Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
AVFA CUMHURİYET 17MART1992SALJ
14 GÖRÜŞLER
BURAŞI
TÜBKİYE
FALUK ŞAHIN
Pravda ve Göneş
B
ınsı, paranın tek gerçek olduğuna ınananlar ta-
rafından çıkanlmıştı, adı Guneş'tı Ötekı, bulduk-
ianna mandıklan gerçeğın, parayı mutlaka yenece-
ğıne ınananlann sozcusuydu Adı Pravda'ydı, yanı
"Hakıkaf, yanı yanılmaz gerçek
Bırbınne bu kadar zıt ıvmelen temsıl eden ıkı gazetenın,
Hıkıkat ıle Guneş'ın, aynı gunlerde batması bır raslantı
kışkusuz Ama ınsanı duşündüren bır raslantı Ve duşün-
ddcçe anlam kazanan bır raslantı
Sovyetler Bırlığı Komunıst Partısrnın "organı" Pravda,
şu mutsuz yuzyıl basınının gokyuzundan geçen en buyuk
kuyruklu yıidızlanndan bındır kuşkusuz On zaman dılımı-
ne hukmeden dev bır ülkede her gun "memleket hakıkat
ayannı" veren 15 mılyon tırajlı veçoğu kezdort kuçuk say-
faiı mamut
Ve Guneş'ın romanı yazılsa, 1980'h yıllann Turkıye'sının
oyküsü çıkar karşımıza, o da kesın Tüm dındmızmı ve fır-
satçılığıyla, tüm sefahatı ve sefaieüyle, tum panltısı ve yû-
zevsellığı ıle tum ozvensı ve kalleşbğıyle Hırsızı ve pohsıy-
le Gorgülü'sü ve görgüsüyle O sayfalarda ınsanı ınsan ya-
pan ve ınsanhktan çıkaran her şey vardır çocuksu bır ıdea-
lızrn ıle kaşarlanmış orostopolluk, katıksız alınten ıle üç-
kâğıdın danıskası ıç ıçedır orada
* * *
Pravda 1912 yılında bır ıllegal gazete olarak çıkmış. beş
yıl sureyle adını değıştıre değışüre 1917'ye ulaşmıştı önce
onu okumak ve bu-
Pravda'nın 'hakikat'ine
ilk darbeyi Glasnost
vurdu. önce
Kremlinologlar Pravda'yı
eskisi kadar dikkatle
okumaktan vazgeçtiler.
Sonratirajinişe geçti.
Sonra parti çöktü.
lıındurmak suçtu
Ama Devnm'ın ardın-
nddn partının sozcusü
olduktan sonra, tum
bır ülkenın ve o ulkede
olupbıtenlen ızlemek
ısteyenlenn "zorunlu
okuma ödevi" halıne
geldı
Kremlın'm karanlık
kondorlanndakı ent-
nkalan ızlemek ıste-
yenler önce Pravda'nin sayfalanna bakarlardı Her haber
bır ıpucuydu, bır ıktıdar gostergesıydı Kırrun adı kırrun
adından yukandaysa onun gucü ötekınden fazla demektı
Bır adın Pravda'nın sayfalannda gorûnmez olması, o kışı-
nın belkı bır daha hıç gorülemeyeceğının de ışaretıydı
Kremlınolojı duzme-bıhmının Inal'ıydı Pravda Partı'-
nın-tepesındekı adam, Pravda'nın da edıtörüydü aslında
Gazetealık ıle sıyaset arasında bır aynm çızgısı yoktu Pat-
ron her zaman haklıydı Ta kı, gunün bınnde her zaman
haksız oluncaya kadar
Pravda'nın 'hakikat'ine ılk darbeyi Glasnost vurdu önce
Kremlınologlar Pravda"> ı eskısı kadar dikkatle okumaktan
vazgeçtiler Sonra tıraj ınışe geçtı Sonra partı çöktu
Bulduklan "hakıkaf'ın parayı yeneceğıne ınananlann
gazetesı parasızlıktan kapandı
••*
Paranın tek gerçek olduğuna ınananlann doğurduğu Gu-
neş'e gelınce Onun da yer yer müthış parlamış bır kuyruk-
lu yıldız olduğu soylenebılır Hele doğuşunda, Halley kadar
tantanası yapılmıştı 1980'lere damgasını basan yenı bır ya-
şam tarzının habercısıydı Ozal gelıyordu
Hara banker parasıyla yoğurulmuştu Bu yûzden, "ha-
ram para"' yuzunden, bana bu gazeteden kımseye hayır gel-
meyeceğını soylemıştı kımı Guneş kıdemlılen Nıtekım,
oyle oldu Bır çoğu kıdem tazmınatlannı bıle kurtaramadı-
lar Haramın ıçinde helal da yandı
Guneş'ın oyküsünde 1980'lerde Dallas'ı en fazla ızlenen
dızı yapan her şey vardır Guzellık yanşmalannda para sa-
vuran playboy'lardan açbktan olenlere kadar her şey Pa-
ranın, sermayenın her çeşıdı odunç alınmışı, çalınmışı, bor-
sada kazanılmışı, zorbalıkla gaspedılmışı
Guneş de yok artık, o da parasızlıktan battı
İkı donemı sımgeleyen ıkı gazete ıkı olu mu, yoksa ıkı
mezar taşı mı
9
60-30 YIL ÖNCE CUMHURİYET
1932:M.Troçki
Uç seneden ben Buyukada'da oturan M Troçkı'nın berayı
tedavı Çekoslovakya kaplıcalanna gıdeceğı yanlmıştı
M Troçkı'nın aradan epey bır muddet geçtığı halde bu
seyahaü yapmaması Avrupa gazetelennde bazı yanbş
haberlenn ınüşanna sebep olmuştur Bu meyanda avdet
vızesı temını ımkânı olmadığı, seyahat hattı guzergâhında
bulunan memleketlerden baalannın pasaponunu vıze etmek
ıstemedıklen deyazılmıştı
Aldığımız malumata nazaran M Troçkı, Çekoslovakya
seyahatınden sarfı nazaretmışdeğıldır Mumaıleyh avdet
vızesını temın etmıştır Hukumetımız tarafından kendısme
ıcapedenteshılatgostenlmıştır M Troçkı'nın
Çekoslovakya ıleTürkıyearasındakı memleketlerden
geçmesınedebırmanıobnadığıanlaşılmıştır M Troçkı
yakında pasaportuna aıt muamelelen bıürecek ve hareket
edecekür
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN
19.YÛZY/UN ŞAMPİYÖNLARI
1897't>E 8U6UN,ABD'*JlN CAZSON CJ7Y KENTIN-
O£ YAPILAN SlR MgŞlLAÇAM SONUNOA, OUNYA
AĞIKSIKLET BOKS ŞAMPiyONU P£ĞlŞTI. 1832
YIL/AJPAAI B£ei BU UNUANI TA$IMAIOA OLAN
AMBRIKAU SOKfÖR JAMES JOHA/ COBBE7T
(koastr) , iNGiuz RAK181 Rogezr RTZSIMMONS
(FfTSIMlNS:) KABŞ<SINPA 14- RAUMD ÛAYAA/A-
8lLMifn. YEhtl ÇAMPtYÛ/V FITZSIMMONS, DA
HA ONCE DE, ORmZllUETTE ÛNLU JPCK
D£MP£EY'l YEHM/ŞTI. COR8ETT VE FITZ-
ZIMMOUS, 8OKS ELDlveNL£RlNH4 YENI YE-
Nl GlVlLDıĞI YtUABDA SOKS YAP/Hlf, KO-
NULAN
Dokuz Yüz Seksen Bin Genç Insan
ProfJk. M. TAHİR HATİBOĞLU Gazi Üruversitesi Tıp Fakültesi
