Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAtl
CUMHURİYET 17 MART 1992 SAU
HABERLER
ve dersliksayısmıfrazlığı, sistemin amacına ulaşmasmı engelliyor
Geç
sistemi
FİGE A?\LAY* (tstaı*ul)-MilliEğiûm
Bakaığfra lise L sınıflarda, içinde bulun-
duğunz cretim yılının başında uygulan-
navaaşlaan "D-ers Geçme ve Kredi Sis-
temi".ğrenen ve derslik sayısının yetersiz-
üği rdenle birçok okulda amaana
ülaşanyoT
"Ayı kapta ir&anyetişuren merkeziyet-
çı sis'to yrine, öğrenci merkezli sistem
dngânrnef, "EğLtimin toplumsal geüşrne
sürecir uyuası, yajraucı, yapıa ve önculük
TOIÜ oiamsı", "tnsanı çağın gereklerine
göre yişüne", "Öğrenciye karar verme,
bağnn*: düünebürne, seçebilme özgürlüğü
\errae'çibijtıaçlarla başlaülan sistem, her
okuklaark uygulanıyor. Bazı okullar, ne-
redeysctürrmekanlanra eğitime ayırarak,
oğrencîTİn> mümlcün olduğu kadar çok
seçroelıLers.ıınarken, kimisinde de seçmeli
derslenöğrnci yerine yöneticüer seçiyor.
Kımi ouldi ise öğrencüerin büyük çoğun-
luğunuı istdikkri bir ders, "öğretmeni
ojnadıf' grekçesiyle seçmeli dersler ara-
sından ıkanlabiliyor.
•DerGeme ve Kredi Sistemi" uygula-
masınd. ikiici yanyüda başka sorunlar da
ortaya doyo-. Birir»ea yanyıl karnesinde za-
yifı olarâgracikr, Lkincı yanyıl geçemedik-
len dersya <a dersleri yinelemek zorunda.
Durum>övî olunca . öğrenciler gjrmekle
yûküml; oîcoklan dersin saatini beklerken
boş kalabiliyor ve bu boş saatler, başka biı
dersk ya da sosyal biretkinlikk değil, genel-
likle okulun yakınındaki bir kafeteryada
"değerlendirüiyor."
Behçet Kemal Çağlar Lisesi'nde, lise 1.
sınıf öğrencilerine bu öğretim yılının başın-
da zorunlu derslerin dışında 7 seçmeli ders
sunulmuş, öğreneüerdenbunlann4'ünü seç-
meleri istenmiş. Bu okuldaki lise 1. sınıf öğ-
rencikrinin büyük çoğunluğu. "Bügisayar"
dersini istemişler. Ama, okul yöneümi,
okulda bügisayar laboratuvan olmasına
karşın öğretmen olmadığı gerekçesiyle öğ-
reneikrinin bu isteğini yerine geürememiş.
Bu lisenin öğrencileri de, yeni sistemi uygu-
layan pek çok okulda olduğu gibi iyi değer-
lendiremedikleri boş derskre sahipler.
Okul yöneticileri, derslik sayısının sistemi
uygulamaya bu yıl içinyeterli olduğunu, çok
az dersin boş geçtiğini beliruvorlar. Sistemi
oturtmaya çalışüklannı ve seçmeli derssayı-
sını arturmayı amaçladıklanm belirten yö-
neticiler, önümüzdeki öğretim yüında ders-
lik ve öğretmen sayısı açısından sorun
yaşanabileceğjni vurguluyorlar.
Fenerbahçe Lisesi'nde lise 1. sınıföğrenei-
leri okul yöneümi tarafından kendilerine
sunulan 18 seçmeli dersden 9'unu seçmışler.
Okuî Müdürü Tahir Arslan'dan alınan bil-
giye göre, öğrencikr, seçmeli ve zorunlu
derskrini, normaldersliklerinin yanısıra, ge-
rekli görüldüğünde derslik haline getirilen
laboratuvarlar, kütüphane, resim ve müzik
atölyekrinde görüyorlar. Birinci yanyüdan
zayıf dersi olan öğrencikr, normal derslerin
tafnamlandığı saat olan 14.30'dan sonra ge-
çer not alamadıklan dersleri yineliyorlar.
