Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r
SAYFA CUMHURİYET 5ARALIK1993PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Erkek yorumu, kadın yorumu!..
Atatürk'ün önderliğinde yaratılan Türk Devrimi'nin temellerinden
biri olan 'Tüze (Hukuk) bevrimi", şeriatın, "Dünyevi Ahkâm"
alanının akıla yasalara göre düzenlenmesiydi. Böylece çağın
getirdiği değjşiklilderden doğan toplum gereksinimini gideremeyen
yasa, derhal kaldınhp yerine yenisi konur.
MERİÇ VELİDEDEOĞLU
K
asım ayının ilk haftasın-
da vapılan "Din ŞûrasT-
nda. gazetelerden öğ-
rendiğimize göre ele
alınan konulardan biri
de "yorum" olmuş.
Bu pek doğal da çarpıcı olan Sayın
Doç. Hayri Kırbaşoğlu'nun "İslaram
erkek yorumıT'ndan söz etmesidir. Bu,
bir bakıma. İslamın da öteki kitaplı iki
din gibı cınsiyet eşitsızhği temeline
oturduğunun vurgulanışıdır. İslam
kaynaklannca doğru bulunup savu-
nulan bu eşitsizlığin, böyle bir şûrada
"yorum" aracılığı ıle de olsa ortaya
konması elbette bir yeniliktir.
Ne var ki, konunun yorum yoluyla
dile gelirilişinde gözden kaçan bir
nokta var. Çünkü artık yorum. "yo-
nımbilim'" olarak dilimizeçevırdiğimiz
u
Hermeneutique"in konusudur. Ge-
çen yüzyılın son dönemlerinde oluşan
yorumbilimin amaa kısaca şöyle be-
lirtilir: Yazılı belgeleri tam aniayabil-
mek için, metnın içerdijâ düşünceyı,
anlamı çözümleyerek ortaya koyan
yorumlar yapmak. böylece metinlerde
"şifre" gibı belirtilmiş görüşleri. içan-
lamlan "deşifre" ederek anlışıhrduru-
ma getirmek... Yorumu yapanın ön-
yargı ile taraf tutup. metindeki bir
düşünceyi savunması >a da o yönde
ağırlığını koyması. yorumbilimce söz
konusu olamaz; bövle bir yorum ke-
sinlıkle vadsınır. Demek ki gerçek bir
yorumun. yorum yapanın cinsiyetiyle
ilgisı yoktur.
Oysa, gerek eskı çağlarda, gerek
sonraki yüzyıllarda yapılan dınsel yo-
Dini Ahkâm", "Dünyevi Ahkâm".
"Dini Ahkâm" yani dinsel yaşamı dü-
zenleyen hükümler de"itikat"\e"iba-
det" olarak bölümlenir. "İtikat" ınanç
hükümlennı içerirkı bunlardininözü-
dür. Tann'nın birliğine. Pe\gamber'ın
elçiliğine inanmak gibı. "îbadet" ku-
rallan da: Taharet (temizlik). namaz,
oruç. hacvezekâtgibı konulandüzen-
ler.
Şenatın ikınci bölümii olan "Diime-
vi Ahkâm" ise: "Münakehât, Muame-
rumlann bu ilkelenn doğrultusunda
gerçekleştirildiklennden söz edilemez.
Çünkü bu yorumlann tek amacı me- lât. Lkubât" ile "Ferâiz"den oluşur
tindeki düşünceyı. görüşü, dinin değiş- Bunlann kapsadığı alanlar kısaca şoy-
mezlerine (dogmalanna) destek sağla- le belirtilir: Münakehât: Evlenme ve
mak için kullanmaktır. Yani yorumun aıle kurumuyla ılgılı hükümleri içerır
varacağı sonuç önceden bellidir. Muamelât: Mal. borç. alacak ve da\a
Dinsel yorumun bu nıteliğini gözar- ıle ıhşkıli hükümleri kapsar. Ukubât:
dı etmeksizin. bir süredir Türk ka- Cezahükümlenniiçinealır. Miraslail-
büyükmuoyunun büyük bir bölümünce
ortaya konan "Kuran'ın yeniden yo-
rumlanması, içtihat kapılarınuı açılma-
sı" isteklerine bakalım. Çünkü ka-
muoyu. Din Şûrası'nda bu konulann
enıne boyuna tartışılacağı beklentısi
gili tüm bu\ ruklar. \ aptınmlar da ayn
bir bölüm olan Feraiz'i oluşturur.