•••
B
u >d unıversıteye gırmek ıçın
980 bm kışı başvurmuştur
Bunlann hemen hepsı 18-20
yaş grubu genç ınsandır Bun-
dan böyle bu sayı azalmayacak, ar-
tacak Öyleyse, bunca genç ınsanın unı-
versıteye gınş sorununu ıvedıbkle çoz-
mek gerekır Sınav gunlennde geçışün-
len bırkaç soz dışında söz soylenmıyor
Türkıye, pek çok ulkenın nufusundan
çok olan bunca ınsanını okutmak zo-
rundadır öncelıkle ve ınançla sorun ele
alınmadığında ıkı bın yılında bu sayı bır
buçuk mılyonu aşacak, ertelenen sorun
ıçınden çıkılmaz duruma gelecektır
Turkıye, kuruluşundan otuz yıl önce-
sıne değın okuyacak oğrencı bulamayan
ulkedır Aılelenne zor kullanılarak ve
çeşıtlı özendırme yontemlen uygulana-
rak oğrencı alınan dönemler o kadar
çok eskı değıldır Koy Enstıtulenne na-
sıl oğrencı alındığı, yaş koşulunun bıle
aranmadığı yıllar çok değıl 50 yıl once-
dır Boyle bır donemı yaşayan ülkemız,
1960'dan sonra oğrencı yığını ve okuma
ıstemıyle karşılaşmıştır Hızla gelışen bu
olguya karşılık hazırlıksız olunması, gü-
numüzun ağır sorununu gundeme getır-
mıştır
Her yıl yaşanan bu utanç tablosunu
ortadan kaldırmak ıktıdarlann bınncıl
ödevı olmalıdır
Bır mılyonluk sayı bır bınkım sonucu
ortaya çıkmıştır Bu bınkım 1960 larda
başlamıştır Ilk yıllarda çok kuçuk ço-
zumlerle engeller aşılabılmıştır Ancak
yığınlar arttıkça çozumden korkulmuş
ve erteîenmesı yeğlenmışür 1961'de
unıversıteye gırmek ıçın 11 492 oğrencı
başvurmuştur Bugün bu sayı yuz mıslı
olmuştur O gunden bugüne nüfus ıkı
mısb artarken oğrencı sayısındakı artış
yüz mıslıdır Bu durum aynı artış hızıyla
devam edecektır
1961'de, gunun Mıllı Eğıtım Bakanı
Ahmet Tahtakıbç, öğrenalenn tamamı-
nın yerleştınlmesı ıçın ıkılı ya da gece
eğjtımıne geçılmesı gereküğın] vurgula-
mıştır (1) Otuz yıl sonra değışen bır şey
yok ve yıne çözumlenemeyen bırkaç so-
rundan bınsı de budur
Çozum ıçın her yurttaş düşunmelıdır
Hep eleştm ve polıtık sozlerle olayı kül-
lendınnek olmuyor ve olmadığı gorul-
muştur Kanımızca bınnal çozum, ne-
redeyse yoklaşrruş lıse evresının çok cıd-
dı şekılde ele alınmasıdır
Bugun lıseye yazılan bır oğrena bılsın
bılmesın, uç yıl sonra lıseyı bıtırmekte-
dır Her yıl uretılen yapay ve sıyasal çı-
kar yontemlenyle her oğrena sınıfını
geçmektedır Aynca bselenn son sınıfla-
n sınıf obnaktan çıkmıştır Bu bır yıl
"adet yennı bulsun" anlayışıyla vardır
1991 yılında başvuran
öğrencinin yüzde 23'ü bir
yükseköğretim kurumunda
okuma sansını
bulabilmiştir. Bu oran yeni
çözümler olmazsa
değişmeyecektir.
oğrena lısede ıyı hazırlanmamışsa
ünıversıtede de ıyı olmuyor Yetersız
düzeyde gelen oğrenaler, unıversıtelere
yuk olmaktalar ve eğıtımı aşağıya çek-
meye zorlamaktadırlar Bu durumda
yapılması gereken, bugun ortaoğreüm
olarak kabul ettığımız lıse ve dengı eğıtı-
mın yeterlı duruma getınlmesıdır
Yükseköğretim evresı ıkı kurumda
orgutlenmelıdır Yuksekokullar ve unı-
versıteler Bunlardan uruversıtelenn sa-
yısında çokluk değıl nıtelık one çıkmalı-
dır
Yuksekokullar eskıden olduğu gıbı
ayn kurumlar olarak duşunulmelıdır
Bunlar Mıllı Eğıtım Bakanbğı'nın ılgılı
kurumlan olarak yan ozerk merkezı bır
orgute bağlanmalıdırlar
Bızce en onembsı, eğıtım ılkelen, tıpkı
Köy Ensütulen'nde olduğu gıbı "ış ıçın
ış yoluyla ve ış ıçınde eğıtım" olmalıdır
Bu ılkeyle oğrena gorduğu eğıtımın
mesleğıru tam olarak öğrenmış olacak,
çevreyı aydınlatacak ve Koy Enstıtu-
Ien'nde oiduğu gıbı kendı eğıtım araçla-
nnı ve bma'annı kendılen yapacaktır
Yaygın eğıtım ünıversıtelen kurulma-
lıdır Bellı dallarda bugunku açıkoğre-
tım yontemıyle ıleüşım araçlanndan ya-
rarlanılarak eğıtım >apılabıbr Bu tur
eğıtımden şımdı olduğu gıbı yetışkınler
yararlanabıbr
Bugun Turkıye'de Açıkoğretım Fa-
kultesı'nın ışlevını kımse yadsıyama?
Oyleyse, bunu, bır fakulte ıçınde değıl
bırkaç unıversıte ıçınde orguüemek ola-
sıdır Öte yandan bır başka seçenek de
otuz yıl once de duşunulduğu gıbı ıkılı
ya da gece eğıtımıne geçılmesıdır
Önerdığımız seçenekler başlangıçta
sevımsız gelebılır Ancak her yenı ku-
rumda olabılecekler burada da gorûle-
cektır Yeter kı olayın ustune ınançla ve
kararblıkla gıdılebılsın Bır mılyon genç
ınsan bızım çocuklanmız Aynca ınsan-
lanmızın eğıtımb olması hepımızın ve
ulkemızın yarannadır Insan hakkımn
çağdaş anlamda kullanılması, savunul-
ması ve demokrasının gebşmesı de eğı-
tım statusu yüksek ınsanlarla gerçekle-
şecektır
1991 yılında başvuran oğrenanın
yuzde 23'u bır yükseköğretim kuru-
munda okuma şansını bulabilmiştir Bu
oran yenı çozumler olmazsa değışmeye-
cektır Sunye'de bıle yuksekoğretımde
okullaşma oranı yüzde 18 ıken bu oran
bızde yüzde 9'dur (Açıkoğretım dışın-
da)
Burada gozardı edılmemesı gereken,
araştırma ünıversıtelenrun tam anla-
mıyla ozerk ve ozgur olmasıdır Bır baş-
ka konu da bu çıkmazı bugunku YÖK
sıstemıyle çozme yanbşına düşulmeme-
sıdır YÖK sıstem olarak çağdışıdır,
ünıversıtelen ne duruma getırdığı orta-
dadır ve aynca yıpranmış ve sevımsız-
dır Eskımış ve sonu gelmış bır kurumla
yenıyı yakalamanın zorluğunu da bıl-
mek gerekır
(1)Cumhunyet 511 1961
FERRUHDOĞAN
^ATIPAN ve POĞUPAN
ÛELEM ALÇAKBASINÇ
SİSTEMLERİNİN....
ÜL.
İdapi Yapıdaki Çarpıklıklar
İSTEMtHAN TALAY İçel Milletveküi, SHP Parti Meclisi Üyesi
T
ürkıye'de ıdare mekanız-
masının her bakımdan eskıdı-
ğı ve kullandığı teknık ve yon-
temler ve uğraştığı konular
açılanndan da bütunuyîe yetersız bır sıs-
temedönüştuğu herkes tarafından bılın-
mektedır Dığer taraftan ışbaşına gelen
hükümetlenn ıdarenın duzenlenmesını
addı ve süreklı bır uğraş olarak değer-
lendınp etkın ve venmlı çalışacak bır
yapı kurmak yenne partızan amaçlarla
ve kendı ışlenne geldığınce bazı çalışma-
lara yoneldıklen de bılınen gerçekier
arasında bulunnaktadır
Yenı oluşturulan kurumlar, eskı ve
çürük yapı uzennde kurulduğu ıçın
hukumetlenn ıyı nıyetlı cabalannın bır
ürünu olmalan durumunda bıle ıstenen
sonucu verememekte ve kısa surede bu
yenı orgutlenn de yozlaştığı gozlemlen-
mektedır
îdan reform cabşmalan, hukümetier-
den hükümetlere mtıkal eden duzenlı ve
sısteml: bır çalışma halıne donuşturule-
medığı ıçın çok küçuk aksaklıklann gı-
denlmesı bıle mumkun olmamakta ve
yonetım sıstemımız umutsuz bır goru-
num ıçınde bulunmaktadır
Genel durum boyle ıken DYP-SHP
ıktıdannın Turk ıdaresının duzenlen-
mesı konulannda geçmış hukumetler-
den daha olumlu bır çaba ıçınde oldu-
ğunu veya daha başanlı çabşmalar
yaptığını ıfade etmek de bugun ıçın
mumkun gorunmemektedır Çunku
Turk ıdare yapısını duzenlemek veya re-
organıze etmekle gorevlendınlmış bır sı-
yası makam bu ıktıdarda henuz mevcut
olmadığı gıbı bu doğrultuda kamuoyu-
na yansıyan bır ıdan çalışma da şu ana
kadar mevcut bulunmamaktadır
Öte yandan DYP-SHP koalısyonu-
nun kurulması sırasında ve sonrasında
bazı yenı bakanlık ve orgutlenn oluştu-
rulması karannın addı bır esasa ve
dmacd dayandınldığını ıddıa etmek de
gerçeku gorunmemektedır
Ne hıkmetse, bakanlık paylaşımı sıra-
sında SHP'ye bırakılan ınsan haklan so-
runlan, kadın sorunlan, denızalık so-
runlan, konut ve kentleşme sorunlan
bakanbklannın ıdan yapımızdakı kar-
maşayı daha da arttırmaktan ote bır ya-
rar sağlamayacaklan ılende daha net
bır bıçımde ortaya çıkacaktır
Bununla beraber devlet yonetımıne
çok amatorce yaklaşan bır duşuncenın
urunu olarak ıdan vapımıza >erleştml-
meye calışılan bu bakanlıklann yakın
bır gelecekte hem hukumetın, ama ozel-
lıkle de SHP'nın uzennde Damoklesın
kılıa gıbı sureklı bır başansızhk tehdıdı
yaratacağı gerçeğı de gozlerden uzak tu-
tulmamabdır
Bundan sonra gelen
hükümetlerin kaldırmaları
için bahane arayacakları
kuruluşlardan öteye gitmeleri
beklenmeyen "sorunlu
bakanlıklann^ üzerine
"görmemiş mantığıyla"
atlamış olması, SHP için
ciddi bir hata olmuştur.
Ulke yonetımını veya partı yonetımı-
nı veya herhangı bır kuruluşun yone-
tımını, ' ben yaptım oldu' mantığı ıle
yurutmenın mumkun olmadığı veya
boyle yapılsa bıle sonuçlann başanlı ol-
madığı geçmış dene>lerden bılınmekte-
dır Bu arada bazı sorunlan çok fazla
konuşarak veya bu sorunlara ılışkın 01-
gutler kurarak soz konusu meselelen
çozebıleceğımızı varsayan ve hayalcı bır
yonetım anlayışını >ansıtan bu "herso-
runa bır bakanlık ' uygulaması, SHP'-
nın de hukumetın de geleceğını bu ba-
kanlıklann başdnsızlığına endekslemesı
bakımından cıddı bır hata olarak de-
gerlendınlmelıdır
Burada uzennde asıl durulması gere-
ken dığer bır husus da gelışmış ülkelenn
yonetım sorunlannın çozumu ıçın bu-
rokrasıyı ortadan kaldırmaya yöneldık-
len bıhnırkcn büyük ıddıalarla gelen bır
ıktıdann geçmışte yaptığı eleştınlen
unutarak kendısının de gereksız orgut-
ler yaratma yoluna gıtmesıdır Uzucu
olan, geçmış hükumetler dönemınde ol-
duğu gıbı bu ıktıdar dönemınde de kışı-
lenn tatmınını ön planda tutan endışe-
lerle yapay orgutlenmelere gıdılmesı ve
kışılere gereksız paye dağıtımının de-
vam ettınlmesıdır
Bılınmelıdır kı muhalefette ıken eleş-
tınlen yonetım hataiannın ıktıdara ge-
lınce duzeltılmek şoyle dursun, benzer-
lennın yapılmaya devam ettmlmesı par-
tımızın daha çok yıpranmasına neden
olmaktan başka bır sonuç vermemekte-
dır Işın daha da kotu yanı, muhalefette
ıken eleştınp kaldınlacağı vaat edılen bu
tur gereksız kurumlar tehlıkelı ve anor-
mal buyukluklere ulaştığı ıçın kendı
dokunulmazlıklannı da beraberlennde
getırmekte ve kaldınlmalan da mum-
kun olmamaktadır
SHP ve DYP'nın yıllarca eleştınp kal-
dırmavı vaat ettıklen koruculuk sıstemı
ve olağanustu bolge valılıklen gıbı kuru-
luşlar, yararb olduklan ıçın değıl, artık
dokunulamayacak buyukluklere ulaş-
tıklan ıçın bunlann kaldınlması konu-
sunda hukumetten herhangı bır gınşım
ortaya çıkmamaktadır
Orgutlenmesı, personel ve malı ola-
nakjara kavuşması ve etkın bır çalışma
duzenıne geçmelen ıgn belkı de yıllar
gerekecek olan, ama sonuçta bundan
sonra gelen hukumetlenn kaldırmalan
ıçın bdhdnearayacaklan kuruluşlardan
oteye gıtmelen beklenmeyen "sorunlu
bakanlıklann" uzenne "gormemış
mantığıyla' atlamış olması SHP ıçın
addı bır hata olmuştur Dıleğunız de-
ğerlı bakanlann kendı kışıscl becenlc-
nyle kendılenne emanet edılmış olan bu
sorun yumaklarını en kolay şekılde ço/-
me başansını gosterebılmelendır
BLOKNOT
YAĞMUR ATSIZ
Asıl Olağanöstü Hal
G
erek 1980'lennsonunda, gerekse 'Cumhunyet'-
e yazmaya başladıktan sonra donup dolaşıp
hep değmdığım bır soru vardır Acaba Türkıye,
devlet olarak "ucuncu kume"den 'ıkma kume'-
ye yukseldıkten sonra orada 'hakkını vererek" oynayabı-
lecekmı''
Bu soru ılk zıhnımı kurcalamaya başladığı sıralarda Tür-
kıye'nın bır "takım' olarak ıkına kumeye yukselmesı, gerçı
bence kaçınıbnaz, fakat orta vadelı bır ıştı Sonra tanhsel
gelışmelenn o cumlemızı şaşırtan hızı ıçınde Turkıye (ade-
ta
1
) ansızın "ıkıncı kume"ye yukselıverdı kı bu da henüz se-
kız on ay oncesının meselesı, yanı bır yıl bıle değıl daha
Başka bır deyışle ve aynı teşbıh çerçevesı ıçınde Türkıye,
"fikstur"dekı bırtakım beklenmedık oynamalar, baa ta-
kımlann ıç problemler sonucu lıgden çekılmesı vs gıbı değı-
şık sebeplenn bır araya gelmesıyle "bıleğının hakkı" obnak-
sızın ıkına kümede buldu kendını
Bu durumu, rahmetlı Kemal Tahır'ın uslubu ıle "Sevın,
köpoğlusu
1
" dı> e geçıştıremeyız Turkıye, kaza ve kadenn
sevkıyle bıle olsa, yenı yukseldığı kumenın hakkını vererek
"oynamak" zorundadır
Öysa son zamanlarda Turk hanayesı bırtakım tıknefes-
lık ve şaşkınbk emarelen gostenyor Bu, dıplomatlanmızm
ferdı becenksızlıklennden değıl, merkezı "managment"-
dekı yeteneksızlıkten, acıkçası orta ve uzun vadelı perspek-
tıf noksanlığından ılen gelen bır duruma benzıyor
Tabıı bır de artan ış hacmı karşısında eksık kalan perso-
nel hacmmden Mesela sadece konsolosluklanmızda, bınn-
a sınıf bır eğıtımden geçmış olmalanna rağmen, her gun
yuzlerce pasaport uzatma damgasının altına ımza atmak-
tan başka bır ış gormeyen en az 50 dıplomatımız, kehmenın
tam anlamıyla heba olup gıdıyor Bır bakıma ağır makınelı
tufekle serçe avına gjtmek gıbı bır şey Oysa bu basıt meka-
nık ışı, sırf bu amaçla goreve alınmış (hukuk ıkıden terk
1
)
memurlara yaptınp o 50 dıplomatı çaplanna uygun ışlerde
kullanmak mumkun
Ama bunun ıçın Avrasya yollannda hıngır hıngır koşuş-
turmaktan baş alıp yenı bır orgutlenme modelı uzennde sa-
lım kafa>la ımal-ı fikreylemek şart
Kısa süre once hem Turkçeyı ve hem de Turk dunyasının
meselelennı çok ıyı (belkı Abnanya'da en ıyı) bılen bır mes-
lektaş, "Frankfur«er Allgemeıne Zeıtung" yorumculann-
dan VVolfgang Gunter Lerch, Dışışlen Bakanı Hıkmet Çe-
tın'ı, "Sevıl Berben" Operası'ndakı "Fıgaro"ya benzetıyor-
du Bılındığı uzere Fıgaro, olaylann hızb aktşı ıçınde oylesı-
ne yalpalamaya başlar kı artıİc bır turlü "doğru zamanda,
doğru yerde, doğru kavga"yı veremez olur Lerch, hakb
olarak Sayın Çetın'ın, artık Baku'de mı, Duşenbe'de mı,
Saraybosna'da mı, Alma-Ata'da mı. Pınşıtıne yahut Üs-
küp'te mı olması gerektığını bılemez hale geldığıne dıkkatı
çekıyor
Pekı, ama bu bır yazgı mı°
Elbe'te kı ışler çok yoğun Elbette kı ışler artık, yıne
Lerch'ın deyışıyle "Turkıye'nın boyunu aşmaya başbyor "
Ama Turkıye bütun bunlann ustesınden gelecek beyın gü-
cune sahıp değıl mı
9
Zerre kadar şuphem yok kı sahıp
Yıne zerre kadar şüphem yok kı Dışışlen'nde bazı akıllı
kımseler kendı başlanna bu konular uzennde kafa yoruyor-
lardır Fakat gorunen, bu ınsanlann, etkın bır yonetım al-
tında oturup etkın ve yararlı bır yenı konsept uzennde çabş-
mamalan, çünkü çabştınlmamalan
Bu, tıpık bır "uçuncu kume" sendromudur
1
Turkıye'nın şaşkınlığıErmenıstan-Azerbaycan sorununda
hanı neredeyse Ermenıstan'ın tarafını tutar gıbı bır görun-
tuye gırmesınde de kendını bellı ettı kı bu sadece tek bır or-
nek
Hazır o bolgeden bahsederken Yıne Baku'de, Turkıye ıle
îran arasında "muşten kızıştırma"yı kendıne şıaredmmış
bır kaypak KP kazıntısı Hasanof la bu kadar ıçlı dışlı olma-
nın ne âlemı var
9
O ve benzerlen ılk demokraük seçımde ha-
zan yaprağı gıbı savrulup gıdınce, genye kalacak olan Halk
Cephesı lıderlennın onune sonra hangı yuzle çıkacak Türkı-
yC
Bence şımdı Hanaye'nın en guncel gorev lennden bın, bır
"duşunce fabnkası" kurmak olmalıdır Bunun ıçınse, gün
ve devran görmuş emeklı dıplomatlanmız da reaktıve edıl-
mebdır Belkı gaddarca bır ıfade, ama hasta doşeklennden
bıle alınıp yenıden goreve getınlmelıdırler Turkıye, onlann
muhtemelen bıraz yorgun ama yıne de paha bıcılmez de-
ğerdekı beyınlennden en son "fikır şeraresı"nı dahı abnak-
sızın onlan gen gondermemelıdır
"Olağanustu hal, olağanustu hal " dıye çırpınmaktan
neredeyse babalanmız tutacak
1
O>sa Turkıye, Guneydoğu'dakı o gözünü kan ve kın bü-
rumuş bırkaç bın sergerde ıle o^ılann Ankara ve İstanbul'-
dakı ınlı ufakb, erkeklı dışılı uzantılanyla nasıl olsa baş
eder
Asıl "olağanustu hal" orada değıl burada gerek
1
OKURLARDAN
Hükümetten beklediklerimiz
Çdgdaş ınsan orgutlu
ınsandır" şıan ıle vola çıkan
bız beıedıye memur'an.