Kenan Evren Lisesi'nde de ne kadar boş
oda varsa bu sistem nedeniyk eğjtime aynl-
mış durumda. Okulyöneümi, sistemi gerçek
aruamıyla uygulayabümek, öğrencüerin is-
tedikkri alanda öğrenim görebilmelenni
sağlamak amacryla 21 seçmeli ders vermiş
ve velikrden de çpcuklanna bu konudabas-
kı yapmamalannı istemiş. Öğrencikr, bu
derskrden 16'sıru seçmiş. Okul yöneücikri,
DersGeçme ve Kredi Sistemi'nidahaiyi uy-
gulayabümek için önümüzdeki öğretim yı-
knda seçmeli ders sayısmı artırmayı hedefli-
yor.
Okul yöneticüen, öğretmenkr, öğrenciler
ve veliler tarafından genel olarak olumlu
karşüanan bu sistem, altyapısı sağlam olma-
yan okullarda yararlı olmayacağı ve acekye
geürildiğı gibı noktalardaneleştiriliyor.
Çocuklannın. önümüzdeki yülarda "otu-
racağı" ve gerçek amaana ulaşacağı belirti-
kn sistemin, "denek'kriolmasından hoşnut
olmayan veliler. öncelikk derslerin boş geç-
memesinin ya da bu boş saaüerin iyi değer-
kndirilmesinin sağlanmasıru isüyorlar.
TTK, Kan Parası'nıödemeyikabuletti, hesabmnasılyapılacağıtarüşüıyor
147 madencinüfustandüşiMü
BİROL ÜZMEZ - SELAHATTİN DEMtRCAN (Zonguldak) - KOZİU kö-
mtir üretim bölgesinde 3 mart akşamı meydana gelen grizu pat-
laması sonucunda yeraltmda kalan 147 maden işçisi resmen ölü
olarak kayıtlara geçti. Türkiye Taşkömürü Kurumu, yeralünda-
ki 147 maden işçisinin ölü olduklannı onaylayarak Zonguldak
Valiliği'ne ölüm kararını iletti.
Kozlu'da meydana gelen grizu fadasın-
da yaşamlannı yitiren 262 maden işçisi-
nin toplam 995 çocuğu yetim kaldı. Zon-
guldak Nüfus Müdürlüğü'nden alınan bü-
giye göre yetim sayısı en fazla olan Dev-
rek'i (410), 216 yetimle Eregü, 146 yetimle
Yenice, 137 yetimle merkezilçe takip edı-
yor. Bekâr olan üç maden işçisi çıkanl-
dığında 259 kadının dul kaldığı ortaya çı-
\uyor.
Zonguldak Valisi Nurettin Turan baş-
kanhgında toplanan kurul, 147 madenci-
nin ölüm tutanaklanrun tanzim edilme-
sine karar verdi. Zonguldak Nüfus Mü-
dürlüğü, 1587 sayıh Nüfus Kanunu'nun
40. maddesi uyannca, "ölümüne muhak-
kak nazarıyla bakılan hal"e göre Valilik
olurlanyla yeraltındaki işçüerin kayıtian
nüfus kütüğünden düşürüldü.
Sosyal Sigortalar Kurumu Zonguldak
Bölge Müdürlüğü, ölen işçüerin aileleri-
ne maaşlarvna mahsuben 2.5 milyon lira
avans ödedi. Aynca SSK, ailelere 230'ar
bin lira cenaze yardımında bulundu. SSK
yetküileri, ölen ve yeraltında kalan işçi-
lerin emeklüik işlemlerinin hızlandınlması
için çalışmalannı köylerde sürdürüyor.
Kazada yaşamını yitiren 262 maden iş-
çisinin maaş ödemeleri, normal Ölüm ay-
hğı ve iş kazası ölümünden kaynaklanan
geür şeklinde uygulanacak. TTK yetkili-
lerinden alınan bilgileTe göre ölen işçile-
rin eşi için 16 milyon, çocuklan (bır ço-
cuk) için 13 milyon, anne ve babalan için
6'şar miryon, kardeşler için 1.5 milyon TL
manevi tazminat olarak ödenecek.
Kan parası ne olacak?
Türkiye Taşkömürü Kurumu, grizu faci-
asında yaşamını yitiren maden işcilerinin
ailelerine ödenmek için 'kan parası' adı
verilen, (yaralılar için çalışma gücü kay-
bvndan doğan maddi ve manevi tazminat
davası ile ölenlerin hak sahipleri için des-
tekten yoksun kalma sonucu uğramlan
maddi ve manevi tazminat) davalanm
mabkeme yoluna gidilmeden ödemek için
çalışmalannı mzlandırdı. TTK, ölen işci-
lerinin ailelerine 'kan parası'nı kazadan
önce işçüerin hizmetine, çocuk sayısına ve
ölen işçüerin yaşına göre değerkndirip 'di-
yet'i bicecek.
İşçüer arasında, 'diyet parası' olarak
adlandınlan 'kan parası' hesabının nasıl
yapılacağı tartışdıyor. Zonguldak Baro-
su Başkanı Hürol Banıönü, TTK'nın kan
karası ödemelerinde, 'Kaçınılmaz'ısavu-
nacaguu belirterek "Eğer TTK kaçındmaz
üzerinden hesap yaparsa, tazminatın
^o4O'ı kesüecek. Yani TTK yüzde yüz ku-
surlu görülürse, bu yönde karar akrsa ve
hesabmı bu yönde yaparsa, vatandaş taz-
minatın tamanunı alabüiyor. Grizu kaza-
smda işveren "folOO kusurlu mu? Yoksa,
olay kaçuulmaz mıydı? ödemeleri hangi
kıstasa göre yapacaklar büemiyoruz" de-
di.
Baro Başkanı Hürol Baruönü, avukat-
lar olacak mahkeme yoluna gidilmeden
tazminatların ödenmesi yönünde ortak
karar aldıklannı belirterek şunlan söyle-
di: "TTK, mağdur olanın hakkmı hiçbir
zaman vermedi. Armutçuk faciasında ör-
nekleri yaşandı. TTK'yı ikna etmek ko-
lay olmaz. Mahkeme açılsa, TTK, 'grizu
faciası kaçmılmaz olaydı' dese ve bu yön-
de karar çıksa, mahkeme tazminatın
%40'ını keser. TTK yüzde yüz kusurlu
görülürse ancak vatandaş tazminatın ta-
mamını ahr. Grizu olaymda, TTK, kaçı-
mlmaz üzerinden hesap yapıp 'kan para-
sı'nı öderse, işçüer mağdur olur. Hesap-
lama işverenin %IOO kusurlu görüldügü
şeklinde yapılmahdır.
"BoğaTkesen" davası
• AA (lura) - "Boğazkesen"
saraklaru ya-gılanrnalarına bugün
Bursa'dabaşaruyor. Bursa A.ğu Ceza
Mahkerresi'rde görOlecek davamn ilk
duruşmamdı, tutuklu samklar
AbduUal Pa>a|an ile Mehmet Şakir
Topkan ^rgç önüne çıkacaklar.
Cinayetlere karışügı beürlenen ve
hakkmdi gıy»bi tutuklama karan
çıkartılaı Ahmet Caz ise henüz
yakalana-nad. Tutuklu samklar
Abdullar Pajağan ile Mehmet Şakir
Topkan ^akaandıklarında verdikleri
iıadelerdc, Nlüfer köyünde Mehmet
Çağlar'ı 74)balta ile keserek
öldürmel, Çıglayanköy'de Mustafa
Hatipoglı'nu (63) başına sert bir
cisimle vuank öldûrmek, Karacabey
yakırüanıda soğan satıası Şaban
Kurbanojlu'ıu (52) baş ve boynundan
keserek Üdüımeye teşebbüs etmek ve
Mudanya yoh üzerindeki Yonca inşaat
bekçisi Musttfa Karataş'ı (74)
boynunduı Uçakla keserek öldûrmek
suclanna bizıat katıldıklannı itiraf
etmişlerd.
