben eleştir- diği bir feodal simge politikacı- ya verdikleri hepimizin bilgisi içinde. DSP ile de böyle bir tar- üşma noktasına geldik." Günay, ilkeleri, siyasal an- layışı, uygulaması, gecmişi, ge- leceğe ilişkin vaatleryle sosyal demokrat kanatta tek parti bu- lunduğunu varsaymak gerekti- ğini de kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle