Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel70. YESAYI24816 S A N A T K U L T U R M A G A Z I N T E L E V I Z Y O N 5MUIK1MSPUM
HFV virüsü taşıyan kişileri toplumdan tecrit etmenin, hastalıkla mücadelede önemli bir olumsuzluk olduğu belirtildi
AIDS'lilere karşı daha anlayışlı davranmalıyız
GÜNDÜZ tMŞÎR
Elim acıyor
Maskeli yabancılar
tğne için daha ıyi bir giriş yeri bul-
maya çalışırken siz
Bana soruy orsunuz, acıyor mu?
Başım acı veriyor
Başucumdaki lambayı yaküğınızda
Elimi daha iyı görebilmek için.
Şoruyorsunuz. aa veriyor mu?
Öğrenmek istediğinız, başımdaki
acımı?
Yoksa maskenızin verdiği acı mı?
Elim acıyor
Maskeli bayanlar
Yatağımın etrafında koşturup
Iğnelerinızden bahsediy orsunuz
yalnızca
Ve terkedıyorsunuz birlikte odamı
O zaman elim acıyor.
Bu dizeler, AIDS sonucu ya-
şamıru yıu'ren Yeni Zelandalı gaze-
teci Tom McLean'e aıt. Okuyan kı-
şiye bir haykınş. bir çığlık izlenimı
veren bu dizeler, belkı de tüm
AIDS'lı hastalann ortak birçağnsı.
AIDS'in ortaya çıkmasından
günümüze kadar yaşanan tecrübe-
ler, bu hastalığa yakalanmış kişilere
karşı, klasik haklar \e sorumluluk-
lar bağlamının da ötesinde daha ge-
nış bir anlayış gerektiriyor.
AIDS"li hastalara psikolojık
yaklaşımda nelere dikkat edilmeli ve
tıbbı etik üzerine düşünceler konulu
bir çalışma yapan dişhekımı Arm
Yüzbaşıoğlu Namal. AIDS'in yalnı-
zca tıbbı bir sorun olarak algılana-
mayacağına dikkatı çekıyor.
Namal, AIDS'ın psikososyal
yönü gözlemlendiğınde ınsanlann
kendüerini güvenlikte hıssetme duy-
gulannda parçalanma olduğunu ve
korkunun ön plana çıktığını belirte-
rek şunlan söylüyor
"AIDS konusunda tabular hâlâ
ayaktadır. Kurakhşı cinseUik kabul
edilen olgular -homoseksüellik, bisek-
süellik. kayıtlı >a da kaçak çaltşarak
yapılan paralı seks- karşısında toplu-
mun önyargıları değişmemiştir. Top-
lumda artmay a yönelik HIV/AIDS"--
li kişileri tecrit eğilimi. hastalıkla mu-
cadelede önemli bir olumsu/luktur.
HIV pozitif sonucun. diğer bildirimi
zorunlu hastahklarla kolavlıkla kı-
R'ulaşmasından korkulduğu için ya da diğer hastalann
muayenehaneden uzaklaşacakları endişesi taşıyarak AIDS'li kişiyi
reddetmenin doğru olmadığı belirtildi. Hekimin çabalannın
toplumun eğitilmesine de yönelik olması gerektiği savunuldu.
yaslanamavacağı unutulmamalıdır.
Diğer infeksiyon hastalıklarında in-
fekte oluş ile hastalık tablosunun or-
taya çıkışı arasındaki sürenin sınıriı
oluşu, haftalar, en geç aylar sonunda
hastanın yaşamını yitirmiş ya da te-
davi ile sağlığına ka\uştunilmuş ol-
ması. HIV infekshonunu. bu hastalı-
klardan derin çizgilerle ayırmak-
tadır."