Senetîmzalatma
AA (Adaıa) -\dana'da biresnafa sılah
tehdidiyk 9 adet boş senet imzalattıktan
sonra tabınciıyla ayağından yaralanan 7
kişiyakaknd. Adana Emniyet
Müdürlüğü Cinayet Bürosu'ndan
yapılan yızılıaçıklamaya göre 24Şubat
1992 taritindî elektrikçilik yapan
Tuğnıl ErcanGümüşgerdanirnın
dükkârura gden Hasan Sezer ve
arkadaşUn para istedikr. Samklar
parası olnadığını söylemesiüzerine
Gümüşgerdanb'yı Sümer Mahallesi'nde
bir eve götürerek, silah tehdidiyle 9 adet
boşsenetımzalatarak tabancayia sağ
ayagmdan yaraladılar. Olayın polise
^ntücaletınesiüzerine Hasan Sezer,
MetinYıdızer, Doğan Demirer, Zekı
Akkoyun, Ziva Nazar. Mehmet Şener
Daşdemir, MuratTurgay Daşdemir iki
adet tabancave olayda kullandıklan
senetlerlebirlıkteele geçirildiler.
Öğrenciler anlamıyor
• AA (Utanbul) - ögrencilerin
zibinsel yeteneklerini geliştirmeyi,
onlann toplumda etJtili birer vatandaş
olarak yaşayabümeleri için gerekü
temel bügi, beceri ve tutumlan
kazandınnayı amaçlayan ilköğretimde,
ögrencilerin önemli bir kısrrunın
ögrendikleri bilgi ve becerüeri tam
anîamıyla kavrayamadıklan büdirüdi.
llkokul programlannın
değerlendirihnesi amacıyla Milli
Eğitim Bakanlığı, Hacettepe
Ürüversitesi ve UN1CEF işbirliğiyle
Ankara'da 23 ilkokulda bin 700
öğrenci üzerinde yapılan püot
çahşmaya göre en düşük başarı,
"okuduğunu anlama" konusunda
görüldü. Bunu, matematik
problemlerini çözme, hastalıklardan
korunma, hastahk ve çeşitli kazalarda
ahnacak ük önlemler ve bügüerin
günlük hayata uygulanması konulan
izledi. ögrencilerin yalmzca üçte ikisi
test sonılanıun yandan azma doğru
yanıt verebüdiler.
Sınavlar ertelendi
• ANKA(Ankara) - Öğrenci Seçme ve
Yerleştirme Merkezi'nce (ÖSYM) 21-22
mart tarihinde gerçekleşürilecek olan
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim
Fakültesi ara sınavlan üç hafta ertelendi.
ÖSYM Başkanı Dr. FethiToker, konuya
ilişkin açıklamasmda AÖF ara
sınavlannın 11-12 nisan cumartesi ve
pazar günleriyapacağını bildirdi. Dr.
FethiToker, öğrenilerine gönderilmiş
bulunan sınava girişbelgesinin 11-12
nisan günleri için geçerli olduğunu,
kendilerineyeni bir sınava giriş belgesi
gönderilmeyeceğini belirtti. Dr. Toker,
"Bu smavda, kendilerine görev verilmiş
olan bina sınav sorumlusu, bina
yöneticisi, salon başkanı, gözetmen ve
diğer görevliler, 11-12 nisan tarihlerinde
görevlendirme belgelerinde yazılı olan
yer ve saatte ayru görevieri
^âpacaklardır,kendilerine yeni bir
görevlendirme belgesi
gönderilmeyecektir" dedi.