ana> asa ve yasalarda
memurlann sendıkala^ması
onundeyasal hıçbırengel
olmadığı noktasından"
hareketle
grev lı-toplusozleşmelı
sendıkal mucadeleye
başladık
Ana>asanın90
maddesınden hareketle TC
hukumetlennın ımzaladığı ve
parlamento tarafından
onaylanan uluslararası
sozleşmelere de davanak
yaparakfiılısendıkal
mucadelemızı tum kevfi
engellere ve yasadışı
baskılara rağmen bugunlere
getırdık
Yenı kurulanDYPve SHP
koalısyonu gerek prolokolde
gerekse hukumeı
programında kamu
çalışanlanna sendıkal hdklar
tanıvacağını behrttı
Hukumetten taleplenmızı
şo> le sıralayabılınz
•Geçmış hukumetın Içışlen
Bakanı tarafından
>ayımlananve
scndıkaldşmdmızın
cngellenmesıne vonclık
Içı^lcrı Bakaniığıgenelgcvı
ıptaledılmelıdır Menıur
scndıkalan hakkındakı
dı,ılmışdava!arduşurulmeiı
kurulmuşvekuruhKak
st.ndıkalarlanınmjİKİıı
•Tum mcınurl.ıra si\d*>ot
\apina\CMVdsiparulcreu\i.
olnı > hakk' tanınmalıdır
sendıkalanmızla ılgılı yasal
duzenlemeler >apılırken
bızlenn de goruşu
ahnmalıdır Bu yasalarda
sendıkanın gerçek tanımına
u>gun olarak toplusözleşme
ve grev hakkımız, tanınarak
guvenceye alınmalıdır
Bunun ılk adımı olarak da
Çalışma Bakanlığı,
toplusözleşme yetkı
belgemızı vermelıdır
•Hukumetın yetkılı
organlanyla penyodık ve
gundemlı goruşmeler
vapmayı talepedıyoruz
•Odenmemış Tasarruf
Teşvık Fonu'nun kesıntılen
faızlenyle odenmelı ve
memuryaranna olmayan bu
kesıntı kaldmlmalıdır
• Emeklı Sandığı na aıt tum
sos>altesıslerden gerçek
sahıbı olan kamu
çaiışaniannın yararlanmalan
sağldnmalı, bunun ıçın
memursendıkalan konunun
duzenlenmesınde (ıdare,
ışletme. kullanma) soz sahıbı
olmalıdır
• Lojman tazmınatı tüm
kamu emekçılenneeşıt ve
adıl şekılde genye donuşlu
olarak odenmelıdır
• Konut Fonu kesıntılenne
son venlerek aynı oran
maaşlara eklenmelı ve
bugune kadar yapılan
kesıntılcr odenmelıdır
•Çalışma yaşamını
diL?cnle>entum
aniı-demokratık yasalar
kaldmlmalıdır
VİCDANBAVKARA
Tum-Bcl-Sen Genel BaşLanı