Hastalığın etkeninin tanınması,
bulaşma yollannm ve korunmanın
nasıl olacağının bilinmesinın hasta-
nın tedavısinde biiyük değer taşıdı-
ğını vurgulayan Ann Yüzbaşıoğlu
Namal. sözlenni şöyle sürduruyor
"Serbest çalışan hekim. hastayı
reddetmede daha özgûrdür, kurumda
çalışan hekim yükümlüdür, anlaşma-
lı hekim şu sınırlara kadar sorumlu-
dur gibi kalıplann dışına çıkılarak
konunun değerlendiribnesi çok
önemlidir. Hekime her hastayı po-
tansiyel tehlike kabul ederek gereken
önlemleri almak önerilmektedir. Bu-
laşmasından korkmak ya da diğer
hastalann muayenehaneden uzakla-
şacakları endişesi hastav ı reddetmek
için haklı bir neden teşkil etmez. Aşı
ve kurtancı bir tedavinin hastava su-
nulamadığı bir olguda hekim, bütün
çabalann toplumun eğitilmesine yö-
nelik olması gerektiğinin bilinciyle
da>ranmalıdır. Toplum. medyanın
sansasyonel >aklaşımına karşın göz-
lerini hekimlere dikmiştir. Hekim
AIDS konusunda sosyal şeffaflığuı
sağlanmasına öncülük etmelidir. Bu
kişilerin toplumda gereken kabulii
görmedikleri takdirde sağlık dunım-
ları olumsuz etkilenecektir."
Ann Yüzbaşıoğlu Namal,
AIDS'ten etkılenen toplumlann ge-
çırdıklerı deneyler ışığında şekille-
nen deontolojik kurallan ise şöyle
özctliyor:
-Bulaşma tehlikesı ya da diğer
hastalann uzaklaşacaklan endişesi.
hekimm AIDS'li hastasını ret nede-
ni olamaz Ancak hekim-hasta ara-
sında tıbbı-kışisel ilişki bütünü için-
de ret nedeni doğabilir.
-Hekim, haklı bir ncden ol-
maksızın hastanın tedavı isteğini
geri çeviriyorsa. bu, mesleki disipli-
nin ihlali anlamını taşır ve gerektıre-
ceği sonuçlar gündeme gelir.
-Hasta-hekim arasındaki tedavi
sözleşmesınin bir yönünü de, heki-
min hastayı aydınlatması sorumlu-
luğu oluşturur.
Hekım. AIDS teşhisinin söz ko-
nusu olduğu hastaya iyileşmeyi de-
ğil. ancak hastalığı dizginlemeyi
vaat edebilmektedir. Hastaya gere-
ken psikolojik desteği sağlamak
amaayla özel bilgilendirme durumu
da hekimin sorumluluğunun bir
parçasını oluşturur. Hekım hastası-
na açık, anlaşılır tarzda söz konusu
olanın bulaşıcı bir hastalık olduğu-
nu, bulaşma yollannın neler oldu-
ğunu açıklamahdır. İlişkiye gırdiği
kişinin bilgilendirilmesı gerektiği.
kondom kullanımı ve kondomun
sınıriı güvenliği kendisine açıklan-
malıdır.
Kan. sperm, organ bağışlayama-
yacağı söylenmelidir. Aydınlalma-
da ikinci ağırlık noktasını tedavi sü-
recıne yönelik çalışmalar oluşturur.
Burada hastanın sağlık durumunun
daha olumsuzlaşmaması için ya-
şamında yapması gereken değişik-
liklerden söz edılir. Hastalığın seyri
konusunda hastanın bilgilendinl-
mesi de yennde bir davranış ola-
caktır.
Hastalığın mümkün olduğunca
erken bir evresinde beynin zarar gö-
rebıleceği konusuna da dikkat çekil-
melidır.
Böylece hasta kalan zamanını is-
teğince değerlendirir ve gerektiği za-
man bakımının üstlcnileccgi ortamı
hazırlamaya çalışır.
-Aşısı ve etkin tedavisi bulunama-
yan bu ölümcül hastalıkta hekım
hastasının tedavide aktif yer alma
duygusuna anlayışla yaklaşmalıdır.
Hastalıkla mücadeleyi seçenlenn
çoğu kezen iyı şansa sahıpolduklan
kabul edilen bir gerçektir.
-Hekım. hastasının izni olmadığı
müddetçe sırnnı herkese ksrrşı sak-
lamakla yükümlüdür.
Bulaşma tehlıkesıni önlemede sır
hakkını ihlal. başvurulacak en son
çare olmalıdır. -Hasta bilgilendıril-
meden ve nzası alınmadan yapıla-
cak HIV testi kişi haklanna tecavüz
sayılmaktadır.
AIDS'e karşı önlem:
Öpüşürken dudak ve
dişeüerinizi kanatmayın
ADANA (Cumhurivet Güney Ille-
ri Bürosu) - AIDS"in en vavgın bu-
laşma yollannın başında cinsel ılışki
yer alırken. öpüşmenın tek başına
hastalığın geçmesınde etken olma-
dığı, yıne de dikkat edılmesı gerekti-
ği belirtiliyor. Uzmanlar. dudaklan
ve dışetlennı kanatacak şekılde
öpüşmekten kaçınılmasını önen-
yorlar.
Adana Sağlık Müdürlüğü AIDS
Danışmanı Dr Ercan Gül, "AIDS
hastalığmın solunum ve sindirim sis-
temi yoluyla veya el sıkışma. öpüşme
gibi gündelik ilişkiler sırasında bulaş-
tığını gösteren bir kanıt yoktur. An-
cak dudak ve dişetlerini kanatacak
şekilde öpüşmekten kaçınılmalıdır"
dıyor.
Alınan tüm önlemlere karşın 10
yılı aşkın süredir AIDS'in tüm dün-
yada hızla yayıldığını kaydeden Dr.
Gül, "1992 yılında 4.7 milyonu ka-
dın, 7.1 milyonu erkck, 1.1 milyonu
çocuk olmak uzere dünyada toplam
12.9 milyon insanın. HI\ adı >erilen
AIDS virüsü ile enfekte olduğu bildi-
ribniştir. Bunlann beşte biri olan 2.6
milyon kişide hastalık belirtileri gö-
rûlmüş ve 2.5 milyon kadarı ölmüş-
tür" dıye konuştu. Virüs vücuda gır-
dikten 4-12 yıl sonra hastalık belırti-
lennin ortaya çıkabildiğini. sağlıkh
görünen bir kişinin yıllar boyu bu
virüsü başkalanna bulaştırabildıği-
ni bildıren Dr. Ercan Gül. AIDS vi-
rüsünün kanda. spermde. vagina ve
Balıkçı bannaklan
yat limanı oluyor
ÖZCAN ÖZGÜR
ML'ĞLA -. Her geçen yıl biraz
daha gelişen yat turizmının en bü-
yük eksiklıklennden binsı olan yat
limanlan sorununa "balıkçı ban-
naklan" ile çözüm getinliyor.
Ulaştırma Bakanlığı. DLH Genel
Müdürlüğü'ne "123 balıkçı ban-
nağının yeniden düzenlenerek >at tu-
rizmi hizmetine de alınması için" tali-
mat verirken, genel müdürlük ise
Muğla'dan başlayarak. yöredekı 10
balıkçı bannağını temizleyip düzen-
lemeye başladı. Çevreciler balıkçı
bannaklannın yat limanlanna dö-
nüştürülmesine karşı çıkıyorlar.
laştırma
Bakanlığı'nın
Turizm Bakanlığı
desteğiyle hazırladığı
projeye çevreciler
karşı çıkıyor.
Yetkililenn verdiği bilgiye göre.
Ulaşürma Bakanlığı'nın projesı ile
hem atıl durumdaki balıkçı bannak-
lannın iyıleştırilip hareketlendınl-
mesı, hem de birbirine yakın yat li-
manlan )araülması amaçlanıyor.