PARİSTEBÎRSAVAŞTEPEGAZİSt: HASAN KUDAR MJNESAVLNIER
Sovyetiergüçlüdürve atomuda vardır
Nâ2im Hikmet'in tahliyesi için
imza veren "Hasan öğretmen"
1948'de Burhaniye Ağır Ceza
Mahkemesi'nde yargılanmaya
başlanır ve dava tam sekiz yıl sü-
rer... Bu arada kimi tanıklann
ifadeleri ve savcmm davranışı,
anlamsız bir zorlamadan komik-
liğeulaşır... »
Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi'n-
de, "Nazım Hikmet'in tahliyesi için imza
verme" davasındayu yine... Ben Nadir
Nadi'den, Ahmet Emin Yalman'dan, on-
lann Nazım için bir adli hataya kurban
gitmiş olmasım dile getirmelerinden söz
ediyorum yine...Ben böyle cevap verince
"S... et Ahmet Emin Yalman'ı!" diyortor-
gu.yargıa bana. "Yani ben söyleyeyirn de,
sizs... edinefendim'." deyiverdım ben de...
Mahkemedeki yargıçlardan biri de
Mahmut Ataman'dı. Hani Yassıada'-
daki. O ifade yazdınyor şimdi: "Efendim,
ben Nazım Hikmet'in içeride kalmasını is-
temiyorum, adli hataya kurban gittiğin-
den..."
Reis Bey, Reis Bey dedim, bak benim
ifadeyi ne biçim yazdınyor sayın yargjç.
Ben gazeteler yazdı, dedim. kendim deme-
dim. Benim imzam, Nazım'ın kolundan
tutup hapisten çıkanlması demek degil ki!
Bir istektir. Ama çıkanrlar, ama çıkar-
mazlar, Ben vatandaş olarak görevimi
yaptım.
Reis, "Mahmut Bey" dedi, "çocuk ne
diyorsa onu yazdınn!"
Yargıç yeni baştan ahp aynı şeyleri yaz-
dınyor; Nazım Hikmet adli bir hataya....
Dedim ki, Reis Bey, siz Türksünüz, ben
Türküm, kaüp de Türk. Hepimiz Türkçe
konuştuğumuza göre bu tercümana
(Mahmut'a) ne gerek var? Ben söyleye-
yim. katip yazsın...
O zaman bağtrdı Reis: "Mahmut Bey,
çocuk ne diyorsa onu yazdınn!"
Komüntanl iğpenmek istiyopum
Bu fasıl da bitti. Reis Bey. "Tahkikat
bkmişür karar vereceğiz" dedi.
Amman, aman, diye auldım. Reis Bey,
bir dakika, dedim; buraya gelinceye ka-
dar, devamlı takip altında canım çıktı.
Ben buradan gitüğim zaman sokakta en
a2 sizin kadar rahat gezmek istiyorum.
Şimdi ben buradan paçayı kurtannm, ya-
nn öbür gün emniyetteki dosyalardan yi-
ne başım derde girer. O dosyalann açılıp
incelenmesini ve ona göre karar almamzı
rica ediyorum, bu bir... İkincisi, komüniz-
min ne olduğunu burada öğrenmek istiyo-
rum. İçeride canım sıkılıyor, iş yok, güç
yok. Bunun kitaplannı bana \ereceksiniz.
ben buradan çıkmadan komünizmin ne
olduğunu öğrenecegim. Belki iyi bir şey-
dir, bilmiyorum. O zaman ben size, '"Bu
iyi bir şeydir" derim. siz de mahkum eder-
siniz beni. Çünkü dedim, size şunu soyle-
yeyim: Ben öğretmenim, öğretmenlikte
bir kural vardır. Önce merakı arttıracak-
sın çocuklann ögrenmesi için. Çocuklar
bağıracaklar: "Nedir? Nedir?" diye. O za-
man söylediğin şey küt diye akıllannda
kalır. 0nun için dedim, ben komünizmm
üç aydır cezasıru çekiyorum. Artık merak
etmeye başladım neyin nesidir diye.
Reis kızdı: "Ne demek istiyorsun?"
"Ben okuya okuya, "Hürriyeti Seçtim,"
adli bir kitap okudum. O da komünizmin
tersini söylüyor. Şimdi benim, artık şu ko-
münizmin ne olduğunu öğrenmem şart
oldu. Bu işi burada bitireceğiz. ben mah-
keme karanyla kotnünizmi öğrenecegim"
dedim.
Reis küplere bindi. Bağırdı çağırdı.
Zapta geçirmedi söylediklerimi; "Tahliye-
sine..." diye karar verdiler. Ama istediğim
dosyalar geldi. Zaten kaymakam bir tez-
kere yazmış. kapatmış o dosyayı. Tezkere-
de benim için. "bölgemizdeki en çalışkan.
kafası çalışan öğretmendir. komünisüikle
ilgisi yoktur" demiş. Sonra Nazım için
açılmış dava. Şimdi benim mahkemede
bir de avukatım vardı. Ama benim avuka-
ta falan ihtiyacım yok, adama ağzını açtır-
madım zaten. Yalnız dedim, hakirnler
benim avukatım olduğunu görsünler. biz
bunu kolay ezemeyiz bellesinler.
Edremit Hapishaneâ'ndenMaddeiııe Meydanı'na uzanan yaşam yelpazesinde HasanKudar'ın "başına geknkr" trajikomik bir seriiverüer zindri âdeta.
Adamcağız, avukat yanı, baro başka-
mydı üstelik; davanın sonuna kadar bir
şey söylemedi. yalruz bir yerde fırladı. Ta-
nık ifadelerinden birinde şö> le bir itham
vardı: "Sanık bize, Sowet Rusya büyük-
tür, güçlüdür, atomu da vardır. dedi."
Avukat, bu bölüm okununca yerinden
kalktr. "Hakim beyler, ben de huzurunuz-
da söylüyorum; Sovyetier büyük bir dev-
lettir. Güçlüdür ve atomu da vardır!"
tşıe tek müdahalesı bu oldu avukatın.
Dava tahliye ile sonuçlanınca, "Bu davayı
sen kazandın" dedi bana.
Bu arada Edremit'te benim Güre kö-
yünde çok zengin bır adam vardı. Fabri-
kalan falan olan. Galatasaray mezunu!
ben de çocuklannın öğretmeniyim. Çok
yakışıkb bir adam... Edremiı'in bir ucun-
da hapishane var. öteki ucunda adliye bi-
nası. Beni hapishaneden adliyeye ellerim
kelepçeli geüriyorlar. Dört tane süngülü
jandarma yanımda. Galatasaraylı zengin
bağınyor: "Nasıl kelepçelersiniz bu ada-
mı, ayıptır, ayıpP
Hiç unutmam. bir semerci gördü beni
bu halde, işini bırakıp koştu: "Oğlum Ha-
san. sana komünist diyorlar, doğru mu?"
"Valla öyle diyorlar. ben de bilmiyo-
rum. Dava bitınce neymişim, sana söyle-
rim"' dedim.
- Pekiyi Fransa'ya nasılgeldiniz?
Dur, dur, "niçin geldiğimin" bitmesine
az kaldı. Önce onu bir tamamlayayım.
Mahkeme bittı ya, o arada bizi bakanlık
emrine almışlar. Tevfik İleri, o zaman ba-
kan. Öğretmenliğim bitti yani. Hiçbir yer-
de iş vermediler. TahÜyeme rağmen,
komünist kaldım.
Yaşar Kemal'in kıııt öykûsâ
Yaşar Kemal'in çok güzel bir sözü var-
dır. Bundan on, on beş \ıl önce, Yaşar
Kemal Paris'e geldiğinde, onuruna bir da-
vel verildi. Fransızın biri, kendisine. "Tür-
kiye'de aydınlann durumu nedir" diye
sormuştu. Yaşar Kemal şu ö\küyü anlattı
ona: "Bizım Anadolu köylüİeri hayvancı-
lıkla geçinir. Hayvanlann en büyük düş-
manı kurtlar. Köylüler bir kurt yakaladık-
lannda öldürmezler, kurşuna yazık oluı
diye... Tuzak kurup canh yakalarlar ve
boynuna bir çıngırak takarlar. O kurt ne-
reye gitse. çıngır çıngjr, sürünün bütün
köpekleri üstüne geür. Aandan ölür hay-
van. İşte bizim aydınlara böyle yapılıyor
Türkiye'de. Boyunlannda bir çıngırak.
köpekler salınıyor üstlerine."
İşte benim de boynuma böyle bir çıngı-
rak takıldı.
- Ne zaman karar verdiniz Fransa'yagel-
meye?
1947'de "bilgi-görgü" diye gelmek iste-
miştim zaten. Göndermediler tabü. 1954'-
te yedeksubay oldum. O zaman yedeksu-
baylann havacı olma şansı vardı. Kendi
kendime, "Havaa olursam, uçağa bineı
Paris'e giderim, Paris'ten haber gönderir;
gelin uçağınızı alın derim" diye düşün-
düm.
Olursun pilot dediler; git muayene ol,
gel.
Muayeneye gittik. Gözlerden takıldık.
Renk körlüğü var. Bağırdım, çağirdım;
uçak sürmekte renk körlüğünün ne önemi
var. diye.
Doktor, "Oğlum" dedi, "denizi orman,
ormanı deniz görürsün. Bizim uçak da gi-
der. sen de gıdersin. Olmaz öyle şey!"
Bunun üzerine Polatlı'da Topçu
Okulu'na gönderildim. Adamlar öyksine
kötü niyetli ki daha okuldayım. Poiaüı'ya
bir yazı gönderdiler: "Görülen lüzum üze-
rine bakanlık emrine aunan Hasan Ku-
dar'ın emekliye sevk edildigi, emeklilik
keseneğini nereden alacağımn kendisine
bildirilrnesi..."
Bölük komutanı beni çağjrtu. "Ne bu"
dedi.
"Yüzbaşım, gorüyorsun," dedim. "27
yaşında eü bastonlu emekli etmişler bizi."
"Nasü olur bu? İtiraz et" dedi.
" Yüzbaşun" dedim, "itirazı yok bunun.
Demokrat Parti'nin süpürge kanunu bu.
Bizi toz görmüşler, süpürüyorlar."
"Nasılyaşayacaksın?" diye sordu bana.
"Şimdilik asker tayını var" dedim.
"Sonrası Allah kerim."
Ama dertler bitmedi. Kara-
köse'yi çektim ben; biam Mehmet Özgü-
neş Polaılı'da askeri psikoloji öğretmeniy-
di. Bir süre sonra onu da sürmüşler,
Karaköse"ye geldi. Meğer haberimiz biz-
den önce varmış Karaköse'ye. Kıyamet
KÖY ENSTİTÜSÜ'NDEN ÖĞRETMENLİĞE
Yü 1948. Edremit'in Güre
köyü Ukokulunun
önündcyiz. "Hasan
öğretmen", 350 haneli bu
"güzel vezengin" köye
atanmış. Köye ilk geldiği
günkrde Hasan Kudar,
atandığı ilkokulun önünde
yine öğretmen olaneşi ve
meslektaşlan ile birlikte
objeküfe pozveriyor...
Soldan sağa doğru,
öğretmenNazmiye Eser,
Hasan öğretmenin eşi ve
meslektaşı Ayşe Kudar,
Hasan Kudar ve öğretmen
arkadaşlan Tayip Saka...
Biraz daha gerilere
gittiğimizde, 1945 yılında, Hasan Kudar'ı gepgenç
bir "öğretmen adayı" olarak görüyoruz
karşımızda...