Şimdi İslam şeriatının (dola\ısı\la
hukukunun) kaşnaklannı da kısaca
anımsatalım. Bılındıği gibi. birinci
kaynak Kuran'dır. 114 sure \e 6660
içindeydi. Dahası, laiklik üzerinde de ayetten oluşan bu kutsal kitap. 23 vıl
görüşler orlaya konup bır "uzlaşma"- süreyle Tann tarafından. Peygam-
ber"e bildirilmişti. Sure'leri oluşturandan söz edilmesi, yıne beklentiler ara-
sındaydı. Ne var ki. ne şûra oturumla-
nnda. ne de sonuç bıldinsinde bu
konulara gereken boyulta yer verildi.
Bu da beklentı içinde bulunan kesim-
de bir düş kınklığı yarattı.
Ovsa şûra, kendi ızlencesinin çerçe-
vesi içinde çalışmalannı sürdürüp. öte-
ki İslam ülkelerindeki yaptınmlann
laik Türkiye'de de geçerli olabilmesı
için, aşama aşama uygulanacak bir
programı belirleyerek istediği sonuca
varmıştır. Bunda şûra yönünden bır
terslik yoktur; terslik kamuoyunun.
aydın kesimin beklentisindedir. İşte
bu tersliği ortaya koyabilmek için, Is-
lamla ilgili kimi tanımlan ve ilkelen
kısaca anımsatmak gerekıyor.
İslam şeriatı insanlann. daha doğru-
su kul'lann hem dinsel, hem dünyasal
yaşamını düzenler. Dolayısıyla şenatı
oluşturan hükümler iki alana aynlır:
ayet'lerin inme (nüzul) sırası. süresinın
toplumun gereksınimlerine (ihtivaçla-
nna) göre olduğu ileri sürülür. Bu ka-
nıyı. kimi avetlenn gereksinimı karşı-
lamadığından ">ahy" kaynağınca gerı
çekilerek geçersız kılınması ve yerlen-
ne \enilerinin indirilmesı. haklı çıka-
nr. Bu olgunun altını çizmek gerekır
Demek ki hüküm getıren ayetlcr za-
manla gereksinimı karşılayamaz du-
ruma düşerlerse. toplumun gereksini-
mini giderecek yeni hükümlerin geıı-
rilmesi \ah> kavnağınca da u\gulan-
mış^ır.
Ote yandan, uzmanlann belırlediğı-
ne göre. 6660 a\etın ancak 500*ü gün-
lük yaşamın düzenlenmesinı sağla\an:
ibadet. münakehât (evlenme). mua-
melât (borç v.ö) ve ukubât (ceza) ile
ılgılıdir. Bu sa\ı. Kuran'ın >üzde on
üçünü oluşturur. Ancak daha başka
bir belirleme de vardır. Yine uzmanla-
ra göre bu 500 ayet içinde çağdaş hu-
kuk anlavışına göre düzenlenmış
hükümler 80 ile lOOarasındadır
Bu sa>ı. bır va da birkac kabileden
oluşan bir toplumun düzeninı sağla-
makta belki \eterli olabılirdi. Ama
daha pe\gamber zamanında başlayan
bü\üme. pek çok gereksinimi de gün-
deme getiriyordu. "\'ah>" sona erdiğı-
negörebugereksinımlen karşılavacak
kurallan. Peygamber. sözlenvle ve tu-
tumuvla ortaya koymava başladı.
Bbvlece İslam şeriatının (a>nı zaman-
da hukukunun) ikınci kav nağı sayılan.
Pe>gamber"ın sözlenni (Hadis'len) ve
dav ranışlannı içeren "Sünnet" oluştu.
Ama bılındıği gibi. daha Halife
Ömerzamanında Irak. Surıvealınmış.
Mısır'a varılmıştı. Ele geçirilen bu ül-
kelerde toplum düzenı. vüzvıllardır.
gereksınıme göre değışcn akılcı \asa-
larla sağlanıvordu. Bu durum karşı-
sında Arap \öneticiler. Pevgamber'in
hemen ölümünden sonra belirmeye
baslavan "İcma"yolunu kurumlaştır-
mayayöneldıler. islamşenat vehuku-
kunun uçüncü kaynağı olan •'İcrna".
\enlen bir hüküm üzennde "ittifak"
etme. bırleşme demekli. Elbette bu ye-
nı hükmün davanağı Kuran ve Sün-
net'ti. Dola>ısı>la yeni hükmün geçer-
lığı ıçın bu iki kavnaktan kanıtlar
(delıller) bıılunmalıvdı. Kanıtlan bu-
lııp çıkarmak ıçın büşük bir uğraşı.
(bü\ük bir "ceht") gerckirdı ki. böyle
bir çalışmayla \anlan sonuca "İçti-
hat", bu "cehd"ı gösteren uzmanlara
da "Müçtehid" dendı.
Dördüncü \e son kavnak olan "Kı-
yas"a gelınce: bu kaynağın anlamı:
Bılınen bır ola> hakkındaki hükmün
nedenını. benzer olayda da kı\asla\a-
rak kullanmaktır.
Görüleceği gibı Sünnet de içinde ol-
mak uzere sonradan oluşturulan kay-
naklar. toplumsal düzenin. günlük
yaşamın zamanla değışen. çoğalan ge-
reksınımlerinı karşılamaya yönelikti.
Şeriatın "inanç ve İbadet" alanlan için
"İçtihat" ya da "Kı>as" yolu kapalıy-
dı. Demek ki. yalnızca "Dünyevi Ah-
kâm"la ilgili alanlarda içtihat aeçerliy-
di.
Ne var ki onbmncı yüzyılda içti-
hat'a son verilmış. yaygın deyışle. "iç-
tihat kapıları" kapanmıştı. Bundan
sonraki yüzyıllar boyunca beliren ge-
reksınımlere yanıt arandığında ister
istemez "Taki»e" ya da "Hile-i Şer'-
iye"ye başvuruluyordu.
İşte Atatürk'ün önderliğinde yaratı-
lan Türk Devrimi'nin temellerinden
bın olan "Tüze (Hukuk) Devrimi", şe-
riatın. "Dünyevi Ahkâm" alanının
akılcı yasalara göre düzenlenmesiydi.
Böylece çağın getirdiği değişiklikler-
den doğan toplum gereksinimini gide-
remeyen yasa. derhal kaldınhp yerine
yenısı konur. Böyle birdeğışikliği yap-
mak ıçın şeriatla yönetılen toplumlar-
ca baş\urulan. Takiyye'ler, Hile-ı Şer'-
ıye'ler ve de İçtihat'lar, 67 yıldan bu
yana Türk toplumu için söz konusu
değildır.
Bu durumda toplumumuzun, özel-
likle aydın kesimin "İçtihat kapılan"-
nın açılmasından yana istek belirtme-
sı. laik Türkıye için değil. olsa olsa
Suudi Arabistan, İran gibi şeriatla yö-
netilen ülkelerin halklan içindirr
"Yorum" konusunda da aynı aynmı
gözden uzak tutamayız İslama getıril-
mesi ıstenen "yeni yorum", laik Türki-
ye yönünden, "Dini Ahkâm"ın ibadet
kesimıyle. ahlak. gelenek, hoşgörü.
sevgi gibı ınsansal ılışkilerin. cinsel
eşiılık. banş gjbi konulann çağa dö-
nük bir anlayışla ele alınmasıru içer-
melidir.
Bu aynm dikkate alınmadan ıste-
nen bır yorum. 67 yıldır uygulanan ve
yürürlükte olan laik yasalanmızı ya
görmezden gelmek ya da bunlan şeri-
atçılara onaylatmak için yollar ara-
maktır. Bilmem söylenmesi gerekir
mi. bu da "laik > aşama", "lâyık" ol-
mamakla eş anlamlıdır.
ARADABIR
YAVUZ GÖR Emekli Elçi
Kurbağa ve Oküz...La Fontaine'in öykülerinden biri de, "Öküz kadar bü-
yümek isteyen bir kurbağa'öan söz eder... öküz kadar
büyüyebilmek için, şişin şişin şışinen kurbağa efendi,
sonundapatlamış...
' Kıbrıs la ortak savunma planları yapıyoruz."
"PKK yı bağnmıza basıyoruz."
"Terorizmi destekliyoruz."
"Bir Balkan Konferansı toplayalım. Türkiye'yi çağır-
mayalım.''
"PKK'yı baskı altına alanlan kınıyoruz."
"Soykırımına sıvanmış Sırplan destekliyoruz."
"Makedonya Cumhuriyeti'ni tanımıyoruz?"
"Hikmet Çetin ile aynı toplantıya katılmak. bana yakış-
maz."
Bu "Cinnet Mönü"sünün altında, Kıbrıs'ı Enosis ede-
ceğiz, Ege Denizini alacağız, Aya Yorgi'nin kutsaması
ile Konstatinopolis'e geri döneceğiz, türünden "Tatlılar"
bölümü vardır ki. yiyen bir pişman, yemeyen bin...
PASOK'un geçenlerdeki seçimlerden sonra, içeride
beceremediği işlerı, geçmiş ve gelecek beceriksizliğini
örtüp, Yunan halkını, -herhangi maddi bir özveri gerek-
tirmeyen- Türk düşmanlığı feneri altında uyutmaya ça-
baladığı izlenmektedir.
Doğu Akdenız ve Ege Bolgesi'nde. bu tür "hezeyan-
lar" evvelce de görülmüştü. Mussolini'nin beslediğı
"Büyük Şair" Gabriele D'Annunzie, "Bütün Ege'yı ala-
cağız. Roma Imparatorluğu'nu yeniden kuracağız" gibi-
sinden, uyaklı, muyaklı, fiyakalı şiirleryazıp, bol bol liret-
ler kazanıyordu. 1930'lu yıllarda... Amma, "güdümlü"
bir şairdi o ve de yazdığına, kendisi de inanmıyordu,
herhalde... Devlet adamı pozu takınmadığı gibi, eninde
sonunda. bu sıyah gömlekli adamların, Italya'yı ne fela-
ketlere götürebileceğini de bir aydın olarak görmüş
olması kabildir.
Sonunda, italya, eski, çok eski bir büyük devletin mi-
rasçısı olduğu için, aklını başına devşirip, savaşı orta
yerde bıraktı ve yangından ne kurtarılabilirse kurtarıp,
demokrasi yoluna girdi.
Yakın geçmiş Italyası ile bugünkü Yunan tutumu ara-
sında birçok benzerlikler vardır.
Mussolini, La Fontaine'in öyküsündeki yaratık gibi, şi-
şindi, şişindi. Ve de edebiyat derslerinde dalga geçmiş
olacak ki, sonu, ancak bir ağaca çengelle asıldığı zaman
görebildi. Bu PASOK ihtiyarlarında da aynı belirtiler gö-
rünüyor. Italyadakıler "faşist"idilerdebunlarne?Ken-
disini ve partisini sola yatık diye Yunan halkına yutturup,
iş başına geçer geçmez, serüvene sıvanmak ve tehlikeli
virajlarda dolaştırmak ülkeyi. Benzerliği gördünüz mü?
Onlar, siyah gömlekli idiler, bunların gömleğinin için-
deki de o renk.
Dış politikalarmı bildikleri -ya da bilemedikleri- gibi
yürütmekte elbettv özgürdürler. Bu yolda gitmeyi sür-
dürmeleri de bir yerde, bizim için avantajdır. Çünkü,
daha şimdiden, devlet adamlarının içine düşebilecekle-
ri en ağır ve olumsuz konuma gelmişlerdir: Alay konusu
olmaya!..
Papandreu ve Pangalos gibi yardakçıları, Batı bası-
nında "fcan*afur"oldular, artık...
Ciddiyetten upuzak, inandırıcılıktan ırak, ulusal biyolo-
jilerinin sınırlarını zonk zonk zorlayan bir şişinme devi-
nimde, işi gücü bırakıp, La Fontaine'i okumalarını öğüt-
lerim, kendilerine..
Önünde, sanki bütün evreni titretecekmiş gibi adımlar
atan, eteklikli Efzonların nöbettuttuğu Yunan hükümeti-
nin başmdakilerin. ciddi bir doktor muayenesinden geç-
melerj gerektiğini düşünüyoruz. Büyük olasılıkla, "6e-
yinProstatı"tanısı (teşhisi) konulacaktır.
"Bu acayip yeni hastalık"da "nereden çıktı?"diye so-
rulursa. "bu yazıya, bu kadar da bir katkımız bulunsun
dedik"yanıtını veririz, efendim...
BAKIRKÖY 2. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo:1993 687
Davaa Fadıme Biçicı tarafından açılan vasi tayini davası sebe-
biyle:
Elaağ Merkez. Yenımahalle. C. 21 04. S. 13, K. 259"da nüfusa ka-
yıtlı Durmuş ve Fadımeden olma 1969 doğumluVedat Biçicı ile 1971
doğumlu Levent Bıçıcı've aynı >erde nüfusa kayıtlı Hasan ve Hav-
veli'den olma 1945 doğumlu, haîen Gaziosmanpaşa Cad Ergenekon
Sk No: 2. D: 7. Güngören adresinde ıkamet eden annelen Fadime
Biçia. mahkememizce verilen 1993 687-920 sayılı ve 25.11.1993 ta-
nhli karar ile vası tayin edılmıştır.
İürazı olanlann dosyamıza müracaat etmelen. aksi lakdırde kesin-
leşecejnhususuilanolunur. 25.11 1993 Basın: 12514
PENCERE
Patriorun Göigesi
Hep duyardım adını; ama, asıl adını değil, henVes
"Patriot" diye bilirdi.
Patriyotaşağı..
Patriyotyukarı...
Meraklandım:
- Kim bu Patriyot?..
Bilmeyişim sanki çok büyük bir eksiklik ya da cahillik-
miş gibi tepki gösterdiler:
- Patriyot'u tanımıyor musun?
Utanır gibi olmuştum...
Patriyot lakabıyla maruf Hayati Tüzün 1952 tevkifatın-
dandı; polisin gözünde kuşkulu, sakıncalı, tehlikeli,
nam-ı diğer komünist; ama, ne tatlı bir kişiliği vardı.
Ne zaman tanıştık? Anımsamıyorum; ya meyhanede,
ya cenazede olmalı. Az konuştuğundan hemen ilgimi
çekti. Beride, geride. gölgede durmasını bilen biriydi,
kendisini kanıtlamak ve öne çıkmak için ter ter tepinen-
lerden değildi.
Kimi insan vardır, "merhaba"bastıktan sonrakırkyıl-
lıktanış gibi olursun: artık bir yerde "Paf/7of"dediklerin-
de sanki hısım akrabanın adı geçıyormuş gibi gülümsü-
yordum; kendisi aramızda olmasa da göigesi üstümüze
vururdu.
•
Gölgemle tanıştığım günü anımsıyorum.
Güneyin sıcak bir kasabasında, bir yaz ikindisi yolda
zıplayıp hoplarken onu gördüm.
Çocuktum.
Birden ayrımsadım ki güneş ensemi yakıyor, gölgem
önüme düşmuş benımle birlikte koşuyor.
Duruldum, gölgeme bakmaya başladım, ben olma-
sam onun da olmayacağını düşündüm; yere vurmadığı
zaman da, gölgemın. benle birlikte olduğunu, bedenim-
degizlendiğini duyumsadım.
Yüzümü güneşe döndüm..
Gölgem arkama düşmüştü.
Onu görmüyordum; ama, vardı
Zaman geçtikçe kimi ınsanın toplumdaki varlığını göl-
gesiyle sürdürdüğünü anladım; Patriot onlardan biriydi,
günlük yaşamın dağdağasında, güncelliğin gürültüsün-
de benliğini duyurmasa da. göigesi hep üstümüze vu-
ranlardandı Sen nerede olursan ol, orada, uzakta, ya-
kında. bir yerde Patriot vardı; değer yargılarıyla, düşürv
celeriyle, kişılığıyle durduğu noktada duruyordu.
Tarihin başladığı günden bu yana, adaletsız düzenle-
rin haksızlığını vurgulayan kişiler yaşamıştır; kimisi ün-
lüdür, kimisi ünsüz; yenilgilerin ve yengilerin çetelesini
hiç tutmadan yolunda yürüyen ve ayakta durmasını bi-
lenlerin kütüğünde Patriyot'un adı geçecek...
•
Patriot Hayati, 1917 ile 1923arasındakalmışnicesay-
gın devrimcimızden birisidir. Bır gemıci "lodos"u bilir,
"poyraz"\, "karayel"\. "yıldız"\ tanır; ama, bütün rüzgâr-
lar birden esmeye başlarsa, dümeni hangisine göre tu-
tacak, yelkeni açmak için hangisini yeğleyecektir? Deniz
dalgalı ve köpüklü, fırtına sert ve acımasızdır.