Projeye en büyük desteğın yat gezi-
lerine meraklı yabancı turistlenn ta-
leplenni karşılamakta sıkıntı çeken
Tunzm Bakanlığı tarafından venl-
diği belirtiliyor.
Sözkonusu projenin kjsa zaman-
da hayata geçirilebilmesı için Tu-
rizm ve Ulaştırma Bakanlıklan bü-
rokratlannın ışbirlığine girdikleri ve
Ulaştırma Bakanlığı'nın "balıkçı
bannaklannm temizliği ve düzenle-
mesi için" DLH Genel Müdürlüğü'-
ne talimat verdiği belirtildi Genel
müdürlüğun de "balıkçı barınak-
Iaımın yap-işlet-devret modeli ile iha-
lesi için" hazırlıklara başladığı öğre-
nıldi. Güney Ege'de balıkçı bannak-
lannın, bulunduklan yerlerde ekolo-
jik dengenin ve doğal peyzajın ko-
runmasında önemli yeri olduğuna
dikkat çeken çevreciler, balıkçı ban-
naklannın yat limanı olarak kullanı-
lmasına karşı çıktılar. Bannaklann
su ürünlen kooperatıflerının amacı
dışında ve bu kooperatıflerden baş-
ka kışi ve kuruluşlarca kullanı-
lmasının sakıncalar getıreceğini be-
lirten Bodrum Gönulluleri Derneği
Genel Sekreten Saynur G«lendost,
tepkısini şöyle dıle getırdr
"Geçen yıl Bodrum-Torba'da bir
balıkçı bannağı ihaleve çıkartdarak
bir firmaya verilmek istenmişti. O za-
man yöre balıkçıları ile birlikte buna
karşı çıktık \e balıkçı bannağı yöre-
deki su ürünleri kooperatifine verildi.
Eğer firma. bannağı almış olsaydı.
orada yat turizmi yapacaktı ve güze-
lim Torba Koyu tahrip olacaktı. Bü-
yük bir > anlışlık y apılmadan bu pro-
jeden vazgeçilmeli."
Proje yöre balıkçılannın tepkileri-
ne neden oluyor. Gökova-Akyaka
Balıkçılar Kooperatifı Başkanı Birol
Caner. "Balıkçı bannaklannın
DLH tarafından temizlenip. düzen-
lenmesi güzel \e gecikmiş bir olay.
Ancak bu barınaklarda yat turizmi
yapılırsa, ortaya çıkacak kirlilik
balıkçüığı olumsuz yönde etkileye-
cektir" dedi.
Bu arada Muğla kıyılanndaki 10
balıkçı bannağının DLH tarafmdan
temizlığine başlandı. Datça'daki 3
balıkçı bannağı ile Gökova Balıkçı
bannağının temızlenmesi ile baş-
lanılan temızleme cahşmalanna Bod-
rum'da 5, Marmans-Bozburun'da 1
ve Milas-Güllük'tede 1 olmak üzere
7 balıkçı bannağının daha temizlen-
mesiyle devam edılecek. Muğla
Tanm İl Müdürlüğü yetkililerinin
verdiği bilgiye göre. Datça'daki 3
balıkçı bannağından sonra Gökova
Balıkçı bannağının da temizlık ve
dennleştırme çalışmalan önemli öl-
çüde tamamlanmış bulunuyor.
rahım salgısmda bulunduğunu vur-
gulayarak. HIV vırüsünün bulaşma
yollannı şöyle sıraladı:
"Birinci bulaşma volu. HIV virüsü
taşnan kişilerle korunmadan cinsel
ilişki kurulmasıdır. Bu bulaşma, er-
kekten kadına, kadından erkeğe >e
erkekten erkeğe olabilmektedir. Cin-
sel ilişkide koruyucu kılıf kullanılma-
sı bulaşma riskini önemli ölçüde azal-
tır. Cinsel eş say ısı çoğaldıkça hasta- ,
lığın bulaşma olasılığı da artacaktır. '
Bu da. eşlerin birbirlerine sadık kal-
malarıyla azaltılabilir.