Bu"vesikalık" fotoğraf Savaştepe
Köy Enstitüsü"nden mezun olmaya hazırlanan
"öğretmen adayı" Hasan Kudar'a ait. Fotoğrafın
arkasında. lOekim 1948 tarihinde Bahattin
Fırtma'yahitabenyazılmış bir cümle yer alıyor.
Savaştepeden omuzdaşı Bahattin Fırtına. aslmda
bu fotoğrafa daha önce "el koymuş"... İşte bu
yüzden Hasan Kudar. çekiminden üç yıl sonra
kendisi için oldukça önemli bir anı olan bu
"vesikalık"ın arkasına şunlan yazmış: "Ben
görmeden aldığm bu resim sana, hayatmda biricik
çaldığın eşya olsun. sevgilidost..." İşte şu anda
Bahattin Fırtına'nm albümkrindeyer alan iki
"Hasan Kudar" anısı...
koguyor. Karaköse, "Doğu emniyetı"mn
merkeziymiş. Rusya"ya yakın ya... Şimdi.
bir adli subay var tegmen; onu beni takibe
memur etmişler.
Bir gün, lapa lapa kar yağıyor... Kara-
köse'de tezek yakılır, tezek kokusu yapışı-
yor insanın burnuna. Adli subay takipçi,
"Gel şöyle bir dolaşım" dedi. Çıktık.
"Bana bak, dosyam rru geldi benim" di-
ye sordum.
"Evet" dedi.
"Hüsnü Bey" dedim, "ben bu kafayı
kestim. torbaya koydum, omuzuma as-
Um. Öyle geziyomm. Hesabımda, senin
bile beni öldürebileceğin olasılığı var.
Onun için hiç korkum yok. Yalruz" de-
dim. "bu devlet anlayışını yürüten köy
muhtanndan Cumhurbaşkam'na kadar,
Genelkurmay Başkanı'na kadar, hepsinin
anasını, avradını, geçmişini, geleceğini, ye-
dı göbek sülalesini... Düşündüğümü, ili
raporunda yazacaksın!"
"Yok" dedi, "ben her fikre saygı duya
rrm." "Yahu" dedim. "hangi fıkirden ötü
rü beni takip ettiğini bilıyor musun sen
Buna rru saygı duyuyorsun? Neyse" d<
dim, "kapatahm şunu."
Arkadaş olduk sonradan. Ondan sonı
ne varsa dosyada. bana aktarmaya başl
dı. MİT'in raporunu okuduk birlik.1
Şöyle yaayor MİT raporu: "Bu adaı
durmadan okur.. (Kahkahalar) okumaı
ğı zaman düşünür. (Yine kahkahalar).
keşke olsam. diye hayıflandığım bir ads
tarifı senin anlayacağm.
Yine aym takipçi subay. bir süre son
"Senin için karar \eremiyorlar" habeı
getirdi. "Doğu Beyazıt'a süreum" diy
larmış. Fakat tümen komuıanı, 27 Ma
çılardan, "Eminşu" Hay ati Atakar iste
yormuş. "Bu adam komünist ise d
kötü yere sürersek, daha çok* komü
olur. Elimizin altında dursun" diyorrr
İyi dedik, bundan kurtardık.
Fakat, askerliğin bitişine 45 gün kal
emir: Gizli ve acele. "Hasan Kudar'ı
irt'etayini..."
Ulan nasıl olur. diyor herkes. Yed<
bayın tayini çıkmaz ki. Bütün arkad
merakta: "Ne var. ne var?" diyoriat
dim, "Vardır birbokîuk. meraketme
15 gün de intikal hakkı var. Yollu
aldım, tam 15. günde Siirt'e gitüm..
tan iznimt kullanmamışım. Dedin
geldim, ama izrümi kullanmamıştı
rin ızin kağıdımı ben gidıyorum. İ
tince askerlik de biüyor zaten. Siirt
verdiler, ama son ayhğı göndermei
nesiyle nüfus kağıdımı ahkovdular