Patriot, insanlığın çağlar ötesinde kavuşabıleceği bir
düzeni bugünden benimseyen nice kişi gibı yaşamında
hırpalandı; ama. her şeyı efendi gibi sineyeçekti; öldüğü
zaman bir "dönek" ya da "hamamböceği" değil, bir
"eskitüfekti"..
Adam gibi yaşadı. adam gibi öldü.
öldü; ama. göigesi duruyor.
Patriot'un üstümüze vuran göigesi, vicdanımızın yar-
gıcı gibi bilincimizin kürsüsüne oturmuştur; yaşadığımız
çağı ancak onun ölçüleriyle yargılayabiliriz.
17. GUNDE İKINCİ BASIM
ERBtLTUŞALP'INKıTAPUJtt
> Eylul Imparatorluğu 90000
> Zehir Yüklü Bulutlar
"Halepçe'den
Hakkâri'ye"
> Bin İnsan
. Ben Tarihim
Bay Başkan
• Önce Çocuklar Öldü
> Paşa ile General
. Evreninki mi?
Özalınki mi?
. "PPK" Plastlk
Papatya Kokusu 70000
• isteklerinızin tutarı kadar posta ya da damga pulu gön-
derıniz.
BİLGİ YAYINEVİ : Mesrutjyet Caddesi. No: 46 A
P6420 Yenisehir / ANKARA
Tel : (0-312) 431 81 22 - 434 49 99
Faks : (0-312) 431 77 58
plastik
jjepatya kokusu
BİLGİ YAY1|«E
40000
50000
60000
38000
70000
75000
TEŞEKKÜR
Başarılı bir ameliyatla annem Sabiha
Karagöz'ü sağlığına kavuşturan İ.Ü.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ort. ve Trav.
Anabilim Dalı öğretim görevlileri
Doç. Dr. NEJAT GÜNE Y,
Op.Dr. Ajlan KASABALIGİL,
Dr.SefaÖZEL,
Dr. Erman MEÜK YAN,
Anest. Uzm. Dr. Vahit BAYKAL'a;
Ameliyat sonrası yakın ilgilerini esirgemeyen
servis hemşire ve görevlilerine,
aynca Sonel Mandacı'ya teşekkür ederim.
Ecz. ASUMAN ÇAKIROĞLU
İLAN
T.C.
KADIKÖY İKİNÇİ ŞULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
I993 75Vevnet
Ekotaş Sılesi Gül Apt. D 45 K. II Erenkö> adresinde ikamet
eden mahcure İlhan Dervişoğlu (Artan)'nun rahatsızlığı nedeni ile
vesavet allına alınmasına \e kendisine a\nı adreste oluran kızı Nur-
han Dervişoğlunun vasi tavın edılmesıne karar verildi.
İlanolunur. 10.6.I993
Basın: I2537
İLAN
T.C.
SARIYER l. ASLİYE HLKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1993 505
Mahkememizden verilen 1993 505 esas I993 470 karar sayılı
12.10 1993 tarihli ılamı ile Giresun. Görele. Dikmen Kö>ü,C: 045 S:
50. K: 20"de nüfusa kayıtlı Mustafa ile Ha\a'dan olma 1971 doğumlu
davacı Şerifc Esa'nın ısmınin Şenfe Selma Esa olarak tashihen kayıt
ve tesciline karar verilmiştir.
İlanolunur 27.10.1993
Basın: 132(XX)
KARAMAN TEKEL SUMA FABRİKASI
MÜDLRLÜĞC'NDEN
1- Fabrikamız stoklannda bulunan 823 ton çuvallı kuru ûzüm
Nevşehir İçki Fabrikası'na naklettirilecektir.
2- Yükleme. boşaltma TekePe an olmak üzere, işin muhanunen
bedeh KDV hariç 185 175 000.-(Yüzseksenbeşmılyonyüzyetrnişbes-
bın)TL dır.
3- İhale 30 12.1993 tanhinde saat 10.00'da fabrikamızda yapıla-
caktır. Naklıye şartnamesı. fabrikamızda görülebılır veya 20.000.-
TL. ücret karşılığında temin edilebilir.
4- Tekel 2886 sayılı kanun kapsamında olmadığından ihaleyi ya-
pıp vapmarnakta veva dilediğine >apmakta veya kısmen yapmakta
serbesttir İlanolunur Basın 49102