İkinci bulaşma volu. virüs taşıyan
kan ve kan ürünlerinin vücuda veril-
mesidir. Hastalara \erilen ithal ve
\erli kan ve kan ürünleri Elisa testine
tabi tutulmalı, virüs taştdığı belirle-
nenler mutlaka imha edilmelidir. En-
jektörler, jiletler bir defa kullanılıp
atümalı. diğer aletler sterilize edilme-
Hdir.
Üçüncü bulaşma şekli ise AIDS et-
keni taşıv an anneden bebeğe. doğum
öncesi veya doğum sırasında olmak-
tadır. HIV ile enfekte olduğu bilinen
ya da şüphe edilen kadına, hamile
kalmaması yönünde eğitim verilmeli-
dir.
Bu arada hastalığın sivrisinek, bö-
cek sokması, viyecek, su, tuvalet.
yüzme havuzu, ter, gözyaşı, yeme-
içme gereçlerinin paylaşunı, telefon.
kullanılmış giysilerle bulaştığına iliş-
kin herhangi bir kanıt bulunmamak-
tadır."
Yüzyıllara meydan okuyan dev heykeller
Tablolar, heykeller, hat yazılan
gibi eserler geçmişten bir
sesleniştir günümİKe.
Toplumlan, dinleri ve bunlann
degişimını, gelışimini gösteren
bir ışık. Ne yazık ki bu kadar
önemli olmalanna rağmen sanat
eserleri zamana karşı
koyamıyor. En iyi koşullarda -
bile korunsalar, zedeleniyorlar
hatta. yok olma tehlikesiyle bile
karşı karşıya gelebilıyorlar.
Burada bize düşen görev ise
onlan gelecek kuşaklara en ıyi
biçimde teslim etmek.
Todaiji tapınağındaki iki
gardiyan heykeli, yapıldıklan yıl
olan 1203'ten bu yana ilk
restorasyonlannı geçiriyorlar.
Fotoğrafta biri görülen gardiyan
odaiji tapınağındaki gardiyan
heykelleri yapıldıklan yıl olan 1203'ten
bu yana ilk restorasyonlannı
geçiriyorlar.
fıgürleri 8 metre yüksekliğinde.
Japon ağaç oymacılığının bilinen
en iyi örneklerinden kabul
ediliyor.
Ebatlan büyük olduğu için değil,
figürlerdeki canlılıktan,
sanatçının eserlerine
kazandırdığı devinimden'
geliyor bu en güzel örnek atfı.
Aradan geçen 800 yıl dev
heykelleri iyicehırpalamış.
Restorasyon sırasında o çağa aıt
pek çok özelliğın korunmasına
özen gösteriliyor. Gardiyanlar
mobil bir vinçle tapınaktan
çıkartılıp, bahçeye bu iş için özel
olarak kurulan bir stüdyoya
taşınmış. Kiyoto Ulusal
Hazıneler Enstitüsü'nden gelen
15 eksper burada gardiyan
heykellerini parçalanna ayırmış.
Parçalama işlemi çok büyük bir
titizliklegerçekleştirilmiş: Her
bir parça numaralanıp fotoğrafı
çekilmiş. Parçalar bütünden
çıkanlırken çekilen bu
fotoğraflar. birleştirme işlemi
sırasında y anlış yapılmasını
önleyecek.
Restorasyon sırasında akrilik
reçinesi kullanılmış. Yeniden
boyanan yerlerin de tonlarının
aynı olması için çok büyük özen
göstenlmiş.
Restorasyonun toplam süresi
beşyıl. Biraz uzun bir zaman
ama, gardiyanlar eski yerlerine
döndüklerinde, yüzyillar
boyunca yine sapasağlam orada
kalacaklar.
Sakarlar
ülkesi
îngiltere
LONDRA (AA) - Sakar bir ırk
olduklan ıddıa edilen Ingılızlerin,
olur olmaz kazalardan
yararlanarak hastaneleri
doldurduklan açıklandı. İngiltere
Tıcaret Bakanlığı'nın yaptığı geniş
kapsamlı bırarâştırmada,
İngiltere'de bir yıl içinde sakarlık
yüzünden hastaneyedüşenlenn
sayıstnın 10 bını aştığı ortaya çıktı.
Yataklanna y attıktan sonra. aşk
yaparken vey a uv urken yere
düşerek ciddi şekilde
yaralananlann sayısının 3.300
olduğu belirtılen ilgınç
araştırmada. terliklerini giymek
ısterken dengesıni kaybederek
düşen ve y aralanan sakarlann on
bınleri bulduğu açıklandı.
_Ajaştırmada^ üzlerce erkeğin
pantolon fermuanm acele ile
çekerken hastanelık olduklan.
ağızlannda kalem çığncrken
boğulma tehlıkesi geçirenlenn,
kaza ile para yutanlann. cimnastık
yaparken sakatlananlann
sayılannın bir hayli arttığını
ortaya çıkardı. Bu konuda bir
açıklama yaparak sakarlara
uv anda bulunan "Kazalan
önleme Derneği" sözcüsü.
"Evlerde mevdana geien kazalann
gün geçtikçe arttığı görülüyor.
Insanlar evlerine girdikleri zaman
kendüerini kazalardan uzak
göriiy orlar. Halbuki, ev imiz de en
az sokaklar kadar tehlikelidir. Her
zaman tedbirli olmamız gerekir"
dedi.
Birbuçuk
milyon Alman,
ilaç bağımlısı
BONN (AA) - Almanya'da
vapılan bir araştırma.yaklaşık 1 4
milyon kişinin ilaç tıryakısi
olduğunu ortaya koydu. Hastalık
Sigortalan Birlıği tarafından
gerçekleştirilen araştırmada. 40
yaşından sonra ilacadüşkünlüğün
büy ük ölçüde arttığı belirlenirken.
kadınlann bu yaştan sonra
erkeklere göre ılaca üç kat daha
bağımlı hale geldıklen saptandı
İlaca bağımlılığın. daha çok
uykusuzluk. korku vedepresyon
gibi rahatsızlıklann sonucunda
ortaya çıktığı belirlenen
araştırmada. uyku verici ve teskın
edıcı ilaçlann en çok kullanılan
ılaçlar sıralamasında ilk sırada yer
aldığı ortaya çıktı.
Çocuklarençok
3-5yaşarasında
korkuyor
İZMİR (ANKA) - Çocvklarda 3
ile 5 yaşlannın "korku yaşı"
olduğu bildirildi. Dokuz Eylül
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk
Pskiyatrisi bölümü öğretim üyesi
Prof. Dr. Ayşen Baykara,
çocuklarda 3-6 yaşın anne ve
babalarca cınsellıkle ılgili ilk
bilgilerin venlmesi gerektiği yaşlar
olduğu ve bu yaşın "korku
yaşı'"yla çakıştığını belirtti. Anne
ve babalann 3-6 yaş grubundaki
çocuklanna yaklaşırken ve "gece
korkusu"nu yaşayan çocuklannı
yataklanna alırken yanlış cinsel
mesaj vermekten kaçtnmalan
gereğine işaret eden Prof. Dr.
Baykara. konuya ilişkin
açıklamasında. "Çocuklarbu
yaşta son derece dikkatlklirler.
Aıme-babanın ayn yatmasından,
babanın gece porno fîlm
sey retmesinden bile farklı sonuçlar
çıkarabilirler" görüşüne yer verdi.